Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

BEYNİN SIRLARI


ugurozaltin

Önerilen İletiler

MEKTUPLAR

<<Boyutu şöyle düşünüyorum... Şu an görme, duyma, hissetme, tatma kapasitemle belli tireşimdeki frekansları algılıyorım. Bu çerçevede bir alem imajı kafamda belirmede, bunlara göre yaşıyorum. Algıladığım frekanslar gibi sınırsız titreşimler var... O halde diğer titreşimler de manalar yüklü... Algı kapasitesi nasıl artar...?

Nasıl ki sadece FM dalgaların alan bir radyonun olduğu ortamda orta uzun ve FM dalgalarını alan bir radyonun iletecekleri farklı olacaktır... Ya da televizyonda yayın alma kapasitesi kadar görüntü olacak. Bizdeki bütün imajlar beyinde olduğuna göre işin çözümü de beyinde olsa gerek.

İbadet yoğunlaşması beyni nasıl etkilemede, beynin yayınını nasıl yönlendirmede...? Hissedilmeyenler nasıl yaşanır hale gelmede ibadetlerin, derin tefekkürün ardından...?

Zamanın kısalması bilimsel olarak nasıl ifade edilmede...? "

 

Selam Olsun...

En başta şunu söylemek isterim, burada yazacaklarımın bir kısmı farklı kaynaklardan derlediğim bilgiler. Okuduklarımın, duyduklarımın detayları fazla kalmaz zihnimde, ki ben de böyle olmasını istiyorum zaten. “Bilgi”yi zihnimle değerlendirmek yerine, olabildiğince yansız bir alıcı olmaya çalıştım hep. Ben kapıları açık tutuyorum, bırakıyorum “bilgi” girsin içsel evrenime, yayılsın, dağılsın ve kendi sürecinde yerini bulsun…

Ve başlasın bakalım bugünkü gezintimiz, söz aleminde… :-)

Paradokslar da, bir bakıma, koanlar gibi düşünsel süreç içinde sonuç vermeyen önermeler… Kişi yanıt arama telaşında, ola ki, mantığın yetersizliğinin bilincine varır ve mantık bariyerini aşarsa, bilinçte bir sıçramaya hizmet edebilirler – tıpkı koanların “aydınlanma”da tetikleyici görev görmeleri gibi… Ama zihin çerçevesinde kaldıklarında, entellektüel bir oyalanma aracı olmaktan öte bir değer taşımıyorlar bence.

{Koan : Mondo öğretisinin özü, KOAN (adı verilen ve ustanın mantıkla açıklanamayacak kadar anlamsız bir sorusuna öğrencinin cevap arama çabası) öğretisine verildi.

Koan eğitimi Çin’de XII yy. da Sung soyu dönemi ustaları zamanında başladı ama XIII yy. dan sonra Japonya’da giderek daha sistemli bir duruma getirildi. Koan uygulamasına bugün uygulanmakta olan son ve kesin biçimini veren Hakuin’dir (1685-1768). }

 

Beyin birbiriyle bağlantılı da olsa farklı işlevleri olan iki kısımdan oluşuyor. İki yarının aktivitesi ayrı ayrı gözlemlendiğinde, herbirinin diğerinden farklı 14 frekansta beyin dalgaları yaydığı ölçülmüş – adeta aynı anda çalışan iki FARKLI beyin! Beynimizin dual yapısı nedeniyle gerçeği algılayışımız da bütünsel değil, parçalı oluyor.

