Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Rahatsızlık / ihtiyacın kaynağı neresidir ? İç güdülerin engellenmesi değil mi ?

 

Kalp atmasi ve organlarin calismasi istemsizdir.

Aglamanin istemli oldugunu kim soyledi?

  • Cevaplar 219
  • Görüntü 45,6b
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Most Popular Posts

  • Sorun insanoğlu yapılandırışındaysa, hangi yapılandırışın bilimsel olduğunu ayırd etmek yeterlidir. Zira, herhangi bir " doğru " yapılandırılmış da olsa fenomene yüklenmiş de olsa, olgusal karşılığı v

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Kapsamaz. Cunku core faith bilincaltina yerlesmisligin verdigi alisilagelmis otomatiklesmis dusunce ve davranislardir. Ancak sorun olarak algilandiginda o da belki sorgulanabilir. Yani ezber bozmak. Eger bu iman duzeyinde ise, zaten sorgulanmasi mumkun degildir. Buradaki iman dinsel degil; kisice sosyo-tik dokuinulmaz/uygulanmasi zorunlu/kacinilmaz anlamindadir. Zaten kader de buna baglanabilir.

Kişi olayları kendi core faith'ine göre değerlendirme yapar. Beğenmesek de bu da bir vicdandır.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Aglamanin istemli oldugunu kim soyledi?

İstemli olmadığını kim söylemişse o ?

Gönderi tarihi:

Dış dünyadan gelen algılar ( duyu ) olduğu gibi, iç dünyadan da gelen algılar( duyum ) vardır.

 

Duyumun oluşturduğu bilgi ön bilgidir.

Aglamanin vucut organlarinin calismasindan hic bir farki yoktur. Cunku bebek isteyerek/bilerek aglamaz. Cunku aglamasinin ne oldugunu da nedenini de bilmez. Zaten ogrendiginde de her istedigini yaptirmak icin aglar.

 

Ayrica aglamasi cigerlerin genislemesine yardimcidir. Dolayisi ile aglamak onun yasam fonksiyonlarindan biridir.

Gönderi tarihi:

İstemli olmadığını kim söylemişse o ?

Aglaanin istem ile bir bagi yoktur. Cunku istem bilinerek bilerek yapilan bir eylemdir ve bu da yasamdan ogrenilir. Nitekim bir onceki mesajda dedigim gibi, cocuk bunu ogrenince aglayarak her istedigini yaptirmaya calisir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Aglamanin vucut organlarinin calismasindan hic bir farki yoktur. Cunku bebek isteyerek/bilerek aglamaz. Cunku aglamasinin ne oldugunu da nedenini de bilmez. Zaten ogrendiginde de her istedigini yaptirmak icin aglar.

Nedeni olduğunu bilmesi zaten bilginin bilincine varması demektir. Bebek de böyle bir bilinç olmadığına göre, ağlamak bir ön bilgi sonucu verilmiş bir sinyaldir. Çünkü, sinyaller bilgi içerir.

Gönderi tarihi:

Nedeni olduğunu bilmesi zaten bilginin bilincine varması demektir. Bebek de böyle bir bilinç olmadığına göre, ağlamak bir ön bilgi sonucu verilmiş bir sinyaldir. Çünkü, sinyaller bilgi içerir.

Vucut organlarinin calismasi, gegirmek ve gaz atmak, esnemek v.s. nasil bir on bilgi degilse; aglamak ta degildir. Cunku yasamin bir parcasidir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Vucut organlarinin calismasi, gegirmek ve gaz atmak, esnemek v.s. nasil bir on bilgi degilse; aglamak ta degildir. Cunku yasamin bir parcasidir.

Zaten ağlamak ön bilgi değildir. Ön bilgi kaynaklıdır. Kaynağı temel korkulardır.

 

Ağlamak ile esnemek, geğirmek, gaz atmak vs. aynı değildir.

 

Ağlamak yardım talep eden, mesaj taşıyan bir sinyal çeşitidir.

 

Diğerleri ile yardım talep edilmez.

Gönderi tarihi:

Zaten ağlamak ön bilgi değildir. Ön bilgi kaynaklıdır. Kaynağı temel korkulardır.

 

Ağlamak ile esnemek, geğirmek, gaz atmak vs. aynı değildir.

 

Ağlamak yardım talep eden, mesaj taşıyan bir sinyal çeşitidir.

 

Diğerleri ile yardım talep edilmez.

Neden esnemek gaz atmak v.s. yardim talep etmek degil; ya da atesi yukselmek v.s.

 

Yasam olarak zaten "ihtiyac/rahatsizlik" algisi oldugunu ben yazdim.

 

Yalniz bui algi yetiskin icindir, bebek icin ne bunun bilgisi ne de anlami ogrenilmemistir.

 

OGRENILMEYEN HIC BIR SEY BILGI OLMAZ.

