Φ Canraşit Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Sayın Canraşit, bu yardımın devlet tarafından yapılmasının mantığını siz açıklarsanız daha mantıklı olur gibime geliyor. Bu trilyonlar sokağa atılacağına pek ala yatırım yapılır, işçi, memurun maaşlarına yansıtılabilir. Bunun için de yeni bir icada gerek yok, gerçekten ileri demokrasiler ne yapıyorsa getirip aynısını uygularsınız. Asgari ücret için, 5 lira zam için aylarca hesap kitap yaparken partiler kendilerine gelecek yardım için anında uzlaşıyorlar. Şu an siyasi partilerin gelir kaynakları belli mi, kayıt altında mı, bir önceki seçimde AKP ye nereden geldiği belli olmayan paralardan söz ediliyor. Demem o ki, nasıl yaparlarsa yapsınlar, üyelerden aidat mı alırlar, iş adamlarından mı alırlar, kalpazanlık mı yaparlar, partilere devlet yardımı kesilmesi lazım. Efendim, elbette ben işçi, memurun maaşlarına yansıtabilinecek her türlü tasaruftan yanayım. Bununla birlikte, partilere yapılacak yardımın asgariye indirilmesine de varım. Ancak, hiç yardım yapılmaması, üyesi bol olan partiye büyük avantaj sağlar. Bence, bağımsız yargı denetimi esas olmak üzere, hem üyelerden, hem de aday adaylarından alınan harç sembolik düzeye çekilerek katılımcılığın özendirilmesi gerekir, hem de partilere devlet tarafından yapılan yardımın asgari düzeyde tutulması gerekir. Yoksa, demokrasi, şekilde görüldüğü gibi, '' çoğulculuk '' yerine '' çoğunlukçuluk '' olarak algılanmaya devam eder ve bu mantıkla daha '' ileri demokrasilere '' bile geçilir. Saygılar sunarım 1 Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Benim düşüncemde gerekçelerimden hangisi yanlış ve doğru olan bilgi ne efendim, yorumsuz diyebileceğimiz? Oy oranını yükseltememiş, kendisini rahatsız etmeyen hatta herkesinde dillendirdiği gibi etkili muhalefet yapamayan, yerinde saydığı,değişmesi gerektiği söylenen, AKP'ye rakip olamayan ve yaptığı sığ, yanlış muhalefetle AKP'ye destek sağlayan yani AKP'nin işine gelen bir partiye AKP hangi mantıklı gerekçe ve amaç için bir komplo hazırlasın?Madem Deniz Baykal bu yöntemle partiden uzaklaştırıldı yeni kadro niçin Deniz Baykal'la birlikte kadrosunu ve siyasi anlayışını da partinin dışına itti efendim, bunun mantığı ne? Efendim, bunun cevabını da vermiştim ya, daha önce: bir komplo teorisi yazarken gerçekleri çarpıtmak o teoriyi çöpe gönderir. Baykal son dönemlerinde, Gürsel Tekin-Kemal Kılıçdaroğlu ile çalışırken, '' Yeni CHP ''nin sinyallerini bizzat kendisi vermiş ve bu durum AKP'yi rahatsız etmeye çoktan başlamıştı bile. Baykallı CHP'nin izlediği yeni siyaset, yine başta kendi içinde olmak üzere artık gözle görülür derecede eleştirilmeye başlanmıştı ama lider o açıdan değil, bu açıdan tartışılıyordu. Yani, Baykal'a bir komplo, yeni CHP'lilerden değil, eski CHP'lilerden beklenebilirdi ancak. Bunu da söyleyemeyeceğimize göre, komplonun kaynağı AKP cenahındandır ama beklenmedik bir sonuç doğurmuştur. Sonra, hiç bir partili de bu şekilde kendi imajına zararı olabilecek bir yolla, böyle bir işe de kalkışmaz, çok afedersiniz ama...hiç gerçekçi değil bu teori. Saygılar sunarım 1 Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Tekrar: Pik düzeyde işletilen petrol havzası Basra körfezidir. Ona kalsa verilere göre Kuzey Buz Denizinde de çok küçük rezerv görünür. Halbuki uzmanlar öyle demiyor. Basra bir. Hazar iki Buz denizi üç. Bu yani... Basra petrolü denetimi illa ki. Basra pik düzeyi kaybettiğinde