Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SARDUNYAM.... (Günlük... kendisini fark ettirebilen çok az şey vardır günlük yaşamımızda... )


Önerilen İletiler

  • Cevaplar 2,3b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Cnm ablacım,uzun zamandır uğrayamıyordum...Şefkatin ve sevginle dolu dostluk bahçende bana da yer var mı ? :rolleyes::wub::hug::clover:

 

 

Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,

Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur.

Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,

Aynalar yüzümü tanımaz olur.

 

Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,

Tenimde acısız yatan bir bıçak.

Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,

Dayandıkça çisil çisil yağacak.

 

Bu yağmur, delilik vehminden üstün,

Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.

Cinlerin beynimde yaptığı düğün,

Sulardan, seslerden ve gecelerden...

 

Necip Fazıl KISAKÜREK

Gönderi tarihi:
Cnm ablacım,uzun zamandır uğrayamıyordum...Şefkatin ve sevginle dolu dostluk bahçende bana da yer var mı ? :rolleyes::wub::hug::clover:

Bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,

Nefesten yumuşak, yağan bu yağmur.

Bu yağmur, bu yağmur, bir gün dinince,

Aynalar yüzümü tanımaz olur.

 

Bu yağmur, kanımı boğan bir iplik,

Tenimde acısız yatan bir bıçak.

Bu yağmur, yerde taş ve bende kemik,

Dayandıkça çisil çisil yağacak.

 

Bu yağmur, delilik vehminden üstün,

Karanlık, kovulmaz düşüncelerden.

Cinlerin beynimde yaptığı düğün,

Sulardan, seslerden ve gecelerden...

 

Necip Fazıl KISAKÜREK

 

sana yer olmaz olur mu, bitanem, sen bahçemin en güzel yerinde olanlardansın, bütün dostlarım gibi... gönül bahçemde hiç solmayacaksın, yaşadığım sürece kalbim şehirlilerden biride sen olacaksın... :wub::)

 

şiir için teşekkür ederim seni sayfamda görmek ayrıca mutluluk verici... hoşgelmişsin

Gönderi tarihi:

bu şarkıyı bilirmisin Sardunyam?..Yeni Türkü'yü severmisin?..senin içinde bunu seçtim.. :hug:

 

Evvel zaman içinde dostlar ağaçlara ev kurardık

Tatlı bir düş içinde bir yere bir göğe bakardık

 

Gönlümüz kuş gibiydi dostlar dünyaya kanat açardık

Tutsak değildik zamana başına buyruk yaşardık

 

Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman

Ay büyülüydü yakamoz deniz

Ardından koştuğumuz sonbaharla

 

Çocuklardık parlak yıldızlardık o zaman

Artık dönemesek de geriye

Ardından koştuğumuz o zamanlar

 

O zaman bu zamandır dostlar ne ister neyi özleriz

Denizini arayan akarsulara benzeriz

 

Pencereler bırak açık kalsın geceleri yağmurlar yağsın

Günebekan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğalsın..

Gönderi tarihi:
bu şarkıyı bilirmisin Sardunyam?..Yeni Türkü'yü severmisin?..senin içinde bunu seçtim.. :hug:

 

 

Pencereler bırak açık kalsın geceleri yağmurlar yağsın

Günebekan düşlerimiz yağmur sesiyle çoğalsın..

 

çok güzelmiş Diloşum daha önce bilmiyordum, ama sözler çok hoş... :wub: teşekkür ederim

Gönderi tarihi:

şimdi bu şarkıyı dinliyorum..seninle paylaşmak istedim sarmaşığım..alışkanlığımsın ya o bakımdan.. :wub::hug::clover:

 

alıştım sana birtanem

seni yanımda görmeye

bir nefes gibi muhtacım

sevilmeye..sevmeye..

 

her sabah uyandığımda

seni bulurdum yanımda

yokluğun bir zehir gibi

dolaşıyor kanımda

 

alışmak sevmekten daha zor geliyor

alışmak bir yara bağrımda kanıyor

sen yoksun kollarım yokluğu sarıyor

alıştım birtanem..alıştım sana..

