Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

MAHİR KAYNAK AÇIKLAMIŞ


ugurozaltin

Önerilen İletiler

MAHİR KAYNAK İLE RÖPORTAJ

 

Küçük bir örgütün dünyaya mağaradan şekil verdiğini kabul etmek çok saçma. Terörü devletler yapıyor. El Kaide, CIA operasyonunun kod adıdır

Çatışma, Bush`un ABD`siyle İslam`da örgütlenen küresel sermaye arasında. El Kaide, Bush`un provokatörü. Küresel sermayenin ılımlı

İslamı`nı tasfiye ediyor Adamı gizli servis için angaje eder, al şu çantayı götür dersiniz. Uzaktan kumandayla da çantayı patlatırsınız. Alın size bir intihar bombacısı işte

 

NEDEN? Mahir Kaynak

 

Bütün dünyanın dengelerini, ilişkilerini, hatta yaşama biçimini, anlayışını ve kültürünü sarsan, değişime zorlayan büyük terör olayları yaşanıyor. Bu terör olaylarının her birinin altında da El Kaide imzası var. El Kaide, yeryüzünde istediği her yeri istediği zaman vurabiliyor, yeryüzünün her tarafında eylemleriyle görünebiliyor ama yeryüzünün hiçbir yerinde görülmüyor ve yakalanmıyor. Dünyanın bütün devletleri istihbarat da dahil ellerindeki bütün güçlerle bu örgütü yakalamaya çalışıyor ama yakalayamıyor. Sanki bütün dünyadan daha güçlü bir örgütle karşı karşıyayız. Bu örgütün yaptığı terör eylemlerinin somut bir amacı ve somut bir talebi de yok. Bu nedir peki? Böyle bir şey mümkün olabilir mi? Dünyadan daha güçlü bir örgüt nasıl hiç görülmeden var olabilir? Bu anlaşılmaz ve açıklanması neredeyse imkânsız görüntünün arkasındaki gerçekleri, ihtimalleri, El Kaide`nin ne ve kim olduğunu, kim tarafından desteklendiğini, amacını, hangi siyasi çekişmenin içinde yer aldığını eski bir istihbaratçı olan Mahir Kaynak`a sorduk. Üniversitede 20 yıl iktisat profesörlüğü yapan ve 10 yıl MİT`te çalışan Kaynak, bilinen iddialardan değişik ve tartışılacak görüşler ileri sürdü.

 

Dünya yine El Kaide paniği yaşıyor. Bu örgüt dünyanın her tarafında kendi varlığını gösterebiliyor ama dünyanın hiçbir yerinde görülmüyor ve bulunmuyor. Bu öyle bir terör örgütü ki, tarifi, tanrının tarifine benziyor. Dünyanın her yerinde var olabilen ve dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen bir örgütten söz edildiğinde, bir istihbaratçı ne düşünür?

Bu örgütün olmadığını düşünür.

El Kaide diye bir örgüt yok mu? Bu terörü başkaları yapıyor da, biz olmayan bir örgütü mü arıyoruz?

 

El Kaide diye bir örgüt yok. Eğer bir örgütten bahsediyorsanız, bu örgütün siyasal bir hedefi olması gerekir. El Kaide`nin hedefi nedir sorusunun daha cevabı yok. Kimse El Kaide`nin hangi somut hedefe ulaşmak istediğini bilmiyor. Oysa İRA, ETA gibi terör örgütlerinin somut hedefleri ve somut coğrafi alanları vardır. Ayrıca bunların bir kadrosu ve bir örgüt yapısı da vardır. El Kaide`de bu unsurların hiçbiri yok. Ne kadrosu var, ne de coğrafi bir alanı. Bütün dünya eylem alanları bunların.

El Kaide`nin bir dönem Afganistan`da kurulan Taliban düzenini bütün İslam dünyasında kurmayı hedeflediği söyleniyor. Sizce El Kaide`nin böyle bir amacı yok mu?

