Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2008 İNFİZAC : Attan düştü şeceri subbar!. Nerde eşşek..nerde eşşek?. Eşdeğerli frenkinciri hani?. Sakladı suyumuzu beşeresinde.. TÜRKÜMÜZ : Arizona'dan mı geldin Sevgili yârim Uyan..uyan Opuntia duymadan Yavaş yavaş bana gel Bana gel.. DİPNOT HAMİŞİ : Ben iyi adamım yahu! Gene de uyandırayım bare ; "Koruyunuz gece açan zarif çiçeklerinizi, sabahın fecrinden çok reca ederim!." Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 16 Temmuz , 2008 EH, O ZAMAN "ÖL" VVHCELL!. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 17 Temmuz , 2008 GÜNCEL'İN MÂNA VE EHEMMİYETİ..VE..FELÂN..FİLÂN.. İŞTE..TA O GÜNLERDEN..SÖYLEYİVERMİŞ ADAM!. Diyarı küfrü gezdim, beldeler, kâşaneler gördüm Dolaştım mülkü islâmı bütün viraneler gördüm Bulundum ben dahi darüşşifayı Babıâlide Flâtunu beğenmez anda çok divaneler gördüm Cihan namındaki bir makteli âme yolum düştü Hükûmet derler anda bir nice salhaneler gördüm Ziya değmez humarı keyfine meyhanei dehrin Bu işretgehte ben çok durmadım amma neler gördüm ZİYA PAŞA Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 18 Temmuz , 2008 Keçisağanlar Assam dağlarında yaptırır çorba hicret zamanı geldi haydi! kalkın gidelim aman gece zamanı Emci'ler yetişsin aman zürur zamanı Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 19 Temmuz , 2008 ALLAH'IN KIZLARI Nedim Gürsel; Teorisyendir. Varsayıları; kendi kanalının özel vizyonlarıdır. Kişisel kabulleri doğrultusunda seçtiği kanal, görüntülü haber yayınları yapmakta ve.. Nedim Gürsel'de bu haber akışını izlemektedir. Haberler, zaman ve mekân ve biçim özellikli ifadeler olduğundan; Yazar ise bu kodlanmış verileri yeterli oranda tahlil edemediğinden, (HEPİMİZ GİBİ) Ortaya çıkan ; zarifane ve edebi bir eser olmaktan öteye gitmez. Bu tür anlatımların mahzuru, fazla ve gereksiz sözlerin kullanılması hususudur. Ancak, şu anda elde ettiği bilgi ve buna bağlı kabullerini temel alarak ortaya koyduğu anlatım ve bu bilgiler doğrultusunda meydana çıkardığı, tartışmaya açtığı konularda; Sayın araştırmacının böyle devam ettiği takdirde, kendisinin-kendisini aşacağı noktasından hareketle, zaman içinde bu yazdıklarını aksik ve gereksiz bulacağı da bir realitedir. Sayın Nedim Gürselin eseri, Teori olduğu ve gördüğünü aynen aktardığı olmakla, geçerli bir yapıttır, ve zaten tartışmaya da açmıştır. Okuyucu; kıraat ya da tilâvet, hangi yolu tercih ederse öyle yorumlayacaktır ve bu da olması gerekendir. Okunmasını tavsiye ederim. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 uydular/ yıldızlar yansıttılar bağımlıca yörüngelerine. soyunaçekenlerin parazit ekosu, bir tertip, ışıldıyor dahlia- çiftliğin mantosu- alevin gömleği harmanî. hesabını bilen maskeli kızılkanat dümenini çeviriverdi karyolanın başucundaki tahtanın tam aynasından yayılan hem kendi üretimi gerilim dalgalarına hem, hem kapılıp gitti işte.. uydu yıldızlar/ yıldızlar uydu taze projecikte, genel dolaşımın dizgesi üzerinde boşbirim uysallığı ile yansıttılar.