Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Yo hiç öyle bir algı ve korku yok. Ne o hayırdır, şeriat gelecek korkusu ile korkutmakla suçlayanlara ne oldu böyle birden bire? Korkulara sığınmaya, korkuları kullanmaya ve "öcüüüü" avutmacasına başvurmaya başladılar? Halk arasında kimseyi kınama, kınadığın kendi başına gelir diye bir inanış vardır! Doğruymuş!!! En son darbe otuz sene önce oldu, onları da yargılayacağız diye oyları toparladılar, ses yok seda yok! "Otuz sene önce amcamın yeğeninin eniştesine yumruk vurmuşsun" un hesabı peşine düşenler, dün enselerine atılan şamarın hesabını sormaktan aciz... Birlikte bahçede dolma partisi yapacağına sorsaydı madem hesabını? Gülünç ülke, komik insanlar ve acınası bir manzara, bir kara mizah tiyatrosu yaşıyoruz. Bu ülke bu kadar reziline de layık değildi... Hayır sözü yasa olan, anayasayı kaldırmış ve ülke avucunda olan Evren'in mi serveti var, Forbes dergisinin sekizinci zengin ilan ettiği ileri demokrat'ın mı? Komik bir yazı olmuş Sayın demirefegülünç ülke ve komik insanlar lafınıza da katılmış olayım bu arada, bu yazı da komik olsun cevap niteliği taşımasa da... Muhabbetle... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 ''Darbe olacak...'' korkusunun halkın nazarında büyük oranda karşılığı var yanılıyor muyum?Peki bu korku suni korku mu, olmayan bir tehlike, hiç gerçekliği olmayan tez üzerinden mi siyaset üretiliyor darbe üstüne?Malumunuz ülkemiz dört fiili darbe yaşadı, en son emuhtıra Sayın Fuzuli, anladığım kadarıyla siz, AKP nin bu Silivri dekileri darbe yapacaklardı diye oraya gönderdiğini düşünüyorsunuz. Bizim üzerinde durduğumuz sa hazır yapılmışı varken niye cekti lerle uğraşılıyor, acaba bu benim darbecime darbe indiririm mantığı mı? O zaman da insanın aklına e muhtıra geliyor, o da size verilen bir muhtıraydı, onu veren şahıs nerede? Siz gerçekten mantıklı düşünmesini bilen biri olarak bunları sorgulamıyor musunuz? Ben askerin bu kadar beceriksiz olduğunu hiç sanmıyorum, eğer isterlerse bu gün bile darbe yapabilirler, o istemiyor dediğiniz halktan da kimse çıkıp darbe yapamazsın deyip tankın önüne falan atlamaz hatta çıkar askerine sevgi gösterilerinde bulunur, bunlar yaşanmış gerçekler. Bu olayların da askerden bağımsız olduğunu düşünmüyorum, eğer asker kozmik odaya girilemez deseydi Allah ın bir kulu buna cesaret edemezdi.. Kağıttan kaplan a Yalçın Küçük bir açıklama getirdi. Eğer ordu öyle olsaydı ikinci bir resepsiyon veremezdi, Genelkurmay Başkanı Başbakan dan randevu istedi anında randevu verildi vs. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Komik İroni komiklik değildir. İroni bazen gerçeği çok daha iyi vurgular. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Dinci gericilik laiklik ilkesinin gelişip yerleşmesine sürekli bir biçimde yobazca direndiği için laiklik geliştirilemedi. O yüzden laik bir gericilikten bahsetmek abestir. Böyle bir şey yoktur. Sadece dinci gericilik söz konusudur. Yıkım taşeronlarının görevi ise elbette şeriat devleti kurmak filan değil. Dünyada icat edilmiş en şiddetli bölücülük olan, bölücülükte ırkçılığın bile eline su dökemeyeceği dinciliği kullanıp toplumu düşman kamplara bölerek emperyalist efendilerine lokmalar halinde yutması için takdim etmek. Yok demeyin Sayın demirefe bakmasını bilmek lazım sadece, görenler görüyor, bu ülkeyi laiklik boyutunda da nasıl bir yerde görmek isteyenlerin nadide laiklik,demokrasi, hukuk anlayışlarını ve bu anlayış kaç yılının hangi şartların anlayışı... Ülkeye bir daha bakın o zaman inanç kamplaşması mı ön planda, başka kamplaşmalar mı var? Muhabbetle... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 İroni komiklik değildir. İroni bazen gerçeği çok daha iyi vurgular. ''ironi'' komiklik değildir Sayın demirefe, yazılan her yazının ironik olmaması gibi... Kendi adıma komik yazı dizime nokta koyuyorum. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Sayın Fuzuli, anladığım kadarıyla siz, AKP nin bu Silivri dekileri darbe yapacaklardı diye oraya gönderdiğini düşünüyorsunuz. Bizim üzerinde durduğumuz sa hazır yapılmışı varken niye cekti lerle uğraşılıyor, acaba bu benim darbecime darbe indiririm mantığı mı? O zaman da insanın aklına e muhtıra geliyor, o da size verilen bir muhtıraydı, onu veren şahıs nerede? Siz gerçekten mantıklı düşünmesini bilen biri olarak bunları sorgulamıyor musunuz? Ben askerin bu kadar beceriksiz olduğunu hiç sanmıyorum, eğer isterlerse bu gün bile darbe yapabilirler, o istemiyor dediğiniz halktan da kimse çıkıp darbe yapamazsın deyip tankın önüne falan atlamaz hatta çıkar askerine sevgi gösterilerinde bulunur, bunlar yaşanmış gerçekler. Bu olayların da askerden bağımsız olduğunu düşünmüyorum, eğer asker kozmik odaya girilemez deseydi Allah ın bir kulu buna cesaret edemezdi.. Kağıttan kaplan a Yalçın Küçük bir açıklama getirdi. Eğer ordu öyle olsaydı ikinci bir resepsiyon veremezdi, Genelkurmay Başkanı Başbakan dan randevu istedi anında randevu verildi vs. Sayın yılmaz Silivri'dekilerle ilgili iddialar doğruysa evet, yalan olduğu kanıtlanırsa hayır...Yapılmış darbelerle ilgili olarak ayrıca darbe yapanların yargılanacağı bir dava oluşturulup yargılama yapılabilir, süre aşımı gibi teknik sıkıntılar olsa da...Yapılmış darbeler yapıldığı için tehlike olmaktan çıktığından mıdır nedir hazır sıcağı varken, tehlike vuku bulmamışken bundan başlanmış olabilir...E muhtıraya gelince Sayın Yaşar Büyükanıt bunun muhtıra olmadığını, TSK'nın görüşü olduğunu ifade etti ve bunu CHP'de bu minvalde değerlendirdi.Sonrasında CHP Sayın Büyükanıt'a cephe aldı, darbe karşıtlığı üzerinden Yaşar Büyükanıt'ın niçin yargılanmadığından dem vurmaya başladı.CHP bunu dedi diye yargı süreci başlatılsaydı ve akabinde bakın genel kurmay başkanını sadece bir TSK'nın olağan bir görüşünü açıkladı diye içeri aldılar şeklinde bir kampanya başlatılabilirdi ve çok etkili olurdu bu.Yapılan suç mu?Kişinin algısına gör değişiyor işte.E muhtıra verildiğinde CHP e muhtıra gözüyle bakmadı,AKP açıklamayı demokrasi sınırları içinde görmedi, sonra e mıhtıra, e muhtıra oldu haydi yargılansın oldu.Kim neyin peşinde bilemiyorsun ki? Önce halkı darbeye muhtaç edeceksin Sayın yılmaz, ortalığı birbirine katacaksın ki halk ordunun yönetimine ihtiyaç duysun, zemin oluşsun.Ordumuzun sessiz kalması demokrasi şartları içinde olması gereken normal durum da, normal şartlarda sessiz kalmayan ordumuzun şimdi sessiz kalması ordumuzun da bir nevi bu davaya gerçek gözüyle baktığı düşüncesini ortaya koyuyor.Bu dava tamamıyla düzmece olsaydı ordumuz daha farklı tepki gösterirdi herhalde.O zaman Ergenekon davasını eleştirenler ordumuzu da bu davaya sessiz kalmakla iştirak ettiğini düşünerek eleştirmeliler, mantıkları tek taraflı işlemiyorsa.AKP Atatürkçülerin,laik rejimin savunucularını içeri alıyor diye AKP'yi cumhuriyet düşmanı ilan edenler, başkalarını da ilan etsinler görevini yapmıyor diye de tutarlı davranış nasıl olurmuş ülke görsün...Sayın Süheyl Batum tam da bu noktada kendince olması gerekeni söyledi,görevinizi yapın dedi...Söylediği demokratik değildi; ama bir beklentiyi dile getirdi. Ne olmalı şimdi, ne yapılmalı, kime inanılmalı, nasıl düşünülmeli? Muhabbetle... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Halkta asla bir darbe olacak korkusu yoktur,cünkü halki askerinden korkmaz.Bakin despotlarin yönettigi ülkelerde askerler hep halkin tarafini tutmaktdirlar.Basiretsiz yöneticilerin,yönetme kapasite olmayan ideolojik güruhlarin elindeki ülkelerde darbeler yönetenlerin daveti ile olur.Türkiye'de ki darbelere bakildiginda nitelikleri yönünden degil siyasi yönden incelenirse siyasetin aciz kaldigi sartlar sonucu darbe olmustur. 27 Mayis askeri müdahalesi,anayasayi ayaklarinin altina alan bir iktidara karsi yapilmistir.Muhalefeti iktidar gücüyle susturmaya calismak despotluktur despotluga karsi darbeler mesrudur. 12 Eylül askeri darbesi,siyasetcilerin basiretsizlikleri ve radikal güclere sirtlarini dayamalari sonunda ülkede yasanan katliamlari önlemek amaciyla yapilmistir.Simdi birileri diyecekki;efendim o katliamlar önceden ayarliydi.Bu gerekce gecersizdir.Iktidar katliamlari önlemek yerine katliamlarin üzerinden siyaser hesaplari yapiyor ve muhalefeti susturmaya calisiyordu. Muhtiralar askerin siyasete karismasi degildir.Ülkede rejim karsiti olusumlara karsi bir uyariydi.O günleri unutmadik,unutanlar simdi burada darbe edebiyati yapiyorlar. Darbelerden en cok zarar gören parti CHP'dir.Bunu görmeyip CHP'yi darbelerden medet umar gibi göstermek iyi niyetle bagdasmaz.Darbelerden cikari olanlar gerici güclerdir.AKP 12 Eylül anayasasi ile iktidar olabilmistir,bunu anmak icin 12 Eylül'de de referandum yaptirmistir.12 Eylül referandumu 12 Eylül darbesini yapanlara bir jestti.Jest oldugu ise darbenin basinin özgürlügün tadini cikarmasindan anlasilmaktadir.AKP Evren üzerinden propaganda yaparak halki aldatmistir. AKP darbeci bir partidir.Hadi canim sende denebilir fakat gercekler asla inkar edilemez.AKP darbeci bir parti