 

Bir amaç ile eldeki araçlar arasında uyum olması gerekir. Elinize bir topluiğne alıp `Ben adam öldüreceğim` derseniz olmaz. El Kaide`nin kendi gücüyle, İslam dünyasında öngördüğü rejimi kurması mümkün değil. Ne gücü, ne kadrosu, ne de destekleyicisi var. Aslında El Kaide diye bir örgüt yok. El Kaide, bir istihbarat servisinin yaptığı operasyonun kod adıdır. Bu yüzden de bizim önce yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide operasyonuyla dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak isteniyor.

El Kaide terörüyle nasıl bir siyasi sonuç yaratılıyor sizce?

 

El Kaide eylemlerinden çıkan tek siyasi sonuç, Batı dünyasında bir İslam aleyhtarlığının doğuşudur ve İslam`ın terörle özdeşleşmesidir. Böyle bir siyasi sonuç niçin isteniyor ve bunu kim istiyor sorusunun cevabını bulmalıyız. Çünkü El Kaide`nin eylemleri dünyadaki dengeleri değiştiriyor. Küçük bir örgütün dünyaya şekil verdiğini kabul etmek kadar saçma bir şey olamaz. Bu büyük bir operasyondur. Öyle ki, dünyada, halklar nezdinde, İslam karşıtı bir cephe oluşuyor her şeyden önce.

İslam karşıtı bir cephe oluşturularak ne elde edilmek isteniyor?

Bakın, bugün dünyadaki yeni dengenin nasıl kurulacağıyla ilgili iki ayrı yaklaşım var. Biri, küresel sermayenin yaklaşımı. Diğeri Bush`un Amerikası`yla Putin`in Rusyası`nın yaklaşımı. Küresel sermayenin yaklaşımı, Huttington`ın `Medeniyetler Çatışması` tezini benimsiyor. Dünyayı Batı medeniyeti ve onun dışında kalanlar diye ayrıştırıyor ve `Dünyadaki yeni denge, Batı dünyasıyla diğerleri arasında kurulsun` diyor. İkinci yaklaşım ise dünyayı, geçmişteki gibi yine bir tarafta Amerika, diğer tarafta Rusya diye ikili bir dengeye oturtmak istiyor. Bugün dünyadaki çatışma işte bu kurulacak yeni denge konusunda yaşanıyor. Şu anda Bush`un Amerikası`yla Putin`in Rusyası anlaşmış durumda. Bunların karşısında da küresel sermaye farklı bir güç odağı olarak duruyor. Şu anda bunlar dışında bir siyasi hedefi olan başka bir güç odağı yok dünyada. Küresel sermayenin de dünya için biçtiği bir yönetim biçimi var.

Nedir o?

 

Küresel sermayenin bir `ılımlı İslam` politikası var. İslam`ın kapitalizmle uzlaşmazlıklarının kaldırılması ve piyasa ekonomisine sokulması politikası bu. Küresel sermaye, `İslam dünyasını Batı sisteminin ve pazarının içine sokarız ve böylece sorun biter` diyor. El Kaide ise küresel sermayenin ılımlı İslamı`ndan tamamen farklı bir hedefi devreye sokuyor. `Müslümanlar dünyadaki düşman, öteki olsun` diyor. Nitekim El Kaide`nin eylemleri sonucunda dünyada öyle bir İslam karşıtı cephe oluşuyor ki, ılımlı ya da radikal ayrımı yapılmadan bütün İslam `terörist` kabul ediliyor. Böyle bir sonucu bir İslami odağın yaratmasının mantığı yok. Bunu Batılı bir odak yapıyor. Küresel sermayenin `ılımlı İslam modeli`ni ve siyasal İslam`ı tasfiye etmek için yapıyor bunu.

Kapitalizmle çatışmayan bir ılımlı İslam`ı, Amerika niye yok etmek istesin ki?

 

Çünkü küresel sermayenin İslam içinde bir örgütlenmesi, yapılanması var. Küresel sermaye petrole sahip değil ve petrol şirketlerini kontrol etmiyor ama petrolü üreten ülkelerin yönetimini ele geçiriyor. Yeltsin döneminde Rusya`yı da ele geçiriyordu. Şu anda Suudi Arabistan`daki para sahipleriyle küresel sermaye arasında da bir bütünleşme var. Amerika işte bu yapıyı tasfiye edecek. Yoksa Amerika, bir zamanlar kendi vilayetinden daha yakın telakki edilen Suudi Arabistan`daki rejimi neden değiştirmek istesin ki? Geçenlerde Bush yönetimine yakın bir isim, bir Arap zenginin ABD`den çektiği parayı Türkiye`ye sevk ederek Türk ekonomisini ayakta tuttuğunu yazdı, şikâyet etti.