Gönderi tarihi:

şarkı istemiş annecim benden... :wub: bir şarkı söyle de...al uzaklara demiş...

kalbime gel annemm....yanıma gell...senin karanlığını alıyım... :hug:

 

Hani eski zaman masalları anlatır

Hüznümü huzura dolarsın

Kaşım gözümden çok içim bir parçan

Annem sen benim yanıma kalansın

 

Hani bir biblon vardı kırdığım

Üstüne ne kırgınlıklar yaşadın

Ama bil ki ben de parçalandım

Annem ben senin yanına kalanım

 

Annem annem

Sen üzülme

Sözlerin hep yüreğimde

 

Annem annem

Gel üzülme

Ben hala senin

Dizlerinde

 

Uzayan sohbet gecelerinde

Rolleri unutup dost oluruz

Bizi bağlayan bu kan değil yalnız

Annem biz birbirimize kalanız

 

Ben kararlı uçarken yolumda

Sen çatık kaşlarının altında

Her yeni güne sevgiyle başlarsın

Annem sen benim yanıma kalansın

 

:wub:

 

çok hoş bir şarkıı...sana bu şarkıyı söylüyorum meleğim... :hug:

Gönderi tarihi:
sana yer olmaz olur mu, bitanem, sen bahçemin en güzel yerinde olanlardansın, bütün dostlarım gibi... gönül bahçemde hiç solmayacaksın, yaşadığım sürece kalbim şehirlilerden biride sen olacaksın... :wub::)

 

şiir için teşekkür ederim seni sayfamda görmek ayrıca mutluluk verici... hoşgelmişsin

Sende öylesin güsel ablacım :hug: Ben tşk ederim :wub::clover:

Gönderi tarihi:

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,

Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,

Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,

Ormanların en kuytusunu sende gezmekteim,

Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,

Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,

Sende tattım yemişlerin cümlesini.

 

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin;

Nimettensin, nimettensin!

Desem ki...

İnan bana sevgilim inan,

Evimdeki şenliksin, bahçemde bahar;

Ve soframda en eski şarap.

Ben sende yaşıyorum,

Sen bende hüküm sürmektesin.

Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,

Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.

Günlerden sonra bir gün,

Şayet sesimi farkedemezsen,

Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,

Bil ki ölmüşüm.

Fakat yine üzülme, müsterih ol;

Kabirde böceklere ezberletirim güzelleğini,

Ve neden sonra

Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,

Hatırla ki maher günüdür

Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

Gönderi tarihi:

ne zaman içimde bır tomurcuk açsa

soldurmak zorunda

bırılerı...

ne zaman sevda koksam

ne zaman dost buldum desem

yok etmek zorunda bırılerı

kendı halımde düşmüşüm

içimdeki sevdanın peşine

birileri sanar kendine

bırılerı de kızar sus dıye

sözüm kımseye değil

alınmasın üstüne

ama ben buyum

değişemem işte

yazar geçer giderim

kendi kendime söylerim

aman, sakın kimse alınmasın üzerine...

Gönderi tarihi:

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi

Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten

Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

 

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne

Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa

Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır

Kopmaz kökler salmaktır oraya

 

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını

Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin

Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara

Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

 

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine

Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

 

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

 

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar

Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın

Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu

Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

 

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle

Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

 

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Gönderi tarihi:

Başka türlü bir şey benim istediğim:

Ne ağaca benzer, ne de buluta.

Burası gibi değil gideceğim memleket

Denizi ayrı deniz,

Havası ayrı hava..

 

Bir başka yolculuk dalından düşmek yere

Yaşadığından uzun

 

Bir tatlı yolculuk dalından inmek yere

Ağacın yüksekliğince

Dalın yüksekliğince rüzgarda

ve bir yeni ömür

Vardığın çimen yeşilliğince

 

Nerde gördüklerim?

Nerde o beklediğim

Rengi başka

Tadı başka..

