Gönderi tarihi: 11 Aralık , 2006 18 yıl bizde seni seviyoruz biliyon demi ne zamandır sarışınsın kıss sen
Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2006 18 yıl Yazar biliyorum arkadaşım sevildiğimi , bende sizi tabiiki kısım bayadır sarışınım ben yau
Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2006 18 yıl canımm seni de çok özledim benim ilk göz ağrımmmm bitanem yoğunsundur diye pek ileti atmıyorum msn de çok öpüyorum seni bi ara dertleşelim olur mu bye tatlım
Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2006 18 yıl çok özledim bende bu mavişi yaww, eskiden ne güzel eğlenirdik beraber... değilmi yumotem, ne gülerdik birlikte... cimcimelerim benim... çok seviyorum sizi... Allahım öleceğim ben bu sevgiden...
Gönderi tarihi: 18 Aralık , 2006 18 yıl Öğrenmek için sabır gerekir,zaman gerekir.Tecrübelileri izlemek gerekir.Zaman kişiye göre kısalabilir ama,öğrenmenin esası değişmez.. İşte aşağıda yazacağım bu hikayede konu,öğrenmenin değişmeyen esasıdır.. Genç bir adam,değerli taşlara ilgi duyduğundan,bu işi yapmaya karar vermiş. __Bu işi yapacaksam,değerli bir ustadan ders almalıyım..Diye düşünerek,o çevredeki en ünlü mücevher ustasını bulmuş ve yanına gitmiş.Usta bir süre sonra onu kabul etmiş.. __Anlat bakalım,seni dinliyorum..Demiş.Genç adam heyecanla;Bu işe gönül verdiğini,iyi bir mücevherci,taş ustası olmak istediğini anlatmış.Sükunet içersinde genç adamı dinleyen usta,hiçbir şey demeden gencin eline bir değerli taş koymuş ve; __Bu taş YEŞİM taşıdır.Şimdi avucunu kapa ve 1 sene boyunca sakın ha açma.1 sene sonra yine gel..Demiş. Genç adamın şaşkın bakışları altında yerinden kalkarak,odayı terketmiş.Evine dönen genç,merakla bekleyen anne babasına durumu anlatmış ve anlam veremediği bu duruma; __Ya 1 sene nasıl böyle dururum,hem bana çok soğuk davrandı hem de böyle anlamsız,gereksiz birşey yaptırdı.Ustalık kaprisi buysa bari baştan yapmasaydı.. diye söylenmiş.Ama elini açmamış.. Her önüne gelene ustasını çekiştiriyor ama yinede avucunu açmıyormuş.Gece yarı uyanık şekilde yatıyormuşki taş avucundan düşmesin.Her işini tek elle yapmaya başlamış aynı nedenle.1 sene böyle büyük bir çabayla geçmiş ve gün gelmiş.. Ustasının yanına heyecanla gitmiş,birsüre sonra ustası onu kabul etmiş,genç adam heyecanla: __Dediğini yerine getirdim usta,elimi hiç açmadım taş burada..Demiş.Elini uzatarak avucunu açmış,taşı göstermiş..Usta sakin bir sesle: __Şimdi sana bir taş daha vereceğim ve bu taşıda 1 sene boyunca elinde taşıyacaksın..Demiş.Bunu duyan genç adamın sakinliği yerini öfkeye bırakmış ve bağırıp çağırmaya başlamış.Yaşlı ustayı bunaklıkla,hiçbirşey bilmemekle suçlamış.Kendinden yardım isteyen birine bukadar eziyet etmesinin delilik olduğunu söylemiş.Hastasın sen demiş.. O böyle bağırıp,hakaretler ederken,usta sessizce eline taşı sıkıştırıvermiş.Öfkeden yüzü kıpkırmızı olan genç taşı hissedince susmuş....Taşı biraz daha sıkmış ve: __BU TAŞ YEŞİM TAŞI DEĞİL Kİ USTA..Demiş.. Evet hikayemiz burada bitiyor.. Anladık demi ne anlatılmak istenildiğini.. Taşın değerinden önemlidir,dokunduğumuzu hissedebiliyor olmak.. Ve hatırladık değil mi.. Herbirimizin ellerinde değerli taşlar var.. Aman!! Sakın açmayın ha süreler dolmadan Benim de açmadığımı biliyorsunuz Düşmeyesiniz diye avuçlarımdan..