 

Aglamayi da bebek ogrenmez. Ogrendiginde zaten bilerek aglar.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Neden esnemek gaz atmak v.s. yardim talep etmek degil; ya da atesi yukselmek v.s.

Esnemek gaz atmak v.s. belirtidir. Ağlamak hem belirti hem de yardım talebidir.

 

Bazı insanlar lunaparkta gondola falan bindiğinde neden bağırır ? Gondolda bağırınca durdurduklarını öğrendiği için mi ( ki durdurulmaz ),

 

yoksa yaşama içgüdüsüne bağlı kontrolü kaybetme korkusu denilen mevcut ön bilgiyi,mantık ile, öğrenilmiş bilgi ile bertaraf edemedikleri için mi ?

Gönderi tarihi:

Esnemek gaz atmak v.s. belirtidir. Ağlamak hem belirti hem de yardım talebidir.

 

Bazı insanlar lunaparkta gondola falan bindiğinde neden bağırır ? Gondolda bağırınca durdurduklarını öğrendiği için mi ( ki durdurulmaz ),

 

yoksa yaşama içgüdüsüne bağlı kontrolü kaybetme korkusu denilen mevcut ön bilgiyi,mantık ile, öğrenilmiş bilgi ile bertaraf edemedikleri için mi ?

Cunku bagirmak aglamak ciglik atmak v.s. insanoglunun ihtiyacidir. Bunun korku ile on bilgi ile v.s. bir ilgisi yoktur. Cunku her insanoglu icin gecerlidir. Ne oldugu ogrenildiginde ve bilindiginde kisi yetiskin olarak bunu rahatlamak, haber vermek v.s. temelli bir amac icin yapar.

 

Amac yani teleoloji de yasamdan ogrenilir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Ne oldugu ogrenildiginde

original.gif 

 

Ne olduğu öğrenildiğinde yani bilinçlenince ve tabii istençli olarak, gondol örneğimdeki gibi istençsiz değil.

 

Peki, ya ondan öncesi ? Bebekte bilinç var mı ? Bilinç olmadan istenç olabilir mi ?

Gönderi tarihi:

original.gif

 

Ne olduğu öğrenildiğinde yani bilinçlenince ve tabii istençli olarak, gondol örneğimdeki gibi istençsiz değil.

 

Peki, ya ondan öncesi ? Bebekte bilinç var mı ? Bilinç olmadan istenç olabilir mi ?

Bebekte beynin her turlu soyutlama fonksiyionu yetisi var. Ama bunun hic birinin bebekce ogrenilmis on bilgisi yok.

 

Bilinc ogrenileni bilmek ve bir seyi bilerek isteyerek yapmak temelindedir.

 

Ayrica bir seyin bilinci vardir. Mesela isci oldugunun bilinci v.s.

 

Bilinclilik ise farkli seydir.

 

Mesela bir kisi kan davasinda birini bilerek oldurur, ama kan davasinin bir corefaith ve insanlikdisi bir dusunce eylem oldugunun bilincinde degildir.

 

Mesela cocuk sut ictiginin bilincinde olabilir, ama sutun ne oldugunun bilincinde olmayabilir.

 

Bir kisi yemek yer, ama ne kadar neden o kadar ve ne yeneceginin bilinci baskadir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Bebekte beynin her turlu soyutlama fonksiyionu yetisi var. Ama bunun hic birinin bebekce ogrenilmis on bilgisi yok.

Korkunun ( ön bilgi ) kendisi zaten soyuttur.

Gönderi tarihi:

Korkunun ( ön bilgi ) kendisi zaten soyuttur.

Soyut, soyutlamanin bir cesididir. Digeri de somuttur.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Korkunun ( ön bilgi ) kendisi zaten soyuttur. Duyudan değil, Duyumdan ( somut ) kaynaklanan iç algının bilgisidir. Algısal bilgidir.

Gönderi tarihi:

Korkunun ( ön bilgi ) kendisi zaten soyuttur. Duyudan değil, Duyumdan ( somut ) kaynaklanan iç algının bilgisidir. Algısal bilgidir.

Korku hem duyusal hem de duyumsal olabilir. Ayrica soyut ya da somut kaynagi da genelde bilinmez.

 

Algisal olan bilgi degil kavramdir. Yani korku algilanan ile ozdeslesendir. Bilgisi ise kavramsaldir.

 

Korku kavrami yoksa bilgisi de olmaz.

 

yansima- Gozlem+Algi(!? duyusal/duyumsal+var(soru ve unlemin isareti)+var olarak algilananin kavram ile ozdeslestirilip-yansitilmasi

 

Iste bilgi bu yansitilan uzerinden turetilendir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Korku hem duyusal hem de duyumsal olabilir.

Yeni doğmuş bebeğinki duyumsaldır.

