Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2011 Toplumsal mücadelelere duyarlılığı ile tanınan Carlos Latuff, bu kez Tunus'ta yaşanan isyan ve Ben Ali'nin devrilmesi sonrasındaki süreci kalemine aldı. Latuff, karikatürlerinde özellikle Fransa gibi devletlerin Tunus'taki diktatörlüğe verdiği desteği konu etti. Örnekle inceleyecek olursak; Satranç masasında Ben Ali figürlü piyonunun devrilmesiyle kara kara düşünen Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'yi görebilirsiniz. Devrik lider Ben Ali'nin yerine Başbakan Mohammed Ghannouchi'nin geçmesi de yine Latuff tarafından eleştirilen konulardan bir başkası oldu. Latuff'un en dikkat çeken karikatürlerinden birinde ise çizerin daha önce Filistin direnişinin simgelerinden olan kefiye ile çizdiği Ernesto Che Guevara'nın yıldızlı beresi bu kez Tunus bayrağındaki yıldızı taşır olmuş. Tunus halkının Ben Ali'nin partisi RCD'yi ülkeden "süpürmesi" de Latuff'un konuyla ilgili başka bir karikatürü... Sevgili Gloria... Bu da ülkemizin içinde bulunduğu durumu çok güzel anlatan bir karikatür... Saygı ve sevgiler... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 1 Şubat , 2011 Aslında ağlanacak halimize gülüyor, neşemizi bozmayalım şurda diyoruz... Karikatürlerin buna çok katkısı oldu, teşekkürler Dipnot... Alıntı
Φ gloria Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 "Halklar hükümetlerinden korkmamalıdır, hükümetler halklarından korkmalıdır." Çok severim bu sözü... Mısır'da bugün 9. günü olan protestoların başarılı bir sonuca ulaşmış olması da bu söze olan inancımı daha çok kuvvetlendirdi. Hüsnü Mübarek, dün gece yarısı devlet televizyonundan ulusa seslenerek, Eylül ayında yapılacak olan seçimlerde aday olmayacağını iletti. Bu bir başarıdır ama şimdi benim kafamı karıştıran başka bir nokta daha var; Eylül ayına 8 ay var daha, Mübarek 8 ay daha iktidarda kalacağını mı ifade ediyor bu sözlerle... 8 ay sonra kim öle kim kala... Ya bu halk da bizim halk gibi geçmişi sineye çekenlerden ve zamanla unutanlardansa... Mısır halkı, Mübarek'in açıklamalarından memnun olmamış ki cuma günü saraya yürüyeceklerini açıklamış. Mübarek bir an önce ülkeyi terk etmeli ve Mısır halkı göstermiş olduğu bu inanılmaz başarıyı riske etmemelidir. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 Mısır halkı göstermiş olduğu bu inanılmaz başarıyı riske etmemelidir. Sanmam. Bir daha böyle bir milyondan fazla kişiyi sokağa dökmenin zor olacağını bileceklerdir. Tunus'da Gannuşi'nin sözleri burada Erdoğan'cıların gururunu pek bir okşadı. Halbuki bunda övünç payı çıkaracak hiç bir şey yok. Erdoğan da iktidara gelebilme uğruna milli görüş gömleğini çıkardım diye kamufle olmuştu. Yolundan saklanarak gizlenerek gitmek isteyenlerin çıkması kadar doğal bir şey olamaz. Şıracının şahidi bozacıdan başka kim olur ki zaten? Şöyle söyleyeyim, ABD için diktatör olmuş, demokrasi olmuş farketmez. Çıkarlarını her koşulda güncellemeyi iyi bilir. Baksanıza elindeki kullanım yelpazesine... İçinde kimler yer almadı ve almıyor. Ziyaül Hak'lardan bin Ladin'lere kadar yelpazenin en uçları mı yok, krallar diktatörler mi yok, başbakanlar mı yok... Sezar'ın hakkı Sezar'a adamlar bu işi iyi biliyor, adam kullanma sanatında çok ileri gitmişler. Gannuşi değil Kan-nûşi olsa kızılcık şerbeti içtim dedirtir, bunu da koca bir topluma yuttururlar... Not: Nûş: (farsça) içmek Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 Mısır halkı, Mübarek'in açıklamalarından memnun olmamış ki cuma günü saraya