Gönderi tarihi: 19 Aralık , 2006 18 yıl PAULA cım selamlar .sende kaybolup gittin forma neşe katanlardan biriside sendin . kendine iyi bak iyi kalpli arkadaşım .
Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 18 yıl Aramızdan Biri Daha Gitti Aşk çoğu zaman oyun oldu bana ya saklambaç gibi geldi yada bir yakalamaç gibi bir fanus gibi camın içine aldı üzerinde delik yok ki hava alasın denizde çıktıktan sonra kurulanmamak olmaz üşürsün tek başıma gezdiğim zaman bunun değerini anladım tepenin ucundan yaptığım maketle uçmaya çalıştım senin evini üstten gördüm kus bakışı yol boyunca kuşlar arkadaşlık etti yere inince her şey eskisi gibi oldu beni ansızın bıraktı kuşlar uzanan yardım eli bile yok dost dediklerim bıraktılar beni eski dostluklar ölmüş derlerdi demek doğruymuş bahçemdeki tek dostlarım yere uzunca uzanmış beni bekleyen çimler ilgi ve şefkatin değerini iyi bilirler uçlarını bile kırpmaya kıyamıyor insan iki ağaç arasında kurduğum hamak bulutlar arsında el sallar ay dede domates yedim biraz yüzüme kan gelsin diye ekmek sepetindeki kurumuş ekmekleri kuşlara verdim kediler ise süte talim kedi ile köpek geçinemez derler ikisi de koyun koyuna vermiş kara inat küçük evlerinde uyuyor doğanın kanundan habersiz kedi fareyi yer derler ama burada o kanun geçmez tahta arasının önünde bekler tekir tehlike anında kerimi çağırsın diye aynı kaptan yerler peynirlerini aynı sudan içerler bilmez ki birbirlerine ne yapsınlar insanlardaki yapışık yumurta ikizlerini oynuyorlar sanki aslında birbirlerine tiyatro oynuyorlar bizlerden habersiz derim ya söz gider yazı kalır anlatılanlara kimse inanmaz ama doğa böyle düşman gibi davranıp dost olmak aslında durum öle değil çıkarcı olmuş herkes karga tilki masalına dönmüş dünya insanları eksik taraflardan vurmuşlar boş tankları bile bile savaşa göndermişler insanların öleceğini bildikleri halde dolu sokaklar boşalmaya başlamış herkesin nereye gittiği bilinmez sıra er yada geç bize gelecek o zaman bize ne olur bilmem ama kazanan her zaman kötüler her yerde torpil olur ama burada asla soruyorum kötü kötüye torpil yapsa ne olur ortada bir patlama kırmızılar içinde havai fişek kimse patlama oldu diye üzülmez aksine yeni doğmuş gibi sevinir ama neye bilmez ki aramızdan biri daha gitti diye...
Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 18 yıl Yazar noluyosunuz yaaa , öhööö arkadaşlar tamam söz size , bayramdan sonraki hafta bi sisteme oturtacağım bu forum olayını artık kimseyi ihmal etmek istemiyorum hem işlerimde hafifliycek hepimiz mutlu mesut olacağız inşallah çiçekler , yazılar çok anlamlı ve güsel , teşekkürler canım dostlarım
Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 18 yıl noluyosunuz yaaa , öhööö arkadaşlar tamam söz size , bayramdan sonraki hafta bi sisteme oturtacağım bu forum olayını artık kimseyi ihmal etmek istemiyorum hem işlerimde hafifliycek hepimiz mutlu mesut olacağız inşallah çiçekler , yazılar çok anlamlı ve güsel , teşekkürler canım dostlarım vay beaa sonunda geldinmi bacım hoşgeldin bayramda nereye gideceksin? süle bakalım... bayramdan sonra daha sık görüşeceğiz inşallah seni özledik... sevgiyle kal arkadaşım
Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 18 yıl Yazar geldim evet artık gün içinde uğricam biraz biraz efenim yılbaşı ve bayram için 5 günlük minicik bi programım var ondan sonra yine buralıyım benim için iyi olacak biraz dinlenmiş olucam sizin varmı bi plan ?
Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2006 18 yıl bayramın birinci günü olağan ziyaretlerimizi yapacağız malum ailecek akraba gezmeleri... bayram akşamı, yani yılbaşında oldukça kalabalık bir misafir grubumuz olacak ben deyim 15 sen de 20 kişi... tabi gelenlerin hepsine birer sipariş verdim birşeyler hazırlayacaklar artık börek, kek, dolma, tatlı ne olursa... o kadar kalabalık misafir tenceresiyle gelir değil mi? bayramın ikinci günü şehirdışına günü birlik bir gezi düşünüyoruz son iki gün de evde çocuklarla ders çalışacağız... bizimki böyle, ne yaparsın... bayramın ertesi hafta şu kahvaltı işini konuşalım tamam mı arkadaşım
Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2007 18 yıl Yazar THE BOSS çok teşekkürederim bayram ve yeni yıl senin içinde çok başarılı mutlu ve huzurlu geçer inşallah , sevgiler
Gönderi tarihi: 23 Ocak , 2007 18 yıl ne güzeldi diil mi yaşadıklarımız, ne güzeldi... artık ne sen, ne de ben bulamayız o günleri. bazen düşünüyorum da... bende de kazmalık vardı galiba, diyorum. İkimiz de kıymetini bilemedik gençliğimizin. hatırlar mısın, akşam olur pijamalarımızı giyerdik. sen kokunu sürerdin... oda mahvolurdu, adeta içinde yüzerdin çünkü. olmadık şeylere güler, durup-dururken ağlardık. görenler deli sanırdı, sanırsam. güzel havalarda sokaklara çıkardık. ama hep yağmura yakalanır, sıçana dönerdik. bir de kar yağınca kartopu oynardık seninle. topların içine hep taş koyardın, atardın. sen, iskambil kağıtlarından fal bakardın. İstediğin çıkmadığında sövüp kalaylardın, ağzın bozuktu biraz Çok kızardın sigara içtiğime. ve içkime karışırdın, oklavayla karşılardın beni eve sarhoş geldiğimde. az dayağını yemedim. arasıra rejim yapardın, ama ihtiyacın vardı. hükümet gibi karıydın şerefsizim. komşunun çocukları vardı, bizim oğlanın kafasını yarmışlardı beraber çocuk bahçesine giderdiniz. ben televizyonda maça bakardım. ne işim var çocuk parkında. arasıra arkadaşlar gelir poker oynardık. ben hile yapardım, sen yardım ederdin. benim askerde yediğim dayak hikayeleri... senin anderson'dan hikayelerin hiç bitmezdi.. İlk tanıştığımız günü hatırlar, gülerdik. sen bana, üstümde ne vardı diye sorardın. ben de, '40 sene geçti, ne bilim ben?' derdim sen kızınca ben de sallamaya başlardım. Çingene pembesi bi kazak, ördek yeşili bi etek, beyaz çoraplar, mor pabuçların.... güzel bir bahar akşamı sinemada karşılaşmıştık. İkimiz de önümüze bakmamıştık. Özellikle ben, güneş gözlüklerimin ardından kızları kesiyordum. Çarpıştık önce, sen,'ÇÜŞŞŞ ayi' dedin. sonra ben 'güzel olduğunuz kadar küstahsınız da! dedim. sen hemen yavşadın, göz-göze geldik ve başladık, film gibi yani.. sonra ayrıldık. sen benim ayak kokuma dayanamamıştın. ben senin sarmısak kokan nefesine..
Gönderi tarihi: 12 Şubat , 2007 18 yıl Yazar sardunyam , yumoşum kıslar çok güsel şeyler yazmışsınız amaaaa nerden çıktı o sarmısak kokusu anlamadım sedoş çıkarmıştır kesin
Gönderi tarihi: 16 Şubat , 2007 18 yıl Sen sevdiklerimdensin.. Çünkü;İlk tanıdıklarımdansın,mavişim ve bana küsebilecek kadar sevgime önem verensin..
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2007 18 yıl Yazar duygular karşılıklıdır TAURUScum sende benim sevdiklerimdensin ve önemsediklerimden
Gönderi tarihi: 22 Şubat , 2007 18 yıl Yazar uykum kaçtı bi dolanayım dedim , iyiyim fena sayılmaz işte , sen nasılsın ? herşey yolundamı ailende ?
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.