Türkiye`nin çatışmada yeri ne?

 

Türkiye bugün, ılımlı İslam modeliyle küresel sermayenin yönetiminde olan en önemli ülkelerden biridir. Hükümetin Amerikan yönetimiyle arası iyi değil. Başbakan Erdoğan `Düğmeye bastılar` diye şikâyet ediyor. Bush ve Putin yönetimleri, küresel sermayenin ılımlı İslam tezini ortadan kaldırmak istiyorlar. `Ilımlı İslam yok. İslam bir bütündür, hepsi radikaldir. Ya sekülerleşeceksiniz ya da yok olacaksınız` diyorlar. Bunlar, İslam`ı siyasal olmaktan çıkaracaklar. Sonuçta, dünyadaki bugünkü çatışma mağaradaki bir adamla dünya arasında değil. Çatışma, küresel sermaye ile Bush`un Amerikası arasında yaşanıyor. El Kaide de, Bush ve Putin`in temsil ettiği cephe adına bütün provokasyonları yapıyor, küresel sermayenin ılımlı İslam modelini bitiriyor.

Sizin küresel sermayeden kastettiğiniz nedir?

Küresel sermaye, herhangi bir işletmeyi, şirketi, fabrikayı yönetmeyen, bunların da sahibi olmayan, sadece paraya hükmeden ve parayı kullanan gruptur. Finans kesimindeki bu kişilerin kullandığı paralar sadece kendi servetleriyle de sınırlı değildir. Çünkü bugünün dünyasında paranın sahibi ve kullananı farklıdır. Yani siz paraya sahip olursunuz, bu parayı bankaya yatırırsınız, bu parayı bankanın yöneticisi kullanır. Dolayısıyla küresel sermaye bugün dünyada kendi servetini çok aşan bir biçimde trilyonlarca dolara hükmeder ve ulus-devletler kadar güçlüdür. Üstelik bir coğrafyaya bağlı da değildir. Her yer onun mekânıdır. Amerika`nın yıkılması onu çok da rahatsız etmez.

Soroz bunlardan biri mi?

 

Soroz, Rochild, Rockefeller küresel sermayenin temsilcileridir. Küresel sermayenin devleti aşan bir gücü var. Şu anda Amerika ve Rusya`daki yönetim, küresel sermayenin siyasal gücünü tasfiyeye uğraşıyor. El Kaide, küresel sermayeye ve İslam`a karşı kullanılıyor. Ama bazıları `Afganistan`da mağarada yaşayan bir Usame bin Ladin var, o bütün dünyayla savaşıyor` diyor.

El Kaide, sizin dediğiniz gibi bir operasyonun kod adıysa, sonuçta yine operasyonu yapan bir örgüt var demektir. Dünyanın bütün istihbarat örgütlerinin aradığı ama izini bulamadığı, bir anlamda dünyadaki bütün istihbarat örgütlerinin toplamından daha güçlü bir örgüt nasıl olabilir?

El Kaide operasyonunu CIA yürütür ve Putin yönetimi de bunun farkındadır ya da ortağıdır. Diğer ülkelerin gizli servisleri ise operasyonu sadece anlamakla kalırlar. Amerika`ya karşı bir şey yapmak kolay mı? Zaten devlet operasyonlarında da gerçek hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Kennedy`nin devlet tarafından öldürüldüğüne dair neredeyse kesin kanaat var ama bunun kanıtı asla ortaya çıkmaz. Burada da Amerikan istihbaratının kullandığı adamların adına El Kaide demişler. Yapılacak eyleme göre üç-beş kişi temin ediliyor ve o eylem yaptırılıyor. Bunlar örgüt falan değil. CIA tarafından kullanılan adamlar bunlar. Bu terörü devletler yapıyor. Bunları intihar saldırılarına falan sürüyor. Kendi ikiz kulelerini vuruyor. Buna, Amerikan siyaset yapımcıları karar vermiştir. Bush da bilmeyebilir. CIA da büyük bir gücün içerisinde sadece uygulayıcı organdır.

