Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl Bir kardeşimiz, Kur’an ın haram dediği bir şeye, Allah ın sırf yasakladığı için uymak, hikmeti nedeniyle uymaktan çok daha iyidir demiş. Bir başka arkadaşımız da, sorgulamadan itaat etsek, kıyamet kopar herhalde diyerek düşüncesini yansıtmış. Acaba böyle mi düşünmeliyiz? Allah Kur’an da bizlerin, böyle mi iman etmesini istiyor? Hiç düşünmeden, araştırmadan mı iman etmemiz daha güçlü, sağlam bir iman olur, yoksa ikisini birleştirdiğimizde, yani düşünerek, araştırarak iman etmemiz mi daha doğru olur. Bu konuda doğru bir yol üzerinde olmak istiyorsak, Kur’an ın bu konuda ki düşüncesini önce öğrenmeliyiz. Elbette ilk yapmamız gereken, kesin itaat etmemiz çok önemlidir, bunda şüphe yok. Çünkü herkes aynı kapasitede değildir, her şeyi hemen anlayamaz düşünemez, ama emredilen hükmün nedenlerini, hikmetini araştırmak da, bizlerin asli görevi olduğunu bilmeliyiz. Bir başka şekliyle söylemek gerekirse, Allah ın emrini, hükmü ayrı, hikmeti ayrı gözüyle bakmamalıyız. Allah ın ayetlerinde dikkat çeken en önemli unsur, sorgulayan ve düşünen bir toplum yaratılması adınadır. Yaradan düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı istiyorsa, bu sorgulayan bir toplum olmamızı istediği içindir. Yaşantımızdan bir örnek verelim. Hastasınız ve doktor size ilaç verdi. Siz sırf doktor ilaç verdi diye mi o ilacı aldığınızda memnun olur, en kısa zamanda sağlığınıza kavuşursunuz, yoksa o ilacın etkisi, sizin üzerinizde yapacağı olumlu sonuçlarını bilmeniz, bu konuda yapılan açıklamalar mı, sizin için daha iyi sonuç verir? Kur’an bizlerin, öyle iman eden bir kul olmamızı ister ki, Allah ın emrine önce kuşku duymadan boyun eğen, ama böyle kalmayıp, emredilen hükümlerin üzerinde düşünen, aklını kullanan bir kul olmamızı ister. Allah ayetlerinde hükmünü verir ve en sonunda bakın nasıl bizleri düşünmeye, araştırmaya yönlendirir. ( Hâlâ düşünmüyor musunuz? Fakat düşünen mi var. Ayetleri size açık-seçik bildiriyoruz ki, aklınızı işletebilesiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız? Dileyen onu düşünüp öğüt alır.) Daha açıkçası, yaptığını bilen, bilinçli, kendisinden emin olan, aklı başında kullar olmamızı ister Kur’an bizlerden. İmtihanımızın da özünde, düşünmek aklımızı kullanmak yatmıyor mu? Bilinçsiz ve düşünmek den uzak bir imanın, nefsimizde etkisinin gerektiği kadar etkin olmayacağını, Rabbimiz Kur’an da bizlere anlatmaya çalışır. Tabi Kur’an ı bilerek, anlayarak okuyup düşünenler, bu gerçeği görecektir. Bizlerin dine ve Kur’an a yaklaşımı, eğer yalnız nefsi ve duygusal olurda aklı, mantığı bir kenara bırakmışsak, şeytanın ve şeytanlaşmış insanların aldatmacalarından asla kurtulamayız. Onların bizlere karşı tuzaklarının, farkına varamayız. Kalıcı, sağlam bir iman üzerinde olmak istiyorsak, nefsimizi, duygularımızı mutlaka akıl ile kontrol altına almalıyız. Aklın var olduğu yerde, şeytan asla hüküm süremez. Çünkü şeytan bizleri nefsimizle, duygularımızla aldatmaya çalışır. Düşünen ve aklını kullanan bir Müslüman, Allah ın emrettiklerinin hikmetini aklıyla, mantığıyla, ilimle anladıkça, imanı daha da güçleneceğinden şüphe yoktur. Kur’an da ki müteşabih ayetler, sizce ne için var