Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bazı sorularım var? (kur'an ve dinle ilgili) cevaplayabilcek misin?


malte

Önerilen İletiler

1- soru:

bunu daha önce kimse bir yere yazmamış veya düşünmemiş. belki ben bulamamış olabilirim. şunu hep görüyorum "emek harcamadan kazanılan para, mülk haramdır." emeksiz kazanılan her şey, kumar, var mısın yokmusun(acun), hırsızlık parası vb. bu a) şıkkıydı. bunla ilgili kur'an da ayet tam böyle mi söylüyor bakmadım. onuda bilmek lazim(tırnak işaretini içindeki kasıt ediyorum.) öncelikle a şıkkını cevaplayın bu doğru mu yanlış mı? bence doğru, şimdi madem emeksiz kazanilan para ve mülk kesinlikle ve kesinlikle haram. o zaman "miras" neden haram değil? kur'an da miras helal ve hatta bir sürü matematiksel işlemler var paylaştırılması hakkında. benim işim işlemlerle değil. en başında bu miras konusu neden kur'an da helal? bir düşünün emek harcamadan kazandığın bir mülk veya para haram! bu kadar ama konus mirasa gelince, tmm emek harcamadan kazanmak haram ama, diyerek başka şeyler söylüyorlar yok o onun çocuğu o çocuğuna vermek istemiş. bla bla bla, özet olarak:

emek harcamadan kazandığın bir şey kur'an kesinlikle haram. miras nedir parası veya mülkü olan birinin çocuğu veya akrabası olarak doğmak ve o ölünce onun sahip olduğu her şeyi(para ve mülk) almak. buda kur'an da helal. Burda bir çelişki var bence? hırsız bile plan yapar riske girer uygular, silah alir birine sıkar çalar koşar bir "emek" harcar. ama burda doğmak yeterli

cevaplarim

A ) emek harcamadan para ve mülk kazanmak haramdır. kur'an böyle diyor bence doğru

B ) a dan sonraki kısım. bence bir çelişki var!

 

2. soru:

aklımda bir çelişki daha var. ve o da; islam dinine göre biz nasıl doğduk. ilk doğuş hikayemiz ne yani? hz adam ile hz havva cennette Allah cc tarafından yaratılmışlar. sonra hz adem mi havva mi elma yemiş. diğeride bişiy mi yapmış sonuçta ikiside dünyaya sürgün edilmiş cennetten. ve biz de şu an milyonlarca belki milyarlarca yıl sonra hala dünyada yaşıyoruz. bu a şıkkı idi. şimdi size bir söz söylemek istiyorum. bu söz belki başka yerlerdede vardır onu bilemem. bu sözün bulunduğu yer hz muhammedin "veda hutbesi" ve söz: "Suclu kendi sucundan baskasi ile suclanamaz. Baba, oglunun sucu üzerine, oglu da babasinin sucu üzerine suclanamaz" (kopyala yapıştır yaptım bu sözüde, aynen böyle). şimdi bunu niye verdim. sahte bir hadis sözü veya kur'andaki bir mecaz söz olmadığından. bu veda hutbesinden bir söz ve değiştirilemez herkes tarafından her yerde biliyor hz muhammed tarafından söylendiği. ortada bir çelişiki yok mu şimdi? özetle: biz neden dünyadayız? hz adem ile havva suç işleyip cennetten kovulup buraya sürgün edildiği için, hani herkes kendi suçundan baska suc ile suclanamazdi. suçlandığının kanıtı burada baktığımız her yer dünya. biz neden dünyadayiz ey Allah cc ve hz muhammed sana diyorum. madem sen böyle dedin hz adem ile havva bir suç işledi ve cennete durur iken dünyaya sürgün edildi ise biz neden bu ********* çukurundayiz? milyarlarca yıl sonra hz ademin doğmuş oğlunun (yani bizim) suçumuz neki cennette değilizde bizde bu imtihandayiz. burda bence kesinlikle çelişki var sözde babamız suç işledi diye dünyaya imtihana yollandi. ve tekrar ediyorum "milyarlarca yıl sonra doğan biz çocuklari ise peygamberin sözüne çelişki durumunda cennette doğmadık ve bu imtihandayiz"

cevaplarim

A ) bu hikaye bana din öğretmenlerim tarafından tanıdığım herkes tarafından bilinen bir hikaye kur'an yazıyor mu bu şekilde bilmiyorum. bence doğru ve eğer buna sizde doğru diyar iseniz:

