Φ Ahmet AY Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Kastamonu’da seçim mitingini bitirip Amasya’ya gitmekte olan başbakanın seçim otobüsüne eskortluk yapan polislere saldırı düzenlendi ve 1 polis hayatını kaybetti. Seçim çalışmaları dolayısıyla Kastamonu mitingi bitmiş, sayın başbakan Amasya’ya doğru yola çıkmıştı. Ancak Kastamonu çıkışında konvoya silahlı saldırı gerçekleşti. Başbakanın bulunmadığı konvoyda polis otosu çapraz ateşle tarandı. El bombası atılan otomobil olay yerinde yandı. Saldırganlar ormanlık alanın şartlarından yararlanarak kaçmayı başardılar. Bir zamanların TRT’si gibi sunduğumu ben de fark ediyorum ama ne yapayım? Ne/yi yazayım? MİT’in ihmalini mi yazayım? Emniyetin “bu olayı işleyecek olan failleri” daha önce ellerinden nasıl kaçırdıklarını mı..? Askerin hala “Ilgaz Dağları’nın Özel Kuvvetlerin bölgesi” olduğuna ilişkin açıklama yapmadığını mı? MOSSAD’ın Karadeniz ve mücavir alanda neden güçlendiğini mi? Defalarca söylememize rağmen bazı önlemlerin alınmadığını mı? Hangi birini yazayım? Bir kere açıkça söylemeliyim ki bu eylemi PKK’nin yaptığına inanmayanlardanım. Zira PKK (ister üstlensin ister üstlenmesin) yapmışsa kesinlikle Kürtler için yapmamıştır. O halde eylemin asıl faillerini ortaya çıkarmak için kafa yorulmalıdır. Kur’an İsrailoğullarından bahsederken Bakara suresinde -meal ve tefsir alimlerinin büyük oranda bizce literal ve bütünlükten uzak, hatalı yorumlanan- bir ayet vardır; “Hani siz bir kişiyi öldürmüştünüz de ardından bu meselede birbirinizi suçlamıştınız. Hâlbuki Allah gizlediğinizi ortaya çıkarırdı. Bu amaçla “bu ilkeyi/prensibi bu şekilde çözümlenmemiş cinayetlerinden bazılarına uygulayın…” (Bakara/7273) Yani bir kıstas var ve bu olayı o kıstasa göre ortaya çıkarmaya çalışın” mealinde… Evet, Daha önce benzeri olaylar olduğunda nasıl aydınlatılırdı? Ya da aydınlatılmamasının sebebi neydi? Aydınlatılsa kime zarar verirdi? Bu tür eylemler kim(ler)in işine yarar? Seçimler öncesi oluşturulmak istenen kaos Türkiye’de yaşayan Kürtlere-Türklere ve diğer etnik, sosyal ve dini gruplara hiçbir yarar sağlamayacağı aşikârdır. Sadece ve yalnızca ETÖ ve onunla paralel duran dış servislerin arzu ettikleri bir ortamdır kaos ortamı. Çünkü bu seçimler sonuçları itibariyle “derin devleti” tamamen tasfiyesi edebileceği gibi, derin devletin kaybettiği bütün mevzilerini tamamen ve daha kavi bir şekilde geri almasına da vesile olabilir. Kaybeden bu yüzyılda artık sahne almayacak demektir. Bunun için “karşı taraf”ın her şeyi ve her kaybı göze aldığını bilmek ve bu minvalde önlem almak olmazsa olmazdır. Türkiye yeni bir medeniyet oluşturmak zorundadır ve önümüzdeki seçimler bu adım için en önemli merhaleyi oluşturuyor. Türkiye için (amiyane tabiriyle) ya herru, ya merru… İşte bu sebeple kaos senaryoları ve akabinde ortamları hiçbir zaman iktidara yaramamıştır. Mağduriyetler dışında halkın teveccühü kaos ortamlarında muhalefetten yanadır. Kim bu kaos ortamını istemektedir? Eylemi yaptıranlar kimin hesabına/hanesine kâr olarak yazılmasını ister? Mesela eylemler artınca doğuda BDP, doğudan öte CHP ve tam da anketlerde MHP’nin baraj altında kaldığı iddia edildiği bir dönemde MHP’ye yaramayacak mı ve bu Ak Parti’nin kaybı olmayacak mı? İsrail’i oldukça sıkıntılı günlerin beklediğini ben biliyorum da kendisi bilmeyecek mi? HAMAS-EL FETİH BARIŞI (velev ki geçici de olsa) ne ifade ediyor? Bu barışta Türkiye’nin rolünü İsrail unutur mu? Ortadoğu’daki olumlu gelişmeler İsrail için tehlike çanları çalmıyor mu? Kürt Sorunu seçimden sonra ciddi mesafe alırsa İsrail razı olur mu? Bütün bunları alt