Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Aslinda AKP'nin oy oranina bakarak AKP'nin basarili oldugunu sanmamiz cok büyük bir yanilgi olur

 

Kadir Has Üniversitesi’nin 8-18 aralık tarihlerinde 26 ilde ve bin kişi nezdinde telefonla yaptığı araştırmanın sonucunda AK Partinin durumu:

 

AKP iktidarına güveniyorum” diyenler Haziran 2010’da yüzde 44 iken, bu oran altı ay içinde yüzde 26,5’e düşmüş.

 

“Güvenmiyorum” diyenlerin oranı da yüzde 32,6’dan yüzde 54’e çıkmış.

 

“Hükümet başarılı mı değil mi?” sorusuna verilen cevaplarda da AKP iktidarı aleyhinde bir dengesizlik söz konusu.

 

AKP başarılıdır” diyenlerin oranı yüzde 26.

 

AKP ne başarılı ne başarısız” şeklinde görüş belirtenlerinki de yüzde 24.

 

Buna karşılık, deneklerin yüzde 50’si AKP hükümetini başarısız bulduklarını söylemiş.

 

Deneklere “Hükümetin hangi icraat ve faaliyetini destekliyorsunuz?” diye sorulmuş... “Hiçbir faaliyetini desteklemiyorum” diyenlerin oranı yüzde 54 çıkmış.

Gönderi tarihi:

Bunlar oldu olası karanlık niyetli, gizli ajandalı ve takiyyecidir. Fethullah Gülen'in bir kere Saidi Nursi'nin adını ağzına aldığı duyulmamıştır. Birtakım şifreli atamalarla ondan bahseder, adını anmaz. .

.

.

.

Bukalemunların istilasına uğramış bir ülkeye kimler acısın...

Sayin Demirefe,artik hic kimsenin örtbas edemiyecegi kadar acik ve net olarak diyebiliyoruz ki "TÜRKIYE'YI NUR VE ONA BAGLI NAKSI CEMAATI YÖNETIYOR"

Ülkenin basbakani,her yil yapilan Saidi-Kürdi seminerlerine katilir ve orada hem atesli konusmalar yapar hem de Osmanliyi yikanlara,Nurculugu yasaklayanlara dolayisiyla Atatürk'e karsi verir veristirir.Ve bundan müthis alkis alir.Basbakan alkisi seven bir yapiya sahip.Önemli olan birilerinin onu alkislamasidir bu nedenle bircok yandas onun ne oldugunu bilerek sahte alkis tutarak onu kullanir.Böyle tipler dünya tarihinde yasamistir yani Erdogan sonuncusu ve de ilki degildir.Menderes ucak kazasinda ölmeyince onu peygamber yaptilar,bugün bile ona aglayanlar peygamberleri öldürüldü diye aglarlar.Ikinci peygamber Özal'di.Ücüncüsü Erdogandir.Ama bunlarin hepsi icin Saidi Kürdi bir peygamberdir.Nasil ki Muhammed Hadisleri diye milyonlarca hadis üretilmis,yüzbinlerce kitap yazilip köse dönülmüs ise ayni seyler Saidi Kürdi icinde yapilmakta,onun artcilari onunla ilgili kitaplar üreterek onu asla erisemiyecegi bir mertebeye yükseltiyorlar.Bunlara müslüman denmez cünkü bunlar Saidi Kürdiye neredeyse tapiyorlar yani Islama göre Allaha sirk kosuyorlar.Bütün bunlari yapmalarindaki nedense onun Atatürk'e "Deccal,din yikan süfyan,münkir demesidir"iste buna bayiliyorlar ve onun kuyrugunun dibinde gezinenler Atatürk'e acik acik BETON MUSTAFA diyenlerdir.

 

Atatürk bu millete cagdasligi hedef gösterdi.Atatürk 30 Agustos'ta Orduya IZMIR'i hedef gösterdi.Atatürk kadini insan yapti,Atatürk bu milletin bagimsizligi icin savasti ve Ingiliz usaklarini tahtindan indirdi.

