Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Bir sevgili arkadaşımın ( gugukcuk ) dediği gibi coğrafyayı sevmek mühimdir, bir adım öte onun da izniyle ben bu kültürü sevelim diyorum. Bir arada yaşamayı başarmış, en azından bunun için belli bir müddet direnmiş bir insanlar topluluğunun çocuklarıyız.

Kâh dini algılayışımız da olsun, kâh millet algılayışımız da olsun pek mühim müşterek noktalarda buluşmayı başarmış bir milletiz. Bugün için bahsetmiyorum ama dün bunu başardık neden bir defa daha yapamayalım ? Ben yalnızca İlber abinin ( ortaylı ) tanzimat misalini vermeyeceğim, ve biz yalnızca İstanbulda da değil pek çok anadolu kasabasında farklılıklar içinde mesut ve anlayışlı yaşlayan insanların çocuklarıyız ve bu onların çocukları olmaklığımızı da kan bağı olarak görmeyelim bu kültür bağıdır..

Daha evvel bir kaç yerde zikrettiğim gibi o nesil tükendi hem savaşlarda hem de göçlerde fakat anladığım kadarı ile yavaş yavaş yeniden anlayışlı, ve değer sahibi insanlara kavuşuyoruz bu forum bunun en güzel örneklerinden birisi. Tabi bu zihin aşamasını geçemeyen iptidai düşüncelere de rastlayabiliriz. Nihayetinde adamın biri ''ne olursan ol gel'' derken öteki zevk için şehir yakıyordu..Olsun biz bunu aşacağız, bu kader ihtimalidir...

Şu forumda Bekir diye bir adam var elbette bu zeka bize Tanrının bir lütfu tüm insanlar gibi. Hal böyleyken birlikte yaşama ve ötekini anlama hususunda neden endişeye kapılayım ki !!!!

Peki hangi müşterek noktalarda buluşuruz diye soran mı oldu ?

1. Öncelikle her zaman serinkanlı olabilmeyi öğrenmemiz elzemdir.

2. Yanıbaşımızdaki kişileri ve insanları giyimlerinden, dillerinden, dinlerinden, mezheplerinden, renginden, sosyal sınıfından naşi tehlike olarak görmekten vazgeçmeliyiz. herkes bir hayat yaşar yanlış da yapan olur ve kanunlar bunun için vardır.

3. Ötekine sırt çevirmek onu anlamaktan her zaman daha kolaydır, kolaycılığa kaçmayalım.

4. Herkes Fenerli, Kamyoncu, Hanefi ya da Cemalist olmayabilir, zaten olmamalıdır da hayat farklılıklarla güzeldir, renk budur, birden çok olduğunda biz bir diğerinin tadını daha çok alabiliriz.

Keşki bu yazıya katkıda bulunanlar da olsa.....

 

bozan

Gönderi tarihi:

Nereden başlayacağımı bilemiyorum, ama biryerlerden de başlamalıyız değil mi? Bu konuyu nasıl görmedim bilmiyorum zira açtığınız hemen bütün başlıklara bir bakıyordum. Ancak, dünkü İbni Tufeyl'in Hay adlı hikayesine dair yazdıklarınızdan sonra tartışmak için ne kadar cahil olduğumu farkettim ve bunun üzerine ara vermeye karar verdim. Dünden beridir şiddetli bir sancı yaşıyorum ve dahası ağırlıklı olarak katıldığım konular din başlığı altında olduğu ve güncel konulara pek fazla girip çıkmadığım için görmemişim...

 

Aslında övünülecek pek fazla bir tarafım yok ama tarafınızdan böyle kabul edilmek bile benim için bir övünç kaynağıdır. Ziyadesiyle onore oldum. (Bu kelimeyi bir türlü sevemedim ama yerine koyacak başka birşey de bulamadım)...

 

Konuya değinirsem; Bu toprakların çocukları olarak tarihte dünyaya belki de başkaca bir örneği olmayan bir şeyi gösterdik ki, bu hepimizin bir bütün olabileceğiydi. Bugün artık bütün olabilir miyiz? Sanmıyorum, bütün olmayı bırakalım, birbirimizi anlayabiliyor muyuz...Anlamayı es geçelim, birbirimizi dinliyor muyuz...

 

Foruma katıldığım ilk günden beridir inişli çıkışlı bir seyir takip ettim. Gittim ve geri döndüm. Zira tartışmaya başlayınca irtifa kaybetmemek mümkün değildi. Zira bazılarına düşmanlık duyabiliyordum, hissediyordum. Düşmanlık beslediğimde o kişi doğruyu söylese dahi kabul etmekte zorluk çekeceğimi kestirebiliyordum. Belki bir daha gideceğim ama bu eksikliklerimi gördüğüm için olacak, bazı arkadaşlara da kafalarını bir defa dinlendirmeleri, düşmanlıkları unutmaları için arada bir gitmelerini tavsiye edebilirim. Mesela 8-10 gün yazı yazmayın, özleyin birşeyleri...Ben öğrenmek için ayrılmayı düşünüyorum, siz özlemek, dinlemek için ayrılın...

