Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TANRI IRAK'TA DA YOK!... (İranlı kadınlar, ''şeriat hukukunun'' kalkmasını, çokeşliliğin yasaklanmasını, boşanma konusunda erkeklerle eşit haklara s)


DİPNOT

Önerilen İletiler

.

Tanrı Irak'ta da Yok!..

 

Bodrum Müzesi'ndeki ''zindan'' ya da ''işkence evi'' nin duvarındaki ''Tanrı'nın bulunmadığı yer'' yazısı sahte mi, değil mi?

Bakan Atilla Koç , ''sahte'' diyor ve yazının eski müze müdürü Oğuz Alpözen 'in buyruğuyla bir teknikerce yazıldığını öne sürüyor...

Sahte olsun ya da olmasın hiç önemli değil!..

Burada önemli olan siyasal iktidarın dini siyasette araç olarak kullanıp kullanmadığı...

İran 'da çarşaflı kadınlar, çarşaflı kadın polislerce neden dövüldüler?

İran 'da kadınlar eşitlik istiyorlardı...

Kadın-erkek eşitliği...

İranlı kadınlar, ''şeriat hukukunun'' kalkmasını, çokeşliliğin yasaklanmasını, boşanma konusunda erkeklerle eşit haklara sahip olunmasını istiyor...

İran'da kadınlar boşandıktan sonra çocuklarını göremiyorlar...

Üstelik miras hakkında da eşitsizlik söz konusu kadınlar için...

Bir boşanma davasında iki kadına karşı bir erkek şahit yeterlidir...

İran'da bir kadın kan davası nedeniyle öldürülürse erkeğe ödencenin yarısı verilir ve adına da ''kan parası'' denilir...

İran'da kadınlar bu nedenle yürüyüş yaptılar ve kadın polislerden de bir güzel dayak yediler...

 

İpek Çalışlar 'ın ''Latife Hanım'' ını ( Doğan Kitap ) okuyunca Mustafa Kemal 'in Türkiye'de kadın-erkek eşitliğine ne denli önem verdiğini bir kez daha anladım. ''Latife Hanım'' ı okuduktan sonra Atatürk'ü neden çok sevdiğimi daha iyi kavradım. Laikliğin değerlerini, ulus bilincinin bir ülkenin çağdaşlaşmasındaki katkısını gördüm.

 

Bodrum Müzesi'ndeki ''zindan'' da yazılı olan ''Tanrı'nın bulunmadığı yer'' tabelasının kazınıp kazınmadığı tartışmalarını izlerken avukat-yazar arkadaşım Namık Behramoğlu telefonla aradı...

Anlattığı ilginçti...

Namık Behramoğlu, ''Sansaryan Han'ın en üst katında Birinci Şube vardı 1960'lı yıllarda. Orada bir de işkence odası vardı'' deyip ekledi:

''Odanın duvarında da 'Burada Allah yoktur' yazılıydı...''

tanrininbulunmadi286iyer9iw.jpg

Namık Behramoğlu Hukuk Fakültesi'nde okuduğu yıllar, Sansaryan Han'a çok girip çıkmış, falakaya yatırılmıştı...

12 Mart ve 12 Eylül 'ü yaşayanlar bilir...

İşkencenin İstanbul 'daki karargâhı ise Ziverbey Köşkü değil miydi? Pek çok subay, aydın, yazar orada da ''Allah'ın bulunmadığı yer'' den geçmiş, insan pisliğine bulaştırılmış yataklarda yatmıştı.

12 Eylül'de gözaltındayken arkadaşlarım filistin askısına alındılar...

Hücredeydik ve onların çığlıklarını duyardık...

Tam bu sırada ''mağara dönemi'' bir adamın narasını:

''Ulan Allahsızlar, burada Allah yok!..''

Tanrı'nın olmadığı ''mekânlardan'' birisi de alanlardı...

Televizyonlarda izlemişsinizdir.

Ankara'da Abdi İpekçi Parkı 'nda iki gündür oturma eylemi yapıyordu Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği üyeleri...

TAYAD 'lılar TBMM 'ye yürümek istedi...

Polis coplarını çekti, biber gazını eline aldı...

Ortalık savaş alanı gibiydi!..

İnsanlar tekmelenip coplanırken üzerlerine biber gazı sıkılıyordu...