hiç düşündünüz mü? Allah bu ayetlerin anlamını, bir ben bilirim, birde ilim tahsili yapmış olanlar diye açıklama yapar bizlere. Hatta kalbinde eğrilik olanlar, anlamlarını bilmedikleri için, bu ayetlerin peşine düşüp, anlamsız şeyler söylerler diye dikkatimizi çeker. İman edenler ise, bunun Allah dan geldiğini bildiği için, kuşku duymadan iman ettiklerini söyler. Dikkat ediniz lütfen, herkesin anlayamayacağı, zamanla ilimle anlaşılacak ayetlerin nedeni ne olabilir? Peki, bu ayetlerin anlamlarının ortaya zamanla çıkması sonucu, biz insanlarda ne gibi bir duygu hâsıl olur diyor Kur’an? İnananların imanları artar diyor. Buradan da anlaşılıyor ki, imanımızın daha güçlü olması için bazı etkenler var. Bu etkenlerin ana kaynağı ilim ve akıl olduğu anlaşılıyor. Demek ki bizler elbette kuşku duymadan önce iman edeceğiz. Ama öylece oturmak yok. İmanımızın daha güçlü ve sağlam olabilmesi için de, araştıracağız düşüneceğiz. İlmin ışığında yaşayacağız. Ne yazık ki bizler bunu yapmayı başaramadık, her zaman göz ardı ettik. Bugün İslam toplumu, bu gerçeği göz ardı ettiği için, Kur’an ın emrettiği İslam ı yaşayamıyoruz. Düşünmeyi bıraktığımız içindir ki, nelerin Allah emri olduğu, nelerin olmadığı kargaşası içinde boğuşup duruyoruz. Çünkü akıl devre dışı kalmış, rehber Kur’an olması gerekirken, beşerin kitapları rehber olmuş. Böyle olunca da, sonuç ortada. Allah birçok ayetinde, düşünmeye, akla vurgu yapıyor ve aklını kullanmayanları pislik içinde bırakırım diyor. Dikkat ediniz lütfen, Allah sırf ben söylediğim için iman edin demiş olsaydı, aklınızı kullanın, ayetler üzerinde düşünün der miydi? Ne dersiniz? İnancımızı, imanımızı daha güçlü ve sağlam bir temel üzerine inşa etmemiz, daha doğru olmaz mı? Kendi kendimize sorular sorup acaba neden, niçin demektense, onun hikmetini araştırıp bilmemiz, imanımıza güç katmaz mı sizce? Yorum ve karar sizlerin. Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl elbette ki akil kavrami dini onaylamasi ve yaradanini direk ve dolayli yoldan kavrayabilmesi icin yaratilmistir ; akil direk olarak bir yaradanin oldugunu anladigi gibi tum dolayli yonlerden de; misal; matematik yonden de tesaduflerin ve raslantilarin akilli bir butunu akledebilecek bi yetenegi sergileyemeyecegini anlar ; akil tecrubeler ile desteklenen bir harikaliktir ; arka arkaya atilan bir zarin surekli 6 gelmesi ile kainatin ancak yaratilacak olmasi olasiligindaki surekli 6 gelmesini tesadufen aciklayamayacak bir yapidadir akil ... cunku ayni akil tesadufleri de ayriyetten tecrube edip bu ikisini kiyaslayarak sonus cikarabilir ! ama su da var ; 1400 yil once bilimin gelismedigi donemlerdeki insanlar da Allaha inanmislardir ve yorumunu yapamadiklari ayetlere iman etmislerdir ! mesela domuz etinden sakinmislardir ; madde sonsuzdan beridir vardir zannina kapilmamislardir ; halbuki bunu bugun modern bilim ortaya koyar .. bircok ayetin ispatindan mahrum kalmalarina ragmen ; peygamberin sadakatine guvenmislerdir ve Allah kalplerini iman ile doldurmustur ... teknolojinin olmadigi donemlerde dahi insan akli ve zekasi sadece etrafindaki olaganustulukleri farkedebilecek niteliktedir ki bilimin bulgularindan mahrum ama aklini isletebilen bir kisi kainatta tesaduflere ve raslantilara yer olmadigini anladigi gibi ; ilahi manyetizmaya girmis demektir ; onu artik hersekilde mucizatlar takip eder
