Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 *** "Kemal Unakıtan" O biiirrr Maliye Bakanıııı... *** Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın Beyaz Show’a katıldığını ve Beyaz’ın onu anons ederken Gazete başlıklardan yararlandığını varsaysak, şöyle olurdu herhalde: O biiirrr vergi kaçakçılığı, evrakta sahtecilik zanlısı maliye bakanıııı... O biiirrr dünyada kendisi için af çıkaran ilk ve tek maliye bakanııı... O biiirrr kaçak villa inşa eden, hazineye ait orman arazisini gasp eden, El Kaide finansörüne "olur" veren bir maliye bakanııı... *** Programa katılan Unakıtan da şarkılar ve türküler eşliğinde, "Kamu burnunu sokmasa halledilecek ama burnunu sokuyor, orası haşat oluyor", "Dua et senin programına geldim. Yoksa seni duvara tırmandırırlar", "Sonuçta villa tamamlandı. Babalar gibi yaptım", "Benim istediğim soruları sorarsan, Başbakan da Maliye Bakanı da memnun olur. Ne demek istediğimi anlıyorsun Beyazcım" gibi, espritüel cevaplar verirdi sorulara. Şaka bir yana, Unakıtan’ın olduğu toplantılardan genellikle kahkahalar yükselse de aslında ortada gülünecek pek bir durum yok. Hakkındaki suçlamalara ve eleştirilere rağmen Maliye Bakanlığı koltuğunda oturmaya devam eden Kemal Unakıtan, nam-ı diğer Kemal Abi’nin arkasından en çok sorulan soru, "Kim bu Kemal Abi?" Milliyet’ten Nedim Şener, geçen yıl Güncel Yayıncılık’tan çıkan "Fırsatlar Ülkesinde Bir Kemal Abi" adlı kitabında bu sorunun cevabını uzun uzun veriyor. Bu sayfada ise Mustafa Bey’in köyündeki değirmende un akıtırken doğan, hesap kitap işine meraklı, işbitirici oğlunun hızlı yükselişini okuyacaksınız... Kemal Unakıtan 1946 yılında Edirne’nin Domurcalı Köyü’nde, Mustafa Bey ve Hidayet Hanım’ın üç çocuğundan biri olarak doğar. Babası köyde, soyadlarını da açıklayan bir işle, değirmencilikle uğraşmaktadır. Edirne’ye taşındıklarında bakkal açan Mustafa Bey, hesap kitap öğrensin diye oğlunu Edirne Ticaret Lisesi’ne gönderir. Zaten babasına dükkanda yardım eden küçük Kemal, zehir gibi bir öğrencidir, liseyi pekiyiyle bitirir, Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’ne doğru yollanır. 1968’de mezun olduğu akademi yılları, sonradan acısını fazlasıyla çıkaracağı üzre, yoklukla geçer. Kaldığı yerden okula beş kilometrelik yolu yürüdüğü, günde bir öğün yemekle yetindiği çoktur. Siyasetle ilgisi ise pek yoktur. İlkokuldan tanıştığı ve her fırsatta çocukluk aşkı olduklarını söyleyen Ahsen Hanım’la Maliye Bakanlığı’nda hesap uzmanı olarak göreve başladıktan (1971) sonra evlenir. Ahsen Hanım’ın anlattığına göre, her ikisi de bir zamanlar "solcu"dur, belki de daha çok Ahsen Hanım, hocalarının da etkisiyle "sol yayınlar"a meraklıdır. Çocukluğunda mandolin, sonraları piyano çalan, tenis oynayıp yağlıboya tablo yapan İstanbul Hukuk mezunu Ahsen Hanım, "örtü"yle sonra tanışmış, işportadan aldığı ilk eşarpla kapanmıştır. Bu dönem, kısa bir süre yaptığı avukatlığı bırakır. Eşi ise hesap uzmanı olduğu İzmir’den, işyerinde namaz kılanlar grubunda olduğu için İstanbul’a gönderilir. O sıralar oldukça tutucu olduğu söylenen, hatta türbanın üzerine bandana takmak gibi "tarz"ları deneyen genç kızlara çok sinirlendiği anlatılan Ahsen Unakıtan, eşi bakan olduktan sonra kendi de "içine danışarak" kendi tarzını yaratacak, hatta kulaklarının arkasından bağladığı türbanı, bantla şıklaştırdığı da olacaktır. *** EN ZENGİN 100 İSLAMCI PATRONDAN BİRİYDİ Öğrenciyken