Kendi kendime sordum:

''Polis, Beyazıt Camii'nden çıkıp gösteri yapanlara niçin aynı yöntemle davranmıyor?''

İran'daki kadınların eylemlerine bakın! Kadın polisler acımasızca dövüyor onları...

TAYAD'lı üyelere bakın, başkentin göbeğinde dövülüyorlar polis tarafından...

 

****

Ne İran 'da, ne Türkiye 'de, ne Sudan 'da, ne ABD 'de, ne İngiltere 'de, işkencenin ve dayağın olduğu yerde ''Tanrı yoktur'' ...

Tanrı, Irak 'ta da yok, Guantanamo Üssü'nde de yok!..

Binlerce masum kadın, erkek, çocuk öldü!..

Tanrı orada olsaydı çocuklar öldürülür müydü? Tanrı orada olsaydı 500 yıl önce Bodrum Kalesi 'nde işkenceye göz yumar mıydı?

Neyse, Bakan Koç tartışmaya son noktayı koydu:

''Her şeye rağmen yazı orada kalacak!''

.

 

 

 

_________________________________________________

C 16.06.2006 / H. ÇETİNKAYA

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Tanrı orada olmayabilir ama eminim Allah oradaydı.

İrandaki kadınlar zaten dayatılmış birtakım kurallar sebebiyle bunalmış, kendilerine kalsa (akıllarına yatsa) dinde değiştirirler fakat alternatif yok.

Görüyoruz tv lerde surat, boyacıdan çıkmış gibi vücut hatları ortada zaten, başörtü takma usulünü hatırlatmama gerek yok.

İran devletinin dini İslam ve İslam hükümlerine göre yönetilen bir devletin yöneticisi halkından sorumludur.

Dini sorumluluk açısından halkına az da olsa baskı uygulamak zorundadır.

 

 

Tanrı yoktur, olsaydı o bebekler ölmezdi vs;

Bebekler, çocuklar veya genellersek insanlar mutlu olurlarsa, hiçkimse acı çekmezse deyiminle Tanrı vardır ve iyidir çünkü kötülüklere göz yummamıştır.

Yok birileri acı çekiyor biryerlerde kan dökülüyorsa Tanrı yoktur veya bunlara göz yummuştur dememiz imkansız.

Eğer dünyada herkes mutlu olacak refah içinde yaşayacak kimsenin kılına zarar gelmeyecekse imtihan denen birşey olmazdı.

Bebeklerin ölmesi (haşa) Allah'ın merhametsizliğinden değldir.

Bu olaylarda bile göremediğimiz ne hikmetler vardır.

Belki o bebek büyüdüğünde asi bir evlat veya dinsiz bir kul olacaktı.

Görmek ve bakmak..

 

 

Necip Fazıl der ki;

Gördüğün çölde olsa sana çöl gibi gelen O göl diyorsa göldür!

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hadi biz bu konuyu şöyle kapatalım

"Burada merhamet yoktur"

yoksa bu olay birçok saçma sapan tartışmalarıda beraberinde getirecek.Kelimelerin kullanım amaçlarına göre ifade değiştirdiğini bilmeyenler,orada kullanılan Tanrı kelimesini merhamet ile acıma ile ilişkilendimeyi farketmeyecekler bile.

:)

Cehaletten dem vuranların çoğuda zaten bu tip kavramlar üzerinde dans edenlerdir.derinliklere yönelişlerde bu tip kelimelere yüklenilen birçok mana,kelimenin niteliğini zaten aşar.Bu bir sanattır arkadaşlar herkesin anlamasını yada kelimeleri şeçerek başka yanlara çekmesini eleştirmeye gerek yok.Sanattan bihaber olanların cehaletine gülüp geçmek gerekir. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Aceleye gerek yok..

Alahın varlığını yokluğunu ölünce anlarsınız..

Allah sabredenlerin en sabırlısıdır ve yarattığı ve nimet verdiği bu insanların kendisine karşı bu denli nankörlüğünü bu denli densizliğini, bu denli ahlaksızlığını ve bu denli isyanını büyük bir sabırla; işleyişini bilemediğimiz, fiziki yasalarını anlayamadığımız ve mutlaka yaşanacak olan kabir, berzah ve ahiret alemine saklamaktadır..

