Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Konuya vakif olabilme adina, Milliyet gazetesinde cikan ve sonradan gazeteden kaldirilan 28 Subat tarihli yani 5 gun onceki haberin ve bu haberde gecen Ocalan'in konusmasinin videosunu su linkten izleyin. 

 

http://www.turkish-media.com/forum/videos/view-3399-ocalan-mnifestosu-imrali-tutanaklari/

 

Bes gun sonra gelinen nokta da hem gazeteciulik hem basbakan hem baski hem de ozgurluk adina buyuk gelismeler olmustur.

 

Burada onemli bir nokta goz ardi edilmektedir. Sonucta iktidar cekismesi olan A.Gul-cemaat kanadi ile R.T. Erdogan Polis devleti kanadi arasindaki cekisme de, devletin her turlu duzeyinde eli olan cemaatin ara ara yapmis oldugu "basin sizdirmalari" ndan biri daha yasanmistir.

 

Daha once ulusalcilarin "libos" olarak niteledigi Taraf gazetesinde yasanan depreme bu tutanaklar ile "2, cumhuriyetciler" de dahil edilmistir.

 

Burada onemli olan diger bir nokta daha, haberin iceriginden cok "nasil sizdirildigi" uzerine gidilerek haberin anlam ve icerigi goz ardi edilmeye calisilmaktadir.

 

Diger bir konu ise, basbakanin actigi "ozgurluk alani" tartismasidir. Basbakan'a gore bu onun ozgurluk alanidir ve gazetecilerin bu alana girmesi yanlistir.

 

Basbakan sunu demektedir. "Ben kimle ne zaman nasil ve neden istersem onun ile gorusme ve anlasma yaparim. Ustelik bu yaptigim gorusme ve andlasmanin icerigini de yine ben ne zaman neden ve nasil istersem oyle aciklarim. Ben bunu aciklamadan ve benim verdigim izin ve icerik temelinde aciklanmadan yapilan her turlu haber benim ozgurluk alanima girmektir ve basinin buna hakki yoktur"

 

Goruldugu gibi basbakan baskanliginin otokratik tek adamlik monarsisini coktan ilan etmistir. Cunku ozgurluk sadece onun tanidigi ozgurluktur. Herkesin ozgurlugu onun tanidigi kadardir.

 

Gelelim Milliyette olanlara. Basta da dendigi gibi orijinal metin milliyetten kaldirilmistir. Bu tutumu ve basbakanin basin icin soylediklerini "elestiren" yazinin yazari Can Dundar'in yazisi sansurlenmis ve C.Dundar gazeteden ayrilmanin esigine gelmistir.

 

Gazeteciligin "batsin mi/yasasin mi" oldugu ise basbakanin son cikisinin tartismasidir.

 

Evet "Muhtesem Yuzyil" dizisinde oldugu gibi, basbakanin direktiflerinin milliyet gazetesinde de bir deprem yaratacagi kesindir. Bu depremden kimler ne payi alacagi da onumuzdeki gunlerde netlesecektir.

 

Aslinda gazetecilik toplumun ve halkin aynasi olarak her turlu ozgur temelde haberciligini surdurerek yasamalidir.

 

Burada desteklenecek olan bu haberi kamuoyuna duyuran ve "vakitsiz oten horozu keserler" seklinde bertarafa maruz kalan gazete ve gazetecilerdir.

 

Evet ulke ve toplumumuzda bir demokrasi ayibi daha digerlerine "ileri demokrasi" masaliyla eklenmis ve tarihte yerini almistir.

 

Buradan gazeteciligi yasatmak degil de; emir ile batirmak isteyen gazetecilere seslenelim.

 

Korkunun ecele faydasi yoktur.

 

Kusdan korkan dari ekmez.

 

Yani gazeteciligi batirmak istiyorlarsa ya dari ekmeyecekler ekeceklerse de bunun ecele bir faydasi olmadigini bilecekler.

 

Yoksa, bilerek ya da bilmeyerek isteyerek ya da istemeyerek kendilerine taninan ozgutrluk alaninin kendilerine de dar geldigini algilayacaklar ve istemeden de olsa o dariyi ekeceklerdir.

 

Taraf buna en guzel ornektir.

 

Aslinda burada gazete ve gazeteciler sadece haberi kitleye duyurandir. Haberi kimin gazete ve gazetecilere ilettigi neye ve ne zamana gore hangi gazete ve gazeteciyi sececekleri de haber kaynaginin kendisi yani; F.Gulen, evengalist/cemaat kanadidir. 

 

Bugun ulkede her turlu basina sizan kasetler dahil ve basbakan aleyhi gorunumlu haberler dahil, tum ergenekon balyoz v.s. dahil tertipler dahil ayarlanan gizli taniklar duzenlenen sahte belgeler CD'ler dahil kisa tum belirli bir amacla hazirlanmis deliller, taniklar, haberler v.s. dahil; hepsinin arkasinda cemaat vardir.

 

Iste bu cemaat kendi cikarinca da ara sira da olsa basbakan ile "ayran icip, ayri dusmektedir." 

 

Yalniz her "ayri dudus" un tarihe ve topluma yansisi yeni bir acilimin habercisi ve tetikleyicisidir.

 

Turkiye'nin gelecegi mi? Bu zaten kapali kapilar ardinda ve BOP projesi temelinde yazilmakta ve uygulanmaktadir.

Gönderi tarihi:

12 Eylül 2010 da makyajlanmış maddelerle her şeyi yapma amacına destek olan medya veya kişilerin bu gün gelinen durumdan şikayet etmeye hakları yok. Daha referandum yapılmadan böyle olacağını biz biliyorduk, bilenler de avazı çıktığı kadar bağırıyordu ama " YETMEZ ama EVET" dediler. Bence de bunlar yetmez, yetmiyor da, başkan olmak adına tükürülenler yalanıyor. Bugün bağıran Uğur Dündar, Altangiller, dün ne yaptılar? Gazetelere, televizyonlara devlet kredileriyle el konurken, bazı gazeteciler işlerinden olurken neredeydiler? Fatih Altaylı diyor ya Silivriye niye gideyim, bir gün senin için de aynısı derlerse hiç şaşırma, gerçi sen gemini tüm sularda yüzdürürsün ama yine de belli olmaz çünkü bunları örneğini gördük; Doğan Grubunun AKP nin ilk yıllarında nasıl destek verdiğini hepimiz hatırlarız, ele ele verip en büyük rakibi nasıl bertaraf ettiğini biliyoruz. 

