Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

  • Cevaplar 109
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

canımm seni de çok özledim benim ilk göz ağrımmmm bitanem yoğunsundur diye pek ileti atmıyorum msn de çok öpüyorum seni bi ara dertleşelim olur mu :) bye tatlım

Gönderi tarihi:

Öğrenmek için sabır gerekir,zaman gerekir.Tecrübelileri izlemek gerekir.Zaman kişiye göre kısalabilir ama,öğrenmenin esası değişmez..

 

İşte aşağıda yazacağım bu hikayede konu,öğrenmenin değişmeyen esasıdır..

 

Genç bir adam,değerli taşlara ilgi duyduğundan,bu işi yapmaya karar vermiş.

 

__Bu işi yapacaksam,değerli bir ustadan ders almalıyım..Diye düşünerek,o çevredeki en ünlü mücevher ustasını bulmuş ve yanına gitmiş.Usta bir süre sonra onu kabul etmiş..

 

__Anlat bakalım,seni dinliyorum..Demiş.Genç adam heyecanla;Bu işe gönül verdiğini,iyi bir mücevherci,taş ustası olmak istediğini anlatmış.Sükunet içersinde genç adamı dinleyen usta,hiçbir şey demeden gencin eline bir değerli taş koymuş ve;

 

__Bu taş YEŞİM taşıdır.Şimdi avucunu kapa ve 1 sene boyunca sakın ha açma.1 sene sonra yine gel..Demiş.

 

Genç adamın şaşkın bakışları altında yerinden kalkarak,odayı terketmiş.Evine dönen genç,merakla bekleyen anne babasına durumu anlatmış ve anlam veremediği bu duruma;

 

__Ya 1 sene nasıl böyle dururum,hem bana çok soğuk davrandı hem de böyle anlamsız,gereksiz birşey yaptırdı.Ustalık kaprisi buysa bari baştan yapmasaydı.. diye söylenmiş.Ama elini açmamış..

 

Her önüne gelene ustasını çekiştiriyor ama yinede avucunu açmıyormuş.Gece yarı uyanık şekilde yatıyormuşki taş avucundan düşmesin.Her işini tek elle yapmaya başlamış aynı nedenle.1 sene böyle büyük bir çabayla geçmiş ve gün gelmiş..

 

Ustasının yanına heyecanla gitmiş,birsüre sonra ustası onu kabul etmiş,genç adam heyecanla:

 

__Dediğini yerine getirdim usta,elimi hiç açmadım taş burada..Demiş.Elini uzatarak avucunu açmış,taşı göstermiş..Usta sakin bir sesle:

 

__Şimdi sana bir taş daha vereceğim ve bu taşıda 1 sene boyunca elinde taşıyacaksın..Demiş.Bunu duyan genç adamın sakinliği yerini öfkeye bırakmış ve bağırıp çağırmaya başlamış.Yaşlı ustayı bunaklıkla,hiçbirşey bilmemekle suçlamış.Kendinden yardım isteyen birine bukadar eziyet etmesinin delilik olduğunu söylemiş.Hastasın sen demiş..

 

O böyle bağırıp,hakaretler ederken,usta sessizce eline taşı sıkıştırıvermiş.Öfkeden yüzü kıpkırmızı olan genç taşı hissedince susmuş....Taşı biraz daha sıkmış ve:

 

__BU TAŞ YEŞİM TAŞI DEĞİL Kİ USTA..Demiş..

 

Evet hikayemiz burada bitiyor..:)

 

Anladık demi ne anlatılmak istenildiğini..;)

Taşın değerinden önemlidir,dokunduğumuzu hissedebiliyor olmak..

Ve hatırladık değil mi..

Herbirimizin ellerinde değerli taşlar var..