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl tesaduf ; imanin curugudur ; yeryuzundeki dogal denge tesaduflerin carki ile meydana gelse idi denge surekli bozulurdu ; ve bastan baslamak zorunda kalirdi canlilardaki bircok yapi tek seferde ortaya cikmis olmalidir ki olay deneme yanilmaya kalmis olsa ; sonsuz olasiliklar evreninde, tahrip edici olasiliklar,uyumu gerceklestirecek olasiliklara surekli mudahale ederdi evrensel insan ! bunu evrensel insan kavramayi reddettigi icin ben de ona ilkokul cocuguna sorar gibi soruyorum ; bir zarin surekli 6 gelmesi ile bir uyum ve duzen temeli atilicak olsa; ama ayni zamanda da o zarin 6 harici bir sayi gelmesi durumunda da bozucu ve tahrip edici anlamsiz etkiler vuku bulucak olsa ; is zara kaldi ise bu dunyanin olusmasi imkani kacta kac olurdu ? cevap ; tesadufen olustu iste olucak .. yahu bir aspirinin ordasindaki o cizgi gibi duran bosluk bile aspirini ikiye kirabilip yari doz alma kasti ile konuyorken ; bir izgaradaki sis kebabi surekli cevirdikce kivamda tutmak, bi tarafini yakmamak kasti ile bir akil ile iken ; dunyanin surekli gunese karsi done done canliligin kivamini dengete tutmak kastini inkar mi edicez .. ! aksini dusunsenize ; donmese bi taraf kuruyacak bir taraf gunes gormedigi icin curuyecek ~! en temel kanunlar ile bile Allahin varligi o kadar acik ki ! Tanri zar atmaz !
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl tesaduf ! Aslında tesadüf teziyle sizler bindiğiniz dalı kesiyorsunuz. Doğada hiç bir şey tesdüf değildir. Her şeyin bir sebebi ve sonucu vardır. Sonsuzlukça devam eder. Bilimde ilk ve son yoktur. İlk, tek ve son aslında Arap'ın tesadüf mantığıdır. İlk yaratan, tesadüfen kendi kendine oluşmuş, sonradan yaratmaya başlamıştır. Tesadüf absürdlüğüne cevap verecek olan sizlersiniz.
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl Aslında tesadüf teziyle sizler bindiğiniz dalı kesiyorsunuz. sen simid bana Nasreddin Hoca mi demek istiyosun ? hoca fikri guzel Doğada hiç bir şey tesdüf değildir. tabi ki kader hakimdir dogaya Her şeyin bir sebebi ve sonucu vardır. tabi ki ; elindeki bi avuc fasulyeyi yere saciver bak ; o fasulyeler daha havada iken nereye serpilecegi bellidir ; asla degismez ; dusecegi yer; butun fizik yasalarinin icinde adeta hapsolmuscasina kesin bir bilgi iledir ; ama siz o fasulyeleri yere sacinca ardarda gelicek sekilde bir cumle yazabilir diyorsunuz : )) iste bu aklin disindadir .. . Sonsuzlukça devam eder. sonsuzluk demek zamanin torbaya konup paketlenmis hali demektir ; sonsuzluk zamanin icinde degil ; zaman sonsuzlugun icindedir demek ki Kader cizilmis bir neticeden baskasina dogru akmaz akamaz .. Bilimde ilk ve son yoktur. İlk, tek ve son aslında Arap'ın tesadüf mantığıdır. İlk yaratan, tesadüfen kendi kendine oluşmuş, sonradan yaratmaya başlamıştır. Tesadüf absürdlüğüne cevap verecek olan sizlersiniz. tesaduf sizin asla ve asla itiraf edemeyeceginiz ama icine de dustugunuz bir aciklama tarzidir ki ne tesadufe inanabiliyorsunuz ne de Yaraticinin hakimiyet kurdugu iradesine : )) ben size sadece akillica yanasmaya calisiyorum o kadar