Gönderi tarihi:

12 Eylül 2010 da makyajlanmış maddelerle her şeyi yapma amacına destek olan medya veya kişilerin bu gün gelinen durumdan şikayet etmeye hakları yok. Daha referandum yapılmadan böyle olacağını biz biliyorduk, bilenler de avazı çıktığı kadar bağırıyordu ama " YETMEZ ama EVET" dediler. Bence de bunlar yetmez, yetmiyor da, başkan olmak adına tükürülenler yalanıyor. Bugün bağıran Uğur Dündar, Altangiller, dün ne yaptılar? Gazetelere, televizyonlara devlet kredileriyle el konurken, bazı gazeteciler işlerinden olurken neredeydiler? Fatih Altaylı diyor ya Silivriye niye gideyim, bir gün senin için de aynısı derlerse hiç şaşırma, gerçi sen gemini tüm sularda yüzdürürsün ama yine de belli olmaz çünkü bunları örneğini gördük; Doğan Grubunun AKP nin ilk yıllarında nasıl destek verdiğini hepimiz hatırlarız, ele ele verip en büyük rakibi nasıl bertaraf ettiğini biliyoruz. 

Burada bir kin gudup "kindar nesil yetistirme" nin bir anlami yok. Kimseyi otekilestirmek te kimseye bir sey kazandirmaz. Onemli olan yapilan hatalarin algilanmasi ve bir daha yapilmayacak olmasidir.

 

Eger iktidara teokrasiye otokrasiye ve tek adamliga karsi bir mucadele verilecekse; bu mucadelede buna karsi olan herkes yer almalidir. Kimsenin kimsenin gecmisini sorgulama ve kendini baskasindan once ustun gorme hakki yoktur. 

 

O yuzden onemli olan bu yapidan oyle veya boyle kopanlarin ya da bertaraf olanlarin kucaklanmasi ve karsi tarafin zayiflatilmasidir.

 

 

Herkes yeri gelir kendi ile kendi oz elestirisi ile hesaplasir. Onemli olan ulke ve toplumun gidisatini onlemek adina yola cikmak ve bu yolda kalmaktir. Bu bir trendir. Kimse trene kimin hangi istasyondan bindigini ya da kendi daha once trene bindigi icin gecbineni erestirme hakki yoktur. Onemli olan giden trendir ve aldigi yolculardir.

 

Ayrica unutmamak gerekir ki tren yolcu da indirebilir ve hata inan bir yolcu tekrar binebilir.

 

O yuzden bertaraf olani kimsenin suclama hakki yoktur.

 

Sonucta her bertaraf olan basbakanin tanidigi ozgurlukten kurtularak kendi beyninin ozgurlugune kavusmakta ve kendi beyin duzeyini dusunce ve davranis olarak topluma sunmakta ve sunulan karsi harekete de katki da bulunmaktadir.

 

O yuzden kimse kimseyi otekilestirme hakkina sahip degildir. Sadece kendi tarafi olarak kucaklamasi gerekir.

 

Sonucta su olayda bile toplumu ve kamuoyunu haberdar etmek; bugun bertaraf olanlarin bir eseridir. Bu eser de eski tarafi olan teokratik gidise bir darbe vurmustur.

Gönderi tarihi:

 Kimsenin kimsenin gecmisini sorgulama ve kendini baskasindan once ustun gorme hakki yoktur. 

 

O yuzden onemli olan bu yapidan oyle veya boyle kopanlarin ya da bertaraf olanlarin kucaklanmasi ve karsi tarafin zayiflatilmasidir.

 

 

 

 

Yargının ele geçirilmesine "EVET" diyenlerin bugün çıkıp şikayet etme hakları yoktur. Dün birilerine operasyon yapılırken sessiz kalanların hatta tüm hukuksuzluklara rağmen sayın Süheyl Batum un da dediği gibi " bazı usulsüzlükler var ama amaç ulvi" diyerek olan bitene destek verenlerin bugün şikayet etmeleri insanların haklarına sahip çıkmak için değil kendi çıkarlarına engel olunduğu için olduğunu düşünüyorum. Tüm yetkileri verdiniz, AYM ne giden tüm başvurular reddediliyor, yargı sessiz hatta deliller ortada olduğu halde hükümet aleyhine bir karar almak kesinlikle mümkün değil, böyle bir şey yapmaya kalkan savcılara soruşturma açılıyor, yani tren kaçtı. Bu insanların gerçeği görmelerinin hiç bir anlamı kalmadı, kurşun namludan çıktı. Bir seçim olsa, AKP seçimi kaybetse bile bu düzen de oyların kendi isteklerine göre açıklanacağını, seçimlerde hile yapılsa bile kime şikayet edileceğini ve nasıl karar çıkacağını merak bile etmiyorum.

Gönderi tarihi:

 Kimsenin kimsenin gecmisini sorgulama ve kendini baskasindan once ustun gorme hakki yoktur. 

 

O yuzden onemli olan bu yapidan oyle veya boyle kopanlarin ya da bertaraf olanlarin kucaklanmasi ve karsi tarafin zayiflatilmasidir.

 

 

 

 

Yargının ele geçirilmesine "EVET" diyenlerin bugün çıkıp şikayet etme hakları yoktur. Dün birilerine operasyon yapılırken sessiz kalanların hatta tüm hukuksuzluklara rağmen sayın Süheyl Batum un da dediği gibi " bazı usulsüzlükler var ama amaç ulvi" diyerek olan bitene destek verenlerin bugün şikayet etmeleri insanların haklarına sahip çıkmak için değil kendi çıkarlarına engel olunduğu için olduğunu düşünüyorum. Tüm yetkileri verdiniz, AYM ne giden tüm başvurular reddediliyor, yargı sessiz hatta deliller ortada olduğu halde hükümet aleyhine bir karar almak kesinlikle mümkün değil, böyle bir şey yapmaya kalkan savcılara soruşturma açılıyor, yani tren kaçtı. Bu insanların gerçeği görmelerinin hiç bir anlamı kalmadı, kurşun namludan çıktı. Bir seçim olsa, AKP seçimi kaybetse bile bu düzen de oyların kendi isteklerine göre açıklanacağını, seçimlerde hile yapılsa bile kime şikayet edileceğini ve nasıl karar çıkacağını merak bile etmiyorum.

Konu sikayet degil, AKP'ye karsi verilen her turlu mucadelede bu mucadeleye baskalarinin da katilmasi. Bunlari otekilestirmek ya da distalamak sadece AKP'nin ekmegine yag surmek ve bu kisileri caresiz birakmak olur.

 

Sonucta bu sikayet zihniyeti zaten en buyuk sorundur. Cunku mucadeleyi birlestirmek yerine bolmeye gider. Mesela sen 1980 oncesi ne gibi bir mucadele verdin? Ya da toplum senin istedigin iktidarin elinde iken mucadele verdin mi? 

 

Iste bu temelde mucadele pragmatist degil; hep toplumun ve farkli halklarinin hak ve ozgurlugu temelindedir. Zaten bu mucadele de iktidarlarin politik icerigine bagli degildir. Sistemin duzenin v.s. kendisine baglidir.

