Gönderi tarihi: 20 Mart , 2007 18 yıl Olduuu.. Çözecekler sende avucunu yalıyacan.. e kısmette avuç yalamak varsa napalım artık...
Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 18 yıl Yok yok..Senden başkası çözemez o soruyu.. Baya bi kazık oldu valla..
Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 18 yıl Yok yok..Senden başkası çözemez o soruyu.. Baya bi kazık oldu valla.. ne yalan söylimm biraz öyle olmuş, Bu arada senden başkası çözemez demek de ayrı bir iddiadır ki, benden başkası çözerse mahcup olurum, o nedenle bu övgünü kabule demeyeceğim arkadaşım onun yerine başka bir övgü dene belki onu kabul ederim
Gönderi tarihi: 21 Mart , 2007 18 yıl Yok daha neler..Övgü beğendiremiyoruz.. Aslına bakarsan o soruyu kimsenin çözemeyeceği hakkında bir düşünce de geliştirmemiş değilim ha.. Bu bana övgü oldu dimi..
Gönderi tarihi: 22 Mart , 2007 18 yıl Yok daha neler..Övgü beğendiremiyoruz.. Aslına bakarsan o soruyu kimsenin çözemeyeceği hakkında bir düşünce de geliştirmemiş değilim ha.. Bu bana övgü oldu dimi.. iyi madem ben de öyle düşünmeye başlamıştım zaten o halde ben vazgeçimm bu sorudan
Gönderi tarihi: 3 Nisan , 2007 18 yıl nasilsin Gloriacigim,pek bir ozlettin kendini.. ben iyiyim birtanem, sadece vize dönemi başlamak üzere ve ben yine çalışmaya başladım o nedenle forumda fazla kalamıyorum ama her gece mutlaka uğruyorum... Lalen için teşekkür ederim bu arada, beni mutlu ettin... Aslına bakarsan ben de anı defterimde seni görünce özledigimi farkettim Leyla'cığım... BU sene böyle oldu işte, çok iş, az eglence ama seneye acısını cıkartırım öpüyorum tatlım
Gönderi tarihi: 5 Nisan , 2007 18 yıl sarı çiçeğim...sarı lalem...gloriam.... ben seni de çok özledim ama... nerdesin bakemm sen.... ben de gelemiyorum aslında sınavlarım yüüzünden... geldim şimdi vakit bulup.. sana da sarılayım bii şöyle... :hug:
Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 18 yıl sarı çiçeğim...sarı lalem...gloriam.... ben seni de çok özledim ama... nerdesin bakemm sen.... ben de gelemiyorum aslında sınavlarım yüüzünden... geldim şimdi vakit bulup.. sana da sarılayım bii şöyle... :hug: sen estikçecimm... ben de seninle aynı dertten muzdaribim hayatım, dersler, sınavlar şeklinde yaşayıp gidiyoruz işte, aslında Leyla'ya da dediğim gibi foruma ugruyorum ama oyunlara girmiyorum, ne var ne yok bi bakıp çıkıyorum... Ben seni de özledim, hepinizi de özledimmmmm...
Gönderi tarihi: 6 Nisan , 2007 18 yıl naber cadı..? OoOoOo Makarnanııızı neli istersiniz beyfendüü? Özlemişim seni valla, epey oldu görüşmeyeli, cadılık yapmayalı dimii... Sen neler yapıyorsun, nerelerdeydin, ben seni heçççç görmedim...
Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 18 yıl Ben artık eskisi kadar gelemiyorum diye "gözden ırak olan gönülden de ırak olur" misali acaba unutuluyor muyumdur neyimdir kimsecikler beni hatırlamamış Ben madem kendimi bi hatırlayayım, motivasyona ihtiyacım var kendimi motive edimmm o zaman bu şiir sana Gloria'cığım Unutulduğunu Düşünme Diye Bir ben vardı içimde bir de sen. Saçlarını hayallerime dolar, Kadife çiçekler giyindirirdim tenine. Her gün doğuşunda her gün batımında, Gökyüzüme iliştirirdim seni. Sabahlar vardı adım başı yalnızlık dolu. Nice geceler vardı uykusuz yaşadım. Bütün ömrüm boyunca Hep bekledim seni. Unutulduğunu düşünme diye. Gül mevsimlerini sana sakladım, Başlangıcım olasın diye. Kimseye bakmadım, Kimseye dokunmadım. Kokunu sakladım bütün hücrelerime. Resimler çizdim gözlerinden. Gülüşünden saraylar yaptım gönlüme. Kimsenin elini tutmadım, Sen haricinde. Şiirlerime sakladım seni ceylanım. Sen bende yaşar bende büyürsün. Lakin incineceksin diye korkarım. Ne olur bırak, Bu masal sonsuza dek sürsün. Yeter ki iste sen, Seni koynumda saklarım. Seni şiirlerimde saklarım. Murat Kılıç
Gönderi tarihi: 27 Nisan , 2007 18 yıl Tauruscummm, ne kadar güzel olmuş senin yeni imzan, çok begendim, çokkk... Kuruntu yapma, yapmama meselesine gelinceeee "galiba gece psikolojisi" derslerin içinden çıkıp da bir rahatlamak adına bakayıp ne var ne yok anı defterimde dedim, hiçbirşey yoktu, en son Nathy 20 gün önce yazmış sonra öyle bomboş duruyo işte... Öyle işte...
Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 18 yıl sevgili gloria, pek bir muabbetimiz olmasada içimden sana da çiçek vermek geçti sevgi ile kal...
Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 18 yıl sevgili EGZORSIST, pek bir muhabbetimiz olmasa da içinden gelen o güzel duyguya engel olmayıp da bana cicek vermiş olman inan benim de cok ama cok hoşuma gitti... Çok mutlu ettin beni çok teşekkür ederim.
Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 18 yıl Canım arkadaşım, Tauruscummmm, Birtanesin, varlığın beni mutlu ediyor arkadaşım, hep var ol hayatımda olur mu?
Gönderi tarihi: 1 Mayıs , 2007 18 yıl Unutmadık Yaralı bayramlar geçti Mevsimler, bütün anlamlarıyla Yüreğin koyu yerinde birikenler Kendi takvimleriyle gelip geçtiler Gelip geçti şehirler ve ölüler Unutmadık Topraktan çobanyıldızına değin Hey yer Her şey Mümkündü Nazım kadar coşkulu Aragon kadar aşık Lorca kadar yaralıydık Unutmadık Orada bir coğrafya yağmalanıyor Orada gazetelerin ofset baskısı Orada yeniden yazıyorlar 835 satır Ve umudunu kaybetmeyen şehirler Gökyüzünün karanlık kefeniyle örtük Yıldızların delik deşik ettiği ölüleriz Adsız ölüleriz Adları bir coğrafya ile yan yana yazılan Gövdelerinizi unutmadık, unutmadık hiçbirinizi Savaşlar ve pazarlar çağıydı Aynı silahlardı kullandığımız Aynı çarşılar aynı kandı Sevgiye ve kurşuna açılmayan yüreklerden geçtik Pusu yataklarından, dağılmış bahçelerden Viran tarihten Uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven Çocuklar gibi kusup Kırda gelincikler gibi gülümseyen Müsademe çocuklarını gördük Geçip gidiyorlardı Tarihin en uzun gecesinden Pazarlarda aynı kan Aynı paranın değiş tokuşunda Karanlık çarşılar Aynı kanlı tarih her defasında Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın Ölüme yakın duran Bir de on binlerin korosunda haykıran İntifada intifada intifada İki güzelliğimiz vardı bizim Ufkumuzdan inen Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın Doğunun gündüz ve gecelerinde Otuz üç yıldız Hala ışığını gönderiyor bize Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim Birkaç karanfil Yol için ipek, uyku için maya Kalbiniz için Kara bir yemin gibi çırılçıplak Kelimeler getirdim Kaybolmuş yüzyılların vatanında Ölümün erken takibe aldığı çocuklar Dağlarda değilim sizinle birlik Yalnızca mataranıza su vermeye geldim Nazım kadar coşkulu Aragon kadar aşık Lorca kadar yaralı Serap ile hakikat arası Çağın aşamadığı uçurumlarda Gider gelirim gider gelirim Efsanelerin çeşitlendigi yol ağızlarindaki büyük kamaşma Anda gizlenen zaman Ateşin avesta dili Bitkiler, otlar, kökler Dağlanmış dil, narın rengi On binlerin dönüştüğü uğuldarken Doğunun yeni defteri Topraktan çobanyıldızına değin Her yer her şey karanlık bir pusuda Yazının, tekerleğin, tarihin İlk çocuklarından Ey büyük mezopotamya İki bin yıllık gece Dön geri bak Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğuşunda Murathan Mungan bu şiiri çok severim... geçerken bir uğradım...