olmasaydi,12 Eylül anayasasi ile iktidara gelip o anayasanin antidemokratik yapisini aynen korumazdi.AKP'nin yeni anayasa diye yutturmaya calistigi taslak aslinda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin üniter yapisini sorgulayan bir taslaktir.AKP'liler buna muhakkakki Hayir DIYECEKLERDIR. Ergenekon,bir senaryodur.Bu senaryonun arkasinda CIA-MOSSAD-CEMAAT üclüsü vardir.Belgeler sahtedir amac Türkiye'nin siyasi yapisinda yapilmak istenen degisimin karsisinda hicbir gücün kalmamasidir.Bu nedenle yargi AKP'lestirildi,Üniversiteler AKP'lestirildi,Kurumlar AKP'lestirildi.Asker AKP'lestirildi. TSK eger darbe yapmak isteseydi inanin ki 50 defa darbe yapardi.Ama TSK artik kendi icinde reform calismalari yapan ve cagdas bir ordunun olmasi gereken düzeni saglamaya calismaktadir. Bir ülkeyi avucunuza almak istiyorsaniz önce onun ordusunu saf disi edeceksiniz.Birinci Dünya Harbinden maglup olarak ciktigimizda,ordumuzun elindeki tüm silahlar toplanmis ve ordu silahsizlandirilarak saf disi birakilmisti.Bugün ise Ergenekon,Balyoz,Poyraz ve daha bircok tiyatro ismis gibi isimlerle adlandirilan senaryolar üretilerek orduya karsi ahlak disi bir operasyon yapilmis ve ordu saf disi birakilmistir.Olay budur.Hala bu senaryolarin gercek oldugunu iddia edenler ise sanirim yandas medyanin etkisinde kalmakla aslinda bu ülkeye kötülük etmektedirler. Yandas medya dedimde tam sirasi geldi:Kemal Kilicdaroglu icin piyasaya sürülen yeni bir kitap var.Ahlaksizligin hangi seviyelere düstügünü bu kitap kanitliyor ve kimlerin bu ahlaksizligin isbirlikcisi olduklarida ortaya cikmistir:Yeni Safak ve Taraf gazetelerinde bu kitabin ve kitabi yazanin propagandalari ve tanitimlari yapilmaktadir.Muhalaefete karsi iktidar ve yandaslarinin baslatmis olduklari bu igrenc saldiri bile ülkenmizde yobazligin hangi safhalara geldigini gösterir. Süheyl Batum,eger bu ülkede demokrasi yoktuda simdi var diyorsaniz;neden Süheyl Batum'un bu sözleri sizi igne yemis gibi ziplatiyor.Mümtazer Türköne:"Bu ordu lagvedilsin,yerine Nizami Cedit ordusu kurulsun dediginde yine igne yemis gibi zipladinizmi,yoksa duymadinizmi? Demokratik ülkelerde,herkes özgürce konusup yazabilir.Her konu üzerinde herkesle görüsebilir,belge saklayabilir.Ülkenin gelecegi icin görüsler üretebilir.Eger demokrasi varsa basbakana,cumhurbaskanina iktidara karsi yazilir cizilir bu iktidar gitmelidir diyebilir. Ancak demokrasinin olmadigi ülkelerde,basbakana,cumhurbaskanina,iktidara karsi yazilip cizilemez bunu yapanlar iceri tikilir.Basin özgürlügü konusunda 148. sirada olusumuz,Türkiye'de demokrasi var diyenlerin utanmalari gereken bir konudur."Bizdeki basin özgürlügü Amerika'da bile yok"diyen Icisleri bakani Amerika'nin basin özgürlügü siralamasinda 20. oldugunu nereden bilecektiki.At gitsin nasil olsa yurdum insani yutar bunlari,hep öyle olmadimi bu isler ve sonundada deveyi hanutuyla götürdüler. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Ülkeye bir daha bakın o zaman inanç kamplaşması mı ön planda Bakıyorum ve çok iyi görüyorum. İnanç ekseninde kamplaşma ve muhaliflerini inancına uymama gerekçesiyle düşman görme, gösterme, hukuksuz linç etme nefreti görüyorum. En belirgin resim bu. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Bakıyorum ve çok iyi görüyorum. İnanç ekseninde kamplaşma ve muhaliflerini inancına uymama gerekçesiyle düşman görme, gösterme, hukuksuz linç etme nefreti görüyorum. En belirgin resim bu. Bir de,cocuklara tecavüz edenleri aklama senaryolari var ülkede...Örnegin 33 kisinin tecavüz ettigi 13 yasindaki kiz cocugunun önce adli tipta yasini 15 yapip sonrada mahkemede;kendi istegiyle yapti karari verilmesi... Hüseyin Üzmez'le ilgili oynanan tiyatrolar ve tepkiler sonucu cezalandirilmasi,bunlar taze örneklerdir. Tecavüzlerin kimler tarafindan yapildigi verilen kararlarda cok önemli bir katkiya sahip. saygilarla Alıntı
