Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

yam yam okuduğun herşeyden istediğin anlamı çıkarırsın bu sendedir kimsede farklı birşey kanıtlıyamaz sana ama gerçek tek tir

sen ve senin gibilerin çarpıtıkları değil

 

sen kimsin elhamlı hamdi yazır kim.

Ne kadar kuranın arpçasından haberdarsın kardeşim hiçbir ilme sahip olmadan burda böyle yok ben cevapladım bilmem ne yakışmıyo senin cevabın kendine dir yaptığın türkçe dilbilgisinden çıkartmalarda bulunmadan başka bir şeydeğil ikinic turan dursun vakası gibisin

 

bilimin kabul ettiğni sen kabul etmiyorsun

 

yam yam sefan üç günlüktür üç

 

bak şimdi sen de bundan şu anlamı çıkarırsın

ahir zaman dediki yam yam üç gün sonra ölecek iştesenin her zaman yaptığında budur.

  • Cevaplar 114
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

Sevgili Bilimselci arkadaşım. Bizlerin ve medeniyetimizin neler yaptığına bizzat bu topraklarda yaşayanlar şahittir. Bizler görüyoruz neler yapıldığınız.

 

Daha Mimar Sinanın yaptığı eserleri anlamakta acziyete düşenler gene bizleriz... 3 Yılda yapmış olduğu eseri 9 yıldır restore edemeyen gene günümüz insanı..

 

Peki ne oldu bize ne değişti...Neden bu hallere düştük....? Bunun araştırılması lazım...

 

İslamiyetin İnsanlığa yaptığı katkıları görmemezlik gelemezsiniz. Buna en büyük örnek bizzat 14 asır önce asrı saadettir.İnsanlığın geçirdiği değişimdir.

 

Mesela Hz. Ömer hakkında ufak bir örnek vermiştim.

 

İslamdan önceki ömer, islamdan sonraki ömer..

 

 

 

Sevgili dilböceği çok tutarlı ve güzel sorular sormuş..

 

Buyrunuz bekliyoruz...

Gönderi tarihi:

Kızma bilimselci arkadaşım bak sonra bize seviyesiz falan derler ben sadece soruyorum. Şimdi 2 sorum daha olacak müsadenle . 1000 yıl önce bilgisayar niye icat edilmedi? yani doğa aynı doğa insan aynı insan

doğa ve insanın kural ve kanunlarında değişilik yok. İnsan beynini geliştiren şey nedir? bilimsel olarak. İnsan beynini bu derece çalışır hale getiren etken nedir? Bilginin ana kaynağı nedir.

2-Aynı anneden doğan aynı şartlarda beslenen büyüyen aynı koşullarada okuyan daha sayamadığım bir sürü aynı şartı paylaşan ikizlerden birinin ölüp birinin sağ kalması nasıl oluyor ?bilimsel olarak

 

 

Dil böceği arkadaş,

O kadar basit soruyosunki...

Bunlara ben ve arkadaşlar defalarca cevap verdik...

Sizlerden zaten hep ayni sorular geliyor...

Alıştık artık...

 

Okumadını diyecem ama okuyorsunuzdur da zahir...

Ama işte irdelenilmezsede olmuyor heralde...

Özümlenilmiyor...

 

Madeler, canlılar evrimleştiği gibi...

Fikirler ve düşüncelerde evrim geçiriyor...

Olumlu yönde gelişmeler oluyor...

 

Bilgisayar diyorsun...

Taaa babillerin bulduğu abaküs evrimleşerek bugünki sayısal işaretlere,

Sayısal işartetler de elektrik puls'larına (pals okunur) çevrilip,

bilgisayar elde edildi...

 

Bilimsel olaylar hep böyle...

Diyalektik olarak gelişir ve bağımlıdır biribirine...

 

2. soruya bak şimdi...

Nasıl cevap verilir buna ?...

Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir...

 

Ne yani, elbet bir doğal tıbbi bir nedeni vardır ölen ikizin...

Otopsicimiyim ben !...

 

İyi dileklerimle...

Gönderi tarihi:

***

 

Sayın terapi;

 

Foruma katıldığınız günden bu yana yazılarınızı dikkatle takip ediyorum…

 

Görüşleri ne olursa olsun herkesin bizlere katkıda bulunacağı olumlu bir şeyler vardır düşüncesiyle

 

Her zaman olduğu gibi yazılarınızı önemseyerek okudum,

 

 

Bilimsel kişiliğinizi açıkladıktan sonra ... bugün geldiğimiz son noktada,

 

İfadelerinizde bilimsel kişiliğinizle bağdaşmayacak çelişkiler ortaya çıkmaya başladığını…

 

Bilimsel eğitim almış ve çözümlere yönelik bakış açısı olması gereken bir bilim adamının,

 

Yazılarında kaynak belirtmeden yaptığı bazı alıntıların başvuru kaynaklarının

 

Bilimsel bir kişinin başvuru kaynaklarıyla çakışmadığını gözlemledim…

 

 

Bana kalırsa inançlı olmanız ve inancınızı savunmanız en doğal hakkınız…

 

Bulunduğunuz yer ve konum bunun için bir engel değil…

 

Ancak bunu yaparken, Bilimsel verileri ele alıp bir takım ispatları yapmaya çalışmanız,

 

İster istemez sizi bu çelişkilerin içine bizi de bilimsel kimliğiniz üzerinde bazı kuşkulara yönlendiriyor

 

Eğer bunu bazı çevrelerin yapmaya çalıştıkları başka bir düşünce ile yapmıyor iseniz..

 

 

Teist inanışlara göre,

 

Bilimin insan ve evreni tanımamızda çok daha fazla katkılarda bulunduğunun farkındasınız demektir.

 

 

Ama yinede önce inanıp, sonra yorumlar getiren öğretileri,

 

Önce gözlemleyip sonra bu gözlemleri akılcı bir biçimde sentezleyerek yorumlar getiren bilimle açıklamaya çalışınca,

 

Bu çelişkili duruma düşülmesi kaçınılmaz oluyor…

 

 

Bu nedenle diğer okuyucuların bu konuda görüşlerinin açılması için bende ufak bir katkıda bulunmak istiyorum…

 

***

 

Bugün ulaştığımız düşünsel gelişmişlik noktasında,

 

 

*Teist Kuram ve kavramlar,bazı çevrelerce, inanca dayalı değerleri bilimsel gerçeklerle örtüştürme telaşı içindeler

 

Ama bütün bu çabalar kendi içinde çelişkileri daha da arttırmaktan öte bir işe yaramıyor.

 

 

Onlar bunu yapabilirler, telaşa düştükleri noktalarda kendileri için haklılar,

 

Bilim ilerledikçe ortaya çıkan gerçekler karşısında,

 

İnsanı ve onun yaşamını yorumlayan Teist düşünce sistemlerinin eksikleri ortaya çıktıkça,

 

"Teist kuram" ve kavramlar için yeni çıkış yolları bulmak zorundalar,

***

 

Geldiğimiz noktada, sizin bilimsel kimliğinizi öne sürerek anlatmaya çalıştıklarınızdan şu sonuçları çıkarıyorum..

