Φ imtihaninsirri Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2006 GENÇLİKTE YAŞANAN DEJENERASYON VE ÇÖZÜMÜ Darwinizm'in, "insan çatışan *********" şeklinde özetlenebilecek telkinleriyle, şiddet sözde meşrulaştırılmıştır. Evrim teorisi ve Darwinist ideoloji 150 yılı aşkın bir süredir dinsizliği, *********, anarşiyi, kavgayı, çatışmayı ve şiddeti toplumlara telkin etmekte ve Darwinizm'in bu telkinleri büyük toplumsal felaketlere sebep olmaktadır. Darwinizm ile doğrudan ilişkili olarak ortaya çıkan toplumsal sorunların en son halkası ise son günlerde özellikle okullarda giderek artan şiddet olaylarıdır Bilindiği gibi geçtiğimiz birkaç ay boyunca okullarda yaşanan şiddet olayları Türkiye'nin gündemini meşgul etti. Birçok okulda istenmeyen olaylar yaşandı. Öğrencilerin birbirlerini ürkütücü yöntemlerle yaraladıklarına ve hatta öldürdüklerine şahit olduk. Bu olaylar nedeniyle televizyonlarda çeşitli uzmanların katıldığı açıkoturumlar ve haber programları yapıldı. Gazeteler konuyu günlerce manşetlerine taşıdı. Sonuç olarak; tüm bu yaşananların ardında ailelerin ilgisizliği, ekonomik sorunlar, televizyonun zararlı etkisi gibi nedenler olduğu düşünüldü. Eğitim sisteminin düzenlenmesi, güvenlik artırımı, öğrencileri sanata ve spora özendirme gibi kesin çözüm vaad etmeyen ancak durumu hafifletmesi muhtemel olan çözümler öne sürüldü. Bu önlemlerin belli oranda fayda sağlayacağı tartışmasızdır, ancak bunların hiçbiri sorunu kesin olarak ortadan kaldıramayacaktır. Çünkü sorunun kökeni, konuşulan ve yazılanlardan farklı olarak halen devam etmekte olan bir telkinin sonucudur. Söz konusu telkin, evrim teorisinin insan yaşamına ve insanlar arasındaki ilişkilere uygulanması ile ortaya çıkan sosyal Darwinizmdir. Daha önceki yazılarımızda da sıkça bahsettiğimiz üzere, sosyal Darwinizm'in bu telkinleri sadece günümüzde değil, ortaya çıktığı günden bu yana yaklaşık 150 yıldır tüm insanlığa çok büyük belalar getirmiş ve getirmeye de devam etmektedir. Tek ve kesin çözüm ise Darwinizmin telkinlerini fikri mücadeleyle ortadan kaldırmak ve insanlara Rabbimiz'in bildirdiği Kuran ahlakını tebliğ etmektir. Darwinizm Dinsizliği Nasıl Yaygınlaşırıyor? Darwinizm, inançsızlığın temeli olan materyalist felsefenin doğaya uyarlanmasından ibarettir. Bu teori, kendisini destekleyen tek bir bilimsel delil olmamasına rağmen, sırf materyalist felsefeyi yaymak için özellikle inançsız kesim tarafından körü körüne savunulmaktadır. Sözde bilimsellik kılıfı ile ortaya çıkan ve sadece canlıların oluşumu ile ilgili görüşler ileri sürdüğü sanılan bu ilkel teorinin insanlığa verdiği asıl zarar, inançsızlığa temel oluşturması, insanlara başıboşluk ve amaçsızlık telkini vermesi, sevgi, saygı, merhamet, hoşgörü gibi güzel ahlak özelliklerini yok etmesidir. Temel amaç ise dinsizliği yaygınlaştırmak ve ahlaki değerlerin tamamen ortadan kalktığı bir dünya kurmaktır. Nitekim bu temel amacın çıkış noktasını evrimci bilim adamı J. P. Darlington şöyle ifade etmektedir: Birinci nokta; bencillik ve şiddet doğuştandır, en uzak atalarımızdan bize miras kalmıştır. O zaman