siyasetle pek ilgilenmediğini söyler ama okulu bitirip hesap uzmanı olduğunda çoktan Milli Selamet Partisi ve başkanı Necmettin Erbakan’a yakın isimler arasına girmiştir. Sonradan ortak şirket kuracağı Korkut Özal, dönemin bakanıdır. Adalet Partisi, Milli Selamet Partisi, Cumhuriyetçi Güven Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından 1975 yılında kurulan 1. Milliyetçi Cephe hükümetiyle birlikte, hemen kadroya alınıverir ve SEKA’ya genel müdür muavini, sonra da genel müdür olur. 1977’de, MSP Edirne milletvekili adayıdır, kazanamaz. 1978’de 3. Ecevit hükümeti kurulana kadar SEKA’nın başında kalır. 12 Eylül’den sonra Turgut Özal hükümeti kurulduğunda ise çoktan özel sektörde, Bahariye Mensucat’tadır. Ancak uzun yıllar içinde bulunacağı bu özel sektör, bildiğimiz özel sektörlerden değildir: Türkiye’de "İslami bankerler" olarak anılacak ve faizi haram sayıp kár payı esasına dayalı çalışan İslami finans kuruluşlarıdır bu özel sektörü yaratanlar. Resmi raporlarda, soruşturmalarda, davalarda adı geçecek pek çok İslami finans şirketinde, Nakşibendi tarikatının iki büyük kolundan biri olan Erenköy dergahının şeyhlerinden Topbaş Ailesi’nin ticari kuruluşlarında üstdüzey yönetici, ortak olur. Suudi Arabistan’da, dünyaya şeriat kurallarını yayma amacıyla kurulmuş Rabıta örgütüyle bağlantılı vakıfların kuruluşunda adı geçer. Kombassan’a ait Faysal Finans’ın Ülker Grubu’na satılmasında pazarlıkları yürüten kişi, satıldıktan sonra adı Family Finans olan kurumun yönetim kurulu üyesidir. Mülkiye müfettişleri bu satışta bir dizi usulsüzlük belirleyecektir. İsmi bu çevrelerde hep "güven" telkin eder, aranan isim olur. Ama bütün bunlar, Ahmet Hakan’ın geçen haftaki yazısında tarif ettiği gibi, "sakalı ve 99’luk tespihiyle, dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş", "mal da yalan mülk de" mesajını veren bir bankacı derviş olduğundan mıdır, yoksa tüccar zekası, parayı iyi bilip piyasayı iyi tanıması, değişikliklere anında adapte olmasından mıdır, bilinmez. Çünkü hemen ardından gelir, "helal kazanç" şiarıyla yola çıkmış Albaraka, Anadolu Finans, Kuveyt Türk gibi şirketlerin adlarının hayali ihracat, vergi kaçakçılığı, yolsuzluk gibi kavramlarla anılması... Mesela yönetiminde olduğu Albaraka’nın adı, 1995-98 yılları arasında toplam 182 milyon dolarlık hayali ihracata karışır. Elde tespih, bir lokma bir hırka görüntüsü vardır ancak 1996 yılında adı en zengin 100 İslamcı patron listesindedir. Sonraki yıllarda, İskenderpaşa Cemaati’nden dolayı tanıdığı Recep Tayyip Erdoğan’ın "Abi" diyecek kadar yakını olmasıyla çıkar ortaya. Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde, belediyede resmi olmayan danışmanlık görevi vardır, görüşlerine ve "işbitiriciliği"ne çok güvenilir. O "dış gözlemciydim" der ama toplantılara koordinatör olarak katılır, Erdoğan’ın olmadığı zamanlarda bizzat başkanlık eder. 3 Kasım 2002 seçimlerinde siyasi yasaklı olan Erdoğan, onu kendi yerinde seçime sokar. Edirne birinci sıradan seçime katılır ve TBMM’ye girer, ardından bildiğimiz, esprili, hatta argo literatüre sahip, kimseyi takmayan, işbitirici Maliye Bakanı Kemal Unakıtan olur. "Vergi ödeyen kuzulara" teşekkür eden, buluştuğu kuyumcuları "Uyuz uyuz oturmayın" diye tatlı sert fırçalayan, yeni vergi var mı diye soran gazeteciyi "Taş da düşebilir, ayı da çıkabilir" diye cevaplayan, Tekel’i babalar gibi satacağını söyleyen, "tiko"yu (argoda