Gönderi tarihi:

Ne zaman yağmur yağsa

Bir buluşma yeri olurdun

İstanbul'da rüzgâr soluklara

Mavisi yasaklanmış deniz

Kızıl tufanı yaratmadan daha

Ne zaman yağmur yağsa

Tarihin şiir tanığı olurdun

Yağmurdan sonra

Toprak kokusu bakışlılara

 

Tam otuz yıl nasıl kıydım sana

Bin zehirli duman arasında

Islığınla besteledim hep

En pembe çocuk düşlerini

Pan'ın flütünden mi kalma

Babam'ın dilsiz kavalından mı

Hep rüzgârla bir tuttum seni

Hani yolu yakın

Aşkı sonsuz kılan rüzgârla bir

 

Ey can içre cankörüğüm

Hangi kentin temiz havası

Yetmez oldu ki soluğuna

Çıkardın kendini ölüm doruğuna

Ölmek kolay değil cankörüğüm

Kalbimde sevinç gözesi pınarlar

Kalbimde yaşamak aşkı çınarlar

Ve bir nice coşkular coşkular

Sende onlar gibi yaşayacaksın

Akıp ırmaklara karışacaksın

Sırılsıklam bütün sevişmeleri

Yine soluğunla kurutacaksın

Gönderi tarihi:

Kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan

Ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında

Erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş)

Ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin.

Bir görüntü anlatır (sanki) bir yolun, bir yoğunluğun ortasında bal rengi kanı

Ve ayrılığın ta içinde biriken küllüğüdür özlemin.

Eski, hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin.

Kuruyan su.

Kuruyan uykusu.

Ve kan yine de bal rengi derbederliğin.

Gönderi tarihi:
Sende öylesin güsel ablacım :hug: Ben tşk ederim

 

bidenemsin reca ederim :stuart::wub:

 

Kolay bir hüzündür gecenin kovuğundan sarkan

Ellerindeki paramparça geçmişin sığ bir gövdesidir yolun ortasında

Erken bir gülüşe başlarken (tutanabildiğin yalnızca bir gülüş)

Ve sanki (kendinden korkan) bir erken bağlanmışlık varoluş ve tükenişin.

Bir görüntü anlatır (sanki) bir yolun, bir yoğunluğun ortasında bal rengi kanı

Ve ayrılığın ta içinde biriken küllüğüdür özlemin.

Eski, hep eski anlatılmamışlıktır defterlerin.

Kuruyan su.

Kuruyan uykusu.

Ve kan yine de bal rengi derbederliğin.

 

canım kardeşim şiire doyurmuş buraları çok teşekkür ederim :)

 

PAYDA

 

Aldım ağzımın payını

çektim altına çizgisini

böldüm ikimizi...

 

Payın altında ezilen

payda gibiyim şimdi!

.... :clover:

 

kim verdi ağzının payını yaw, :P

takma kafaya figgarom, ne dedik bir varmış, bir yokmuş herşey... masal gibi -_-

Gönderi tarihi:

seni ne çok sevdiğimi biliyorsun ablacım.. :hug:

 

gece eksilebilir, eksilmez tanıdık yüzüne susuzluğum

doğrul sorgusuz, korkusuz gözlerinle konuş gel

ben gözlerini tanırım senin…

 

bu gece oturup seni özledim

ay doğruldu

su duruldu

örttün mü perdesini penceremizin?

 

şimdi yüreğime su taşıyan sesini sessizlik çaldı

yüzünde gölgelenmiş bayat bir hüzünle

senin sesin, hasretin

ve gözlerin bana emanet kaldı…

 

gözlerin… yıllanmış şarkılar kadar yalnız

terli ve suskun akşamlar gibi yorgun

gibi ürkekti senin.

 

şimdi parmaklıkların perdesi ışık

sevgilim

sevgilim

sevinci savrulmuş haldaş gözlerin…

 

Gönderi tarihi:

biliyorum Leylam, sende biliyorsun... :hug:

 

Gözlerinde şüpheler var, gölgelerle gizlenir,

Sözlerinde fitneler var, bin sitemle süslenir.

