Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2012 Gönderi tarihi: 12 Ocak , 2012 Türkiye'nin dizginleri kimin elinde? ABD'de yayımlanan dış politika ve siyaset dergisi Foreign Policy'den tutuklamalar ve Türkiye demokrasisi üzerine bir analiz... FOREIGN POLICY, AHMET ŞIK VE GÜLEN CEMAATİNİ YAZDI: "Türkiye'nin dizginleri Pensilvanya'daki gizli mollaların elinde mi? Eğer öyle değilse, niçin iktidar tek bir araştırmacı gazeteciyi susturmakta bu kadar ısrarcı davranıyor?" ABD'de yayımlanan dış politika ve siyaset dergisi Foreign Policy'de çıkan Justin Vela imzalı makalede Türkiye'nin katettiği önemli mesafenin, son 2 yılda yerini baskıya bıraktığı ileri sürüldü. Gülen Cemaatine ilişkin değerlendirmelere yer verilen makalede, kitabı nedeniyle tutuklu bulunan Ahmet Şık'ın durumunun anlatıldığı "Derin devletin parmaklıkları ardında" başlıklı makalede, "Türkiye'nin dizginleri Pensilvanya'daki gizli mollaların elinde mi? Eğer öyle değilse, niçin iktidar tek bir araştırmacı gazeteciyi susturmakta bu kadar ısrarcı davranıyor?" denildi. Türkiye'nin son yıllarda önemli bir mesafe katettiği anlatılan makalede, artan baskı ortamına işaret edilerek, "Türk vatandaşları, demokrasilerinin geçirdiği evrimi fısıltıyla tartışsalar iyi ederler. Son yıllarda önemli mesafe kateden Türkiye'de, ülkenin yeni rotası yüksek sesle dillendirilmiyor" deniliyor. "İddialar ilk günkü absürtlüklerini koruyor" Son 2 yılda hükümeti eleştiren binlerce kişinin şafak baskınlarıyla tutuklandıkları belirtilen yazıda, Ahmet Şık'ın durumu anlatıldı. 5 Ocak'taki Odatv duruşmasında Ahmet Şık'ın yaptığı savunmaya yer verilen yazıda şunlar anlatıldı: "Şık ifadesinde, telefon görüşmesi tutanakları, gazetelerde basılmış makaleler ve henüz tamamlamadığı, İslamcı Fethullah Gülen hareketinin Türkiye devleti içindeki yaygın nüfuzunu ortaya koyan İmam'ın Ordusu kitabının taslaklarından oluşan delilleri ciddiye almadığını ifade etti. Şık savunmasında, 'Bugün adaletten ve hukuktan yoksun, bozulmuş ve tahrip edilmiş dökümanlarla yürütülen, politik bir yargılama sebebiyle buradayım' diye konuştu. Şık'ın aleyhindeki iddialar, ilk günkü absürtlüklerini koruyor. Şık, profesyonel yaşamının önemli bir kısmını Ergenekon'un temsil ettiği yapıları ve bu yapıların yol açtığı insan hakkı ihlallerini araştırmaya vakfetmişti." "Cemaat Türkiye'yi daha baskıcı bir noktaya götürüyor" Ahmet Şık'ın gördüğü baskının analiz edildiği yazıda şunlar söylendi: "Şık'ın üzerine giden silahlı kuvvetler değil, derin devletin başka bir ayağı. İmam'ın Ordusu kitabı, Fethullah Gülen'in yükselişini, yaşı ilerlemiş din adamının kendini sürgün ettiği Pensilvanya'dan, 140 ülkedeki binlerce okulu kapsayan muazzam ağı kuruşunu anlatıyordu. Dinlerarası diyalog çağrısı yapan ve dersliklerinde hem dinin hem de bilimin öğretilmesini savunan Gülen'in destekçileri, cemaatin eğitime katkıda bulunmak ve Türkiye ile dünyanın geri kalanında kamu hizmeti yapmaktan başka bir amaçları olmadığını ileri sürüyorlar. Ancak Gülen cemaatinin gerçek etki alanını hesap etmek oldukça zor; Foreign Policy tarafından 2008'de yapılan yılın entelektüeli oylamasına Gülen destekçileri hücum etmiş, yarım milyon kişinin oy kullandığı yarışmada ilk sırayı Gülen almıştı. Ancak Gülen, 'Cemaat' adıyla bilinen destekçilerini yalnızca internetteki oylamalara etki etmek için kullanmıyor. Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seçmen tabanın önemli kısmını oluşturan Cemaat mensupları, kendilerini Türkiye'deki bürokrasi, emniyet ve yargı teşkilatlarının da en üst makamlarında konumlandırmayı başardılar. Ve Şık örneğinde de görüldüğü gibi, yarattıkları etki Türkiye'yi daha baskıcı, özgürlüklüklerin kısıtlandığı bir noktaya doğru götürüyor." "Tutuklamaktaki hedefledikleri başarısızlığa dönüştü" Ahmet Şık'ın "Türkiye'de derin devlete hala dokunulmadığı, yalnızca derin devletin sahiplerinin değiştiği" şeklindeki görüşlerine de yer verilen makalede, "Eğer hükümet, Şık'ı tutuklayarak yaptığı araştırmaları önlemeyi hedeflediyse, bu hedefin acınacak bir başarısızlığa dönüştüğünü söylemeliyiz. Şık'ın yasaklanan kitabı, büyük ihtimalle taslağı bulunduran arkadaşları tarafından, internete dağıtıldı. Sonrasındaysa, bir grup gazeteci ve entelektüelin imzasıyla, Şık'ın evindeki bilgisayarda ele geçmesinin ardından polis tutanaklarına yansıyan 000 Kitap adıyla yayınlandı. Kitap, İstanbul'un merkezinde yer alan İstiklal Caddesi'ndeki ve havaalanındaki kitabevlerinin vitrinlerinde, en dikkat çeken noktalarda sergileniyor" denildi. Fethullah Gülen cemaatine ilişkin değerlendirmelere de yer verilen makalede şunlar anlatıldı: "Ilımlı İslam çağrısında bulunan Gülen'e yöneltilen eleştiriler dindarlık ekseninden ziyade, hareketin şeffaf olmadığı noktasında yoğunlaşıyor. Gülen grubunun, kağıt üstünde laik olan hükümet ve toplum üzerinde önemli bir etkisi olduğu biliniyor, AKP'nin cemaatle olan ilişkisini AKP'li milletvekilleri de doğruluyorlar. Gülen hareketinin büyüklüğü ve toplum üzerindeki etkisi tam olarak kestirilemezken, Zaman Gazetesi ve Samanyolu Yayın Grubu gibi basın organlarıyla yakın ilişkilerinin yanı sıra, Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) gibi yapıların harekete bağlılığı, cemaatin son derece organize ve iyi finanse edilen bir ağ kurduğunu gösteriyor." "Türkiye yıllardır karşılaşmadığı bir prestij kaybı yaşıyor" Makalede, yapılan toplu tutuklamaların, Türkiye'ye yıllardır karşılaşmadığı bir prestij kaybı yaşattığı vurgulayan Justin Vela, "Özellikle Ahmet Şık'ın da sanıkları arasında olduğu dava, çoğunlukla başarılarla anılabilecek bir on yılın üzerinde çirkin, kara bir leke olarak duruyor. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinden bu yana, yarattığı siyasal istikrar ortamı, bir zamanlar tüm gücü elinde bulunduran orduyu dizginlemesi ve Türkiye'yi G20 ülkeleri arasında Çin'den sonra ikinciliğe yerleştiren ekonomik büyüme sayesinde takdir topladı. Ancak artan baskı ve kısıtlamalar, Türkiye'nin ifade özgürlüğündeki altın çağının bittiğine işaret ediyor" diye yazdı. "Ya biat edecek, ya sessiz kalacak ya da tutuklanacaksınız" İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün İstanbul'daki araştırmacılarınan Emma Sinclair-Webb'in verdiği bilgilerin de aktarıldığı makalede, Gülen cemaati ile AK Parti arasında muhtemel bir ayrılık yaşanacağına dair görüşler yer aldı. Vela makalesini Ahmet Şık'ın mahkemedeki savunmasını bitirdiği, "Ya biat edecek, ya sessiz kalacak, ya da tutuklanacaksınız. Evet, işte, Türkiye'de iktidarda olan yeni güç bu" sözleriyle bitirdi. Gazetevatan.com/ 12.01.2012 14:18 Muhtemelen bu yazıyı yazan da ABD den istenecek ve silahlı terör örgütü üyesi olmak suçuyla Silivri ye gönderilecektir. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2012 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2012 Türkiye'nin degil AKP'nin dizginleri ABD'nin elindedir. AKP bir ABD projesidir ve ABD'nin TRUVA ATI'dir. Bütün bu gerceklere "komplo teorisi;AKP'yi karalamak icin firsat kollamak" olarak gösterenler AKP ve ABD köleliklerinden dolayi utanirlarmi bilinmez ama,2005 ABD'nin Ulusal Güvenlik Danismani Steve Hadley'in Ankara gezisi basta Suriye olmak üzere Ortadogu'da siyasi haritanin yeniden sekillenmesine neden olacak kritik gelismeler öncesinde,Ankara ve Washington arasinda bir "TALIMAT DIPLOMASISI"niteligindeydi. ABD stratejilerinin uygulayicisi konumunda olan AB ise AKP'nin dizginlerini tutan ikinci eldir. saygilarla Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2012 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2012 Türkiye'nin AKP'den önce dizginlerinin kendi elimizde olduğunu düşünenlerden şu sorunun cevabını istiyorum.AKP iktidar olana kadar devletin dizgini, ordusuyla, yargısıyla, arka planda bürokratik gücüyle ulusalcı-Kemalist dediğimiz bugün Ergenekon davasıyla birçoğu tutuklanan kişilerin güdümündeydi, bunlar AKP'nin dahi kırmayacağı bu gücü nasıl oldu da kaybettiler,birilerinin verdiği destek geri mi çekildi yoksa, yerine AKP'yle devam kararı mı alındı acaba?Ergeneon AKP'nin boyunu aşan bir davadır, güç mücadelesidir ve görünen o ki bu güç Ergenekon'dan alınıp AKP'ye aktarılmıştır, çıkar meselesi sonuçta bu işin arkasında ABD varsa.Bir gün de bu ülkede işin içinde ABD olmadan bir ulusal siyasi meseleyi konuşmayı çok arzu ediyorum. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2012 Gönderi tarihi: 19 Ocak , 2012 Türkiye'nin 1950 ile baslayan sürecini eger ideolojiden uzak kalarak degerlendirebilirseniz Türkiye'nin dizginlerinin kimin elinde oldugunu,kimin bu dizginleri teslim ettigini ne zaman bu dizginler Türkiye'nin eline gectigini ve neden tekrar dizginlerin baskalarina teslim edildigini,Ergenekon senaryosunun,SAMIL TAYYAR yorumunu degilde gercegini arastirma zahmetine katlanipta oynanan oyunlarin hicte yandaslarin ve cumhuriyet karsitlarinin anlattiklari gibi olmadigini anlamak isteyen varsa samimi olsunlar.Samimi olmak bir erdemdir.Insanlara yafta takmak cok kolaydir önemli olan gercek isimlere yafta takabilmektir. Bugün Ergenekon senaryosu ile tutuklananlari yargilayan ve yargilatanlardir gercek teröristler.Texas Valisi Perry "Türkiye'yi Islamist teröristler yönetiyor"sözünü kimse ciddiye almadi her nedense.Cün kü araya Hrant Dink girdi. Hrant Dink'le ilgili verilen karar Türkiye'nin gündemini degistirdi.Ne Ugur Mumcu,ne Hablemitoglu,ne Taner Kislali ve diger Atatürkcü aydinlarin öldürülmeleri Türkiye'nin gündemini degistiremedi Hrant Dink kadar.Diaspora'nin tüm yandaslari Türkiye'nin gündemini degistirmek icin birlestiler.Bunlarin hicbirisinin agzindan Ugur Mumcu'nun katilleri veya katili ne oldu sorusu cikmadi cünkü Mumcu Atatürkcüydü.Kimse kusura bakmasin ama Istiklal Marsi irkci bir marstir dememisti Umgur Mumcu. Türkiye'nin dizginleri 1950 yilindan bu yana baskalarinin elindedir.1960 bu dizginlerin kurtarildigi bir tarihtir,bugün o tarih sorgulaniyor.Esref Bitlis suikasti,Türkiye'nin dizginleri eline aldigi tarihe denk gelir.Bugün Esref Bitlis'i