CIA, ikiz kuleleri vurarak vatandaşlarını mı öldürdü?

11 Eylül`ü CIA neden yapmasın?

 

Eğer size bunun alternatifinin bir savaş olduğunu söyleseydi, `Bunu yapmasaydım savaşacaktım ve bu savaşta 1 milyon kişi ölecekti` deseydi...

İkinci Dünya Savaşı`nda da benzer bir hesaplaşma, bir yerleri ele geçirme kavgası vardı ve sonuçta 50 milyon insan öldü. Şu anda dünyada çok düşük maliyetli bir savaş yaşanıyor. Bize de, çatışmanın tarafı olarak bir tarafta El Kaide, diğer tarafta bütün dünya gösteriliyor. Bunu kabul ederseniz bir sürü mantıksızlığın içine düşersiniz.

Ne gibi?

 

Bugün, dünya savaşının sonucuna benzer sonuçlar yaratılıyor. Bunu bir avuç militanın yaptığını kabul etmek mümkün değil. Yani öyle bir güç var ki, yaptıklarıyla dünya yeniden şekilleniyor, ama bu örgütün içinden hiçbir ihanet çıkmıyor, ona para hiç tesir etmiyor, hiçbir bilgi sızmıyor. Niye? Çünkü El Kaide diye bir örgüt yok.

Operasyonlarda projeye uygun olarak üç-beş Müslüman kullanılıyor. Ellerinde de zaten Afganistan ve Pakistan`da daha önce Sovyetler`e karşı yetiştirdikleri adamlar var. Militanlar çok kısa süreli istihdam ediliyor ve hatta eylemi yapanlar da ölüyor. Bilgi sızmaması için bütün tedbirleri alırlar. Mesela bazen militanın kendisi bile militan olduğunu bilmeyebilir. Adamı gizli servis için angaje edersiniz, al şu çantayı götür dersiniz. Uzaktan kumandayla çantayı patlatırsınız. Alın size bir intihar bombacısı işte. Bir kamyoncuya şu sütleri götür dersiniz. Yoldan geçerken de patlatırsınız.

El Kaide`nin kendisi gibi bir de hayalet lideri var. O da ne görülüyor, ne bulunuyor. Böyle aranan biri, güçlü bir destek olmadan bu kadar uzun süre gizlenebilir mi?

Gizlenemez, mümkün değil. Gizli servislerce saklanıyor olması lazım.

İslam`la terör arasında bağlantıyı El Kaide kuruyor. El Kaide sayesinde artık Batı`da Müslüman denildiğinde akla terör geliyor. Her yanda Müslümanlar baskı görüyor. El Kaide`nin, İslam`la terörü böyle birbirine bağlamaktan amacı ne?

İslam terörle özdeşleştiği zaman siyasal vasfını kaybetmek zorunda kalır. Amaç, İslam`la terörün özdeşleşmesi ve böylece İslam`ın bir düşünce, bir siyasal söylem olmaktan çıkarılmasıdır. Zaten bir siyasal fikri yok etmek istiyorsanız, önce onun içini düşünceden boşaltacaksınız sonra da o hareketi sadece eylemci yapacaksınız. Türkiye`de sol da böyle bertaraf edildi. Solun içi düşünce olarak boşaltıldı ve solcular sadece birer `silahlı eylemci` profiline dönüştürüldü. Kürt hareketi de böyle oldu. Sınıfsal hareket olarak başladı, terörist haline geldi. Bugün de Batı, İslam için aynı metodu kullanıyor. Amerikan derin devleti, siyasal İslam`ı böyle tasfiye ediyor.

Siyasal İslam niye bitirilmek isteniyor sizce?