ikinci sırada Hazar var. Kesin yani, kuşku götürmez. Ha ama Hazar İskenderun'a bağlanacak, tamam dert tasa sona erecek, ABD erecek muradına, biz çıkalım -kaldıysa- kerevetine, ne yapalım kaderde varsa üzülmek neye yarar büzülmek değil mevzu tabii. Dünya siyasi konjonktürünü bir tek Hazar kıyılarında gezinerek çözemezsiniz! Bu küresel bir satranç, egemenlik alanları, güçlenen aktörler, yeni ittifaklar, hepsi hesaba dahil. Tüm dünya bir yana, oyun Hazar üzerine oynanıyor diye bir yalınlık elbette olamaz. Ancak burada kilit bir konum ve coğrafyadan bahsettiğimiz için merkeze Hazar-İskenderun hattını koyuyoruz. Global konjonktürü çözümlemek öyle kolay değil. Örneğin bir Çanakkale savaşında insanlar boşuna direnmiş ve ölmüş, yine gemiler gelip İstanbul'a demir atmış gibi görünüyor. Halbuki öyle değil. Çanakkale savunması Kurtuluş savaşının özü ve ruhudur, kilididir. Çünkü Çanakkale savunması yapılmasa Çar batıdan destek alıp iktidarını sürdürecek ve devrim olmayacaktı. Devrim olup başa Lenin geçince Atatürk onu tıpkı Çarlık yerine Bolşevizm geldiği gibi Padişahlık yıkılınca da aynısının olacağına ikna etti. Maxim silahlar, yardımlar geldi. Kurtuluş savaşı kazanıldı. Demek konjonktürü tahlil edebilmek derin analizler istiyormuş! Sovyetiklerin Sovyet savunma refleksi beni hiç ilgilendirmez. Ben söyleyeceğimi söylerim. Kazara sakallı olsam, "zaten HY de sakallı, demek demirefe doğru söylemiyor" mu olacaktı? Demek dedemin işi gücü tek ayak üstünde kırk yalan söylemekmiş o zaman! Bu çelişki arama merakından ben hâlen hiç bir şey anlamıyorum. Çelişki var deniyor, ha bakayım, olabilir tabii ki, hele neymiş diyorum, ne mikroskopla, ne teleskopla en küçük bir çelişki göremiyorum. Görsem gerçekten seve seve yanıt veririm, çok samimiyim. O yüzden pazar ekleri önerimde hararetle ısrarcıyım! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Sayın y.yılmaz çok haklı. Bir partinin propaganda için bu kadar çok paraya ihtiyacı yoktur. Partilerin tabanları olduğuna göre, üye ve sempatizanlarının yapacakları cüzi yardımlar ile teşkilatlarını ayakta tutabilirler. Partilere hazine yardımı derhal kalkmalıdır. Bu bir statüko korumacılığıdır. Statüko partilerine büyük imkanlar tanı, halkın cebinden büyük paralar ayır, iktidarını sürdür, doğruyu söyleyenin sesini kıs. Bu olmamalı. Bu bir fırsattır. Yarın iktidar olunca bakalım bu sözlerini tutacak mı için bile olsun HEPAR'a herkes oy vermelidir. Sözleri yalın ve kesin. Yapmazsa yüzüne hep birlikte vururuz. Ben de vururum. Doğruya doğru, eğriye eğri diyememektense ölmeyi yeğlerim! Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Efendim, bunun cevabını da vermiştim ya, daha önce: Saygılar sunarım Efendim ben de cevap hakkımı kullanıyorum ve diyorum ki:'' Damlaya damlaya, ak akçe kara gün içindir.'' Muhabbetle... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2011 Sayın y.yılmaz çok haklı. Bir partinin propaganda için bu kadar çok paraya ihtiyacı yoktur. Partilerin tabanları olduğuna göre, üye ve sempatizanlarının yapacakları cüzi yardımlar ile teşkilatlarını ayakta tutabilirler. Partilere hazine yardımı derhal kalkmalıdır. Bu bir statüko korumacılığıdır. Statüko partilerine büyük imkanlar tanı, halkın cebinden büyük paralar ayır, iktidarını sürdür, doğruyu söyleyenin sesini kıs. Bu olmamalı. Bu bir fırsattır. Yarın iktidar olunca bakalım bu sözlerini tutacak mı için bile olsun HEPAR'a herkes oy vermelidir. Sözleri yalın ve