B ) kesinlikle çelişki var ve çelişiki var ise bu din de burada biter

 

başka sorumlarımda varda şimdilik bu kadar yazıyorum. sakın bilip bilmeden şeyler yazıyorsun diyerek bana alaycı mesajlar atan kendini akıllı sananlar çıkmasın. burda 2 tane a ve b şıkkı var ben kendi bildiklerimi ve cevaplarımı verdim. sizede soruyorum a ve b şıklarını cevaplayın bakalım?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Selamunaleykum kardeşim,

 

Mirasın olmadığını düşünelim. Ben varlıklı bir adamım ve bir kaç çocuğum var. Ben öldükten sonra kalan mallarımı çocuklarım elbette paylaşmak isteyeceklerdir. Mirasta, paylaşma yapılırken bir tartışma - kargaşa yaşanmış diye konulmuş bir kaidedir. Sende takdir edersin ki ölüden arta kalan mal paylaşılmak istenecektir. Ayrıca mirası hak eden kişi hakkından ödün verebilir, yahut hakkını alıp her hangi bir kişi-kuruma bağışlayabilir. Mirası alıp kendi için kullanması şart değildir.

 

İkinci soruna gelirsek, Allah cennet ve cehennemi Hz.Adem'den hatta Dünya'yı yaratmadan önce yarattıgını buyuruyor. Yani bu demek oluyor ki Hz. Adem o elmayı yemese idi, bütün insanlar cennete gitmeyecekti. Şayet tersini düşünürsek, Cehennem neden yaratıldı? Demekki cehenneme gönderilen insanlar Hz.Adem'in yaptığı yanlıştan dolayı cehenneme gitmeyecek.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...
  • 2 hafta sonra...

arkadaşım yazını okudum daha önce fikrimi belirtmiştim yine tekrar belirtiyorum . ve biliyorum ki her ne cevap yazarsam yazayım ön yargılar mevcutsa bunu yıkamam.bir bebek annesi tarafından çalışmadan emzirilip besleniyorken bir çocuk veya genç babasının çalışıp getirdiği gıdalarla ve giysilerle hayatını sürdürüyorken bunlarda bir çelişki görmeyip miras konusunu çalışmadan kazanılan mal olarak irdelemene şaşırdım.örneğin varlıklı biri maddi olarak düşkün olana yardım ederse buda mı çelişki olur sence .çünkü düşkün olan çalışmamıştır.ama şunu unatmamalıyız kişi kendi gelirini sarf etmede serbesttir.kendisi çalışmış yorulmuş ve gelirini paylaşmıştır.aynı şekilde miras konusunda bir baba yıllarca çalışıp malını çocuklarına ve yakınlarına bırakması kadar doğal ne olabilir ki. saygılarımla....

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 hafta sonra...

1- soru:

 

A ) emek harcamadan para ve mülk kazanmak haramdır. kur'an böyle diyor bence doğru

B ) a dan sonraki kısım. bence bir çelişki var!

 

2. soru:

 

A ) bu hikaye bana din öğretmenlerim tarafından tanıdığım herkes tarafından bilinen bir hikaye kur'an yazıyor mu bu şekilde bilmiyorum. bence doğru ve eğer buna sizde doğru diyar iseniz:

B ) kesinlikle çelişki var ve çelişiki var ise bu din de burada biter

 

 

Emek harcamadan para mülk haramdır Kurandan demiş ve böylece Kuran okumadığınızı (anladığınız dilde) ortaya koymuşsunuz.Kuran helal ve haramlar konusunda (eğer Kuran bizzat helal ya da haram demediyse) tatrtışmamamızı emreder.Haram ya da helal dmediyse çelişki de olmaz.