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 1 Ağustos , 2008 BABYTUBE VAKIASI YA DA BEBERUHÎ ARCHAIC ARAZLARI.. O NUR'cuk geldi gaza çekememiş garibim of..of hemide kendi-cini naza Embryo garip cücük zevallı ilkel bebe Ah! Too-be Vah! Too-be O NUR'dan girdi tube Sen gecikmedin çucuum O zaten bi geçicik aha! aşikâr kanıt pek de düştü çenecik Son söz işte bu kadde Sen Baba-sın Nuri'ş emme O garip bir nenecik Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 5 Ağustos , 2008 SAHTE EMRAH'TAN SENTİMENTAL VE DE AAH..AH! TARZI BİR ADA ŞİİRİ : fanlarım, gurbete çıktım döndüm ki Nâzân'ım gitmiş! forum bana loş göründü salınıp gezenim gitmiş! içtim ben keder şarabı yine kavuştur Yâ Rabbî! elinde mîzah kitabı okuyup yazanım gitmiş! özlem içtim bâde diye arttı figânım ziyade ördek uçmuş! kaldı ada lâtife duygulum gitmiş! tek kelâm etmem ele düşmüş anım tatlı dile sırma zülfün ince bele tarayıp salanım gitmiş! istemem nükte bağı içirdi bana ağı ak gerdana pembe şalı bağlayıp gezenim gitmiş! tavrıma küsenim gitmiş! bir söze gücenip gitmiş! Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 6 Ağustos , 2008 DIALECTICAL IMPOST' üzerine DRAWBACK : Companions; illâkî cedel huş'tur.. emmâ; tecellüd gelmese idi ardından?. eyvâh kî! decl'e kaptırır da, ma'sum'a; cellad olursun bilmeden! deccal olursun Maazallah! ... (YUKARIDAKİ SÖZÜMÜZÜN OLDUKÇA-ÖZTÜRKÇE DEĞİŞİK BİÇİM DEYİŞ'İ AŞAĞIDADIR..) ... EYTİŞİMDE ALDATI'NIN DOKUNCALLIĞI ÜZERİNE SAPTAMA : Eytişim, özellikle akıl ve zekâ yolu ile yapılan bir tartışma olmakla birlikte çelişkilidir-aynı anda düelloya dönüşebilir. Nedeni; Yan'lardan birinin, DiğerYan gördüğüne göre ayrımlık savında olmaklığıdır. Ve ardından eşzamanlı ve koşut etkin durumlar ortaya çıkacak ve uyum bozulacaktır. İster-istemez çevre ögeler de olumsuz etkileneceğinden, sakıncalı görülmektedir.. Danke Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 10 Ağustos , 2008 ELF LEYLE VE LEYLE Agnes, Dağların Perisi ve gökkuşağının renkleri, vardiyamda ve yanımdasın hüzün zamanlarımda. Agnes, Sürekli dalgalanansın ve dalgalarda akıp-giden ve Çoban Yıldızı; hangisi? hepsi mi? Belki bir çıkarım yapmalıyım, şöyle bir daha incelemeliyim gereklidir belki. Şehrazad, büyücüsün sen! Işıkların ile parlatıyorsun yıldızları, yıldız oluyorsun parıldayan bazen, öyle bir bayram ki bu çıldırıyorum heyecandan. Her bir postun altında olabilirsin veya bir halıya binmiş uçuyorsundur, aynanın arkasına da geçmişsindir kimbilir? Sonuçta ikilemler öyle anlamsızlaşıyor sen varken! Haydi anlat masallarını.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2008 BİR EXISTANSİYEL ARAŞTIRMAMIN SONUCU OLARAK ORTAYA ÇIKAN "NİNNİ" VAKIA'SI YORUMUDUR : "NİNNİ" kelimesi kısır anlamına gelir. Yani kıyasî bişeydir. İki ayrı hüküm mevzuatından bir üçüncü hükümü çıkarmak gibidir. İşte konumuza bu ışığın altında durup baktığımızda; BÖLÜM : 1 "DANDİNİ DANDİNİ DASTANA" Bu cümlesi bize ne anlatmaktadır? Ve "DANDİNİ" niçün iki kez ve ard arda kullanılmıştır? DASTANA; Bu mevzuattan bişey annamayan sayın hanımlarınızın "DESTAN" kelimesini bozması ile ortaya çıkan abuk bir ifadedir. Aslı şöyledir ; "DANDİNİ DANDİNİ DESTANI" 1. DANDİNİ AÇIKLAMASI: Bay Dandini, 7.yy. da Hindistam'da yaşamış bir yasarımız olup, meşhur destanları vardır. Örneğin meselâ: On Prensin Serüvenleri'dir. 2. DANDİNİ AÇIKLAMASI: DAN'ların DİN'i gibi olmuş olabilicek bir VİKİNG DESTANLARIDIR. Uzun