şiddet insanlar için doğaldır; evrimin bir ürünüdür.1 Darwinizm'in Okullardaki Şiddetle Bağlantısı Nedir? Evrim teorisinin sosyal yönü, diğer bir ifadeyle, insanların ahlaki değerlerini yitirmesine ve sapkın ideolojilere kanmasına sebep olan sinsi yönü, Darwinistler tarafından sürekli gizlenmeye çalışılır. Bu teoriyi bilerek ya da bilmeyerek savunan pek çok kişi de çoğu zaman bu vahim durumu tam kavrayamaz. Dünya genelinde bazı basın yayın organları vasıtasıyla canlı tutulmaya çalışılan Darwinist propagandaların toplum üzerindeki yıkıcı etkilerini daha iyi anlayabilmek için bu propagandaların insanların bilinçaltına yerleştirmeye çalıştığı mesajları iyi yorumlamak gerekir. Darwinist Telkinlerle Ancak Zalim ve Saldırgan Nesiller Yetişir Evrim teorisinin sözde bilimsel bir gerçekmiş gibi gösterilmesi durumunda zalim ve saldırgan nesillerin yetişeceğinin çok iyi bilinmesi gerekir. Darwinizm'in insanı bir tür hayvan olarak sunmak istemesinin ana nedenlerinden biri, tüm ahlaki değerlerin ortadan kalktığı bir dünya özlemidir. Darwinist anlayışın hakim olduğu bir dünyanın temel özelliği ise, "kendinden olmayanla çatışmak"tır. İnsanların kişiliklerinin şekillendiği ve dünyaya bakış açılarının belirlendiği yıllar olan çocukluk ve gençlik yılları, Darwinistlerin de özellikle üzerinde durdukları bir zaman dilimidir. Bu amaçla sürdürdükleri faaliyetler ise gelecek nesillerin sağlam ahlaki temeller üzerinde yetişmesini ciddi biçimde tehdit etmektedir. Evrimcilerin ve materyalistlerin, son dönemde tüm dünyada, okullarda evrim teorisinin yanı sıra yaratılışın da anlatılmasına dair oluşan yoğun isteklere şiddetli bir tepki göstermeleri de bu yüzdendir. Çözüm Darwinizmin Ortadan Kalkması ve Kuran Ahlakının Yaşanmasıdır Konuyla ilgili olarak Darwinist görüşleri ile tanınan Sabah Gazetesi yazarı Emre Aköz, 31 Mart 2006 tarihli yazısında şöyle demektedir: Din ve ahlak konusunda hassas olan çevrelerde yaşayan gençler, şiddetten ve suçtan, diğer akranlarına oranla uzak duruyor. Ayrıca; Eğitim-Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de okullardaki şiddet olaylarına neden olan faktörleri sayarken son derece önemli bir noktaya dikkat çekmektedir: "... Ayrıca ekonomik programın yarattığı yoksulluk, işsizlik, yolsuzluklar ve haklı olanın değil güçlü olanın kazanacağı dürtüsü. Bunun da çeşitli görsel etkileri var... Bu aslında toplumun yaşadığı cinnet halinin göstergesidir. Toplum bunalıma itiliyor. " Sayın Dinçer'in ifade ettiği "Haklı olanın değil güçlü olanın kazanacağı dürtüsü", Darwinizm'in en temel yalanlarından biridir ve insanları her türlü kanun dışı ve gayri ahlaki eylemi yapmaya elverişli hale getirmektedir. Hiç şüphe yok ki, Darwinist telkinlerin gençlerde meydana getirdiği ağır tahribatı ortadan kaldıracak, onları devletlerine, milletlerine ve insanlığa faydalı hale getirecek olan yalnızca din ahlakıdır. Kendisini Yüce Rabbimiz'in yaratmış olduğunu bilen, Yaratıcımız olan Allah'a karşı sorumluluklarının bilincinde, yaptıklarının hesabını vereceğinin şuurunda olan bir kimse her zaman güzel ahlak gösterecek, iylliği