Φ haksöz Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 18 Haziran , 2006 Aleyküm selam haksöz kardeşim hadisleri peygamberin ağzından duymuş olsam bile (DİN) kabul etmiyorum.Zira dinin bir tek sahibi vardır oda Allahtır. Ayetler nerden duyulupta bu güne geldi acaba tabiki o mubarek ağızdan daha öncede hadisin doğruluğu %100 olsa bile inanmam demiştin ve sonrada itaat diyorsun 150- Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler. Peygamberler öncelikle onlar Allahın emirlerine uyarlar yoksa peygamber onlar değil başkası olurdu. Onlar asla Allah(cc)ın hükmünden başka hüküm koymazlar. Sayın ahirzaman, incitici olmak istemem ama mezhebe uyan senin gibi birisinin bana itiraz olarak ayet yazması apaçık bir çelişki değilmi.Zira bir mezhebe tabi olmak demek; ben ayetleri anlama kapasitesine sahip olmadığım için bu konuda ilmine güvendiğim mezhep imamının dediklerine uyuyorum demektir.Dolayısıyla, niçin mezhebinin kurallarını çiğniyorsun ? Bu sadece senin değil.herhangi bir mezhebe uyanlar içinde geçerlidir. Gelelim bana itiraz olarak hem senin, hemde senin tabi olduğun atalarının anlamayarak çarpıttığı ayete Nisa 150- Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler. Nisa 151- İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır. Nisa 152- Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. bu ayetlerde Allah ve Muhammedin arasını ayıranlardan, dolayısıyla kurana inanıp hadisleri inkar edenlerden değil,elçilerin bazısınıa inanıp diğerlerini inkar edenlerden bahsediyor.Zira bu ayette tekil bir iafede yok. (rusulihi) elçiler, çoğul bir ifade geçmektedir.Ve burda kast edilen ehli kitap ve onların asırlardır motamot takipçisi olan sünniler kast edilmekktedir. Yani senin gibi düşünenler Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler Aynen ayette buyurulsuğu gibi, sizlerde sadece muhammede inanıp ,diğer peygamberleri inkar ederek peygambelere arasında ayırım yapıyorsnuz. Sakın itiraz etmeye kalkma. Neden diye sorarsan? Size göre Muhammede inanmak demek=hadislere inanmak demektir.Hadislere inanmayan insanlar muhammedi inkar ediyor demektir. Eğer aksi olsaydı zaten bu ayeti bana yazmazdın Sizler Muhammedden başka bir peygambere inanmazsınız.sıkıştırıldığında laf olsun diye inanıyorum dersiniz ama gerçek bu değildir.Hani meşhur bir laf vardır Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Diğer peygamberlere inandığınızı isbat edecek tek bir kanıt yok elinizde ?Hadislere inanmadığı için insanları peygamberi inkar etnekle suçlayan sizler, hani nerde diğer peygamberlerin hadisleri?? İşte hodri meydan;Diğer paygamberlere inandığınızı isbat edin.Ne yapıp edip onların hadislerini bulun .Yada bu ayetlerin muhatabını olduğunuzu kabul edin nisa 150- Onlar, Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederler, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isterler. "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz" derler. Bu ikisinin (imanla küfrün) arasında bir yol tutmak isterler. 151- İşte onlar gerçek kâfirlerdir. Biz de kâfirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır. 152- Allah'a ve peygamberlerine iman edenler ve onlar arasında ayırım yapmayanlara (Allah) pek yakında mükafatlarını verecektir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir. Alıntı
Φ DreadHead Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 19 Haziran , 2006 Sevgili Haksöz kardeşim bazıları sanırım hadisleri dinin hükümleri olarak kabul etmemeyi Peygamberi kabul etmemek olarak anlıyor.Böyle düşünenler çok yanlış anlıyorlar.Ben de Kuran dışında hiç bir sözü dinin hükümleri olarak kabul etmiyorum.Ama diyorum ki en güzel yol peygamberin yoludur.Ona uyan doğru yoldadır.Peygamberlerimiz Kuran'a ters söz söylemez..Dinin hüküm kaynağı demek o konuda tek yetkili merci demek. Hüküm tümden Allah'ındır demek. Allah hükmüne kimseyi ortak etmez demek.Allah'ın hükümleri nerdedir?Kuran'Da.bundan başka bir sözü dinin hükmü kabul etmek demek Hüküm de Allah'a başkasını ortak etmektir.Hadisleri Kuran'a aykırı olmamak kaydıyla yardımcı birer bilgi olarak alabiliriz..Bu başka bir şeydir Bu sözler dinin hükümleri değildir.Bir şeyin tek yetkilisi olmak başka bir şeydir. Peygamberimizin zamanında neden yazdırılmamıştır bu hadisler? Neden onun zamanında kitap haline getirilmemiştir.?Hatta osman ömer ve ali'nin zamanlarında da yazımına izin verilmemiştir.?Neden acaba?Ben size nedenini söyliyeyim.Peygamberimiz ve bu değerli insanlar biliyorlardı ki Bu hadisler kitap haline getirilmesi durumunda 2. bir hüküm kaynağı olarak görülebilir endişesi taşıyorlardı.İşte bu yüzden de hadis yazımına izin vermemişlerdir. Sevgili kardeşler Allah'tan başka birisinin sözlerini yani bu demektir ki Kuran'da yazanlardan başka bir kişinin sözlerini dinin hükümleri gibi görmek, hükümde bir başkasını Allah'a ortak etmektir.BU PEYGAMBER SÖZÜ DE OLSA BÖYLEDİR,HERHANGİ BİR KİŞİNİN SÖZÜ DE OLSA BÖYLEDİR. NoT: Sakın Kuran'da peygamberin ağzından çıkmıştır gibi ucuz sözlerin arkasına sığınmayın.Kuran Allah katındandır.Peygamberimizin asli görevi de Allah'ın dinini insalara tebliğdir.Kuran ALLAH kelamıdır. Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Size göre Muhammede inanmak demek=hadislere inanmak demektir.Hadislere inanmayan insanlar muhammedi inkar ediyor demektir. Eğer aksi olsaydı zaten bu ayeti bana yazmazdın Sizler Muhammedden başka bir peygambere inanmazsınız.sıkıştırıldığında laf olsun diye inanıyorum dersiniz ama gerçek bu değildir.Hani meşhur bir laf vardır Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Diğer peygamberlere inandığınızı isbat edecek tek bir kanıt yok elinizde ?Hadislere inanmadığı için insanları peygamberi inkar etnekle suçlayan sizler, hani nerde diğer peygamberlerin hadisleri?? ----------------------------------------------------------------------------------- s.a. haksöz birincisi Rasulüllah(S.A.V.) ben size iki şey bırakıyorum bunlara sarılırsanız yoldan çıkanlardan olmazsınız "birincisi kuran ikincisi sünnetim" şimdi sen hadise inanmazsan Rasulüllah(S.A.V.)' muhalefet etmiş olursun e muhalefet ettiğin zamanda seni anlında öpeceği yok herhalde. (İşte hodri meydan;Diğer paygamberlere inandığınızı isbat edin.Ne yapıp edip onların hadislerini bulun demişsin) fuzuli yere hodri meydana deyip mileete hava atmana gerek yok biz amentüde gerekeni söylüyoruz yorma kendini amentü diğer peygamberlere imanımızın ıspatıdır Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Haksöz kardeşim peygamberlere iman ederiz elbette ancak unutma getirdikleri artık korunmamış ve son peygamber Allah resulüdür ve hikmet bakımındn en üstünü Allah resulüdür unutma resul nebi eğer bana peygamber ler arsında ayırım yapmama ile ilgili ayeti getirirsen yorulma sana cevabım şu olcaktır o ayette anlam inanma konusunda yani hepsine inananı kabul edin anlamın ki hikmet anlamında olsa idi unutma nisa suresi 150 dede Allah ve peygamberleri arasında HİÇBİR fark yok anlamına gelir Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Size göre Muhammede inanmak demek=hadislere inanmak demektir.Hadislere inanmayan insanlar muhammedi inkar ediyor demektir. Eğer aksi olsaydı zaten bu ayeti bana yazmazdın Sizler Muhammedden başka bir peygambere inanmazsınız.sıkıştırıldığında laf olsun diye inanıyorum dersiniz ama gerçek bu değildir.Hani meşhur bir laf vardır Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Diğer peygamberlere inandığınızı isbat edecek tek bir kanıt yok elinizde ?Hadislere inanmadığı için insanları peygamberi inkar etnekle suçlayan sizler, hani nerde diğer peygamberlerin hadisleri?? ----------------------------------------------------------------------------------- s.a. haksöz birincisi Rasulüllah(S.A.V.) ben size iki şey bırakıyorum bunlara sarılırsanız yoldan çıkanlardan olmazsınız "birincisi kuran ikincisi sünnetim" şimdi sen hadise inanmazsan Rasulüllah(S.A.V.)' muhalefet etmiş olursun e muhalefet ettiğin zamanda seni anlında öpeceği yok herhalde. (İşte hodri meydan;Diğer paygamberlere inandığınızı isbat edin.Ne yapıp edip onların hadislerini bulun demişsin) fuzuli yere hodri meydana deyip mileete hava atmana gerek yok biz amentüde gerekeni söylüyoruz yorma kendini amentü diğer peygamberlere imanımızın ıspatıdır sayın halil siz anlama özürlümüsünüz. ben hadislere tek birine bile inanmadığımı defaatle söylediğim halde kaklmış bana yine hadis yazıyorsnuz. Kurana muhammedin ismi geçmiyormu ? Biz kuranda bildirldiği şeklide ona ınarken bunu yeterli bulmayıp illlada hadis illada hadis, hadise inanmazsan muhammede inanmyorsun diye insanlaraın kafasına engizisyon sopası sallayıp duran sizler değilmisiniz.? Ben bunun üzerine çok basit soru sordum mademki peygambere inanmka onun hadsislerine inanmakla oluyor.öyleyse kuranda muhammedin haricinde geçen peygamberlere inandığınız isbat edin, hani nerde onların hadisleri Kuran haber verdiği için onlara ianıyorum diyemezsiniz, zira size göre peygambere inanmak için kura yeterli değil hadisleri de lazım NERDE DİĞER PEYGAMBERLERİN HADİSLERİ.? NİYE DİĞER PEYGAMBERLERİ İNKAR EDİYORSUNUZ ? Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 22 Haziran , 2006 Kim dedi peygambere inamak için kuran yetmez hadisleride lazım diye.. ? Bu ne böyle ya.. Çelik çomak oynamıyoruz dimi... Alıntı