 

 

Siz bize bilimi de kanıt göstererek yapmaya çalıştığınız açıklamalarla ,

 

"Teist Kuramlar ile, bugün bilim adamlarının savundukları Bilimsel Kuramların çelişmediğini,

 

başlangıçta her şeyi yaratan bir Tanrının, evrenin zembereğini kurduğunu ifade etmeye çalışıyor,

 

“Bilimsel Yaratılışçılığa” göre, tüm canlılar aynı anda yaklaşık 10 000 yıl önce Tanrı tarafından birdenbire,

 

belli bir dizaynla ve belirli bir amaca yönelik olarak yaratılmışlardır." Yaklaşımını kanıtlamaya çalışıyorsunuz...

 

 

Oysa;

 

* "Teist Kuramları" Açıklama çabasında olanların din kitaplarını kelimesi kelimesine aynen yorumlayan

 

" radikal akımın " savundukları ile "Bilimin bulguları" birbiriyle çelişmektedir.

 

 

Gerçekte bilimin, Teist kavramları kanıtlamak gibi bir işlevi olmadığı için,

 

Bunun tam tersi olan kanıtları insanlığın önüne koymuştur…

 

 

Bu nedenle, Teist kavramları bilimsel bulgularla açıklamaya çalışmak,

 

"Teist İnançların Kuram ve kavramları" nı ve onu bu yolla açıklamaya çalışanları çelişkiye götürür…

 

 

Bu kuram ve kavramlar zaten kendi içinde bir çok çelişkiyi barındırdıkları

 

Ve bu dogmatik öğretileri savunanlar, doğal olarak bu çelişkileri kavrayamadıkları için ,

 

bu çelişkileri ifade edenleri suçlama, yada onlarla birlikte bilimin kendisini reddetme alışkanlığındadırlar…

 

Bu dogmatik inanç sistemlerinin, "Peşin kabul dayatmasının" yadırganamayacak doğal sonucudur...

 

***

 

İnsanlar düşünmeye ve felsefe veya din ile ilgili çıkarımlar yapmaya başladığından beri,

*Yaşamın anlamı nedir?

 

*Evren'in anlamı nedir?

 

*Yasam nedir ve nasıl başlamıştır?

 

*Evren sonsuz mudur?

 

*Bu evrenin bir başlangıcı ve yaratıcısı var mıdır?

 

*Bu evrendeki olayları açıklayacak fiziksel yasalar,

 

*Yaşamın gelişimini açıklayabilecek biyolojik yasalar var mıdır? ... gibi sorular sormuştur.

 

 

İnsanoğlu bu soruların cevaplarını ararken;

* Dinlerin pek çoğu tarafından,

tüm evren ve canlılar belli bir amaca yönelik olarak birdenbire yaratılmışlardır, diye cevaplanmış.

 

** Bilim ise, başından beri, olaylar arasındaki ilişkileri ve dünyadaki fenomenleri açıklamak için,

 

gözlemler yapmak ve bu gözlemleri akılcı bir biçimde sentezlemek yöntemini geliştirmiştir.

Bir Tanrı’nın olup olmadığı, başlangıçta her şeyin yaratılıp, yaratılmadığı bilimin araştırma konusu içinde değildir.

Bilim gözlemleyebildiğini yorumlar,

fizik, matematik, biyoloji ve kimya bilimlerinin yöntemlerini kullanarak sonuçlar çıkarır ve bu sonuçlara inanır;

 

**Din ise inandığını yorumlar; yani din önce inanır, sonra bu konuda yorum yapar.

 

 

Sizin hadi bakalım bunun arkasında hangi güç var sorunuz, bilimsel bir yaklaşım değil,

 

önce sonuçları öngörüp sonra yorumlarda bulunduğunuz, bilimesel olmayan bir yaklaşımdır …

 

Çünkü; **Din inandığını yorumlar; yani dinsel inanışlar önce inanır, sonra bu konuda yorum yapar.

Bunun için bilimsel kanıtlara ihtiyacınız yoktur. İnanıp bu böyledir demeniz yeterlidir.

 

***

 

Tartışmaya açılan bu konuda da olduğu gibi işte çelişki tam bu noktada başlıyor.

 

* Önce inanıp sonra yorum getirince, bilimin gerçeklerine Teist ilaveler gerekiyor,

 

Bu noktada verilemeyecek cevaplar için tek bir yaklaşım var “Peki bunun arkasında kim var?”

 

 

Oysa bu yaklaşım ve yorum anlayışı gerçeklere bilimsel değil teist yorumlar getirmek isteyenlerin,

 

Kimlikleri bilim adamı olsun yada olmasın kendi içlerinde ki çelişkisidir…

 

Bu nedenledir ki, Teist inanışlara göre Bilim,

 

insan ve evreni tanımamızda çok daha fazla katkılarda bulunmuştur.

 

Bunun bizi getirdiği noktada, sizin de içinde bulunduğunuz açıklama ve yaklaşımlar…

 

* Teist kavramlara bilimsel açıklamalar getirmek isterken bilimi kendi alanı dışına taşımaktadır…

 

 

Ve görüyorum ki bu tartışmada bu yaklaşımlar bu hızla devam ederse artık varacağımız noktada,

 

Çıkış yolu bulamazsak, bilimi ve onun çıkarımlarını ifade edip öne sürenleri reddetmek veya

 

onunla ve onlarla alay etmek gibi bir yanlışlığa doğru gideceğiz…

 

 

Çünkü;

 

* Belirli alanda elde edilen her bilgi bilim değildir. Bilgilerin bilim olabilmeleri için bazı koşullara uygun olması gerekir.

 

* Her bilimin kendine has konusu vardır.

 

* Her bilim “bilimsel yöntemlerle” araştırmasını gerçekleştirir.

 

* “Bilim objektiftir”. Elde edilen bilgiler başka araştırmacılar tarafından test edildiğinde de aynı sonuçlara varılır.

 

* Bilim genellemelere varmayı amaçlar. Bu genellemeler “bilimsel yasa” veya “bilimsel teori” olarak ifade edilirler.

 

*Evrendeki yaşamın belli bir amaca yönelik olup olmadığı,

 

Tanrı’nın Evrenin gelişimini şekillendirip şekillendirmediği,

 

Tanrı’nın evrenin ve evrimin oluşabilecek koşullarını sağlayıp sağlamadığı konuları bilimin sınırlarının dışına taşmaktadır.

 

İşte Teist Kuramların karşısına Bilimin ifade ettiği bu çıkarımları koyduğunuz zaman

 

Bilimi ve bu çıkarımları ifade edenleri, Teist inanış sahipleri hemen Ret edeceklerdir...

 

Yukarıda da belirtiğim gibi bu reddetme zorunluluğu ve alışkanlığı,

 

Dogmatik inanç sistemlerine inanların Peşin kabule dayalı yorumlarının çıkmaza girmesi durumunda

 

başvurmak zorunda oldukları kendi iç çelişkilerinin doğal bir sonucudur...

 

***

 

Bu değerlendirmeler işığında çıkan sonuçları sıralarsak;

1- “inanç ve kavramlar” dar görüşlülüğünden sıyrılıp,

yeterli bilgi sahibi olamadığımız konularda kısır çekişmelerden uzak durmalıyız.

