Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 26 Aralık , 2011 BAŞBAKAN Yardımcısı Beşir Atalay, “Yeni demokrasi paketiyle şiddet içermeyen her düşünce serbest olacak” dedi. Atalay, paketin ayrıntılarını açıklamıyor. Çünkü bu yeni demokratikleşme paketi henüz hazırlık safhasındaymış. Yargının hızlandırılması dâhil olmak üzere Terörle Mücadele Kanunu’nda ve Türk Ceza Kanunu’nda düzenlemeler yapılacakmış. Atalay’ın sözleri kulağa hoş geliyor ama gerçek hayatta nasıl uygulanacak, orası muamma! Çünkü Türkiye’de siyaset ne zaman düşüncenin önündeki engelleri kaldırma yolunda bir adım atsa, yargı karşısında bir başka adım atıyor. Bunca değişikliklere rağmen düşüncenin hâlâ suç sayılıyor olmasının nedeni bu. Artık bir tür “cadı avı”na dönüşen KCK operasyonunda gazetecilere yönelik suçlamanın “haber yapmak, haber yayımlamaktan” ibaret olduğunu hatırlatayım. KCK operasyonunda tutuklanmasına karar verilenlerden biri de eski bir gazete muhabiri olan Dilek Demiral. İzmirli, 33 yaşında. Ege Üniversitesi’nde sosyoloji okurken Özgür Gündem gazetesinde beş yıl kadar muhabirlik yapmış. Sonra akademisyen olmak amacıyla üniversiteye geri dönüp, gazeteciliği bırakmış bir genç kız. Avukatının verdiği bilgiye göre Dilek Demiral’ın dosyasında ne bir izleme fotoğrafı, ne bir dinleme kaydı, ne de işlediği “suça ilişkin” bir kanıt bulunuyor. Savcının sorduğu sorular “Avrupa’ya, Irak’a, Kazakistan’a niye gittin”den ibaret. Hepsi gazetecilik faaliyeti için yapılmış geziler ve röportajlar da zaten gezi dönüşü gazetede yayımlanmış. Dilek sorgusunun üzerine tutuklanmış. Hakkındaki “kuvvetli suç şüphesi” bir gizli tanığın “Dilek Demiral’ı da bir eğitim faaliyetinde gördüm” demesinden kaynaklanıyor. Başka bir kanıt yok. İfadesinde kendisine bu soru sorulmuş, “katılmadım” diyor. Ama bu değil, gizli tanık ifadesi ciddiye alınmış! Dilek Demiral, bir gençlik heyecanıyla girdiği gazetecilik mesleğini sekiz yıl önce bıraktı! Yaptıklarının suç kovuşturmasına konu olması için sekiz yıl geçmiş! Doğru söyleyip söylemediğini kimsenin bilmediği bir gizli tanık ifadesiyle, büyük olasılıkla üniversiteden de atılacak! Ne “adalet” ama! Beşir Atalay’a önerim demokratikleşme paketiyle oyalanmak yerine, yargıç ve savcılara temel hukuk, insan hakları, fikir özgürlüğü eğitimine bir an önce başlamalarıdır. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2011 Gönderi tarihi: 27 Aralık , 2011 Dün Avrupa kanallarinda Türkiye'de ki protesto yürüyüsü ana haberlerde yerini aldi.Aslinda ilk defa böyle bir haber manset olarak veriliyor ve Türkiye'de basinin susturulmak istendigini gazetecilerin yazdiklari yazilar ve iktidar ve cemaate karsi olduklari gerekcesiyle tutuklandiklari anlatildi.Fetulah Gülen hakkinda tam da gerceklere uygun ifadeler kullanildi. Avrupa böyle haberlere yer vermezdi pek,sadece PKK'lilarin öldürülmesi haberlerini,"KÜRDISCHE KÄMPFER-KÜRT SAVASCI"lar öldürüldü diye verilirdi.Bu bir ilk oldu.Umariz Avrupa Türkiye'de yasanan baski rejimini ve fasizmin ayak seslerini daha cok duyarak Islamistlik ve despotlugu desteklemeye devam etmez. Aslinda,Almanya Türkiye politikasini yavas yavas degistirme yönünde kimildar gibi.Özellikle basbakanin Türk Iscileri'nin Almanya'ya gelislerinin 50. yil kutlamalari icin Almanya'ya gelmesi ve orada yapmis oldugu konusma hem Alman medyasinda hem de Alman siyasilerinde rahatsizlik uyandirmistir. Iktidarin PKK ile Oslo'da pazarlik yaptigi haberlerini gündeme ucuran Almanya idi.Almanya elinde bir de protokol oldugunu iddia ediyor.Demek ki bizim bildigimiz sadece PKKi ile Erdogan'in yapmis oldugu pazarliktir aslinda daha cok seyler var ortaya atilmayan. Ileriki günlerde Almanya ile Türkiye'nin arasi acilirsa kimse buna sasirmasin cünkü bizlerin bilmediklerimizi yabanci istihbarat örgütleri bilmektedir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.