 

Senin iktidarin zamaninda da emperyalizm ayni oyunlari oynarken mesela karsi ciktin mi?

 

Hangi tarihten itibaren bu savasimi vermektesin ve neden ordan basladin?

 

Iste buradan da goruldugu gibi bu bir trendir ve bu mucadele trenine dun bugun yarin binenler de inenlerde olacaktir.

 

Iste onemli olan binenin kaliciligi ya da inenin nedenini algilamaktir.

Gönderi tarihi:

Inenler eminim ki eger basbakan sirtlarini söyle bir sivazlasa yine ona dönerler cünkü bugün kadar onun gemisinde hayatini yasayip bir sekilde karaya cikartilanlarin hayal kirikligini anlamak zor degildir.Bu nedenle basbakan yüzlerine güldügü an yine onunla birlikte olacaklarina süphe yoktur.Onlara kanarak onlari kucaklamak ise kucaklayanin atese atlamasi demektir.Yilmaz arkadasin ifade ettigi gibi tren kacmistir artik.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Inenler eminim ki eger basbakan sirtlarini söyle bir sivazlasa yine ona dönerler cünkü bugün kadar onun gemisinde hayatini yasayip bir sekilde karaya cikartilanlarin hayal kirikligini anlamak zor degildir.Bu nedenle basbakan yüzlerine güldügü an yine onunla birlikte olacaklarina süphe yoktur.Onlara kanarak onlari kucaklamak ise kucaklayanin atese atlamasi demektir.Yilmaz arkadasin ifade ettigi gibi tren kacmistir artik.

 

saygilarla

Yukaridaki sorularima yanit vermemissin.

 

Treni suren kim? Kim neye gore kimin indigine bindigine karar veriyor. Illa otekilestirmek ve distalamak zihniyetinden kurtulanamayacak mi?

 

Ne kazanilacak bu yapilarak?

 

Turkiye toplumunda basta aydinlar olmak uzere savunulan hic bir ideolojik inancsal dogrunun temeli yoktur, ya kulaktan dolma ya da moda misali bir gecici hevestir.

 

Soyle tarihe bakarsan bukalemun gibi aydinlarin v.s. durmadan saf ve kabuk degistirdiklerini gorursun. Cunku savunduklari ideolojik inancsal dogrularin hem bilgisine hem de bilincine sahip degildirler.

 

O devirdeki yolda afis yapistiranlara bir sey soruldugunda su yaniti verirler "biz eylemcileriz. Bu sorulara teoriosyenlerimiz yanit verir"

 

O yuzden kimsenin kimseyi suclamaya distalamaya v.s. hakki yok. Bunu yapanlar donup kendi gecmislerine baksinlar.

Gönderi tarihi:

 

 

Senin iktidarin zamaninda da emperyalizm ayni oyunlari oynarken mesela karsi ciktin mi?

 

Hangi tarihten itibaren bu savasimi vermektesin ve neden ordan basladin?

 

1980 öncesi biz çok gençtik ve değişkenler çok fazlaydı, biz sadece bu insanlar niye birbirini öldürüyor diye soruyorduk. 80 sonrası darbeler vs. kafamız karışıktı, askeri dönem olduğu için kimsenin bir şey yapamadığı gibi biz de yapamadık. Teknoloji de bu kadar ileri olmadığı için fikir de beyan edemiyorduk, teknoloji olsa bile zaten kimseyi konuşturmazlardı. 

Ben de tıpkı AKP liler gibi yetiştim yani imam hatip okudum, fikirlerim de aynıydı, ben mi değiştim onlar mı diye sorduğum zaman onların değiştiğini gördüm nasıl mı?

Ben AB/D büyük şeytan diyerek yetiştim ve demeye devam ediyorum ama AKP onlarla işbirliği yapıyor. Ben faize, israfa, lükse, zulme, yalana, talana hala haram diyorum ama onlar en alasını yapıyor. İşte bunların farkına vardığım zaman benim mücadelem başladı ve devam ediyor.

Hasan Cemaller e, Can Dündarlar a, Altangiller e gelirsek ben yine aynı düşüncedeyim, ülkeyi bu hale getirenlere destek verip, vatandaşı yönlendirip, bu canavarı besleyenlerin kendilerini yemeye başlayınca olan biteni fark etmesinin hiç bir önemi yok. Akşam basın koridoru adlı TV programında dedikleri gibi bunların profesörlüğü bu kadar, yarın ne olacağını tahmin edemeyen, öngörüsüz profesörler. Siz beni sorgulamaya kalkıyorsunuz da ben ne bir profesörüm, ne de medya mensubu yani benim kimseyi yönlendirme durumum yok alelade bir vatandaşım. Bence siz beni değil ülkenin bu hale gelmesine sebep olanları sorgulayın. 

Gönderi tarihi:

Senin iktidarin zamaninda da emperyalizm ayni oyunlari oynarken mesela karsi ciktin mi?

 

Hangi tarihten itibaren bu savasimi vermektesin ve neden ordan basladin?

 

1980 öncesi biz çok gençtik ve değişkenler çok fazlaydı, biz sadece bu insanlar niye birbirini öldürüyor diye soruyorduk. 80 sonrası darbeler vs. kafamız karışıktı, askeri dönem olduğu için kimsenin bir şey yapamadığı gibi biz de yapamadık. Teknoloji de bu kadar ileri olmadığı için fikir de beyan edemiyorduk, teknoloji olsa bile zaten kimseyi konuşturmazlardı. 

Ben de tıpkı AKP liler gibi yetiştim yani imam hatip okudum, fikirlerim de aynıydı, ben mi değiştim onlar mı diye sorduğum zaman onların değiştiğini gördüm nasıl mı?

Ben AB/D büyük şeytan diyerek yetiştim ve demeye devam ediyorum ama AKP onlarla işbirliği yapıyor. Ben faize, israfa, lükse, zulme, yalana, talana hala haram diyorum ama onlar en alasını yapıyor. İşte bunların farkına vardığım zaman benim mücadelem başladı ve devam ediyor.

Hasan Cemaller e, Can Dündarlar a, Altangiller e gelirsek ben yine aynı düşüncedeyim, ülkeyi bu hale getirenlere destek verip, vatandaşı yönlendirip, bu canavarı besleyenlerin kendilerini yemeye başlayınca olan biteni fark etmesinin hiç bir önemi yok. Akşam basın koridoru adlı TV programında dedikleri gibi bunların profesörlüğü bu kadar, yarın ne olacağını tahmin edemeyen, öngörüsüz profesörler. Siz beni sorgulamaya kalkıyorsunuz da ben ne bir profesörüm, ne de medya mensubu yani benim kimseyi yönlendirme durumum yok alelade bir vatandaşım. Bence siz beni değil ülkenin bu hale gelmesine sebep olanları sorgulayın. 

