Habur talebi Başbakan’dan geldi.

[Φ GeceKuşu]

 

Kandil'e giderek Karayılan ile görüşen Milliyet yazarı Hasan Cemal devlet ile Kandil arasındaki görüşmelerin ayrıntılarını gündeme getirdi.

 

İşte, Karayılan'ın BDP'den devletle yapılan görüşmelere açıklamaları:

 

"Seçim kampanyası sırasında BDP’nin eski Genel Başkanı ve Hakkâri milletvekili Selahattin Demirtaş, Namık Durukan’a geçen 19 Mayıs’ta Milliyet’te çıkan bir demeç vermiş, 'Başbakan, Kandil’le yapılan görüşmeleri de açıklasın' demişti.

 

Bu soruyu sorunca, Karayılan bir an durdu. Bakışlarını bize çevirip üzerimizde şöyle bir dolaştırdı ve sözcüklerini dikkatle seçmeye çalışarak özetle şunları söyledi:

'Devlet Kandil’le temas aradı ve kurdu. Ufak ufak başlatmıştı teması... Ama biz olmaz, doğru olmaz dedik. Kapadık, kestik bu yolu... Bizim için tek adres İmralı’ydı, önder Apo’ydu çünkü...'

Karayılan’dan edindiğim izlenim şu:

Devletin Kandil’le temas araması, Kandil’e bir kanal açmak istemesi, anlaşılan, devlet tarafından bölücü bir faaliyet olarak değerlendirilmiş Kandil’de...

Şöyle dedi Karayılan:

'İki yıl önceki Kandil görüşmemizde diyalog için dört seçenek sıralamıştım: Önderlik makamı, Kandil, BDP ve Akil Adamlar... Devlet artık önderlikle, yani İmralı’yla görüşüyor. Muhataplık meselesi yok bugün, bir tek Başkan Apo bizim tarafımızda...'

 

Habur talebi Başbakan’dan geldi

2009’daki 'birinci açılım'ın neden çıkmaza saplandığını soruyorum Karayılan’a.

İlk tepkisi ilginç:

'Erdoğan kendi çalıp kendi oynamak istediği için başarısız oldu birinci açılım.'

Sonra gülerek devam ediyor:

'AKP dedi ki, ben yapacağım bu işi. Başkasını muhatap almayacağım. Halbuki tango yapmak için iki kişi gerekmez mi? Kısacası birinci açılım tek ayaklı olduğu için başarısız kaldı. Erdoğan’ın elinde bir yol haritası var mı, yok mu, o da belli değildi birinci açılımda...'

 

Karayılan, 2009 yılı Ekim ayında birinci açılımı sona erdiren 'Habur olayı'nda kendilerinin bir kabahati olmadığı kanısında.

Söyledikleri şöyle özetlenebilir:

'Habur talebi Başbakan’ın kendisinden geldi. Barış adına somut bir adım diye, bir grup gelsin dedi. Bunu kendi partisine siyasi bir destek olarak da görüyordu sanıyorum. İşte bakın artık dağdan iniyorlar havası... Biz de özenle seçtik Habur’a gidecek olanları... Herhangi bir hukuki problem çıkmasın diye özen gösterdim. Önder Apo’nun bu konuda acaba ters teper mi diye bazı kuşkuları olduğunu da söyleyebilirim. Yaşananlardan sonra Başbakan’ın kendisi kararını değiştirdi, birinci açılım da bitti.'

 

[Φ politika]

Artik hersey su yüzüne cikmistir,kimin kiminle kimlerin araciligiyla pazarlik yaptigi gizli degildir.Artik ülke birkac yandas ve PKK sempatizani gazeteci tarafindan pazarlaniyor.Bu gazeteciler dün de Evren'in etrafinda fir dönen isimlerdir.Bunlardan biri,Cengiz Candar digeri Hasan Cemal ve M.Ali Birant.Pazarligi bunlar yürütüyor ama Dogu Perincek Silivri'de yatiyor.Halbuki Dogu Perincek'te gazeteci sifatiyla PKK ile görüsmüstü.O zaman AKP yoktu iktidarda o nedenle Dogu Perincek terör yandasi ilan edilmisti simdikilerde 'baris güvercini'adi altinda ve Erdogan'la Gül'ün özel elcileri sifatiyla pazarlik yapiyorlar.

 

Cengiz Candar adli pazarlikci,bugün RADIKAL'de ki kösesinde BDP'ye akil veriyor:"Sakin ola haa CHP ile isbirligine gitme,AKP ile git'diye yazmis.Yani CHP ülkenin bölünmesine karsidir onunla degil bölmek isteyenlerle isbirligi yap telkininde bulunuyor bununla da yetinmiyor birde BDP'ye kimden talimat aldiysa "CHP ILE ITTIFAK YAPIP ERGENEKONCU OLMA"tavsiyesinde bulunuyor.Yani Ergenekoncu olma da ne olursan ol demeye getiriyor.Cengiz Candar'in Filistin hikayeside vardir.Beraber gittigi tüm arkadaslari Israilli'ler tarafindan öldürülmüs fakat birtek o sag kurtulmustu cok ilginc degil mi?

 

 

saygilarla