Φ selef_61 Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2006 arkadaşlar bu konu bence herkesin ihtiyaç duyduğu bir konu.ben açıklama yapmıycam.çünkü herkesin düşüncesini merak ediyorum.kimse birini eleştirmeden düşüncelerini yazarsa konu istenilen noktaya gelecektir. buyurun tartışalım. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Haziran , 2006 Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü Allah(cc)tan başka ilah olmadığına ve Muhammed(sas)in Onun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim. ancak bunun ötesi var rabbim şartları kabul edince bizi müslüman kabul ediyor bizde elhamdülillah diyoruz. Ancak bunun ötesi bizim yaşamımımzdır hani deriz ya bu benimle Allah(cc) arasında işte o yönümüz. Hani yürürken yanında sürekli yanlış bir davranış içerisinde bulunmasından korktuğu utandığı yüzününü sarardığı biri varmış gibi yürüyenler varya işte onlardan Allah razı olsun. Hani bazen evde içten içe acaba çevrede kaç aç kaç muhtaç kaç kalbi gönlü bana kırılmış var diye düşünenler varya Allah onlardan razı olsun Hani geceleri acaba bilmeden birini kırmış bilmeden bir kediyi ürkütmüşmüyüm dür diyenler varya Alalh onlardan razı olsun Hani her dertte her cefa da Allah dan razı olanlar varya Allah onlardan razı olsun. Allah dan razı olma konusu yanlış anlaşılmasın tabiki bizim rızamızla Allahın rızası aynı şey değildir kast ettiğim bu böyle olsa bile razı mısın derlerya işte onun cevabı olan razıyım kelimesi. valla ben yüreğimde bunları sayfalarca sıralarımbunlar teeml basit olanları. selef kardeşim gerçek müslüman demiş bilmiyorum bu güzel konunu çok basit misallerini hayatımızda yaşıyoruz misal "yazıkalar olsun sana bir de namaz kılıyorsun" "bak bide imam olacak" "olurmu abicim biz müslümanız bize yakışmaz" gibi. Öyle sanıyorumki bu mevzu uzar rabbim kısmet eylerse belki bizde buralarda oluruz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ selef_61 Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2006 Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü . . . Öyle sanıyorumki bu mevzu uzar rabbim kısmet eylerse belki bizde buralarda oluruz. selamun aleyküm ahir zaman kardeşim çok ama çok haklısın.hani derler ya la ilahe illallah muhammeden rasulullah diyen herkes müslüman diye.evet doğru ama senin de dediğin gibi bunun ötesi var.bazı insanlar müslümanım der ama onların sadece kimliklerinde müslüman yazar.yani allah için herangi bişey yapmazlar.misal vereyim bir kişi ben fenerbehçeliyim der ama fenerbehçenin oyuncularını bilmez.maçlarını izlemez.bnunu görenler de sen ne biçim fener behçelisin demezlermi derler.işte bu da böyle.bence dikkate alınması gereken bir konu.herkesin bu gerçek müslümanlığa ihtiyacı vardır.bence bu gerçek müslümanlığı herkese aşılamalıyız. selamlar ve yazın için teşekkürler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedelina Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2006 ''ya olduğun gibi görün,ya da göründüğün gibi ol'' Mevlana işte budur gerçek müslüman Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ yağmur Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Haziran , 2006 Fetih Suresi 29. Muhammed Allah'ın Rasûlü'dür. Onunla beraber olan (mü'min)ler, kafirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında ise çok şefkatlidirler. Onların (namazda) rükû yaptıklarını (ve) secde ettiklerini görürsün. Onlar, Allah'tan (daima) lütûf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin eserinden (meydana gelen) nişanları vardır. Tevrat'taki vasıfları budur. İncil'deki vasıfları da (şöyledir: Onlar) filizini çıkaran, derken onu (filizini) kuvvetlendiren, kalınlaşan, zamanla gövdesi üzerinde doğrulup dikilen bir ekin gibidir ki, ekincilerin hoşuna gider, (Allah Rasûlü'nün ashabı ile birlikte böyle gelişip kuvvetlenmesi) kafirleri öfkelendirir. Allah, içlerinden îman edip de salih amel işleyenlere, mağfiret ve büyük mükafat vaadetmiştir. kur an da bu şekilde tarif edilmekte birde Arama sayfasına dön -------------------------------------------------------------------------------- Maide Suresi 54. Ey îman edenler! Sizden kim dîninden dönerse, o zaman Allah, (sizin yerinize) kendisinin onları, onların da kendisini sevdiği, mü'minlere karşı gayet yumuşak, kafirlere karşı da oldukça onurlu ve sert bir toplum getirir ki, onlar Allah yolunda savaşırlar, hiç bir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu Allah'ın lütfudur ki, onu dilediğine verir. Allah lütfu geniş olandır, (her şeyi) bilendir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ suheda Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2006 BAKARA SURESİ 285.Peygamber, kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de. Tümü, Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve elçilerine inandı. "O'nun elçileri arasında hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz. İşittik ve itaat ettik. Rabbimiz bağışlamanı (dileriz). Varış ancak Sanadır" dediler. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ @LoNe34 Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2006 müslüman tavus kuşu gibi olmalıdır,karga gibi olmamalıdır. Tavus kuşu, vücudunun onca güzelliğine değil,ayaklarının siyahlığına bakar; boynunu büker. müslümanda bu düşünce ve hal üzere olmalı, sahip olduğu güzel hallere değil, nefsinin kusurlarına bakmalıdır. çünkü insanın iyi hallerine bakması kendinde kibir ve gurura sebep olur. Tavus kuşu o kadar güzel renkli olmasına rağmen siyah bacağından dolayı mahcuptur. Karga ise, iki renkli olduğu, ağzı her pisliğe değdiği halde, sanki kendisinden başka kuş yokmuş en güzel kuş kendisiymiş gibi avaz avaz bağırır. seyyid abdülbaki bilvanis saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Azure Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 14 Haziran , 2006 Selam, Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühü demek yeminlerini münafık(çift taraflı-ikili oynayanlar)ların yeminine benzetmek oluyor. Münafıklar sana geldiklerinde: "Senin kesinlikle Allah'ın elçisi olduğuna şehadet ederiz." derler. Senin kesinlikle O'nun elçisi olduğunu Allah zaten biliyor. Ve Allah şehadet eder ki, münafıklar kesinlikle yalancıdırlar. Münafikun/1 Şehadet ettiğimiz zaman ya sadece Allaha veya beraberinde elçilerine ve onlara indirilenlere şehadet etmek daha doğru olur.Bunun sebebi Allah'aMuhammede indirilene inanmış olmamızdan dolayıdır. insan şahit olmadığı şeye şahitlik edemez. Allah şahittir ki benim O, yoktur ilah olan O Benden başka,hem de melekler ve bilgisinde adaletli olanlar da hiçbir ilah olmadığına ama güçlü/üstün gelen ve herşeyi bilen/bilgisini adalete yöneltenin olduğuna.3/18 Bu çeviriyi kendim yaptım.sözün kısası insanlar neye şahitlik edebiliyorlarsa ona etsinler.Kuran ona indi diye Muhammedi şahit tutmak imana bir fayda vermez. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ selef_61 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 allah hepinizden razı olsun arkadaşlar.çok güzel yazmışsınız. selamlar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ berceste Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Benim aklıma müslüman denince ilk olarak ''elinden ve dilinden emin olunan kişi'' geliyor... Ve bunların yanısıra tevazu , hosgörü sahibi ve güleryüzlü... Bunlar olmadıkça kişi hakiki imana sahip değildir zaten... Müslüman olmak evvela ''insan'' olmak demektir... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ selef_61 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Yazar Paylaş Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 selam sayın berceste yani müslümanım demekle müslüman olunmuyor değil mi? Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ berceste Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Elbette... Gerçekten müslümanım demek için önce insan olmak lazım... Kuran-ı Kerimde ki surelerin nuzul sırasına baktığımızda da bunu bariz bir şekilde görürüz... Allahu teala kullarından ilk önce namaz kılmalarını , oruç tutmalarını, kurban kesmelerini istememiş...Herşey zamanla oturmus, zamanla ayetler inmiş...Ve önce o cahiliye döneminde ki insanlar kötü huylarından arınmış , sonra Rabbimiz bizlerden ibadetleri istemiş... Allahu Teala buyuruyor ya , ''vay o namaz kılanların haline onlar kıldıkları namazın degerini bilmezler'' Demek ki sadece ibadet yeterli değil...İman elbette amele yansıyınca belli olur fakat kişinin toplumda ki duruşu , vakarı da önemlidir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ kelebek_ Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 okumakta fayda var, okuyalım Tevhid, teorik kavramları bakımından üçe ayrılır: Tevhid-i Rububiyet. Tevhid-i Uluhiyet. Tevhid-i Esma ve Sıfat. Tevhid-i Rububiyet: Rububiyet, Allah'ın "Rab" ismine nisbetten gelmektedir. Rububiyetin birkaç anlamı vardır. "Terbiye edici, yardımcı, malik, ıslah edici, efendi, vali." Şeriatte ise, Allah'ın insanları yarattığına, onlara rızık verdiğine, onları diriltip öldürdüğüne, Allah'ın kaza ve kaderine ve zatında vahdaniyetine iman etmektir. Tevhid-i Rububiyetin delili: Allah, kitabında Tevhid-i Rububiyetin delillerini zikretmiştir: "Hamd alemlerin Rabbinedir" "Yaratma ve emir O'nun değil midir?" "Yeryüzünde olan her şeyi sizin için yarattı." "Şüphesiz ki Allah rızkı verendir. Kuvvet ve metin sahibidir." îkram sahibi olan Rabbi inka r eden o cahillere diyoruz ki: Akıl sahibi olan hiçbir insan, bir tesir edici olmadan bir şeyin ve bir fiilin olacağını kabul etmez. Bir yaratıcı olmadan yaratılanların varolacağını da kabul edemez. Mesela şu tartışılmaz bir gerçektir: Sen bir iğneyi gördüğünde, hemen onu imal eden birisinin olduğunu anlarsın. Peki nasıl oluyor da bu muazzam ve akıllara durgunluk veren kainat, bir var edici olmadan var edilebilir, bir düzen vericisi olmadan bu düzene girmiş olabilir? Bunu birazcık aklı ve zerre kadar anlayışı olan bir insan söyleyemez. Özet olarak, Allah'ın Rububiyetinin delilleri sayılmakla bitmez. Nitekim Allah Teala şöyle buyurmaktadır. "Onlar hiçbir şey olmadan mı yaratıldılar, yoksa onlar mı yaratıcıdırlar?" (Tur: 35) Daha önceki müşrikler bu tevhidi kabul etmişlerdi. Hatta Yahudiler, Nasraniler ve benzeri diğer kavimler de aynı tevhidi ikrar ediyorlardı. Bu tevhidi