 

2. soruya değinirsek elma ağacı değil "iyilik ve kötülüğü bilme ağacı".Sizce hayvanlar alemi ,örneğin bir arı, daldan dala dolaşırken "şu günahtır şu sevaptır, dur ben şurda kaytarıp dinleneyim onlar çalışsın" falan gibi düşünür mü? Hayır.Yapılan bir davranışın iyi ya da kötü olma ,günah ya da sevap olma kavramı kime ait "biz insanlara".Kitapları okuyup idrak etme, red ya da iman durumu kime ait ,biz insanlara.Sorumluluk???kime ait biz insanlara..Adem ile Havva kovuldu(ilk yiyen önemli ise Havva cevabı),biz niye yüklendik??İyiliği ve kötülüğü ayırt eden vijdan dediğimiz kavram yüzünden.Kuşaktan kuşağa insanoğlunda evrensel diyebildiğimiz bişeyler var mı yok mu? Varsa çelişki de yoktur.Ne de olsa her kuşak kendi genini aktararak ilerlemektedir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Selamunaleykum kardeşim,

 

.

 

İkinci soruna gelirsek, Allah cennet ve cehennemi Hz.Adem'den hatta Dünya'yı yaratmadan önce yarattıgını buyuruyor.

 

Hangi ayette??Kuran okumamanın getirdiği bütün sıkıntılarla hadisler arasında kafanızın karıştığı kanaatindeyim.Önce Kuran lütfen.Mümkünse açıklamaları,parantez aralarını okumadan en sade haliyle Kuran lütfen.Yoksa zaten girilmemiş olan dinden çıkmayı yaşarsınız kendinizce.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Cennet ve cehennemin ne zaman yaratıldığı neyi değiştirir, hangi soruya cevap olur ve hangi sorunu çözer? Bu konuda bir ayet olsa ne olur, olmasa ne olur?

 

Bunlar havanda su dövmekten başka bir şey değildir. Safsata tevil gerektirmez. Yani safsata üzerine yorum yapmak abesle uğraşmaktır. Yorum, gerçek olması olasılığı olan konular üzerinde yapılır. Şimdi Zümrüdü Anka kuşu Kaf dağında mı yaşıyor, Kaf dağının yaylasında mı ikamet ediyor diye bir sorunu tartışsan ne, tartışmasan ne? Biri yaylasında biri zirvesinde yaşar dese, her ikisinin dediğinin de en küçük bir kıymeti harbiyesi olabilir mi?

 

Önce Havva'nın yasak meyveyi yediği şeklindeki iddia ise önemli. Yok ben Adem Havva diye bir ilk insanlar olduğuna inanmıyorum ki ilk kimin yediğini merak edeyim ama, bu konudaki inanç, kadına karşı bir önyargı oluşturuyor.

 

Masalı ben uydursam, elmayı önce Adem'in yediğini iddia ederdim. Mantıklı olan bu. Doğal gözlemlere uygun olan da. Asla Havva ilk olarak yemezdi. Kadını ve adamı tanıyorsam, bu böyledir. Tersi saçma bir iddiadır. Bir hikaye uyduracaksan, elmayı ilk Adem yedi ve Havva da ona uydu diyeceksin. Masal uydurmanın da bir mantığı vardır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Fakat belki de önce Havva elmadan ısırdı diye tasavvur edebiliriz. Kadınlar adamını korumak için bunu yapabilir. Yok yani, hatta yapar demek gerekiyor. Bakar ki Adem elmayı yemekte kararlı, kendini feda edip denemeyi kendisi üstlenmiş olabilir. Adem yemeden önce Havva elmadan bir ısırık almıştır. Sonra Adem elmayı lüp diye yutmuş fakat elma boğazına takılıp kalmış. O yüzden kadınlarda gırtlak çıkıntısı yoktur ve adamlarda vardır. Gırtlağa da adem elması derler...

 

Yoksa, Havva iblise kanıp elmayı yemiş de, Adem'e de sen de ye demiş... (Tekvin 3/1-6) Bunu tanrı benimle konuşup bizzat söylese bile inanmam. "Sen yalan söylüyorsun, ne biçim bir tanrısın sen böyle ya? Tanrı olduğunu kanıtlayan kimlik gösterebilir misin?" diye karşı çıkarım. Değil tanrıdan diye iddia edilen kitapta yazsa...