Benim iktidarim TC tarihinde hic olmadi. Cunku simdiye kadar hic bir hareket ya da parti toplum ve farkli halklarinin hak ve ozgurlugunu ve de evrensel hukuk ile insan haklarini savunmadi. Yani hic bir donemde hic bir iktidarya da pari toplum ve farkli halklarinin yaninda yer almadi. Aksine etik farklari her zaman kendi politik cikarlari icin kullandi.

 

O yuzden ben kendimi bildim bileli ve iktidar kimde olursa olsun bu mucadeleyi veriyorum.

 

Benim bir ideoloji inancsal dogrum yok. Ben herkesiu her farki toplum ve farkli halklari ve onlarin refahi yasam standarti sosyal normal ve evrensel hukuk insan haklari temelinde yasayacak ve yasatacak olan bir devletten yanayim. Boyle bir devlet de TC tarihinde mumkun olmadi. Ustelik devlet olmadi, devlet sadece iktidarlarin elinde cikar temelli yonlendirim ve yaptirim araci olarak kullanildi.

 

Buradan da anlasilacagi gibi, ben farklarin tanindigi bir butunlukten birlikten ve ulke toplum ve iktidari ve de devletinin emperyalist politikalar gutmemesinden ve sadece toplumu icin yasamalarindan yanayim. Bunun icin de savasimin bilgilendirme bilinclendirme ve bilime yonlendirme oldugunu soyluyorum. Her turlu cikar amacli savasa da karsiyim.

 

Politika bolumune ve siyaset felsefesine bakarsan; hemen hemen her konu ve kavramdaki basliklari ve yazilari gorebilirsin.

 

Oralarda hem TC tarihinde olanlar donemler verilensavasimlarin ne oldugu v.s. aciklaniyor.

 

Bizim zamanimizda turk milliyetciligi ice degil disa donuktu. Yani yunanistan uzerine idi. Simdi ise ice donuk kullaniliyor.

 

Kimin nerede ne zaman ve nasil boyle bir milliyetcilik savasimi verdigi de belirsiz. Cunku solda sag da kendi algi ve ideolojilerince ve inanclarinca bu savasi verdi.

 

TC 80 oncesi 80 sonrasindan her konuda cok farkli bir yerdeydi. Etigin milli teklestirme ve turk dedirtmesinin yerini 70 ler ile beraber sunni  ve arap islami 80 ler ile birlikte de kurd ve PKK aldi.

 

Maalesef bunlarin hic biri ic dinamigin ve bilincin getirdigi olmadigi gibi, sadece ulke ve toplumu kaos icinde tutma adina emperyalizmin icten aldigi destekle tezgahladiklariydi.

 

Menderesler, Ozallar, Demireller, Erdoganlar birden bire basinda cikip populestirilerek halkin gozu boyandi. Hic biri de ne ulke ne toplumu icin calismadilar. Hepsi emperyalizm dogrultusundaki amac ile yonlendirip kendi politik cikarlarini sagladilar.

 

O yuzden TC benim destekledigim ya da destekleyecvegim bir parti ya da guc ya da iktidar ya da bir hareket yok. Cunku hepsi cagdisi hepsi birey bilincsiz hepsi ideolojik inancsal dogru cikarci, hepsi sekter ve askeri zihniyete sahip zorbaya bas vuran difgerini otekilestiren ve distalayan ustelik bilgisiz bilincsiz ve insanliktan uzak.

Gönderi tarihi:

Benim iktidarim TC tarihinde hic olmadi. Cunku simdiye kadar hic bir hareket ya da parti toplum ve farkli halklarinin hak ve ozgurlugunu ve de evrensel hukuk ile insan haklarini savunmadi. Yani hic bir donemde hic bir iktidarya da pari toplum ve farkli halklarinin yaninda yer almadi. Aksine etik farklari her zaman kendi politik cikarlari icin kullandi.

.

.

.

O yuzden TC benim destekledigim ya da destekleyecvegim bir parti ya da guc ya da iktidar ya da bir hareket yok. Cunku hepsi cagdisi hepsi birey bilincsiz hepsi ideolojik inancsal dogru cikarci, hepsi sekter ve askeri zihniyete sahip zorbaya bas vuran difgerini otekilestiren ve distalayan ustelik bilgisiz bilincsiz ve insanliktan uzak.

Tüm yazılanlara katılıyorum ama böyle bir devletin de ancak hayal olduğunu da kabul etmek gerekir. Emperyalizme bu kadar karşı olan, tüm iktidarların emperyalizme hizmet ettiğini söyleyen birinin emperyalizme hizmet eden fikirleri savunması çok ilginç. 

Gönderi tarihi:

Tüm yazılanlara katılıyorum ama böyle bir devletin de ancak hayal olduğunu da kabul etmek gerekir. Emperyalizme bu kadar karşı olan, tüm iktidarların emperyalizme hizmet ettiğini söyleyen birinin emperyalizme hizmet eden fikirleri savunması çok ilginç.

Hic bir sey hayal degildir. Fikirler sorunlardan dogar ve sonra da kitlesellesir. Tarihteki butun fikirler boyle dogmus ve somutlasmistir.

 

Ben ulkemde ve dunyada o ulke ve toplumu temsil eden devletlerin politik cikardan bagimsiz toplumu ve farkli halklarini kucaklayan hic bir etik farki hakim ustun alt kilmayan hic bir etik fakin politikanin cikari icin kullanimina izin vermeyen hukuk sosyal sivil ve insan haklarinin hak ve ozgurluklerine bagli ve bunu kurumlari ile saglayan bir devletten bahsediyorum ve bunun savasimini veriyorum. Bu savasim da basta zihinsel insanlik ve birey bilinc ve farkidaligi kazandirmak ve insanoglu varliginin bilinc ve farkindaligini kazandirmak ve de insanoglu yasaminin hic bir degere degisilemeyeceginin bilinc ve farkindaligini kazandirmak v.s. ile veriyorum.

 

Ayrica bunun emperyalizme hizmet ettigini neye dayanarak soyluyorsun. Benim gorusum ne emperyalist ne de anti emperyalisttir, non emperyalist yani emperyalist zihniyet icermeyen sadece her bir kisinin hak ve ozgurlugunu savunan ve devlet olarak ta onlarin refahi yasam standarti ve insan gibi yasamasini ongoren bir gorustur.