 

 

 

Saygılar..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH(C.C.) ın olmadıgı bulunmadıgı tek bir mekan: gormediği tek bir olay: işitmediği tek bir ses bile yoktur. O sinelerden geceni bile bilir.

 

Bizim kotu veya zorbalık merhametsizlik gibi gordugumuz olayların ardında bilemediğimiz ya da su anda farkında olmadıgımız pek cok hikmet olabilir....

 

Hastalıklar dısardan bakılırsa kotu ve zahmetli gozukur ama atlattıktan sonra bagısıklık sistemimiz guclenmiş olur.....

 

O yuzden biraz daha derin dusunmek gerektiğini dusunuyorum ..................

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH(C.C.) ın olmadıgı bulunmadıgı tek bir mekan: gormediği tek bir olay: işitmediği tek bir ses bile yoktur. O sinelerden geceni bile bilir.

Sahiden ciddi olamazsın sen...

Afrikada açlıktan ölürken çocuklar ordaydı oylemi...

Irak'ta süren savaşın neresine koyabilirsiniz onu...

Ya faşit almanların yahudileri yaktığı ve gaz odalarına attığı çoluk çoluğu nasıl seyrediyordu sence?...

Diyelim bir yerlerde...

Görmüyormusun her taraf açlık, yoksulluk, sefillik, savaş ve ihenetlerle dolu...

Burasını cennete çeviremeyenin öbür taraftakı cennetinden şüphe duyarım ben..

Eğer cennet ve cehennemi yaşatanlar bugünlere göz yummaktalarsa!...

Uyanın artık kan uykulardan ve gerçeleri görün...

Ülkemiz bile bölünme, parçalanma ve korkunç yaşamları yaşıyor iken orda olanın ben yanında hiç olmam...

Olamam...

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH(C.C.) ın olmadıgı bulunmadıgı tek bir mekan: gormediği tek bir olay: işitmediği tek bir ses bile yoktur. O sinelerden geceni bile bilir.

 

Bizim kotu veya zorbalık merhametsizlik gibi gordugumuz olayların ardında bilemediğimiz ya da su anda farkında olmadıgımız pek cok hikmet olabilir....

 

Hastalıklar dısardan bakılırsa kotu ve zahmetli gozukur ama atlattıktan sonra bagısıklık sistemimiz guclenmiş olur.....

 

O yuzden biraz daha derin dusunmek gerektiğini dusunuyorum ..................

 

:)

 

ortaçağ klise papazlarının vaazları gibi " birisi sana tokat atarsa öbür yanağınıda uzat"

 

hastalıklar he, sen AIDS i atlatıp bağışıklık kazanan gördün mü :) yada kansere bağışıklığı olan ?

 

tevekkül senin sandığın gibi oturup Allah'tan beklemek değildir. sen elinden gelen herşeyi yap sonrasını Allah'a bırak.

 

Irakta olanlarda, ya da AIDS ten ölen milyonlarca çocukta Allah'ın hikmetini arayıp kolaya kaçma. onlar için elinden geleni yap. tevekkül böyle bir şeydir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

:)

 

ortaçağ klise papazlarının vaazları gibi " birisi sana tokat atarsa öbür yanağınıda uzat"

 

hastalıklar he, sen AIDS i atlatıp bağışıklık kazanan gördün mü :) yada kansere bağışıklığı olan ?

 

tevekkül senin sandığın gibi oturup Allah'tan beklemek değildir. sen elinden gelen herşeyi yap sonrasını Allah'a bırak.

 

Irakta olanlarda, ya da AIDS ten ölen milyonlarca çocukta Allah'ın hikmetini arayıp kolaya kaçma. onlar için elinden geleni yap. tevekkül böyle bir şeydir.

 

Arkadaş önce sana cevaben şunu belirtmek isterim:

Benim Irakta Afrikada yada Filistinde olanlar için soylediklerim ve dusunduklerim arasında OLURUNA bırakıp beklemek YOK zaten. Mutlaka birseyler yapılmalı. Ama madem bu sorunların tum kaynagı insaan, tum butun bunlaarı başlatan insan o zaman cozmekde insana kalıyor ama burada hem cozum için ugraşmalı hemde ALLAH tan yardım dilemeliyiz... Aids için verdiğin ornege gelince suanda ona kesin bir cozum bulunamasa da belki o HIV virusu sayesinde insanoglu buna cozum bulmak için tıbbı alanlarda kendini geliştirecek ve bundan sonrakilere muthiş bir katkı saglayacak adımlar atacaktır. En dogrusunu bilen Allah tır biz elimizden geleni yapıp gerisini Allah a bırakmalıyız. Yani senin tevekkulden anladıgın sey ile benim anladıgım sey aslında aynı....