kimse hatirlamiyor.Ugur Mumcu Türkiye'nin dizginleri eline almaya calistigi bir dönemde katledildi.Ugur Mumcu Atatürkcü olmasaydi onun ölüm gününde de yüzbinler sokaklara dökülürdü.Simdi sadece mezari basinda aniliyor,katilini ise artik arayip soran bile yok. Ülkesini seven herkese "DERIN DEVLETIN ADAMI"etiketini vuranlar önce kendilerinin kimlerin adami olduklarini itiraf etsinler. Son 10 yilda yani AKP iktidari ile,baslayan sürecte,Türkiye artik kirmizi cizgileri,devlet politikasi olmayan bir ucubeye dönmüstür.Bütün bunlar Türkiye'nin bagimsiz olmadigini gösteriyor.Askerinin basina cuval gecirilen bir devlet bagimsiz devlet degildir.Teröristle mücadele etmek icin ABD'den izin alan bir ülke bagimsiz bir ülke degildir.Gelmis gecmis basbakanlarin icinde Amerika Birlesik Devletlerine hicbir basbakan 14 defa seyahat etmedi.Sömürge valileri gibi ABD'ye gidip talimat alarak dönenler döneminde Türkiye artik disardan yönetilen bir ülke konumuna getirilmistir. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2012 Türkiye'nin AKP'den önce dizginlerinin kendi elimizde olduğunu düşünenlerden şu sorunun cevabını istiyorum.AKP iktidar olana kadar devletin dizgini, ordusuyla, yargısıyla, arka planda bürokratik gücüyle ulusalcı-Kemalist dediğimiz bugün Ergenekon davasıyla birçoğu tutuklanan kişilerin güdümündeydi, bunlar AKP'nin dahi kırmayacağı bu gücü nasıl oldu da kaybettiler,birilerinin verdiği destek geri mi çekildi yoksa, yerine AKP'yle devam kararı mı alındı acaba?Ergeneon AKP'nin boyunu aşan bir davadır, güç mücadelesidir ve görünen o ki bu güç Ergenekon'dan alınıp AKP'ye aktarılmıştır, çıkar meselesi sonuçta bu işin arkasında ABD varsa.Bir gün de bu ülkede işin içinde ABD olmadan bir ulusal siyasi meseleyi konuşmayı çok arzu ediyorum. Acaba AB/D niye dizginleri elinde olanları değiştirme gereği duydu, hadi atı değiştirdin intikam almak niye, bu işkenceleri çektirmek niye? Ahmet Şık ve Nedim Şener tutuklanınca ayağa kalkanlar diğer insanların tutuklanmasına nasıl alkış tutarlar? Herkesekon dendi insanlar hapislere dolduruldu, iki sene yatıp beraat ettirildi; şu an içeride üçüncü seneleri dolanlar var, belki de dört, biz süreyi unuttuk. Bu insanların arasında da beraat edenler gibi olanların olması büyük bir olasılık. Milletin seçtiği vekiller tutuklu, bu insanlar tutuksuz olarak yargılansa daha doğru olmaz mı? Vay herkesekoncu, darbeci deyip yaftayı yapıştırıyoruz. Bu olay bana göre bir intikam operasyonudur, birileri devletin kuruluş felsefesinden intikam alıyor. Peki AB/D kimden intikam alıyor? Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2012 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2012 Acaba AB/D niye dizginleri elinde olanları değiştirme gereği duydu, hadi atı değiştirdin intikam almak niye, bu işkenceleri çektirmek niye? Ahmet Şık ve Nedim Şener tutuklanınca ayağa kalkanlar diğer insanların tutuklanmasına nasıl alkış tutarlar? Herkesekon dendi insanlar hapislere dolduruldu, iki sene yatıp beraat ettirildi; şu an içeride üçüncü seneleri dolanlar var, belki de dört, biz süreyi unuttuk. Bu insanların arasında da beraat edenler gibi olanların olması büyük bir olasılık. Milletin seçtiği vekiller tutuklu, bu insanlar tutuksuz olarak yargılansa daha doğru olmaz mı? Vay herkesekoncu, darbeci deyip yaftayı yapıştırıyoruz. Bu olay bana göre bir intikam operasyonudur, birileri devletin kuruluş felsefesinden intikam alıyor. Peki AB/D kimden intikam alıyor? Etiketlerimiz....