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl Aslında tesadüf teziyle sizler bindiğiniz dalı kesiyorsunuz. Doğada hiç bir şey tesdüf değildir. Her şeyin bir sebebi ve sonucu vardır. Sonsuzlukça devam eder. Bilimde ilk ve son yoktur. İlk, tek ve son aslında Arap'ın tesadüf mantığıdır. İlk yaratan, tesadüfen kendi kendine oluşmuş, sonradan yaratmaya başlamıştır. Tesadüf absürdlüğüne cevap verecek olan sizlersiniz. http://www.turkish-media.com/forum/topic/291772-tesaduf-ve-etioloji-nedensellik-uzerine/ Bilimde bilimsel olarak tesaduf mantiksal olabilirligin olmusu ya da olabilirligi degildir. Cunku bilimsel olmus ve gozlem vereni bilime dayanarak aciklar. Olabilecek yani gozlem verecek olani da bilimsel verilere dayandirarak aciklar. Bu temelde bilimsel olarak gozlem veren herhangibi seyin bilimsel felsefe olarak aciklanmasi nedenselliktir. Tesaduf ise sadece inanca olani bir teleolojik nedene ya da akilli bir tasarima bagliyarak yapilan gozlem vermeyen ve aklin yarattigi bir aciklama seklidir. Tek amaci gozlem veren ya da aklin gozleme tasiyacagi bir seyi baska bir seyin iradesine baglamaktir. Bu da zaten genelde yaratilis bakis acisidir. Bu bakis acisi kendi icinde yaraticinin da yaraticisi kisir dongusu ve cikmazini icerir. Iste o yuzden varliksal bakis acisi, kendine BIR BASLANGIC ILK TEK VE MUTLAK SECMEK DURUMUNDADIR. BUTUN BU INSANOGLU TEMELLI ZAMANSAL BAKIS ACISININ ONCELIK CIKMAZI VE KISIR DONGUSU VARDIR. O yuzden zamansal bakis acisi, bilimde sadece ve sadece gozlem veren bir bulusun bulgunun ZAMANINI INSANOGLUNA BILDIRMEK ICIN KULLANILIR.Mesela dunyanin zamansal yasi 4.5 milyar yildir. Eger bir gozlem ya da bulgu dunyasal olarak bu tarihi gecerse, bu bilgi yanlislanmis olur. Iste evrimdeki butun zamansal belirtimler, OLGUSAL GECERLILIK GOZLEMSEL YANLISLANABILIRLIK TEMELINDEDIR. Hic bir kesinlik mutlaklik ve suphe icermez.
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl sen simid bana Nasreddin Hoca mi demek istiyosun ? . . . ne tesadufe inanabiliyorsunuz ne de Yaraticinin hakimiyet kurdugu iradesine : )) ben size sadece akillica yanasmaya calisiyorum o kadar Bilimde bilimsel olarak inanc ve ideoloji yer almaz. Bunu algiladigin zaman ancak bilimi bilimsel olarak degerlendirebilecek duzeye gelirsin.
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl Bilimde bilimsel olarak inanc ve ideoloji yer almaz. dinsiz bilim topaldir : )) gene bilimdir ; kanunlar; yasalar; teoriler vs gene bildigin bilimdir ama topaldir ..
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl dinsiz bilim topaldir : )) gene bilimdir ; kanunlar; yasalar; teoriler vs gene bildigin bilimdir ama topaldir .. Dedim ya henuz kavramlarin bile biribirinden farkini algilayacak bir bilgi ve bilince sahip olmadigin su cumlenden bile algilaniyor. Bilim" topalsa" senin teslimiyetin kendi varliginin bilincsizligi ve betninin bilincalti tikanmisligi ve algiya ve de bilgiye kapali olmasi "koturum/yurume olanagi olmayan" demektir. Topal olan halen yuruyebilir, ama koturum olanin yurume olanagi da yoktur, boyle bir olasilik ta yoktur. Cunku koturumlugune teslim olmus ve kendini caresiz kilmistir.