 

Biliyorum, konu bazılarına gitmelerini tavsiye etmem için açılmamıştır...Konu birbirimizi anlamamıza yardımcı olmak için açılmıştır. Belki, birbirimizi anlamamızda birbirimizin dostu olmasak da birbirimizden uzak kalmak etkili olacaktır. Bunun yetmeyeceğini de biliyorum zira tartışmalara katıldıktan 10-30 gün içerisinde tekrar aynı ruh haline bürüneceğimiz kuvvetle muhtemel ve işte bu noktada "bozan" abimin reçetesi imdada yetişiyor belki de benim verdiğim reçete hiç bir işe yaramaz siz en iyisi onun reçetesini uygulayın...

 

Daha önce bir nakilde bulunmuştum. Sanırım şöyleydi... "Söylediğiniz, söylemek istediğiniz, söylediğinizi sandığınız, karşınızdakinin duymak istediği, duyduğunu sandığı, duyduğu şeyler arasında farklar vardır ve dolayısıyla birbirinizi yanlış anlamanız için en az 9 ihtimal vardır."

Bu durum sadece sözler neticesinde yanlış anlamakla alakalı. Bir de doğru anladığımız sözler var ki o zaman nasıl sinirlenmeyeceksiniz...Bunu sanırım ben tavsiye edemem, zira ben birkaç defa aşırı derecede sinirlendim ve bu sinirli halimle cevaplar verdim. Şimdi kalkıp da ben insanlara sinirlenmeyin veya sinirlendiğinizde cevap vermeyin dersem "Dinime dahleden bari müselman olsa" diyecekler çıkabilir.

 

Ama ne olursa olsun "Ötekine sırt çevirmek onu anlamaktan her zaman daha kolaydır, kolaycılığa kaçmayalım" bunu yapmaya çalışalım,,, hiç olmazsa arada bir bu sözü hatırlayalım...

 

Çok uzun oldu galiba ve açıkçası ne yazdığımı ne dediğimi ben bile anlayamaz oldum...

 

Herkes kendisine nasıl selam vermemi istiyorsa öyle selam verdiğimi varsayıp mukabele edebilir...

Ben müslümanlara selamün aleyküm diyorum...

Gönderi tarihi:

Sevgili bozan,.O kıvılcam çoktan düştü.Her rengi ile her ahengi ile bu coğrafyanın rengarenk insanları ,yavaş yavaş ateşin etrafında toplanıp bu ANADOLU'nun türkülerini yeniden söyleyecekler.

Yavaş yavaş nereye doğru çekildiğimizi yada yarınlarda nelerin kullanılabileceğini bilmiyoruz.Ama birilerinin hesaplarında olduğumuzu çok iyi biliyoruz.

Bulanık puslu gelecekte,birilerinin tuzaklarını hissediyoruz ama nerede kurulduğu göremiyoruz.

Ama yavaş yavaş bu bulanıklık kayboluyor.

Yavaş yavaş birbirimizi inançlarımızın,ideolojilerimizin dışında sevmeye başladık.

Ne kadar çok bilgiyi taşırsak o kadar çok bilgeliğe ulaşacağımızı,ne kadar yakınlaşırsak o kadar çok birbirimizi kabulleneceğimizi biliyoruz.

Bernard russell bir matematik dehası idi.yetmişli yıllarında hala profesörlük yaparken bir ögrencisinin uyarısı ile yıllarca yaptığı yanlış hesaplamanın farkına vararak ögrencilerinden özür dilemiştir.

Bu tevazuu diğer ülkelerde birey bazında olabilir ama bizim ülkemizde çok daha derindir.Gelenekselleşmiştir.

Önemli olan bu güzelliğimizi yeni kuşaklarla tanıştırmaktır sevgili bozan.

Zaten bu müthiş adımı attınız.

İnanıyorum ki bu ayak sesi bircok ayaklarıda harekete geçirecektir.

Her ülkenin aydınlık insanları o ülkenin güneşidir.

 

sevgilerimle, :clover:

Gönderi tarihi:

 

Bir sevgili arkadaşımın ( gugukcuk ) dediği gibi coğrafyayı sevmek mühimdir, bir adım öte onun da izniyle ben bu kültürü sevelim diyorum. Bir arada yaşamayı başarmış, en azından bunun için belli bir müddet direnmiş bir insanlar topluluğunun çocuklarıyız.

Kâh dini algılayışımız da olsun, kâh millet algılayışımız da olsun pek mühim müşterek noktalarda buluşmayı başarmış bir milletiz. Bugün için bahsetmiyorum ama dün bunu başardık neden bir defa daha yapamayalım ? Ben yalnızca İlber abinin ( ortaylı ) tanzimat misalini vermeyeceğim, ve biz yalnızca İstanbulda da değil pek çok anadolu kasabasında farklılıklar içinde mesut ve anlayışlı yaşlayan insanların çocuklarıyız ve bu onların çocukları olmaklığımızı da kan bağı olarak görmeyelim bu kültür bağıdır..