Ne yazi ki bu millet cagdasliga asla layik olamadi,bu millet beyni örümceklenmis ve 1400 yil öncesinde saplanip kalmis olanlarin pesine takildi cünkü dünyada her ahlaksizligi yapip sonrada TÖVBE ederek cennette parsel almayi hesapladi.Bu millet Atatürk'ün insan yaptigi kadini yine insanliktan cikardi,onu carsafin,türbanin,ehramin rahibe kiyafetlerinin ardina sakladi,bu millet bagimsizligin ne oldugunu nasil kazanildigini bilmedigi icin kendini yine emperyalistlere baglayan köle yapan ama dilleri cok tatli laflar yapanlarin pesine takildi.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Kadir Has Üniversitesi’nin 8-18 aralık tarihlerinde 26 ilde ve bin kişi nezdinde telefonla yaptığı araştırmanın sonucunda AK Partinin durumu:

 

AKP iktidarına güveniyorum” diyenler Haziran 2010’da yüzde 44 iken, bu oran altı ay içinde yüzde 26,5’e düşmüş.

 

“Güvenmiyorum” diyenlerin oranı da yüzde 32,6’dan yüzde 54’e çıkmış.

 

“Hükümet başarılı mı değil mi?” sorusuna verilen cevaplarda da AKP iktidarı aleyhinde bir dengesizlik söz konusu.

 

AKP başarılıdır” diyenlerin oranı yüzde 26.

 

AKP ne başarılı ne başarısız” şeklinde görüş belirtenlerinki de yüzde 24.

 

Buna karşılık, deneklerin yüzde 50’si AKP hükümetini başarısız bulduklarını söylemiş.

 

Deneklere “Hükümetin hangi icraat ve faaliyetini destekliyorsunuz?” diye sorulmuş... “Hiçbir faaliyetini desteklemiyorum” diyenlerin oranı yüzde 54 çıkmış.

 

Ya bu anketler yalan söylüyor, ya ankete katılanlar yalan söylüyor veya benim fikrim de bu yönde sandıklarda bir şeyler dönüyor.

Gönderi tarihi:

Kadir Has Üniversitesi’nin 8-18 aralık tarihlerinde 26 ilde ve bin kişi nezdinde telefonla yaptığı araştırmanın sonucunda AK Partinin durumu:

 

AKP iktidarına güveniyorum” diyenler Haziran 2010’da yüzde 44 iken, bu oran altı ay içinde yüzde 26,5’e düşmüş.

 

“Güvenmiyorum” diyenlerin oranı da yüzde 32,6’dan yüzde 54’e çıkmış.

 

“Hükümet başarılı mı değil mi?” sorusuna verilen cevaplarda da AKP iktidarı aleyhinde bir dengesizlik söz konusu.

 

AKP başarılıdır” diyenlerin oranı yüzde 26.

 

AKP ne başarılı ne başarısız” şeklinde görüş belirtenlerinki de yüzde 24.

 

Buna karşılık, deneklerin yüzde 50’si AKP hükümetini başarısız bulduklarını söylemiş.

 

Deneklere “Hükümetin hangi icraat ve faaliyetini destekliyorsunuz?” diye sorulmuş... “Hiçbir faaliyetini desteklemiyorum” diyenlerin oranı yüzde 54 çıkmış.

Her seçimden önce böyle "bilimsel" durum tespitleri yapılıyor, bu da onlardan biri. Başka anketlerde ise hiç de hoşunuza gitmeyen oranlar var.

Ama ilke olarak halk ne derse o. Ötesi yok...

Gönderi tarihi:

Aslinda HALKIN kendiliginden birsey dedigi yok,dedirtiliyor.Bu artik geri kalmis ülkelerde yasanan gercekler.Türkiye kalkiniyor diyenlerin pesine takilan halk Türkiye'nin neresinin kalkindigindan bihaberse o halk birsey diyemez cünkü düsünemez.Tanri insanlari hayvanlardan üstün kilmak icin onlara akil ve düsünce vermistir.Düsünebilen halk birseyler demesinide bilir.Düsünemeyen halk hicbirsey diyemez.Bu nedenle 1950 yilindan bugüne kadar önce hangi ayagimi tuvalete atarsam Allahin hosuna giderimden bir adim ileri gidememis olan halkin ülkeyi kimin yönetecegin konusundada sadece kendisine empoze edilen sekilde tercihini yapar.

 

Bakin Tunus'ta neler oluyor iste düsünebilen halk öyle hareket eder.Düsünemeyenlerde böyle bir meziyet yoktur.Ülkesini bölmeye calisanlara yandaslik edenlere,bölünmeyi demokrasi gibi gösterenlere eger bir halk sessiz kaliyorsa düsünmekten aciz demektir.Böyle bir halki o kadar güzel aldatirsiniz ki,yeterki ona Allahtan peygamberden bahsedin,agzindaki lokmayi bile alirsiniz.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Ama ilke olarak halk ne derse o. Ötesi yok...