2-Birbirimizi inançlarımızdan dolayı sorgulamak yerine,

inandığımız doğrularımızı da sorgulayabilme becerisine ulaşabilmeliyiz,

3- Önce inanıp sonra sorgulamak yerine,

önce sorgulayıp sonra gerçeğe ve doğru bilgiye ulaşmak için her şeyi yapmalıyız…

İşte o zaman inançlarımızı bilimle açıklamak veya

bilimi inançlarımız nedeniyle reddetmek gibi bir çelişki içene düşmemiş oluruz..

***

 

Sayın terapi bu ileti bilimsel eğitim almış bir bilim adamına yazılmıştır…

Alınan bilimsel eğitimin bir sonucu olarak bilimsel kaygıların ve sorumluluğun,

Dinsel inanışlarla karıştırılmaması gerektiğini ifade etmek için yazılmıştır…

Yada bunun terside ifade edilebilir..

 

Bu açıdan değerlendirilmesini, rica ediyorum…

 

Saygılarımla..

 

*tna

***

Gönderi tarihi:

Sevgili Gecekuşu üslubunuz ve olaylara yaklaşım tarzınızdan dolayı sizi tebrik ediyorum. Sizinle bir çok konuda görüş alışverişi yapabileceğimiz ümidini taşıyorum...

 

Yazınızı büyük bir dikkatle okudum. Yazdıklarınızla alakalı olarak fikirlerimi geniş bir şekilde ifade edeceğim inşAllah..

 

Şimdilik sadece şöyle bir eklemeye yapayım. Vaktim olunca daha geniş yazacağım inşallah..

 

"Allah insana akıl ve bilinçli benlik vermiştir. İnsan Kainattaki tek gözlemcidir. Mesela çiçekte var olan güzelliği fark edebilecek olan varlık İnsandır. Ve tabiki akıllı olan insan gözlemler yaparak, araştırarak ve mantıklı düşünerek tercihlerini yapmalıdır. Bu sebeple kesinlikle her söyleneni, her anlatılanı peşinen kabul etmek gibi bir zorunluluk yoktur. Bu insanı taassuba götürür ki çok vahim neticeler verebilir bu süreç..

 

Yani önce kabul etmek sonra hadiseleri inanca göre yorumlamak gibi bir şey kesinlikle yoktur. Bunu yapan insanların varlığıda inanç sisteminin bu şekilde olduğu sonucuna bizleri ulaştırmamalıdır. Zira yolcuya bakıp yolu tanımlamak yanlıştır........ "

 

"İslamiyet kimseyi asla dini kabule zorlamamaktadır. Zorladığını iddia edenler ayetleri ve inanç sistemini yanlış yorumlayan insanlardır. Bizzat Allah kendisi insana tercih yapmak hakkı vermiştir. Ama devamın da da birçok argumanı insana sunmuştur. Gözlemlerini yaparken....Önemli olan insanın gözlemlerini önyargısız ve maksatsız sadece GERÇEĞİ ARAMAK İÇİN yapmasıdır...."

 

Bilim ve Evren bizzat Allah'ın Kendisini bizlere tanıtmak için varettiği memurlardır. O'nun emrinde izninde çalışır. Zaten bakınız bunu size inşAllah güzel şekilde ifade edeceğim.

 

İnsan Evreni Bilimdeki gelişmelerle gözlemleme fırsatı bulmuştur. Yani varoluşu gözlemleme fırsatı bulmuştur. Yani varoluşa katkıda bulunmamıştır. Bu ayrımı iyi yapmak gerekir..

 

Buyrunuz hiç benzeri ve örneği olmayan asla taklit olmayan farkı bir evren farklı bir oluşum ve alternatif yaratınız. Farklı bir varoluş kurgulayınız. Anlatmak istediğim bu..

 

Bakınız bilim birçok kez kendisini tekzip etmiştir. Bu doğrudur. Ve normaldir. Bu bir suç değildir. Çünki bilim sürekli gelişir. Bu bilimin vazgeçilmez bir özelliğidir.Önceden savunduklarının zamanla ulaştığı teknolojik gelişmeler neticesinde yanlış olduğunu fark eder ve düzeltmeler yapar.

 

Mesela deprem şartnamemiz. Yıllar içersinde sürekli değişimler görmüştür. Eski şartnameye göre yapılan yapıları, bizzat yeni şartname yetersiz bulur. Bu örneği derinlemesine açarız inşAllah..

 

Yani Bilim sürekli araştırmalar ve keşifler yaparak halihazırda Kainatta var olan kanunların nasıl işlediğini tespit ederek insanlığa faydada bulunur. Bilim ve Dini ayrı göstermek çok yanlış olur. İkisi iç içedir. Ayrılmaz bir bütündür.Dini gönderende Allah'tır. Bilimi Yaratan'da Allah'tır.

 

"Allah kaldır başını ve bak" derken burada derin manaları ifade eder. Yani gayret et sana verdiğim imkanları kullan, aklını kullan zekanı kullan. Göklerde ne deliller var. Ben seni bunun için yarattım. Gözlemle ve devamlı kendini ilerlet geliştir. Geliştir ki Ben'im ilmimim sonsuzluğunu keşfet der.

 

Bilimin bizlere göstermiş olduğu veriler bizlere öyle muhteşem bir kainatta ve düzende yaşadığımızı öğretir ki dürüst bir gözlemci şu soruyu sormadan edemez...

 

Bu düzen ve hayat nasıl oluşmuştur...? Bunu yapan kimdir ? Ben değilim O zaman Kim?

 

 

Devam ederiz inşAllah...

 

Saygılarımla

Gönderi tarihi:

Dil böceği arkadaş,

O kadar basit soruyosunki...

Bunlara ben ve arkadaşlar defalarca cevap verdik...

Sizlerden zaten hep ayni sorular geliyor...

Alıştık artık...

 

Okumadını diyecem ama okuyorsunuzdur da zahir...

Ama işte irdelenilmezsede olmuyor heralde...

Özümlenilmiyor...

 

Madeler, canlılar evrimleştiği gibi...

Fikirler ve düşüncelerde evrim geçiriyor...

Olumlu yönde gelişmeler oluyor...

 

Bilgisayar diyorsun...

Taaa babillerin bulduğu abaküs evrimleşerek bugünki sayısal işaretlere,

Sayısal işartetler de elektrik puls'larına (pals okunur) çevrilip,

bilgisayar elde edildi...

 

Bilimsel olaylar hep böyle...

Diyalektik olarak gelişir ve bağımlıdır biribirine...

 

2. soruya bak şimdi...

Nasıl cevap verilir buna ?...

Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir...

 

Ne yani, elbet bir doğal tıbbi bir nedeni vardır ölen ikizin...

Otopsicimiyim ben !...

