Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sen neyi ne kadar algılayabildinki, "buradakiler" hakkında hüküm sahibi olabiliyorsun?

 

Tek kelime yeterli sanırım smile.png...

 

Ben sigara ile çok güzel bir örnek verdim siz ne anlarsanız anlayın..

Anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır(Hz.Mevlana)

 

Yunan mitolojilerinde,kent mitolojilerinde,eski mısır mitolojilerinde uydurma tanrıları hepimiz gördük..okuduk...Uydurma olduklarını biliyoruz ama bu uydurma sözü gerçeğe yansımamalı...

 

Kul olmak...Nedir kul olmak...Allah'a ömür boyu kölesi mi olmak anlamına geliyor..

 

Bütün bir yıl namaz kıl,oruç tut,zekat ver hepsini yapmak zorundasın yoksa Cehenneme gireceksin bunumu anlıyoruz hemen...Yine söylüyorum hepimiz özgürüz,isteyen inanır isteyen inanmaz...

 

Eğer eksik algılama ve varsayımlarla hüküm sahibi olmaman gerektiği sana söylendiğinde,

Sen bunu aşağılama olarak algılıyorsan sana söyleyebileceğim hiç bir şey yok sayın omar...

 

Ne kadar da haklısın, sana ifade edilenler "ancak anladığın kadarıyla yanıt buluyor"...

 

İnsanlık tarihi boyunca tanrı kavramının geçirdiği aşamalardan söz ediliyor...

Sen, yazılı olarak insanlık tarihine geçmiş bu gerçeklere uydurma diyebiliyorsun!

 

Özgür bireylerin, özgür beyinlerin kulluğu kabullenemeyeceği söyleniyor...

Sen, Kulluğa yeni tanımlar getirmeye çalışıp, dönemsel kulluktan söz edebiliyorsun!

 

***

Gönderi tarihi:

Doğruyu konuşmak demek, konuşulanla, konuşmanın uyuşması demektir.

 

Senin konuşman şu:

 

Omar diyor ki: İbadet etmeyen hemen cehenneme mi gider sanıyorsunuz? Hayır öyle değil, özgürsünüz. İsteyen inanır isteyen inanmaz.

 

Bu senin vicdanen inanmak, inandırmak istediğin, yani bilmediğin din.

 

Ama dinin aslı şöyle:

 

Din diyor ki: İbadet yapmayı kendine yediremeyenlerin(kabullenmeyenlerin) gideceği yer cehennemdir.

 

Yukardakilere göre doğruyu konuşmuyorsun, iyi yetişmemişsin.

 

Omarın dediğini anlayabilsen keşke...İbadet etmeyende Cennete girecek demiyorum,salih ameller ibadetten daha önde plandadır..Heleki iman..

Şuan bunlar için konuşmanın bir anlamı yok.

 

 

Özgür bireylerin, özgür beyinlerin kulluğu kabullenemeyeceği söyleniyor...

Sen, Kulluğa yeni tanımlar getirmeye çalışıp, dönemsel kulluktan söz edebiliyorsun!

 

***

 

 

Dönemsel kulluk mu? Ben kulluk ederim,ben O'nu duyunca secde ederim,çünkü ben bir kulum... Peki siz nesiniz sayın Gecekuşu ?Sizde bir kulsunuz..

Kabul etsenizde etmesenizde bu bir gerçektir...Gördüğün her canlı bir Allah'ın kuludur,Tabiki göremediklerinde öyle...

 

Peki ne fark var seninle benim aramda :) Sana göre ben ezberi olan bir inatçı olarak iman ediyorum oysa özgürlüğünü eline almış bir kişi olarak sen varsın...

Senin bakış açın bu değil mi ?

Gönderi tarihi:
.

Peki ne fark var seninle benim aramda smile.png

 

Belkide farklar şunlar olabilir;

 

Fikir sahibi olsam da yeterli bilgi sahibi olmadığım konularda ahkam kesmemek!

Yaşamımı etkileyen konularda aklı süzgeçinden geçirmeden, onları sorgulamadan bir karar vermemek!

Öne sürülen görüş ve düşünceleri ben farklı düşünüyorum diye onları kökten reddetmek yerine, gerekli araştırma ve sorgulamaları yaptıktan sonra eleştirmek ya da haklıysa hak vermek!

 

.

Sana göre ben ezberi olan bir inatçı olarak iman ediyorum oysa özgürlüğünü eline almış bir kişi olarak sen varsın...

Senin bakış açın bu değil mi ?

 

Hayır Değil!.. Bu senin düşüncen.

Ben buysam, o halde o da bu olmalı diye ürettiğin varsayım...

Gönderi tarihi:

salih ameller ibadetten daha önde plandadır..Heleki iman..

Omar kardeş ezberlerine devam ediyor..

 

Bütün bir yıl namaz kıl,oruç tut,zekat ver hepsini yapmak zorundasın yoksa Cehenneme gireceksin bunumu anlıyoruz hemen...

Çok açık olarak; "ibadet etmeyenler cehenneme girmez. Hemen bunu anlamayın. Özgürdürler." Efendisi de; "ibadet etmeyen cehennemliktir" dediği halde o, vicdanına, güncel ahlakına göre din yorumlayıp şirk yapmaktan vaz geçmiyor.

 

Şimdi de, durumu kurtarmak, için konuyu salih amele çevirdi. Göya; "diğer hükümlerde hemen cehennemlik olmazsınız ama, önemli olan salih ameldir" demeye çalıştı. Fakat onu da kendi vicdanına göre yorumladı.

 

Ama efendisi yine öyle söylemiyor..

 

Maide 5: Kim (İslami hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.

 

Mesela; "karınca, komutan hüdhüd" olamaz. Veya, "cariyeler de insandır, istediğin zaman onların tümüyle birlikte olamazsın. Bu tecavüzdür." vs. Dediğin zaman salih amelin boşa gider.

 

Yani her halukarda kurtuluş yok. A'da Z'ye, en ufak Arap din hükümlerine, söylemlerine, SENELER boyu, değişmeden, değiştirmeden inanmak, uygulamak zorundasın. Bu bir dayatmadır. Yoksa ceza hazır. Diğer dünyada(!) kebapsın.

Gönderi tarihi:

Hayır Değil!.. Bu senin düşüncen.

Ben buysam, o halde o da bu olmalı diye ürettiğin varsayım...

 

Ben varsayım üretmiyorum tamamen sizin konuşma şekliniz bunu anımsatıyor...Siz neden hala bir sebep yazmıyorsunuz...