Daha evvel bir kaç yerde zikrettiğim gibi o nesil tükendi hem savaşlarda hem de göçlerde fakat anladığım kadarı ile yavaş yavaş yeniden anlayışlı, ve değer sahibi insanlara kavuşuyoruz bu forum bunun en güzel örneklerinden birisi. Tabi bu zihin aşamasını geçemeyen iptidai düşüncelere de rastlayabiliriz. Nihayetinde adamın biri ''ne olursan ol gel'' derken öteki zevk için şehir yakıyordu..Olsun biz bunu aşacağız, bu kader ihtimalidir...

Şu forumda Bekir diye bir adam var elbette bu zeka bize Tanrının bir lütfu tüm insanlar gibi. Hal böyleyken birlikte yaşama ve ötekini anlama hususunda neden endişeye kapılayım ki !!!!

Peki hangi müşterek noktalarda buluşuruz diye soran mı oldu ?

1. Öncelikle her zaman serinkanlı olabilmeyi öğrenmemiz elzemdir.

2. Yanıbaşımızdaki kişileri ve insanları giyimlerinden, dillerinden, dinlerinden, mezheplerinden, renginden, sosyal sınıfından naşi tehlike olarak görmekten vazgeçmeliyiz. herkes bir hayat yaşar yanlış da yapan olur ve kanunlar bunun için vardır.

3. Ötekine sırt çevirmek onu anlamaktan her zaman daha kolaydır, kolaycılığa kaçmayalım.

4. Herkes Fenerli, Kamyoncu, Hanefi ya da Cemalist olmayabilir, zaten olmamalıdır da hayat farklılıklarla güzeldir, renk budur, birden çok olduğunda biz bir diğerinin tadını daha çok alabiliriz.

Keşki bu yazıya katkıda bulunanlar da olsa.....

 

bozan

 

yazına hak veriyorum..insanları fikirlerinden yada yaşam tarzlarından vs..eleştırmemeyi hayat bana çoktan öğretti..öyle oluyor ki karşısındakinin fikirlerine tükürükle cevap veren bir insan bıle,hayat sürecınde tükürdüğü fıkre dönebılıyor..insanlar saf değiştirebılıyor..

 

insan değişkendır,hayatta,şartları da;o nedenle ''asla''dıye bırşey yoktur..eleştırdığımız,küçümsediğimiz,dışladığımız hayatlar,fıkırler;gün gelır canla sarıldığımız hayatlar fıkırler olabılır..

 

saygı ve hoşgörü dileklerımle..

Gönderi tarihi:

doğrusun bozan..birarada yaşamayı öğrenmeliyiz..birbirimize tahammül etmeyide..bir flozofun da dediği gibi..kendi kargaşasını yenememiş insan yıldız doğurtamamış bir karanlığa benzer..toplum olarakta yenmeliyiz bu kargaşayı,gerekirse ödenecek bedellerlede olsa..bizler karanlıkta kalmamalıyız..

Gönderi tarihi:

Tüm yaşanan olumsuzluklara rağmen birarada yaşamayı sürdürebildiğimize inanıyorum.Başka bir coğrafyada olsa bu yaşananlar çoktan daha kötü sonuçları da beraberinde getirmiş olurdu.Sanırım hoşgörümüzü korumak insanların aldıkları terbiye ve eğitimlede ilgili bu tarz insanların çokluğu da beraberinde hoşgörülü toplumları getirecektir.Ancak ülkemizde kılık kıyafet olsun ,dil olsun,dinb olsun,ırk olsun sürekli birşeylerin bayraktarlığını yapmak için kullanılmakta hal böyle olunca zaman zaman bende sinirlerime hakim olamayıp hoşgörüsüz davranışlar sergilyebiliyorum.Gerçi bunlar sadece fikir bazında kalıyor ama yine de bunlara dikkat etmem gerekiyor.

 

Yazınız için teşekkür ederim sevgili Bozan

Gönderi tarihi:

Farklı olana tepkiyi dengelemek zordur;bunu başarabilmek çok önemli bence...

 

:zorro:

Kesinlikle üstesinden gelinmesi enzor bilmece bu zaten sevgili alio_1.Nasıl duygularımızı zapt edebiliriz.?

Öncelikle meselenin mantığına bakmak gerekiyor.

Bizleri birbirimize insan olarak yakınlaştıracak tek şey budur.

Şikayet ettiğimiz konular hepimizi rahatsız ediyor.O halde o rahatsızlıgın giderilmesi için elele vermeliyiz.

Sanırım global çözümlerdense lokal çözümler daha birleştirici olacaktır.

Çözümler konusunda mantıksal üretimler yapmalıyız.

Dogruyu kim reddedebilir ki?

sevgilerle

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.