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl birsuru sey gorsen o gordugun seyleri toparlayarak anlatabilirsin ; ve en genel hali ile tek cumlede bile anlatabilirsin : )) kitap yazicak olsan da tek bir baslik atarsin : )) o kitabi birine anlatirken once ismini solersin sonra da icerigini ben Allah diyorum ; sonra da Ayetler ile sonra da o ayetlerin harika manalar ile anlatiyorum : )) bundan daha duzgun bir beyin siralamasi olur mu hic ? Allah anti bunama anti gaflat tir : )) Allahin harikalarini genelleme yaparak bile sayamazsin : P
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl Bak link verdim. En azindan oku ki biraz neyin ne oldugu hakkida bilgi sahibi olasin. O zaman belki yazacaklarin biraz farklilasir. Senin yaptigin sadece "Allah'ina sirk kosmak" ve de "kuran'a ters dusmek" Ya da evengalistler gibi dinde reform yaratma kafirligine soyunmak.
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl Senin yaptigin sadece "Allah'ina sirk kosmak" senin hasa tanimini yaptigin tanri sirk kosulmicak gibi degil ki : )) bildigin put senin gibi birinin beni musrik olarak tanimlamasi zaten teknik olarak, senin tanriyi nasil tanimladiginla birlesince benim icin iltifat haline geliyor bilimsel ve bilissel bir kivraklik ile bana duymaktan hoslanacagim bir seyi soletti senin zekan sana
Gönderi tarihi: 13 Mart , 2013 12 yıl senin hasa tanimini yaptigin tanri sirk kosulmicak gibi degil ki : )) bildigin put senin gibi birinin beni musrik olarak tanimlamasi zaten teknik olarak, senin tanriyi nasil tanimladiginla birlesince benim icin iltifat haline geliyor bilimsel ve bilissel bir kivraklik ile bana duymaktan hoslanacagim bir seyi soletti senin zekan sana Aman ne guzel! Senin adina sevindim.
Gönderi tarihi: 22 Mart , 2013 12 yıl KURANDA İYİLİK VE GÜZELLİKLE İLGİLİ HİÇ BİR ŞEY YOKTUR. Aşağıda size kuranda akıl almaz ayetler ve konular olduğunu ve sizlerden saklandığını kanıtlayacağım. Kuranda yazanların başka şeyler,size söylenenlerin yalan ve bambaşka şeyler olduğunu görebileceksiniz. Lütfen internetten Kuranmeali.org vb.açarak verdiğim ayetlerin doğruluğunu görünüz ve kontrol ediniz. Eğer evinizde kuranın bir Türkçesi varsa size bu da yeterli olacaktır.Fakat internetten Dinayet başkanlığı ve Elmalılı Hamdi Yazır mealini indirmeye çalışın.Çünkü yalan çeviri yapanlar vardır.Kuranı Türkçeye çevirenler bile nasıl ahlak dışı davranışlar sergileyerek gerçekleri saklama eğilimindeler.Dindarların yalan söylemekten çekinmediklerini ve Allah’tan korkmadıklarını kendi gözlerinizle görün lütfen.Nasıl kandırıldığınızı görünüz. Kurana ve Allaha inanan ve İslam’ı savunan kişiler Kuran’da emredilenleri uygulamakla yükümlüdürler. Her kim kuranın Araplar tarafından yazılmadığı inancında ise içinde ahlak dışı çok ayet olduğunu bilmelidir. Çünkü bunların hepsi kuran da yazmaktadır.Türkçe okuma anlamazsınız diye söylemelerinin nedeni budur.Kurana ve Muhammed e inanıyorsan yazdığımda bir yanlışlık yok Bunlar İslam da ve kuranda yok diye itiraz etmenin de anlamı yok. İtiraz etmen senin İslam ı ve kuranı bilmediğini göstermekten başka işe yaramaz.