nakit para) kesen, reforma, yani cafcaflı laflara gerek duymayan Maliye Bakanı Unakıtan... *** KENDİ SUÇLARINI AFFEDEN BİR MALİYE BAKANI AKP’nin imajı uğruna, yıllardır kendi muhafazakar imajının en belirgin göstergesi olan sakallarından bir gecede vazgeçecektir. Ahmet Hakan’a göre, tespihi de bırakmış, dudaklarındaki ironik kıvrım artık "mal da gerçek, mülk de" der olmuştur. Hakan’ın böyle düşünmesi normaldir: Şirketler yönettikten sonra bakan olana kadar geçirdiği soruşturmalarda resmi mercilere yalan bilgi vermek, dolandırıcılığa yardım etmek, naylon fatura kullanmak, evrakta sahtecilik, özel nitelikli dolandırıcılık, zimmet, emniyeti suiistimal, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve Bankalar Yasası’na muhalefetle suçlanmış, yargılanmıştır. Bakan olunca yaptığı ilk icraatlardan biri, "Mali Milat" uygulamasına son vermesi ve "Nereden Buldun" diye bilinen yasal düzenlemeleri Cumhurbaşkanı Sezer’in vetosuna rağmen ikinci kez Köşk’e gönderip kaldırmasıdır. Vergi Barışı Kanunu’yla da 31 Ağustos 2002 tarihinden önce işlenen suçlar hakkında suç duyurusunda bulunulmamasını, açılmış bulunan davaların ortadan kaldırılmasını ve kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının da infaz edilmemesini sağlar. Bütün bunların anlamı şudur: Bu yasalarla başkalarıyla birlikte, "kendini de affeden bakan" olarak Türkiye tarihine geçecektir. Herkes itiraz edebilir ama onun "abdestinden şüphesi yoktur." Üstelik muhalefet ve medya Unakıtan’ın üzerine giderken, Başbakan Erdoğan tersine, özelleştirme İdaresi’ni de bağlayarak "abi"sini ödüllendirir. Belli ki onun da abisinin abdestinden şüphesi yoktur. Üsküdar Bulgurlu’daki villasının bahçesine, belediye tarafından üç kez mühürlense de çocukları için kaçak villa yapan, (Ben yaptığımda SİT alanı değildi, dedi. Ancak belediyenin neden üç kez mühürlediğine açıklık getirmedi, ardından villaları yıkacağını söyledi) bakan olunca bu villayı da kapsayan affı çıkaran da Kemal Abi’dir; "Burada bir usulsüzlük yok, babalar gibi yaptım" diyen de. Hakkındaki suçlamalardan bir başkası, 34 ve 17’şer dönümlük iki orman arazisini zilyet senediyle üzerine geçirmektir. Bir de oğlunun dört bin ton mısır ithal etmesinden dört gün sonra mısırdaki gümrük vergisinin yükseltilmesi vardır. Kilosu 220-230 bin liradan satılan mısırın fiyatı vergi yükseldikten sonra, TMO fiyatlarıyla 310 bin lirayı bulur. Aradaki 90 bin liralık fark, oğul Unakıtan’a havadan 360 milyar lira kazandırır. El Kaide’nin finansörlerinden olduğu gerekçesiyle Birleşmiş Milletler’in yasaklılar listesine aldığı Yasin El Kadı’nın Türkiye’deki bir şirketine 4.6 trilyon liralık vergi kolaylığı sağladığı da suçlamalar arasındadır. Ve bu suçlamalar uzar gider. Şimdi sıra "Kim bu Kemal Abi?"den sonraki soruda: Önce kendi mali suçlarını affeden Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, nasıl oluyor da koltuğunu korumaya devam edebiliyor? Hakkında neredeyse bir doktora tezi yazabilecek kadar konuya vakıf gazeteci, Kemal Abi kitabının yazarı Milliyet Muhabiri Nedim Şener, "Bence koltuğunda kalacak" diyor. Ona göre bunun nedeni Arap sermayesinin iyi adamı olması. Başbakan Tayyip Erdoğan Arap sermayesine önem verdikçe, bunu Batı’ya karşı denge unsuru olarak kullandıkça, hatta çoğu AKP’li kendilerini o insanlarla akraba gibi hissettikçe de kalmaya devam edecek... Bazen tiko vermeyerek, bazen tiko alarak... *** Unakıtan’ın