 

Ben bu ortadoğu dinlerinin üçü birden allah bir dese ona da inanmıyorum. İyice güvenimi kaybettiler.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Yanlış anlaşılmasın, kadınlar adamı için kendini feda eder demiyorum. Hayır kadınlar bunu yapmaz. Tersine feda edilmesi gereken biri varsa bu, adamıdır. Dünyada adamın soyu kurumadığı sürece bu böyledir. Bir kadın ancak çocuğu için kendini feda eder.

 

Fakat Adem ve Havva diye ilk insanlar tasavvur ettiğimizde durum çok farklı. Bu durumdaki bir kadın, "başımıza her ne gelirse birlikte gelmeli" diye düşünecektir. Adem elmadan yediyse, Havva da istemeyerek de olsa, fakat tek sahip olduğu, kendisine neslini devam ettirmekte yardımcı olacak tek adam ile kaderinin aynı olmasını isteyecektir. İstemeyerek, ağlayarak ve sızlanarak, Adem'i azarlayarak elmadan o da ısırıp yasağı o da çiğneyecektir.

 

O elmayı İblise kanıp da ilk yiyecek olan Adem'dir, Havva kesinlikle değildir. Adem ise başka Havvalar olabilme olasılığını düşünmekten o elmayı hemen yer. Öyle ya, bir sürü kaburga kemiği var, bir tane değil ki! Mesela şöyle ince uzun bir kaburga kemiği daha kullanılıp bir Havva daha yaratılsa!!! Bu Havva da kısa ve kalın bir kaburga kemiğinden yaratılmış galiba!!!biggrin.png

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ortaçağa hakim erkek öncelikli düşünce(ataerkil), tüm diğer töreler de olduğu gibi, göya burada da kadını küçültmek adına, çabuk kandırılabilinen insan türü olarak göstermek istemiş.

 

Çağımıza da yansıyan bu düşüncelerden yavaş yavaş arınıyoruz. Ama ortaçağ Arap kültürü fanatikleri bu masalları sürdürmeye yeminliler. Ne yapsınlar iki ucu keskin kılıç.. Arap kültürüne karşı çıksa yanacak. Çağdaş kültüre karşı çıksa *** denilecek. Garibim de çıkmazda..

 

Sonuçta, korkarak, saklanarak, sinerek yaşamaktansa, cesaretli olup hurafeleri sorgulamak gerekir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Çağdaş kültüre karşı çıksa *** denilecek. Garibim de çıkmazda..

 

 

Karşı çıkınca *** olunan bu çağdaş kültür nedir merak ettim doğrusu. Bilimden ve sanattan bahsediyorsanız, bunlar Müslüman düşünürler tarafından yıllar önce temeli atılan alanların, batı dünyasının silah zoruyla alıp kendi çıkarları doğrultusunda geliştirmesi sonucu tekellerine gibi gösterdikleri iki olgudur. Bugünkü matematik, fen, astronomi, botanik, sosyoloji, edebiyat vs. İslam düşüncesiyle şekillenen, fakat malesef bugün aslını küçümseyip başkalarının dünyalarında mülteci yaşayan aydınların(!) kendilerine has sandıkları alanlardır.

Çağdaş kültür kendini İslam dünyasından apardıklarına borçludur. Bugün batılı düşünürler bunun muhakemesini yapmaya başlamışken yurdum insanı hala dogmalarla yaşıyor.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bagimli oldugu dogma/ilke/ataizm vs. sorgulamaktan hoslanmayan baskalarinin dogma´sini dile doluyor (onu da yanlis biliyor)..

 

bu kisir döngü gelenekciler ile reddiyeciler arasinda sürdürülen bir RANT mücadelesi..referans aldiklari kaynak benzer gelenegin batakligi..

 

gelenekci, islami savunmak icin kullandigi malzemeyi reddiyeci, kötülemek icin kullaniyor yapilan bundan ibaret..

 

gercegin ortaya cikmasi ise kimsenin umrunda degil..

 

 

slm.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Gerçek benim en umrumda olan şeydir... İnanmamak serbest. Forumun eski takipçileri bilir benim gerçeğe olan tutkumu. Gerçek kadar tutku hissettiğim bir şey yoktur. Emile Zola'nın "Gerçek" romanını sırf adından dolayı su gibi okudum.