 

 

DİPNOT arkadaşa gelince boyle asi davranmanın sana getirecegi tek bir faydayı gosterebilirmisin bana??

Ama ben sana getirecegi zararlar hakkında destan yazabilirim. Onuda gectim. Sorunu baslatan insandır, sen hemen cozumu ALLAH tan istiyorsun. Baaşımıza gelen 1001 musubetin sorumlusu acaba kim?

hayvanlar mı doga mı? yoksa insaNLAR MI? basımız sıkısınca hemen yardım dileriz de bir suc işleyince hemen ceza istemeyiz. Sen hemen yardım diyorsun, Peki onca suc yada gunah işleyene hemen ceza geliyormu? ALLAH insana İRADE vermiş dogruyu bulup secmek onun elinde. O zaman bu dunyada zulum gorenler ne olacak? diyeceksin bende cevaben:

Mazlumun Ahını Alanlardan elbet ALLAH hesap soracak ve(veya) cezayı kesecektir. Sen bu dunyada ceza istiyorsun. O ALLAH a kalmıştır. Ama diger taraftaki ceza emin ol cok daha agır ve zahmetlidir.... Hangi cezayı verecegi ALLAH a kalmıştır.

Diğer taraftaan bu dunyada elbette Cennet ve Cehennemin numuneleri vardır(Görecek Gözü Olanlara)Dikkatli bakarsak etrafımıza; bunca verilen nimet(kucucuk bir tohumdaan koca agacın cıkması,...bize meyve lutufunda bulunması(aslında agacın perdesi arkasında ALLAH ın bize lutufta bulunması)) cennetin numunelerindendir..... Cehennemin numunelerini asymaya gerek yok bugun butun dunyada herkes goruyo zaten....

SAYGILAR...

 

Size kısa bir hikaye(Düsünecek olanlar okusun)

 

Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı olmak için erbere

gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı...

 

 

Berber: " Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah'ın varlığına inanmıyorum."

 

Adam: " Peki neden böyle diyorsun?"

 

Berber: " Bunu açıklamak çok kolay. Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu, terk edilmiş çocuklar

 

olur muydu? Allah olsaydı, kimse acı çektirmez, birbirini üzmezdi.

 

Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum..." Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi.

 

Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı. Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü. Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki tıraş olmayalı uzun süre geçmişti. Adam

 

berberin dükkanına geri döndü.

 

 

 

Adam: " Biliyor musun ne var, bence berber diye bir şey yok"

 

Berber: " Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim." Adam:

 

" Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı."

 

Berber: " Himmm... Berber diye bir şey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?"

 

Adam: " Kesinlikle doğru! Püf noktası bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi.

 

İşte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!"

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sahiden ciddi olamazsın sen...

Afrikada açlıktan ölürken çocuklar ordaydı oylemi...

Irak'ta süren savaşın neresine koyabilirsiniz onu...

Ya faşit almanların yahudileri yaktığı ve gaz odalarına attığı çoluk çoluğu nasıl seyrediyordu sence?...

Diyelim bir yerlerde...

Görmüyormusun her taraf açlık, yoksulluk, sefillik, savaş ve ihenetlerle dolu...

Burasını cennete çeviremeyenin öbür taraftakı cennetinden şüphe duyarım ben..

Eğer cennet ve cehennemi yaşatanlar bugünlere göz yummaktalarsa!...

Uyanın artık kan uykulardan ve gerçeleri görün...

Ülkemiz bile bölünme, parçalanma ve korkunç yaşamları yaşıyor iken orda olanın ben yanında hiç olmam...

Olamam...

Sevgiyle kalın...

 

 

EN'ÂM SÛRESİ (50) ...... De ki: "Görmeyenle gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?"

 

 

ZÜMER SÛRESİ (9) ....... De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar.

 

 

BAKARA SÛRESİ (74)

 

Sonra bunun ardından kalpleriniz yine katılaştı, taş gibi; hatta daha katı oldu. Çünkü taş vardır ki, içinden ırmaklar fışkırır. taş vardır ki yarılır da içinden sular çıkar. taş da vardır ki, Allah korkusuyla (yerinden kopup) düşer. Allah yaptıklarınızdan hiçbir zaman habersiz değildir.