kesin. Yapmazsa yüzüne hep birlikte vururuz. Ben de vururum. Doğruya doğru, eğriye eğri diyememektense ölmeyi yeğlerim! Bugün gazetede vardı, Rize de miting için serilen kırmızı halının hikayesini anlatıyordu, falçata ile kesilip pay edilen halı asıl sahiplerine yani millete bahşediliyordu. Çöpe atılan kağıtlar, bez parçaları, metrelerce uzunluğunda afişler, yazık, her şeyden önce inanan için israf ve kitapta da haram yazan bir emir. Bu millet bu kadar zengin değil, milli serveti böyle hunharca harcamaya kimsenin hakkı yok ama millet bunları gördüğü halde gidip hesap soracağına şakşakçılık yapıyor. Ne diyelim Allah ıslah etsin! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2011 Yeşil Kuşak projesine bilerek hizmet eden yegane dinci akımdır. E illa ki, elbette... Ama ben oynadığı tiyatrodan bahsediyorum. Bir arkadaş getirdi, kulağımla dinledim. Efendileri hazretlerinin 1976 daki ses kaydı. İzmir'de bir camide kaydedilmiş. Amerikan askerleri Kabe'ye dalıp İslamcı militanları takır takır öldürünce avazı çıktığı kadar bağırıyor: "Evine kafir ayağı bastı allahım! Evini kafirler çiğnedi allahım! Evini imansızlar bastı allahım!" diye sesinin son perdesinden çığlıklar atıyor. Cemaat dersen hangır hüngür salya sümük sürüngenleri oynuyor! Bu güne baktığımızda CİA ın kucağında talimat yerine getiriyorken bu tablonun pespaye bir tiyatro, rezil bir aldatmaca olduğundan bahsediyorum... Ve bu adama saygı duyduğunu söyleyen bir adamın CHP parti meclisine havadan kondurulmasından öğürüyorum, midem kabul etmiyor bunu... İktidar için böyle her çirkefin mubahlaştırılmasının normal, gerekli, kaçınılmaz olduğunun pompalanması bu halkın bütün değerlerinin, ahlakının, vicdanının, hatta sayın y.yılmaz'ın da dediği gibi dini duygularının ayaklar altında çiğnenmesi, yok edilmesi, pespayeleştirilmesi demek! Bunu değil vicdanım, midem bile asla ölene kadar kaldıramayacak ve bu millete yapılan bu ihaneti asla affetmeyeceğim! Eğer bu millet de bu ihaneti onaylarsa bu milleti de asla affetmeyeceğim. Bana yaşamak haram deyip onursuzlaşmış torunlarını bu dünyada bırakıp onuruyla canını verenlerin yanına gideceğim! İsteyen niyazi oldu desin, umrumun kıyısında bile değil. Ağzı torba olmayanlar büzülmesin! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 Belirtmek istemezdim ama, bende bir kanaat oluştu. ABD nin iki seçenek üzerinde durduğunu ve birini tercih edeceğini belirtmiştim. Bunlardan biri tek parti iktidarı ve tek parti muhalefeti. Tabii belirtmeye gerek yok, iktidar olan AKP, muhalefet olan ise CHP. Diğer seçenek; AKP nin muhalefete dinlenmeye çekildiği ve bakıma alındığı CHP-MHP koalisyonu idi. Bence seçenek belirlendi ve AKP nin durmayıp yola devam etmesine karar verildi. Çünkü olabilecek her türlü rezalet olmasına, denize fenere hiç dokunmazken muhalif tutuklu yargılanan sanıklar neredeyse çürümeye terkedilmesine, bir şifre var bir yok denmesine, dünyada bundan apaçık bir skandal olamayacağı gerçeğine karşın, halkta ciddi bir tepki yok! İnanılmaz ama böyle! Yani bu durumda at değiştirmenin bir gerekçesi olmuyor! Niye değiştireceksin ki, alan razı, satan razı! Yani bozuk çıkan malın değişmesi için talep olmalı ki satıcı değiştirsin. Tüketici "aman rahatsız etmeyeyim, servetine servet katsın varsın, benim param gitmişse yine kazanırım, boşver" diyorsa satılan mal nasıl değişecek? ABD nin planlarının bu kadar tıkırında yürümesine doğrusu inanamıyorum! Bir plan değişikliği