Gönderi tarihi: 2 Mayıs , 2007 18 yıl Unutmadık Yaralı bayramlar geçti Mevsimler, bütün anlamlarıyla Yüreğin koyu yerinde birikenler Kendi takvimleriyle gelip geçtiler Gelip geçti şehirler ve ölüler Unutmadık Topraktan çobanyıldızına değin Hey yer Her şey Mümkündü Nazım kadar coşkulu Aragon kadar aşık Lorca kadar yaralıydık Unutmadık Orada bir coğrafya yağmalanıyor Orada gazetelerin ofset baskısı Orada yeniden yazıyorlar 835 satır Ve umudunu kaybetmeyen şehirler Gökyüzünün karanlık kefeniyle örtük Yıldızların delik deşik ettiği ölüleriz Adsız ölüleriz Adları bir coğrafya ile yan yana yazılan Gövdelerinizi unutmadık, unutmadık hiçbirinizi Savaşlar ve pazarlar çağıydı Aynı silahlardı kullandığımız Aynı çarşılar aynı kandı Sevgiye ve kurşuna açılmayan yüreklerden geçtik Pusu yataklarından, dağılmış bahçelerden Viran tarihten Uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven Çocuklar gibi kusup Kırda gelincikler gibi gülümseyen Müsademe çocuklarını gördük Geçip gidiyorlardı Tarihin en uzun gecesinden Pazarlarda aynı kan Aynı paranın değiş tokuşunda Karanlık çarşılar Aynı kanlı tarih her defasında Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın Ölüme yakın duran Bir de on binlerin korosunda haykıran İntifada intifada intifada İki güzelliğimiz vardı bizim Ufkumuzdan inen Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın Doğunun gündüz ve gecelerinde Otuz üç yıldız Hala ışığını gönderiyor bize Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim Birkaç karanfil Yol için ipek, uyku için maya Kalbiniz için Kara bir yemin gibi çırılçıplak Kelimeler getirdim Kaybolmuş yüzyılların vatanında Ölümün erken takibe aldığı çocuklar Dağlarda değilim sizinle birlik Yalnızca mataranıza su vermeye geldim Nazım kadar coşkulu Aragon kadar aşık Lorca kadar yaralı Serap ile hakikat arası Çağın aşamadığı uçurumlarda Gider gelirim gider gelirim Efsanelerin çeşitlendigi yol ağızlarindaki büyük kamaşma Anda gizlenen zaman Ateşin avesta dili Bitkiler, otlar, kökler Dağlanmış dil, narın rengi On binlerin dönüştüğü uğuldarken Doğunun yeni defteri Topraktan çobanyıldızına değin Her yer her şey karanlık bir pusuda Yazının, tekerleğin, tarihin İlk çocuklarından Ey büyük mezopotamya İki bin yıllık gece Dön geri bak Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğuşunda Murathan Mungan bu şiiri çok severim... geçerken bir uğradım... Ben de cok severim bu şiiri... Bu şiir bana her zaman "şiirlerin de ruhu varmış" diye düşündürür... Bence kelimeler değil bu şiire tek başına can veren... Teşekkür ederim Sardunyam
Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 18 yıl Ben artık eskisi kadar gelemiyorum diye "gözden ırak olan gönülden de ırak olur" misali acaba unutuluyor muyumdur neyimdir kimsecikler beni hatırlamamış Ben madem kendimi bi hatırlayayım, motivasyona ihtiyacım var kendimi motive edimmm o zaman bu şiir sana Gloria'cığım Unutulduğunu Düşünme Diye Bir ben vardı içimde bir de sen. Saçlarını hayallerime dolar, Kadife çiçekler giyindirirdim tenine. Her gün doğuşunda her gün batımında, Gökyüzüme iliştirirdim seni. Sabahlar vardı adım başı yalnızlık dolu. Nice geceler vardı uykusuz yaşadım. Bütün ömrüm boyunca Hep bekledim seni. Unutulduğunu düşünme diye. Gül mevsimlerini sana sakladım, Başlangıcım olasın diye. Kimseye bakmadım, Kimseye dokunmadım. Kokunu sakladım bütün hücrelerime. Resimler çizdim gözlerinden. Gülüşünden saraylar yaptım gönlüme. Kimsenin elini tutmadım, Sen haricinde. Şiirlerime sakladım seni ceylanım. Sen bende yaşar bende büyürsün. Lakin incineceksin diye korkarım. Ne olur bırak, Bu masal sonsuza dek sürsün. Yeter ki iste sen, Seni koynumda saklarım. Seni şiirlerimde saklarım. Murat Kılıç unutulurmusun hiç olur mu öyle ,sen ölmedin kalbımızde yaşıyosun vaktinin olmadığını biliyoruz,zaten bu yıl herks yoğun bizde fazla uğrayamıyoruz buralara.öptüm canım.bıkaç güne biaradayız zaten
Gönderi tarihi: 3 Mayıs , 2007 18 yıl unutulurmusun hiç olur mu öyle sen ölmedin kalbımızde yaşıyosun vaktinin olmadığını biliyoruz,zaten bu yıl herks yoğun bizde fazla uğrayamıyoruz buralara.öptüm canım. bıkaç güne biaradayız zaten niyeeee sende mi ölcenn? yanıma mı geliyon yani Eee gel madem, sıkılmıştım buralarda zaten dur sana bi resmimi gönderim özlemişsindir beni heeee yanımdakini mi merak ettin? Burda takıldığım arkadaşlardan biri de sorunlu azcıkkk istersen geldiginde tanıştırırım seni heee ne dersinnnn? imza: angel gloria
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.