Aman!! Sakın açmayın ha süreler dolmadan

Benim de açmadığımı biliyorsunuz

Düşmeyesiniz diye avuçlarımdan.. :wub::hug::clover:

Gönderi tarihi:

Aramızdan Biri Daha Gitti

 

Aşk çoğu zaman oyun oldu bana ya saklambaç gibi geldi yada bir yakalamaç gibi bir fanus gibi camın içine aldı üzerinde delik yok ki hava alasın denizde çıktıktan sonra kurulanmamak olmaz üşürsün tek başıma gezdiğim zaman bunun değerini anladım tepenin ucundan yaptığım maketle uçmaya çalıştım

 

senin evini üstten gördüm kus bakışı yol boyunca kuşlar arkadaşlık etti yere inince her şey eskisi gibi oldu beni ansızın bıraktı kuşlar uzanan yardım eli bile yok dost dediklerim bıraktılar beni eski dostluklar ölmüş derlerdi demek doğruymuş

 

bahçemdeki tek dostlarım yere uzunca uzanmış beni bekleyen çimler ilgi ve şefkatin değerini iyi bilirler uçlarını bile kırpmaya kıyamıyor insan iki ağaç arasında kurduğum hamak bulutlar arsında el sallar ay dede

 

domates yedim biraz yüzüme kan gelsin diye ekmek sepetindeki kurumuş ekmekleri kuşlara verdim kediler ise süte talim kedi ile köpek geçinemez derler ikisi de koyun koyuna vermiş kara inat küçük evlerinde uyuyor doğanın kanundan habersiz kedi fareyi yer derler ama burada o kanun geçmez tahta arasının önünde bekler tekir tehlike anında kerimi çağırsın diye aynı kaptan yerler peynirlerini aynı sudan içerler bilmez ki birbirlerine ne yapsınlar insanlardaki yapışık yumurta ikizlerini oynuyorlar sanki

 

aslında birbirlerine tiyatro oynuyorlar bizlerden habersiz derim ya söz gider yazı kalır anlatılanlara kimse inanmaz ama doğa böyle düşman gibi davranıp dost olmak aslında durum öle değil çıkarcı olmuş herkes karga tilki masalına dönmüş dünya insanları eksik taraflardan vurmuşlar boş tankları bile bile savaşa göndermişler insanların öleceğini bildikleri halde dolu sokaklar boşalmaya başlamış herkesin nereye gittiği bilinmez sıra er yada geç bize gelecek o zaman bize ne olur bilmem ama kazanan her zaman kötüler

 

her yerde torpil olur ama burada asla soruyorum kötü kötüye torpil yapsa ne olur ortada bir patlama kırmızılar içinde havai fişek kimse patlama oldu diye üzülmez aksine yeni doğmuş gibi sevinir ama neye bilmez ki aramızdan biri daha gitti diye...

 

Gönderi tarihi:

noluyosunuz yaaa , öhööö :crying:

 

arkadaşlar tamam söz size , bayramdan sonraki hafta bi sisteme oturtacağım bu forum olayını artık kimseyi ihmal etmek istemiyorum hem işlerimde hafifliycek hepimiz mutlu mesut olacağız inşallah :sorcerer::blushing:

 

çiçekler , yazılar çok anlamlı ve güsel , teşekkürler canım dostlarım :hug:

Gönderi tarihi:
noluyosunuz yaaa , öhööö :crying:

 

arkadaşlar tamam söz size , bayramdan sonraki hafta bi sisteme oturtacağım bu forum olayını artık kimseyi ihmal etmek istemiyorum hem işlerimde hafifliycek hepimiz mutlu mesut olacağız inşallah :sorcerer::blushing:

 

çiçekler , yazılar çok anlamlı ve güsel , teşekkürler canım dostlarım :hug:

vay beaa sonunda geldinmi bacım :P

hoşgeldin bayramda nereye gideceksin? süle bakalım... :D

bayramdan sonra daha sık görüşeceğiz inşallah seni özledik...

sevgiyle kal arkadaşım :wub:

Gönderi tarihi:

geldim evet artık gün içinde uğricam biraz biraz :)

 

efenim yılbaşı ve bayram için 5 günlük minicik bi programım var ondan sonra yine buralıyım :) benim için iyi olacak biraz dinlenmiş olucam :sorcerer:

 

sizin varmı bi plan ?