yapıyor görünmeye, bir çalım atmaya, yeni bir taktik uygulamaya gerek duymayacak kadar rahat, fütursuz. Sırf bu tercihe inat CHP ye oy vermeyi çok ciddi şekilde düşünmüyor değilim. Fakat CHP-MHP koalisyonu faraza oldu. Değişen en küçük şey olmayacak, ABD planları yine "tikir tikir!" AKP nin yaraları sarılacak, koalisyonda çatlaklar çıkarılıp aşındırılacak, yıpratılacak ve AKP "dememiş miydik" diye tekrar ortaya çıkacak. Bu kez de başına Numan hacıamca geçecek. Belki buna bile zaman kalmayacak, kaosun fitilinin artık ateşlenme zamanının geldiğine karar verilecek, dam koalisyonun başına çökertilecek! Üstelik inandığım doğruya sırt çevirmenin vicdan azabını ömrümce taşıyacağım. Ben yine onuncu köye yol almak en iyisi diyorum. Hiç olmazsa horoz oldum öttüm, güneş doğacak diye beklerken uyuyup kalmadım, görevimi yaptım derim. Kaosa uyananlar şaşkın iken ben uyanık olurum! Millet, ABD nin planlarını boşa çıkarmanın bir yolu yok gibime gelmeye başladı. Sarıldık, kuşatıldık. Özal'dan beri plan tıkır tıkır işledi, işledi, ürün bandın sonuna geldi. Hani seri üretim yapan fabrikalarda üretim bandı vardır. Ürün bandın başından yüklendiğinde bir hiçtir, bir şeye benzemez, eğri büğrü bir demir yığınıdır. Bant üzerine ilerlerken aşama aşama "tikir tikir" monte edilir. Giderek bir şeye benzemeye başlar. Bir arabaysa örneğin, en son boyanır, cilalanır, tekerleri takılır ve banttan iner, benzini konur. Artık marşa bas, sür ve git. Emre âmade! Yok yani, şu anda bile ortam hazır! Sanmayın açılım bir şey yapmak için başlatıldı da başarısız olup geri adım atıldı! Hayır. Bu da planın parçasıydı. Emzik bala batırılıp ağza verilecek, geri çekilecek ve çocuk bağırtılacaktı. Bunu gariptir ki en umulmadık bir sanatçı dile getirdi! Gel de Allah söyletti deme! Bazen dogmatik düşünmekten kaçınmanın bir yolu olmuyor. Akıllı uslu biri çıkar söylerdi yoksa yahu, Allah taşa isterse dil verir dense acaip mi şimdi? Yani onca akıllı adam sus pus baktı, o söyledi! Söyleyene değil söyletene bak denirse, Allah söyletti denirse ben şimdi ne diyeyim yahu? Açılımda amaç en baştan buydu. İşte sonuç: Şimdi askerin kıpırdaması suç! Bunun polisin caniyi yakalayıp "vay nasıl yakalarsın" denmesinden hiç farkı yok. Ama normalleşti! Amaç da buydu! Ortam şu anda bile hazır! Libya olmamak için hiç bir bahane daha şimdiden yok! Bir gösteride makinalı ile bir ateş açtır, otuz kişi ölsün, tamamdır. Çorap söküğü gibi gelir. Otuz tane cenazenin her birinde birer daha ateş açtır, iş bitmiştir! Al sana Libya! Sizi temin ederim, bu tezgahın farkındayım demek için olsun CHP ye oy vermeyi gerçekten isterdim! Samimi değilsem kahrolayım! Ama o makinenin "tikir tikir"leri yine kulağımı tırmalayacak. Üstelik vicdanım da yara alacak. Üstüne üstlük Amerikan Lincoln limuzin de yine üretim bandından inip marş düğmesine basılacak. Bari doğruyu söyleyip onuncu köyün yolunu tutayım! Yolda ölmek varsa, kertenkele deliğine de girsen, uzaya da çıksan yine var, kazık çakan yok nasılsa! Bu ülkede bu halkı din ile kandır da, istersen feriştah ol! Bu kadarla kalsa iyi. Bu halkın zihninde "Amerika istemeden yaprak oynamaz" diye Amerika'yı tanrının yeryüzü şubesi görmek artık normal, vazgeçilmez, aksi akıldan geçirilmez bir tabu olmuştur. Dinden, dogmadan geçtik, bir de bu tabu çıktı başımıza! Bir Allah bir de Amerika eleştirilemez, yaptıklarının hikmetinden sual olmaz! "Tikir tikir" ya! Hayretler içindeyim ama böyle! Öyle veya böyle yapacak bir şey göremiyorum! Yani bakalım neresinden incelmiş, kopsun da görelim ya! Başka bir şey söyleyemiyorum! Bir ümit var mı? Hiç bir günümüze miras kalan deyiş, onca zamanı aşıp boşuna günümüze ulaşmamıştır. O hakikatli deyişlerden biri de "çıkmamış candan umut kesilmez" dir... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 "Tikir tikir" ya! Hayretler içindeyim ama böyle! Öyle veya böyle yapacak bir şey göremiyorum! Yani bakalım neresinden incelmiş, kopsun da görelim ya! Başka bir şey söyleyemiyorum! Bir ümit var mı? Hiç bir günümüze miras kalan deyiş, onca zamanı aşıp boşuna günümüze ulaşmamıştır. O hakikatli deyişlerden biri de "çıkmamış candan umut kesilmez" dir...[/font] Başarılı olunur veya olunmaz ama bir denemek lazım, olabilecek olanı denemek lazım, denemeden doğru mu yanlış mı bilinmez bu sizin teziniz; onun için emin olmasak da bir şeyler yapıp sonucunu beklemekten başka çıkar yol olduğunu sanmıyorum. Hiç değilse biz denedik o da olmadı diyerek sorumluluğumuzu bir nebze atmış oluruz. Biliyorsunuz biz de CHP veya MHP aşığı değiliz, benim inançlı biri olduğumu da biliyorsunuz, memleketi düzeltecek diye bilsem ateiste bile oy veririm. Yani demem o ki, memleket için taşın altına elimizi koyup dört yılda bir bize düşen ne ise akıllıca yerine getirmeliyiz diye düşünüyorum. AKP dokuz yıl denendi, bir de CHP yi deneyelim. Bu millet koalisyonlar yaramaz diye hep uyutuldu; bu memleket ancak koalisyonla barış içinde yönetilir aksi durumlarda ben yaptım oldu ile düşmanlık oluyor. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 ne kadar üzüldüm, ne kadar üzüldüm. seçim barajının sırf teröristleri(!) bertaraf etmek için konulduğu, teröristlerin(!) bir şekilde bu barajını bir şekilde aştığını şimdi öğrendim;dünyam başıma yıkıldı. önyargıların ve kotrkuların olduğu yerde çoğu zaman eğitimde bir işe yaramaz. kısır tartışmalar süre dururken, herşey birbirini tekrarlar. örnek; Türkiye! şehit;iki polisin tüm uyarılara rağmen öldürülmesidir. var mı ötesi! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2011 CHP yi deneyecek bir seçenek olarak göremiyorum. Bu halk AKP yi başından atması gereken bir bela olarak görmediği ve oy vermemeye karar vermediği sürece, AKP en fazla oyu aldığı sürece geri kalanın kimler arasında, ne oranlarda paylaşılacağı diye bir mevzu yok yani, olamaz! Önemli olan AKP nin oy almaması, kimin alacağının bir önemi yok. AKP yine aynı oyu veya daha yükseğini alacaksa, hiç muhabbete gerek yok, müstehak olduğumuz yere varalım ve inceldiği yerden kopsun, hepimiz de görelim yani, bunun başka yolu kalmamış demektir. AKP oy alamazsa, kim almışsa bir hükümet kurulur yani, o bu önemli değil. AKP gitti gitti, gitmedi inceldiği yerden... Yani partiler de bir düzgün olsun yahu, Pamukoğlu akşam da söyledi, kaya isen durursun, ne yağmur alır ne yel! Kaya gibi duramıyorsan duramazsın. Bu ülkede siyasete küsmüş büyük bir kitle var mı, var. Bunu herkes biliyor. Bu kitle bıkmış artık, Karagöz Hacivattan, yalan dolan, çekiş döğüş, al gülüm ver gülümden nefret etmiş. Bu kitleyi kazanan, ülkeyi kazanır, ülke de bundan kazanır. Başka çıkış göremiyorum. Bu siyasete bir çeki düzen gerek. Bunu yapabilecek bir tek lider görüyorum, ona oy vermemeye karar vermeme imkan ihtimal yok... Aklımdan geçiyor dedim o ayrı. O kafamdaki ölçüp tartmaların bir dışa vurumu. Yoksa oyumu belirledim, şaşmaz... 1 Alıntı