 

İyi dileklerimle...

bilimselci arkadaşım gerçekten merak ettiğim için soruyorum sorularımı. Genelde inanmayanlar inanların olayları irdelemediğini doğma olarak herşeyi kabul ettiklerini söylerler. Bizde irdeliyoruz bunu anlamana sevindim. Evet basit şeyleri irdeliyoruz çünkü basit soruların cevapları daha zor. Tıbbi nedenle ölen ikizlerin bir tanesi tıbbi nedene yakalanırken ötekisi neden kurtuluyor burası ilginç geliyor bana ama karar verdim otopsiciye soracağım. 2.si bilgisyarın ana fikrinin abaküs olduğunu ve icad edenlerinde çinliler olduğunu

biliyorum birimizin bilgisinin yanlış olduğunu düşünüyorum gelelim bugünkü soruma

benim inancıma göre ilk insanlar HZ havva ve Hz adem bilime göre kimlerdir bilmiyorum önemli de değil.

merak ettiğim şey ilk insanlar dünyaya bebek olarak mı geldi yoksa yetişkin olarak mı? Bebek olarak geldilerse ihtiyaçlarını karşılayıp kendi kendilerine nasıl büyüdüler yok yetişkin olarak geldilerse hadi iç güdüsel olarak bir şekilde cinsel ilişkiye girip ürediler. Ama İlk insan kadın ve erkek bebeği nasıl besleyeceklerini nerden öğrendiler. Ben şu evrim geçirmiş aklımla bile hiç çocuk emziren görmesem ya da biri bana söylemese hayatta kendi vücudumdan çıkan sıvı ile çocuğumu besleyebileceğimi düşünemezdim.

yetişkin olarak fizyolojik bir ihtiyacım olarak açlığımı iç güdüsel olarak diyelim yaprak bitki veya hayvan vs

yiyerek karşılayabildim. Çok büyük bir ihtimalle bana sorarsan kesinlikle çocuğumu da aynı besinlerle beslemeyi düşünürdüm doğal olarakta çocuk ölürdü Bebek iç güdüsel olarak anne memesini bulamayacğına göre (hayvanlar bulabilirler ama insanın anne memesini bulma ihtimalini artık senin ihtimaller hesabına bırakıyorum ) Bilim ne der bu işe Bebek olarak dünyaya geldiğimizde yetişkin olarak ölüyoruz. eğer ilk insanlar dünyaya yetişkin olarak geldilerse bebek olarak ölmeleri gerekmez miydi. yani ilk insanlar Hz. Havva ve Hz adem yetişkin doğup yetişkin öldüler sence de ilginç değil mi Başlangıcımız yetişkinlikse neden insanlar başlangıçlarına dönemiyorlar ne kadar evrim değiştirirlerse değiştirsinler

Gönderi tarihi:

Sanırım teist arkadaşlarımız "Bak şu dünyadaki nizama.Elbette bir yaratıcısı olmalı" argümanınından bir türlü kurtulamayacaklar. Halbuki Dünya, tarihi boyunca hiç bir zaman tam bir düzen içinde olmamıştır. Bu gün bile tam bir düzen içinde değildir. Nasıl olsun ki? Dünya her yıl en az bir-iki büyük depremle sarsılıyor. Okyanus sahilleri her yıl bir kaç büyük fırtına ile perişan oluyor. Her yıl bir kaç volkanik patlama ile belli bir bölgede yaşam yok oluyor. Her yıl onlarca sel felaketi yaşanıyor. Hergün bir kaç canlı türü yok oluyor. Hal böyle iken bir düzenden bahsetmek de mümkün olmuyor. Dünya'da canlılılığın varolabilmesi için gerekli şartların oluşması 2 milyar yıl almıştır. Öyle kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi Dünya'ya satranç tahtasına konulan piyonlar gibi serpiştirilen bir şey yoktur. Bugün gördüğümüz objelerin oluşması milyarlarca yıl almıştır. Ve bugün bilinenler de, bu oluşum mekanizması içinde bir yaratıcının parmağının olmadığı şeklinde. Eğer bir yaratıcı olsaydı, bu oluşum süreci için milyarlarca yıl geçmesinin bir anlamı olmayacaktı. Eğer tanrı, Dünya'yı insanlar için var etti ise, neden insanın varolabilmesi için milyarlarca yıl geçmesi gerekti? Yoksa tanrının canlılığın varolabileceği ortamı oluşturabilmesi için milyarlarca yıl uğraşması mı gerekti? O zaman da tanrı kavramı yaralanmış oluyor. O yüzden Dünya ve düzen konusu, teistlerin en son yaklaşmaları gereken konudur. Zira dünyadaki oluşum-varlık konusunda bilinenler, bırakın teistleri desteklemeyi, iddialarını çürütecek kadar yeterlidir. Ancak sevgili teist arkadaşlarımız bu konuyu kavrayamadıklarından sürekli karşımıza bununla çıkıyorlar.

 

Dünya'da tam anlamıyla bir düzen yoktur. Dünya'nın şu anki halini alabilmesi için milyarlarca yıl geçmesi gerekmiştir. Bu milyarlarca yıl içinde oluşumu sağlayan da tanrı değil, fiziksel ve çevresel koşullardır. Bu koşulların var olması da, tanrının varlığını göstermez. Dün "Evreni kim yaratmıştır?" diye soranlar, bugün "Big Bang'i kim yaratmıştır?" diye sormaktadırlar. Dün "Güneş'i ve Ay'ı orada kim tutuyor?" diye soranlar, bugün "Fizik kurallarını kim koymuştur?" diye soruyorlar. Bugün hala "İnsanı kim yaratmıştır?" diye soranlar da, yarın "Evrimi kim yaratmıştır?" diye soracaklardır. Zira dinlerin varlığı bu sorulara bağlıdır. Bir soru sorarsın ve "Bak gördün mü? Demek ki tanrı varmış" sonucuna ulaşırsın. Her verilebilen cevap arkasından "Peki onu kim yaratmıştır?" ya da "Peki o nasıl oluşmuştur" sorusu ile karşılaşırsın. Dolayısıyla dinin dogmaları sadece bilinmeyenler üzerindedir. Bunlara cevap bulundukça, bu dogmalar da bir adım geriye çekilecektir. Bu noktada da dinler de evrim geçirmek zorundadırlar. Kendilerini zamanın şartlarına, bilinenlerine uymayan kısımlarını değiştirmek zorundadırlar. Bu da çok kolay yapılabilir. "O ayet o anlama gelmez, şu anlama gelmektedir. Orada benzetme yapılmıştır" denilerek asıl anlam kaldırılacak, yerine zamanın bilinenine ve şartlarına uygun yeni anlamlarlar getirilecektir.

 

Yamyam iyi bir noktaya temas ettin, aslında düzenden ziyade kainattaki düzensizlik tanrının varlığına delil olarak gösteriliyor..Çünkü evren kendi kendini var etmiş olsaydı, kendini çok düzenli bir şekilde var ederdi..

Siz de katrilyonlarca ihtimal(yani sıfıra eşit nerdeyse) arasından birinin tutarak bundan dünyanın var olduğuna inanıyorsunuz..Sonra başlıbaşına bir mucize olan insan..İnsanın oksijene ihtiyaç duyması, bunun içn gerekli organlar ve kainatta oksijenin varlığı..neyse ya..uğraşmayacam saymaya..

ama evrim= saçmalıktır...Çok düşündüm ama bir türlü kafam almadı..Dogmatik ve indirgemecisiniz siz ateistler..Azıcık mantık ya..

Gönderi tarihi:

 

 

21/32- Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlar ise oradaki, (Allah'ın varlığını gösteren) delillerden yüz çevirmektedirler.