Φ kelebek_ Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 sayın halil siz anlama özürlümüsünüz. ben hadislere tek birine bile inanmadığımı defaatle söylediğim halde kaklmış bana yine hadis yazıyorsnuz. Kurana muhammedin ismi geçmiyormu ? Biz kuranda bildirldiği şeklide ona ınarken bunu yeterli bulmayıp illlada hadis illada hadis, hadise inanmazsan muhammede inanmyorsun diye insanlaraın kafasına engizisyon sopası sallayıp duran sizler değilmisiniz.? Ben bunun üzerine çok basit soru sordum mademki peygambere inanmka onun hadsislerine inanmakla oluyor.öyleyse kuranda muhammedin haricinde geçen peygamberlere inandığınız isbat edin, hani nerde onların hadisleri Kuran haber verdiği için onlara ianıyorum diyemezsiniz, zira size göre peygambere inanmak için kura yeterli değil hadisleri de lazım NERDE DİĞER PEYGAMBERLERİN HADİSLERİ.? NİYE DİĞER PEYGAMBERLERİ İNKAR EDİYORSUNUZ ? sayın haksöz, tek kuran diyorsunuz, hadi icmayı geçtik kıyası geçtik uydurma hadisleride geçtik diyelim peygamberi nasıl geçeceksin o kuran'ın canlı örneği, allah'tan kuran'ın bazı ayetlerinde muhammed'in ismi zikredilmiş yoksa peygamberide inkar edersin sen! Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Diğer peygamberler ölü örnekmiymiş ? Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Selam, Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o birşey dilediğinde, şeytan onun düşünce ve dileği içine birşey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini muhkemleştirir. Allah Alim'dir, Hakim'dir. Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler. Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hadi'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. hac/52-54 Allah peygamber yaşarken tabi bunları temizledi de o öldükten sonra da peygamberi bi zahmet rahat bırakın. bi sözü gerçekten o söylediyse bile yanlış olabilir.Allah kuranla hepsini düzeltmiştir. Ancak mesela hadislerden "komsusu acken tok yatan bizden degildir " gibi güzel, hoşunuza giden sözler olabilir.bunu dinle alakalı olarak değil de güzel bir söz olarak değerlendirebilirsiniz.hadislerin doğru veya yanlış dinle alakası olmaz.zaten bundan sonrası sizin onu ilahlaştırıp ilahlaştırmayacağınızla ilgilidir. Alıntı
Φ kelebek_ Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 23 Haziran , 2006 Diğer peygamberler ölü örnekmiymiş ? diğer peygamberler'in şeriatı farklıydı, allah bir hüküm değiştirdiğinde yerine ya aynını yada dahal güzelini getirir... allah katında son kitap son din geçerlidir, şimdi sen kalkıp diğer fıkhi konularda diğer peygamberleri örnek alamassın! Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 sayın halil siz anlama özürlümüsünüz. ben hadislere tek birine bile inanmadığımı defaatle söylediğim halde kaklmış bana yine hadis yazıyorsnuz. Kurana muhammedin ismi geçmiyormu ? Biz kuranda bildirldiği şeklide ona ınarken bunu yeterli bulmayıp illlada hadis illada hadis, hadise inanmazsan muhammede inanmyorsun diye insanlaraın kafasına engizisyon sopası sallayıp duran sizler değilmisiniz.? Ben bunun üzerine çok basit soru sordum mademki peygambere inanmka onun hadsislerine inanmakla oluyor.öyleyse kuranda muhammedin haricinde geçen peygamberlere inandığınız isbat edin, hani nerde onların hadisleri Kuran haber verdiği için onlara ianıyorum diyemezsiniz, zira size göre peygambere inanmak için kura yeterli değil hadisleri de lazım NERDE DİĞER PEYGAMBERLERİN HADİSLERİ.? NİYE DİĞER PEYGAMBERLERİ İNKAR EDİYORSUNUZ ? -------------------- Geleneğe karşı olmak,dağları yıkmaktan daha zordur --------------------------------------------------------------------------------- valla sayın haksöz anlama özürlü olmayı senin gibi fikir özürlü olmaya tercih ederim zira daha efdaldir..elhamdülillah biz sünnete inananlardanız yani sünnetlilerdeniz senin gibi sünnetsizlerden(!) değil anlayana neymiş efendim ben hadislere inanmadığımı defaatle tekrar etmişmişim sahi sen kurana neden inanıyorsun ki e Kuranda Rasulüllah(s.a.v.) vasıtasıyla bizlere ulaşmıştır hadis dediğimiz Rasulüllah(s.a.v.) hayatıdır hangi konuda nasıl cevap verip nasıl davrandığıdır Allah(C.C.) Kuran da Rasulüllah(s.a.v.) "innallahe ve melâiketehu yusallune alennebiy ya eyyuhellezine amenu sallu aleyh sallu aleyhi ve sellimu teslima"ayetiyle meleklerine ve bizlere Rasulüllah(s.a.v.) övmemizi emretmişte ben nasıl onun hadisini sünnetini terk ederim.. madem kabullenmiyorsun Rasulüllah(s.a.v.) vasıtasıyla bizlere ulaşan Kuranda bana nasıl namaz kılındığını söylermisin ikindi vakti yaklaşıyorda birde zekatı istiyorum yakında müctehid olduğunu ilan edersen boşta kalmayalım..ikinci mesele olarak hala temcit pilavı gibi tekrarladığın diğer peygamberlere ait hadisler yok efendim peygambere iman hadislerle olurmuş ben şehadet kelimesinde "abduhu""kulu" "rasuluhu""rasulu" bundan başka bi,şey bilmiyorum yani hadislerle birlikte iman etme gibi bir kelime ama senin gibi insanlar Rasulüllah(s.a.v.) yaşantısını ve sözlerini bir kenara bırkmamızı isterler Rasulüllah(s.a.v.) yaşantısı sözleri bana ışıktır sana batıyorsa ayrı mesele birde yahu ben Rasulüllah(s.a.v.) hadislerini inkar edene diğer paygamberlerin hadislerini inanmayacağını bile bile neden aktarayım ki :)biz inandığımız amentüde söylediğimizi aktarmıştık behey zavallı insan itikat bozmaya çalışma ibni teymiyeler lawrenciler senin gibiler her zaman gelmiştir imam buhari imam müslim imam ibni mace vs. alimlerden daha iyi biliyorsun değilmi merak etme sende alırsın birgün cevabını şuan aldığın gibi..Rasulüllah(s.a.v.) hadislerini yaşantısını yok sayanlar yok olmaya mahkumdur her zaman olduğu gibi.. Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Selam, Biz senden önce hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o birşey dilediğinde, şeytan onun düşünce ve dileği içine birşey atmış olmasın. Ama Allah, şeytanın attığını siler, sonra kendi ayetlerini muhkemleştirir. Allah Alim'dir, Hakim'dir. Bu, Allah'ın; şeytanın attığını, kalplerinde hastalık olanlara, gönülleri katılaşanlara bir fitne yapması içindir. Zalimler, geri dönülmez bir ayrılık ve kopuş içindedirler. Kendilerine ilim verilenler onun, senin Rabbinden bir hak olduğunu bilsinler, ona inansınlar da kalpleri ona saygı duysun diye böyle yapılmıştır. Şu bir gerçek ki Allah Hadi'dir, iman edenleri dosdoğru yola mutlaka ulaştıracaktır. hac/52-54 Allah peygamber yaşarken tabi bunları temizledi de o öldükten sonra da peygamberi bi zahmet rahat bırakın. bi sözü gerçekten o söylediyse bile yanlış olabilir.Allah kuranla hepsini düzeltmiştir. Ancak mesela hadislerden "komsusu acken tok yatan bizden degildir " gibi güzel, hoşunuza giden sözler olabilir.bunu dinle alakalı olarak değil de güzel bir söz olarak değerlendirebilirsiniz.hadislerin doğru veya yanlış dinle alakası olmaz.zaten bundan sonrası sizin onu ilahlaştırıp ilahlaştırmayacağınızla ilgilidir. ------------------------------------ sayın azure Rasulüllah(s.a.v.)'ı ilahlaştırmakta nereden çıktı iyimisin ? şehadette bile ilk önce kulu sonra rasuludür kelimesi varken biz böyle bir şeye nasıl cüret edebiliriz ikincisi Kuran'da şehitler hakkında "onlara ölü demeyiniz onlar diridirler ama siz bilemezsiniz" ayeti var bir şehit bile ölmezken Rasulüllah(s.a.v.)'a nasıl öldü diyebiliriz tabiki zahiri olarak vefat etmiştir amma unutmayın ki Rasulüllah(s.a.v.) bile şehit olmuştur yemiş olduğu bir zehirli etin yıllar sonra vücudunda nüksetmesi ile vefat etmiştir ama işte itikat lazım böyle inanabilmek için O'da beşer idi ama bizim gibi bir beşer değildi O Allah(C.C.)'ın habibim dediği bir insandır..Unutmayın yarın hesap gününde Rasulüllah(s.a.v.) beraber olmak isteyenler bugünden kendisine çeki düzen vermesi gerek.. Alıntı
Φ haksöz Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 Yazar Gönderi tarihi: 25 Haziran , 2006 diğer peygamberler'in şeriatı farklıydı, allah bir hüküm değiştirdiğinde yerine ya aynını yada dahal güzelini getirir... allah katında son kitap son din geçerlidir, şimdi sen kalkıp diğer fıkhi konularda diğer peygamberleri örnek alamassın! kelebek hele sen hiç yazma hayatımda senin kadar kuran cahili ******* görmedim Ulan ***** ****** ateistler kadar mert olamıyorsunuz. Mertçe ben kurana inanmam desene Mümtehine 4. İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır, onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir." Yalnız İbrahim'in babasına: "Senin için mağfiret dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi (önlemeye) gücüm yetmez." demesi hariç. Rabbimiz! Yalnız sana dayandık, sana yöneldik. Dönüşümüz de ancak sanadır. Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 haksöz hala suskunsun namaz kılıcam dedim nasıl olduğunu açıklamadın? hani ayetlere hüküm verebiliyorsun ya biz Rasulüllah(s.a.v.) Efendimizin sünnetini koyduk bi kenara Kuran da "Rabbin için namaz kıl kurban kes" ayeti var e namaz kılıcam bende nasıl kılıcamı bilmiyorum sana zahmet bi yardımcı olu ver.. Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 o ayette ne namaz var ne de kurban kesmek.link vermek yasak olduğu için açıklamasını veremeyeceğim ama kuranda namaz diye bir kavram yok.o ayette de sallil rabbike kelimesinin namazla herhangi bir alakası yok.kurban diye çevirilen kelime aslında deve biçmek veya elini kalbine götürmek veya göğsünü sağlam,ferah tutmak gibi anlamlara geliyor.burda anlamın deve kesmek olmadığı çok açık.birine ebter denilse ona deve kes mi dersiniz yoksa kalbini ferah tut mu dersiniz? Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 1- "Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin, seni, övgüye değer bir makama göndereceğini umabilirsin" (İsrâ, 78, 79). kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allâh’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”(Hacc 22/28) Alıntı
Φ hoara Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 haksöz hala suskunsun namaz kılıcam dedim nasıl olduğunu açıklamadın? hani ayetlere hüküm verebiliyorsun ya biz Rasulüllah(s.a.v.) Efendimizin sünnetini koyduk bi kenara Kuran da "Rabbin için namaz kıl kurban kes" ayeti var e namaz kılıcam bende nasıl kılıcamı bilmiyorum sana zahmet bi yardımcı olu ver.. müsadenle ben yardımcı olmaya çalışayım. 11/114 ayetine göre vakitleri belirleyeceksin. 