Misafir £vrensel Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Niyazi olmayacak hiç kimse yoktur! Hesap bilmenin Niyazi olmamaya faydası olduğunu tarih hiç kaydetmemiştir! Hesap yapmak, bilinçli hareket demektir. Aksine tarih, hesap yaparak tarihe geçmiş, toplumları yönlendirmiş başarılı kahramanlarla doludur. Bu dünyadan üç türlü gidiş vardır diye düşünüyorum. Birisi normal, eceli ile olanlar. İkincisi arkasından lanet okutarak gidilenler. Üçüncüsüde hesabını yapmadan, akıntıya kapılarak, yok yere göçüp gidenler. Bu üçüncüsü üzerinde durmak istemiştim. Mesela fırtınalı bir havada fırtınanın ne yapacağını kestiremeden, hesap etmeden, uçurumun yanında dolaşarak yok yere hayatından olmak gibi. İşte ben bu gibilere "Niyazi" demiştim. Siyasette de böyledir. "Siyaseti satranç gibi siyahlarla beyazların mücadelesine indirgemenin ne ülkeye, ne insanlara bir faydası olacağını sanmıyorum." Hem böyle deyip te hem de; "İnceldiği yerden kopsun, Pamukoğlu'nun HEPAR'a iki oy çıksa umrum değil!" demek, siyaseti beyazlarla siyahların mücadelesine benzetmektir. Arada gri'ler de vardır. Beyazlığın mümkün olmadığını bile bile gri'lere olanak tanımamak, siyahlarla karanlıkta kalıp yok olmak, "Niyazi" olmak bu değilmidir? Siyaset biliminde kesin doğrulara ulaşmak, müspet bilimlerdeki gibi net değildir. Ortalıkta tartışılıp kesin sonuç alınamayacak kadar onlarca değişken gerçekler vardır. Olacaksa HEPAR olmayacaksa diğerlerinin hiçbir önemi yok demek, olmayacaksa elveda demek, "niyazi" olarak göç etmek değilmidir? İp eğer incelmişse, inceldiği yerden kopmasını beklemek yerine, incelmiş iple bile kurtarılabilecek değerler vardır. Söylemiştim, kurulmasına ramah kalmış bir teokratik düzen yerine, tercih edilecek bir kaç somut siyasi tercih daha var. Birisi CHP. Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 ABD nin iki seçenek üzerinde durduğunu ve birini tercih edeceğini belirtmiştim. Bunlardan biri tek parti iktidarı ve tek parti muhalefeti. Tabii belirtmeye gerek yok, iktidar olan AKP, muhalefet olan ise CHP. Diğer seçenek; AKP nin muhalefete dinlenmeye çekildiği ve bakıma alındığı CHP-MHP koalisyonu idi. Neden ? CHP'nin ABD Ortadoğu politikasına hizmet edecek ne rolü olabilir ? Türkiye'de yapılan '' Sivil Darbe '' sürecine hizmet edecek ne rolü olabilir ? BOP değişti de haberimiz mi yok ? Yazdıklarınız laf kalabalığından öteye geçmiyor, onu söyleyeyim. Saygılar sunarım 1 Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Bu halkın zihninde "Amerika istemeden yaprak oynamaz" diye Amerika'yı tanrının yeryüzü şubesi görmek artık normal, vazgeçilmez, aksi akıldan geçirilmez bir tabu olmuştur. Tam tersine, bu ülkede, küçük bir azınlık dışında kime sorsanız ABD'ye karşıdır. Zaten AKP'nin arkasında ABD olduğu söylemleri ayyuka çıkınca, ABD ile AKP arasında gerilim olduğu izlenimi yaratmak için bazı manevralara başlandı. Yoksa siz de mi buna inandınız ? Saygılar sunarım 1 Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Ancak burada kilit bir konum ve coğrafyadan bahsettiğimiz için merkeze Hazar-İskenderun hattını koyuyoruz. Hazar petrolünün pik düzeyde çalıştırılmadığı da nereden çıktı ? Kazakistan, Türkmenistan, Rusya bunlar neyle geçiniyor ? Mevcut boru hatları projeleri arasında da bu hat yok ve ayrıca daha önce söylediğim gibi gerek de yok. BOP haritasında da İskenderun Türkiye'de. Türkiye'yi Libya ile falan bir tutmayın. Tamamen farklı konjonktürler söz konusu. Onun için, bölünme olsun diye kaosa falan gerek yok. Türkiye için plan gayet yumuşak geçişli uygulanıyor. Saygılar sunarım 2 Alıntı