İtiraz ettiğin her şeyi kuranı açıp gösterebiliriz. Genelde insanlara kuranda yazan İslam anlatıldığında Yalanlarla çelişkilerle dolu olduğunu öğreniyorlar.iki arada bir derede kalıyorlar. Neyi savunduklarını ,Kimi neden temize çıkartmaya çalıştıkların bilmiyorlar. Bu durumda ancak kendilerini kandırırlar.Bu Kırmızı başlıklı kız masalını gerçek olarak görmekle aynıdır.İslam Arap ülkelerinin insanlarının milliyetçilik adına kendi geleneklerinin öğretisidir.Kuranın Allahtan inmediği biliniyor olsa da Araplar" ayet doğru veya yanlış önemli değil. İnanıyoruz imkanımız olursa uyguluyoruz" der. Türk gelenekleri, Kültürü, örf ve adetlerimiz kuranın içindekilerle çelişkiler içermektedir.Burada eleştirdiğimiz her ayeti Türk Müslümanların itiraz etmelerinin nedeni budur.Biz Türkler Araplarla hiçbir yönden benzemeyiz. Türklerin Müslümanlığın farzlarını günlük hayatlarında ve davranışlarında yapamamasının nedeni budur. Türk lük gelenekleriyle Arapların dininin emrettiği kurallar birbirine hiç uymaz. Müslüman Araplarla Ulusal çıkarlarımız birbirimize uymaz.Birinci Dünya savaşında Osmanlıyı arkadan vurmuşlar.Araplar Osmanlının içinde yaşayan Türkleri yok etmek için Fransızlarla ve İngilizlerle anlaşmışlardır. İslam’ı kabul eden her Türk Araplar tarafından sömürülmeyi yada Araplaştırılmayı kabul eder.Müslümanlığı gerçekten uygulayan kişi Araplaşır Türk’e hiç benzemez. Türkler e uymayan İslam dini Türkleri elde tutabilmek için Kurana Uymadan Türklere göre yorumlanmaya başlanmıştır.Bu yeni Din’in islam’la hiçbir ilgisi yoktur.Adı İslam olan bambaşka bir dindir.Yönetme gücünü elinde tutan kesim halkı koyun gibi yönetebilmek için Türk e göre bir Müslümanlık uydurmuştur.Bu uydurulan İslam’ın Allah’la alakasının olmadığını göreceksiniz. Türklüğün ne olduğunu bilmeden “İsteyerek Müslüman olmuşuz” diye safsata yapanlara cevabımız aşağıdaki karşılaştırmada daha net anlaşılabilir.Türkler hiçbir zaman isteyerek Müslüman olmamıştır.Türklerin gelenek ve görenekleriyle en zıt olan din Müslümanlıktır.Eğer iyi düşünürseniz İslam Türklerin kabul etmeyecekleri dindir.Nazar ve nazar boncuğu, eski şaman geleneklerinden Anadoluya girmiş bir Türk geleneğidir. Keza kandil geceleri, bu gecelerde okunan Mevlit de Osmanlı'nın Anadolu İslâmına armağanıdır. Türbeleri ziyaret etmek, adak adamak, mum yakmak, ölünün yedinci, kırkıncı, elliikinci günlerinde Mevlit okutmak, kurşun döktürmek, yatağın sağından kalkmak, sağ ayakla başlamak. Bunlar yerel kalmış ancak dinsel birer kimlik de kazanmış geleneklerdir. Dinlerin savaşlarla ve baskıyla yayıldığını unutmayalım.Dünya haritasında İslam ülkelerine yerlerine bakalım. Arap ordularının ele geçirdiği yerlerin Müslüman ülkeler olduğunu net görebilirsiniz.Hıristiyanlarda Amerika ya ordu gücüyle yayılmışlardır.