 

Size kısa bir hikaye(Düsünecek olanlar okusun)

 

Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal tıraşı olmak için erbere

gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı...

Berber: " Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah'ın varlığına inanmıyorum."

 

Adam: " Peki neden böyle diyorsun?"

 

Berber: " Bunu açıklamak çok kolay. Bunu görmek için dışarıya çıkmalısın. Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu, terk edilmiş çocuklar

 

olur muydu? Allah olsaydı, kimse acı çektirmez, birbirini üzmezdi.

 

Allah olsaydı, bunların olmasına izin vereceğini sanmıyorum..." Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi.

 

Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı. Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü. Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki tıraş olmayalı uzun süre geçmişti. Adam

 

berberin dükkanına geri döndü.

Adam: " Biliyor musun ne var, bence berber diye bir şey yok"

 

Berber: " Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim." Adam:

 

" Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı."

 

Berber: " Himmm... Berber diye bir şey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?"

 

Adam: " Kesinlikle doğru! Püf noktası bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi.

 

İşte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!"

 

Arkadaşım bazen unuttuğumuz bir mevzu var ki , bakmak var ... görmek var...

 

Her bakan görmüyor malesef....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Maalesef

 

Evet ama müspet olan görülür ve var olana bakılır öyle değilmi?...

İnsan burnunun koku alması sayesinde de görebilir...

Ve hatta hisleri bile ona yardımcı olabilir çünkü yaşam tecrübesi ve yaşadıkları sonucu gelişmiştir bu...

Yaksa yanılıyormuyum... :)

 

O zaman bir fıkra...

Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa: Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum. Çok yakın olduğunu söylediler. Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra: Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde. Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. Çocuk: Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten. İyi ama, demiş adam. Bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm? Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik, manolya lar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız. Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kâğıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmiş onun kör olduğunu. Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini farkettiğini. Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken: Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş. Görmeyi o kadar çok özledim ki. Sizinkiler sağlam öyle değil mi? Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken: Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür... :D:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Evet ama müspet olan görülür ve var olana bakılır öyle değilmi?...

İnsan burnunun koku alması sayesinde de görebilir...

Ve hatta hisleri bile ona yardımcı olabilir çünkü yaşam tecrübesi ve yaşadıkları sonucu gelişmiştir bu...

Yaksa yanılıyormuyum... :)

 

O zaman bir fıkra...

Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa: Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum. Çok yakın olduğunu söylediler. Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra: Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde. Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. Çocuk: Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten. İyi ama, demiş adam. Bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm? Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik, manolya lar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız. Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kâğıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmiş onun kör olduğunu. Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini farkettiğini. Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken: Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim, demiş. Görmeyi o kadar çok özledim ki. Sizinkiler sağlam öyle değil mi? Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken: Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür... :D:clover:

 

guzel hikaye bakmaktan bakmaya fark var. İşte eger bizde o adam gibi tek taraftan degilde cocuk gibi bircok yonden baksak belki de herseyin farkına varmak daha kolay olacak...

 

illahi bizim de mi kor olmamız gerekiyor,daha iyi gormek için? Belkide muslumanların Irakta Filistinde basına gelenler daha iyi gormeleri için gozlerinin kor olmasından baska birsey degildir.Tabii bu sadece muslumanlar için degil dunyanın heryerinde zulum gorenler içinde gecerlidir. ALLAH en dogrusunu bilendir....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ALLAH en dogrusunu bilendir....

Galiba o nedenle müslüman dünyasında hiçbir zaman huzur yok, yoksukluk alabildiğine, umut bile olamayan karayazgı bir sistem, çaresizlikler içinde yüzen acınası manzaralar lar lar lar vb...

Düşündürücü değilmi sizce...

Aslında insan olarak bunları gördükçe ve takipçisi oldukça gerçekten insan olarak üzülmemek elde değil...

Umutların biz bez parçasında, bir donda, bir sakalda, bir burkada arandığı ve hiçbirzaman yardım edmeyecek olan yaradandan beklendiği bir düşünce biçimi...

Bir yaman çelişki ve korkunç bir duygu yüklenmesi karşısında insanın hacz halinden kurtulamaması...