 

Omar kardeş ezberlerine devam ediyor..

 

 

Çok açık olarak; "ibadet etmeyenler cehenneme girmez. Hemen bunu anlamayın. Özgürdürler." Efendisi de; "ibadet etmeyen cehennemliktir" dediği halde o, vicdanına, güncel ahlakına göre din yorumlayıp şirk yapmaktan vaz geçmiyor.

 

 

Ya dost..Anlasan inanan bir kimse olurdun zaten...

Bana şirk yapıyorsun diyorsun bide..Arkadaşım Rabbimle benim arama sen karışamazsın,O kimin şirk yaptığını daha iyi bilir...

Gönderi tarihi:

Geçmişteki (2006 dan beri) yazılarımı okursan, yalnızca insanların kendi ürettikleri olduğunu hissettiğim yazılarıyla tartışmaktan zevk aldım. Ama başkalarından alınma fikirleri tartışmaktan hep kaçmışımdır.

 

Sen yine iyisin. Ezberinde olanlarla ama yine de kendi insiyatifinle kurduğun mantıkla tartışmaya çalışıyorsun. Sende beğendiğim nokta bu. Ama ne yazık ki, kurduğun mantık din adına fakat kendi vicdanının mantığı.

 

Tüm HY ezberleriyle burada tartışanları da gördük. Tamamen ezber ve alıntı idi. Onlarla tartışmaktan kaçtım evet.

 

Tartışmacılar, fikir birliğine ancak kendi mantıklarınca fikir üretiyorlarsa varabilirler. Yoksa ezberlerini tekrarlar dururlar. Hiç bir yere gidilemez. İnançların tümü ezberdir. Birileri söyler sen inanırsın.

 

Ezber olduğu için de, yüzlerce inanç vardır. Birbirini yalanlarlar. Bırak inacı, onlardan bölünen mezheplerde bile ezber farklılıkları vardır. Fikirler sadece söyleyene aittir. İnsanlar da onları ezberler.

 

Dürüst olduğum, insanları sevdiğim için tüm mabutlar bana dokunmayacaktır. smile.png Ben buna eminim. smile.png Sen kendine bak. smile.png

Gönderi tarihi:

sebep 1:allaha inanmak için sebepmi arıyorsun lambayı icad eden edison a inanıyorsunda güneşin yaratanı yokmu?

sebep2:pilli bir oyuncağı kurup çalıştırıyorsun ee ben pillemi çalışıyorum..

sebep3:diyelimki inanmak istemiyorum ozaman aşıkta olmamalıyım sevmemeliyimde onlarda gözle görülmüyor

sebep4:dünya gezegende kumtaneciği kadar küçücükmüş ben yeni öğrendim dünyadan büyük gezegenler taşlar yıldız toplulukları ve güneş var tesadüfenmi indik buraya ilkimiz varsa nasıl türedi maymundan türemişsek dedem kim?smile.png

sebep5:allaha inanmalıyım çünkü evrende gözle görünen ve görünmeyen varlıklar tesadüf değil bunun tesadüf olduğuna inanmam için benim mantığımı doyuracak bilimsellik istiyorum..

sebep6:ben bir anneyim karnımda elma büyüklüğünde bir bebek vardı 4 yaşına girdi ve gerçekten yaratıcısı olmadan dünyaya gelmesi mümkün değildi ben onu emzirdim halla çözülememiş bir gerçek anne sütü

6 SEBEP SUNMASAN KENDİMCE İNANMAM GEREKTİĞİNİ AÇIKLAMAYA DEVAM EDERDİM BENİM KİŞİSEL ŞAHSİ FİKRİM yazılarınızı okumaya çalıştım idrak edemediğim tek nokta hala arapların para kazanmak için oynadığı bir oyun gibi görüyorsunuz islamı islam dinlerin en güzeli en mantıklısı

Gönderi tarihi:

Bu sorular yüzlerce kez soruldu. Hem bu forumda, hem de net'te. Bilim, din felsefesi içerikli sitelerde yüzlerce, hatta binlerce kez cevap verildi. Meraklı, samimi, sorgulayıcı olan birisi açar oralardan okur. Çok daha tatminkar cevaplar edinir.

 

Benim bir dostum şöyle derdi; "Tartışabilmek için mutlaka birşeyler okumalısın."

Gönderi tarihi:

Sevgili bilimselci

 

İnanan insanların daha önce çok tartıştığını ve hatta ateistliği,panteizmi benimseyen insanlarla konuştuğumuzu münakaşa ettiğimizi daha ne kadar söyleyeceğiz...

100 tane düşünürden tam 100000 tane farklı yorum gelmekte ama bunların hepsinin tepe noktası Kutsal Yaratıcı :)

 

Ezber diye hitap edildiği sürece gerçek hiçbir zaman algılanamaz...Gökten bir Melek bile inse,Hz.İsa yeniden dirilse bile her ezber diyen kişi inanmaz,algılamaz..

Hep bir uydurma olarak görür...

 

 

Dürüst olduğum, insanları sevdiğim için tüm mabutlar bana dokunmayacaktır. smile.png Ben buna eminim.

 

Üzgünüm ama bunun için Allah'tan bir söz mü aldın

 

smile.png Sen kendine bak. smile.png

 

3.bir şahısın Allah ile benim arama girmediği sürece sorun yoktur...

Gönderi tarihi:

Ama bana masalları dayatmaya veya özgür olarak benim bunları tartışmamı kısıtlayanlara karşı savunmam hep şu şekilde olmuştur. Sloganlarla konuşmak yerine anlayarak konuşmak ve anlattıklarının anlamlı olması için çabalamak gerekiyor.

 

Sevgili arkadaşlar...Dayatma diye birşey yok,sadece kabul kapılarınızın hala açık olduğu belirtilmekte...Sayın erdoğan keşke hepimiz anlayarak konuşabilsek,anlattıklarım anlamsız doğmalar değil birebir gerçek olanlardır...

 

 

İnsan'ın doğası korkaktır. Kendine dayatılan korku masallarına her zaman inanmıştır ve inanacaktır. Bir kesimde bu korku yoktur benim gibi çünkü inanmak benim için bilginin süzgeçinden geçmek zorundadır.

Doğada edindiğimiz bilgiler olsun,insanın hayat yaşamı olsun yeryüzünde Allah'ın ispatı olan belli deliller vardır...

 

Beni işkenceden geçirecek bir yaratıcı düşünemiyorum.

