Φ tülvent Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2011 Susarız… Konuşulan konuyu boş, basit ve anlamsız buluyoruzdur, konuşmayı da gereksiz ve anlamsız buluruz… Susarız… Konuşulanlar öyle abes ve mantık dışıdır ki sadece hayretle dinler ve sessiz bir tepkiyle belli ederiz duruşumuzu… Susarız… Sessiz bir onaydır susuşumuz… Biraz utangaçlık belki ama içten bir katılıştır söylenenlere… Susarız… Sessiz bir bekleyiş olur susmak… Ya kendimizin yada karşımızdakinin ortak değerleri yeniden gözden geçirmesine tanınmış bir fırsattır sessizliğimiz… Ya da birinin bizi fark etmesi, doğru algılayabilmesi için tanınmış bir süre… Susan için endişe ve olasılık hesapları arasındaki gel git lerle biraz da huzursuz bir bekleyiştir susmak… Susarız… Dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz… Öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak… Ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar… Ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen… Susarız… Hassas ve kırılgan bir tepkidir… Küçücük bir hatırlatmadır belki… Fark edilmesi ve onarılması incelik ister… Ya yeniden bir kazanıştır yada aleyhte bir delil olarak kalır karşımızdaki için… Susarız… Bir ilişkide negatiflerin gözümüze batmaya başladığı, karşımızdakine ait aleyhte deliller dosyasının kabarmaya başladığı ve hatta dosyayı masanızdan kaldırmaya gerek duymaz olduğunuz bir noktadasınızdır… Bir duruş, bir soluklanmadır susmak… Ortak geçmişin değerlendirilmesi ve geleceğin muhasebesidir… Durup yeniden, şimdi bulunduğunuz noktadan bir daha bakmak istersiniz yaşananlara ve eldekilerle geleceğe gitmenin ne kadar mümkün olduğuna… Bir içe kaçış ve söylenemeyenlerin biriktirilmeye başladığı yerdir susmak… Susarız… Ayağımız yerden kesilmiş, bulutların üstündeyizdir ve çiçek çiçek bahardır yüreğimiz…Sevdiğimizle yan yana ve can canayızdır… Öyle bir ruhsal bütünleşmedir ki hiçbir söz tanımlamaya yeterli gelmez hissedilenleri ve susarız… Sadece yüreklerin ve gözlerin konuştuğu yerdir suskunluğumuz… Susarız… İletişimin tıkandığı yerdeyizdir , hiçbir iletinin bize yeterli gelmediği ve hiçbir iletimizin doğru algılanmadığı… Yanlışlıklar, yanılgılar ve kim bilir belki de gerçeklerdir bir fırtınaya tutulmuşçasına savrulup duran… Sözler yerini sessizliğe bırakmaya başlar ve siyah, tek nokta konur cümlelerin sonuna… Zamanla cümlelerimizin sonuna konan o tek ve siyah nokta büyüyerek bir kara deliğe dönüşmeye başlar… Güven ve sevginin içten içe çürümeye başladığı yerdir ve gitmek zamanının ertelenmiş halidir susmak… Susarız… Kabul edilmiş bir hata yada suçtur susuşumuz ve söylenecek her söz kaybetme riskidir…Korku eşlik eder suskunluğumuza… Susarız… Bir gidişi kabullenmektir susmak, yerinde ve zamanında olduğunun ayırdımında olduğumuz bir gidişin… Susarız… Hayata karşı bir susuştur bu kez yaşanan… Bizi can evimizden vuran bir kayıp, yaşanan büyük bir acı, ölesiye bir çaresizliktir yaşadığımız… Söylenecek hiçbir sözümüzün adrese teslim olmayacağından emin olduğumuz, bütün sözcüklerin anlamını yitirdiği bir yerdeyizdir… Hayatın bize bir şey katamadığı ve bizim de hayata bir şey katmak için anlamımızı kaybettiğimiz bir yer… Belki de boş gözlerle, algılamadan bir seyirdir hayat o noktada ve belki de amacı ve beklentisi olmayan, bir mesaj kaygısı taşımayan ve hedefi olmayan tek susuştur yaşadığımız… Susmak; eylemsiz ve durağan bir edim gibi görünse de her susku bir şey anlatır yine de ve her suskunun bir nedeni vardır ve her susku içinde pek çok sesi hapseden sessiz bir eylemdir… Esin ARDIÇ Alıntı
Φ Radya Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2011 Gönderi tarihi: 24 Temmuz , 2011 Sustuğun zaman, neden için sıkılıyor, melûl oluyorsun Susmayı huy edin, zira, susmak iyi huylu olmanın esâsıdır. Zâten, kim susmayı biliyor ki? Susan nerede? Susmuş dediğin adamın, yüzlerce feryadı, haykırışı var. O sessizlik, yüzlerce haber yollamada, elçiler göndermededir....Hz. mevlana Alıntı
Φ tülvent Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2011 Güneş altında söylenmedik söz yokmuş bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi. Ne gece ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde... Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde! Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyorum... Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim; ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde! Aziz Nesin "Susmak bir şeylerin anlatımıysa, şüphesiz en anlamlı şeydir susmak..." Alıntı
Φ tülvent Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 28 Temmuz , 2011 Susmak kabullenmektir habersiz geleni; Bazen acı çekmektir, Haklılığını bile bile boyun bükmektir, Kelimelere küsmektir üzmemek için sevdiğini… Susmak dinlemektir alabildiğine hırçın düşünceleri; Bazen göz yaşlarını saklamaktır, Hüznü sessizliğe zincirlemektir, Göstermemek için toprağa düşeni… Susmak sevmektir adını haykıramadığın kişiyi, Bazen ödün vermektir, Hicranıyla yüreği dağlamaktır, Gitmesin diye sıkı sıkı örtmektir yüreğini… Susmak hapsetmektir aşamadığın çaresizliği; Bazen geleceği beklemektir, Hatıralar uğruna sineye çekmektir, Dostluk adına çiğnemektir gururunu… Susmak ölmektir yaşamak adına hayatı; Bazen kaçıp gitmektir, Hayatla kaderi birleştirmektir, Teslim olup kaybetmektir mücadeleni… Bütün o anlamlı susuşlarımızda, bilirim ki varsındır sen, bilirsin ki varımdır ben, işte varolmak için güzelce ve birlikte, kusursuz bir neden, susarız... Alıntı
Φ aslanmuhendislik Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2012 Gönderi tarihi: 13 Ocak , 2012 Sustuğun zaman, neden için sıkılıyor, melûl oluyorsun Susmayı huy edin, zira, susmak iyi huylu olmanın esâsıdır. Zâten, kim susmayı biliyor ki? Susan nerede? Susmuş dediğin adamın, yüzlerce feryadı, haykırışı var. O sessizlik, yüzlerce haber yollamada, elçiler göndermededir....Hz. mevlana Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.