Yinede düşünce ve inancınıza saygı göstermek zorundayım...

Sevgi ve saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Galiba o nedenle müslüman dünyasında hiçbir zaman huzur yok, yoksukluk alabildiğine, umut bile olamayan karayazgı bir sistem, çaresizlikler içinde yüzen acınası manzaralar lar lar lar vb...

Düşündürücü değilmi sizce...

Aslında insan olarak bunları gördükçe ve takipçisi oldukça gerçekten insan olarak üzülmemek elde değil...

Umutların biz bez parçasında, bir donda, bir sakalda, bir burkada arandığı ve hiçbirzaman yardım edmeyecek olan yaradandan beklendiği bir düşünce biçimi...

Bir yaman çelişki ve korkunç bir duygu yüklenmesi karşısında insanın hacz halinden kurtulamaması...

Yinede düşünce ve inancınıza saygı göstermek zorundayım...

Sevgi ve saygılar...

 

Arkadaş ben bundan sonra tartışmaya girmeyeceğim. Yine aynı seyleri soylemişsin zaten gereken cevapları da yukarılarda yazmıştım.

 

Sizin yolunuz size, bizim yolumuzda bizedir...

 

Saygılar....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Arkadaş ben bundan sonra tartışmaya girmeyeceğim. Yine aynı seyleri soylemişsin zaten gereken cevapları da yukarılarda yazmıştım.

 

Sizin yolunuz size, bizim yolumuzda bizedir...

 

Saygılar....

 

Nasıl isterseniz...

Biz aydınlık yollarda yürürken ne olur bu ülkeyi karanlık yollara sokmamanın ve ortaçağ karanlıklarına zindan etmemenin yollarınıda arayın lütfen... Olurmu!...

Yol yakınken yani...

Dikkat edin 30'larda yaşanılmasına izin verilmeyen ve günümüze patlayan bir süreç içinde şu han ülkem bilinçli ve derin bir suskunluk içinde...

Lütfen dikkat... :)

Sevgiyle kalın...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Nasıl isterseniz...

Biz aydınlık yollarda yürürken ne olur bu ülkeyi karanlık yollara sokmamanın ve ortaçağ karanlıklarına zindan etmemenin yollarınıda arayın lütfen... Olurmu!...

Yol yakınken yani...

Dikkat edin 30'larda yaşanılmasına izin verilmeyen ve günümüze patlayan bir süreç içinde şu han ülkem bilinçli ve derin bir suskunluk içinde...

Lütfen dikkat... :)

Sevgiyle kalın...

 

 

Siz ve aydınlık yollar...

 

Beni güldürdünüz doğrusu :)

 

Aydınlık yollarda aydınlanmış zihin sahipleri yol alır...

 

Sizler gibi kemikleşmiş fikirlerle beyninin dört bir yanını sarmalayan ve sahip olduğu bakış açısının dışında hayatı değerlendiremeyen , farklı fikir sahiplerine bir an olsun tahammül edemeyip , saygı göstermeyip yeri gelince inancı yüzünden başlarını örtenlere ''ALLAH'IN ZEBANİLERİ'' diyenler mi aydınlık yolları adımlıyor ? :excl:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz ve aydınlık yollar...

 

Beni güldürdünüz doğrusu :)

 

Aydınlık yollarda aydınlanmış zihin sahipleri yol alır...

 

Sizler gibi kemikleşmiş fikirlerle beyninin dört bir yanını sarmalayan ve sahip olduğu bakış açısının dışında hayatı değerlendiremeyen , farklı fikir sahiplerine bir an olsun tahammül edemeyip , saygı göstermeyip yeri gehelince inancı yüzünden başlarını örtenlere ''ALLAH'IN ZEBANİLERİ'' diyenler mi aydınlık yolları adımlıyor ? :excl:

 

daha fazla diyaloğa girmeye gerek yok arkadaşım boşver onları,,,,

bizim yolumuz bizedir....

herkes kendi çizgisini aşmasın şimdilik yeter....

inan biz moralimizi bozduğumuzla kalırız....

Onlar inkarcı tavır sergilerlerken inan ben onların adına üzülğyorum ama onlar ne düşğncedeler acaba?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz ve aydınlık yollar...

 

Beni güldürdünüz doğrusu :)

 

Aydınlık yollarda aydınlanmış zihin sahipleri yol alır...