Bir yeminle inkar eder, tövbeler var sevmeye

Bir bakarsın, kahkahalar, incilerle süslenir…

 

Söyle canım, kaç gönül var, usanmış yardan yana?

Söyle canım, kaç ömür var, tükenmiş aşktan yana?

 

Sevgi bahar mevsimidir, her sevişte tazelenir,

Bir bakarsın umut biter, yarın doğan günle gelir.

Şimdi bırak korkuları, bilinmeyen yarınları,

Ver elini , gel benimle, yaşayalım masalları…

 

Söyle canım, kaç gönül var, usanmış yardan yana?

Söyle canım kaç ömür var, tükenmiş aşktan yana?

Gönderi tarihi:

Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü

 

 

Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka

sonuçları bir bir gözden geçiriyorum

pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can

madenlerin buharından elde edilen büyü

bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular

nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan

nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala.

 

Denedim. Soğuk sular dökünüp fırladım sokaklara

sorular sordum nice kara sıfatları üstüme alaraktan

işte boynum, ağzım şehvet yalaklarında

çarpıştım, and içip ayna kırdım

doğadan bir vahiy bekledimse boşuna

baktım akşam herkesin kabul ettiği kadar akşamdı

hiç bir meşru yanı kalmamıştı hayatımın.

 

Sözlerimin anlamı beni ürkütüyor

böylesine hazırlıklı değilim daha.

Bilmek. Bu da ürkütüyor. Gene de biliyorum:

Kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda.

 

İsmet ÖZEL

Gönderi tarihi:

Diloşum çok teşekkür ederim... :wub::hug:

 

hangi rüzgar alıp götürdü seni,

hangi dünlerde kaldın da gelmedin...

neden bu haksızlık kendine yaptığın

nasıl dayanıyorsun, dayanıyor musun?

yorulmaz mı insan kendi savaşında

durulmaz mı insan biraz olsun...

herşeyi bilmek ne mümkün

sevgilim...

benden ayrı uyuduğun gecelerden

sen sorumlusun...

Gönderi tarihi:

ben bu şarkıya bayılıyorum Sardunyam..nasıl ama..?

 

Ben yalnız seni severdim sense kendini

Hani daha da çekerdim senin derdini

Kızgın değilim hiç inan kırgın değilim

Üzgünüm koruyamadık aşkın ahengini

Nerelerdesin neler yaparsın

Unuttun mu sahiden ah sende mi

Kimlesin nasıl yaşarsın

Unuttun mu sahiden ah sende mi

 

Aramıza yollar yabancı kollar zor yıllar girdi

Ümitlerimi saf sevinçlerimi derken seni kaybettim

Bir iki sözle bi kaç şarkıyı adaletsiz yargıyı

Bir de bu talihsiz yazgıyı kalbime kaybettim

 

Ben seni taşırım taa şuramda

Tüketirken iyi kötü fani ömrümü

Bir kez sevenlerdenmişim hiç haberim yokmuş

Avutamadım bir daha sensiz gönlümü

 

Aramıza yollar yabancı kollar zor yıllar girdi

Ümitlerimi saf sevinçlerimi derken seni kaybettim

Bir iki sözle bi kaç şarkıyı adaletsiz yargıyı

Bir de bu talihsiz yazgıyı kalbime kaybettim

 

Dinleme yüreğim kendin kalk son bir kara trene bin

Ve sevdayı gördüğün her durakta hiç düşünme in

 

Aramıza yollar yabancı kollar zor yıllar girdi

İnanmazsın ama ben bunu ilk günden beri hissettim

Gönderi tarihi:

"Bir gidişi yaz" dediler, "yazarım" dedim... gitmeleri öğrenmiştim.

Susardı, susardım, susardık, suskularca.....

Bilinir bilinmez bir şarkının içinde kaybolurduk. Biz en çok susmayı sevdik, sevmeyi sevemediğimiz kadar. Koptuk ve dağıldık her şeye. Giderken durduramadık birbirimizi. Durdurmaya elin, elim, ellerimiz yetmedi. Eğitemedim çocuk kalmış korkularını, yanılgılarını törpüleyemedim. Sana gerçekleri gösteremediğim gibi.