 

Ayrica sen emperyalizm ile emperyalist zihniyet farkini da algilamaya calis. Emperyalist zihniyet antisi ile birlikte dogal/fenomenal zihniyet uzerine kurulmustur ve bu zihniyette insanoglu bir madde ya da kuldur ve harcanir kullanilir yonlendirilir yonetilir; benim dedigim ise insansal ve numenal zihniyettir. Yani insanoglunun nitelik kazandigi bilinc kazandigi kendi yasam ve iliskisini kendisinin yonlendirdigi diger insanlarla birlikte ve farklarin farkinda olarak yasadigigi. O yuzden emperyalist zihniyetin ne mene bir canavar oldugunu ve bu zihniyetin her iki kutbu da kucakladigini algilamak lazim. Zaten kutuplari once ayirir sonra ayirdiklarini her ikisini de destekleyerek biribiri ile savastirir ve bu savastan ve kaostan bir vampir gibi nemalanir ve cikarini saglar. Bu temelde butun izmler ideolojik inancsal dogrular emperyalist zihniyetin bunyesindedir. Cunku insanoglunu nitelik degil, nicelik olarak algilarlar.

Gönderi tarihi:

Hic bir sey hayal degildir. Fikirler sorunlardan dogar ve sonra da kitlesellesir. Tarihteki butun fikirler boyle dogmus ve somutlasmistir.

 

Ben ulkemde ve dunyada o ulke ve toplumu temsil eden devletlerin politik cikardan bagimsiz toplumu ve farkli halklarini kucaklayan hic bir etik farki hakim ustun alt kilmayan hic bir etik fakin politikanin cikari icin kullanimina izin vermeyen hukuk sosyal sivil ve insan haklarinin hak ve ozgurluklerine bagli ve bunu kurumlari ile saglayan bir devletten bahsediyorum ve bunun savasimini veriyorum. Bu savasim da basta zihinsel insanlik ve birey bilinc ve farkidaligi kazandirmak ve insanoglu varliginin bilinc ve farkindaligini kazandirmak ve de insanoglu yasaminin hic bir degere degisilemeyeceginin bilinc ve farkindaligini kazandirmak v.s. ile veriyorum.

 

Ayrica bunun emperyalizme hizmet ettigini neye dayanarak soyluyorsun. Benim gorusum ne emperyalist ne de anti emperyalisttir, non emperyalist yani emperyalist zihniyet icermeyen sadece her bir kisinin hak ve ozgurlugunu savunan ve devlet olarak ta onlarin refahi yasam standarti ve insan gibi yasamasini ongoren bir gorustur.

 

Ayrica sen emperyalizm ile emperyalist zihniyet farkini da algilamaya calis. Emperyalist zihniyet antisi ile birlikte dogal/fenomenal zihniyet uzerine kurulmustur ve bu zihniyette insanoglu bir madde ya da kuldur ve harcanir kullanilir yonlendirilir yonetilir; benim dedigim ise insansal ve numenal zihniyettir. Yani insanoglunun nitelik kazandigi bilinc kazandigi kendi yasam ve iliskisini kendisinin yonlendirdigi diger insanlarla birlikte ve farklarin farkinda olarak yasadigigi. O yuzden emperyalist zihniyetin ne mene bir canavar oldugunu ve bu zihniyetin her iki kutbu da kucakladigini algilamak lazim. Zaten kutuplari once ayirir sonra ayirdiklarini her ikisini de destekleyerek biribiri ile savastirir ve bu savastan ve kaostan bir vampir gibi nemalanir ve cikarini saglar. Bu temelde butun izmler ideolojik inancsal dogrular emperyalist zihniyetin bunyesindedir. Cunku insanoglunu nitelik degil, nicelik olarak algilarlar.

Hayal diyorum çünkü biz önce demokrasimizi, hukuk sistemimizi, ekonomimizi beğenmediğimiz, emperyalistlerin düzeyine getirmeliyiz. Böyle bir olasılık var mı? Benim yaşım 50, ben göreceğimi sanmıyorum çünkü bu seviyeye gelmemiz için halkın bilinçlenmesi gerekir, bunun için de çok iyi bir eğitim verilmeli, bunun için de bilime dayanan bir eğitim sistemi. Tüm bunların olabilmesi için sadece halka hizmet eden bir iktidar olmalı, yani yumurta tavuk misali birbirine geçmiş durumda. İyi bir yasama için iyi eğitim almış bir halk, iyi eğitimli bir halk için iyi bir yasama yani hayal...

Emperyalizme hizmet eden fikirler derken buradaki düşüncelerinizi değil milliyetçiliği kastetmiştim.

Gönderi tarihi:

Hayal diyorum çünkü biz önce demokrasimizi, hukuk sistemimizi, ekonomimizi beğenmediğimiz, emperyalistlerin düzeyine getirmeliyiz. Böyle bir olasılık var mı? Benim yaşım 50, ben göreceğimi sanmıyorum çünkü bu seviyeye gelmemiz için halkın bilinçlenmesi gerekir, bunun için de çok iyi bir eğitim verilmeli, bunun için de bilime dayanan bir eğitim sistemi. Tüm bunların olabilmesi için sadece halka hizmet eden bir iktidar olmalı, yani yumurta tavuk misali birbirine geçmiş durumda. İyi bir yasama için iyi eğitim almış bir halk, iyi eğitimli bir halk için iyi bir yasama yani hayal...

Emperyalizme hizmet eden fikirler derken buradaki düşüncelerinizi değil milliyetçiliği kastetmiştim.

Turkluk konusunda toplumsal dusunebiliyorsun da, bu konuda neden kisisel dusunuyorsun. Onemli olan yasadigin surece bu dusunce ve davranisi tasimak gelistirmek ve once kendini daha sonrada cevreni aileni yakinlarini v.s. bu konuda biliunclendirebilmek. Bunun da bir yasi yoktur. Cunku bu bilinclenme ve bilinclendirme savasimi insanoglunun tum yasami ve kendini bilesiyle baslayan bir surectir.

 

Sonucta insanlik senin yasamin ile sinirli degil; ve asil olan gelecek nesillere insanligi birakabilek ve bunu yapabilmenin huzuru ile yasam surebilmek. Burada konu emperyalizmin yasayani degil onu yasatan zihniyetidir.

 

Bir seyi yasatan onun zihniyetidir ve savasim bu zihniyete karsi hem kendinde hem de cevrende verilir.

 

Milliyetcilikte sonucta ayrimci cikarci bilincaltina yerlesmis ve sorgulanmayan bir ideolojik inanctir. Yasam degerini hice sayan ve insanogluna dogumdan itibaren verilen din gibi ana tabulardan ve verilerden biridir. Insanoglunun dini de milliyeti de yoktur. Bunlar dogalve fenomenal zihniyetin insanoglunu birbirinden ayirmak ve yasamlarini bu ugurda savastirmak icin bilincaltina yerlesmis etik degerlerdir.