yürüyeceklerini açıklamış. Mübarek bir an önce ülkeyi terk etmeli ve Mısır halkı göstermiş olduğu bu inanılmaz başarıyı riske etmemelidir. Sanmam. Bir daha böyle bir milyondan fazla kişiyi sokağa dökmenin zor olacağını bileceklerdir. Tunus'da Gannuşi'nin sözleri burada Erdoğan'cıların gururunu pek bir okşadı. Halbuki bunda övünç payı çıkaracak hiç bir şey yok. Erdoğan da iktidara gelebilme uğruna milli görüş gömleğini çıkardım diye kamufle olmuştu. Yolundan saklanarak gizlenerek gitmek isteyenlerin çıkması kadar doğal bir şey olamaz. Şıracının şahidi bozacıdan başka kim olur ki zaten? Şöyle söyleyeyim, ABD için diktatör olmuş, demokrasi olmuş farketmez. Çıkarlarını her koşulda güncellemeyi iyi bilir. Baksanıza elindeki kullanım yelpazesine... İçinde kimler yer almadı ve almıyor. Ziyaül Hak'lardan bin Ladin'lere kadar yelpazenin en uçları mı yok, krallar diktatörler mi yok, başbakanlar mı yok... Sezar'ın hakkı Sezar'a adamlar bu işi iyi biliyor, adam kullanma sanatında çok ileri gitmişler. Gannuşi değil Kan-nûşi olsa kızılcık şerbeti içtim dedirtir, bunu da koca bir topluma yuttururlar... Not: Nûş: (farsça) içmek Sevgili arkadaşlar... Günümüz ülkeler insanları artık zengin ve fakir arasındaki büyük uçurum, artan gıda fiyatları, yüksek işsizlik oranı, devlet yolsuzlukları, değişmez siyasi diktatörlük ve ciddi toplumsal kargaşa belli, artık sessizce kabullenilecek olgular olmaktan çıkıyor... Ve dünyanın/dünyamızın geleceği iki dinamik üzerinde bulunmakta... - Bunlardan biri güç dengelerindeki değişimleri iyi yönetebilmekten geçiyor... - Diğeri ise enerjinin yönetiminden... Bakın Stanford Üniversitesi Tarih Profesörü Ian Morris “Batı Neden İktidarda... Şimdilik” adlı son kitabında sosyal kalkınmanın 4 bileşenden oluştuğunu söylüyor: Enerji tüketimi. Kentleşme. Askeri kapasite. Ve bilişim teknolojileri. Bu 4 temel bileşen içinde en yaşamsal olanının “enerji” olduğunu vurgulayan Prof. Morris, Tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişte ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde en önemli rolün, ülkelerin enerjiye olan ihtiyaçlarında ve enerjiyi yönetmelerinde yattığını belirtiyor ve Doğu’nun giderek artan enerji ihtiyacının Batı’nın iktidarına son verebileceğinin altını çiziyor. Bakalım önümüzdeki süreç bize neler gösterecek? Ha bu arada bir de şunu soralım isterseniz: Türkiye’yi yönetenler etraflarında olan bitene nasıl analiz ediyor acaba birde bu gözlükle bakıyorlar mı sizce?... Saygıyla... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 2 Şubat , 2011 ABD nerede? İki yerde. Afganistan ve Irak. Bu iki yerin özelliği ne? Hazar enerji havzasının iki yanında. Dünyanın en önemli enerji havzası neresi? Basra körfezi. Buradaki petroller bittiğinde neresi olacak? Hazar havzası. Bu olduğunda, yani Basra önemini yitirip Hazar önem kazandığında ne olacak? ABD ile Rusya arasındaki paylaşım mücadelesi tekrar ortaya çıkacak. Dünya yine kutuplaşacak. Kutuplaşmada Rusya yalnız da kalmayacak, Çin ve hatta Hindistan da kutuplaşmaya katılacak. Kuzey Hazar petrolü halen Rusya'nın etkisinden kurtulamayan, kurtulamaması için bir ara Rusya'nın tanklarını bile soktuğu ve sözde Ermeni, aslında Rus işgali ile sindirdiği Azerbaycan yoluyla Rusya'ya akıyor. Güney Hazar ise Basra'nın popülaritesini sürdürmesi yüzünden halen rezerv olarak korunuyor. ABD'nin Hazar petrolünü paylaşabilmesi için güney Hazar'da söz sahibi olması gerekiyor. Afganistan'da bulunarak doğuya uzanacak bir petrol boru hattına