Φ Canraşit Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Bu halk AKP yi başından atması gereken bir bela olarak görmediği ve oy vermemeye karar vermediği sürece Sizce bu halkın AKP yi başından atması gereken bir bela olarak görmesi gerekliliğinin nedeni nedir ? Saygılar sunarım 1 Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 ne kadar üzüldüm, ne kadar üzüldüm. seçim barajının sırf teröristleri(!) bertaraf etmek için konulduğu, teröristlerin(!) bir şekilde bu barajını bir şekilde aştığını şimdi öğrendim;dünyam başıma yıkıldı. Açık yazın da anlayalım, terörist kim, eğer kastedilen pkk sempatizanlarıysa onlar 2007 de bu işi hallettiler yani yeni öğrenmek diye bir şey söz konusu olamaz, bunu sağır ve kör sultan bile biliyor. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 CHP yi deneyecek bir seçenek olarak göremiyorum. Bu halk AKP yi başından atması gereken bir bela olarak görmediği ve oy vermemeye karar vermediği sürece, AKP en fazla oyu aldığı sürece geri kalanın kimler arasında, ne oranlarda paylaşılacağı diye bir mevzu yok yani, olamaz! Önemli olan AKP nin oy almaması, kimin alacağının bir önemi yok. AKP nin oyu zaten belli, birinci parti olduğu kesin, bunun karşısında olanların oyları dağınık olduğu için AKP tek başına iktidar. Bizim çabamız bu muhalif oyların mümkün olduğu kadar tek çatı altında toplanması. "Bir elin nesi var, iki elin sesi var; birlikten kuvvet doğar". Budur yani... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Söylenenin tam tersinin anlaşılması çok kötü... Ben Basra petrolünün pik düzeyde işletilmekte olduğunu bir değil beş kez söyledim. Basra pik düzeyi kaybettiğinde enerji stratejik merkezinin Hazar'a kayacağını defalarca tekrarladım. Basra'nın altında sonsuz bir petrol denizi yok, öyle değil mi? Petrolün pik düzeyi bir çan eğrisini andırır. Pik düzey tepe noktasıdır. Bol ve kolay bulunan bir nesne ucuz olur. Bu yüzden pik denir. Çan eğrisi düşmeye başladığında düşüş önce hızlı hissedilmez, pik düzeyi bir süre sürdürür. Eğri aşağı iyice yönelince düşüş hızlanır ve pik düzey kaybedilir. Hadi diyelim merkez Basra, Hazar önemli olmasın. Bunun pek bir şeyi de değiştirmediği belliyken, sırf karşı çıkma mantığı ile karşı çıkmak akılcı bir yaklaşım değil. Siyah beyaz konusuna gelirsek, iki partiye indirgeme konusu için bunu söyledim. Yoksa HEPAR'ı beyaz şah olarak düşündüğümden değil. Madem bir kesim AKP siyah şahının etrafında siyah taşlar kılığına girdiler, bizde CHP beyaz şahının etrafında beyaz taşlar olalım şeklinde bir anlayışı eleştirdim. Fırtınalı havada uçurumun kenarında niye dolaştığınıza bağlı... Savaşta saldırmak için düşmanı gözetliyorsam, bombardıman altında bile dolaşırım. Siyah taşın etrafında siyaha boyananlar bir çıkar güruhudur. Halk bunu görmüyorsa ne desek boş. Söylediğim gibi oylar yine AKP ye akacaksa geri kalanın nasıl paylaşılacağının bir önemi kalmıyor. O zaman bakarız neresinden incelmiş, halk da uyumaya, soyulmaya ses çıkarmamanın faturasını öder. Bunun başka yolu yok. Halk uyandıysa sessiz çoğunluk bir siyaset devrimi yapacaktır. Eski tas eski hamamları silip atacaktır. Yoksa öyle bir şey, ne desek boş. İnceldiği yerden kopacak. Sonuçları da hep birlikte göreceğiz. Pamukoğlu gibi benim de bize oy vermelisiniz kaygım ve çağrım yok. Durum bu. Takkeyi öne koyup düşünme zamanı. CHP-MHP