 

Saygılar smile.png

 

İyi bir insansan ve iyiliklerle doluysan bu tabiki olabilir :)

Gönderi tarihi:

Omar..:)

 

İnandığın Allah,,sen ne zaman AYNaya baksan ,''O''da sana bakıyor O AYNadan..:)

 

Senin kafandaki prototip Allahını senden iyi kimse anlayamaz..fazlada üzme kendini..çünki bir çoğunun kafasında kendine özel TANRI var..:)

 

Omar..:)

 

Allahsız dediklerinde senin Allah,ının VAR ettikleri..onların Allahı yok fakat Allahın KAFİR kulları var..sen haddini bil biraz..yoksa HUDUT duvarına çarpacaksın ona göre..:D :D :D

Gönderi tarihi:

Paylaşmadan duramayıcam smile.png Son sözüne uyuyor...

 

Atalardan "Komşunu seveceksin,düşmanına kin besleyeceksin" dendiğini duydunuz...Ama size derim ki,düşmanlarınızı sevin ve size baskı yapanlar için dua edin..Öyle ki Göklerdeki Baba nın(Allah) oğulları(müminleri) olasınız...Çünkü O (Allah) güneşini hem iyilerin hem kötülerin üzerine doğdurur ve yağmurunu hem doğruların,hem eğrilerin üzerine yağdırır...

 

Eğer yalnız kardeşlerinize esenlik dilerseniz,ötekilerden üstün sayılabilecek ne yapmış olursunuz ? İnanmayanlar da öyle davranmıyor mu?

 

Hz.İsa (a.s)

Gönderi tarihi:

Sanırım artık gerekeni yapma vaktim geldi...İnanmayanlardan bir sebep istedim,yazanlara teşekkür ediyorum yazmayanlarında canı sağolsun..

Hiçbir kimse yokturki sebepsiz yere inkar etsin yada inansın...Hep bir sebep vardır.Bunu bilmiyoruz işte...Sadece inanmayanlara demiyorum inananlarda

öyle..Bir tarafta "Onlar körü körüne inanıyor hiç düşünmüyorlar" diğer tarafta "Onlar bir büyünün peşinde Allah'ı tam kavrayamamış" diye söylenip gider hep..

Bunu genelleme olarak söylüyorum...Neyse dostlar bu Dünyada herkes kendi yolunu kendi çizer önemli olan doğru yolu bulmaktır...

 

İlk önce dürüst olup sebebinin özünü yazan bilimselci dostumuza teşekkür ediyorum..Örnek alınması gereken bir kişi smile.png

Bilimselci ne demişti

"İspatı olmayan fikirler benim nezdimde masaldır. Masallara inanmam. Sebep bu.. "

Şimdi olaya biraz özel yaklaşmak istiyorum..Öncelikle dostum sana artık Allah'ın isimleri hakkında doğruyu söylediğime ve seninlede bu konu

hakkında anlaştığımızı düşünüyorum..Sana ispat olarak Kutsal Kitabı sundum,senin din uyanıklığı demen ise sadece bir inanmayanın kolaylıkla

redetme yolu...Şöyle söyleyeyim Kur'an-ı Kerim söyledi sana bende açıkladım bunu tersini ispat edecek bir delil yok,bunu anlaman için artık ölümümü

bekleyeceksin..İnsanların neler dediğine bakma,bizim insanlarımızda Tanrıyı red ediyor...Bildiklerinden değil bilmediklerinden ..Ama anlayan

ve dinden birşeyler kapan insanlar böyle konuşmaz...Artık seninle bu konu hakkında anlaştığımızı düşünüyorum...

 

Gelelim sebep üzerinden yürümeye..Öncelikle seni sadece bilgilendirmek istiyorum ve seni İslama çağırıyorum,özgürlüğün kısıtlanması gibi

düşünme...Senden objektif bir şekilde yaklaşmanı ve önyargını ortadan kaldırmanı istiyorum,aşağıda yazacak olanları ciddi bir şekilde okumanı

ve düşünmeni tavsiye ederim...

 

Kur'an da ne yazar "Allah'ın varlığını gösterecek deliller vardır"...Eski çağdaki bilgileri toplayıpta yazılsaydı 100 tane Kur'an-ı Kerim olurdu..

Sana ise günümüzün çağındaki bilgisiyle yaklaşıcağım...

 

Bir iskelet sistemi nasıl oluşur...Kemikler,kıkırdak yapılar ve eklemlerden meydana gelir..Doğal olarak bakalım...Hep belli kemik kıkırdak yapı ve eklemler...

Birdaha doğal olarak bakalım bu sistem uygun parçaların bir araya gelmesiyle oluşmuyor mu? Anahtar kelimeler (uygun) ve (sistem) ...

Bilimle biz ne öğrendik ? Bu bilgileri...Bu iskelet sistemini tasarlamak ve uygun parçaların(kol,bacak yassı vs gibi kemiklerin uygun yere gelmesi) sana bir

Tanıdığın kaleminden geçildiğini söylemek mümkün müdür...Bilimle iskelet sistemini öğrendik,üstüne basa basa söylüyorum var olan bir sistem zaten varmış

biz bilimle öğrendik...

 

İskelet sistemi hakkında kısa birşey daha yazayım

*Vücudun çatısını oluşurmak.

*Vücuda diklik ve sertlik sağlamak.

*Bazı iç organları dış etkenlerden korumak.

*İç organlara ve kaslara bağlanma yüzeyi sağlamak

*Eklemlerin yardımıyla vücuda hareketlilik sağlamak.

*Vücudun ihtiyacı olan bazı mineralleri depo etmek.

*Kan yapımında görev almak.

Bunlar neye yaradığı yada neden iskelet sistemi olduğunun bilgileri...Tesadüfe benziyor mu hiç ?

 

Sen insanları sevdiğin için sana insan hakkında örnekler veriyorum...

Hücre nedir?Bir canlının en küçük yapı taşı...

Hücre zarı nedir?Hucreyi dis etkilerden koruyan, Hucreye sekil veren ve hucrenin dagilmasini onleyen

esnek yapili bir madde.Birde madde alış verişi,seçici geçirgenlik ve hücreyi dış etkenlerden koruma gibi görevleri var..Dostum dikkatini ver...

Hepsi bir sıfata yarıyor hepsi ustaların ustası,Evrendeki en yüce olan Allah'ın varlığını gösterir...

Şu insan vücuduna daha dikkatli baktığımızda endoplasmik redikulum,stoplazma ve daha nicelerininde insanı hayrete düşüren bilgileri görürüz..