engel olacak. Japonlar ABD nin kaşını gözünü çok sevdikleri için değil, petrol alımında ABD'nin müttefiki oldukları için hem Afganistan'a hem Irak'a barış gücü askeri göndererek katkıda bulundular. Japonya'nın petrolü hiç yok, tamamen Basra petrolüne bağımlı ve ABD nin petrolü var ama kendi petrolü çok olmasına karşın doymayan enerji iştahına yetmiyor! Çin niye karbon salımında dünya birincisi oldu? Habire kömüre yüklendi. Petrol ve doğalgaz kısıtlı olunca veriyor kömürün gözüne gözüne... ABD Irak'ta bulunarak ise Kürdistan'ı hazırlıyor ki İran, Türkiye ve Suriye'nin arasına kendi güdümünde olan stratejik bir tampon koyabilsin. Öyle çok acelesi yok, henüz Basra petrolleri pik düzeyde petrol veriyor. Vermeyince mabud, ne yapacak kel mahmud bunu ömrü olan görecek... Ama o zaman bu şimdiki açılımcı saçılımcıları ara ki bulasın da yakasına yapışasın, "sen ne yapmışsın, neye zemin hazırlamışsın böyle?" diye sorasın... Ben söylemiş olayım da, sonra hiç kimse demediydi denmesin... Haritayı açın bakın, bu gerçekler gün gibi ortada... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2011 Diktatörlerin korkulari,onlari rüyalarinda bile takip edermis.Rüyalarinda silindirler altinda kaldiklarini veya bir ucurumdan atildigini görürmüsler. Evet diktatörler ne kadar polis gücüne sahip olurlarsa olsunlar,ne kadar kösebaslarini tutup ülkeyi zaptetseler bile sonlari hüsranla bitecektir.Bu sondan diktatörler icin kacis yoktur.Yani basbakanken baskan olmak insana gecici bir süre belki güven saglasada sonunda ya Tunus ya da Misir diktatörleri gibi bir sondan kacamazlar.Cünkü HALK affetmez.Halk belki yeterince hassas olmayabilir,olaylari degerlendirmeyebilir ama sonunda gercekleri illa ki görecektir. Torba yasaya karsi Türkiye'nin dört bir tarafindan emekciler Ankara'da bulusarak büyük bir kortej olusturup meclis etrafinda bir zincir olusturarak despotluga karsi bir mesaj vermek istiyor ve torba yasasin geri cekilmesini istiyorlar. Gel gör ki diktatör Mübarek'e, HALKIN SESINE KULAK VER diyenler Türkiye'de ki isci eylemini yasadisi ilan etmislerdir.Yani Misir'da halk Türkiye'de illegal örgüt olarAK görülenler bu ülkede alinlarinin teriyle nafakalarini kazanan emekcilerdir.Onlar havuzlu villalarda oturmuyor,özel ucaklara gemilere binmiyorlar. Disk Baskani CELEBI,OLAY CIKARSA SORUMLU OLURLAR diyerek yetkilileri uyardi.Tekel iscilerine yapilan zulmü tüm Türkiye gördü. Ankara'da bir sanayi sitesinde meydana gelen patlamada ölü ve yaralilar var.Bu tarz olaylar herzaman mümkündür.NTV kanali isci eylemini vermemek icin özel olarak bu patlama haberini uzatiyor ve tami tamina 1 saattir o haberden bahsediyor.Maden ocagindaki patlamada 500 metre derinlikte toprak altinda kalanlarla ilgili haberi 2 dakikda gecistiren NTV her nedense tam da isci eyleminin oldugu dakikalarda gündemini patlamaya ayirarak isci eylemini halkin gözünden kacirmaya calisiyor.Bu nedenle Türk toplumu gerektigi sekilde bilgilendirilmedigi icin AKP gibi partileri iktidara tasiyor. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2011 Evet elbette “oil pump” olarak görev yapmayan gazetecilerin kapının önüne konması direktifinden sonra muhabirler ne takla atıp cambaza bak yapacaklarını şaşırmış olsa da, gerçek haber kaynaklarından gerçek haberleri alıyoruz. Emekçiler polis ablukasına alınıp yasa dışı şekilde kimlikleri toplanarak isimleri fişlendi. Biber gazı ve copla dağıtılmaya çalışıldılar. Göstericiler “Tayip sonun mübarek olsun” sloganı attılar. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 3 Şubat , 2011 Kendi halkinin,kendi emekcisinin,kendi emeklisinin yaninda olmayan, onlarla düsünemeyen medya halkin degil sömürü düzeninin ve iktidarlarin medyasi olmaktan öte gecemezler. Muhakkak ki patlamada ölenlerde bu ülkenin insanlaridir,elim bir kaza sonucu hayatlarini kaybedenler yaralananlar olmustur.Muhakkak ki bu olay tüm toplum icin bir acidir,onlarin yakinlarinin duygularini hepimiz paylasmiyorsak bizim birlik ve bütünlügümüzden söz edilemez. Türkiye'nin dört bir yanindan Ankara'ya gelerek,anti demokratik torba yasayi protesto etmek icin,meclisin etrafinda bir zincir olusturarak seslerini duyurmayi amaclamisitlar.Ama sistemin,iktidari,emniyeti,valisi ile ayni kaptan cikmis olan kesim bu amacin gerceklesmemesi icin mümkün olan her yolu yine mübah saymakta gecikmediler. Bir siyasetcinin dün söyledigi;"Mübarek'e akil verirken aynada kimi görüyorsun ey mübarek basbakan"sözünü alkislamak gerekir. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Türkiye iş kazalarında dünya ikincisi konumuna yükselmiştir. Bunun nedeni de AKP hükümetinin iş müfettişlerinin fonksiyonlarını tamamen bitirmesidir. Müfettişler sigortasız işçi çalıştırma, güvenlik önlemlerinin yeterliliği gibi konuları denetlemekten tamamiyle uzaklaştırılmış, tüm yetkileri alınmıştır. TÜSİAD'ın AKP sevgisinin altında bu yatıyor. Gönlünce sigortasız işçi çalıştırabilen ve hiç bir güvenlik önlemine para harcamak zorunda kalmayan işadamı ve sanayicilerin bir tek sıkıntısı kaldı, kıdem tazminatı. Şimdi de torba yasa ile kıdem tazminatlarını da kaldıracaklar, Türkiye'yi sömürü ve köleleştirme cenneti yapacaklar. Pırlantaya zaten KDV ödemeyen sanayici ve işadamlarımız gönülleri çektiği gibi kıdem tazminatı ödemeden işçi çıkarıp servetlerini bir kat daha artıracaklar. Yoksa TÜSİAD "çok da açık el oynamayalım, itibarımızı yitirmeyelim" diye referandumu açıkça desteklemediğinde başbakan niye öfkelenip neye dayanarak tehdit etsin? Bunca avantaj sağlansın, bir de bitaraf kal, "bertaraf ederim haaa'" .. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Evet bugün Mısır için kader günü. Biz burda rahat rahat koltuklarımızda gömülüp film izler gibi izliyoruz. Orada acılar çekiliyor, kanlar dökülüyor. Onların sahip olmak için yanıp tutuştukları hakları biz burada ellerimizle teslim ediyoruz. Yine de rahatız. Nasılsa diyor bu halk, ben sandık önüme geldiği sürece tokadı tersten de çakarım, düzden de çakarım. Tabii bu sandık hep böyle trink diye önüne gelirse. "Çok aç kalmadıkça, akşam soframda ekmek bulamayacak hale gelmedikçe, ne var ne yok satılıp savılıp ülkenin bir varlığı kalmadığı, kapitülasyonlara teslim olduğumuz anlaşıldığında oy vermeyi bırakırım" diye ya sabır çekiyor. Yalnız sabreden dervişin muradına erdiği rivayetleri varsa da olumsuz rivayetler de var. Bu sandıklar zamanı gelince gökte bulutların toplanması gibi atmosferde doğal şekilde oluşup seçim günü sandıklar trink trink diye yere inmiyor. Hoş, dogmalarla uyutulup tüm tepkileri uyuşturulabilen bir toplumun önüne niye sandık koymayacaksın ki? Sanki İran totaliterizmi sandık koymuyor mu halkın önüne? Saddam koymuyor muydu? Mübarek sandık koymuyor mu sanki halkın önüne? "Önüne sandık koyuyoruz, daha ne istiyorsun" diye bu halk dogmalara böyle uyuşturucu gibi bağımlı oldukça daha çok uyuturlar gibime geliyor... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Halkin önüne sandigi koymadan önce onu uyariyorlar;"Bak buna oy vereceksin,yoksa ne yolun olur,ne suyun olur,ne de elektrigin,"sonrada bak halk kimi sececegini ne kadar iyi biliyor diyorlar. Calisma bakani bugün NTV'da ki röportajda "ACABA BELEDIYE'nin bu kazada sorumlulugu varmidir"tarzi bir soruya,yerel yönetimleri karistirmayalim bu spekülasyonlara, diyerek Melih Gökcek'in sirtini sivazladi yine. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 4 Şubat , 2011 Halkin önüne sandigi koymadan önce onu uyariyorlar;"Bak buna oy vereceksin,yoksa ne yolun olur,ne suyun olur,ne de elektrigin,"sonrada bak halk kimi sececegini ne kadar iyi biliyor diyorlar. Calisma bakani bugün NTV'da ki röportajda "ACABA BELEDIYE'nin bu kazada sorumlulugu varmidir"tarzi bir soruya,yerel yönetimleri karistirmayalim bu spekülasyonlara, diyerek Melih Gökcek'in sirtini sivazladi yine. saygilarla Sizi sabrınızdan dolayı kutluyorum, NTV denen bu yandaş kanalı seyretmeye nasıl tahammül ediyorsunuz? Ben taraflı yayına başladığından beri izlemiyorum, daha önceden seyrettiğim 1 numaralı kanal olmasına rağmen. Bir de dün başıma gelen bir olayı aktarayım. Evde tamirat işleri vardı, usta koyu AKP li demeyeceğim, liderci yani nasıl söyleyeyim Recep Bey ci. Başladı ağlanmaya, para yetmiyor, 30 gün çalışmasam aç kalırım vs. Hiç ağlanma, bunları ben yapmıyorum seninkiler yapıyor dedim; adam iyisini göster de ona verelim deyince denemeden bilemeyiz dedim. El cevap Bahçeli yi, CHP yi denedik, ben tek başına denemedik deyince o, ya bu kadar fanatik olma, hayırlısı neyse o olsun vs dedi. Bu arkadaşa AKP den önce 300 milyon alıyordum cebimde para kalıyordu şimdi bunun bir kaç mislini almama rağmen kuruş kalmıyor dedim. Yine cevap hazır masraf o kadar değildi, ya hayat aynı olduğuna göre ihtiyaçlar da üç aşağı beş yukarı aynı, yaşadığım şartlar aynı, mal üzerine mal katmadım ki, her şey ortada. Vatandaş yaşadığı hayat satandardından memnun değil fakat sorumlusunun iktidar olduğunu farketmiyor veya kabul etmiyor. Birileri bunları onlara anlatmalı ama kim? Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Benim NTV'yi izlemem tamamen sartlar geregidir.TRT'yi,Kanal 7'yi,ATV'yi Samanyolu ve benzeri kanallari izlememek icin mecburen NTV'ya takiliyorum.Her haberden sonra da bir elestiri gönderiyorum o da cabasi.Maalesef baska kanallari izleme olanagimin olmamasi nedeniyle NTV'ya kalmisim,aksamlarida sadece STAR HABER'e bakiyorum.STAR HABER'de son günlerde iyice yanlamaya basladi artik.Ugur Dündar yakasinda Türk rozeti tasiyor ama haber tarzi tamamen AKP propagandasina dönüsüyor.Her neyse yani NTV hikayesi bu. Evet Türkiye'de cok kisi ayni bahaneyi öne sürüyor.Yani AKP'liyim dememek icin "BASKA KIMI SECELIM"diyerek kendine AKP'yi seme mazereti uyduruyor.Bu anlamda bir fikra var ama yasanmis bir fikra:Komsumuz olan arkadas sabah ise gec kaliyor,kis hertaraf kar ve o günde kar yagiyor.Ustabasi neden gec kaldigini sorunca,aldigi cevap:TAM OTOBÜS BINERKEN TAKMA DISIM DÜSTÜ,KARIN ICINDE ONU ARARKEN OTOBÜS GITTI O NEDENLE GEC KALDIM"oluyor.Yani sizin ustada öyle,AKP'liyim dememek icin,baska kim varin arkasina saklaniyor.Ben böylelerine acimiyorum.Kendi eden kendi bulur. saygilarla Alıntı