 

Ayrica benim kronik ve takvim  yasim senden daha fazla, merak etme. Onemli olan beyin ve dusunce yasidir. Cunku insanoglunun yasamina ve iliskilerine yon veren onun beynindeki zihniyetidir. Iste bu zihniyet her bir kisice insan ve insanlik adina sorgulanmali sorgulatilmali ve insanlik yolunda zihinler bilinclendirilmelidir.

 

Bunun da baslama yeri kisinin kendi degerleri ve bunlsarin insanlik adina sorgulanmasi ve yasam ve iliskisinde de bu sorgulamayi etrafina yaymasi ve baskalarinin da kendilerini sorgulamalarina yardimci olunmasidir.

Gönderi tarihi:

Turkluk konusunda toplumsal dusunebiliyorsun da, bu konuda neden kisisel dusunuyorsun.

 

Eğitim diyorum, ekonomi diyorum, hukuk diyorum,  bunlar mı kişisel?

Gönderi tarihi:

Eğitim diyorum, ekonomi diyorum, hukuk diyorum,  bunlar mı kişisel?

Buradaki kisisellik kendinden olmayani distalamak ve otekilestirmektir. Hic kimsenin baskasi adina boyle bir hak ve ozgurlugu yoktur. Cunku hic bir etik metafizik ideoloji inanc deger, veri tabu v.s. KIMSENIN TEKELINDE DEGILDIR VE KIMSE KENDI DEGERINI BASKASINA EMPOZE EDEMEZ.

 

Burada da kimse baskasini otekilestiremez ve distalayamaz. Herkes kendi ideolojik inancsal dogrusunu soyler ve elestirisini de dusunce ve bilgi olarak yapar.

 

Yalniz hic kimsenin ideolojisi inanci dogrusu sabit degildir, degiskendir. Bir kisi bir taraftan diger tarafa gecmis ise, bu mkisinin gecmisi sorun olarak ortaya konmaz. Iste tren de budur. Inen iner binen biner, isteyen de istedigi istasyonda iner ve biner. Kimse kimsenin ne zaman inip binecegine nerde inip binecegine mudahele edemez.

 

Evet zihinsel insanlasabilmek ve zihinsel insanlik devrimi zaten algi bil;gi bilinc farkindalik ve bilissellik ile olur. Iste burada insanlastirmayan her bir deger veri ve tabu; dusunce olarak ve insanlasmanin onunde bir sorun olarak ortaya konur.

 

Bu da herseyden once bu egitimin, hukukun ve bilinclenmenin kisinin kendisinden baslamasi ile mumkundur. Cunku kimse kimseye zihinselinsanlasma devrimini yaptiramaz. Kisiler bunu kendileri yaparlar. Bu devrimin bilisselligini almis bir beyinin yapacagi sadece bunun neden ve nasil gerekli oldugunu dusunce ve bilgi olarak iletmekten baska bir sey yapamaz. Yaparsa zaten mudahele etmis olur.

Gönderi tarihi:

Yukaridaki cümleleri okurken anarsinin nasil oldugunu düsünmeye basladim.Cünkü o cümleler icinde anarsi yatiyor.Yani herkes istedigi yerde iner biner kimse karisamaz kimseye.O zaman demokrasi denilen kavram ne menem oluyor.Yani herkes istedigi gibi yasayacak,kuralsiz düzensiz ve bunun adina da hak ve özgürlük denilecek.Bunun adi hak ve özgürlük degil ANARSIDIR.Siz anarsiyi savunuyor bunu da kisilerin hak ve özgürlük alanina yerlestiriyorsunuz .Peki kamu düzeni nerede?

 

Siz halkari birbirinden ayirip devletcikler kurarken o devletciklerde yasayacak olanlarin arzuladiklari hak ve özgürlügü elde edeceklerine hangi inancla bakiyorsunuz.Var mi böyle bir garantiniz yoksa sizin savasiniz,önemli olan tek devlet düzeninin yikilmasi gerisi ise beni ilgilendirmez mi oluyor?

 

Egitime karsi cikip siz herkese ayni egitimi veremezsiniz savini ileri sürüyorsunuz.Yani herkese ayri egitim verilmeli demek istiyorsunuz.Herkes derken yani Kürtlere Kürt egitimi,Lazlara Laz egitimi vb gibi.Türkiye henüz Birlesmis Halklar Cumhuriyeti olmadi.Önce bunu gerceklestirin sonrasi zaten kendiliginden gelir.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Yukaridaki cümleleri okurken anarsinin nasil oldugunu düsünmeye basladim.Cünkü o cümleler icinde anarsi yatiyor.Yani herkes istedigi yerde iner biner kimse karisamaz kimseye.O zaman demokrasi denilen kavram ne menem oluyor.Yani herkes istedigi gibi yasayacak,kuralsiz düzensiz ve bunun adina da hak ve özgürlük denilecek.Bunun adi hak ve özgürlük degil ANARSIDIR.Siz anarsiyi savunuyor bunu da kisilerin hak ve özgürlük alanina yerlestiriyorsunuz .Peki kamu düzeni nerede?

Anarsinin ne oldugunu bildiginizi sanmiyorum. Anarsi duzene neden karsi cikildiugini bilmeden karsi cikmak ve kaos yaratmaktir. Hak ve ozgurluk mucadelesinin anarsi oldugunu ortaya koymak; her ikisinin de ne oldugunu bilmemektir. Demokrasi toplumsal bir kavramdir ve demokrasiyi veren ve de uzerine demokrasi verilen olasrak toplumu yoneten ve yonlendirilen olarak ikiye ayirir. Demokrasi sadece hakim ve ustun olanin gucu otoriteyi elinde tutanin bunu yurutebilmesi icin kendini mesru ve mubah kilmasidir. Cunku demokrasi uzerine hakimiyet kurulan acisindan diktatorluktur.

 

Kamu duzeni, sosyallikte hukuklukta ve sivilliktedir.

Siz halkari birbirinden ayirip devletcikler kurarken o devletciklerde yasayacak olanlarin arzuladiklari hak ve özgürlügü elde edeceklerine hangi inancla bakiyorsunuz.Var mi böyle bir garantiniz yoksa sizin savasiniz,önemli olan tek devlet düzeninin yikilmasi gerisi ise beni ilgilendirmez mi oluyor?

 

Egitime karsi cikip siz herkese ayni egitimi veremezsiniz savini ileri sürüyorsunuz.Yani herkese ayri egitim verilmeli demek istiyorsunuz.Herkes derken yani Kürtlere Kürt egitimi,Lazlara Laz egitimi vb gibi.Türkiye henüz Birlesmis Halklar Cumhuriyeti olmadi.Önce bunu gerceklestirin sonrasi zaten kendiliginden gelir.