araştırmalarımla bulmuşumdur. Böylece Dandini niçin iki kere ve ardarda kullanılmıştır, çözülmüş olmaktadır. Yani; "DANDİNİ ve DAN DİNİ DESTANLARI" dır. BÖLÜM : 2 "DANALAR GİRMİŞ BOSTANA" a) Danalar niçün bostana girmiştir? Niçün tek bir dana değil de, sürü olarak girmişlerdir? c) Öküzler ve inekler neden evlâtçıklarını başıboş bırakmış ta, göz kulak olmadılar? İşte bu ve gibi sorular kafamı çok kurcalayınca araştırdım ve sonuçta şu sonuca vardım: Buradaki "DANA" büyükbaş heyvanlarımızın çocuku olan "DANA" değil ve fekat belki "DANABURNU" böcüğü olabilicektir. Yazarımız kısaca bunu böyle söylemiş gibidir. İroni yapmıştır. Ve dahi Danaburnu bostana girer ve lâhana ve daha başka sepselerimizin sapını, kökünü keser- koparır. Ama yemez!. Çünkü bu haşeremiz solucam yer diğer böcüksü yer. Asla nebatlarımızı yemes!. Demek oluyor ki, "NİNNİ" yazarımıs bizi kek görmüş böyle aldatmış olubilecektir. Ya da iyimserim, mantık hatası olubilicektir.. 3. Sonuç; Burada geçen "DANA" heyvanı olabilmeyip DAN'lar olabilicek ise de, aylarca araştırdım ve çok irdeledim ama, DAN VİKİNG'lerinin BOStON'a gidip şehre girdiği kaydını bulamadım.. Ama yazarımıız bunu bilmekteydi.. Herhalde idi..Öyledir..İnanırız.. Böylece son verirken, ileride ninni'mizin diğer dizelerini de çözümleteceğim müjdesini verir, sevgilerimi sunarım.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 21 Ağustos , 2008 EN GÜNCEL KONUMUZ OLAN OLİMPİYAT NEDİR? NE DEĞİLDİR? TARİHSEL ANILAR VE MEÇHUL UMUMİ ESASLARI İLE GÜNÜMÜZ KIR PİKNİKLERİ OLİMPİK EQUIPMENT İLİŞKİLERİ : Olimpiade kelimesi neyi anlatır bizlere? Şunu anlatır; Bilindiği üzere Babil Devri'ne gelinciye kadar herbi kimsemiz aynı lisanı kullanır idi. Ve bu kelimemiz de Babil öncesine dayanır. O vakıtlar askeriyye'ye verilen önem daha çok piyade sınıfına aitti. Ve bu nedenle sık sık talim-terbiye eğitimleri yapılır idi. Bu suretle daha alim, bilgili ve agâh yayalar yetişmesi sağlanırdı. Bahsini ettiğim talimler, geniş kırlık sahalarda tatbik edilir ve bu sırada sahanın etrafı yüzlerce meraklı seyirci tarafından doldurulur ve bu kişilerimiz piyade adamlarının en güzel işler yapanını dakikalarca algışlar idiydiler. Anlaşıldığı üzere kelimemiz anlaşılmıştır. Olimpiade; "Talim Piyade ya da Alim Piyade" fenomenal işlevinin kod adı olmaktadır. Açıkça ortaya çıkmıştır. Bakınız, Odisse'nin bir kahramanı şöyle demiştir; "Bir adam için en büyük şeref ellerini ve ayaklarını talim etmektir." İlyada'da tasvir olunan cemiyyet; güleş, ayak koşusu, cirit v.s. oynuyordu ve bu maksatla beden talimleri yapılırdı ve buna dini bir mahiyet dahi verilmiş idi. Sonunda Atlet-izm oldu! Atlet-izm Ayinlerinin en mühimmi Olimpiade Oyunları'dır ve mabetlerine de "GYMNASE" denir.