Φ y.yılmaz Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Benim NTV'yi izlemem tamamen sartlar geregidir.TRT'yi,Kanal 7'yi,ATV'yi Samanyolu ve benzeri kanallari izlememek icin mecburen NTV'ya takiliyorum.Her haberden sonra da bir elestiri gönderiyorum o da cabasi.Maalesef baska kanallari izleme olanagimin olmamasi nedeniyle NTV'ya kalmisim,aksamlarida sadece STAR HABER'e bakiyorum.STAR HABER'de son günlerde iyice yanlamaya basladi artik.Ugur Dündar yakasinda Türk rozeti tasiyor ama haber tarzi tamamen AKP propagandasina dönüsüyor.Her neyse yani NTV hikayesi bu. O zaman sizi bir kez daha tebrik ediyorum çünkü, ART, Ulusal Kanal, Başkent TV gibi kanalları seyretmeden sadece Star Haber ki üç sene öncesine kadar AKP nin önde gelen propaganda araçlarından biriydi, ben o günleri unutamıyorum; ile bu propagandalara kanmadığınız için. İşin bir başka boyutu da o televole programlarının olduğu dönemde NTV çıkmış tamam işte benim kanalım demiştim. Bir gün taraflı bir yayın yaptı ben de telefonla mesaj attım, şikayet ettim. O günden beri o kanal repertuarımda yok, hani başbakan söylüyor ya,' o gazeteleri almayın, tv leri seyretmeyin' diye. Onun söylemesine zaten gerek yok, o sansürü insanlar zaten yapar çünkü bile bile yalan dolana insan tahammül edemiyor. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Yazar Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 O zaman sizi bir kez daha tebrik ediyorum çünkü, ART, Ulusal Kanal, Başkent TV gibi kanalları seyretmeden sadece Star Haber ki üç sene öncesine kadar AKP nin önde gelen propaganda araçlarından biriydi, ben o günleri unutamıyorum; ile bu propagandalara kanmadığınız için. İşin bir başka boyutu da o televole programlarının olduğu dönemde NTV çıkmış tamam işte benim kanalım demiştim. Bir gün taraflı bir yayın yaptı ben de telefonla mesaj attım, şikayet ettim. O günden beri o kanal repertuarımda yok, hani başbakan söylüyor ya,' o gazeteleri almayın, tv leri seyretmeyin' diye. Onun söylemesine zaten gerek yok, o sansürü insanlar zaten yapar çünkü bile bile yalan dolana insan tahammül edemiyor. Hadi ben veya bizler bu kanallar konusunda kendimizi bilinclendirmisis ve neyin ne oldugu konusunda karar verebiliyoruz birde bunu yapamayan ve bilincsizce bu kanallari izleyen milyonlar var.Iste AKP'nin basarisida burada yatiyor. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Gönderi tarihi: 5 Şubat , 2011 Evet benim de hiç bir kanalın iktidara teslim olması umrumda değildi ama NTV nin teslim olmasına üzülüyorum. Diğerlerinin biri de bir, topu da bir, hiç değişmez. Fakat NTV her zaman benim için özel olmuştur. Ne yazık ki artık o özelliği kalmadı. Bazen saat başı açsam da isteksiz ve donuk bir şekilde izleyip çabucak kapatıyorum. Televizyon öldü, yaşasın internet. Gerçi başbakan aynı Mübarek gibi işe uyandı, oraya da el attı. Mübarek bütün televizyonları denetimine almıştı ama göstericiler internette örgütleniyordu. Başbakan da önce "bu internet yorumları insanı katil eder" dedi, şimdi bir blogu mahkemeye vermiş. Nedeni blogda yazarın başbakanın "MHP CHP ve PKK ruh üçüzleridir" demesini eleştirip "İmralı ile görüşmeler yürüttüğü ortaya çıktı, asıl Erdoğan Öcalan ile ruh ikizi" demesiymiş. Blog yazarından kişilik haklarına hakaretten tazminat istiyor! Yazar eleştiri hakkının fikir özgürlüğü kapsamında olduğunu söyleyerek kendini savunuyor. Polisin yasadışı şekilde göstericilerin kimliklerini toplayıp isimlerini fişlediği, Erzurum yolunda durdurulan bir otobüste kimliği alınıp fişlenen bir kişinin daha sonra bir açılışa giderken kimliğine bakılıp beş saat gözaltına alındığı bir ülkede yargı reformu!!! sonrası bu vatandaşın fikir ve eleştiri özgürlüğünü ne kadar savunabileceği belli. Dünyanın "en ileri demokrasi"sine sahip olmaktan sonsuz kıvanç içindeyiz... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.