 

Ne münasebet? Evren dünya için bir tavan değildir. Bu da tamamen gökyüzü için eski inançların ürünüdür. Göğün dünya üzerine bir tavan, bir kubbe olduğu inancı yüzyıllar öncesinde kaldı.

 

 

 

atmosfer dünyayı korur

kalkan denilenin bu olmadığını nerden biliyorsunuz

eğer atmosfer olmasaydı göktaşları dünyaya çarpardı

ilkokuldan beri biliyorum ben bunu

sizin gibi araştırmacı :excl: insanlar nasıl böyle önemli bir bilgiyi atladı acaba

Gönderi tarihi:

atmosfer dünyayı korur

kalkan denilenin bu olmadığını nerden biliyorsunuz

eğer atmosfer olmasaydı göktaşları dünyaya çarpardı

ilkokuldan beri biliyorum ben bunu

sizin gibi araştırmacı :excl: insanlar nasıl böyle önemli bir bilgiyi atladı acaba

 

Bu konuya daha önce de değinmiştim. Burada bahsedilen atmosfer değildir. Burada bahsedilen gökyüzünün tavan olduğu inancıdır. Yani gökyüzü dünya için bir tavandır ve o tavan tanrı tarafından korunur. Atmosfer ile ilgili safsatalar tamamen H.Y nin uydurmasıdır ve bu forumda tarafımdan defalarca da cevap yazılmıştır.

Eğer gökyüzünü atmosfer olarak algılamamamız gerekecek ise, doğru kelime "korunan" değil, "koruyan" olmalıdır. Size düşündüğünüz gibi olmadığını gösteren farklı bir kaç ayet meali göstereceğim.

 

Göğü karışıklıktan korunmuş bir tavan kıldık; oysa onlar bundaki delillerden yüz çeviriyorlar. (Diyanet İşleri)

 

Göğü de dengesizliğe düşmekten korunmuş bir tavan durumunda yarattık.... (Suat Yıldırım)

 

Gökyüzünü, korunmakta olan bir tavan yaptık, onlarsa hala delillerinden yüz çevirmedeler. (Gölpınarlı)

 

"Atmosfer" olayı tamamen bir aldatmacadır...

Gönderi tarihi:

bir ayette göğün yedi katmandan oluştuğu söylenmiş

arkadşlarda bu katmanları tek tek yazmışlar zaten

gökyüzünden kasıt ilk katman olabilir nede olsa tamamını göremiyoruz

doğal olarak atmosferde gökyüzünü koruyan olmuş olur

Gönderi tarihi:

Bu konuya daha önce de değinmiştim. Burada bahsedilen atmosfer değildir. Burada bahsedilen gökyüzünün tavan olduğu inancıdır. Yani gökyüzü dünya için bir tavandır ve o tavan tanrı tarafından korunur. Atmosfer ile ilgili safsatalar tamamen H.Y nin uydurmasıdır ve bu forumda tarafımdan defalarca da cevap yazılmıştır.

Eğer gökyüzünü atmosfer olarak algılamamamız gerekecek ise, doğru kelime "korunan" değil, "koruyan" olmalıdır. Size düşündüğünüz gibi olmadığını gösteren farklı bir kaç ayet meali göstereceğim.

 

Göğü karışıklıktan korunmuş bir tavan kıldık; oysa onlar bundaki delillerden yüz çeviriyorlar. (Diyanet İşleri)

 

Göğü de dengesizliğe düşmekten korunmuş bir tavan durumunda yarattık.... (Suat Yıldırım)

 

Gökyüzünü, korunmakta olan bir tavan yaptık, onlarsa hala delillerinden yüz çevirmedeler. (Gölpınarlı)

 

"Atmosfer" olayı tamamen bir aldatmacadır...

 

 

Zaten "yam yam" arkadaşa göre herşey yalan ve aldatmaca.

 

Ayetleri bir tek biz inananlar anlayamıyoruz zaten . Bizden başka herkes anlıyor ve yorumluyor...

 

Enbiya 32. Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Yine de onlar gökyüzünün âyetlerine aldırmıyorlar.(6)

 

(6) Dünyamıza uzaydan sadece günışığı gelmez. Onun yanı sıra, gerek Güneşten, gerekse uzayın başka yerlerinden, sürekli olarak X ve gama ışınları, kozmik ışınlar ve göktaşları gibi, öldürücü ışın ve maddeler yağar. Ancak bir yandan atmosferin yapısı, diğer yandan Dünyanın manyetik alanı, bu tür zararlı şeyleri ya eleyecek, yahut yönünü değiştirecek şekilde düzenlenmiş ve böylece yeryüzünde hayat son derece özenli bir şekilde koruma altına alınmıştır. Fakat bu mucize önlemlerden birine, kâşifine izafeten Van Allen Radyasyon Kuşağı adını veren insanlar, gökyüzünün âyetlerine aldırmıyor ve kendilerine yeri ve göğü hizmetkâr eden Rableri hakkında aynı kadirşinaslığı göstermekte zorlanıyorlar. (Evet zorlanıyor çünkü zor olan bu kolay olan inkar. Bunu Niçe ve babaannem isimli yazımızda izah ettik. İsteyenler bakabilirler)

 

Van Allen bir bilim adamıdır. İsteyenlere daha detaylı bilgiler verebiliriz.

 

Saygılar...

 

Terapi

Gönderi tarihi:

aaaa terapi kafanı gömdüğün kumların içinden çıkarsan görüceksin cevabı :D:D:D

 

 

evet cevap gelmiş farkına varamamışım. Neyse ki sonunda buldum çok şükür :zorro:

 

Bu günleride gördük Hamdolsun

 

Terapi

Gönderi tarihi:

bilimselci arkadaşım gerçekten merak ettiğim için soruyorum sorularımı. Genelde inanmayanlar inanların olayları irdelemediğini doğma olarak herşeyi kabul ettiklerini söylerler. Bizde irdeliyoruz bunu anlamana sevindim. Evet basit şeyleri irdeliyoruz çünkü basit soruların cevapları daha zor. Tıbbi nedenle ölen ikizlerin bir tanesi tıbbi nedene yakalanırken ötekisi neden kurtuluyor burası ilginç geliyor bana ama karar verdim otopsiciye soracağım. 2.si bilgisyarın ana fikrinin abaküs olduğunu ve icad edenlerinde çinliler olduğunu

biliyorum birimizin bilgisinin yanlış olduğunu düşünüyorum gelelim bugünkü soruma

benim inancıma göre ilk insanlar HZ havva ve Hz adem bilime göre kimlerdir bilmiyorum önemli de değil.

merak ettiğim şey ilk insanlar dünyaya bebek olarak mı geldi yoksa yetişkin olarak mı? Bebek olarak geldilerse ihtiyaçlarını karşılayıp kendi kendilerine nasıl büyüdüler yok yetişkin olarak geldilerse hadi iç güdüsel olarak bir şekilde cinsel ilişkiye girip ürediler. Ama İlk insan kadın ve erkek bebeği nasıl besleyeceklerini nerden öğrendiler. Ben şu evrim geçirmiş aklımla bile hiç çocuk emziren görmesem ya da biri bana söylemese hayatta kendi vücudumdan çıkan sıvı ile çocuğumu besleyebileceğimi düşünemezdim.