villası için proje tamam, sıra onayda Çamlıca'daki biri kaçak iki villasını yaptıran Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın, üç villalık yeni projesi İstanbul 3 No’lu Koruma Kurulu’nca onaylanıp, Üsküdar Belediyesi’ne gönderildi. Yeni projeye göre kısmi deniz manzaralı villaların etrafı duvarlarla çevrilecek. Bahçeye, bir süs havuzu, kaya bahçesi ve gezinti yolu yapılacak, banklar yerleştirilecek. Bir ana girişi, bir de otopark girişi yapılacak. Bodrum katla birlikte üç katlı villaların giriş katında şömineli salon, mutfak ve tuvalet, üst katta ise odalar yer alacak. Projede iki binanın altında yer alan otopark, toplam üç araç için açık otopark olarak değiştirildi. SİT ALANI İLAN EDİLMİŞTİ Unakıtan’ın 2 bin 400 metrekarelik arsasının da içinde yer aldığı Çamlıca tepeleri ve eteklerini kapsayan 3 bin 335 dönümlük bölge, İstanbul 3 No’lu Koruma Kurulu tarafından 1991 yılında Kentsel ve Doğal sit alanı ilan edilmişti. Sit ilanından 1/5000’lik nazım imar planının onaylandığı Temmuz 2005’e kadar bölgede yapılacak inşaatlarda yüzde 6 taban oturumu ve iki kat imar hakkı vardı. Temmuz 2005’den sonra taban oturumu bazı bölgelerde yüzde 10, bazılarında yüzde 15 oldu. Unakıtan’ın arsası, taban oturumu yüzde 15’e yükselen bölümdeydi. 26 Ocak 2006’da Koruma Kurulu, Unakıtan’ın Çamlıca’daki arsasına üç adet villa yapma talebi oy birliğiyle reddedilmişti. Bu arada Üsküdar Belediyesi Unakıtan’ın villaları için yıkım kararı aldı. Unakıtan, üç villalık yeni projeyle tekrar kurula başvurdu. 3 No’lu Koruma Kurulu üyelerinin değiştirilmesinin ardından 9 Mayıs’ta kuruldan geçti. İNŞAAT RUHSATINI BEKLİYOR Unakıtan şimdi Üsküdar Belediyesi’nin vereceği inşaat ruhsatını bekliyor. İnşaatlar bittikten sonra Unakıtan, villaların her açıdan tüm bağımsız bölümlerini fotoğraflayarak, kurula gönderecek. Kurul, fotoğraflara bakarak, kullanımda sakınca olup olmadığını belirleyecek. Proje dışında yapılan değişikliklerden belediye ve mimar sorumlu tutulacak. Ayrıca, araziye 183 ağaç dikilmesi de zorunlu tutuldu. Kaynak:Fatma AKSU/İSTANBUL - Hürriyet@ 28 Mayıs 2006 *** İkiz villalara kardeş geliyor Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, tepkiler üzerine yıktırmak zorunda kaldığı, biri kaçak iki evinin yerine üç villa dikecek. İstanbul 3 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 9 Mayıs'ta onayladığı yeni projeye göre Unakıtan, Bulgurlu Mahallesi'nde 2 bin 100 metrekarelik arsasının üzerine görkemli üç villa yaptıracak. Unakıtan, inşaat kazmayı vurmak için, Üsküdar Belediyesi'nin, Kültür Varlıklarını Koruma Kurul'unun onayladığı projeye ruhsat vermesini bekliyor. ÜÇ BLOKTAN OLUŞUYOR Çamlıca sırtlarında malikaneyi andıracak villalar A, B, C Blokları'ndan oluşacak. Eskisine göre daha lüks bir donanımla inşa edilecek villa kompleksinde süs havuzu, kaya bahçesi, gezinti yolları ve açık otoparklar bulunacak. Mimarlığını Fatih Babaoğlu'nun üstlendiği dubleks villaların her biri 110 metrekarelik zemine oturacak. İstanbul 3 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, Mali Bakanı Kemal Unakıtan'ın Çamlıca Bulgurlu Mahallesi'ndeki arsasına yapacağı üçüz vilların projelerine onayı 9 Mayıs'ta, 4'e karşı 5 olumlu oyla verdi. Unakıtan'a onay veren Kurul'un başkanlığını Doç. Dr. Can Binan yapıyor, Dokuz üyeden oluşan Kurul'da, Doç. Dr. Can Binan (Başkan), Doç. Dr. Lütfi Yazıcıoğlu (Başkan Yardımcısı), Doç. Dr. Gülşen