alta, yan yana koyup toplarsak ne çıkar? Sonuç; ETÖ-derin devlet, İsrail-MOSSAD ve tuttukları taşeronlar için dünyanın sonu demek değil mi? O zaman hesap başka… Eylemin asıl failleri araştırılırken bu soruların tümünü dikkatlerden kaçırmamalıyız. Aksi takdirde yanlışlara, dönülmez hatalara ve sonuçlarına razı oluruz. İkinci mesele; TSK iddia edilen “Ilgaz Dağların’ın Özel Kuvvetlerin bölgesi” olduğu idiaları ile ilgili açıklamayı vakit geçirmeden yapmalıdır. PKK’de bu işin neresinde olup olmadığını açıklamalıdır. Bugün ajanslara geçen “üstleniyoruz” iddiası gerçekse o zaman farklı konuşuruz… Sonuç yerine: Bu eylem ülkenin geçmekte olduğu seçim sürecini baltalamaya yönelik olabileceği gibi “asla unutulmaması gereken ‘başbakana suikast planlarını’ da devreye koyanların sonuç alma girişimidir. Her şeye rağmen sakin, sağduyulu ve çok dikkatli olmak zorundayız. Bu hassasiyetler yetkilileri hamasete sürüklememelidir. Milliyetçi reflekslerin anlamsızlığını bilmem kaçıncı kez görmeye tahammülümüz yoktur. Onun için barış, esenlik, adalet vurgusu ön plana çıkmalıdır. O zaman kaybeden kaosgiller olurlar. Allah korusun yoksa hepimiz… Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Bu yaziyi okuyan herkes,verilen detaylari dogru olarak anlayabilir ancak bu yazinin icerigi vermeye calistigi anlam;AKP'nin yanlislarini ve terörü körükleyen yönetim anlyisini örtbas etmeye calisan,daha dogrusu verilen detaylarda da acikca görüldügü gibi,AKP'yi aklayip paklayip gelisen olaylari asil merkezinden alip baska merkezlere yönlendirme gayretidir. Yani PKK yapmadi ama öyle gösteriliyor...ETÖ diyerek asil amacta ortaya konuyor ki ETÖ diye bir örgütün olmadigini tüm dünya artik kabul etmis gibiyken hala ETÖ diye öcüler ve PKK disinda odaklar gösterme cabalari bazilarinda fikri sabitlesmistir.Özellikle asker karsiti kesimlerin ve onlarin saksakcilarinin bu ETÖ'den nasil nemalandiklarini artik biliyoruz.ETÖ denilen senaryoyu kimlerin yazdigini,kimlerin bu senaryoya savcilik yaptigini,kimlerin bu senaryodan siyasi rant saglamaya ve rejimi ortadan silmeye calistigini artik cocuklar bile anladi.Yazilmamis kitaplari bilmem ne bahanesiyle yasaklayip yazarini hapsetme zihniyeti saglikli bir zihniyet degil ancak PKK yandasi bir zihniyettir cünkü,Türkiye'de ki Kürtcülük hareketlerinin karsisinda duran kesim milliyetci ve üniter devlete sadik kesimlerdir.Bunlara karsi olan kesimler ise dinciler,eski solcu artiklari ve Kurtulus savasi günlerinde isgal gücleriyle isbirligi yapan medyanin dünden bugüne uzanan torunlaridir. Saldiri daha bircok saldiri gibi PKK tarafindan veya onun bir yan kurulusu tarafindan yapilmaktadir,bunu evirip cevirip baska kaliplara sokmaya calismak veya baska adresler üretmek ancak AKP yandasligi ile adlandirilabilir cünkü mantiki hicbir aciklamasi yoktur bunun. Bu saldiri efendim PKK'ya yaramazmis!...Niye yaramiyor,BDP neyin savasini vermektedir,PKK'nin son 4 yilda yaptigi calismalar iktidari baski altinda tutmak degilmidir?Devletin Imrali ile masaya oturmasi, PKK'nin eylemlerinde hükümeti zor durumda birakiyor olmasi degilmidir?Neyin savunuculugunu yapiyorsunuz.Dagda bir terör örgütü var.Istekleri acikca ortada,gizlisi saklisi yok artik AKP sayesinde veye Ileri Demokrasi sayesinde!Resmen ülkenin bölünmesi tartisilirken PKK'nin silahli eylemlerini baska adreslere yönlendirerek PKK'yi ve dolayisiyla AKP'yi aklama cabalari artik kimsenin yemedigi cabalardir.Takke düsmüs kel görünmüstür...Korkunun ecele faydasi yok derler;AKP ve yandaslarini secimi kaybetme korkusu sarmistir,secim kaybedildiginde Silivri'de hesap verecek