emredip kötülükten sakındıracak, barışa davet edecek, merhameti tavsiye edecektir. SONUÇ Sorunun çözümüne ilişkin dile getirilen tüm tedbirler alınmış, gerekli düzenlemeler ve iyileştirmeler yapılmış olsa dahi genç nesiller Darwinist telkinlere maruz kalmaktan kurtarılmadığı sürece bu toplumsal sorunun tam anlamıyla ortadan kalkması mümkün olmayacaktır. Öğrencilerin şiddet eğilimleri alınan tedbirlerle engellense bile, onların aynı fikirde olmadıkları, anlaşmazlığa düştükleri kimselere karşı hoşgörülü ve affedici olmaları, her durumda barış yolunu seçmeleri öğütlenmediği takdirde istenen ve özlenen ortam oluşmayacaktır. Bu nedenle konuyla ilgili olarak özellikle yazılı ve görsel basına, televizyon yapımcılarına, yazarlara, eğitmenlere, bilim adamlarına çok önemli sorumluluklar düşmektedir. İnsanlığın barışa, huzura, kardeşliğe en çok ihtiyaç duyduğu bu yıllarda tek çözüm inançlı, adaletli, iyiliksever, insaniyetli ve vatansever nesiller yetiştirmektir. Bu ise ancak, çocuklara dünyaya tesadüfen ve boş yere gelmediklerinin, kendilerini Yüce Allah'ın yaratmış olduğunun ve O'nun öğrettiği güzel ahlaka göre yaşamaları gerektiğinin anlatılmasıyla mümkün olacaktır. 1. P.J. Darlington, Evolution for Naturalists, 1980, s. 243-244 Darwinizm Gençleri Böyle Zehirliyor Kimi zaman sözde ilkel bir insanı ailesiyle ve yaşadığı ortamla beraber resmederek, kimi zaman bu resmi belgesel animasyonlarıyla canlandırarak, kimi zaman yüksek bütçeli filmlere konu ederek insanların bilinçaltlarına yollanan evrim mesajlarının bir sonraki aşaması Darwinizm'in sinsi telkinleri olmaktadır. İnsanı sözde hayvani dürtülerle hareket eden bir varlık olarak gösterme çabasının ardından, insanların da hayvanların davranışlarına benzer davranışlar içinde olmasının makul olduğu mesajları işlenmeye başlanır. Bu amaçla filmler, müzik parçaları, kitaplar ve diğer tüm iletişim araçları ustalıkla kullanılır. Film senaryoları, kitap içerikleri, şarkı sözleri çoğu zaman bu gizli mesajlarla doludur. Kuşkusuz ki, bu propaganda yöntemlerinden en çok çocuklarımız etkilenmektedir. İnsanın sözde bir hayvan olduğu, insanların vahşi hayvanlar gibi birbirleriyle mücadele etmeleri gerektiği, ancak güçlü olanın ayakta kalabileceği gibi bilim dışı telkinlere maruz kalan bir çocuğun bencil, merhametsiz, anlaşmazlıkların çözümünde kaba kuvvet kullanan biri olmasına şaşırmamak gerekir. Öte yandan eğitim çağındaki çocukların en çok zaman geçirdikleri yerin okulları olduğu düşünüldüğünde, bu kurumlarda okutulan evrim teorisinin de bu son derece aldatıcı dünya görüşüne zemin hazırladığı göz ardı edilmemelidir. Gençlere çağdaş bir eğitimin verildiği, güzel ahlak özelliklerinin öğütlendiği okullarımızda evrim teorisinin bu çabayı baltalayıcı bir rolünün olduğu unutulmamalıdır. Evrim teorisi ve Darwinizm gençlere sorumsuz oldukları telkinlerini vererek ahlaksızlığa, diğer insanların değersiz olduğu söylenerek acımasızca onları ezmeye, çatışmanın sözde makul olduğu iddia edilerek şiddete ve kavgaya itmektedir. Ölümle birlikte yok olup gideceğini düşünen bir çocuk için dünyadaki