Φ Efendi Türkler Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 12 Eylül ve onun mutlu AKP si iyi incelendiginde daha ilginc ayrintilari yakalaya biliriz bu Akademik bir konuda diyebiliriz 12 Eylül sadece bir konuyla baglantilayip sonuclanacak bir konu degil..Bütün yorumlar ve o yorumlarin 12 Eylül üzerinde sadece bir hakliklik bir payi olabilir ilerisine gidemez.. Gittigimiz kadar bir o kadar ibrani asillilar karsimiza cikacaktir. Derin devlet, terör, ertesi gün neden sona ermis bunlar teferruattır Naksibendi oldugunu hic saklamayan Nasuhi Güngör.. Sorulmadan söyleyen beyefendilere göre bir inci alintisi yaparsak ´´Nakşibendi'den .. Israil nerede varsa, Fettullah Gülen oradadir ve Gül, hic süphesiz hazir ve nazirdir. Neyin derin neyin derin olmadigi ortadadir, Bugün ki cumhurbaskanimizi hatirlatmak isterim.. Turgut özal dönemine kisaca dönelim.. Rusya´ya karsi ABD nin Orta Asya cumhuriyetlerine Rusya´dan koparma mücadelesi Türkiye gibi batililasma yolunda önemli mesafeler almis ve deger yargilari olusturmus bir ülkeyi model olarak sunmayi hedefliyordu. Turgut özal da 24 ocak kararlari ve özalin, her vesileyle orta dogu haritalarin degisecegini ve Türkiye´nin bu sürecte yerini almasi gerektigini ve almasi gerekeni de almasi gerektigini´´ Turgut özal bu sürecte Amerikanci aktif bir Amerikanci politikasi uygulamistir: biraz tahtasi eksik Akli yerinde olanlar Ecevit dönemleri Ecevitin agzindan cikanlar soykirim uygulaniyor, Ankara sahinleri sasirtmisti, ABD´de Ecevit sonrasi planlaniyor, FT Türkiye, Ecevit ile yola devam edemez The Times Ecevit Avrupa´nin hasta adami Komutanlarin Ecevit´in basbakanligi birakmasini arzu etmeleri.. Arkadan gelenler... Siirt Secimi gayri mesru secimle bir Tayip Erdogan milletvekili meydana getirmistir getirmesinin baslica temelleri neler olabilir. Bugün baktigimizda neden oldugunu görebiliyormuyuz.. Recep Erdogan, Güler Sabancidir Mustafa koc, Tayip Erdogandir Recep Tayip Erdogan, Koc´un ve Sabanci´nin en gelismis halidir. Birbirinden ayirmak imkansizdir ve ayirmaya calismak abesle istigal etmektir... Erbakan´in cocuklari neden Erbakan´dan koparilmistir yukarda basta ki yaziya simdi yazacaklarimla uyuyasacaktir. Hoca ne kadar Islam´in siyasallasmasinda önemli figür olmasinin yaninda milli sanayi politikasi güdüyordu ilk basta Malezya´dan binek otomobil ithaline kapilarina acti. Ucuz otomobil Koc, yerli otomobil montaj sanayicileri zor durumda birakti. Cikarlarini sarstti.. Ve onunla yetinmeyip ithal yoluyla ikinci el, otomobil getirilmesine izin verdi buda ikinci büyük darbe oldu.. Asil büyük darbe buna dikkat edelim ´´Hazine´nin bankalarla iliskileri icin ´´havuz sistemi´´hazirligini duyurdu.. Hazine, parasinin bir kismini özel bankalarda tutuyordu ve ayni zamanda, bütce finansmani icin özel bankalardan borc aliyordu. Kisacasi bankalarda parasi varken bankalardan borc aliyordu.. yalniz parasina düsük faiz, borcuna yüksek faiz uygulaniyordu. Bunu ortadan kaldirmaya vaad etti.. Koc ve Sabancinin degirmenlerine akan suyu kesecegini ilan etmisti günahi büyüktü.. Koclarin danismanlari yahudi danistiklarida Koc un danismani soli ö.: Koc´un özel bir yemekte karanliklar prensi perle yahudi kardesimize söyledikleri Akp, Rp nin kopyasi olmasin lütfu bugün lütüflari ayni köklerle yerine getirildigi gül döktüm yollarina sekliyle getirildigi görülmekte. Bastin mi parmagi üzerlerine direk silivre yoluna düsersin. Yada dolma bahce sarayina dogru direktife. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Bakıyorum ve çok iyi görüyorum. İnanç ekseninde kamplaşma ve muhaliflerini inancına uymama gerekçesiyle düşman görme, gösterme, hukuksuz linç etme nefreti görüyorum. En belirgin resim bu. Türkiye'ye baktığınızdan emin misiniz Sayın demirefe?Bugün Türkiye'de ağırlıklı olarak herkesin konuştuğu inanç kutuplaşması mı, kim tartışıyor bunları?Türkiye'de Sünni-Alevi,inançlı-inançsız ayrışması,çatışması mı çıktı, hangi resme bakıp da bunları söylüyorsunuz? Muhabbetle... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 12 Eylül ve onun mutlu AKP si iyi incelendiginde daha ilginc ayrintilari yakalaya biliriz bu Akademik bir konuda diyebiliriz 12 Eylül sadece bir konuyla baglantilayip sonuclanacak bir konu degil..Bütün yorumlar ve o yorumlarin 12 Eylül üzerinde sadece bir hakliklik bir payi olabilir ilerisine gidemez.. Bastin mi parmagi üzerlerine direk silivre yoluna düsersin. Yada dolma bahce sarayina dogru direktife. Sayın Efendi Türkler biz ABD'nin eyaleti falan olduk da haberimiz mi yok?Peki öyle bir görüntü varsa güzel ülkemizin güzide sahipleri bu arada ne yapıyorlardı yahu?Türkiye'nin bağımsızlığının teminatları,rejimin koruyucuları bütün bu oyunlar karşısında seyirci mi kaldılar yoksa onlar da kendi işlerine gelen bir oyunun parçası mı oldular?Tamam anladık ABD ülkemiz üzerinde oyunlar oynuyor kim, hangi güçle bozacak bu oyunu önemli olan soru bu? Muhabbetle... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Sayın yılmaz Silivri'dekilerle ilgili iddialar doğruysa evet, yalan olduğu kanıtlanırsa hayır... İddialar var tamam, peki bu insanların tutuklanması size intikam olabileceği ihtimalini hatırlatmıyor mu? Referandumda hesap soracağız diye oy istenirken sıcak olan, tekrar, tekrar ısıtılıp kaynatılan bir konu nasıl es geçilip ihtimaller üzerinden yargılama yapılır? 27 Nisan da verilen muhtıra için dönemin kuvvet komutanlarından biriydi sanıyorum, hiç kimsenin haberinin olmadığını dolayısıyla bunun TSK nın görüşü olmadığını söylemişti. Silivri dekiler niye oradalar, demokrasiye müdahale edeceklerdi diye değil mi, peki bu muhtıra demokrasiye müdahale değil mi? CHP nin ne düşündüğü bizi ilgilendirmez, burada iktidarın yaptıklarını değerlendiriyoruz çünkü yaptırım gücü onlarda, CHP konuşur, konuşur, konuşur ama bir şey yapma yetkisi yok. Bırakın yargılamayı, bunu yapan şahıs ödüllendirildi, sizce bu ne anlama geliyor? normal şartlarda sessiz kalmayan ordumuzun şimdi sessiz kalması ordumuzun da bir nevi bu davaya gerçek gözüyle baktığı düşüncesini ortaya koyuyor İşte ben de bunu söylüyorum, eğer öyleyse durum vahim. Orduda bir kısım darbe planı yaparken diğer kısmın haberi yok, siz buna inanıyor musunuz, çuvallar dolusu dokümanlar ortalıkta dolaşacak diğer komutanların haberi olmayacak. Eğer bu darbe iddiaları doğruysa tüm TSK o zamanki komuta kademesi sorumludur. İlk iletilerinizde bayağı tarafsız gibiydiniz ama son yazılarınızda yine AKP ağır basmaya başladı. Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 İddialar var tamam, peki bu insanların tutuklanması size intikam olabileceği ihtimalini hatırlatmıyor mu? Referandumda hesap soracağız diye oy istenirken sıcak olan, tekrar, tekrar ısıtılıp kaynatılan bir konu nasıl es geçilip ihtimaller üzerinden yargılama yapılır? 27 Nisan da verilen muhtıra için dönemin kuvvet komutanlarından biriydi sanıyorum, hiç kimsenin haberinin olmadığını dolayısıyla bunun TSK nın görüşü olmadığını söylemişti. Silivri dekiler niye oradalar, demokrasiye müdahale edeceklerdi diye değil mi, peki bu muhtıra demokrasiye müdahale değil mi? CHP nin ne düşündüğü bizi ilgilendirmez, burada iktidarın yaptıklarını değerlendiriyoruz çünkü yaptırım gücü onlarda, CHP konuşur, konuşur, konuşur ama bir şey yapma yetkisi yok. Bırakın yargılamayı, bunu yapan şahıs ödüllendirildi, sizce bu ne anlama geliyor? İşte ben de bunu söylüyorum, eğer öyleyse durum vahim. Orduda bir kısım darbe planı yaparken diğer kısmın haberi yok, siz buna inanıyor musunuz, çuvallar dolusu dokümanlar ortalıkta dolaşacak diğer komutanların haberi olmayacak. Eğer bu darbe iddiaları doğruysa tüm TSK o zamanki komuta kademesi sorumludur. İlk iletilerinizde bayağı tarafsız gibiydiniz ama son yazılarınızda yine AKP ağır basmaya başladı. Efendim tabi ki intikam alma ihtimali de var, düzmece olma ihtimali de dolayısıyla.Şimdi bunu nasıl açıklığa kavuşturacağız Sayın yılmaz,ortada yüzlerce belgeden, bilgiden bahsediliyor, bu belgeler ortadayken bunların düzmece olduğunu kim kanıtlayacak?Ben bu Ergenekon olsa da olmamış olsaydı da ben her zaman darbe yapılanmasının, darbe yapmaya hazır bir yapının ve bu anlayışı güden bir zihniyetin bu var olduğunu düşünmüşümdür.Sebepleri mi, sürekli toplumun damarına basan ses getiren cinayetler,Ali Klakancı,Fadime Şahin olayları, ordunun sürekli açıklama yapması ve yaptığı darbeler bunu düşünmem için yeterli.Ordumuzda birbiriyle çatışan siyasete farklı bakan yapılanmalar, mücadele mi var bilmiyorum.Ödüllendirilmeye gelince bildiğim kadarıyla diğer genel kurmay başkanlarından farklı olarak sadece Büyükanıt'a mahsus bir ödüllendirme değil bu.Şunlardan hangisi oldu acaba e muhtırayla ilgili?Sayın Büyükanıt, e muhtırayla siyasete müdahale etme taraftarı değildi, ordumuzdaki güçlü yapılanmanın baskısıyla, gücüyle e muhtıraya imza atmak zorunda kaldı ve başbakanla yaptığı görüşmede bu yapılanmayı çökertmek için görüşme ve işbirliği yoluna gidildi veya hükümet oyunu artırmak için ordunun hiç taraftarı, haberi olmadığı halde Sayın Büyükanıt sırf AKP oylarını çoğaltsın diye göstermelik e muhtıra yayınladı?Bu bağlamda sizin e muhtırayla ilgili bahsettiğiniz bu ordunun görüşü değildir şeklindeki açıklamayı yapan kim Sayın yılmaz? Eğer bu insanlar tamamen suçsuz olsaydı ve bunu biliyordur ordumuz herhalde, dediğim gibi sessiz kalmazdı, en azından olayın iç yüzüyle ilgili net açıklamalar yapılırdı, ordumuzda bu bağlamda sessizliğin oluşu bir nevi davaya destek niteliğinde.Yani ordunun içindeki bu yapılanma yine ordumuzun desteğiyle tasviye edilme yoluna gidildi o zaman, süreç başlatıldı. Başka hangi çıkarımlarda bulunabiliriz ki Sayın yılmaz?Dava düzmeceyse ordu niçin sahip çıkmıyor komutanlarına, madem ciddi tehdit var kendisine, yok düzmece değilse, ordunun içindeki darbeci yapılanmanın Ergenekon davasıyla tasviyesini destekliyor, bunu da doğru buluyor demek ki? Muhabbetle... Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 24 Şubat , 2011 Başka hangi çıkarımlarda bulunabiliriz ki Sayın yılmaz?Dava düzmeceyse ordu niçin sahip çıkmıyor komutanlarına, madem ciddi tehdit var kendisine, yok düzmece değilse, ordunun içindeki darbeci yapılanmanın Ergenekon davasıyla tasviyesini destekliyor, bunu da doğru buluyor demek ki? Muhabbetle... Yaşar Büyükanıt a yapılan bildiğim kadarıyla hiç bir emekli komutana yapılmadı, mesela zırhlı araç kimseye tahsis edilmedi. Benim dediğim bir çelişkiyi atlamışsınız. Eğer orduda bu olayların olduğu kabul ediliyorsa ve destekleniyorsa bugün bunu destekleyenler de o gün görevdeydi, başka bir yerde değillerdi. Demek istemem o ki, o gün bunları gizleyenler de en az onlar kadar suçludur. Müdahale o gün olsaydı bir kısmı karşı diyebilirdik ama üzerinden seneler geçmiş şimdi çıkıp karşıyız denirse bu inandırıcı olmaz. Hem yanılmıyorsam Genelkurmay Başkanı balyoz sanığı komutanları ziyaret etti, suçlu olduğunu kabul etse ziyaret eder miydi? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 inanç kutuplaşması mı, kim tartışıyor bunları? Bu oltalara herkes gelmiyor ama gelenler yetiyor, hatta yetip artıyor. %58... Yoksa niye her konuya dini yığma yapılsın, heykel yapılmış, harakiri yapan biri mi ne varmış, onun yanıbaşında heykel mi olurmuş! Ne bu? İster harakiri yapsın, ister karakiri, bunun heykelle alakası ne? Alakası dogma, alakası cehalet, alakası göbeğini kaşıyan adam... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Hayır sözü yasa olan, anayasayı kaldırmış ve ülke avucunda olan Evren'in mi serveti var, Forbes dergisinin sekizinci zengin ilan ettiği ileri demokrat'ın mı? Hangisi "maaşımla geçinemiyorum" diye sızlandı? Şaşkın ördek gerin gerin dalmaya kalkarmış. Toplum da göbeğini kaşıyan adamı geçtik, şaşkın ördek oldu, yolsuzu gerisindeki suda aramaya kalkışıyor, burnunun dibindeyken! Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Dava düzmeceyse ordu niçin sahip çıkmıyor komutanlarına, Yok yahu? Alır da kaçar mıydınız? "Darbeci ordu!" çığlıkları atmak için ne güzel bahane değil mi? Bu ne yahu? Bu nasıl bir öneri, nasıl bir önerme?! Ordunun dava sürecine etki ettiği nerde görülmüş? Hukuka, bir güç, üstelik silahlı bir güç müdahale edecek!!! Ne yapsın? Silivri'nin önünden tanklar mı geçsin, üzerinden uçaklar mı uçsun, ne buyururdunuz? Hiç kusura bakmayın, onu ancak "ileri demokrasi" lerde görürsünüz. İleri demokrat!! polisler delil yaratır, önce suçu yaratır, sonra suçun delillerini. Ordu şereflidir. Bu ülke için yeri gelir yargılanır, yeri gelir hapis yatar. Ülke için savaşmak da var, hapis yatmak da. Böyle ileri demokrasi!!! ayaklarına yatıp ülkesinin şerefini satmaz. Hukuk kirli ellerde dejenere ediliyor olabilir, yarın temizlenir. Öyle hemen hukuktan vazgeçilmez. 27 Mayıs 1960 da ve 12 Eylül 1980 de hukuk rafa kalktıysa, hangi şartlarda bıçak kemiğe dayandı da kalktı, bunu çok dile getirdim. O felaketlerin, o düşmanlaşma ve kutuplaşmaların tekrarını yeniden yaşatmak isteyenler varsa da, bir daha hiç görmez bu ülke umarım. Ordu kaya gibi, beton gibi sapasağlam duruyor. Bir ordu ancak ulusu ile koparsa yıkılır. Bu saldırıların amacı o. Orduyu ulusundan koparmak. Davalar on yıl da sürse bunu başaramayacaklar. Bazen çile çekerek de fikirlere hizmet edilir, fikirler çile ile kuvvet bulur... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gerekce cok llginc,yüzlerce binlerce belge varmis da bunlari kim hemen inceleyip hakikati bulabilecekmis tarzi bir savunma taktigi.Bu savunmayi yapanlar nedense 72 saatte Oda TV'nin binlerce belgesini inceleyip tutuklanmasini gerektiren belgeyi bulabilmelerine hayret edemiyorlar.Hani derler ya "Sanki elimle koymus gibi buldum".3 yildir bu adamlar tutuklu ve henüz kesin olarak ortada onlara yüklenmis bir suc yok.Bunun anlami nedir?Bunun anlami;intikam almak degilmidir.Bunun anlami siz bize yaptiniz simdi sira bizde demek degilmidir?Bunu AKP'nin milletvekili söylemedimi:"Simdiye kadar siz bizi fislediniz simdi biz sizi fisliyoruz"demedimi?E hala birileri DARBE senaryolari ile avutuyorlar kendilerini.Bu ülkede artik darbe olmaz.AKP istemiyor diye degil,TSK istemiyor diye olmaz. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Sayın yılmaz Silivri'dekilerle ilgili iddialar doğruysa evet, yalan olduğu kanıtlanırsa hayır... Her iddia edileni hapse atacaksak dışarıda kimse kalmamalı sayın Fuzuli. TBMM de vekilden çok haklarında dava dosyaları var, onların ne özelliği var, onlar niye yargılanmıyor? Bu işin suyunun çıktığını söyleyen sizsiniz, bekleyelim, görelim diyen de sizsiniz. Daha önce olduğu gibi sekiz ay içeride tutulup, ilk celsede beraat edenler yok mu? Alın işte gerçek olmayan iddialarla sekiz ay hayatlarından çalınan insanlar, bunların hakkını kim ödeyecek veya nasıl ödenecek? İki yıl, hukuk dışı uygulamalarla yürütülen bir dava, hangi iddialar sayın Fuzuli? Benim anlamadığım bu dünya Sultan Süleyman a kalmadı, bir gün sıra onlara da gelir, bunu niye düşünemezler; hadi düşünemedin, bir zamanlar astığı astık, kestiği kestik olanların halinden de mi ders çıkarmazlar? Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Yok yahu? Alır da kaçar mıydınız? "Darbeci ordu!" çığlıkları atmak için ne güzel bahane değil mi? Bu ne yahu? Bu nasıl bir öneri, nasıl bir önerme?! Ordunun dava sürecine etki ettiği nerde görülmüş? . . . . çekerek de fikirlere hizmet edilir, fikirler çile ile kuvvet bulur... ''Önerme'', ''öneri anlamı içeren yargı'',''yorum anlamı taşıyan yargı'' gibi anlam biçimleri arasındaki farkı fark ettiğinizde belki cevap yazarım yazınıza Sayın demirefe... Alıntı
Φ FUZULİ Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Her iddia edileni hapse atacaksak dışarıda kimse kalmamalı sayın Fuzuli. TBMM de vekilden çok haklarında dava dosyaları var, onların ne özelliği var, onlar niye yargılanmıyor? Bu işin suyunun çıktığını söyleyen sizsiniz, bekleyelim, görelim diyen de sizsiniz. Daha önce olduğu gibi sekiz ay içeride tutulup, ilk celsede beraat edenler yok mu? Alın işte gerçek olmayan iddialarla sekiz ay hayatlarından çalınan insanlar, bunların hakkını kim ödeyecek veya nasıl ödenecek? İki yıl, hukuk dışı uygulamalarla yürütülen bir dava, hangi iddialar sayın Fuzuli? Benim anlamadığım bu dünya Sultan Süleyman a kalmadı, bir gün sıra onlara da gelir, bunu niye düşünemezler; hadi düşünemedin, bir zamanlar astığı astık, kestiği kestik olanların halinden de mi ders çıkarmazlar? Sayın yılmaz ben hakkında her iddia olanın hapse atıldığı hukuk dışı bir anlayışı savunuyor değilim, savunsam absürd olur.Ben Ergenekon davasıyla alakalı olsun olmasın olanların AKP'yle ilişkisi olsun olmasın bundan önce de şimdi de ülkemizde bağımsız yargının olmadığı, bunun demokrasiyle orantılı olarak kurulmadığını, bağımsız yargının kurulmak istenmediği ve ülkemizde hukuğun üstünlüğünün olmadığı kanısındaydım her zaman.Benim açımdan ülkemizdeki hukuk yapısının bu olması hala devam eden hukuksuzluklar benim ideolojik düşünceme destek veriyor diye savunacak kadar basit düşünmenin yanlış olduğunu bilirim.Ergenekon davasında iki tür keskin fikirli taraf var.Ya bu dava tamamiyle düzmecedir diyenler ya da bu dava kesinlikle gerçekleri olan bir davadır diyenler.Bir kısım insanlar davanın düzmece olduğunu savunabilmek için dava sürecindeki hukuksuzluklara sığınıyorlar,davanın gerçekliğine inanalar da toplanan delilleri gösterip süreçteki hukuksuzlukları görmezden gelme yoluna gidiyorlar. Ben ülkemizdeki adalet sistemiyle alakalı düşüncemi söyledim,başka bir açıdan tekrar edeyim,ülkemizde en basit davalarda dahi adaletin tecellisi gecikiyor, suçlular cezasını tam manasıyla almıyor,suçsuz insanlar mağdur ediliyor,siyasi davalarda sürekli taraflı karardan dolayı ülkenin genelinde tartışma çıkıyor, kimse sonuçtan tatmin olmuyor. Bu davanın hukuksal sürecine bağlı olarak birçok hukuksuzluk yaşandı, iki yıldır devam ediyor ve tutukluluk süresi cezaya dönüşüyor örneğin.Şimdi bu davada hukuksuzluklar oluyor diye bu dava tamamıyla uydurmadır, deliller sahtedir demek için hangi hukuki bakış açısıyla bunu açıklayabiliriz veya bunların hepsi suçludur anlayışını da aynı şekilde?Hukuki olarak suyu çıktı derken hala bir sonuç yok,tutuklamalar devam ediyor ve dava üzerine sürekli senaryo yazılıyor, kafalar iyice karışmaya başladı düşüncesiydi demek istediğim...Bir gün herkes sadece kendisi için değil de herkes için adalet herkese lazım deyip, adalet için adalet derse o gün geldiği zaman herkese lazım olan adalet orada duruyor olacaktır.Adaleti silaha çevirenlerle, o silahı onların elinden alıp aldıklarına doğrultanların ve herkesin benim adalet sistemim doğrudur mantığıyla yaklaştığı bir ülkede adalet herkese lazım lafı daha çok söylenir zamana göre farklı cephelerden. Bu dava karşısında tarafsız bir insan, demokrasi ve hukuk sınırları içinde nasıl bir düşünce belirlemeli peki Sayın yılmaz, nasıl düşünmeli ki insan tarafsız, demokratik, hukuk sınırları içinde düşünüyor olsun, siz söyleyin bunu, bir de bunu tartışalım... Muhabbetle... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Ergenekon örgütü diye üretilen fakat ortada olmayan bir örgütten bahsediliyor.Bu örgüte üyedirler diyerek,onlarca general,subay,aydin gazeteci vs tutuklandi.Bavullar dolusu belge denerek cemaat ve polis gazetecilerinin getirdigi kagit parcalari savcilar tarafindan delil olarak kabul edildi.Bu kagit parcalarini delil olarak kabul eden savcilar ayni zamanda bu cemaat ve polis gazetecileri ile birlikte calismaya basladilar.N Nasil mi?gayet basit.Bunlarin getirdikleri kagit parcalarinin icinde olanlari tekrar onlara servis ederek gazetelerinde tutuklananlara karsi ahlak sinirlarini zorlayan saldirilar yaptirildi.HALA DA YAPTIRILIYOR.Daha iki gün önce Soner Yalcin'in Halk TV icin CHP'nin yetkili kisisine yazdigi mektup,yandas medyadan Samil Tayyar'a servis edilerek önce AKSAM gazetesinde sonra diger gazetelerde yayinlandi.Ne savcilik ne emniyet Samil Tayyar'la ilgili bir baskin veya sorusturma gerceklestirmedi.Bu olay bile yargi ve yandas medyanin nasil icice olduklarini ve kimlerin Ergenekon örgütü diye olmayan bir örgütün senaryosunu hazirladigini anlatiyor. Eger Ergenekon savcilari,bu senaryonun organizesi icinde olmasalardi,bu adamlar hakkinda sorusturma baslatmalari kacinilmazdi.Fakat bildigimiz kadariyla böyle birsey yok.Dolayisiyla,Icisleri Bakani Atalay'in "basin özgür"dedigi özgür basin AKP BASINIDIR. Ergenekon senaryosunun neden üretildigini,hangi amca hizmet icin böyle bir projenin uygulamaya konuldugunu Serafettin Elci'nin su itirafi bize anlatmaya yetiyor: "Kürt sorununun tartisilabilmesi Ergenekon davasi ilde mümkün olmustur." Elci bu sözüyle,bize Ergenekon'un üretilmesinin nedeni aciklamistir. Kimdi tutuklananlar:Ülkenin birlik ve bütünlügünü isteyenler,AKP'nin bu birlik ve bütünlügü sabote ettigini savunanlar ve ABD'ye karsi olan TSK mensuplari. Peki IHD Kürt sorununun cözümünde ne diyor AKP hakkinda: "AKP Kürt sorununu kendi 'DINSEL ,SIYASAL IDEOLOJISI DOGRULTUSUNDA"yaratacagi Kürt tipi ile cözmek istiyor bu tehlikelidir" Hersey ortada degilmi?AKP'nin bu planlarini gören,gazeteci,aydin,asker kisilerin Ergenekon adi altinda üretilen yapay bir örgüt elemanligi adi altinda sahte belgelerle tutuklanmalarinin arkasindaki gercekler bu kadar acik ve netken hala "ACABA"larda direnmek bence sorunun ciddiyetini kavrayamamis olmak demektir. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Bu dava karşısında tarafsız bir insan, demokrasi ve hukuk sınırları içinde nasıl bir düşünce belirlemeli peki Sayın yılmaz, nasıl düşünmeli ki insan tarafsız, demokratik, hukuk sınırları içinde düşünüyor olsun, siz söyleyin bunu, bir de bunu tartışalım... Muhabbetle... Hukukçuların söylediğine göre ve balyozda da kısmen uygulanabilen tutuksuz yargılama olursa biz gerçekten bir şeyler yapılmak istendiğine inanabiliriz. Biz bilinmeyen, yeni keşfedilmiş bir şey istemiyoruz; hukuk ne diyorsa o uygulansın. Sayın fuzuli, pkk resmen bu ülkeyi parçalamak için eylemler yapıyor, insanlar öldürüyor; dikkat edin plan değil, terör eylemi. Bunlara açılım adı altında düğün, bayram, ayaklarına mahkeme götürülerek af çıkartılıyor. Silivri dekiler plan yapmış, tatbikat yok, yanlış anlaşılmasın böyle oldu demiyorum, iddia edilenlere göre yorum yapıyorum; hangisi suç? Hukukçu arkadaşlara soruyorum, plan yapmak suç mu? Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 25 Şubat , 2011 anlam biçimleri arasındaki farkı fark ettiğinizde Haklısınız, bazen agresif bir tarzda yazdığımın farkındayım. Fakat şöyle söyleyeyim: İki konu beni agresif yapıyor. Birincisi dinin siyasette yoğun kullanımı, ikincisi etnik ayrıma dayalı siyaset yapılması. Bu ikisi çok temel yanlışlar. Diğer hukukun siyasileşmesi, ordu düşmanlığı gibi konular bunların aslında yansımaları. Temel çıkış noktasında çok vahim yanlışlar var. Bir konu ayrıntıda yanlış olsa, ayrıntıları daha serinkanlı konuşabilirdik. Ama temelde ve çok vahim hata var. Başka bir deyişle niyette doğruluk olsa da hatalar yapılsa, daha yapıcı eleştirilebilirdi. Niyette ise doğruluk yok. Niyetler tamamen art niyet, gizli ajanda ve intikam, dikta özlemi içeriyor. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.