 

Sizler gibi kemikleşmiş fikirlerle beyninin dört bir yanını sarmalayan ve sahip olduğu bakış açısının dışında hayatı değerlendiremeyen , farklı fikir sahiplerine bir an olsun tahammül edemeyip , saygı göstermeyip yeri gelince inancı yüzünden başlarını örtenlere ''ALLAH'IN ZEBANİLERİ'' diyenler mi aydınlık yolları adımlıyor ? :excl:

İyi ozaman birlikte gülelim sevgili berceste...

Ben ve bizler gibileri Atatürkçü, çağdaş ve modern bir Türkiyeye inanmış kişiler olarak herzaman olduğu gibi yaralamaktan başka bir çıkış yolu bulamayan ve henen kemikleşmiş fikirleri sayesinde vb. düşüncelerle kırmaya çalıştığınızın farkında olduğumuzdan dikkate almıyoruz..

Yinede her türlü düşünce ve söylevlerinize saygı duyuyoruz...

Dost sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Onlar inkarcı tavır sergilerlerken inan ben onların adına üzülğyorum ama onlar ne düşğncedeler acaba?

 

İnan bilmek bile istemezsin...En azından dipnotun düşüncelerini...Damarına basılınca inanc için başını örtenlere ''ALLAHIN ZEBANİSİ'' derler...Sonrada biz herkese saygılıyız derler...

 

.................................

Sevgili Dipnot sözleriniz süslü ve hoş...

 

Ama inanın asla gönüle dokunmuyor...

 

Yaralayan ve kesişen yolları tekrar ayıran, kategorizeyi seven ve bu yolda uğraş veren sizsiniz efendim...

 

Ki , bunu sizin açtığınız topiclere bakarakta kolaylıkla anlyabiliriz...

 

İnanın bu muhabbetlerden sıkıldım...

 

Aynı nakarat...

 

Sadece samimi olun...

 

Başka birşey değil...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İyi ozaman birlikte gülelim sevgili berceste...

Ben ve bizler gibileri Atatürkçü, çağdaş ve modern bir Türkiyeye inanmış kişiler olarak herzaman olduğu gibi yaralamaktan başka bir çıkış yolu bulamayan ve henen kemikleşmiş fikirleri sayesinde vb. düşüncelerle kırmaya çalıştığınızın farkında olduğumuzdan dikkate almıyoruz..

Yinede her türlü düşünce ve söylevlerinize saygı duyuyoruz...

Dost sevgilerimle...

 

Siz dincilikle Atatürkçülüğü her zaman farklı kefeye koyuyorsunuz. Size göre Dinine baglı biirisi Atatürkcü olamaz... Boyle yaparak toplumu boldugunuzun farkında degilmisiniz... Benim bir Türk olarak Atatürk'e saygım sonsuzdur. Elbette onunda her insan gibi hataları olmuştur. Ama siz boyle yaparak Atatürkcüleri dinsiz kefesine koymuş olup Dincileride demokrasi düşmanı olarak gosteriyprsunuz.....

 

Sinelerden geceni hem gizleyip hem dışa vurduklarımızın hepsinden ALLAH(C.C) haberdardır...

 

Ve korkarım ki Ataturk'unde kemiklerini sızlatuyorsunuz.....

 

 

Lütfen insanları bölücü hareketlere girişmeyelim

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Siz dincilikle Atatürkçülüğü her zaman farklı kefeye koyuyorsunuz. Size göre Dinine baglı biirisi Atatürkcü olamaz... Boyle yaparak toplumu boldugunuzun farkında degilmisiniz... Benim bir Türk olarak Atatürk'e saygım sonsuzdur. Elbette onunda her insan gibi hataları olmuştur. Ama siz boyle yaparak Atatürkcüleri dinsiz kefesine koymuş olup Dincileride demokrasi düşmanı olarak gosteriyprsunuz.....

 

Sinelerden geceni hem gizleyip hem dışa vurduklarımızın hepsinden ALLAH(C.C) haberdardır...

 

Ve korkarım ki Ataturk'unde kemiklerini sızlatuyorsunuz.....

Lütfen insanları bölücü hareketlere girişmeyelim

Sizi yanlış algılıyor olabilirim sevgili epsilon_07...

Lütfen sanal ortamın vermiş olduğu rahatlık ve önyargıyı değerlendirin...