hiçbir şeyin bir anlamı kalmaz. Dostlukların, sevginin, yaptığı iyiliklerin, yaşadıklarının hiçbir karşılığı ve devamı olmayacağını zanneden bir insana hiçbir güzellik zevk vermeyecektir. Darwinizm'in "hayat mücadelesi" dogması ve insanların bir çeşit hayvan oldukları yalanı uygulamaya konulduğunda, insan hayatı değersizleşir. Herhangi bir sebeple birini öldürmek, yaralamak, zarar vermek, suç işlemek sözde makul ve kolay hale gelir. Bunu engellemek için evrim teorisinin bilim dışı bir dogma olduğu, Darwinizm'in telkinlerinin gerçeği yansıtmadığı gençlere anlatılmalıdır. www.harunyahya.org Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2006 aynen katılıyorum dostum... Alıntı
Φ kodanga Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 ben de katılıyorum.imtihanın sırrı arkadaşım alkışlarım sana...bu arada katılanları da alkışlıyorum... Alıntı
Φ imtihaninsirri Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 ALLAH razı olsun arkadaşlar...böyle cevaplar beni mutlu ediyor...İnşaALLAH siz ve sizin gibi arkadaşların çalışmalarıyla "DARWİNİZM *******" yeryüzünden birdaha hiçduyulmayacak şekilde silmeliyiz....Darwinizme inanan yok demek darwine hizmet etmek demektir...bunu unutmayın...size bu konuda en büyük kaynağı verim www.harunyahya.org sitedeki tüm siteler kısmında özellikle "DARWİNİZM" İLE İLGİLİ BİR ÇOK CD , KİTAP VE WEB SİTE BULUNMAKTADR... inşaALLAH çalışmalarımız karşılık verecektir sevgi ve selamlar...Özellikle katıldığınız forumlara bu sitedeki makale veya konulardan başlık açmanız çok iyi olabilir selamlar... Alıntı
Φ monark88 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 evet sayın üstadım katılıyorum sana. eğer bu Darwinist (evrimci) akımlar gençlerin beyninden silinir ya da gençlere aşılanmazsa ve de Kuran ahlakı öğretilirse gençlerde yaşanan problemler çözüm bulacaktır. Kutlarım seni... Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2006 merak etme dostum insanın maymundan değil Ademden geldiğini herkes öğrenecek.maymunuz diyen kaç kişi kaldı ki.. Alıntı
Φ SeDatsan Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Sapkın tarikatındaki adıyla, Adnan Hoca, Gerçek adı, Adnan Oktar. Bilimsel eser diye bastırdığı zırvalarındaki adıyla HY Peki kimdir bu ? sosyete çevrlerinde kendini bir "din alimi" olarak tanıttı. ve seks şantajlarıyla etrafına bir çevre topladıktan sonra kendini "Mehdi" ilan etti. 1986 yılında kokain kullanırken yakalandı ve cezaevine gönderildi. Cezaevinden çıktıktan sonra Askerliği gündeme geldi. Avukatının talebiyle Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sev edildi ve şizofren raporu aldı. peki bu ilk aldığı rapor mu? Hayır. "Kamuoyunda Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'ın tam 7 sağlık kurumundan tescilli "şizofren" raporu var. Bu raporlar nedeniyle Adnan Oktar'ın Türk Ceza Kanunu'nun 46'ncı maddesindeki "akıl hastalarına ceza verilemeyeceği" hükmünden yararlanacağı öne sürülüyor. Adnan Oktar'a ilk şizofren raporu 1983 yılında Şişli Etfal Hastanesi tarafından verildi. Bu raporu ertesi yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden alınan rapor izledi. 