5/6 ayetine göre abdest alacaksın 2/238 3/113 ve 39/9 ayetine göre ayakta duraracaksın 17/110 111 ayetine göre orta bir ses tonu ile Allah'a dua ve övgü nitelikli ayetleri okuyacaksın 17/107 ve 39/9 ayetine göre secde edip 17/108 ayetindeki sözü söyleyeceksin syg Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 kusura bakmayın hala saçma ve çarpık mealleri verip duruyorsunuz.gerçi sizin suçunuz yok çoğu genel olarak çarpık. Ekimes salate li düluküş şemsi ila ğasekil leyli ve kur'anel fecr inne kur'anel fecri kane meşhuda. sabah kuran okuyun manasını da namaz diye çevirmişler.maksat insanlar kuran okumasın diye heralde. İnsanlar içinde haccı ilân et; yaya olarak veya uzak yollardan gelen yorgun develer üzerinde sana gelsinler. Ki kendileri için birtakım faydalara tanık olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde Allâh'ın adını ansınlar. Onlardan yeyin, sıkıntı içinde bulunan fakire de yedirin. burda gene kurban yok.insanlar hacca yani peygamberin yanına gittiğinde insanların yemesi için Allahın adını anarak hayvan kesin diyor. hemen bir eğreti meale kapılıp örnek getirmeyin. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Ya tabi azure yeryüzünde bu tarz islam sadece bizde var ve böyle amel ediyoruz dimi.. Peki senden benden daha iyi arapça bilen araplar neden o ayetlerden namaz yada kurban anlamışlar.. Yoksa araplarda namaz yokmu yoksa onlar kurban kesmiyorlarmı.. Yoksa sen araplardan daha mı çok arapçaya vakıfsın.. Bu ne hardeşim böyle.. Yarım yamalak arapça bilgisiyle.. Son günlerin moda islam karşıtlığı.. Oysa çok basit bir şekilde bu fikrinizin çürüdüğünü görüyorsunuz.. Bana göre bu iletiyle sizin bu fikriniz çürümüştür.. Bana katılan arkadaşlar varmıdır bilmiyorum ama, bu ileti sizin görüşlerinizi çürütmüştür.. Tartışmaya devam edecekseniz lütfen daha güçlü ve daha akademik bilgi ve fikirlerle devam ediniz.. Yoksa bu tarz şeyler güldürmekten öte geçmiyor... Saygılar-sevgiler... Alıntı
Φ Azure Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 ister gül ister görüşlerimi çürüttüğünü düşün. bana bir zararı yok. eğer kör değilsen orda baştaki salat kelimesinden sonra göz göre göre iki kere kuran kelimesi geçiyor.onu da mı bilemeyeceksin. araplar salatı tamamen ortadan kaldırıp yerine salattan ayrı şeyler olan kıyam rüku secde ardarda tekrarlamaktan ibaret yapmışlar.farslarda araplardan bunu alıp adını namaz demişler.biz de bunu kopyalamakta hiç gecikmemişiz. verdiğim meal Süleyman Ateş mealiydi.parantez içine kurban eklemiş ama bildiğin gibi parantez içindekiler kuranda yok.orda sadece hayvanların üzerine Allahın adını anın diyor.meal yaparken insanflı olanlar kendileri parantez içine eklemişler kurbanı,insaflı olmayanlar ise parantezsiz vermişler.halbuki meal yaparken kendileri bir anlam eklememeliler. S. Ateş: Ki kendileri için birtakım faydalara tanık olsunlar ve (Allâh'ın) kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine belli günlerde (onları kurban ederken) Allâh'ın adını ansınlar. Onlardan yeyin, sıkıntı içinde bulunan fakire de yedirin. Mevdudi: Kendileri için bir takım yararlara şahid olsunlar ve kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine belli günlerde (kurban adarken) Allah'ın adını ansınlar. Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun. İ.H. Baltacıoğlu: Kendileri için yararlı olanları gözleriyle görsünler. Belli günlerde azık olarak kendilerine verdiğimiz dört ayaklı davarlar üzerinde Allah’ın adını ansınlar. İşte bunları yiyin, bunlarla eli darda olan yoksulu da doyurun. E. Yüksel: Ki kendileri için bir takım (sosyal, politik, ekonomik) yararlara tanık olsunlar ve kendilerine çiftlik hayvanlarını rızık olarak verdiği için ALLAH'ın ismini bilinen günlerde ansınlar. "Onlardan yeyin ve sıkıntı içindeki yoksullara da yedirin." hayvanlar üzerine Allahın adını anmayı yani Allah adına kesmeyi kuban olarak çevirenler mi suçlu ben mi suçluyum? kevser suresiyle ilgili şurda birisi çalışma yapmış.hepsi doğru olmasa da heralde fikir edinirsin biraz. hemen bunları da çürütmeni bekliyorum? link vermek yasak olduğu için mecburen alıntı yaptım. Nahr: Üzerinde biraz dikkatlice duracağımız bir başka sözcük de “ve-nhar” sözcüğüdür. Konuyu izah gerektiğinden bu sözcüğü yukarıda birebir tercüme etmeyip “nahr yap” diye açıkladık. Bu sözcük klasik eserlerde iyice irdelenmiş olmasına rağmen yapılmış açıklamalardan en zayıf anlam olan “kurban kes” diye anlayışlara yer etmiştir. Ki bu ğalat-ı meşhurun fasih lisandan yeğlenmesine benzemiştir. Edebiyatta hatanın sürdürülmesinin belki de sakıncası olmaz. Ama dini umdelerin yozlaşılması göz yumulacak, benimsenecek bir olay değildir. Şimdi bu “nahr” sözcüğü üzerinde duralım. Bu sözcük Arapça’da iki türlü kullanılır. Birincisi “isim” olarak; göğüs/gerdan demektir. İkincisi mastar olarak; eli göğse değdirmek, göğüslemek, ve devenin göğsüne bıçak saplayıp kesmek anlamlarında kullanılır. Ki Türkçe’de kullandığımız “intihar” sözcüğünün aslı da buradan gelmektedir. Âyette “ve-nhar” emir kipiyle yer aldığına göre isim olarak kullanımını bir tarafa koyup eylem olarak anlamı üzerinde duracağız. O zaman anlam “Venhar emri şu üç anlama gelir: a-Göğsüne elini değdir. b- Göğüsle! c-Deveyi göğsünden hançerle anlamları olur. Birinci anlam dikkate alarak ”ellerini göğsüne değdir” emrinin ne anlama geldiğini inceleyelim. İmam-ı Şafii bu “ve-nhar” emrini, “Kurban kes” yada “Deve kes” anlamında kabul etmeyip, “Ellerini göğsüne değdir” diye anlar. Onun için namaz kılarken alınan ara tekbirlerde ellerin göğse değdirilmesine içtihat etmiştir. Bu nedenledir ki Şafii mezhebine mensup Müslümanlar namaz kılarken ara tekbirlerde ellerini göğüslerine kaldırırlar. Şii müfessir ve fakihlerin hiçbiri de “ve- nhar” emrini “kurban kes” anlamında anlamamışlardır. Onların tamamı da Hz. Ali ve Ehlibeyt kaynaklı rivâyetleri dikkate alarak namazda kıyamda iken ellerin göğse kaldırılması ve namazda tekbir getirirken elleri boğaz çukurluğunun hizasına kadar kaldırma olarak olarak anlamış ve uygulamışlardır. Elbette Sünnî kaynaklarda da bunu teyid eden hadisler vardır ki isteyenler El-Mizan tefsirinde Kevser suresinin tefsirine müracaat edebilirler. İmâm-ı Azam Ebu Hanife’nin bu âyeti nasıl anladığını ise maalesef bilemiyoruz. Onun eserleri zülfü yare dokunduğu için zamanın idarecileri tarafından yok edildiler. Kimileri de namazda göğsün kıbleye döndürülmesi kesinlikle başka yönlere yalpalanmaması olarak anlamışlardır. İmâm-ı Şâfii’nin anlayışı âyetin tam tamına anlattığı, ifade ettiği anlam değildir. Elleri göğse kaldırmanın namazda olacağına dair hiçbir işaret, delalet ve karine yoktur. Öyleyse anlam nedir. Şimdi esas anlama yaklaştık. "Elleri göğse kaldırmak” ne demektir. Namazda iftitah tekbirinde ya da ara tekbirlerde, el kaldırmakla ne demek isteriz? İşte bunu bir çözelim. Bu şu demektir: Dilimiz “Allahü ekber/Allah her şeyden daha büyüktür” derken, bu inancımızı bu anlayışımızı lisan-ı hal/beden dilimizle yani el hareketimizle de pekiştiririz. Yani Allah’ın dışında her şeyi arkaya atarız. Öyleyse ellerinin göğüs hizasına kaldırmasıyla Peygamberden istenen hakkında söylenenleri, hakında yapılanları, başkalarının kinlerini, buğzlarını, hilelerini, desiselerini “arkaya atması, kafasına takmaması, dikkata almaması, boş vermesi, elini sallayıp geçivermesi” dir. İkinci anlamı (Göğüsle anlamını) ele alırsak: Nahr sözcüğü için “göğüslemek, göğüs göğse gelmek” anlamları en fazla kullanılan anlamlardan birisidir. Araplar “menazilihüm tetanaharu / evleri göğüs göğse (karşı karşıya)” derler. Ve Arap edipleri bu sözcüğü boğaz boğaza gelmeye, göğüs göğse dövüşmek anlamında kullanırlar. Üçüncü anlama gelince: “Deveyi göğsünden hançerle kes” anlamını dikkate alacak olursak anlam yine “kurban kes” olmaz, “deve kes” demek olur. Deveyi kurban kes filan değil. O zaman Allah peygambere sanki, “Seni üzüyorlar, sana buğz ediyorlar, sense rabbine niyazda bulun ve deve kes” der gibi olur. O zaman Hz. Muhammed’e kasaplık yapması emredilmiş olur. Böyle bir görevin o şartlar altında anlamı olmaz. Râgıb el İsfehânî Müfredatında “Nahr” maddesini açıklarken “ve nahr ul hedy” olarak, yani hacda; Mina’da kesilmesi gereken hediye olarak açıklar. Ama bu âyet indiği zaman hacc ile ilgili bir hüküm ortada yoktur. Hedy’den bahseden Bakara suresinin 196. âyeti, Maide suresinin 2, 95, 97. âyetleri ve Feth suresinin 25. âyeti henüz inzal olmamıştır. Zira bu âyetler Medenî’dir. Buna rağmen ona göre de hacdaki kesilen hediyenin dışında bir şey değildir. Yani ona göre de konumuz olan nahrn hacc dışında kesilen kurban adlı kesimle ilgisi yoktur. Eğer Allah Kurban emredecek olsaydı, gâyet sarih ve net bir ifadeyle onu emrederdi. Tıpkı Hacc ibadeti esnasında hedy/hediye olarak kesmeleri gerekeni Bakara Suresi 196. âyette belirttiği gibi. Ayrıca nerede ve ne zaman keseceğini de bildirirdi. Bazıları da yine Kurban konusunu İbrahim peygambere bağlarlar. Ve Onun oğlunu kurban edişi ve olayla ilgili bir çok Kur’ân dışı kültürü kendilerine kaynak kabul ederek bir çok detaya girerler. Kur’ân incelendiğinde Saffat suresi 83-113. âyetlerde bahsedilen olayların Kurban ile uzaktan yakından ilgisinin olmadığını görürüz. Bazıları da Maide suresi 27-31. âyetlerdeki “iki ademoğlu” kıssasından kurbana kaynak aramaya çalışırlar. Yine pasajı iyi anlarsak oradaki kurban tanımlamasından da hayvan kurban etme anlamını bulamayız. Kevser suresini Kur’ân’ın 110. suresi olarak ele alanlar “Venhar” emrinden “Kurban kes” anlamını çıkarmaya çalışabilirler. Ama Kevser suresinin iniş sırasına göre 15. sure olduğunu bilenler ve sureyi ve âyeti o ortama göre ele alanlar kesinlikle böyle bir anlamla alâka kurmazlar. Zira Peygamber hala tebliğde zorlanmakta, henüz yeterince taraftar edinmemiştir. İşler henüz teori/iman boyutundadır. Tebliğin dışında aksiyon söz konusu değildir. Bu aşamada Rabbimiz ona sadece secde ile yakınlaşmasını ( Alak suresi âyet 19) emretmiştir. Yani kurban (Allah’a yakınlaştıracak eylem) sadece secdedir. Kurban ile ilgili Kütübü sitede 26 tane rivâyet mevcuttur. Bunların çoğu da aynı rivâyetlerin farklı kişiler tarafından naklidir. Hepsinde konu edilen kurban ve kurban ile ilgili bilgiler hacda hacıların mükellef tutulduğu Hedy’dir (Hacıların hediyesi). Kurban bayramında sağda solda hayvan kesmek değildir. Rivâyetlerin ve tarihi belgelerin