 

Giderken durdurmalıydın beni, yapmalıydın, yapamadın. Durdurmaya gücün, gücüm, gücümüz yetmedi. Belki de yoktu, biz var sandık.

İnsan isterse yolları aşıyor, sen kapının eşiğini aşıp gelemedin. Geldiğim gibi gidemedim, gittiğim gibi dönemedim yüzüne. Sen, bildiğim sen değilsin artık. Ben, bildiğin ben, değişemem. Değişmelere suskun dudaklarım.

 

Şimdi acı, yolunu şaşırmış bir deniz kaplumbağası gibidir yüreğimde. Şaşkın ama inatçı.

Şimdi sen, adı geçmişte saklı ince bir sızı.

Şimdi biz, bir şarkıdan çalınmış iki nota gibiyiz. Eksiğiz ve yokuz. Dilsiz ama mutluyuz.

 

Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Beni dışarıya göndermeyecektin, içerde tutacaktın, arkamdan gidişimi seyretmeyecektin, yollara yürümeyecektim, sesimi gidişlerde yitirmeyecektim. Sesimi geceye vermeyecektin.

Şimdi, kaldır gözlerini ve geceye bak. Sesimi gör yukarıda, ortada bırakılmış tellerimi. Densiz ama dengeli satırlarımın anlamını kavra. Geceye bak, sesimi kaydırma.

 

Kimsenin öğretmediği bir şeyi öğretmeni dilerdim, ayrılırken ama sen herkesin öğrettiğini yineledin

şimdi aşk, inançlarını yitiren bir ayyaştır köprü altlarımda..

 

Biz ki geceleri paylaştık, yastığı, şarkıları. Biz ki sözleri paylaştık, kelimeleri. Biz ki yüreği paylaşamadık, paylaşamadım galiba. Nedendir bilmem, eksik kaldık korkulara. Nutku tutulan gecelerin isimsiz sabahlarında, yanlış ve yangın kaldık.

Geride kalan kırık ezgiler ve yorgun ruhların dansı.

 

Sokağımın serseri gülüşü, gençliğimin asi sevgisi, isyanımın suskun gezgini. Gitmeye meyilli değildim, olduğum gibiydim, dinletemedim, dinletemedin, dinletemedik belki de.

 

Şimdi sen, aksak bir hüzün, nerede coşacağını bilmeyen.

Şimdi ben, değişemeyen bir şehir, nasıl sevileceğini bilen.

Şimdi biz, olmayan bir şeyiz.

 

Bir kapının eşiğinde kaldı her şey. Konuşmak anlamsız, susmak kalabalık, ayrılık bulaşıcı. Sevda, kör topal yürüyen bir dilenci gibidir artık.

Seni sevdim ama gönderdin. Gönderilince dönemiyorum. Ben bir çiçeğim asi yanım, solunca aynı elde açamıyorum.

 

Susuyorum, susuyorsun, susuyorlar, suskularca....

 

gerçekte kim olduğunu çok düşündüm,özleminin yer yer sağanak yağışlı olduğu zamanlarda

galiba artık biliyorum sen, büyümeye zamanı olmayan çocukların,dar zamanlarda attığı içten bir kahkahasın

 

beni beklemeye gidiyordun, galiba yolu şaşırdın

 

Bir gidişi yaz, dediler, yazarım dedim. Gitmeyi öğrenmiştim, kalmayı öğretemediğim kadar.

 

Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Gitmeyi giyinmiştim, yakıştırılmıştım veda sözlerine, merhabalara alıştırılamadığım kadar.

 

Bir gidişi yaz, dediler, yazarım, dedim. Çok gitmiştim, söz gitmiştim, uzun gitmiştim, sesimi duyuramayacak kadar.

 

Bir gidişi yaz, dediler, yazmaya giderken kendimden geçmişim. Arkama dönüp baktım, sende beni gördüm, el salladım. Artık çok geç, sendeki ben için çoktan bitmişim !....

 

ablama :clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.