Çin ve uzak doğuyu ele geçiremeyen İslam ve Hıristiyan orduları Asya ya dinleri götürememiştir.Asya’nın İslam ve Hıristiyan ordularının giremediği yerleri bu dinlerden başka dinleri yaşamaya devam etmişlerdir.Akıl var mantık var hiç kimse seve seve gelenek ve göreneklerini değiştirmek istemez. Ancak padişahlarının köle yada cariye sahibi olma isteğinin yasal bir zemine oturması gözlerini boyarsa milletinin çıkarlarını düşünmeden alçakça din’de değiştirebilirler.Dünya haritasına bakarsanız.Dinin savaş ve zorbalıkla yayıldığını fark edersiniz.20.ci yüzyılda ise yalanlarla ayakta durmaya çabalamaktadırlar. Türk gelenek ve adetleriyle Müslümanlığın getirdiği kuralları karşılaştırırsak ne demek istendiğini daha iyi anlayabilirsiniz.İşte Türklerin Müslüman Arap olamamalarının nedenleri: 1-TÜRKLER YÖNETİM-Kadın ve erkek yönetime katılır.Kurultaylar toplanır Tecrübeli ve bilgili yaşlılardan oluşur. Özellikle kadınlar savaşı onaylamazlarsa erkekler savaşa gidemezlerdi.Hakimiyet kayıtsız şartsız MİLLETİNDİR. 1-MÜSLÜMANLAR YÖNETİM-Peygamber,Halife yada bunların dışında Dini liderdir.Halk yönetime katılamaz Hakimiyet kayıtsız şartsız ALLAH adına en büyük DİNİ LİDERİNDİR. 2-TÜRKLERDE SOYLAR-Türklerde çocuklara isimler yeteneklerine göre verilirdi.Her ailenin bir lakabı vardır. Günümüzde alınan soy adlarda ailenin yapısal bir özelliğine göre alınmıştır.Obalar halinde göçerler. 2-MÜSLÜMANLARDA SOYLAR-isimler kuran dan alınır.İslami şeyler ad olur.Ramazan (ayı),Kadir.(gecesi gibi) Araplar kabileler ve aşiretler halinde Toprak evlerde yaşarlar. 3-TÜRKLERDE MÜLKİYET-Türkler satın alınamazlar.Asırlar boyu mal mülk edinmemişler.maddi şeylere değer vermemişlerdir.Göçebe yaşamışlar 19 cı yüzyıla kadar yerleşik olmamayı başarmışlardır.ev-bark, bahçe Mal edinmek önemli olmamış asırlarca mülkiyetsiz yaşamışlardır.Çadırı ve dağları ona yeter. 3-MÜSLÜMANLARDA MÜLKİYET-Mülkiyet mal edinme önemlidir.Kuranda bile ilk yer verilen ayetler miras ve mülk paylaşımıdır.Savaş ganimeti almak önemlidir.Yağma kuranda desteklenir.Muhammed genimetin % 20 sini alır.Zengin olmak ve mal değerlidir.“ENFAL-69..Artık elde ettiğiniz ganimetten helâl ve hoş olarak yiyin “ 4-TÜRKLERDE SANAT-Türkler özellikle Büyüklerin ve Atalarının resimlerini duvara asarlar.Uğur getirdiklerine inandıkları ve sembolleri evlerinin süsleri yaparlar.Çocuklarına Ahşap oyuncaklar,bez bebekler yaparlar. Dokumalarında,keçelerinde geçmişle ilgili olayları anlatan şekiller ve resimler vardır. Türklerde Müzik önemlidir ve müzikle eğlenilir.Müzikle savaşılır.Halk oyunları,danslar vardır.Falla geleceği bilmek isterler. Mutlu Günlerde Müzikli oyunlar oynar dans ederler.Domino benzeri oyunlar oynarlar. 4-MÜSLÜMANLARDA SANAT-Sanat günahtır. Resim,fotoğraf ve semboller günahtır.İnsan ve canlı figürü yapmak günahtır.Oyuncak bebek büyük günahtır.Çocuklara ahşap at yapılması günahtır.Heykel günahtır. Satranç,Dama,Tavla oynamak günahtır.Dokumalar canlı hayvan resmi olması günahtır.Eğlenmek günahtır. Mutlu günler Kutlanmazlar.Müzik günahtır.Kadınla erkek bir arada eğlenemez halk oyunları oynayamaz. “Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır.” (İmam-ı Kurtubi) “Cehennemde en şiddetli azaba uğratılacak kişiler ressamlardır” (Buhari, Tasavir/89) “Satranç ve dama oynayan, ellerini domuz kanına bulaştırmış gibi olur." [Muslim] 5-TÜRKLERDE İÇKİ-Türklerin hayatlarında içki önemli yer tutar Kımız ve rakı geleneksel içkileridir.Kutlamalarda eğlencelerde içkiler ve müzik eşliğinde eğlenilir.Evlilik benzeri zamanlarda içkili kutlamalar yapılır. 