Φ GeceKuşu Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2011 *** AKP’nin, 2007 yılındaki genel seçimlerden, tekrar ve daha da güçlenerek, tek başına iktidar olarak çıkmasından, 12 Eylül 2010’da yapılan anayasa değişiklik paketine dair referanduma kadar geçen süre, Bu partinin, ülkemizde öznesi olduğu sivil darbenin, ikinci dönemidir. Şu an, üçüncü dönemdeyiz ve önümüzdeki seçimlerden sonra da, eğer ki büyük bir sürpriz olmazsa, dördüncü ve son ve “asıl” döneme gireceğiz. Zira AKP, anayasayı tümüyle değiştirip, “yeni rejim”i tartışılmaz kılacak ve “yarı resmi”likten kurtarmış olacak o zaman. İçinde bulunduğumuz dönemde yaşadığımız gelişmeler AKP’yi Truva atı seçen "AB-ABD emperyalizminin" Kendisini Kemalist, ulusalcı, Cumhuriyetçi, laik olarak tanımlayan halk kitlelerinin, Onların siyasi önderleri ve Türkiye halkının başının üzerinde sallayıp durduğu Demoklesin kılıcıdır. Bu yaşananların özünde iki ana gaye vardır: Bir, muhalifleri bertaraf etmek; iki, bertaraf olmayan muhalifleri dönüştürüp, “yeni düzen”e alıştırmak. Yansımaları nedir, Kürtler ve Kemalistleri, Kemalistler ve komünistleri, Komünistler ile Kürtleri birbirlerinden uzak tutmak; Muhtemel bir emek ve laiklikten, bağımsızlık ve işçi demokrasisinden taraf olan birlikteliği önlemek; Sonucunda da, kesin amaç olarak, mevcut politik kaostan, çelişki ve çatışmalardan faydalanıp sivil darbeyi sonuçlandırmak. *** Özetle, AKP ve arkasındaki uluslararası sistem çeşitli dava, komplo, plan, tertipler ile, Sivil darbenin önünde engel olan, olabilecek, olması muhtemel politik çevrelerin en uzlaşmazlarının kalemini kırmıştır. Bu gün halka önderlik edenler ve seçimlere katılacak olan muhalefet partileri, Gelişmelerin bu yönü ile değil de, tutukluların kimlikleri ile ilgilenir, yani resmin tümüne bakmayı, ısrarla reddederlerse; Yarın başlarına gelmesi muhtemel, ki bugün de geliyor, tehlikelere göğüs gerecek, güç ve iradeleri olamaz. AKP’nin dinci-liberal darbesine, öyle veya böyle, direnen yüzde kırk ikilik, Kürtleri de eklersek, yüzde ellilik kitleyi umursamaz, Azıcık aşım kaygısız başım, mantığı ile, her şeyden bağımsız siyaset ve siyasi odaklar inşa etmeye devam ederlerse, Ancak tribünlerde ıslık çalacaklardır. Bu, açık ve net; bunu görmek için, olağanüstü çabaya falan da gerek yok, gözleri kapatmamak yeterli. Artık, hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır ve satıh, bütünüyle bu memlekettir! Emperyalist kapitalizm, AKP aracılığı ile, sadece ağaçlarımızın gölgesine değil, Ağaçlarımızı diken halkımızın onuruna, namusuna, insanlığına, aklına, vicdanına, geleceğine göz dikti. Bu Türkiye halkının hayat tarzıyla ilgili bir mücadeledir; Memleket kavgasıdır; sınıf mücadelesini de içerir. Ya emperyalizmin şeriatına razı olacak ya da tarikatlardan arınmış tam bağımsız Türkiye de yaşamayı hak edeceğiz... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 11 Şubat , 2011 Gece Kusu'nun bu yazisinin Türkce aciklamasi;Türkiye 2011 secimlerinden sonra otomatikman dikta rejimine aadim atacaktir eger AKP denilen dinci-liberal-emperyalist taseronu parti tek basina ve yüzde 50'nin üzerinde oy kapasitesine kavusursa... Etrafimiza baktigimizda gördügümüz manzara ayni manzaradir,yani ayni muhalif cevre ama biraz dah azalmis olarak durdugu yerde kimildiyor,karsi cephe yani dindarlikla dinciligi birbirinden ayiramayan halk kitlelerinin, "Allah Erdogan'dan razi olsun"propagandacilarinin yaydigi elektrik akimina kapilmis oldugunu görüyoruz. Yani Tunus ve Misir'da diktatörler giderken Türkiye'de tam tersi olmaktadir.Eminim buna en cok sevinenler liberal tosuncuklardir. saygilarla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.