yetişkin olarak fizyolojik bir ihtiyacım olarak açlığımı iç güdüsel olarak diyelim yaprak bitki veya hayvan vs

yiyerek karşılayabildim. Çok büyük bir ihtimalle bana sorarsan kesinlikle çocuğumu da aynı besinlerle beslemeyi düşünürdüm doğal olarakta çocuk ölürdü Bebek iç güdüsel olarak anne memesini bulamayacğına göre (hayvanlar bulabilirler ama insanın anne memesini bulma ihtimalini artık senin ihtimaller hesabına bırakıyorum ) Bilim ne der bu işe Bebek olarak dünyaya geldiğimizde yetişkin olarak ölüyoruz. eğer ilk insanlar dünyaya yetişkin olarak geldilerse bebek olarak ölmeleri gerekmez miydi. yani ilk insanlar Hz. Havva ve Hz adem yetişkin doğup yetişkin öldüler sence de ilginç değil mi Başlangıcımız yetişkinlikse neden insanlar başlangıçlarına dönemiyorlar ne kadar evrim değiştirirlerse değiştirsinler

 

 

DİL BÖCEĞİ,

 

Garip sorular soruyosun !...

 

İlk yaratılan insana sizler inanıyosunuz bizler değil...

Bu nedenle, ilk yaratılan insan bebekmi,yetişkinmi ona teistler cevap veriyor zaten...

 

Bilimsel görüşte, ilk canlı/canlılardan evrilerek ayrılan türler var.

Doğal olarakta her canlının bebeklik ve yetişkinlik halleri var...

Memelilerde emzirme olayı, memesizlerde de annelerinin yiyeceğe alıştırma güdüleri...

Biz neler tartışıyoruz...

 

Abaküste yanlış ve doğru olayı ise şöyle...

 

Çağdaş hesap makinelerinin ve bilgisayarların atası sayılan hesap aygıtı olan Abaküs'te amaç 4 ana matematiksel işlem olan toplama, çıkarma, çarpma ve bölme yapmaktır. Babilliler'in buluşu olan abaküs, yüzyıllar boyunca ticarette büyük önem taşımıştır. Abaküsün temeli Girit ve Miken'e dayanmakta ve ilk abaküs örneklerinin hemen hepsinde Girit ve Miken süsleme sanatından örnekler da bulumaktadır.
Gönderi tarihi:

Zaten "yam yam" arkadaşa göre herşey yalan ve aldatmaca.

 

Ayetleri bir tek biz inananlar anlayamıyoruz zaten . Bizden başka herkes anlıyor ve yorumluyor...

 

Enbiya 32. Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Yine de onlar gökyüzünün âyetlerine aldırmıyorlar.(6)

 

(6) Dünyamıza uzaydan sadece günışığı gelmez. Onun yanı sıra, gerek Güneşten, gerekse uzayın başka yerlerinden, sürekli olarak X ve gama ışınları, kozmik ışınlar ve göktaşları gibi, öldürücü ışın ve maddeler yağar. Ancak bir yandan atmosferin yapısı, diğer yandan Dünyanın manyetik alanı, bu tür zararlı şeyleri ya eleyecek, yahut yönünü değiştirecek şekilde düzenlenmiş ve böylece yeryüzünde hayat son derece özenli bir şekilde koruma altına alınmıştır. Fakat bu mucize önlemlerden birine, kâşifine izafeten Van Allen Radyasyon Kuşağı adını veren insanlar, gökyüzünün âyetlerine aldırmıyor ve kendilerine yeri ve göğü hizmetkâr eden Rableri hakkında aynı kadirşinaslığı göstermekte zorlanıyorlar. (Evet zorlanıyor çünkü zor olan bu kolay olan inkar. Bunu Niçe ve babaannem isimli yazımızda izah ettik. İsteyenler bakabilirler)

 

Van Allen bir bilim adamıdır. İsteyenlere daha detaylı bilgiler verebiliriz.

 

Saygılar...

 

Terapi

 

Artık Türkçe'yi bile çarpıtmaya başladınız. Bir akademisyen olduğunu iddia eden birine aşağıdaki açıklamayı yapmayı ar sayıyorum...

 

Bahsettiğiniz bilimsel açıklamalar gayet güzel. Ancak bahsi geçen ayet ile yakından uzaktan alakası yoktur, olamazda.

 

1- Daha önce göklerden kastedilenin atmosfer olamayacağını defalarca yazmıştım.

 

2- Yukarıdaki açıklamalara göre korunanın Dünya olması gerekir. Zira bir zarar gelecek ise bu zarar Dünya'ya gelecektir. Ancak ayette korunanın dünya olmadığı açık. Ayette korunanın gökyüzü olduğu söyleniyor. Sizin açıklamalarınıza göre Koruyanın gökyüzü, korunanın da Dünya olması gerekir. Peki ayet ne diyor?

 

"Göğü de korunmuş bir tavan yaptık"

 

Ayıp, insaf yahu..... Nerede koruyan, nerede korunan?

Gönderi tarihi:

Artık Türkçe'yi bile çarpıtmaya başladınız. Bir akademisyen olduğunu iddia eden birine aşağıdaki açıklamayı yapmayı ar sayıyorum...

 

Bahsettiğiniz bilimsel açıklamalar gayet güzel. Ancak bahsi geçen ayet ile yakından uzaktan alakası yoktur, olamazda.

 

1- Daha önce göklerden kastedilenin atmosfer olamayacağını defalarca yazmıştım.

 

2- Yukarıdaki açıklamalara göre korunanın Dünya olması gerekir. Zira bir zarar gelecek ise bu zarar Dünya'ya gelecektir. Ancak ayette korunanın dünya olmadığı açık. Ayette korunanın gökyüzü olduğu söyleniyor. Sizin açıklamalarınıza göre Koruyanın gökyüzü, korunanın da Dünya olması gerekir. Peki ayet ne diyor?

 

"Göğü de korunmuş bir tavan yaptık"

 

Ayıp, insaf yahu..... Nerede koruyan, nerede korunan?

 

 

Atmosfer olamayacağını demişsin. Bu cevap benim için yeterli yam yam arkadaş. Eyvallah..

 

 

Demek ki bir koruma var.Bilim bunu kanıtlamış..Devam ediyoruz.. Olaya bir bütün olarak bakarsan. Koruyan kim? Korunan Kim? apaçık ortada...

 

 

Devam ediyoruz....

 

 

30. İnkâr edenler görmedi mi: Gökler ve yer bitişik iken Biz onları birbirinden ayırdık.(3) Her canlı şeyi de sudan yarattık.(4) Hâlâ mı inanmıyorlar?