koalisyonu olursa neler olacağı şimdiden belli, Numan hacıamca eksenli siyaset, BDP gösterisinde ateş açılma sonrası kaos senaryolarını bir daha tekrar etmeyeceğim. Bu senaryolar HEPAR mecliste olursa olmayacak mı? Tabii olacak. Ama mecliste bilinci en üst düzeyde bu işin uzmanı bir lider olacak. Halk, siyasete küskün kararsız büyük sessiz kitle bir siyaset devrimi yapar yapmaz bilmem onu. Beklentim yapması. Halk tırsak, uyuşuk ve görmez haldeyse yapacak bir şey yok. İnceldiği yerden kopacak. Yani şimdi genel afla, açılımı AKP nin bıraktığı yerden daha akıllı devam ettirme vaatleriyle CHP bir şey mi başaracak, ABD planlarını askıya alacak ve Kürtleri kullanmayı bırakacak mı? Bu olanaksız. İşin başında bu işlerde bilinci en üst düzeyde bir kişi olmazsa imkansız. Yaptığım beyin fırtınasaı sonucu CHP ye oy vermeyi düşündüğüm yanılgısına kimse düşmesin. Ben alternatif düşünceleri her zaman severim. Ama kararım hesabım da kararım da, kesinlikle HEPAR... Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Açık yazın da anlayalım, terörist kim, eğer kastedilen pkk sempatizanlarıysa onlar 2007 de bu işi hallettiler yani yeni öğrenmek diye bir şey söz konusu olamaz, bunu sağır ve kör sultan bile biliyor. Siz, kimi kastettiniz ise ... Çok iyi yapmışlar, Kutluyorum kendilerini. Dağda siyaset yapılmaz, ovada yapılır. Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 19 Mayıs , 2011 Siz, kimi kastettiniz ise ... Çok iyi yapmışlar, Kutluyorum kendilerini. Dağda siyaset yapılmaz, ovada yapılır. İyi onlar da ovada yapıyorlar zaten, İmralı dan talimat alıp, en tepedekini bile tehdit ediyorlar, çok iyi(!) yapıyorlar! Ha bu arada polisi de tokatlıyorlar... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2011 Bir terör örgütü bir dış desteğe mutlak şekilde ihtiyaç duyduğu, böyle bir destek olmaksızın yaşayamayacağı gibi, amacına sadece terör aracını kullanarak da gitmez. Siyasi bir kanadı da mutlaka olur. O yüzden dağda yapılmaz ovada yapılır diye bir şey söz konusu değil. Bir kanadı dağdan, bir kanadı ovadan aynı amaç için çalışır. Dağ ile ovayı farklı seçenekler gibi göstermeye çalışmak, terörün bir taktiğidir. Yanıltma, tuzağa düşürme amaçlıdır. Alıntı
Misafir £vrensel Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2011 72.500 kişinin katıldığı son ankette fark %3.6'ya indi. Ha gayeret! Ayrıntı ve şehirlerin durumu -http://secim.mynet.com/2011-genel-secim-anketi-18-24-Mayis- Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2011 Gönderi tarihi: 20 Mayıs , 2011 Bazı hatırlatmalar yapmak istiyorum: NATO’nun Irak’ın kuzeyine ve Türkiye’nin güneydoğusuna konuşlandırılması konusundaki yapılan açıklamalar: Erdoğan 29 Haziran 2010 tarihinde, Kanada-Toronta’da G-20 zirvesinde, “Afganistan’da Taliban'a karşı verilen mücadeleyi örnek göstererek, NATO’nun aynı katkıyı Türkiye’ye yapmasını istedi. 1 Temmuz 2010 tarihinde, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, NATO Sözleşmesinin Beşinci Maddesi gereğince NATO’ya bu talebin yapıldığını beyan etti. 24 Kasım 2010 tarihinde, Öcalan NATO’nun Kürt sorununa müdahil olmasını istedi. Bunların ne anlama geldiğini, aklı fikri olan düşünsün, ben bir şey eklemek istemiyorum... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 21 Mayıs , 2011 Şaban Dişliyi tanımayan var mı? Bugün öğrendim ki Şaban Dişli Sakarya da AKP 3.sıradan aday, başka bir yoruma gerek va mı? Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.