(h.a. s:517 tarihi ve gizli arşiv belgelerimiz.) Gymnase kelimesi "ÇIPLAK" anlamına gelen Gumnas'tan türemiştir; bununla beraber atletlerimiz "DON" giyerler. Hatta yanlarına yedekte alır, sırt çantalarına koyarlar. Ne olmaz ne olmaz kabilinden. Emniyyettir, eyidir.. Mazide, o vaktın meşhur atleti Pausanias koşarken lâstiği kopan donu düşmüş, hem mahcub olmuş hem yarışı kaybetmiş, karizmayı da çızıktırmış idi. Yüzümüz kızarmıştır. Çaktırmadan mütebessimiz.. Bu arada, "ATLET" kelimesi de Yunanca ATHLOS kelimesinden gelir ki, "HASLET" demektir. Bu kavramın ifade ettiği anlam, mezkûr genç yavrumuzun yaradılıştan yetenekli, yani Hormonsuz olaraktan yetiştirilmiş olduğu, meçhûl kimyevi maddeler ilen dopinglenmemiş, Gymnase'ye çıktığı vakıtlarda eliyle-gözüyle acüp-macüp garip işveler yapmadığı, cıvık-mıvık megalo moronluklara tevessül etmediği ile kimsecikleri aşağılamayan demek oluptur.. Yorumumdur. Tartışılır.. Atina Jimnozları, Aristo düşünürümüzün Lykeon'u, Eflâtun'un Akademia'sı kadar şöhretli okullar idiydiler. Meşhurlardı. Jimnoz Okullarında türlü işler dönerdi. Koşu, sıçrama, çelik-çomak, güleşme, aşık atma, çember çevirme, hokkabazlık, cambazlık, raks ve çalgı yarışmaları, kadınlar arası çuval yarışı, yoğurt yeme yarışı yapılırdı. Yumruk güleşi Pugilat ve bilek güleşi de tedris olunmakta idi. Çok tetkik ettim. Doğrudur. İnanırım. Teşkilatlı ilk olimpik işler Jesus'un doğumundan 776 yıl evvel statiko oluşturmuş olup, İÖ.776 olarak ifade bulur. İhtimalî olaraktan 12 Asır ve en möhim-vahim vakıalar ile bile kesilmeden devam etmiştir. Mesela misâl, Termopil muharebesi ile bir çok yaya zevat iştigâl buyururkene, olimpik işler fiiliyata devam etmiş, tribunler hep dolmuştur. O zamanlardan antik bir olimpik program elimde mavcuttur: 1-Evvelâ stad boyunca (180 metro) ayakla koşulacak. 2-Gidip-gelme koşusu. (muallâk mesafe) 3-Esas koşu. (4600 metro) Kablelmilât 708'de ilâve olunan bir kaç yarışma daha vardır: 4-Pentathlon 5-Yumruk güleşi 6-Dört atlı araba yarışı 7-Gladyo ve Aslanlar ile olay inzimam etmiş, neşv-ü nemâ bulmuştur. Bütün bunlardan bizde geri kalmadık fanlarım. İstanbul, SultanAhmet Okmeydanı'nda nice yarışmalar yapmıştık. Amma o zamanlar buralara Bizans deniyordu. Bu günlere gelindiğinde bizler halâ olimpik erkinliklerimize ısrarla devam etmekteyiz. Serbest oyunlarımız el an mevcuddur. Yapılmaktadır. Şöyle ki; -Top, ip, file, sepet vesaitli oyunlar. -Musıkî ilen yapılan Rond. -Çocuk rakısları. -Adalara tenezzühler, -Yıl sonu fabrika gezilerimiz. -Kır yemeklerimiz, -kebab-zeytinyağlı dolma, -salımcak, ip atlamak, yakar top, -Körebe, dokuztaş, istop, -Evcilik ve bağlı olarak doktorculuk. -Bu arada fikir terbiyesi muhabbetleri, -Akıl oyunları, beyin fırtınaları, -Aynanın önü-arkası. -Kolaydan, güç olana; -Malûmdan, mechûle, -Basitten, mürekkebe gitmek suretiyle bizler her daim tenevvü hasıl eder, dikkat etmişizdir. *Son olarak: -Mimik ve ritm eğitiminizi ihmâl etmeyiniz. -Selülite faideli olduğunu unutmayınız. -Gül yaprağını hasseten teneffüs ediniz. -Tohumlu hüceyreler istimâl ediniz. -Çayır Otu örneğimizdir. -Neciliye fasilesinden olup, semirtir. *Mühim ve en son not: -Kırsal Stadyomlarda piknik faaliyetlerinizde, mazlum ve mahcub Kene haşeremizin cabbar zalımlarca çaktırmadan tenine sürülüvermiş olan, göze görünmez biyolojik viruslu tehlikeleri ve eşzamanlı olaraktan Kırımı-kongoyu unutmayınız. Eyi günler dilerim.. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 25 Ağustos , 2008 İnterlock nedir? **Bir cihazın yalnız önceden belirlenmiş şartlarda çalışabilmesine imkan veren güvenlik tertibatı. böyle düşününce nasıl da güzel görünüyorsun gözüme çekirge... ya da böyle : **f. birbirine bağlamak, birbirine kenetlemek; birbirine bağlanmak, birbirine kenetlenmek. ama en çok: tokattan mı geliyon da kız sen namuslu musun? derken geliyosun aklıma.. ben değilim galba... hastayım ama azıcık merak etme... Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 26 Ağustos , 2008 Ey Seyirci! Benim nazlı güzelim geldi. İnzivan'dan geldi. O Ay-Sima'nın bakışı Zühre'dendir ki, Aman! Gözlerini kapa.. Kumru! Eğer başım gözüm üzerine oturursan nazını çekerim. Çünkü nazlısın.. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2008 Ey Seyirci! Benim nazlı güzelim geldi. İnzivan'dan geldi. O Ay-Sima'nın bakışı Zühre'dendir ki, Aman! Gözlerini kapa.. Kumru! Eğer başım gözüm üzerine oturursan nazını çekerim. Çünkü nazlısın.. Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil... Bir katre olma, kendini deniz haline getir Madem ki denizi özlüyorsun, katreliği yok et gitsin Beri gel, beri ! Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Ağustos , 2008 Lâle Yanaklı! Yaprağından şüpheye düşme, tohum; aynı tohumdur.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 28 Ağustos , 2008 SAXO'NUN; "DAN" OLAYSALLIĞI ÜZERİNE KURGU ANLATTIKLARINDAN AMELETH MASALI'NIN "HAMLET" DENİŞİK BİÇİMİ VE "ŞEHNAME" TIRTIKLAMASI; Hamlet, babası mefat edince derin bir teessür içindeydi, üzülmüştü ve kulaana bazı sözler gelmişti çünkü.. Havva Anamızı kandıran muhteris Snake, Babiş'ini şalgam sanmış ve ısırıvermiştir! Yoksa bu Snake, kuzu postu altında vaşşi bir kurtmu idiydi? Meçhuldür.. (Ara Notumuz: Ahh..Cleo aklıma düşüverdi.. Hoş bir tazemizdir..Esmer ve kara-kuru bişeydi.. Seksi idi..Snake sanake zalım snake..) Neyse ve çünkü anası, babasının kardeşi ilen izdivaç yapmıştır ki sorunsal burada başlar. Mugannes bir gece idi.. Muhteris bulutlar kameri buğuluyordu.. Hamlet'imiz ani bir hamle ile birden kendisini Babacının; A! Mezarı başındadır ve 2 nci A! Babası demiştir ki; "Çocum, ürkmeyesin.. Ben ruh'um, bi poha yaramam. Bedencimin canına kast eden, şimdi senin baban olan kardeşimiz senin amucandır..Tiz intikamım alasız..Aferin..Hadi bakem.." demiştir.. Cürmü tevsik zordu..Takip şarttı..Usta bir aktör olunucaktır..Yaptı!. Nüktedan idi, çenekârdı..sebebi vardı.. Amuca-babası, Anne-yengesi istibdad ile Hamlet'i maruz bırakıyor idiydiler.. Ancak hummalı idi ama isteksizdir ve bu paradoks halâ çözülmemiş olup, hep meçhul kalıcaktır.. Niçün kararsızdır? Aceba oidipus karmaşası içinde çırpınmaktamıydı? Çelişkideyim.. Nihayet bir senario'yu sahneye koymuştur ve imâlı taşlamalar ile dolaylı dokundurmalar yapmıştır.. Oyunu oynarken göz ucu ile sanıkları gözlerdi ve şu önemli vurgusal Telmih'i yaptı Hamlet; "TO BE OR NOT TO BE!." işte sorun buradaydı..Etkilenmiştik.. Kral dedi ki; "Ölsün Hamlet-Yapmasın Telmih!." demiştir.. Şu anda Hamlet, nedenini pek muğlak bulduğum için orada bıraktığım bir davranış sergileyerek, Lord Polonios'u katledince, kızı Ophelia kafayı sıyırdı ve kendi kendini intiar etti.. Lord'un mahdumu Leartes, Hamletle düello yapınca kılıçlaydı ve fakat zehir işe karıştı, düello fecaatı işlendi.. Hamlet'imiz mefat etti.. Lecartes'de zeyirlendi, hade bakem oldu çünkü bilememişti.. Anası yılanımız da zeyirli şarap içip motive oldu.. İşte Hamlet'te öbürsü yana geçerkene son anda kralı kandırmış ve yanına almıştır.. Şimdi, bu faciya bize ne annatmıştır? Engiliş Faciyanüvis şahsiyeti allâme Şekispir'in en böyük eseridir.. Bize ööle dediler.. Koca koca amucalar, teyzeler, örtmenlerimis hiç yalan mı sölemişlerdir? İmkânsızdır! Eser annamasak da böyyük bir eser olup, huşû duymamak imkânsızdır.. Bye.. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2008 DOKUNCALI KALITIMSAL VARİS'LER VE.. DOKUNAKLI PLASMATİK VARİS'LER ÜZERİNE "SCOPHTALMUS MAXIMUS" SİFTLENMESİ; Servet-i Fünun-u Kevniye pasajında gezerken, durumu gerçekçi biçimde ancak Edeb-i Cedid patikasından temaşa edebiliriz.. Bu konuda en açıklayıcı-edebî bilgiyi yüksek şahsiyet ve âli bilgine feylesofiye'miz sayın Mikro Gazale'nin şu ahenkdar melodik dizelerinde algılayabiliyoruz; "Elinde maşa gider ataşa Kızlara paşa le Menşure hanım." Bile; oğlak burcunun VERİD üzerindeki yüksek baskısı plasmatik ekranımızda derûnî parazitler oluşturacaktır. Ahlâk dahi Mahlak (Kıl-tüy vs.), halak olacak ya da berbere gitmek lüzumlu bulunacaktır. Müstesna olarak Ebdan'ın servomekaniği DUMUR'a ve eyle DAMAR'a, ŞİRYAN'A, IRK'A, FITR'A, MATBAA'YA, EDİTÖR'E uğradıkta.. Periyodik Tablo'nun IIIb kimyası Dıqu'nun yönetimi eline geçer..cektir..öyledir.. Perdüvites olunmuştur! Artıkın Stallone bile giden serveti geri getiremezdir! Durum "KAPUT" tur! Biyerler "ŞİŞ" tir! Tombul oluşluk nedeni, silis ve alümin tortul birikiminden kaynaklandığı halde bilinmeyecek, "Çok yedim, kak yedim, karımşık yedim.." felân bahaneleri ile;.. "Bu öyleysem GAZ dır!" ihtimallerine baş vurulabilinecektir.. Asma asma bahçeler vardır.. Serindir.. Suları durmaz akardır..Ve.. Bakara'lar, Bakardır.. Artık "SUR" üfürülmüş olup bazı yerlerde "BASUR" olaraktan belirebilecektir.. Suriye'nin bu bahs ilen bi elakası yoktur.. SONUÇ NETİCESİ OLARAK: Hiç bir zaman ve yerde ve koşul şartlarında denetimi SERVET'e ya da RICHES'e bırakmayalım.. Yedekte bir müdafi' bulunduralım.. Lig ve sezon uzundur..Uyumayalım.. "MAZİNDE BİR TARİH YATAR, YAŞA FENERBAHÇE!." Alıntı
Φ Fuşya Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2008 Gönderi tarihi: 31 Ağustos , 2008 Osmanlıcadan Farsçaya ordan ver elini İngilizce, Latince ve ironinin allahını şeyetmişsiniz. Siz gerçekmisiniz yoksa şaka mı ? Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 3 Eylül , 2008 VUDU-LOA'cılar gecenin bi nısfında; "GÜM-BE-DE GÜM-GÜM" ritmi ile kös Davullarının zarlarını bir estetik tokmaklama ile tedirgin ederler. Niçün böylesi bir ritüele gereksinim vardır? Loa'mız, gecelerimizin bazı bölümleri olan uyku vaziyetlerinde düşümüze giren ve ma'sum zihnimizi stilize raks hareketleriylen Temazüc oluşturup teşevvüşler ile dağıtan bir güzel ve güzel olduğu kadar vamp bir hatunumuzdur. Loa'mız, "Hemen ve hep bana tapınınız!." der.. ve..Bazenleri tapmışızdır.. da..bilmemişizdir.. uyutmuştur..acınıyoruz..bize yazıktır.. Netice olarak; onbir ay üzerinde meş'um bir sulta kuran Rama-dan kuşağında, MARA ve zalım kızları (Genel Kültür olarak; Furia'lar) umulmadık gece seanslarında/Suarede ve LOA kisvesinde düşlerimize girecek ve bizleri aldatmak içün herbişileri kucurlıyacaktır.. Maazallah..Neuzü-billâh.. İşte LOA'yı