 

Ben gelenekçilerin lafına hiç ama hiç bakmam. Onları zaten dikkate almam. Beni modernistler ilgilendirir. Baktım İslam'ın söyledikleri gibi modern çağa adapte edilecek yanı var mı diye çok araştırdım. Ali Şeriati'den Yaşar Nuri'ye kadar önermelerini dikkatle okudum.

 

Böyle bir olasılığın sıfır düzeyinde olduğunu gördüm. Bu sonuç için ne hadislere, ne gelenekçi müslümanlara hiç bakmadım. Doğrudan Kuran'a baktım.

 

Hepsi süslüyor, hepsi propaganda yapıyor ve hepsi zehiri şekerle kaplayıp yutturma amacında. Yok, sıfır, olasılık yok... Dogma hakkında insanlık için en hayırlısı, bir an önce tarihe karışıp yok olmasıdır...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam dünyası da antik Yunan'dan, Hint ve Çin'den aparmıştır. Coğrafi konum itibariyle ortada olduğu için köprü olmuştur. Ortada bir sahiplik ve keramet yok...

 

Siz tasavvuftan ve belki felsefeden bahsediyordunuz.

Bilim, sanat ve edebiyat alanına ise Hint ve Çin'le alakası yoktur.

Biraz tarih bilgisi buna yeterli.

Matematik, coğrafya, optik, logaritma, denklemleri ilk kez bulanların müslümanlar olduğunu tüm dünya kabul etmişken, batılı şairler Firdevsi'den nasıl etkilendiklerini afişe etmekten çekinmezken, Sosyologlar İbn Haldun'un Mukaddimesiyle yatıp kakarken, tarih bilgisi zayıf bir kaç Türk, bunların Hinlilerce bulunuduğunu iddia ede dursun.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

gercegin ortaya cikmasi ise kimsenin umrunda degil..

 

Gerçek kadar tutku hissettiğim bir şey yoktur.

 

Sn gaffar ve demirefe,

 

Söylemlerinizden "gerçek"e çok önem veriyorsunuz belli. Şu gerçeğin tanımını yapsanız bizlere de, bizler de iki farklı görüşten doğru olanını anlamaya çalışsak olmaz mı?

 

Tabi bu arada gerçekler ve vahiylerin bağlantılarını da...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sürekli "din kötü" üzerine kurguladiginiz yorumlar hangi gercegin pesinde oldugunuzu gölgelemektedir..smile.png)

 

siz hangi gercegin pesindesiniz ?

 

veya

 

umrunuzda ?

 

 

slm.

 

Demirefe dostum bu sorunuza cevap verecektir mutlaka.. Ama ben de kısaca cevaplamak istedim.

 

Demirefe dostumuzun yorumları, "gerçek"in peşinde olduğunu gölgelemez. Zira, "Kötü" tanımlamanızı YANLIŞ olarak alırsak; Bilimsel sonuçlara yanlışlama metodu ile varılır.

 

-----------------------

 

Gaffar dostum, bu arada, ikinizin de nasıl anlamlandırdığınızı merak ettiğim "gerçek" kavramını açıklayabilseydiniz, tüm soruların cevabı olacaktı..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

tasavvuftan ve belki felsefeden bahsediyordunuz.

Ortaçağda henüz bilim felsefeden ayrılmış değildi. Dolayısıyla özellikle halife Me'mun zamanında tüm Yunan eserleri Arapçaya çevrilmiştir. Avrupalılar da bunları Endülüs aracılığı ile almışlardır.

 

Matematik tümüyle Hindistan'dan Arabistan'a, oradan Avrupa'ya geçmiştir. Bunun en açık kanıtı Arapların yazıyı sağdan sola yazarken rakamları soldan sağa yazmalarıdır. Rakamlar dışardan gelmiş olmasa böyle bir ikilem ortaya çıkmazdı. Pusula ve barut da Çin'den alınmıştır. Sanat ve edebiyat konusunda bir şey söylemedim. Ama bilim, felsefe içindedir o zaman ve Yunan kaynaklıdır. Platon'a Eflatun denilmesi ve tüm görüşlerinin İslam felsefesine aynen aktarıldığını bilmeyen yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Hangi gerçek diye bir şey yoktur. Gerçeğin hangisi olmaz. Gerçek gerçektir.