Siyasal İslam dünyada solun yerini alıyordu. Batı toplumlarında da, ezilmiş insanlar İslam`ı bir kurtuluş dini olarak görüyordu. Şimdi hem İslam`ın içini düşünce olarak boşaltıyorlar hem de küresel sermayenin İslam ülkelerindeki egemenliğini bitiriyorlar. Yaşanan, ulusal-devletlerle küresel sermayenin kavgasıdır. Küresel sermaye devlete karşıydı ve devleti aşacaktı. Şu anda ulus-devletin egemenliği korunmaya çalışılıyor. Kapitalizmin üst ürünü olan küresel sermaye devletlerin kontrolü altına alınmaya çalışılıyor. El Kaide`nin eylemleriyle de, küreselleşmenin mekanizmaları yıkılıyor. Zaten dünyada İslam`ın yükselişi de İslam`ın kendi dinamikleriyle olmamıştı. Sovyetler`i kuşatmak için yaratılan Yeşil Kuşak projesi olmasaydı, biz bugün etrafta bu kadar namaz kılan adam görmezdik. Ama artık küresel sermayenin, Yeşil Kuşak ve siyasal İslam içindeki gücü görüldüğü için Yeşil Kuşak`ı ve siyasal İslam`ı bitiriyorlar.

Bir de bizim PKK terörü sorunumuz var. PKK, pek başvurmadığı kanlı bir yönteme başvuruyor şimdi. Batı bölgelerindeki sivil hedeflere saldırıyor. Niye yapıyor bunu?

 

PKK`nın kim olduğu belli değil, bölündü. Terör eylemlerini hangi parçası yapıyor ya da PKK mı yapıyor, çok şüpheli. PKK, İran ve Suriye`yle mücadelede. Amerika ve Avrupa terörist ilan etmiş. Barzani ve Talabani`yle geçinemiyor. Böyle bir örgüt, `Bu kadar düşman şu anda bana az, ben bir de TSK`yı üzerime çekeyim de, beni iyice ezsinler` der mi? PKK`nın tasfiyesini isteyen bir güç, adına PKK deyip eylem yapıyor. Mesela ben Barzani olsam böyle bir işi yaparım, PKK derdinden kurtulurum. Bu terör eylemleri sonucu eğer biz Türkiye`dekileri Irak`a doğru sürersek, orada zaten izole edilmiş olduklarından aç ve parasız kalırlar ve siyasi destekleri kalmadığından mecburen Barzani`nin emrine girerler. Bir örgüt silahla değil satın alınarak tasfiye edilir zaten. Şimdi de PKK`nın tasfiyesi isteniyor ve şu anki proje PKK`nın Barzani`nin kontrolüne girmesini sağlamaktır. Yapılan o... PKK`lılar paralı asker haline gelecekler...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

ABD de yapılan seçimler...

 

Kerry nin oyları yapılan her ankette daha fazla...

 

ABD halkı Bush a tepkili...

 

Sonra ne oldu???

 

Ben arkadaşlarıma danışıklı dövüş teorisinden bahsettiğim günlerde El-Kaide nin kaseti piyasaya sürüldü...

 

Yakın zamanda yapılan anketlerde,araştırmalarda Bush un oylarının artmış olduğu görüldü...

 

Acaba uzun süre sessiz kalan şahısların bir anda dili mi çözüldü???

 

Saddam bile gerçekten CIA kökenli mi???

 

DANIŞIKLI-DÖVÜŞ tartışılması gereken bir görüş bence...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

TESEKÜRLER, ACIKLAMA, GERCEKTEN COK KIMSENIN YABANCI OLMADIGI TÜRDEN BIR ANLAYISLA YAPILMIS.

DÜSÜNMEGE DEGER.

 

"Zaten dünyada İslam`ın yükselişi de İslam`ın kendi dinamikleriyle olmamıştı. Sovyetler`i kuşatmak için yaratılan Yeşil Kuşak projesi olmasaydı, biz bugün etrafta bu kadar namaz kılan adam görmezdik. Ama artık küresel sermayenin, Yeşil Kuşak ve siyasal İslam içindeki gücü görüldüğü için Yeşil Kuşak`ı ve siyasal İslam`ı bitiriyorlar. "

BU TESBIT ISE ZATEN DOGRULARIN BASINDA GELIYOR.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam a zarar veren de siyasallaşma olmamış mı???