Özaydın, Yusuf İzettin Aydın, Doç. Dr. Hasan Nuri Yaşar, Doç. Dr. Fulya Eruz, Murat Ufuk Kara, Hidayet Turpoğlu ile A. Metin Yıldırımlı görev yapıyor. Kurul Başkanı Doç. Dr. Can Binan ile Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Lütfi Yazıcıoğlu Unakıtan'ın üçüz villarının projesine karşı oy kullandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Temsilcisi Hidayet Turpoğlu ve Üsküdar Belediye Temsilcisi A. Metin Yıldırımlı ile Marmara Üniversitesi İdare ve İmar Hukuku Uzmanı Doç. Dr. Hasan Nuri Yaşar'ın da Bakan'ın projesinden yana oy kullanmaları dikkati çekti. Kurul üyeleri, Bakan Unakıtan'ın projesine yeşil ışık yakmalarının en önemli gerekçesini, 'Aynı nitelikteki başka SİT alanları için benzeri durumlarda Koruma Bölge Kurulu'nca uygulamaya izin veren kararlar alındığı...' tespiti oluşturdu. SONUNDA KABUL EDİLDİ Bakan Unakıtan'ın üçüzler projesi daha önce de Kurul'un gündemine gelmiş ve reddedilmişti. Projeye karşı çakan Kurul üyelerinden Şehir Planlamacıları Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Turgut ile Üsküdar Belediyesi'nin AKP'li Meclis Üyesi Mimar Mehmet Cevahir Türk görevlerinden alınarak, 6 No'lu Koruma Kurulu'na atanmıştı. İmar değişikliği kapıyı açtı MALİYE Bakanı Kemal Unakıtan, 7 Aralık 1983 yılında bahçe olarak aldığı 2 bin 210 metrekarelik yerine aynı sene ilk binasını yaptı. Unakıtan'ın, arsanın da bulunduğu, Çamlıca tepeleri ve eteklerinin yer aldığı 3 bin 335 dönümlük bölge 3 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 11 Ocak 1991 tarih ve 2759 sayılı kararı ile doğal sit ilan edildi. Unakıtan'ın, 1998 yılında yaptığı ikinci bina SİT ilanından sonra yapıldığı ve imar planlarının geçersiz hale gelmesiyle kaçak yapıya girdi. İlk binasının depremden zarar görmesi, ikinci binanın da kaçak olması nedeniyle Unakıtan, geçtiğimiz günlerde iki villasını da yıktırmıştı. Bu arada projenin onaylanmasından birkaç ay önce Çamlıca bölgesinin inşaat oranlarının arttırımını sağlayan imar planı değişikliğinin de kabul edilmesiyle, bölgede yapılaşma oranı yüzde 6'dan 15'e çıkarılmıştı. Geçtiğimiz aylarda yapılan bu değişiklik, Unakıtan'a özel imar planı söylentilerini de beraberinde getirmişti. Kaynak: Nebahat KOÇ / İSTANBUL - Akşam@28 Mayıs 2006 *tna *** Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 Sayın UNAKITAN'ın kıvrak bir zekaya sahip olmasını ve bu ülkede aleni olarak yaptığı ve içinde istek olan her insana bu ülkede başarılı olmanın yollarını göstermesini yadırgıyoruz galiba. Asıl sorun bunları yaparken neden bu kadar aşikar davrandığını kavramak gerekir. Onun için en büyük koz bu ülkede ,iş yapan hiçbir kişinin temiz olmadığı duygusudur. asıl onu bu kadar nüktedan yapan budur. Vergi kanunlarına birebir uyan kayıtlarına sahte veya muhteviyatı itibari ile yanıltıcı belge koymayacak olanların ayakta kalmalarının kesinlikle mümkün olmadığını en iyi bilenlerdendir. Maliye bakanı olmasının(kesinlikle ileride kafasını karıştıracak olanların bilgilerine ulaşarak ciddi bir cetele tuttuğuna inanıyorum)temel sebebi de budur. %200 ve ötesi enflasyon ortamında kurumlar vergisinin %46 dagıtılmamış karın %10 'u vadeli satısların %18 kdv si gibi uzun bir dönemden çıkabilecek bir işadamı daha dünyaya gelmedi. Konuyu anlaşılabilecek bir şekilde açalım. Bir dönem içinde 100 milyar net kar etmiş bir şirketiniz var satışlarınız bir trilyon bir trilyon üzerinden 180 milyar kdv tahakkukunuz