 

(3) Âyet, insan neslinin yaratılışından çok önceki bir zamandan söz ettiği halde, “Görmediler mi?” sözüyle başlamakta ve böylece, sözü edilen şeyin zaman içinde görüleceğine işarette bulunmaktadır. Nitekim bugün uzayın milyarlarca ışık yılı derinliklerine çevrilen optik ve radyo teleskoplar, yerdeki ve uzaydaki araçlardan yapılan ölçümler, kâinat tarihinin çeşitli aşamalarından kesitleri gözlerimizin önüne sermekte ve bize, uzayda milyarlarca yıl öncesini, hattâ kâinatın “bebekliğini” seyretme imkânını vermektedir. Bütün bunlardan çıkan sonuç: Gökler ve yer, vaktiyle tek bir varlıktan ibaretti;( Bitişikti cümlesini düz bir mantıkla yanyana olarak anlamayın artık. Kaç kez ifade ettik...) sonradan galaksiler, yıldızlar, gezegenler kuruldu ve bunlar birbirlerinden ayrıldılar.

 

(4) Bitki olsun, hayvan olsun, bütün canlıların yaratılışına suyun kaynak teşkil etmesi de, Kur’ân’ın mucize olarak verdiği haberler arasında bulunmakla birlikte, burada dikkat çekilen bir başka nokta daha vardır: Bugün sadece 700 bin kadarı keşfedilmiş bulunan ve tamamı hakkında da 50 milyon ile 100 milyon arasında tahminler yürütülen canlı türlerinin akıl almaz zenginliğinin altında, iki elementten meydana gelmiş bir madde vardır ki, bu mucize madde, bütün bu canlı türlerinin sayısız bedenlerinde iş görmekte, her yere Rabbinin izniyle hayat götürmektedir. İşte bütün hayatı kuşatan bir muhteşem tevhid delili...

 

31. Sizi sarsmasın diye yere sağlam dağlar diktik;(5) gidecekleri yere ulaşsınlar diye onda geniş yollar açtık.

 

(5) 16:15’in açıklamasına bakınız.

 

32. Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Yine de onlar gökyüzünün âyetlerine aldırmıyorlar.(6)

 

(6) Dünyamıza uzaydan sadece günışığı gelmez. Onun yanı sıra, gerek Güneşten, gerekse uzayın başka yerlerinden, sürekli olarak X ve gama ışınları, kozmik ışınlar ve göktaşları gibi, öldürücü ışın ve maddeler yağar. Ancak bir yandan atmosferin yapısı, diğer yandan Dünyanın manyetik alanı, bu tür zararlı şeyleri ya eleyecek, yahut yönünü değiştirecek şekilde düzenlenmiş ve böylece yeryüzünde hayat son derece özenli bir şekilde koruma altına alınmıştır. Fakat bu mucize önlemlerden birine, kâşifine izafeten Van Allen Radyasyon Kuşağı adını veren insanlar, gökyüzünün âyetlerine aldırmıyor ve kendilerine yeri ve göğü hizmetkâr eden Rableri hakkında aynı kadirşinaslığı göstermekte zorlanıyorlar.

 

33. Geceyi, gündüzü, Güneşi ve Ayı yaratan da Odur. Bunların herbiri bir yörüngede yüzmektedir.(7)

 

(7) Sadece iki gök cismi sayıldığı halde, ikiden fazla şeyler için kullanılan bir fiil kipiyle, bütün bunların ayrı bir yörüngede yüzdüğü bildirilmiştir. Bundan da, Güneş ve Ay ile birlikte, bütün gökcisimlerinin kendilerine özgü birer yörüngede hareket halinde bulundukları anlamı çıkarılabilir.

 

Dikkat edelim. bilimsel verilere aynen destek veriyoruz yam yam sıkıntımız ayetlerin yorumlanması...

 

Evet Kur'an apaçıktır. Bu bile başka bir konu...

 

Buraya odaklaşalım bence ne dersin..?

 

 

Saygılar

Gönderi tarihi:

İşte yine başladık... Benim yazdıklarımın üzerine konuşulmadan, o konu atlanıyor ve bir başka mucize safsatası getiriliyor...

 

 

"yam yam" arkadaş bişeye başlamadık..Önce olayları sağlam bir zemine oturtmalıyız.

 

Öyle safsata vs. demekle olmuyor bu işler..

 

Ben diyorum ki..

 

Bir konu hakkında

 

Eğer çıkarımlar yapacaksan çıkarım yaptığımız konuda ehil olmamız lazım..

 

Yoksa avam seviyesinde kalır. Çıkmaza gireriz...

 

"Allah var" başlığında ne demek istediğimi ifade ettimm..

 

Oraya bakabilirsin..

 

Önce bu problemi çözmemiz lazım..

 

Yoksa halimiz bataklıkta sinek öldürmeye benzer..

Gönderi tarihi:

"yam yam" arkadaş bişeye başlamadık..Önce olayları sağlam bir zemine oturtmalıyız.

 

Öyle safsata vs. demekle olmuyor bu işler..

 

Ben diyorum ki..

 

Bir konu hakkında

 

Eğer çıkarımlar yapacaksan çıkarım yaptığımız konuda ehil olmamız lazım..

 

Yoksa avam seviyesinde kalır. Çıkmaza gireriz...

 

"Allah var" başlığında ne demek istediğimi ifade ettimm..

 

Oraya bakabilirsin..

 

Önce bu problemi çözmemiz lazım..

 

Yoksa halimiz bataklıkta sinek öldürmeye benzer..

 

Çıkarımları yapan ben değil, H.Y ve şurekasıdır... Onların da bu konuda ne kadar ehil oldukları bellidir. :D Bazı şeyler ortaya, gözler önüne serilince nedense "Sen sus bakalım. Sen bu işten anlamazsın" gibi imalarda bulunulmaya başlanıyor. Hala yorumlarıma bir cevap alamadım....

Gönderi tarihi:

Çıkarımları yapan ben değil, H.Y ve şurekasıdır... Onların da bu konuda ne kadar ehil oldukları bellidir. :D Bazı şeyler ortaya, gözler önüne serilince nedense "Sen sus bakalım. Sen bu işten anlamazsın" gibi imalarda bulunulmaya başlanıyor. Hala yorumlarıma bir cevap alamadım....

 

yam yam sana cevap verildi ama sen demogoji yapmaya başlıyorsun konuyu kıvırıyorsun korunan tavan isminden belli korunuyor ...

 

ama sen laf ebeliğine kendini sürüklüyorsun ve gerçekci elle tutulan bir şey gösteremiyorsun ..

 

şimdik bana da laf yetiştirmeden terapinin tezini çürütecek ilmin varsa göster yoksa laf ebeliğini bırak herkez şuana kadar gördü buradaki yazıları yorumlar tarafsız bakıldımı gerçekler göz önünde ...

 

harun yahyadan bahsedince birden bire herkez hücum ediyor aziz nesin turan dursundan alıntılar olunca bunlar gayet doğal oluyor ..

 

kuran apaçık olarak sana bildiriyor korunan tavan diye halen kıvıracaksan o senin takdirin ...

 

bana bu yazıma cevap yazmak zorunda değilsin ama terapinin sorularını cevapsız bırakma ...