hiçbirinde Mekke’de bu sure indiği dönemlere ve Medine dönemindeki hacca kadar bir kurban olayı anlatımı söz konusu değildir. Yani ne Peygamber efendimiz ne o günkü Müslümanlar bu âyetler indiği zaman Mekke’de kurban kesme diye bir ibadet yapmamışlardır. Hacc suresinin 34-38. âyetlerine dikkat edersek Muhammed ümmetinin nerede ne amaçla hayvan keseceğini de görürüz. Lütfen inceleyiniz. Bu anlamda Kevser suresinin ikinci âyetinin anlamı: “Madem Rabbin sana kevseri (bu kadar bol nimeti ) verdi öyleyse sen de Rabbın için çok çalış. Çok gayret et. Gerisini boş ver, düşünme, önüne gelecek her zorluğu göğüsle!” anlamındadır. Ki bu anlama yakın başka bir sure de Kureyş suresidir. Lütfen tetkik ediniz. Bu anlam Türkçe’de “Gavurun ekmeğini yiyen gavurun kılıcını sallar”, “Bir fincan acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır” Atasözleri ile ifade edilir. Âyette geçen “salli” emir kelimesinin tahlili: “Salli” sözcüğü yapı olarak “saly” ve “salv” köklerinden türemiş olabilir. Dilbilgisi kurallarına göre her ikisi de olabilir. Zira her iki sözcük de “nakıs” fiildir. Dikkat çeken bir husus da “salv” kökünden olan kalıpların çekimlerinin bir çok kalıbın “galb” neticesi “ya” ile gösterilmiş olmasıdır. Ki bu bir çok karışıklığa neden olabilmektedir. Biz Arapça’daki bu mastarlar üzerinden tahlil ve anlamını açıklayalım.Birincisi: Saly: Ateşe atmak-ateşe girmek anlamına gelir. Bu manada el Hakka suresi 31.âyette kullanılmıştır: “Sonra cahime (cehennem) sallayın onu. (sallûhû)” Bu kökten ve bu anlamda Kur’ân’da “islavhâ, yeslâ, veseyeslavne, seüslîhi, layeslâhâ” gibi bir çok kez yer alır. Türkçe’deki sallamak ve yaslamak sözcükleri de Arapça’daki “Saly” sözcüğünden gelmiştir. İkincisi: Salv: İsim olarak uyluk, fiil olarak uylukları hareket ettirmek demektir. Buradaki “salli” ifadesi (emir kipi olarak, “salv” kökü dikkate alındığında) “uyluklarını hareket ettir, ayaklan (deyimsel olarak değil), yani yürü, çabala, Rabbin için çok çalış, çok gayret et, destek ol” anlamındadır. “Salli” sözcüğünün mastarı “salât” sözcüğüdür. Bu sözcüğün aslı “savlet” sözüdür. Kelime nakıs (sonu harfi illetli) olduğundan genel dilbilgisi kuralları gereği “salât” şekline dönüşmüştür. Bize göre “salât” sözcüğünün kökü kesinlikle “salv” dır “saly” değldir. Zira kelimenin çoğulunda da “vav” açıkça ortaya çıkmakta çoğulu “salavât” olarak gelmektedir. Bunun bir çok örneği daha vardır. Meselâ “gazâ/savaştı” sözcüğü aynı konumuz olan “sallâ” sözcüğüne benzer. Onun mastarı “gazve”, Gazve’nin çoğulu “gazevât” olarak gelir. Diğer fiil çekimlerinde de “gazâ”nın vavı ya “ya”ya kalb olur yahut da düşer yok olur. Ayrıca “Saly” sözcüğünün anlamı ile “Namaz, dua yakarış, çaba, gayret” anlamları arasında herhangi bir anlam ilişkisi kurmanın imkanı yok. Eğer “salat” sözcüğünün kökünün “saly” mastarı olduğunu var sayarsak çok enteresandır ki konumuz olan Kevser suresindeki “salli” emrinden “onu ateşe at” anlamı çıkarmamız gerekir. Doğal olarak sözcükler yan anlamlara kayarlar. Ama hep ana eksen etrafında olur bunlar. Kesinlikle ana eksen kaybolmaz. Ki bu çalışmada bunları “Nahr, Ebter” sözcüklerinin tahlillerinde görmektesiniz. Tamam böyledir ama yine de her insanın zihninde bir acaba mutlaka kalır. İşte o acabayı Kur’ân zihnimizden çeker alır. Zira “Salv, Sallâ, salât” sözcüğünün açılımı 75/Kıyamet suresinin 31, 32. âyetlerinde yapılmıştır. Ki orada bu sözcüklerin karşıt anlamı da verilmiştir. Şöyle ki: “Felâ saddaqa velâ Sallâ velâkin kezzebe ve tevellâ = O, ne tasdik etti ne de çaba harcadı/destekledi. Ama yalanladı ve geri durdu.” Âyette döer eylem yer almış, ikisi diğer ikisinin karşıt anlamı olarak gösterilmiştir. Âyette “sallâ” fiilinin karşıt anlamı olarak “tevellâ = sürekli geri durmak, sürekli yüz dönmek, lakayt kalmak, ilgisizlik, pasiflik, ve yapılmakta olan girişimleri kösteklemek ” fiili gösterilmiştir. “Tevellâ” sözcüğü kalıbı itibariyle süreklilik anlamını taşır. Buradan hareket edersek “sallâ”, “tevella”’nın karşıtıdır. Yani anlam olarak “sürekli ileri atılmak, ilgisiz kalmamak, pasif olmamak hep aktif olmak” anlamındadır. Asr suresinde de “Sallâ” fiilinin anlamını “iman etmek, salihât işemek (yanlışların, çirkinliklerin ortadan kalkması için çalışmak” olarak görüyoruz. Bu anlam pratikte “duâ” olarak yer etti, meşhurlaştı. Bunun nedeni yine İsrailiyattır. Zira İbranice’de de “salât” sözcüğü vardır. “Saluta” fiilinden gelir. “Salutatıon” selamlama, selâm durmak demektir. Bu sözcük, İbranilerden Araplara, onlardan da Endülüs yoluyla batı dillerine girmiştir. Görünen o ki İbranice anlamı Arapça anlamını bastırmış, bundan da bizler ile Kur’ân arasına yüce dağlar girmiştir. Bu İbranice “saluta” sözcüğünün türevlerinden olan “salavât” sözcüğü İbranice anlamıyla (manastırlar) Hacc suresi âyet 40 da yer alır. Ünlü bilgin Ragıb el İsfehaânî Müfredat!