önceki Dehriler ile çağımızda Ateistlerden başka hiç kimse inka r etmemiştir. Allah Teala kitabında diyor ki: "Onlara gökleri ve yeri kim yarattı diye sorduğunda, Allah, derler." (Lokman: 25) Müşrikler, Allah'ın Rablığını kabul ediyorlardı. Ancak ibadette, sevgide, itaatte tapındıkları ilahlarım Allah'a ortak koşuyorlardı. Sadece yaratmada, varetmede, yarar veya zarar vermede değil. Muvahhid ka rdeşim! Şunu bilmeliyiz ki, bu tür bir Tevhid, insanı ne îslam'a dahil eder ve ne de onun kanını, malını ma'sum kılıp, onu cehennem azabından kurtarabilir. Tevhid-i Uluhiyet: Uluhiyet "ilah" kelimesinden türemiştir Kendisine itaat edilen Ma'bud anlamındadır "İlah" kavramı ancak gerçek Ma'bud olan Allah hakkında kullanılır. "Allah, ondan başka ilah yoktur. O, Hayy ve Kayyum olandır." Şeriatta Uluhiyet; namaz, oruç, zekat, hac ve kurbanda, adakta, korkuda, ümit ve sevgide ibadet ve itaatte sadece Allah'ı birlemektir. Bu ibadetleri yalnız O'nun için yapmaktır. Bunu yapan mü'minler, sadece Allah'a itaat etmek ve O'nun rızasını kazanmak için yaparlar. îki şey olmadan Tevhid-i Uluhiyet gerçekleşmez: 1- Tüm ibadetleri kullardan herhangi birisine değil, yalnızca Allah'a ait kılmalı ve yaratılmışlardan hiçbirisine Allah'ın hakkı olan bil şeyi ve sıfatlarından olan bir sıfatı tahsis etmemeli. Mümin ancak Allah'a ibadet eder. Allah'dan başkası için ne namaz kılar, ne de Allah'dan başkasına secde eder. Allah'dan başkasıyla yemin etmez. Allah'dan başkası için adakta bulunmaz ve Allah'dan başkasına tevekkül etmez. 2- Ibadetin, Allah'ın emirlerine itaate sevketmesi; yasaklarından alıkoyması ve Nebi'sinin Sallallahü Aleyhi Vesellem Sünnetine uygun olması gerekir. Tevhid-i Uluhiyetin gerekli kıldığı en önemli şey, insanın tam anlamıyla kitap ye sünnete teslim olmasıdır, îşte Kelime-i Tevhid'in anlamı budur. Allah'a ibadet, itaat ve emirlerine boyun eğmekle olur: Bu da La ilahe illallah kelimesinin gerçekleştirilmesidir. Allah Rasulüne uymak, onun emir ve yasaklarına itaat etmek, Muhammed'in Sallallahü Aleyhi Vesellem Allah'ın Rasulü olduğunu gerçekten kabul etmiş olmaktır. Bu iki şey, Müslümanın ancak kendisiyle kurtuluşa ereceği esastır. Müslümana vacib olan, hükümde Allah ve Rasülü'nden başkasına başvurmamak ve başkasının hükmüne razı olmamaktır. "Emrolunduğun gibi, dosdoğru ol!" (Hud:112) Allah, Rasulüne istikamet üzere olmasını emretmiştir. Bu da Kitap ve Sünnet doğrultusunda amel etmektir. Kur'an ve Sünnetin dışındaki yollar ancak sapıklığa götüren yollardır. Sonunda da cehennem ateşi vardır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ Insomnia Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Derler ya "İmanın ve Paranın kimde olduğu belli olmaz" diye aslında aynen öyle.. Ben asıl kavram olarak "gerçek müslüman" ne demek onu anlamadım. Bir insan ya müslümandır ya da gayrimüslümdür. Herkes benimsediği dinin gereklerini yani yap dediklerini elinden geldiğince yapar. Yasakladıklarındanda yine elinden geldiğince sakınır. Kul olarak yok bu gerçek müslüman yok öteki sahte müslüman demek kimseye düşmez. Onun taktiri yaradana aittir.. Kul olarak kimse mükemmel değildir herkes hata yapabilir. Ayrıca diğer bir önemli nokta herkes değişebilir... Böyle etiketler yapıştırmak yerine herkesi kucaklayabilmek daha güzel bence... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ sedelina Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 bir müslümanı söylediği ile yaptığını bir tutmalıdır.. söyleyişte toplumun önünde ahkam kesip,kımse olmadığı yerde çok farklı davranan müslüman riyakardır elbette kimse dört dörtlük olamaz;fakat dürüstçe bu budur fakat ben yapamıyorum diyebilir.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ mavikaradeniz Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 Bismillahirrahmanirrahim Şüphesiz hamd yanlız Allah'ındır. O'na hamd eder, O'ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefizlerimizin şerlerinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın hidater verdiğini kimse saptıramaz. O'nun saptırdığını da kimse doğru yola iletemez. Şehadet ederik ki, Allah'tan başka ilah yoktur. O, bir ve tektir. O'nun ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür. Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa öyle korkun ve siz ancak müslümanlar olarak ölünüz. (Ali İmran-3/103) Ey insanlar! Sizi tek bir candan yaratan ve ondan da eşini var eden, her ikisinden birçaok erkek ve kadın türeten Rabbinizden korkun. Kendisi adına birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık bağlarını kesmekten de sakının. Şüphesiz Allah üzerinizde tam bir gözetleyicidir. (Nisa-4/1) Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve dosdoğru söz söyleyin. O da amellerinizi lehinize olmak üzere düzeltsiz, günahlarınızı da mağfiret etsin. Kim Allah'a ve Rasulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşla kurtulmuş olur. (Ahzab-33/70-71) Bundan sonra, Şüphesiz sözlerin en güzeli Allah'ın kelamı, yolların en hayırlısı Muhammed (sav)'in yoludur. işlerin en kötüsü sonradan çıkarılanlardır. her sonradan çıkarılan şey bid'attir ve her bid'at sapıklıktır. Her sapıklık ta ateştedir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ berceste Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 Rabbimizin kelamından müminlerin tasviri... Nasıl olması gerektiği... Muminun Suresi 1. Muhakkak ki müminler, mutluluk ve başarıya erdiler. 2. Onlar namazlarında tam bir saygı ve tevazu içindedirler. 3. Onlar boş şeylerden uzak dururlar. 4. Onlar zekâtı ifa eder (kendilerini maddeten ve manen arındırırlar). 5, 6, 7. Onlar mahrem yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve cariyeleri ile ilişki kurarlar. Çünkü bunu yapanlar ayıplanamazlar. Ama bu sınırın ötesine geçmek peşinde olanlar, işte onlardır haddi aşanlar. 8. O müminler üzerlerindeki emanetleri gözetirler, verdikleri sözleri tam tamına tutarlar. 9. Onlar namazlarını vaktinde eda edip zayi etmekten korurlar. 10, 11. "İşte vâris olanlar, ebedî kalacakları Firdevs cennetine vâris olanlar onlardır onlar..... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ emilha Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 selamün aleyküm; umarım sevgili peygamberimizin isteğin tutmaya çalışırız ''Ümmetimden kırk Hadis-i Şerif'i taşıyan ve ezberinde tutan kimseyi Cenab-ı Allah KıyametGünü'nde fukarayı kiram, ulemayı izam zümresinde diriltir.'' HZ.MUHAMMED (s.a.v) 1. Lisan (dil) ile kalb bir olmadıkça hiç bir kul mü'mini kamil olamaz. 2. Namazını terk eden kimse vefat edince, Cenab-ı Allah'ı gazab sıfatıyla bulur. 3. Hayırlı işlere delalet eden kimse, o hayırı işleyen gibi sevab kazanır. 4. Mazlumun duasından sakınınız. Zira; bir kıvılcım sürati gibi semayı çabucak kaplar. 5. Sadaka veriniz. Zira; sadaka sizi Cehennem ateşinden kurtarır. 