Gönderi tarihi:

yam yam daha öncede ayetteki bazı eklerden bahsetmişdin

doğru eyetteki değil ekler bazı harfeler bile çok şey ifade eder ancak sen türkçeye göre yorumluyorsun arapça bilgin yok onun için hataya düşmenin sebebi

 

ayrıca hy deyip duruyorsun onlar bu işte bilgisi var tek yönlü araştırmıyolar

td ye gelince yaptığı yanlışların küçük bölümünü yazdım foruma onlar ın çoğuda kendi cümleleri kitapları

 

zira o kendini islam konusunda bilgili zanned diyor ancak Allah(cc)ın mahiyetini rüyada görme gibi bir durum olmaya cağını bilemiyor onun şeytan olacağını bilmesi gerekirdi.Yaptığı çarpıklıklarda dağlar kadar ayrıca o ve onun gibilerin getirdiği ayetleri getiriyorsun ve hatalarınız hep aynı

Gönderi tarihi:

Çıkarımları yapan ben değil, H.Y ve şurekasıdır... Onların da bu konuda ne kadar ehil oldukları bellidir. :D Bazı şeyler ortaya, gözler önüne serilince nedense "Sen sus bakalım. Sen bu işten anlamazsın" gibi imalarda bulunulmaya başlanıyor. Hala yorumlarıma bir cevap alamadım....

Sayın yamyam bu konuda yanıt almanız mümkün görünmüyor....

 

Bunların derdi bir şeyler tartışıp paylaşmak değil...Kendi düşüncelerini zorla satmak...

 

Baksana şürekasıda yeni kayıt yaptırmış,akılları sıra nasılda sıkıştırıyorlar yedik tabi...

 

Armudun sapı üzümün çöpü, laf ola beri gele, dostlar alışverişte görsün pazarlama yapıyorlar...

 

***

 

Aslında ne başlığı neden açtıklarının farkındalar, nede başlığı ateizme kimler meyillidir dedikten sonra buna cevap vermek yada yanıt arama derdindeler...İşleri güçleri laf salatası...

 

Başlığı açan arkadaşta zaten...Konuya hakim olamadığı için başlığı açarken sorduğu soruyla yazdığı yazı arasında hiç bir bağlantı bulunmamaktadır.çünkü başlıkta sorduğu kimler ateizme meyillidir sorusuna cevap olacak bir tek satır bile yazmamıştır...

 

Bu başlıkta sorulan soruya sorumluluk duyarak direk cevap vermeye çalışan sadece "sara k", olmuştur. Bunun dışında bilimselci ve yamyam geniş perspektifte yanıtlar aramaya çalışmış,ancak malum şahıslar konuyu başka taraflara kaydırarak konunun içine etmişlerdir.

 

Başlıkta sorulan soruyu kendileri de unuttukları yada verebilecekleri bir yanıtları olmadığı için dostlar alışverişte görsün, birçok farklı konunun ağzından girip burnundan çıkarak laf ola beri gele yaklaşımlarla armudun sapı üzümün çöpü iletiler göndermişlerdir...

 

Havadan birilerinin yakıştırdığı akademik lafına dört el ve gözle sarılıp benimseyerek bedavadan kariyer sahibi olmanın doruklarında şaşkın bir halde ıvırda zıvır,bilim teknik derken açmazları ortaya çıkınca, suç üstü yakalanmanın telaşıyla bu seferde vereceği yanıtları olmayan insanların o bildik yaklaşımıyla karşıdakinin kişiliği veya karekteri ile uğraşmak zorunda kalmışlardır...

 

Sonuç başlıkta sorulan soru yine kendilerince allem kallem edilerek bu günlere kadar gelinmiştir...

 

Sayın Mete kardeşim çok güzel bir soruyla konu başlığı açmışsın da, neden iletiyi yazarken bunun cevabını verecek yaklaşımlarda bulunmadınız? neden? bunun yanıtını sizden istiyorum...Farkındamısınız kendi sorduğunuz bu sorunun yanıtını sizde vermemişsiniz...Üstelik yanıt gelmeyince başlık sahibi olmanın sorumluluğunu üstlenmeyerek, konunun sapmasına engel olamadınız... Neden?

 

Size bir lafım yok güzel bir soru bulup güzel bir yazı yazmışsınız...Ama arkadan gelen gelişmelere, konunun sapmasını engellemediğiniz ve hatta sapmasına katkıda bulunduğunuz için hatalısınız, böyle içeriği dolu bir yazı yazan bir kişinin, bunu neden yaptığı kafamda soru işareti... Neden?... cevabını vermelisiniz?...

 

Bu soruyu sorup neden yazınızda cevaplamadınız..Kimler Ateizme meyillidir cevap istiyorum...

 

Sayın M€T€...

Gönderi tarihi:

yam yam sana cevap verildi ama sen demogoji yapmaya başlıyorsun konuyu kıvırıyorsun korunan tavan isminden belli korunuyor ...

 

ama sen laf ebeliğine kendini sürüklüyorsun ve gerçekci elle tutulan bir şey gösteremiyorsun ..

 

şimdik bana da laf yetiştirmeden terapinin tezini çürütecek ilmin varsa göster yoksa laf ebeliğini bırak herkez şuana kadar gördü buradaki yazıları yorumlar tarafsız bakıldımı gerçekler göz önünde ...

 

harun yahyadan bahsedince birden bire herkez hücum ediyor aziz nesin turan dursundan alıntılar olunca bunlar gayet doğal oluyor ..

 

kuran apaçık olarak sana bildiriyor korunan tavan diye halen kıvıracaksan o senin takdirin ...

 

bana bu yazıma cevap yazmak zorunda değilsin ama terapinin sorularını cevapsız bırakma ...

 

Bir kere bu terapi'nin tezi değildir. Her zamanki H.Y. safsatalarından biridir. Gerekli açıklamayı yaptım. Bazı gerçekler hoşunuza gitmeyebilir. H.Y. nin şarlatanlıklarını defalarca ortaya koydum. Laf ebeliği yaptığım tamamen sizin hüsnükuruntunuz.

Gönderi tarihi:

Bir kere bu terapi'nin tezi değildir. Her zamanki H.Y. safsatalarından biridir. Gerekli açıklamayı yaptım. Bazı gerçekler hoşunuza gitmeyebilir. H.Y. nin şarlatanlıklarını defalarca ortaya koydum. Laf ebeliği yaptığım tamamen sizin hüsnükuruntunuz.

 

 

Daha önce GECEKUŞU benzer ithamlarda bulundu.. İspat istedim . Yapamadı...

 

Yazdığım bir çok şeyi kendi katkılarımla ve araştırmalarımla yazıyorum dedim. Ve Yazdığım metinlerden örnekler vererek İnternet adresi istedimm.. Birebir metinleri gösterin dedim hani nerede???

 

Şimdi yam yam ALLAH VAR kısmında sana cevap verdim. Baktım makalenin tümümü anlayamıyorsun kısa bir FORMÜLASYONDAN bahsettim??

 

Haydi sen de benzer bir Formülasyon getir dedimm?

 

Buraya cevap yazacağına oraya formülasyonla bir açılım getirirsen sevinecem artık...Habire yorum yorum inkar inkar..

 

Ve yam yam diyorum ki Benim oraya yazdığım tezi HY 'nın sitesinden tam olarak bir bütün olarak göster...??

 

Görelim ne kadar dürüst ve tutarlısın...?

 

Bekliyorum...Bİrşeyleri iddia ediyorsanız ispat edeceksiniz..İspat...?

 

 

Terapi

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.