kovucu olan canımız herbişimiz VODO'cularımızı sevelim..koruyalım..onlara yenikuruş'larımızdan verebilelim.. Her ne kadar sülâle boyu ve sıra ile ve yüzlerinde id-i-otic bir ifade ile; "Valla O, ben değilim..Bak benim vesikam var.. ha, belki sıfatlarımız benziyo.." felan kelâmları ile bezdirip, tırtıklıyor idiyseler de.. Sonuç olarak: "VODOLOA" sözcüğünden türemiş "DAVUL" sözcüğünü literatürümüze katarak bizi uyaran müstesna kişilikler, kadîm dostlarımız, "Houngan ve Mambo" larımızı şükran ve ürpererek anıyor, hepimizin Mübarek Ramadan'ının LOA'sız geçmesini diliyorum.. HATIRLATMA DİPNOTU : LOA ve VODO fenomeni ile ritüeline bir bir mutena örnek, sinemamızın asil tarihinde mevcuttur. Konunun olumsuz olabilicek hassasiyeti dolayısı ile ve sadece bir kaç mısra aktaracak, sonrasında ortaya çıkabilicek sahne, mizansen, oyuncular, davulcu ve ritmik dans hareketleri kreasyonunu sizlerin tahayyül ve tasavvurlarına bırakacağım.. İşte karşınızdaa LOA ve VODO DAVULCUMUZLAR!.. tamba tumba esmer bomba tamba tumba tamba tumba.. başımda bir tatlı belâ tamba tumba esmer bomba.. yine mi geldin? fikrimi çeldin.. gel yanıma yaplu MARA! kollarını sar boynuma alkopela belkopela başımda bir tatlı belâ.. tamba tumba tamba tumba tamba tumba esmer bomba.. yine mi geldin? fikrimi çeldin.. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 tokattan mı geliyon da kız sen namuslu musun? Şahsınızın cevaptan hoşlaşmayacağını da bilerek, Tokat'tan mı geliyon da kız sen Almus'lu musun? olarak düzeltmeyi memlekete hizmet olarak addettim. Almus Tokat'ın 8 ilçesinden biridir. Alıntı
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Taylan Abem.. Flavius'um.. Roma'nın Facto İmparatoru.. Vaşşi erkek.. Mor renkli pigmentler sana ne yazar? Abe be! O dediğin senin Talamus olabiler mi abe? kestane kebab acilen cevap.. Alıntı
Φ Taylan Abi Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 4 Eylül , 2008 Taylan Abem.. Flavius'um.. Roma'nın Facto İmparatoru.. Vaşşi erkek.. Mor renkli pigmentler sana ne yazar? Abe be! O dediğin senin Talamus olabiler mi abe? kestane kebab acilen cevap.. TALAMUS. Orta beyindeki büyük bir nukleus (çekirdek) grubudur. Omurilik ve beyin sapından gelen, çıkıcı duygusal lifler, burada kesintiye uğradıktan sonra, beyin korteksine gider. Talamus’un fonksiyonu tam anlaşılmamış olmakla beraber, stereoktaksik cerrahî yöntemler bu bölgeye uygulanarak çeşitli hastalıkları etkilemeye gayret edilmektedir. Ben ancak bunu buldum abem. Bu canına yandımın Talamus'u yenir mi içilir mi, gezilir görülür mü bilemedim. Madem cevap istedin; He deyip yazıyorum vesselam. Alıntı
Φ alamet-i farika Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 Gönderi tarihi: 5 Eylül , 2008 taylan bey, 1.evet hiç hoşuma gitmedi. 2.bendeki repertuarın bir de TRT arşivinde olduğunu adınız gibi bidiğiniz kanaatindeyim... 3.meendis olmanız hasebiyle lise yıllarınızı edebiyattan ve dolayısiyle, kinaye,teşbih-i beliğ,hüsn-ü talil gibi söz sanatlarımızdan bihaber geçirdiğiniz göz önünde bulundurulunca kabul edilebilir bi çıkış olmuş bu... interlock,(bak herhangibir sevda sıfatı yok farkettiysen...) 1.ayıp ama 2.ayıp yani... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.