 

İşte ABD-İSRAİL(Tapınakçı-Siyonist) işbirliğinin İslam a kurduğu tuzak...

 

Çevremizde o kadar çok sahte Müslüman var ki...

 

Ben DANIŞIKLI-DÖVÜŞ olayına de her geçen gün daha fazla inanmaya başladım...

 

Gerçekten dehşet verici...

 

ABD nin kendi halkının alt kesiminden bazı insanları kısırlaştırdığını duydum...

 

HIV in nasıl ortaya çıktığı ise yıllardır tartışılıyor...

 

Çin yükseliş dönemine girince bir hastalık türüyor...

 

Ülkenin ekonomisi sarsılıyor...

 

Tesadüf olabilir mi bunlar???

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam a zarar veren de siyasallaşma olmamış mı???

 

İşte ABD-İSRAİL(Tapınakçı-Siyonist) işbirliğinin İslam a kurduğu tuzak...

 

Çevremizde o kadar çok sahte Müslüman var ki...

 

Ben DANIŞIKLI-DÖVÜŞ olayına de her geçen gün daha fazla inanmaya başladım...

 

Gerçekten dehşet verici...

 

ABD nin kendi halkının alt kesiminden bazı insanları kısırlaştırdığını duydum...

 

HIV in nasıl ortaya çıktığı ise yıllardır tartışılıyor...

 

Çin yükseliş dönemine girince bir hastalık türüyor...

 

Ülkenin ekonomisi sarsılıyor...

 

Tesadüf olabilir mi bunlar???

9058[/snapback]

 

ispat edemiyeceğimiz şeyler.yapılması gereken olayları tek taraflı izlememek.bilgilerin verildiği gibi alınmaması.bunu yapacağız elimizden gelen bir şey yok çünkü.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

PARAPSİKOLOJİK HARP

Özellikle gizli haber alma örgütleri tarafından uygulanan beyin yıkama yöntemleri bir nevi zorunlu hipnotik trans gibi gelmektedir. CIA tarafından konu ile ilgili yayınlanmış gizli bir raporda soğuk savaş döneminde KGB`in beyin yıkama ve insan eğitme yöntemleri incelenmiş. Bu raporda insanın savunma sistemlerinin nasıl yıkılabileceği ve yeni model bir insanın nasıl inşa edileceği detaylı olarak anlatılmıştır.

Rejime muhalif insanların bu beyin yıkama yöntemlerinden nasibini aldığı gibi, rejimin yanında gönüllü olan insanların rejim ile tam bir uyum içerisinde birer robot gibi çalıştırılabilmesi için de bu yöntemler uygulanmaktadır. Gönüllü hipnoz ve benzeri seanslar ile bilinç altına girilen savunmasız birey rejimin tam bir robotu olabilmektedir. Tüm düşünce kalıpları rejimin istediği insan tipini inşa eden, gerektiğinde bir terörist, gerektiğinde bir sabotajcı gibi eğitilmesine imkan vermektedir. Konu ile ilgili çalışmalar sanat kültür hayatına konu olmuş ve bir çok özgün sanat eseri yapılmıştır. Bunlarla ilgili yazılan romanlar, senaryolar, tiyatrolar ve çekilen filmler hatıralarımızda hala canlılığını korumaktadır. Beyin yıkama yöntemlerinden en güzel bir örnek olarak son imparator filminde Mançurya İmparatorunun beyin yıkama operasyonudur. Bir imparatordan rejime uygun bir insanın nasıl inşa edildiği güzel bir örnek olarak sergilenmiştir.

 

1980 yılları başında ise, ABD`yi uyaran daha enteresan ve ürkütücü haberler duyuluyordu. Başkan Reagan ABD`de iktidara gelince Pentagon, CIA, FBI, DIA`nın kesin bilgilerini kapsayan dosyalarla karşılaştı. Bu bilgilerin bir kısmına açık basında da rastlıyoruz. Konu, Sovyetlerin zihin harbi ve parapsikolojisi çalışmalarıdır.