Basa basa söylüyorum hepsi Allahuekber diye bağırıyorlar ama duyanlar var duymayanlar var...

 

Son olarak Beyin hakkında konuşmak istiyorum...

Ağırlığı ortalama olarak erkeklerde 1200-1350 gr, kadınlarda ise 1000-1250 gr ağırlığında, yüzeyi

ise ortalama olarak 2000-2100 cm2 olan bir organımızdır..Bu bilgiye dayalı dikkat edilmesi gereken birşey daha söyleyeceğim

Şimdiye kadar rastlanan en küçük beyin 369 gr, en büyük beyin 2850 gramdır.Sınırı aşılmış değil mi?

Her iki ağırlıktaki beyine sahip insanların akli dengelerinin bozuk olduğu görülmüştür.Bunda düşünen insanlar için büyük ispat vardır..

Nitekim beynin çok hızlı çalışması insanları hep hayrete düşürür,bu mucizevi bir organdır ve bunu yapan Allah hakkında söylenecek söz yoktur herhalde..

 

Eğer uydurmada hala direniyorsan bana uydurma olarak ses ve ışık bilgisi alan,bunları hafızada tutan ve yeri geldiğinde kullanabilen bir cihaz göster...

Daha insanı aşık ettirircesine nice bilgiler vardır...

 

Vakı'a Suresi =Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı

şükrediyorsunuz?

 

İbrahim Suresi 52.Ayet =Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp

öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.

 

İsra 41 =Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur’an’da değişik biçimlerde açıkladık.

Fakat bu, onların ancak kaçışlarını artırıyor.

 

Furkan suresi 4=İnkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir. Başka bir

topluluk da bu konuda ona yardım etmiştir” dediler. Böylece onlar haksız ve asılsız bir söz

uydurdular.

Gönderi tarihi:

 

*Sanırım artık gerekeni yapma vaktim geldi...

 

*Neyse dostlar bu Dünyada herkes kendi yolunu kendi çizer önemli olan doğru yolu bulmaktır...

 

*Öncelikle seni sadece bilgilendirmek istiyorum ve seni İslama çağırıyorum,

 

 

Herkesin bir Allah’ı vardır, hepsi de birbirinden farklıdır.

 

Fakat insanlar İrşad düşüncesi ile sizi kendi Allah’ına inanmaya zorlayabilirler.

Hatta bunu iyi niyetlerinden(!) yaparlar ya da öyle sanırlar.

 

Allah-u Teâlâ tektir, lakin insanlar çeşit çeşittir.

Peki, hangimizin Allah’ı gerçektir?

Hangimizinki doğrudur?

Sadece biri! Her şey birdir!

Çoğaltmaya kalkmayın, tüm cemaatlerin camisi bile birdir! Bırakın, bulaşmayın!

 

İki kişiysek, siz bir tarafta ben ise öteki cenahtaysam; ikimizden birisi Müslüman değildir.

Ve siz kafanızdan hadis-i şerif üretiyorsanız, Sadece bir alimin kitaplarını okuyorsanız.

Gerisine ön yargılı bir tavır içindeyseniz; kusuruma bakın ben sizin mahalleden değilim.

Sizler baştan aşağıya farz da olsanız, içeriden dışarıya sünnet de akıtsanız..

Ve ben günahlar içerisinde dans etsem de, yesem de, içsem de; ben sizlerden değilim.

 

***

Herkesin bir Allah’ı vardır, hangi inanç ritüellerini benimsemiş olursanız olun…

Peki, siz kimlerdensiniz? Cübbeniz mi var? Yoksa Gözaltı torbalarınız mı?

Ya da saçlarınızın arka kısmı kuş yuvası gibi mi?

Belki de kelimeleri tersten okuyup anlam yüklemeye çalışanlardansınız.

Ben bazılarınızı görmüştüm dinde tarife yaratan, o zaman hepimiz şehit mi olduk? Dönencenin böylesi…

 

Hangimizin yeri sağlam ki? Kimlerin ellerinde garanti belgesi ve ya cennet köşklerinin tapusu var?

Farkında mısınız? Sırat köprüsünde yürümekteyiz ve yaptığımız tek şey inandığımız değerlerimiz adına, dinsel inançlarımızı öne çıkarıp birbirimize çelme takmaktan öte değil. Birileri kuyu kazmakta gömmek için birilerini ve kendileri habersiz karanlık sonlarından, derin uykudan…

 

***

Bilir misiniz?

Tanıdığım çoğu ateist kendini Müslüman sanan Müslüman’dan daha insani davranışlar sergilemekte...

En azından ötekileştirme yerine kabul etme eğiliminde.

Bakın Allah-u Teâlâ ne diyor; “Siz ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız zaman son derece sorumlu davranın ve size barış teklif edene bu dünya hayatının geçici zevkine göz dikerek “Sen mü’min değilsin.” Demeyin. Çünkü asıl ganimet Allah katındadır. Siz de daha önce aynı durumundaydınız fakat Allah’ın lütfuna nail oldunuz. Artık çok dikkatli davranın: Zira Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisa 94).

 

Peki, Yaratıcı bile böyle derken; Müslüman olduğu şaibeli kullara karşı alınan tavrı bir kenara bırakın.

Kâfir olduğunu düşündüğünüz insanlarla ki, diyaloğunuzu bu şekilde belirlerken.,

Siz kim oluyorsunuz da kimi fişliyorsunuz? Damgalıyorsunuz?

Mantığınıza da, insanlığınıza da turrrp sıkmaya çalışmak mıdır yapmaya çalıştığınız!

 

***

Geçen gün duydum, kırmışsınız insanı “Dünyalık” demişsiniz.

Kulağınıza doldurduğunuz asılsız bilgilerle kulun hakkına tecavüz etmişsiniz en iğrencinden. Yazıktır…

Allah-u Teâlâ bile ölmeden sorgulamaz, sanık koltuğuna oturtmaz kullarını.

Bizler daha tanığız, fazlası değil. Hileli aynalardan kaçının, o ego bu kadar da şişmez!

 

Ne demiş Yunus Emre? “Bir kalp kırdın ise bu kıldığın namaz değil.”

Siz Yunus Emre misiniz? Sanmıyorum! Kendiniz öyle görüyorsanız, üzülürüm halinize.

SadeceYunus da değil, evliyaların piri Abdulkadir Geylani(K.S) de şöyle der;

“Önce kendi nefsine öğüt ver, kendi nefsini düzelt. Sonra da başkalarına öğüt ver, başkalarını düzeltmeye çalış”

Peki siz Gavs mısınız? Hayır, değilsiniz! E o zaman?