1985'de askerlik için çağrılan Oktar, askeri hastaneden üçüncü raporunu alırken, 1986'da Bulvar Gazetesi'nde yayınlanan yazısından dolayı tutuklanınca Adli Tıp'tan dördüncü raporu aldı. Hapishaneden gönderildiği Bakırköy'de ise 7 ay tedavi gördü. Hastanede antipsikotik ilaçlarla yapılan tedaviden sonra bırakılan Adnan Hoca, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Eskişehir Hava Hastanelerinden de paronoid şizofren teşhisli raporlar aldı." Hangi hastaneler deli raporu verdi? 1İlk rapor Şişli Etfal Hastanesi'nden 1983 yılında verildi. Bu raporda Oktar'a şizofren tanısı kondu. 2İkinci raporu 1984 başında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi verdi. Buradaki tanı "paronoid" idi. 31985 yılında son yoklamayı yapan Beşiktaş Askerlik Şubesi'nin gönderdiği İstanbul Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nden üçüncü raporu aldı. Bu raporda teşhis "ayırt edilemeyen tip" şeklindeydi. 4 1986 sonunda tutuklanan Oktar'a bu kez Adli Tıp Kurumu rapor verdi. Rapordaki teşhis "Paranoid" oldu. 51987'de hapishaneden gönderildiği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 7 aylık tedaviden sonra 5'inci raporu aldı. 61988'de yeniden Beşiktaş Askerlik Şubesi'ne müracat eden Oktar bu kez ileri tetkik için GATA'ya gönderildi ve 6'ncı raporunu aldı. Teşhis "Hastalık müzminleşmiş" şeklindeydi. 71993'te ihbar üzerine Eskişehir Hava Hastanesi'ne yeniden sevkedilen Adnan Oktar son raporunu aldı. Raporda "Askerliğe elverişli değildir" deniliyordu. Adnan Oktar yani HY'ya konulan kesin "paranoid" teşhisini uzmanlar nasıl anlatıyor: paranoid şizofreni teşhisini değerlendiren doktorlar hastalığın çok ağır olduğunu ve tamamen tedavi edilmesinin mümkün olmadığını belirtiyorlar. Hasta olan kişi kendisi hakkında kötü bir şeyler olacağını, başkaları tarafından kendisiyle ilgili komplolar kurulduğunu düşünüyor. Hastaların tepkileri şöyle: * Çok zeki olurlar. Kendileri hakkında komplolar kurulduğuna inandıkları için de kendini savunmaya yönelik çok ciddi karşı komplolar hazırlarlar. *Tehditkâr gördüğü insanlar hakkında bilgi, belge toplayıp şantaj yaparlar. Bu vatandaş 1999 yılında adını tekrar duyurdu. Bir siyasetçinin kendisine seks kasediyle şantaj yapıldığını emnyiete bildirmesiyle operasyon başlatıldı. Yapılan operasyonlarda Adnan Oktar'a ait villalarda, Ünlü mankenlerinde aralarında bulunduğu kadınlı erkekli gruplar kokain ve seks partileri düzenlerken curm-u meşut halde yakalandılar. Adnan Oktar bir kez daha tutuklandı. ve Kamuoyunda bilinen adıyla "DELİ RAPORU" ve buna bağlı olarak dava dosyasının bir mahkeme bir bu mahkemede dolaşması sonucu, zamanaşımından yararlandı. Zira türk hukukundaki büyük açmaz. Bu rapora sahip olanlara ceza verilememesi. davanın iddianamesinde Adnan Oktar'ın bu sapkın tarikatı şöyle anlatılıyor "Davanın iddianemesine göre, Oktar'a bağlı iki konsey bulunuyor. Erkeklerden oluşan '7 İmam Kardeş' ve kadınlardan oluşan '3 İmam Bacı' adındaki bu gruplar, Oktar'ın siyasetçiler, bürokratlar ve sosyetenin ünlü isimleriyle bağlantısını sağlıyorlar. 