 

Bu raporlarda, ABD`de yerleşen yeni tip bir casusluk şebekesinin mevcudiyetinden söz edilmektedir. Hipnoz, telapati., düşünce okuma ve nakli gibi özel yeteneklere sahip ajanlar, Amerikan halkının şuuraltlarını etkileyerek düşüncelerini KGB (Sovyet İstihbarat Örgütü)`nin programı çerçevesinde değiştirmeye çalışmaktadır. Bu ajanlar çeşitli dini ve mistik topluluklara nüfüz ederek, bu organizasyonları konsantrasyon ve imajinasyon çalışmaları ile etkilemek yolundadırlar. Washington çevresi, ABD yöneticileri ve politikacılarnı etkilemek için başlıca hedef bölgesi olarak seçilmiştir.

 

Albay Alexander Raporu olarak basına intikal eden bilgilerde; " Başkan Reagan`ın zihnini ve şahsi kararlarını kontrol altına almak" şeklinde belirlenen çalışmalardan bahsedilmektedir. Yine aynı raporda insan ve çeşitli tip hayvanları etkileyebilmek için deneyler yapıldığı anlatılmaktadır. Sovyet vatandaşı bayan Kulagina`nın PK gücüyle bir kurbağanın kalp atışlarını durdurabildiği açıklanmıştır.

 

Albay Hodgson`un da, basına, parapsikolojik harp konusunda yaptığı açıklamalar çok önemlidir. Rapora göre, nükleer silah etkileri ESP gücü ile bir araya getirilerek "Hyperspace Nuclear Howıtzer" Uzay Üstü Nükleer Obüs adı verilmiştir. Sibiryanın ıssız bir bölgesinde beton sığınak içinde meydana getirilen nükleler infilak etkisi, bir grup yetenekli psjiko süje tarafından, tahribi istenen hedef üzerine, zihinsel olarak nakledilmektedir. Mesafe sınırlaması yoktur.

 

Sovyetler`in; labaratuvarda ürettikleri bakteri türlerini kullanarak, psişik süje yardımı ile uzak mesafelerde, zihin yoluyla hastalık çıkarabildikleri de anlatılmaktadır.

 

Albay Hodgson, raporunda psişik güç yükselticiden de bahsetmektedir. Düşüncelerin konsantrasyonu ve yükseltilmesi yoluyla hedefler tahrip edilebilecektir. Bu işlem için askeri hedefin fotoğrafını kullanmak yeterli olmaktadır.

 

ABD`de Hieronimus makinası olarak bilinen ve patenti alınmış olan cihazla uzak mesafelerden zararlı böcekler öldürülebilmektedir.

 

1963 yılında kaybolan ABDde Nükleer Denizaltısı Tehresher`in, bu tür bir silahla batırıldığı söylenmektedir.

 

ABD`de parapsikolojik savunma için psişik süje yetiştirme çalışmaları başlatılmıştır. Profesyonel yetenekli medyumlardan da yararlanılmaktadır. Parapsikoloji labaratuvarında ilk planda 34 medyum çalışmalara başlamıştır.

 

Bulgaristan Parapsikoloji Kurumu Başkanı Prof.Dr.Lozanov da ESP konusunda şöyle konuşmaktadır:

 

"Her insan telepattır (geleceği bilme, prejognition). ancak kimse bu sahip olduğu yeteneği kullanamıyor. Aynen musiki gibi. Herkes birkaç nota çalabilir, fakat onların içinde iyi bir müzisyen yeteneğine sahip bir kaç kişidir."

Çekoslavakya Bruno Üniversitesi Rektörü Biyolog ve Fizyolog Dr. Eduard Babak, parapsikoloji hakkında şu açıklamayı yapmıştır:

 

"İnsan beş duyumdan daha fazla duyuma sahiptir. Bugün hiç şüphe yok ki, bazı psiko-fizyolojik şartlar altında insan ruhu başka bir insanın ruhunu etkilemektedir. Hem de başka duyumların algılamaları karışmadan."

 

1970 yılları başında SSCB ` de paranormal olayları inceleyen, parapsikoloji alanında çalışan 20`den fazla merkez mevcuttur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.