 

Aslında benim anlatmaya çalıştığım şeyi Allah-u Teâlâ tek ayetle anlatmış. Buyurun O’nu dinleyelim…

Ey iman edenler, iman ediniz!” (Nisa 136).

Eğer hala başkalarını eleştirmek için kendinizi haklı buluyorsanız yuh diyorum.

Ve nasıl ki Levh-i Mahfûz’ da görüştüysek bir de mehtapta buluşuruz diyorum...

 

Geçerken uğradım. Git dediler de kaldım, sus dediler de yazdım.

Çok şey bilmediğim için hala yaşıyorum, ah lanet olası federaller. Halbuki; hepimiz Sokratız.

Gönderi tarihi:

Morbezelye sen beni görmek istediğin gibi gör...Ben Allah'ın kuluyum,benim efendim sizin aklınızın kavramayacağı kadar büyük olan Allah'tır...Nitekim herkesin içindeki Allah farklı değil...Allah'ın muhattaplığı farklıdır...Benim ne yaptığımı Allah senden daha iyi biliyor...

Seninle ben aynı değilim,benimle İmam yada Peder aynı değildir...Gerekeni anlatabilmişimdir sanırım...Kapı hala açıktır,isteyen gelir içeriye isteyen gelmez...Ben dostumun geleceğini düşünüyorum sen gelmektede,gelmemektede özgürsün...

Gönderi tarihi:

Morbezelye sen beni görmek istediğin gibi gör...

Ben Allah'ın kuluyum,benim efendim sizin aklınızın kavramayacağı kadar büyük olan Allah'tır...

Nitekim herkesin içindeki Allah farklı değil...Allah'ın muhattaplığı farklıdır...Benim ne yaptığımı Allah senden daha iyi biliyor...

Seninle ben aynı değilim,benimle İmam yada Peder aynı değildir...

Gerekeni anlatabilmişimdir sanırım...

Kapı hala açıktır,isteyen gelir içeriye isteyen gelmez...

Ben dostumun geleceğini düşünüyorum sen gelmekte de,gelmemekte de özgürsün...

 

"Fakat insanlar İrşad düşüncesi ile sizi kendi Allah’ına inanmaya zorlayabilirler.

Hatta bunu iyi niyetlerinden(!) yaparlar ya da öyle sanırlar."

 

Gerekenin anlaşılmış olması gerekirdi yukarıdaki iki satır okunduğunda aslında...

Hala mı anlaşılamadı?.

O taktirde, gerekeni kavramamak da ısrarlı olanlara artık söylenebilecek sözlerin bittiği yerdir!

 

***

İsteklerinizi boyunlarına asıyorsunuz insanların. Olmadıkları kişileri arıyorsunuz içlerinde..

Sizin gibi olmalarını, Ritüllerinizin orta oyuncuları olmalarını arzuluyorsunuz.

Ön yargılarla ördüğünüz size ait inançlarınızın sık duvarları içine hapsetmek istiyorsunuz onları da...

Sonrada laf ola beri gele "sen gelmekte de, gelmemekte de özgürsün..." kolaycılığı..

 

Söylenebilecek son bir söz kalmıştır artık belki anlaşılır umuduyla son bir gayret ifade edilmesi gereken...

Yargılıyorsunuz size benzemedikleri için insanları, inançlar adına işlenen onca suçun üstüne...

Ayıp…

Gönderi tarihi:

Sevgili by-x-man sende Kur'an-ı Kerim okuda milyarlarca insanın neden inandığını gör...

 

Bana delil getirin...Alın benden size Allah'ın birkaç delili:

 

Yağmurun oluşması

Yağmurun oluşmasında 2 işlem gerçekleşiyor. Yoğunlaşma ve buharlaşma. Güneş ışığının etkisi ile her gün yüz binlerce metreküp su buharlaşarak atmosfere doğru yükseliyor. Ve yükseldikçe soğumaya başlıyor. Öyle biran geliyor ki su buharı işinin çok düşük olduğu bir bölgeye geliyor.

Soğuk hava katmanına rastlayan buhar tanecikleri havadaki toz parçacıklarına tutunarak su damlaları haline dönüşüyor. Bunlar birleşerek bulutları oluşturuyor. Bu su damlacıklarının yeryüzüne düşmesi yani yağmur oluşturması için belirli bir büyüklüğe gelmesi gerekiyor. Bu da yüz binlerce su damlacığının birleşmesi anlamına geliyor. Yeterli büyüklüğe ulaşınca yerçekiminin etkisiyle yere düşmeye başlıyor. Bütün bu anlattığımız işlemler ise ortalama 8 gün sürüyor.

Sizlere bir soru; yağan yağmurun süresi neye bağlı? Bir bulutun yarısı yağmur olarak yağar bu da tahminen 30 dakika sürer. Ama bulutlar devamlı oluşursa yağmur günlerce yağar.

Peki hava kapalı olduğu halde bazen yağmur yağmaz bunun sebebi ise; su damlalarının sıcak ve kuru bir hava katmanından geçiyor olmasıdır. Burada su damlaları yeniden buharlaşır ve yağmur oluşmaz.

Hiç dikkatinizi çekti mi bilmiyorum, sağanak yağmur yağarken ilk taneler her zaman daha iridir. Bunun sebebi de yağmur damlalarının yeryüzüne inerken soğuk ve nemli hava ile karşılaşmasıdır. Soğuk ve nemli katmandan geçen damlalar buharlaşmadan yeryüzüne inerler. Bu sırada hacim yönünden büyüdükleri gibi havanın nemini de aldıkları için daha da büyürler. Ve sağanak yağmurda ilk taneler daha büyük olur. Arkadan gelen damlalar ise nemi azalmış bir katmandan geçtikleri için ilk tanelerden daha küçüktür.

Yağmurun yağması için su damlalarının belirli bir büyüklüğe gelmesi gerektiğin söylemiştik. Bu da damlaların birbiri ile birleşmesi ile olmaktadır. Bu birleşme 2 türlü olur. Çarpışma ile birleşme ve kristalleşme ile birleşme.

1-Çarpışma İle Birleşme:

Buluttaki su tanecikleri rüzgârın etkisi ile bir oraya bir buraya itilirler. Birbirlerine çarptıkça birleşerek su damlacıklarını oluştururlar. Oluşan su damlacıkları da kümeleşerek su damlalarını meydana getirirler. Bu damlalar belirli bir ağırlığa ulaşınca havadan daha ağır hale gelerek yere yağmur olarak düşerler.

sudongusu4.jpg

 

alıntıdır...