 

Determinizme göre gerçek vardır fakat ulaşılması büyük çaba gerektirir. Determinizm gerçeğe ulaşmak için yanlışları ayıklama yöntemini benimser. Bilim felsefesi olarak determinizmin önerisi benimsenmiş ve halen bilim bu felsefe önerisini uygulamaktadır. Bilimde devrim yapıp indeterminist felsefenin önerisi doğrultusunda çalışılmasını isteyen Heisenberg gibi bilimciler olmuştur. Kuantum halen yeni bir devrimci bilim yöntemi geliştirme iddiasındadır fakat bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Evrenin deterministik değil, indeterministik yapıda olduğu ancak bir iddiadır, hiç bir kanıtı yoktur. Deterministik olduğu da iddiadır elbette. Ama deterministik iddiayı güçlendiren çok veri varken, indeterministik iddianın dayanakları henüz çok zayıftır.

 

Nihilizme göre gerçek yoktur, bilim yalandır. Materyalizme göre gerçek, maddedir. İdealizme göre gerçek, ruhtur.

 

Felsefe bir çok açıdan ana kollara ayrılabilir. Materyalizm - idealizm, pozitivizm - nihilizm gibi.

 

Bence ise felsefeler ya determinist, ya indeterministtir. Gerçeğin olduğuna inanan felsefeler deterministtir. Materyalizm de determinist bir felsefedir, çünkü maddeyi gerçek olarak kabul eder.

 

Örneğin varoluşçuluk ise indeterminist bir akımdır. Nihilizm gibi. Çünkü varoluşçuluk neden var olduğumuzla ilgilenmez, varolmak yeterlidir, neden varolduğumuz önemsizdir bu akıma göre. Nihilizm en köktenci indeterminist akımdır. Bu akıma göre gerçek yoktur. Hiç bir gerçeklikten söz edilemez ve gerçeğin arayışı anlamsız ve gereksizdir.

 

Bir determinist için en çetin tartışma, bir nihilistle yapılandır. Tecrübe ile sabittir.laugh.png Bir nihilist, benim gibi bir determinist için en çetin rakiptir! Bir nihiliste çatmak kadar sert bir kayaya ömrümde hiç çarpmadım!biggrin.png Akıllı uslu bir determinist değil, biraz toysan, çileden çıkmak işten değil!

 

Eee az mürekkep yalamadık felsefede... Tecrübenin konuştuğuna inanmalısınız.

 

Felsefede en boş ayrım, teizm - ateizm ayrımıdır. Böyle bir ayrım esasen yoktur. Bu felsefi açıdan anlamsız ve gereksizdir. Böyle bir ayrıma gitmenin felsefi bir anlamı yoktur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

butun sorularini cevapliyim ;

 

en sevdigin yemek sana tok iken tat vermez

 

ama ac iken tat verir ..

 

hz. Adem cennette sikilmisti hersey var, meyveler, akarsular, huriler vs ...

 

ama sikilmisti Allah ise onu daha zevk alacagi bir hale getirmek icin onu saptirdi : )

 

Allah zaten ezeli ve ebedidir kimin ne yapicagini oncesiyle sonrasiyla bilir ; Hz. Ademi de kendi gizli tuzagi ile saptirdi ve onu cezalandirdi

 

acikti Hz. Adem cok acikti ve hakederek cennete alindi ; su an cennette hic olmadigi kadar mutlu ...

 

 

diger sorun da ayni cevabin sorusu;

 

hakedilmeyen kolay para insanda dogal bir pervasizlik ve perdelenmislik meydana getirir

 

caba sonucu kaznilan para ise sirf cabanin gizli lezzetiyle butunlesince hostur ..

 

 

 

miras ise zaten dogustan gelen bir nimettir ; kimi topal dogar, kimi zeki dogar kimi zengin dogar

 

imtihan ise ancak kisinin nefsinde yasanan bir meziyettir dis ozellikler imtihanin dengesini etkilemez

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.