 

saygilarla

Hala bu konuda iman olarak sorgulayamadiginiz inanclarinizin temelinde kaliyorsunuz. Frklari ortaya koymak ve farkina varmak, bilinc ve farkindalik isidir ve herkesi turk dedirten de maalesef bu bilinc ve farkindalik yoktur. Cunku henuz daha turk olmak bilinci bile yesermemistir. Benim verdigim devlet yapi ve isleyis savasini defalarca tekrarladim. Dini milliyeti olmayan ve her bir farka esir olan ve farklari ayirmayan ustelik hak ve ozgurluklerini taniyan devlet. Ayrica etik degerlerin hic bir zaman politik bir arac olarak kullanilmasina izin vermeyen bir devlet.

 

Egitim ile ogretim ayni seyler degildir. Egitim herkes icin aynidir. Ogretim ise farkli etik degerleri ogrenmek isteyenler icin verilmis bir olanaktir.

Gönderi tarihi:

 

 Demokrasi sadece hakim ve ustun olanin gucu otoriteyi elinde tutanin bunu yurutebilmesi icin kendini mesru ve mubah kilmasidir. Cunku demokrasi uzerine hakimiyet kurulan acisindan diktatorluktur.

>>Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir.       vikipedi

Bizdeki demokrasiye bakarsak tek parti yönetimi eline geçirince diktatörlükle eşdeğer bir idare ortaya çıkıyor ama gerçek demokrasilerde böyle bir durum yok. Halk kendi temsilcilerini kendisi seçiyor bizdeki gibi liderler değil. Halkın seçtiği temsilciler de halkın isteklerine göre hareket ettiklerinden yönetimde halk da söz sahibi oluyor. Bunları herkes biliyor da belki Türkiye de demokratik rejim uygulandığını sananlar vardır tesadüfen onlar okur da gerçek demokrasi talep ederler diye yazıyorum.

Gönderi tarihi:

Sizce varsa demokrasi ile devletin hak ve ozgurlukler algisi farkini ortaya koyarmisin?

 

Yani bir devletin demokratikligi, neyin kime tanidigi hak ve ozgurluktur?

 

Ya da hakve ozgurluklerin demokrasisi ne demektir?

 

Hak ve ozgurluklerin tum ulke vatandas ve farkli halklarini kapsamasi yaninda ve politik olmayan insan haklari ve evrensel hukuk guvencesi altinda olmasi yaninda; demokrasideki diktatorlugu nasil aciklarsin?

 

Ya da diyelim %30 ustu oy alarak iktidara gelen bir partinin devleti kendi politikasi ile yonlendirmesinin nasil % 70 uzerinde bir demokrasi oldugunu aciklar misin?

 

Ayrica unutmamak gerek ki, turkiye toplumu ve farkli halklari politik gibi gorunse de politik bilinc ve farkindalik tasimayan, aile reisi temelli bir oylama uygulayan bir toplumdur.

Gönderi tarihi:

Sizce varsa demokrasi ile devletin hak ve ozgurlukler algisi farkini ortaya koyarmisin?

 

Yani bir devletin demokratikligi, neyin kime tanidigi hak ve ozgurluktur?

 

Ya da hakve ozgurluklerin demokrasisi ne demektir?

 

Hak ve ozgurluklerin tum ulke vatandas ve farkli halklarini kapsamasi yaninda ve politik olmayan insan haklari ve evrensel hukuk guvencesi altinda olmasi yaninda; demokrasideki diktatorlugu nasil aciklarsin?

 

Ya da diyelim %30 ustu oy alarak iktidara gelen bir partinin devleti kendi politikasi ile yonlendirmesinin nasil % 70 uzerinde bir demokrasi oldugunu aciklar misin?

 

Ayrica unutmamak gerek ki, turkiye toplumu ve farkli halklari politik gibi gorunse de politik bilinc ve farkindalik tasimayan, aile reisi temelli bir oylama uygulayan bir toplumdur.

 

Yukarıda da yazdığım gibi, gerçek demokrasi ile bizdekini kıyaslarsak bizde uygulananın demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmadığını zaten söyledim, partizan olmayan herkes de bunu kabul eder.

Demokrasinin ne olduğunu herkes bilir dedim ama yine de bildiğim kadarıyla açıklamaya çalışayım. Demokrasilerde ülkeyi sadece iktidar yönetmez, muhalefet de katkı sağlar. Bu siyasileri de sadece liderleri değil, sivil toplum kuruluşları da yönlendirir. Ayrıca partiler de tek seslilik de hakim olmadığından bir partide değişik fikirler de öne sürülebilir. Bizde böyle bir şey yapınca insanlar kapının önüne konuyor. 

İleri demokrasi uygulayan ülkelerde ( bu bizim ileri demokrasimizi kapsamıyor) devlet yönetimi iktidara göre değil belli kriterlere göre, belki burada sizinle aynı fikirdeyiz insan hak ve özgürlüklerine dayanılarak idare edilir. Gördüğünüz gibi demokrasi de insan hak ve özgürlüklerine dayanılarak uygulanan veya uygulanması gereken bir yönetim şekli. Bu nedenle diktatörlükle uzaktan veya yakından bağdaştıramayız.

Gönderi tarihi:

Yukarıda da yazdığım gibi, gerçek demokrasi ile bizdekini kıyaslarsak bizde uygulananın demokrasi ile uzaktan yakından alakası olmadığını zaten söyledim, partizan olmayan herkes de bunu kabul eder.

Demokrasinin ne olduğunu herkes bilir dedim ama yine de bildiğim kadarıyla açıklamaya çalışayım. Demokrasilerde ülkeyi sadece iktidar yönetmez, muhalefet de katkı sağlar. Bu siyasileri de sadece liderleri değil, sivil toplum kuruluşları da yönlendirir. Ayrıca partiler de tek seslilik de hakim olmadığından bir partide değişik fikirler de öne sürülebilir. Bizde böyle bir şey yapınca insanlar kapının önüne konuyor. 

İleri demokrasi uygulayan ülkelerde ( bu bizim ileri demokrasimizi kapsamıyor) devlet yönetimi iktidara göre değil belli kriterlere göre, belki burada sizinle aynı fikirdeyiz insan hak ve özgürlüklerine dayanılarak idare edilir. Gördüğünüz gibi demokrasi de insan hak ve özgürlüklerine dayanılarak uygulanan veya uygulanması gereken bir yönetim şekli. Bu nedenle diktatörlükle uzaktan veya yakından bağdaştıramayız.

Iste bilhassa 20. yuzyilin ortalarindan sonra kavramlar sadece bir pragmatist cikar algisi temelinde algilandigindan ve gerceklestirmeye calisildigindan, demokrasi de bir cikar olarak ...e gore temelindedir.

 

Mesela bir fasizmin demokrasisi ile sosyalizmin demokrasisi ayni degildir, cunku demokrasi algilari ve politik ...e goreleri farklidir.