 

Sizin tesadüf dediğiniz ve gerçeği Allah'ın yeryüzünde oluşturduğu mükemmel sistem..Resime iyi bakında bişeyler çağrışım yapsın...

Örümceklerin ağ kurmak için kendi vücutlarında ürettikleri ipeksi iplikleri kullandıkları herkes tarafından bilinmektedir. Ancak bu ipeğin üretim aşamaları ve genel özellikleri bilinmemektedir. Örümceklerin ürettiği ve çapı bir milimetrenin binde birinden daha küçük olan ipek iplik, aynı kalınlıktaki çelik telden beş kat daha sağlamdır. Bunun yanısıra kendi uzunluğunun dört katı kadar esneyebilir. İpeğin diğer bir çarpıcı özelliği ise son derece hafif olmasıdır. Bunu şöyle bir örnekle de açıklayabiliriz. Dünyanın çevresi boyunca uzatılacak bir ipek ipliğin ağırlığı sadece 320 gram gelir.

Örümcek ipinin bir başka mucizevi özelliği ise çok esnek olmasıdır. Hem sağlam hem esnek malzeme bulmak çok zordur. Örneğin çelik halat en sağlam malzemelerden biridir. Fakat kauçuk halatlar gibi esnek olmadıklarından zamanla deforme olurlar. Kauçuk halatlar da kolay kolay deforme olmamalarına rağmen, yeterince dayanıklı olmadıkları için ağır yükleri kaldıramazlar. Buna karşın, yukarıda belirtildiği gibi, örümceğin ipliği aynı kalınlıktaki çelik telden beş kat daha sağlam, yine aynı kalınlıktaki kauçuktan yüzde otuz daha esnektir. Teknik olarak ifade etmek gerekirse; örümceğin halatı, kopma mukavemet değeri ve kopma öncesindeki uzama oranı bakımından eşi benzeri olmayan bir malzemedir.Kimyasal madde üreten uluslararası şirketlerin yaptırdığı özel araştırmalar sonucunda, örümcek ipliğinin yapısı tamamen olmasa da kısmen çözülmüştür.

Örümceklerin yaptıkları ipek, bilinen doğal ya da sentetik liflerden çok daha güçlüdür. Bunu keşfeden bilim adamları örümceğin nasıl bir sistemle bunu yaptığını keşfetmek için çalışmalar başlatmışlardır. Önceleri bunun ipekböceğinden ipek alınması kadar kolay olabileceğini düşünmelerine rağmen bir süre sonra yanıldıklarını anlamışlardır. Danimarka'daki Aarhus Universitesi'nden evrimci zoolog Fritz Vollrath örümcekler üzerinde yaptığı araştırmaların sonucunda örümceklerin ürettikleri ipeğin, onlardan direkt olarak alınarak yapılmasının mümkün olmadığını görmüştür.

 

Bu durumda bilim adamları alternatif olarak "yapay örümcek ipeği üretimi" fikriyle ortaya çıkmışlardır. Ancak öncelikle araştırmacıların, örümceğin nasıl ipek ürettiğini bulabilmeleri gerekmektedir ki bu oldukça uzun yıllar almıştır. Zoolog Vollrath, son dönemlerde yaptığı çalışmalar neticesinde bu yöntemin önemli bir bölümünü keşfetmiştir. Örümceklerin uyguladığı metod, naylon gibi sentetiklerin yapımında uygulanan yönteme benziyordu. Örümcekler ipeklerini, asitleyerek sertleştiriyorlardı.

 

Çalışmalarını, Araneus diadematus adı verilen bahçe örümceği üzerinde yoğunlaştıran Vollrath, ipek örümcekten çıkmadan önce, ipeğin oluşturduğu boruyu inceledi. İpek, bu kanala girmeden önce, sıvı proteinlerden oluşuyordu. Kanalın içinde özel hücreler, ipek proteinlerindeki suyu kendilerine çekiyorlardı. Hidrojen atomları ise diğer bir kanalda pompalanan suyu alıyorlar ve bir asit havuzu oluşturuyorlardı. İpek proteinleri asit ile biraraya geldiğinde, birinden diğerine bir köprü oluşturuyor ve bu şekilde son derece kuvvetli bir ipek oluşuyordu. Ancak elbette ki ipeklerin oluşumu bu anlatımdaki kadar basit değildir. Bir ipeğin ortaya çıkabilmesi için çeşitli maddelere ve farklı özelliklerdeki keselere ihtiyaç vardır.

 

Örümcek ipliklerinin hammaddesi, örgülü helezonik amino asit zincirlerinden oluşan "keratin" adlı proteindir. Bu madde insanların saçlarında, vücut tüylerinde ve hayvanların boynuzlarında da bulunur. Örümcek ipliğinin temel hammaddesini oluşturan bütün proteinler, çeşitli avların sindirilmesi ile elde edilen amino asitlerin sentezlenmesinden elde edilirler. Öyle ki örümcekler, kendi ağlarını tekrar yiyip sindirerek dahi, yeni ağ üretimi için gerekli olan proteinleri vücutlarında üretebilirler.

 

Örümceklerin kuyruklarında altı bölümden oluşan ve ipek kesesi denilen bir bölge vardır. Keselerin her birinde farklı salgılar üretilir. Bu keselerin salgıları değişik kombinasyonlarda birleşerek, farklı türdeki ipek iplikleri meydana getirir. Keseler arasında büyük bir uyum vardır. İpeklerin üretimi sırasında örümceğin vücudunda bulunan son derece gelişmiş özelliklere sahip pompalar, vana ve basınç sistemleri kullanılır. Üretilen ham ipek, musluk gibi çalışan memeciklerden lif şeklinde dışarı akıtılır. Örümcek bu memeciklerin püskürtme basıncını dilediği şekilde değiştirebilir. Bu son derece önemli bir özelliktir. Çünkü bu işlem sayesinde sıvı keratini oluşturan moleküllerin yapısı da değişmiş olur. Valfler üzerindeki kontrol mekanizması sayesinde, iplik üretilirken ipliğin çapı, direnci ve elastikiyeti de değiştirilebilir. Böylece ipeğin kimyasal yapısı değiştirilmeden ipliğe istenilen fiziksel özellikler kazandırılır. Eğer iplik üzerinde daha köklü bir değişim isteniyorsa bir başka bezin kullanımına geçilmesi gerekmektedir. Salgılanan farklı özelliklere sahip iplikçikler arka ayakların mükemmel kullanımı sayesinde istenilen doğrultuya yönlendirilir.

