Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Hukuku Kurtarmak İçin - Mustafa BALBAY


tülvent

Önerilen İletiler

1531698_591248627613664_1403547577_n.jpg

 

 

Mustafa BALBAY - Hukuku Kurtarmak İçin

06 Ocak 2014 Pazartesi


Diyalektiğin, demokrasi yaşamının temel kurallarından biri şudur:

Bir konu, sorun olarak masaya konmuşsa çözüm başlamış demektir.
Türkiye’de hukukun öldüğünü yıllardır Silivri Cezaevi içindekiler duruşma salonlarında haykırdık. Sesimizi olabildiğince geniş kesimlere duyurmaya çalıştık. Ne var ki durum şuydu:

Bağır bağır, herkes sağır!

Özellikle Ankara’nın yüksek katları hukukun öldüğünü kabul etmek bir yana, yaşanan tabloyu ileri demokrasi olarak sunmayı icraat sayıyordu.
Gelinen noktada durumu TBMM Başkanı Cemil Çiçek dile getirdi. Anayasanın 138. maddesinin öldüğünü ilan etti.

Hukuk gerçekte yıllardır komadaydı, bitkisel hayata girmişti. Yönetim katlarından birinin bunu görüp ilan etmesi gerekiyordu. Cemil Çiçek bir anlamda fişi çekti ve beyin ölümünün gerçekleştiğini Türkiye’ye duyurdu.

Meclis Başkanı’nın öldü dediği anayasanın 138. maddesi bağlamında, hâkimlerin ve savcıların bağımsızlıklarını yitirdiği, verilen kararların vicdana dayanmadığı, yasama ile yargı ve yürütme arasındaki kuvvetler ayrılığının çöktüğü noktaya geldik.

İlan edilen bu gerçek artık çözüm aşamasının da başladığını göstermektedir. Konuya bu pencereden bakmak, çözümü özgürlükler temelinde kolaylaştırmak birincil sorumluluktur. Bu sorumluluk sadece bunun tartışıldığı çevrelerin değil, tüm devlet kurumları ve topluma aittir. Zira herkes gördü ki hukuk herkese lazımdır.

***

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sorunun daha açık bir şekilde tartışılmaya başlamasıyla birlikte yaptığı değerlendirmeler Çankaya Köşkü’nün süreci kolaylaştıracağını gösteriyor. Gül, sadece parlamentodaki değil iktidar koalisyonu içindeki dengeleri de dikkate alarak sürecin sağlıklı yürümesinden yana görünüyor. Anayasanın 104. maddesi, cumhurbaşkanının görevlerini sayarken devlet kurumları arasındaki dengeye özellikle vurgu yapıyor.

Meclis Başkanı’nın öldüğünü ilan ettiği madde de bu denge ile bağlantılı.
Konunun iki temel boyutu var: Birincisi, genel anlamda yargının çivisinin çıkması. İkincisi başta Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, KCK, Gezi olayları olmak üzere kamuoyunun vicdanında kabul görmemiş davalar nedeniyle tutuklu bulunanların bir an önce özgürlüğüne kavuşması. Bu davaların hukuksal zeminde sonuçlandırılması...
Özünde her iki konu birbiriyle bağlantılı. Ancak birinciliği özgürlüklere vermek gerekiyor. Tutuklulukların bir an önce sona ermesi, hapiste bulunan tek milletvekili Engin Alan’ın Meclis’te yemin ederek görevine başlaması güven verici bir başlangıç olacaktır.

***

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun girişiminin gerek toplum katında gerekse devlet kurumları arasında genel kabul görmesi artık herkesin bir an önce çözüm istediğini ortaya koymaktadır.

Yargının üç temel ayağı vardır. Bu üç eşit ayaktan biri savunmadır. Prof. Feyzioğlu’nun gündeme getirdiği özgürlük ve bağımsız yargı çözümü sadece cezaevlerindekilerin serbest kalmasını sağlamayacaktır. Hukukun da serbest bırakılmasını sağlayacaktır.
Zaten kaldırılmış olan özel yetkili mahkemelerin verdikleri son kararlar, Ankara’nın bütün katlarında ayrı ayrı yapılan değerlendirmelerle birlikte çökmüştür.

Türkiye Barolar Birliği’nin getirdiği önerilerin bu haftadan tezi yok Meclis zemininde tartışılarak yasalaşması her şeyden önce hukuku kurtaracaktır.

 

*

 

Bölüm :Yargı

Anayasa`nın 138. Maddesi :


A. Mahkemelerin Bağımsızlığı
Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.