 

Bir yetişkin kendisinden iri olandan dayak yerse, bu algı ( duyusal ), iri insandan korkulması gerektiği yargısına vardırır insanı ya da hayvanı ( kavramsal bilgiler – dayak yeme kavramının gerçekleşmesi bilgisi, iri olandan korkma kavramının doğrulanması bilgisi )

 

Oysa, işler böyle yürümüyor. İri olandan doğuştan itibaren çekinilir.

 

Çünkü, bu bilgi ( korku ) evrimsel olarak zihne işlenmiştir. Kaynağı temel içgüdünün ( yaşama- zarar görmeme iç güdüsü ) algısıdır, yani; duyumsaldır.

Gönderi tarihi:

Yeni doğmuş bebeğinki duyumsaldır.

 

Bir yetişkin kendisinden iri olandan dayak yerse, bu algı ( duyusal ), iri insandan korkulması gerektiği yargısına vardırır insanı ya da hayvanı ( kavramsal bilgiler – dayak yeme kavramının gerçekleşmesi bilgisi, iri olandan korkma kavramının doğrulanması bilgisi )

 

Oysa, işler böyle yürümüyor. İri olandan doğuştan itibaren çekinilir.

 

Çünkü, bu bilgi ( korku ) evrimsel olarak zihne işlenmiştir. Kaynağı temel içgüdünün ( yaşama- zarar görmeme iç güdüsü ) algısıdır, yani; duyumsaldır.

Bir seyin iriligi baska bir seye gore mukayeseledir. Bu nu da dogan bir bebek degil; yasamdan ogrenen ve neyi neye gore "iri" algisini aklinda dogruladigina baglidir.

 

Ayrica irilik her zaman ayni davranisi getirmez. Bir kisi birisine "iri" diye teslim olmaz/iri diye ondan korkmaz. Bu sadece bir on yargidir.

 

Onyargilar da onbilgi de v.s. sadece yasamdan ogrenilir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Bir seyin iriligi baska bir seye gore mukayeseledir.

İriliğin ne demek olduğunu dış dünya gözleminden mukayese ile öğrenmek başka,

 

"iri olan" dan korkulması gerektiği bilgisinin default bilgi / ön bilgi olması başkadır.

 

İri olandan doğuştan itibaren çekinilir.

Gönderi tarihi:

İriliğin ne demek olduğunu dış dünya gözleminden mukayese ile öğrenmek başka,

 

"iri olan" dan korkulması gerektiği bilgisinin default bilgi / ön bilgi olması başkadır.

 

İri olandan doğuştan itibaren çekinilir.

Senin bu dediklerini bir yerde bugun aciklama yapan ve kendine saglik bakani diyenin, soylemine benzetiyorum.

 

"Normal dogum yapanlarin cocugu cesur dogar"

 

"Korkak nesil istemiyoruz."

 

"Anneleri korkutmayalim ki, cocuklari da cesur olsun."

 

Hic bir bebek onbilgi onyargi v.s. temelli bir "on" ile dogmaz.

 

Bunun boyle oldugunu soylemek, insanoglunu dusuncenin soylemine; dogal olarak teslim etmektir.

 

O yuzden freud insanoglunu dogallik kisvesi altinda caresiz birakir.

 

Aslinda bunun tanriya teslimiyetle debir farki yoktur.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Söylediklerime karşı bir argüman göremedim. Yalnızca kuru bir itiraz var.

 

Kimsenin söylemi beni ilgilendirmediği gibi, bu şekilde düşünceye ket vurma hamlesi de, ters-biattan yararlanmaktır. Yani; bir kimse şunu söylüyorsa doğrudurun tersi. Buna olumsuz Dogmatiklik de denilebilir.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

O yuzden freud insanoglunu dogallik kisvesi altinda caresiz birakir.

 

Aslinda bunun tanriya teslimiyetle debir farki yoktur.

Nasıl ve ne açıdan ?

Gönderi tarihi:

Nasıl ve ne açıdan ?

Ya yaratilissal kadercilik

Ya maddesel kadercilik

Ya da dogal kadercilik

 

Hepsi de insanogluna "sen mahkumsun" der.

Gönderi tarihi:

Söylediklerime karşı bir argüman göremedim. Yalnızca kuru bir itiraz var.

 

Kimsenin söylemi beni ilgilendirmediği gibi, bu şekilde düşünceye ket vurma hamlesi de, ters-biattan yararlanmaktır. Yani; bir kimse şunu söylüyorsa doğrudurun tersi. Buna olumsuz Dogmatiklik de denilebilir.

Aslinda kimin neyde israr ettigi gayet ortada.

 

Zaten senin beni benim de seni kabul etmem diye de bir durum yok.

 

Arguman ortada; insanoglu kavramsiz ve bilgisiz dogar.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.