ında “salat” sözcüğünü incelememiş yüzeysel olarak geçiştirmiştir. “Gâle kesirün min ehlil lüğati: hiye Ed Dua vettebrik vettemcid/ lüğat ehlinin çoğu “salat, dua, tebrik ve temcidir demiştir.” Deyip geçiştirivermiştir. Namaz da hareketli, eylemli bir ibadet olduğundan “es-salât” özel ismi ile isimlendirildi. Bu durumda es salât, duâ anlamınadır ama bu, lafla yapılan duâ değil, eylemle yapılan, çabayla yapılan, gayretle yapılan bir duâ demektir; fiilî duâ! Namaz anlamına gelen lâm-ı tarifli “salât, “Es salât”ın icrası yani yapılması (namaz kıl veya namaz kılınız emirleri, veya namaz kılmakla ilgili haber cümleleri “salli” şekinde değil “ekım-ıs salâte, ekımu-s salâte vs. şeklinde “ikame” fiiliyle cümle oluştururlar. Ve bu tertip Kur’ân’da 67 kez yer alır. “Salli, yüsalli” kalıbıyla gelenler ise sözcük anlamlarında değerlendirilmelidir. Ki bu fiil “Ala” edatıyla desteklemek anlamında “le” edatıyla da çalışmak anlamındadır. Alıntı
Φ kralx Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2006 Arkadaşım bak anlatmak istediğimi anlamdın galiba.. Kur'an-ı Kerim Arabisatanda indi dimi.. 1400 yıldırda inenle amel ediliyor ve bu ayetlerin manaları böyle değilmi.. Bende diyorumki, senin Arapça bilgin gramerin, tekniğin ne kadar.. Arabistandaki bir alimden yada proftan dahamı bilgilisin.. Bunca yıl ayetlere yanlış anlammı verilmiş.. Namaz kelimesinin bulunduğu ayetlerin kelime kelime önüne arkasına baksana.. Denizde yüzmek sözündeki "yüzme" fiilini denizde yüzme anlamında, hayvan derisi yüzmeye yüklersen ne olur..? "Hayvanın derisini yüzdüm.." sözündeki yüzme kelimesine yükle bakalım diğer manayı.. ne olur hali.... Sırf bu iddialar cevapsız kalmasın diye yazıyorum.. Aksi taktirde kafa yormaya bile gerek yok.. Salah kelimesi Kur'an-ı Kerimde üç farklı anlamda kullanılmıştır ve bu anlamları da diğer topiclerde yazdık.. Saygılar-sevgiler.. Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 müsadenle ben yardımcı olmaya çalışayım. 11/114 ayetine göre vakitleri belirleyeceksin. 5/6 ayetine göre abdest alacaksın 2/238 3/113 ve 39/9 ayetine göre ayakta duraracaksın 17/110 111 ayetine göre orta bir ses tonu ile Allah'a dua ve övgü nitelikli ayetleri okuyacaksın 17/107 ve 39/9 ayetine göre secde edip 17/108 ayetindeki sözü söyleyeceksin syg ------------------- evet hoara gayet güzel gidiyorsun peki tahiyyatta oturacakmıyım sağa sola selam verme yok mu tahiyytta ne okuyacağım hem namaz içinde ne okuyacağım mutlaka belli bir sırası vardır neye göre belirliyeceğim bi zahmet bi açıklayıver ne yazıktırki bu ayetleri bizlere vahiy yolu ile bildiren Rasulüllah(s.a.v.)'ı bir kenara koyabiliyorsunuz.. -----UNUTMAYIN GÖNDERİLEN GÖNDERENİN ŞANINA LAYIK OLUR---- Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Arkadaşım bak anlatmak istediğimi anlamdın galiba.. Kur'an-ı Kerim Arabisatanda indi dimi.. 1400 yıldırda inenle amel ediliyor ve bu ayetlerin manaları böyle değilmi.. Bende diyorumki, senin Arapça bilgin gramerin, tekniğin ne kadar.. Arabistandaki bir alimden yada proftan dahamı bilgilisin.. Bunca yıl ayetlere yanlış anlammı verilmiş.. Namaz kelimesinin bulunduğu ayetlerin kelime kelime önüne arkasına baksana.. Denizde yüzmek sözündeki "yüzme" fiilini denizde yüzme anlamında, hayvan derisi yüzmeye yüklersen ne olur..? "Hayvanın derisini yüzdüm.." sözündeki yüzme kelimesine yükle bakalım diğer manayı.. ne olur hali.... Sırf bu iddialar cevapsız kalmasın diye yazıyorum.. Aksi taktirde kafa yormaya bile gerek yok.. Salah kelimesi Kur'an-ı Kerimde üç farklı anlamda kullanılmıştır ve bu anlamları da diğer topiclerde yazdık.. Saygılar-sevgiler.. --------------------------------- valla kralx kardeş sana katılıyorum bi müctehidde azure çıktı 1427 yıldır millet hayyaalessalah ile namaz kılıyor ben mi yanlış biliyorum yoksa kralx kardeş -------UNUTMAYIN GÖNDERİLEN GÖNDERENİN ŞANINA LAYIK OLUR------- Alıntı
Φ ahirzaman Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Halilimin son yazdığı söz yeterli başka hiç bir söze hacet olduğunu sanmıyorumn fazlası ancak namaz kılmak zor geliyorda bahane aramak olarak adlandırırım yada şöyle söyliyeyim niçin namaz sorusuna cevap veremiyordur onun için kaçma yolları arıyordur. Allah razı olsun halilim basit ama çok hoş bir tespit Alıntı
Φ halilim Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Gönderi tarihi: 29 Haziran , 2006 Halilimin son yazdığı söz yeterli başka hiç bir söze hacet olduğunu sanmıyorumn fazlası ancak namaz kılmak zor geliyorda bahane aramak olarak adlandırırım yada şöyle söyliyeyim niçin namaz sorusuna cevap veremiyordur onun için kaçma yolları arıyordur. Allah razı olsun halilim basit ama çok hoş bir tespit ------------- teşekkürler ahirzaman hani derler sözün özü işte buda böyle bir şey.. nedemişler insanlar yaşlandıkça değil yaşadıkça kemale ererler zaman geçtikçe olgunlaşan insanlar değil armutlardır akılları sıra bişiler yapıp milletin itikatını bozmaya çalışıyorlar ama bigün fena bozulacaklar hemde çok fena.. --------UNUTMAYIN GÖNDERİLEN GÖNDERENİN ŞANINA LAYIK OLUR-------- Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.