oluşur Vadeli olarak satışlarınızda %18 kdv ödersiniz ve enflasyona göre 2 ay sonra alacagınız erezyona ugrar oradan ciddi bir zarar edersiniz. Bılanco karınız 100 mılyar oldugundan 46 milyar kurumlar vergısı ödersiniz 5.400 milyon dagıtılmamıs karını ödersiniz %18 kdv odemesi olarak degerlendirdiğinizde erezyon hrıç 18 mılyar da kdv odersınız toplam 74.40 mılyar odersınız size 25.60 milyar para kalır ehhhh onu da %200 enflasyona tabi tutu size kalır sıfırrrr buyrun işadamı olun Bu zaman kadar kalan şirketlerin içine muziplikle baktığınızda hepsinin kirli olduğunu anlamanızda zorlanmazsınız.Unakıtan bunu bildiğinden bu kadar korkusuz oynuyor işte Alıntı
Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 28 Mayıs , 2006 *** Kemal Abi’nin vecizeleri “Babalar gibi satarım” sözünü siyasi literatüre kazandıran Maliye Bakanı Unakıtan, her açıklamasında kendine has üslubuyla dikkat çekiyor. Bora Özcan NTV-MSNBC İSTANBUL - Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, son dönemde 59. hükümetin en çok tartışılan ismi oldu. Muhalefetin istifaya çağırdığı Unakıtan, kaçak villa, mısır ithalatı, Galataport, Tüpraş’taki hisse satışı gibi birçok tartışmalı konunun odağında yer aldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Kemal Abi’ dediği bakan, farklı üslubuyla da sürekli olarak gündemde yer aldı. 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın “Benim memurum işini bilir”, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” sözü siyasi literatüre giren cümleler oldu. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da, yaptığı açıklamalardaki kendine has üslubuyla bu cümlelere yenilerini ekledi. EN MEŞHUR SÖZ: BABALAR GİBİ SATARIM Kemal Unakıtan’ın en meşhur sözü “Babalar gibi satarım” oldu. Petkim özelleştirmesine ilişkin olarak Unakıtan’ın söylediği bu cümle daha sonra Tekel’in satışı için de sarfedildi. Bakan, yapılan özelleştirmelerin bazılarının mevzuatlara aykırı olarak gerçekleştirildiği ve satılamayacağı yönündeki iddiaları bu cümleyle özetlemişti. UNAKITAN KİMDİR? Ak Parti'nin resmi sitesinde Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında şunlar yazıyor: • Domurcalı - 1946, Mustafa - Hidayet - Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi - İngilizce - Ekonomist - Yönetim Kurulu Üyesi - Maliye Bakanı - Evli, 3 Çocuk. Unakıtan’ın özelleştirmelere ilişkin söylediği sözler bununla sınırlı kalmadı. Türk Telekom özelleştirmesini savunan ve şirketin halka arz yöntemiyle satılması halinde 6.55 milyar dolarlık fiyatın bulunamayacağını belirten Unakıtan, “Türk Telekom’un yüzde 55’inin halka arzedilmesi imkansız gibidir. Buna, ‘hesap mı bilmiyorsun, dayak mı yemedin’ derler” şeklinde açıklama yaptı. Maliye Bakanı, özelleştirmede izlenen politikayı ise “Satışa çıkıyoruz, parayı veren düdüğü çalar”, “Karlı karsız ne varsa satacağız” sözleriyle açıklıyordu. ’MAMA DAĞITIYORSAN, ONLAR DA GAGALAYACAK’ ABD’li ünlü spekülatör ve yatırımcı George Soros’un “sıcak paraya kısıtlama getirilsin” önerisine Unakıtan’dan gelen cevap da siyasi literatürdeki yerini aldı: “Sıcak paradan korkmayın. Senin faizlerin yüksekse mama dağıtıyorsan, gelecek onlar da gagalayacak”. ’NE YİYECEK BU ÇOCUKLAR? İHALE Mİ ALMIŞLAR?’ 