olanlarin kendileri olduklarinin bilincendedirler.Iste bütün caba bunun icindir.Iktidari kaybetmemek...Sanki ülkede istikrar varmis,ekonomik güc varmis,hicbir sorun yokmus gibi hala iktiar koltuguna sarilip,"efendim CHP gelirse yine eskisi gibi olur Türkiye"korkulari sacarak milleti manipüle etmeye calisiyorlar. Inanin ki CHP AKP'den daha kötü olamaz...,ülkenin peskes cekilen ve tüketilen kaynaklari CHP ile yeniden bir düzene sokulacaktir bundan kimsenin kuskusu olmasin. AKP gecmis iktidarlari;Hicbirisi birsey yapmadi diye elestirip ama o iktidarlarin yaptigi ne varsa satarak yapmis oldugu borclari ödemeye calismis ama bu da yetmemis simdide Istanbul'u bölüp parselleyerek yeni satis alanlari yaratma gayretine düsmüstür.Cünkü delik baya bir büyüdü.Bunlarin hesaplarinin sorulmasi gerekecektir. Sifirdan aldigi terörü "Kürt acilimi"diyerek terör acilimina yönelten AKP terörü yeniden azdirmis,buna karsin terörle yillardir mücadele eden serefli askerleri tutuklatmis ama simdi de kalkip "KÜRT SORUNU"yoktur noktasina gelmistir. Basbakanin konvoyuna saldiriyi ve bunun perde arkasini baska adresler göstererek milleti yanilmak isteyenlere hep birlikte soralim: "Acilim,acilim diye tutturan AKP degilmiydi? Devleti Apo ile masaya oturtan AKP degilmiydi? Kandilden inen teröristleri,Habur'da shovlarla karsilatan AKP degilmiydi? Habur'a PKK'lilarin ayagina hakim ve savcilar gönderen AKP degilmiydi? Sehitlere 'KELLE'diyerek onlarin cenazelerine katilmayan,basbakan degilmiydi? Kürt acilimina karsi cikan medyayi"ERGENEKONCU"ilan eden, Erdogan degilmiydi? Taksim'deki Atatürk heykelinin yüzüne Apo resmi asilmasina göz yuman AKP degilmiydi? PKK ile carpisan askerleri "ERGENEKIONCU"diye hapse attiran Erdogan degilmiydi? BDP'li vekilin,polise tokat atmasina ses cikarmayip seyirci kalan,AKP hükümeti degilmiydi? Simdi kalkmis millete "Meydani teröristlere birakmayalim"diye nutuk atiyor ve PKK'nin saldirilarini hala aklamaya calisiyorlar. Gecti Bor'un pazari,sür esegi Nigde'ye. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Bu yaziyi okuyan herkes,verilen detaylari dogru olarak anlayabilir ancak bu yazinin icerigi vermeye calistigi anlam;AKP'nin yanlislarini ve terörü körükleyen yönetim anlyisini örtbas etmeye calisan,daha dogrusu verilen detaylarda da acikca görüldügü gibi,AKP'yi aklayip paklayip gelisen olaylari asil merkezinden alip baska merkezlere yönlendirme gayretidir. Bu yazının altına imzamı atarım ancak bir iki satır da ben ekleyeyim. Tüm kurumları kendi isteğine göre dizayn eden hükümet, madem bu işin arkasında birileri var o halde ortaya çıkarmaya engel ney, çıkarsın ortaya millet de görsün; öyle hayali senaryolarla hukuk oluyor guguk. Mit senin elinde, HSYK yı eline geçirdin, AYM sizlere ömür artık hiç bir itiraz sonuç vermiyor tümü reddediliyor, artık icraat lazım, orası ağlama yeri değil. Herkese kondunuz ama tek bir kişi bile hüküm giymedi, davalar devam ediyor, bazı sanıklar da iki yıl sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı yani iki sene sonra kaçmayacaklarına inanıldı. Ya Allah aşkına biraz samimi olun, gerçekten bu yazılanlara inanıyor musunuz? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Çadır mahkemesinde on dakikada beraat verdirenler, Türk adını sileceğiz diye açılım yapanlar, hiç terör diye ağzını açmasınlar. Yok öyle emziği ballayıp ağzına sokup sonra çekip de sonra şikayet etmesi! Ne oldu hani muhalifler şehitlerden geçinmekle suçlanıyordu? Başbakan ile hiç alakası olmayan, polise düzenlenmiş saldırıdan nemalanmak ne oluyor? Orada başbakan'ın olmadığını herhalde yerin altındaki kör köstebekler bile biliyormuştur. Başbakan ile ne alakası var saldırının? Hani şehitlerden nemalanmak ayıptı ne oldu? "Allah için çalınca olur, allah için şifreleyince olur, allah için hukuku çiğneyince olur, allah için her şey istismar edince olur" anlayışı değil mi? Allah için ABD ile bile anlaşılır, allah için şeytana bile ruh satılır, Allah değil mi, iş bitince geri alır değil mi? Makyavel mezarında ters döndü Makyavel! Şeytan bir baktı ki pabucu ters! "Madem bunları yaratacaktın, bana ne gerek vardı allahım!" diye isyanlarda şeytan! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 9 Mayıs , 2011 Taksim'deki Atatürk heykelinin yüzüne Apo resmi asilmasina göz yuman AKP Demek Taksim'in 1 Mayısa açılması da "ileri demokrasi"!!! içinmiş. Normalinden geçmişiz, ilerisine göz dikmişiz. Ayranı yok içmeye, tahtırevanla gider "sıva badanaya" diye bir söz vardır. "İleri demokrasi"nin ne kadar bayağı bir ileri olduğu anlaşılıyor! "Geriye doğru ilerleyelim" gibi... Fıkra değil ki bunlar gülelim, garabet, felaket, musibet bunlar... Fakat önemli olan musibet değil. Musibet aslında bir uyarıcıymış. Kötü gidişatın alarm zilidir musibet. Musibetten uyanmayan "Kan Uykusu"na yatar, ölümüne uyur. İşin önemli kısmı burası! Garabete gelince, "sehven şifrelemişiz" denen bir ülkede daha garabet ne aranabilir? Yer yarılıp üç başlı ejderha çıkması mı? Alıntı
Φ Ali OnurŞan Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2011 1980'in başlarında Fransa'da yaşandı. Arkalarda yer alan Mitterand, kendi kendine bir "suikast" yaptırdı. "Mazlumdan yana olmak" demek ki genel bir kavramdır. Fransızlar, Mitterand'a akın etti. Ve iki dönem cumhurbaşkanı oldu. Olayı, başta Zaman gazetesi vd. yalaka basın Ergenekon'(!)a yükledi. Hükümet, sazan gibi olmasa da, bilerek buna atladı. Her ne kadar PKK "biz yaptık" dese de, hükümet çevreleri inanmadı. Her nedense PKK'ye, "biz yaptık" diyenlere değil de, adı var kendi yok Ergenekoncu'lara inanıyorlar. Çok garip.Çook. RTE'nin seçim konuşmalarına bakınca, her şey akla geliyor. Artık "türban" diyemiyor."Askeri vesayet" diyemiyor. "Üstünlerin yargısı diyemiyor... Ne kaldı geriye? Konuştuğu her on kelimenin 5-6 sı,inşallah, maşallah, elhemdulullah... Ve ne anlama geldiğini dinleyenlerin bilmediği bir dizi arapça kelimeler. Açık ve alenen, şimdi dini politik bir malzeme yapıyor. Diyanet başkanı-ulema gibi dini fetvalar veriyor. Kimler dinli, kimler dinsiz o karar verip meydanlarda konuşuyor. Aslında bir bitişin gözstergesidir. Ama her miyadı dolanın, yaşatanlar oldukça ömrü dolmuyor. O çapraz ateş edenlerin boşkovanları falan da bulunamadı? bir alıp inceleseler. Bakarsınız MKE yapımıdır. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 10 Mayıs , 2011 O çapraz ateş edenlerin boşkovanları falan da bulunamadı? bir alıp inceleseler. Bakarsınız MKE yapımıdır. Evet o yer altından fışkıran bomba ve silahların da kime ait olduğu bulunamadı; malum, derin devlet el değiştirdi. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2011 Ama her miyadı dolanın, yaşatanlar oldukça ömrü dolmuyor. Bir olay duymuştum. Ecza dolabındaki tüm ilaçları içen teyzeye hastanede midesi yıkandıktan sonra soruluyor: "Niye intihara kalkıştın teyze?" "Ne intiharı guzum, töbe yok öyle şey" diyor. "E bütün ilaçları niye içtin?" "Baktım son kullanma tarihleri geçmek üzere, nasılsa bir yerimde bir hastalık vardır, nerem hastaysa hangisi iyi geliyorsa biri denk gelir nasılsa diye hepsini içtim!" "Bir iyiliği vardır, yaallah bismillah demiyor mu nasılsa, bas mühürü böğrüne gitsin..." Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.