Gönderi tarihi:

bayramın birinci günü olağan ziyaretlerimizi yapacağız malum ailecek akraba gezmeleri...

bayram akşamı, yani yılbaşında oldukça kalabalık bir misafir grubumuz olacak ben deyim 15 sen de 20 kişi... :lol:

tabi gelenlerin hepsine birer sipariş verdim birşeyler hazırlayacaklar artık börek, kek, dolma, tatlı ne olursa... o kadar kalabalık misafir tenceresiyle gelir değil mi? :w00t::whistling:

bayramın ikinci günü şehirdışına günü birlik bir gezi düşünüyoruz son iki gün de evde çocuklarla ders çalışacağız...

bizimki böyle, ne yaparsın... :P:hug:

 

bayramın ertesi hafta şu kahvaltı işini konuşalım tamam mı arkadaşım

  • 2 hafta sonra...
  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

ne güzeldi diil mi yaşadıklarımız, ne güzeldi...

artık ne sen, ne de ben bulamayız o günleri.

bazen düşünüyorum da...

bende de kazmalık vardı galiba, diyorum.

İkimiz de kıymetini bilemedik gençliğimizin.

hatırlar mısın, akşam olur pijamalarımızı giyerdik.

sen kokunu sürerdin...

oda mahvolurdu, adeta içinde yüzerdin çünkü.

olmadık şeylere güler, durup-dururken ağlardık.

görenler deli sanırdı, sanırsam.

güzel havalarda sokaklara çıkardık.

ama hep yağmura yakalanır, sıçana dönerdik.

bir de kar yağınca kartopu oynardık seninle.

topların içine hep taş koyardın, atardın.

sen, iskambil kağıtlarından fal bakardın.

İstediğin çıkmadığında sövüp kalaylardın, ağzın bozuktu biraz

Çok kızardın sigara içtiğime.

ve içkime karışırdın, oklavayla karşılardın beni

eve sarhoş geldiğimde.

az dayağını yemedim.

arasıra rejim yapardın, ama ihtiyacın vardı.

hükümet gibi karıydın şerefsizim.

komşunun çocukları vardı, bizim oğlanın kafasını yarmışlardı

beraber çocuk bahçesine giderdiniz.

ben televizyonda maça bakardım.

ne işim var çocuk parkında.

arasıra arkadaşlar gelir poker oynardık.

ben hile yapardım, sen yardım ederdin.

benim askerde yediğim dayak hikayeleri...

senin anderson'dan hikayelerin hiç bitmezdi..

İlk tanıştığımız günü hatırlar, gülerdik.

sen bana, üstümde ne vardı diye sorardın.

ben de, '40 sene geçti, ne bilim ben?' derdim

sen kızınca ben de sallamaya başlardım.

Çingene pembesi bi kazak,

 

ördek yeşili bi etek,

 

beyaz çoraplar, mor pabuçların....

güzel bir bahar akşamı sinemada karşılaşmıştık.

İkimiz de önümüze bakmamıştık.

Özellikle ben, güneş gözlüklerimin ardından kızları kesiyordum.

Çarpıştık önce, sen,'ÇÜŞŞŞ ayi' dedin.

sonra ben 'güzel olduğunuz kadar küstahsınız da! dedim.

sen hemen yavşadın, göz-göze geldik ve başladık, film gibi yani..

sonra ayrıldık.

sen benim ayak kokuma dayanamamıştın.

ben senin sarmısak kokan nefesine.. :whistling::w00t:

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Sen sevdiklerimdensin..

 

 

Çünkü;İlk tanıdıklarımdansın,mavişim ve bana küsebilecek kadar sevgime önem verensin..:clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.