5-MÜSLÜMANLARDA İÇKİ- içki içmek günah olduğu için eğlence ve kutlama yapılmaz... “MAİDE-90-Ey iman edenler! içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir.” 6-TÜRKLERDE KADIN -Türklerde kadınlar Ülke yönetimde ve evde söz sahibidir. Anaerkil bir aile yapısı vardır.Kadın ve erkek eşit yükümlülükler üstlenirler. Ailede erkeklerden çok kadının sözü geçer.Kadın çalıştığı için erkeğin bakımına ihtiyacı yoktur. Türk kadınları saygı ve sevgi görür yüceltilir. Türklerde kadınlar ve erkekler birlikte çalışırlar.Ailenin yürütülmesini beraber sağlarlar. Göç kurar hayvan otlatırlar.Kılıç kuşanır,silah ve ok kullanır kadın erkek beraber savaşır. Türkler kadınlar ve erkekler birlikte yemek yerler. Toplum içinde bir arada oturur sohbet ederler, Bir arada eğlenir, oyun oynarlar. Türkler de kadınlara cinsel meta olarak bakılmaz. Erkek kadın ayrımı Türklerde yoktur ve tarih boyunca hiç olmamıştır. Kadınları ve kızları için can verirler savaşırlar. 6-MÜSLÜMANLARDA KADIN -Müslümanlarda ise Ataerkil bir yapı vardır. Ailenin tek hakimi erkektir. Erkek ne derse o olur. Kadınlar ülke yönetimine ve evdeki yönetime katılma hakkına sahip değillerdir. Müslümanlarda haremlik selamlık vardır.Eşler dışında erkekler ve kadınlar aynı yerde bulunamaz. Müslümanlarda Kadın tamamen örtünür ve erkeğin arkasından takip eder,yanında yürüyemez. Müslüman kadınları diğer erkeklerin görmesi yasaktır.Kadının evden çıkması dinen yasaktır. Kadın sadece cinsel öğe olarak düşünüldüğü için erkeğin nefsini uyandırır diye örtünmesi istenir. İslam da erkek maddi gücün yettiğince sayısız kadınla evlenebilir.Sayısız köleyi cariye edinebilir. Kadınlar Savaşta veya başka bir şekilde kocası öldüğünde bir yeteneği ve çalışma izni olmadığından başkaları tarafından nikahlarına alınırlar.Erkek kadını dövme hakkına sahiptir. Erkekler kadını boşama hakkına sahiptir.Kadının boşanma hakkı yoktur. Kuran da mirasta kadın erkeğin yarısı kadar pay alırlar. Kadınlar kurana göre akıllı görülmediklerinden kadının şahitliği kabul edilmez. Müslümanlarda evlilikte kızlarda alt yaşı sınırı yoktur.Küçücük kızlarla evlenmek serbestir. Erkek kadını yedirip giydirmek yükümlülüğünü yerine getirip üzerinde her hakka sahiptir.
Gönderi tarihi: 22 Mart , 2013 12 yıl KURANDA İYİLİK VE GÜZELLİKLE İLGİLİ HİÇ BİR ŞEY YOKTUR. basliktan kaybetmissin bi kere ... elestirmeye okey ama onyargina sebep aramak biraz kendini belli etmis iyi ve guzel hicbirsey yok ne demek tipik onyargi demek ! sanki okumus ta cikarmis neticeyi ; besbeli ki ateist sitelerden devsirme bir yazi ; kendin yazdin isen zaten uslubundan secmece niyetin belli ..
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.