40'a yakın ev ve villada ikamet eden örgüt üyelerin kandırdığı genç kızlar, Oktar'ın 'cinsel sömürü düzeni'nin kurbanı oluyorlar. Üniversiteli kızlar dışında, örgüte seks amacıyla sokulan ünlü manken ve sanatçıları ise kendi aralarında 'motor' olarak adlandırıyor. Sanıklar, bu kişilerle cinsel birliktelikleri sırasında gizli kamerayla çektikleri görüntüleri 'tehdit' unsuru olarak kullanıyor. " İşte forumda sağa sola İslam düşmanı diye saldıranların, iki laflarının başında İslam alimi diye sundukları, Din bezirganının gerçek ve bilinen yüzü. İftiralarla sağa sola saldıranlar. gerçeklere bakmalı. Okuyan , Tartışan, Sorgulayan pırıl pırıl beyinler değil, Böyle Din bezirganları, İslamiyeti kullanarak çirkin sapkın emellerini gerçekleştirenlerdir İslam Düşmanları. YUKARIDA YAZDIKLARIN İŞTE BU ŞİZOFRENİ RUH HASTASININ HEZEYANLARI MI? NE KADAR BİLİMSELMİŞ YAHU )))))))))) Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 sedatsan arkadaşım sence insan maymundan mı geldi...eğer değilse adnan hoca zaten gelmedi diyor..yalanmı söylüyor eğer insan maymundan geiyor diyorsan o da senin bileceğin iş... Alıntı
Φ SeDatsan Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Elle tutulur, gözle görülür, deneyle isbatlanır bir Bilimsel bir gerçek olan Evrim Teorisini sadece insanın maymundan geldiği şeklinde sığ bir noktaya taışınması kadar saçma bir şey olamaz. O halde ben de sana soruyorum? Sen topraktan, çamurdan nı hasıl oldun? Ya kadınlar, erkeğin kaval kemiğinden mi hasıl edildi? Alıntı
Φ bozkurtmusti Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Sen topraktan, çamurdan nı hasıl oldun? Ya kadınlar, erkeğin kaval kemiğinden mi hasıl edildi? evet beni Allah topraktan yarattı ve yine toprak olacağım(ölenler gözünüzün önünde değilmi toprak oluyorlar hep)ve bu kuranda yazıyor "sizi topraktan yarattık yine toprağa döneceksiniz" ama hala ben maymunum diye diretiyorsanız ayrı konu Alıntı
Φ monark88 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Elle tutulur, gözle görülür, deneyle isbatlanır bir Bilimsel bir gerçek olan Evrim Teorisini sadece insanın maymundan geldiği şeklinde sığ bir noktaya taışınması kadar saçma bir şey olamaz. O halde ben de sana soruyorum? Sen topraktan, çamurdan nı hasıl oldun? Ya kadınlar, erkeğin kaval kemiğinden mi hasıl edildi? bu arkadaş bilimi birkaç yıl önceden takip ediyor heralde bu güne kadar verdiğiniz tüm somut delillerin hepsinin sahte olduğunu evrimci yayın organları bile söyledi. elinizde bir tane deliliniz kalmadı. "bilimselci" denilen bi arkadaş vardı. sen de onun gibisin heralde bay 10 üzeri 10 üzeri 123'te bir. bi de şunu diyorum. adnan hocaya şizofren, ***** vs. diyorsunuz. işte gülünecek tarafınız bu. şizofren biri bile artık teorinizi çürüttü sen ************* yapsana, bu işte ustasın Alıntı
Φ monark88 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 Gönderi tarihi: 7 Ağustos , 2006 ayrıca soruyorum arkadaşa. sen bir tane gözle görünmeyen bir spermdin yıllar önce.peki nasıl bu hale geldin? herşey tesadüfen mi oldu yani? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.