Çok kolaydır bizde birini/birilerini etiketlemek, yeterince etiketimiz de vardır, etiketle etiketle bitmez.Hemen vatan haini yaparız birini/birilerini, Cumhuriyet düşmanı,irticacı oluverir karşımızdaki,din düşmanıdır sonra, farklı bir siyasi görüşte olmak olağan da bu farklılık yetmez daha da derinleştirmek için farklı olduğumuzu ayrıştıracak her türlü söylemi elimizden geldiğinde kullanırız, dilimiz döndüğünce,sözün özü pek sevmeyiz birbirimizi, bizim gibi düşünmeyeni... Ve adalet anlayışımız, her kesimin kendi adalet anlayışı vardır güzide ülkemizde ve herkesin kendi adaleti doğrudur, diğerininki yanlıştır her daim nedense? Mühür kimdeyse Süleyman odur ülkemizde, vicdanı da Hz. Ömer adaletiyle mayalanmamış insan bolca bulunduğundan adaletsizlik, hukuksuzluk da kol gezer topraklarımızda. Biz hukuğu hep güç kimdeyse gücünü korumaya araç kılmışızdır,hukukumuz ideolojik düşüncemizin emrinde bir kuldur, tepedekiler adaleti bu minvalde anlamlandırırlar,halkın tepedekileri destekleyen kısmı da aynı adalet, hukuk anlayışının destekleyicisidir, çünki kendi adaleti uygulanmaktadır, kendi vardır yukarıda, diğerleri mi, onlar da bir gün iktidar olursa onlar da kendi adaletini uygulayacak, kullanacak zamanı beklemelidir ve zaman gelir, onlar da çıkar tepeye, emrine alır hukuku, dağıtmaya başlar adaletini. Önce kendi hukuğu, adaleti hüküm sürenler adalet göstermedikleri başa geçip aynı adaletsiz hukukla adalet dağıtmaya başladığında başlar feryatlar, adalet istiyoruz, adalet diye.Evet herkes adalet ister bu ülkede, kendi adaletinin tepede olmasını, onun hakim olmasını ister ne büyük bir adalet, hukuk anlayışı değil mi? Ergenekon...Adaletten yoksun bir ülkede siyasi güç savaşında, büyük ihtimalle dış destekli güzide bir hukuk davamız. Hani bir laf vardır bu ülkede bilmem sizin oralarda da söylenir mi?Allah kimseyi hastaneye, mahkemeye düşürmesin bu ülkede, diye... Amin diyorum, başka bir şey demiyorum. Muhabbetle... Alıntı
Φ dennise Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2012 Gönderi tarihi: 9 Ağustos , 2012 o dizginleri onun elinden almak mi ? o dizginlerden o kisiyi cekmek mi ? belli odak ya da kuruluslara yukmenmek yapilicak ikinci en onemli seydir her zaman .. politika zor zanaat Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2012 Yazar Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2012 Hani bir laf vardır bu ülkede bilmem sizin oralarda da söylenir mi?Allah kimseyi hastaneye, mahkemeye düşürmesin bu ülkede, diye... Amin diyorum, başka bir şey demiyorum. Muhabbetle... Allah, Allah! AKP nin sağlıkta, hukukta devrim yaptığı söyleniyor; hala mı aynı laf...? Benim çevremde mazeret hazır " eskiden de aynısı yapılıyordu, bal tutan parmağını yalar, alternatif yok,.....vs". İnsanlar kendi hayatlarından örnek alsalar alternatifi kendileri yaratır ama işin kolayına kaçıp böyle söylüyorlar. Bir insan biri tarafından aldatılırsa veya mağdur edilirse hemen tepkisini ortaya koymaz mı ama ne hikmetse siyasiler yapınca olağan karşılanıyor. Ne diyelim, Allah hepimize akıl, fikir versin, aslında o vermiş de biz yeterince kullanamıyoruz galiba.... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.