2006 bütçesi görüşmelerinde muhalefetin gündeminde de Unakıtan vardı. Bütçe görüşmelerinde CHP Genel Başkanı Baykal, Unakıtan’ı kürsüden istifaya davet etti. Görüşmeler sırasında CHP’li vekiller, Maliye Bakanı’na Unakıtan soyadlı kişilerin kurduğu şirketleri sordu. Bakan Unakıtan ise kendisine has üslubuyla cevap verdi: “Ne yiyecek bu çocuklar. Devlete girip de ihale mi almışlar? Adama, ‘soyadımı taşıma’ mı diyeceğim? Soyadını mı değiştirecek, babası Maliye Bakanı oldu diye?” Yine bütçe görüşmelerinde Unakıtan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer için “benim müsteşarım” ifadesini kullanmasıyla ilgili olarak “Başbakan’ı niye hala içinize sindiremiyorsunuz? Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı. Oh diye içinize sindirin” diyordu. ’BANA YAMUK YAPMAYIN’ İstihdamdaki vergi yükünü azaltacaklarını söyleyen Unakıtan’ın işadamlarına uyarısı ise çok netti: “İstihdamın üzerindeki vergi yükünü de hafifleteceğiz, ancak vergi konusunda bana yamuk yapmayın. 5 kazanın bir ödeyin paşa paşa yaşayalım, hata yapan bedelini öder”. Unakıtan, vergi mükelleflerinin takibini “Avrupa’da yollarda radar levhası vardır. Biz de Maliye’nin yollarına radar koyduk. Ona göre hareket edin. Yakalandıysan mübarek olsun, bana gelip de ‘sayın bakanım..’ demeyin” sözleriyle anlatıyordu. ‘GALATAPORT GALATAMORT OLDU’ İsrailli işadamı Sami Ofer’in liderliğindeki konsorsiyumun kazandığı Galataport ihalesinde ‘görüşme’ tartışmaları yaşandı. Maliye Bakanı Unakıtan, ihalenin yeniden yapılacağını “Galataport Galatamort oldu” sözleriyle açıkladı. ‘ARI SOKMUŞ GİBİ BAĞIRIYOR’ Son olarak ‘kaçak villa’ tartışmasıyla gündeme gelen Unakıtan, bu konuda “Çocuklarım rahat etsin diye imar iznini bekliyorum” demişti. Maliye Bakanı’nın villa tartışmasıyla ilgili son yorumu “Kemal Abi’yle bu kadar uğraşmayın” oldu. Unakıtan, mal varlığı konusunda CHP lideri Deniz Baykal’ın eleştirilerine ise “Arı sokmuş gibi bağırıyor” yanıtını verdi. *tna *** Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 2 Haziran , 2006 Basbakan R.T.Erdogani milletvekili yapabilmek icin önce akladi pakladilar,ceza kanunlari anayasayi degistirdiler,sütten cikmis kasik haline getirip SIIRT'en de milletvekili yaptilar.milletvekilliginden vazgecen milletvekilinede helal olsun yani adamin giki bile cikmadi Sayin Baskanina görevini birakirken.Halbuki Siirt halki o adama oy vermisti.Herneyse zaten R.T.Erdogan basbakan olmadan önce yaptigi *masraflar nerden karsilandi orasi zaten mechul*bir sürüyurtdisi gezilerinde hem Türkiyeyi tanitmis Türkiyenin dis politikasinin ana hatlarini cizmis ve bu arada Türkiyenin bundan böyle hicbir*Kirmizi cizgisinin* olmayacagini kardes Avrupa ve Amerikaya taahhüt ederek kutsal yemininde yapip basimiza oturmustur.Kemal Unakitan kendisi olmadi maliye bakani onuda Sayin basbakan atadi.E minareyi calan kilifinida hazirlarmis diye bir atasözü vardi galiba. saygilarla Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 5 Haziran , 2006 bu sabah tv de Kemal UNAKITAN' ı izledimmmm..polityikayla pek ilgilenmem ama nası desem..bana çok itici geldi konuşması.. ekonominin dalgalanmasından söz ediyordu...böyle bir ciddi konuda..sanki bir komedyen vardı karşımda...ya kime benziyor tavırları ve tarzı derken..birden çıkardım....Şener ŞEN' in kopyasıydı...olamaz böyle bir şey ya.... Alıntı
Φ profesör matematik hastası Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 6 Haziran , 2006 O adamı Şener Şen'İN en kötü özelliğiyle birlikte bile Şener Şen'e benzetmek Şener Şen'e hakarettir bence... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.