6. Cimrilerin azabsız Cennet'e giremeyeceklerine Cenab-ı Allah yemin etmiştir. 7. Bir mü'min için din kardeşiyle üç günden fazla konuşmamak helal olmaz. 8. Cenab-ı Allah'ın rızası; annenin, babanın rızasında, gazabı da gazablarındadır. 9. Bir insanın kendi eşine ve çocuklarına verdiği nafakası, sadaka makamındadır. 10. Komşusunun yiyecek bulamayıp da aç olarak yattığını bildiği halde, yardımda bulunmayan bir zengin tam bir iman sahibi değildir. 11. Sizin hayırlı olanınız, yemekler ikram ederek aç olanları doyuran kimsedir. 12. Vaad, borç gibidir. 13. Niyet ettiğin bir iş için kalbinde korku ve tereddüt olursa, o işi yapmamalı. 14. Kahkaha ile gülmek şeytandan, gülümsemek (tebessüm) ise Rahmandandır. 15. Muhakkak ki, insanların, en ziyade cimri olanı, karşılaştığı zaman din kardeşlerine selam vermeyen kimsedir. 16. Özürsüz üç Cuma Namazını terk edenler, münafıklar güruhundan yazılırlar. 17. İki kişi arasındaki düşmanlığı gidermek ve onların aralarını bulmak sadakaların efdalindendir. 18. Sılai rahimi (akraba ziyareti) terkeden kimsenin nasibini, Cenab-ı Allah Cennet'den keser. 19. Yemeklerin fenası, bir velime yemeğidir ki; ona tok ve zenginler davet olunup, aç ve muhtaç olan fakirler ondan mahrum edilir. 20. Doğruluk ve iyi hal üzerinde olanlardan dostlarınızı çoğaltınız. Zira onlar Kıyamet'te size şefaat ederler. 21. İhtiyarların kalbi iki şeyin muhabbetinde (iki şeyi sevmek hususunda) gençtir. Bunlardan birisi çok yaşamak, ikincisi para toplamak. 22. Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır. 23. Zinadan sakınınız. Zira, zinada dört hal vardır. Bunlar: 1- Yüzünde olan nur-i cemali, 2- Rızıkda olan hayır ve bereketi giderir. 3- Cenab-ı Allah'ın gazabını gerektirir. 4- Ve uzun müddet Cehennem ateşini icab ettirir. 24. Zina gibi fuhşiyatın meydana çıkması; yeryüzünün sallanmasına vesile olur. 25. Din kardeşini ayıblardan bir ayıbla ayıblayan kimse, o ayıbı bizzat kendisi yapmadıkça vefat etmez. 26. Gıybetden sakınınız. Zira gıybetin verdiği zararın bir kısmı, zinadan şiddetlidir. 27. Yalan söylemek, insanın yüzünü kara eder. İki şahsın arasını bozmağa çalışmak; kabir azabını gerektirir. 28. Rüşveti veren ve alanın her ikiside Cehennem ateşindedir. 29. İstibra hususunda takva üzere olunuz. Zira, kabirde ilk hesab, küçük ve büyük abdest ile necasetten temizlik hakkındadır. 30. Allah korkusuyla ağlayan bir kimse Cehennem ateşine girmez. 31. Selametini isteyen kimse, susmayı ve konuşmamayı kendisi için lüzumlu kılsın. 32. Bela ve musibet üzerine sabır ve tahammül edip, Cenab-ı Hakk'ın yasak ettiği söz ve işleri yapmamak ibadettir. 33. Her kim ki; dualarının kabulünü ve gam, kederinin giderilmesini murad ederse; sıkıntıda bulunanların imdadına yetişsin. 34. Cenab-ı Allah'a hakkıyla tevekkül etseniz kuşları rızıklandırdığı gibi, sizi de rızıklandırır. 35. Aç bir karnı doyurmaktan efdal nafile bir amel ve ibadet olamaz. 36. Rızık ecel gibi, Cenab-ı Allah'ın kulunu arar, nerede olsa bulur. 37. Bir babanın oğlu için duası, bir peygamberin ümmeti hakkındaki duası gibi makbuldur. 38. Duasının kabul olması için ısrarla ve fazlaca yalvaranları Cenab-ı Hak sever. 39. Muhakkkak ki, Hak Celle ve a'la hazretleri genç olan tevbekarları sever. 40. Uyku için yatağa yatarken evvela Fatiha, sonra İhlas-ı Şerf'i okuduğun zaman ölümden başka herşeyden emin olursun. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ maryam Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 8 Temmuz , 2006 musluman kimdir? adindan belli! hak yoluna teslim olan. o zaman hak yolu nedir sorun?! Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ mavikaradeniz Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 10 Temmuz , 2006 Hak yolu; Allah'ın emrettiği, Rsulullah'ın öğrettiği yoldur. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ maryam Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 11 Temmuz , 2006 Hak yolu; Allah'ın emrettiği, Rsulullah'ın öğrettiği yoldur. evet.ve biz onu tanimaliyiz,cunku onu taniyan ve gercekten taniyan az oldu.. bizde iki emanet var: akil ve Kuraan. biz en dogru yolu bulmayi yapa biliriz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Tüm dinlerin hak yolu olarak angaje ettiği şey, Sonuçta ve en uç noktsı huri araklama çalışmaları. Asıl hak yolu bilimsel görüş sosyal adalettir. Sömürünün haksızlığın olmadığı, soygunun vurgunun olmadığı. İnanç ve ırk farklılıklarının olmadığı, Din ırk farklılığını bahane ederek dünyayı cehenneme çeviren emperyalizmin olmadığı. Kölecilik kalktı yutturmacası ile insanlığı uyutup, yerine uygulanan modern köleciliğin olmadığı. Özgür düşünce, özgür hareket, din ırk guruplaşmalarının olmadığı bir yaşam hak yoludur. Doğru olanda budur. Tüm dinlerin hak yolu olarak angaje ettiği şey, Sonuçta ve en uç noktsı huri araklama çalışmalarıdır. Araştırılırsa eğer haksız bir düzeni korumak için oluşturulmuş, koruyucu bir kalkan olduğu gözükecektir. Sosyal adalet diye getirilen kurallar eskimiş sömürüyü talanı engelleyememektedir. Üstelik ekonomi kuralları sömürüye ön ayak olmaktadır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Bilimselci şimdi yazdığının konu ile alakası varmı ayrıca eleştirdiğin noksanlıklar değil noksanlıkların Çözümü İSLAMdadır. Saygılar Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Bilimselci şimdi yazdığının konu ile alakası varmı ayrıca eleştirdiğin noksanlıklar değil noksanlıkların Çözümü İSLAMdadır. Saygılar Alakası olmaz olurmu sevgili ahirzaman, Hak yolu deniyor yukardaki iletilerde. Ben de düşünüyorum tabii gerçekten hak yolumu diye. Ve hak yolu kelimesini siz diğer dünya olarak, Ben ise hak adalet olarak algılıyorum. Eee böyle oluncada görüyorumki bütün dinler hak ve adalet getirmemiş, üstüne üstlük kuralları ile sömürü düzenlerine ön ayak olmuşlar. Hakim ve hortumcu kesim sizin hak yolu dediğiniz kuralları kendilerine kalkan yaparak, serveti üzerine servet katmışlar halen de küplerini doldurmaya devam ediyorlar. Aşırıya kaçmış milli, ırkçılık duyguları da öyle, Sömürü düzenine karşı kalkan bir değilki, bir sürü var. Siz buna hak yolu, ben ise vurguncu düzene bilmeyerekte olsa kalkan yolu diyorum. Samimice araştırıldığında gözükecektir. Yazmıştım. Bu arada gözükmüyordun ahir zaman bizler ve forum sana alışmıştık. İyi dileklerimle.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir bilimselci Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Temmuz , 2006 "bizde iki emanet var: akil ve Kuraan. biz en dogru yolu bulmayi yapa biliriz." Akılı kullanamadıktan sonra emanet olsa ne olacak. Orada kafatasında durması pekte önemli değil. Kullanmak önemli. Kullanabilmenin formülüde; Çelişkileri yakalayıp, irdeleyip doğruyu tespit etmek. Çelişkisiz kuralın doğrusu olmaz. Alternatifi olmayan olgunun kendisi de olmaz. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.