Sevgi ve saygılarımla...

Ve tabiki bu ülkede inancını korkusuz, teredütsüz, yüreklice ve dünya bilincinin ülkemize verdiği tehlikeyi görerer iman eden insanlara gerçekten bir sözümüz olamaz...

Fakat gericiliğin hızlandırılmış haline ve ülkemizi arayışlara sürükleyenlere karşı inanılmaz bir duruşumuz var...

Dost sevgilerimle...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

.

Tanrı Irak'ta da Yok!..

''Odanın duvarında da 'Burada Allah yoktur' yazılıydı...''

tanrininbulunmadi286iyer9iw.jpg

Namık Behramoğlu Hukuk Fakültesi'nde okuduğu yıllar, Sansaryan Han'a çok girip çıkmış, falakaya yatırılmıştı...

12 Mart ve 12 Eylül 'ü yaşayanlar bilir...

İşkencenin İstanbul 'daki karargâhı ise Ziverbey Köşkü değil miydi? Pek çok subay, aydın, yazar orada da ''Allah'ın bulunmadığı yer'' den geçmiş, insan pisliğine bulaştırılmış yataklarda yatmıştı.

12 Eylül'de gözaltındayken arkadaşlarım filistin askısına alındılar...

Hücredeydik ve onların çığlıklarını duyardık...

Tam bu sırada ''mağara dönemi'' bir adamın narasını:

''Ulan Allahsızlar, burada Allah yok!..''

Tanrı'nın olmadığı ''mekânlardan'' birisi de alanlardı...

Televizyonlarda izlemişsinizdir.

Ankara'da Abdi İpekçi Parkı 'nda iki gündür oturma eylemi yapıyordu Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Dayanışma Derneği üyeleri...

TAYAD 'lılar TBMM 'ye yürümek istedi...

Polis coplarını çekti, biber gazını eline aldı...

Ortalık savaş alanı gibiydi!..

İnsanlar tekmelenip coplanırken üzerlerine biber gazı sıkılıyordu...

Kendi kendime sordum:

''Polis, Beyazıt Camii'nden çıkıp gösteri yapanlara niçin aynı yöntemle davranmıyor?''

İran'daki kadınların eylemlerine bakın! Kadın polisler acımasızca dövüyor onları...

TAYAD'lı üyelere bakın, başkentin göbeğinde dövülüyorlar polis tarafından...

 

****

Ne İran 'da, ne Türkiye 'de, ne Sudan 'da, ne ABD 'de, ne İngiltere 'de, işkencenin ve dayağın olduğu yerde ''Tanrı yoktur'' ...

Tanrı, Irak 'ta da yok, Guantanamo Üssü'nde de yok!..

Binlerce masum kadın, erkek, çocuk öldü!..

Tanrı orada olsaydı çocuklar öldürülür müydü? Tanrı orada olsaydı 500 yıl önce Bodrum Kalesi 'nde [/color][/size] [/font]

ÇOK ÜZGÜNÜM ÇOK ACI AMA "TANRI LÜBNAN'DA YOK" MAALESEF...

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot

 

Tanrı'nın olaylara, savaşlara müdahalesini bekliyorsanız;

 

Çok beklersiniz.

 

Eğer her adaletsizliğe her savaşa tanrı elini uzatsaydı o zaman bizlere gerek olmazdı,bizleri yaratmazdı.O zaman savaşlar da olmazdı.

 

eğer çareyse oturup hep beraber dua edelim;oturduğumuz yerden.........

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Dipnot

 

Tanrı'nın olaylara, savaşlara müdahalesini bekliyorsanız;

 

Çok beklersiniz.

 

Eğer her adaletsizliğe her savaşa tanrı elini uzatsaydı o zaman bizlere gerek olmazdı,bizleri yaratmazdı.O zaman savaşlar da olmazdı.

 

eğer çareyse oturup hep beraber dua edelim;oturduğumuz yerden.........

Müdahale beklediğim falan yok..

Ki buna hiç ihtiyacım da yok...

Fakat şöyle bir gerçek var;

Onlarda bizin inandığımız Tanrının çocukları değilmi...

Yüzyıllardı aynı tanrıya inanmıyor ve dua etmiyormuyuz...

Haklısın...

Hemde çok haklısın...

Biz daha fazla dua etmeliyiz...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.