 

O yuzden gunumuzde her turlu insanligi iceren ozgurluk, hak, hukuk, adalet v.s. gibi demokrasi de; POLITIK BIR KULLANIM VE SOMURU ARACI OLARAK POLITIK AMACA HIZMET EDER HALE GELMISTIR.

 

O yuzden ben demokrasiden degil; insanlik mucadelesi olan hak ve ozgurluklerin insan haklari ve evrensel hukuk mucadelesinden yanayim. Cunku bu mucadele demokratik temelli bir politik cikar icermez.

 

Sonucta demekrasi "bir idare sekli" dir. Iste buradaki idare guc ve otoritenin iktidarligi altindaki topluma dayatilan yonlendirim ve yaptirim baskisi yasasi kanunu v.s. dir. Yani sadece guc ve otoritenin iktidarini saglamak icindir ve onun cikarinadir. Toplum ve farkli halklari gundem de yoktur.  

Gönderi tarihi:

Sonucta demekrasi "bir idare sekli" dir. Iste buradaki idare guc ve otoritenin iktidarligi altindaki topluma dayatilan yonlendirim ve yaptirim baskisi yasasi kanunu v.s. dir. Yani sadece guc ve otoritenin iktidarini saglamak icindir ve onun cikarinadir. Toplum ve farkli halklari gundem de yoktur.  

 

Peki, burayı anladım. Önerebileceğin idare şekli nedir? :)

Gönderi tarihi:

Peki, burayı anladım. Önerebileceğin idare şekli nedir? smile.png

Bireyi icin var olan devletin insan haklari evrensel hukuk hak ve ozgurlukler temelinde bir etiginin olmamasi ve her bir bireyinin farkini kollamasi korumasi ve onun yasam ve iliski tanim ve temsil hakkini vermesi.

 

Hic bir hukumet iktidarinin da bu konuyu politik bir cikar somurusu yapmasina izin vermemesi. Yani farklarin politikasina fark ustunlugu hakimligi temelinde bir politik cikar yanasimina oy avciliginas izin vermemesi.

 

Zaten devlet bu yapi ve islemini yeteri kadar ve adil olarak yerine getirirse; hukumet icin iktidarliga soyunan politikalar buralardan kendinelerine bir cikar saglayamaz. Bunun politik olarak kullanilmasi devletin politik iktidarin elinde bir kullanim ve cikar somurusu olmasindan ve kendi farkini devlete hukmetmesindendir. Bu din olur milliyet olur fark etmez. 

 

Iste turkiye'de de ikisi arasinda gidip gelmekte ve olan topluma ve farkli halklarina olmaktadir. Sonucta TOPLUMU VE FARKLI HALKLARINI HUKUMET DEGIL; DEVLET DUSUNUR. BUNU CIKAR OLARAK KULLANAN HUKUMETE DE IZIN VERMEZ. HUKUMETIN DEGIL; BIREYININ YANINDADIR, DEVLET.

Gönderi tarihi:

Mesela bir fasizmin demokrasisi ile sosyalizmin demokrasisi ayni degildir, cunku demokrasi algilari ve politik ...e goreleri farklidir.

 

O yuzden gunumuzde her turlu insanligi iceren ozgurluk, hak, hukuk, adalet v.s. gibi demokrasi de; POLITIK BIR KULLANIM VE SOMURU ARACI OLARAK POLITIK AMACA HIZMET EDER HALE GELMISTIR.

 

O yuzden ben demokrasiden degil; insanlik mucadelesi olan hak ve ozgurluklerin insan haklari ve evrensel hukuk mucadelesinden yanayim. Cunku bu mucadele demokratik temelli bir politik cikar icermez.

Böyle bir şeyi nasıl söylersiniz, faşizm demokrasisi diye bir kavram, yönetim olur mu? Demokrasi başka faşizm başka, ikisi bambaşka bir yönetim şekli. Ha biri demokrasi adı altında faşist yönetim uyguluyordur o onların sorunu yani ona demokrasi denmez zaten faşist bir yönetimdir. Bence siz demokrasiyi bir daha inceleyin, Bizde uygulanan zaten demokrasi değil, bizdeki demokrasicilik oyunu. Demokraside insan hak ve özgürlükleri göz önünde bulundurularak yasalar çıkartılır. Sonuçta hak ve özgürlük mücadelesi yapabilmek için de demokrasiye ihtiyaç vardır. Hak ararken biber gazı, jop ve soğuk su banyosu ile karşılaşılan yönetim şekilleri de var.

Gönderi tarihi:

Böyle bir şeyi nasıl söylersiniz, faşizm demokrasisi diye bir kavram, yönetim olur mu? Demokrasi başka faşizm başka, ikisi bambaşka bir yönetim şekli. Ha biri demokrasi adı altında faşist yönetim uyguluyordur o onların sorunu yani ona demokrasi denmez zaten faşist bir yönetimdir. Bence siz demokrasiyi bir daha inceleyin, Bizde uygulanan zaten demokrasi değil, bizdeki demokrasicilik oyunu. Demokraside insan hak ve özgürlükleri göz önünde bulundurularak yasalar çıkartılır. Sonuçta hak ve özgürlük mücadelesi yapabilmek için de demokrasiye ihtiyaç vardır. Hak ararken biber gazı, jop ve soğuk su banyosu ile karşılaşılan yönetim şekilleri de var.

Hitlere gore onun doneminde Almanya'da ne vardi? Bak hitlere gore diyorum.

 

Ya da basbakana gor turkiye de "ileri demokrasi" yok mu?

 

Tabiki sen kendi inandigin ideolojik dogru ile bakarsan; fasizmin demokrasisi ne demokrasi demezsin. O da seninkine demiyor.

 

Dolayisi ilesenin baskis acin senin ideolojik inancsal dogru penceresinden, onunki de kendi ideolojik inancsal dogru penceresinden.

 

Emperyalizme gore onlar BOP temelinde ordadoguya saldirir ve oralari kendi cikarlari temelinde sekillendirirken ne diyorlar. "Bizim yaptigimiz oralara demokrasi getirmek" diyorlar ve saldirilarini da mesru ve mubah kilmaya calisiyorlar. Bugun bir suru ideolojik inancsal dogru da bunu destekliyor. 

 

Iste bu temelde hangi IDEOLOJIK INANCSAL DOGRUYA GORE olan demokrasi demokrasidir? Sonucta her bir ideoloji kendi penceresinden bakiyor.

 

O yuzden yazilanlariiyi algilamak lazim. Ben bir ideolojik inancsal dogru penceresinden bakarak yazmiyorum. Bir cesit objektif ve empati olarak bakiyorum. Yani kendi bireysel gorusum bu yazida yok. Sadece ideolojik inancsal dogrular arasi farkli algilari dile getiriyorum. Bunun adi qua felsefesidir.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.