 

Altı farklı keseden salgılanan maddelerin karışım oranları da çok önemlidir. Örneğin yapışkan iplik üretilirken, yapışkanlık özelliği veren maddenin az kullanılması durumunda ağ, böcek yakalama özelliğini kaybedecektir. Çok kullanılması durumunda ise ağın kullanılabilme özelliği azalacaktır. Bu ipeğin işe yarayabilir bir ipek olması için, diğer beş salgı bezinin de aynı dengede çalışması şarttır.

 

Bütün bu işlemlerin başarıyla tamamlanması sonucunda her biri farklı özelliklere sahip olan ve farklı işlevleri olan örümcek ipekleri ortaya çıkar. İpek iplikleri o kadar sağlamdır ki zoolog Vollrath örümcek ipeğinin kuvvetini "Örümceğin ipeği, Kevlar'dan çok daha kuvvetli ve çok daha elastikidir. Kevlar, bilindiği gibi, insan yapımı en güçlü sentetiktir." sözleriyle ifade etmektedir:

 

Örümcek ipeklerinin üstün özellikleri bu kadarla da kalmamaktadır. Sağlamlığı nedeniyle kurşun geçirmez yeleklerin yapımında kullanılan bir tür plastik olan Kevlar'dan farklı olarak örümcek ipeği yeniden işlenilip tekrar tekrar kullanılabilir. Kuşkusuz bütün bu kusursuz özelliklerin evrimcilerin iddia ettikleri gibi tesadüfler sonucunda oluşması mümkün değildir. Örümcek kendi vücudunda yeni bir sistem üretemez. Nelere ihtiyacı olacağını önceden belirleyip buna göre bir tasarım yaparak bunu vücuduna yerleştirmesi mümkün değildir. Böyle bir düşünce hem bilimsellikten hem de mantık ölçülerinden de uzaklaşmak olacaktır.

 

alıntıdır..

 

Ağacın yapısı

 

Ağacın yapısını meydana getiren temel kimyasal maddelerden biri "lignoselüloz"dur. Bu madde, oduna sağlamlığını kazandıran "lignin" ve "selüloz" denilen maddelerin karışımından oluşur. Ağacın kimyasal yapısı incelendiğinde %50 selüloz, %25 hemiselüloz ve %25 lignin maddelerinden meydana geldiği görülür.1 Bu maddelerin kimyasal formüllerine bakıldığında ise, oluşumlarında üç hayati kimyasal elemente rastlanır: Hidrojen, oksijen ve karbon.

 

alıntıdır...

 

Sıradan birkaç şey yazdım..Size Yüce Allah'ın delillerinin hepsini yazsam kaçıncı sayfaya gelirim hiç bilmiyorum...Okumak ve anlamak gerekli olan bunlardır...

 

O'na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (Furkan Suresi, 2)

Gönderi tarihi:

"Fakat insanlar İrşad düşüncesi ile sizi kendi Allah’ına inanmaya zorlayabilirler.

Hatta bunu iyi niyetlerinden(!) yaparlar ya da öyle sanırlar."

 

Gerekenin anlaşılmış olması gerekirdi yukarıdaki iki satır okunduğunda aslında...

Hala mı anlaşılamadı?.

O taktirde, gerekeni kavramamak da ısrarlı olanlara artık söylenebilecek sözlerin bittiği yerdir!

 

***

İsteklerinizi boyunlarına asıyorsunuz insanların. Olmadıkları kişileri arıyorsunuz içlerinde..

Sizin gibi olmalarını, Ritüllerinizin orta oyuncuları olmalarını arzuluyorsunuz.

Ön yargılarla ördüğünüz size ait inançlarınızın sık duvarları içine hapsetmek istiyorsunuz onları da...

Sonrada laf ola beri gele "sen gelmekte de, gelmemekte de özgürsün..." kolaycılığı..

 

Söylenebilecek son bir söz kalmıştır artık belki anlaşılır umuduyla son bir gayret ifade edilmesi gereken...

Yargılıyorsunuz size benzemedikleri için insanları, inançlar adına işlenen onca suçun üstüne...

Ayıp…

 

Yargılamıyorum kimseyi...Yine söylüyorum sen nasıl görüyorsan gör....Gözünüzdeki perdeyi yıkma yetkisine sahip değilim..Ayıp falanda etmiyorum istediğin kadar özgür ol...Kendi başının çaresine kendin bakıcaksın elbette ben sizin bakış açınızı ezbere biliyorum...Neden inanmadığınızın sebebini bile yazmakta korkuyorsunuz..

Forumdaki ilk mesajıma bak...Ölmeyi bekliyorsan anlayamadıklarını anlamak için bekle...Gün geldiğinde herşey ortaya çıkacak....

Gönderi tarihi:

O'na mülkünde ortak yoktur, herşeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (Furkan Suresi, 2)

 

yukarıdaki ayetin, bahsettiğin tüm fiziksel gerçeklikleri kapsadığını "iddia " etmek veya "anlamak" çok özel bir kavrayış gerektiriyordur bence..

 

kastettiğin "fiziksel" gerçeklikler sadece ve sadece "en fazla" seni bir yaratıcıya götürür ki bunun kuran da bahsedilen "allah" olmasının olasılığı herhangi bir dinin "tanrısı" olmasından yüksek değildir. Çünkü tamamı "inançtır" . sadece inanırsın. o kadar ..

gelelim neden tanrı olamaz ..

 

en başta sizin ortaya koyduğunuz temel felsefeniz gereği olamaz yani, bu kadar mükemmel bir sistemi yaratacak mükemmellikteki bir varlığın "kendiliğinden" var olma olasılığı her zaman evrenin "kendiliğinden" var olma olasılığından tirilyonlarca kat yüksek olacaktır.

 

ikincisi barbi bebekleri ile evcilik oynayan küçük bir kız gibi bir tanrı fikri anlamsız. kendin yaratıcan, kendin rol vericen, kendin kalbini islama açıcaksın sonrada istediklerini yapmadıkları için bebeklerini cezalandıran çocuklar gibi ceza vereceksin.. anlamsız..

 

bir sonraki eğer varsa bile kendini ifade etmeyi becerememiş demekki yada kafası karışık.. şu an dünya üzerinde binlerce dini "inanış" var.. hepsi kendinin gerçek ve son olduğunu iddia ediyor.. zaten bu tez bile tek başına tanrının neden olamayacağını açıklıyor.. çünkü acizlik içeriyor.