Sağ lop bilinçliliğin dişil öğesi – sentezci/bütünleyici, sezgisel, sanatsal ve duygusal etkileşimlerde etken…

Sol lop ise eril prensibin egemenliğinde – analitik/ayrıştırıcı, rasyonel, plancı ve detaylara odaklı…

Mistik bir ifadeyle, sağ lop yüreğin/vicdanın, sol lop ise zihnin/egonun aracı…

Eğer herhangi bir anda, sağ veya sol lop belirgin bir biçimde dominant ise, beyin dalgalarının beta seviyesinde (14 - 30 hertz) olduğu ölçümlenmiş. Gündelik/dışa dönük aktivite sürecinde beyin genellikle bu modda ve hızla bir düşünceden diğerine atlayan bir hareketlilik içinde… Beta frekanslarının üst sınırında düalite en yoğun biçimde hissediliyor… Kişi keskinleşen ayrılık illüzyonuna parallel olarak nörotik, uyumsuz davranışlar sergilemeye başlıyor.

Beyin, iki yarısı senkronize olmaya başladığında ise alfa moduna (7-14 hertz) geçiyor. Beyin dalgaları yavaşlamakla kalmıyor, aynı zamanda dalganın niteliği de değişiyor. Bu durum uyku öncesi hale benzeşse de, eğer kişi farkındalığını korursa sezgisel duyarlılığı artıyor.

Teta dalgaları (4-7 hertz) derin uyku eşiğinde saptanmış. Kontrollü olarak ise derin medital hallerde, beyinde teta dalgalarının “hücum”u ile farklı gerçeklik alanlarına geçildiği belirlenmiş.

Delta modu (0-3 hertz) ise normal olarak derin, rüyasız bir uyku hali. Ama bu mod farkındalık içinde yaşanırsa, düalitenin tamamiyle aşıldığı, BİRliğin idrak edildiği bir HALe giriyor kişi… Bu hal içinde beynin iki lobundan yayılan dalgaların aynı fazda, uyumlu, tek bir dalga haline dönüştüğü gözlemlenmiş; başka bir ifadeyle, beynin iki yarısını bilinçli bir birliktelik ve tam bir uyum içinde çalışmaya başlıyor. Ayrıca beynin bu aşamada haz duygusu yaratan endorfin denilen kimyasal maddeyi yoğun ölçüde salgıladığı bulunmuş. Muhteşem bir huzur ve HERŞEYle BİR olma hali…

Ancak delta dalgalarının huzurlu alemine doğru yolculuk zorlu aşamalardan geçer. Kişi alfa ve teta modlarına doğru ilerledikçe bilinçaltının gizil alanına düşer yolu… Burada kişisel deneyimini kodlayan yapının projeksiyonu ile karşılaşır. Bu “yüzleşme” oldukça sarsıcı olabilir! Aslında uyku halinde de olan budur -- REM aşamasında kişi alfa ve teta boyutunda bilinçaltı verilerini taramakta ve değerlendirmektedir. Ama uyandığında, hatırlasa bile, “rüya” deyip geçtiği için dünya deneyimine fazlaca katkısı olmaz bu aktivitenin…

Delta aşamasında kişi “insan” olmanın anlamına dair asal “şifre program”ların deposu diyebileceğimiz “bütünsel bilinçaltı”na açılır. Bu HALde neden uzun sure kalınamadığının bilgisi de ancak bu HALde anlaşılır!…

Kadim zamanlardan beri sayısız yol ve yöntem sunulmuş insana… Hepsi kişinin ÖZsel koduna uygunluğu derecesinde ruhsal açılıma hizmet etmiş. Belli tekniklerle bu süreci yapay olarak hızlandırmak mümkün şüphesiz -- bilhassa nefese odaklı rutinlerin faydası yadsınamaz. Ama kişi tekamülünde gerekli olgunluğa ulaşmadan farklı gerçeklik alanlarına açılırsa, pek çok olumsuz tezahürün de beraberinde yaşanabileceği unutulmamalı.

Bir tohum hazır olduğunda hiç bir müdahaleye gerek olmadan kabuğunu kırar, özü fışkırır içinden… Muhteşem bir zamanlama ile ve en “doğru” biçimde… Önemli olan “hazırlanma” sürecinin bilincinde olmak ve şüphesiz bir inançla OLANa teslim olmak…>>

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.