 

bu sebeplerden ötürü zaten islamın içindeki yanlışlıkları girmiyorum bile.. 1.400 yıllık uygulama ortadır.. sistemin sonuçları her islami coğrafyada aynıdır..

yok insanlar bunu yanlış uyguladı diyorsan hepside mi aynı yanlış uygulamayı yaptı.. smile.png

Gönderi tarihi:

Sevgili bastarko...Zaten inanıyorsan bu senin artık özelindir...Başkasının inanması yada inanmaması senin özeline girmez...Allah kuluna özel yaklaşır ve çok iyi bir Dosttur...

 

Yeryüzünde doğada havada uzayda gördüğün ve bildiğin herşey bir ispattır...Sen ve diğerleri şu şekilde gidiyorsunuz hep gör>duy>oku>bil...Sıralamada ilk önce gördüğünüze inanırsınız,sonra duyduğunuzu sonra okuduğunuza sonra bilginize...

 

Size deliller getiriyorum bana çoluk çocuk oyuncaklarıyla örnek veriyorsunuz...İslamiyet doğru bir inançtır...Aksi ispat edilemez sadece inkar edilebilir...

Kirpiklerden tut,yer çekimine kadar trilyonlarca delil yazarım sana...

 

Yerde biriken karın alttan erimesinin birinci nedeni, toprağın, havaya göre daha sıcak olmasıdır. Ayrıca, üstteki katmanların alttakileri sıkıştırması sonucu da kar tabakasının alt bölümü, üste kıyasla daha sıcak olur. Kar altında kalan bitkilerin donmamasının nedeni de budur.

 

tesadüfe bak kar eriyor,oysa ömür boyu kalabilirdi ucuz yırtmışız...Birde kar altında bitkilerin donmadığını bulduk..Tesadüfen bir işe daha yaradığını gördük...

 

Tesadüfen bir makina olduk ve tesadüfen akciğerle nefes alıyoruz,gözümüzle görüyoruz...Tesadüfen Allah'ın trilyonlarca ismi olduğunu unutuyoruz ve yine Allah'ın Binlerce Peygamberi olduğunu bunların zaman,mekan,kültür ve ilim bakımından birbirinden farklı olduğunu unutuyoruz...

 

İnsanlar dini hep kullanırlar..Atatürkün zamanındada vardı bu,daha eski çağlardada vardı,günümüzdede hala var...

Şunu bilmiyoruz..."Hayat bir insanın yaşamıdır...Bana göre güzel,Birine göre acımasız ve başka birine göre ise anlamsızdır" Allah hayatına bir yol koyar,dilediğin gibi yaşa ama başkasının hayatını mahfederek yaşama...Olay budur...Umulurki gözünüzü açarsınız...Deliller önünüzde bu zamana kadar görmediniz İnşallah bundan sonra görürsünüz...

Gönderi tarihi:

Omar,

 

Tüm müslümanlar gibi kendi vicdanınızdaki dini inancın islamiyet olduğunu sanıyorsun.

 

eğer senin bahsettiğin gibi islamiyet insanların özeli olsaydı inanmayan insanlar bu kadar tartışırmıydı sanıyorsun.

 

islamiyetin temelinde takiye vardır. yani tüm sistemi ele geçiresiye kadar mazlum rolünü oynamak (senin dinin sana benim dinim bana), güçlendiği zaman ise

 

Bakar a 19 1

(Medenî 87) Onları nerede yakalarsanız öldürün. Sizi çıkardıkları yerden (Mekke’den) siz de onları çıkarın. Zulüm ve baskı, adam öldürmekten daha ağırdır. Yalnız, Mescid-i Haram yanında, onlar sizinle savaşmadıkça, siz de onlarla savaşmayın. Sizinle savaşırlarsa (siz de onlarla savaşın) onları öldürün. Kâfirlerin cezası böyledir. Nis â 8 9

(Medenî 92) Arzu ettiler ki kendilerinin küfre saptıkları gibi siz de sapasınız da beraber olasınız. Bu sebeple, onlar Allah yolunda hicret edinceye kadar içlerinden dost edinmeyin. Eğer bundan yüz çevirirlerse, onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. Onlardan ne bir dost edinin, ne de bir yardımcı.

 

olur. acımasızdır, riyakardır, zalimdir

 

islamiyetle ilgili kavga bundandır. yoksa kimin neye inandığının bir önemi yoktur aslında.

 

sorun toplumu ilgilendiren bir kural konulacağı zaman esas dayanak ne olacak sorunudur. Akıl mı? vahiy mi?

 

Mesala miras hukukunun kuralları toplum için belirlenirken hangi esasları dikkate alacağız (matematiksel hatadan bahsetmiyorum şimdilik)

 

ölen kişinin iki kızı ve iki oğlu var mesala örnek basit olması için diyelim ki 1000 tl de miras kaldı.kızın biri müslüman diğeri eşinle evlendikten sonra hiristiyan olmuş diyelim, erkeklerden biri de çine yaptığı seyahat sonucu budist olmuş olsun diğeri müslüman. Ama hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.

 

soru bu mirası nasıl paylaştıracaksın?

 

Diğer bir soru;

 

diyelim ıssız bir sokakta bir adam öldürülüyor. "tesadüf" bu ya olayı o an penceresinden dışarıyı seyreden bir kadın görüyor. üstelikte katili tanıyor ismini cismini biliyor. başkada şahit yok. dava ne olacak..hangi esasları dikkate alıcaksın.

 

bunları cevapla cevaplarına göre ilerleyelim. smile.png

Gönderi tarihi:

İlave etmek istedim,

 

aslında öncelikle konuyu ikiye ayırmakta fayda olduğunudüşünüyorum;

 

- yaratıcı (allah - tanrı - akıllı tasarım) var mıdır?

 

- islamiyet ( yüce bir yaratıcının sözü müdür? yoksa bir insan sözü müdür? )

 

çünkü senin ve diğer bir çok müslümanın karıştırdığı konu, fiziksel gerçekleri anlatarak "İslamiyet doğru bir inançtır...Aksi ispat edilemez sadece inkar edilebilir"

 

sonucuna ulaşıyorsunuz. bu daha öncede söylediğim gibi sadece ve sadece "en fazla" "bir yaratıcı" fikrine ulaştırabilir. islamiyete ulaştırmaz.

 

neyi tartışacağına karar verirsen onun üzerinden gidelim..

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.