 

Gerçekten mi, yani ülkede halk ne isterse o mu oluyor? Halkın temsilci diye gönderdiği kişiler bile kendi istediklerini yapamıyorken halk da bu masallarla avutuluyor. Liderlerin seçtiği kişileri onaylamak için sandığa gidilerek demokrasiyle yönetiliyoruz palavraları bu millete yutturuluyor. Bu ülke hiç bir zaman demokrasi ile yönetilmedi, yönetilmeyecek de çünkü halkın demokrasiyi düşünecek hali yok.

Gönderi tarihi:

Aslinda HALKIN kendiliginden birsey dedigi yok,dedirtiliyor.Bu artik geri kalmis ülkelerde yasanan gercekler.Türkiye kalkiniyor diyenlerin pesine takilan halk Türkiye'nin neresinin kalkindigindan bihaberse o halk birsey diyemez cünkü düsünemez.Tanri insanlari hayvanlardan üstün kilmak icin onlara akil ve düsünce vermistir.Düsünebilen halk birseyler demesinide bilir.Düsünemeyen halk hicbirsey diyemez.Bu nedenle 1950 yilindan bugüne kadar önce hangi ayagimi tuvalete atarsam Allahin hosuna giderimden bir adim ileri gidememis olan halkin ülkeyi kimin yönetecegin konusundada sadece kendisine empoze edilen sekilde tercihini yapar.

 

Bakin Tunus'ta neler oluyor iste düsünebilen halk öyle hareket eder.Düsünemeyenlerde böyle bir meziyet yoktur.Ülkesini bölmeye calisanlara yandaslik edenlere,bölünmeyi demokrasi gibi gösterenlere eger bir halk sessiz kaliyorsa düsünmekten aciz demektir.Böyle bir halki o kadar güzel aldatirsiniz ki,yeterki ona Allahtan peygamberden bahsedin,agzindaki lokmayi bile alirsiniz.

 

saygilarla

tabi, halk ne bilir!?

En iyi mili şef ve darbeciler bilir değil mi?

Halk daima en iyi kararı verir. Yeter ki militarist güçlerin güdümünden kurtularak karar versin.

saygılarla

Gönderi tarihi:

Gerçekten mi, yani ülkede halk ne isterse o mu oluyor? Halkın temsilci diye gönderdiği kişiler bile kendi istediklerini yapamıyorken halk da bu masallarla avutuluyor. Liderlerin seçtiği kişileri onaylamak için sandığa gidilerek demokrasiyle yönetiliyoruz palavraları bu millete yutturuluyor. Bu ülke hiç bir zaman demokrasi ile yönetilmedi, yönetilmeyecek de çünkü halkın demokrasiyi düşünecek hali yok.

Seçim sistemi, aday tespiti gibi halkın direkt müdahil olamadığı konularda size hak veriyorum.

Ama bu sistem diğer siyasi partiler için de geçerli. Halk yanlışlardan doğrulara yakın olan tercihler yapmak durumunda.

Gönderi tarihi:

Türkiye'nin diktaya kaydığı yok, nereden çıkarıyorsunuz?

Haziran seçimleri için bir şey diyemem zira halk kimi isterse onu getirecek.

Ama artık halkının inancıyla, yaşantısıyla, giysileriyle, diliyle, kültürüyle kavgalı;

19.asrın bize miras kalan tortusu ulusalcı,

kendilerini ülkenin tek sahibi gören, beyaz Türk ve despot anlayışlılara bu halkın prim vereceğini sanmıyorum.

Gerçi siz yine de hazirana kadar kendinizi avutabilirsiniz.

saygılarla

Türkiye 1980'den beri dikta rejimiyle yönetiliyor uyuyor musunuz siz!

12 Eylülcüler darbeyi yapıp 3 sene hüküm sürüp yeni anayasa ve serbest (!) seçimlerden sonra köşelerine mi çekildiler ki dikta rejimi son buldu sanırsınız!

O ağzınızdan düşürmediğiniz statükocular 1980'de bugünleri hazırlamak bugünkü totalitarizmi sağlamlaştırmak için çalıştılar ve AKP iktidara geldi!

 

1970'lere kadar hiçbir kimsenin bir diğeri ile dil din ırk mezhep giysi inanç yaşantı gibi konularda çakışması çatışması hatta kavgası yoktu.

Sizin o ağzınızdan düşürmediğiniz derin devletçilerdir PKK'yı da AKP'yi de yaratan, ülkeyi AB-D'nin kollarına atan!

 

80 yıllık tortu diyorsunuz, isim vermeden Mustafa Kemal'i ve onun silah ve siyaset arkadaşlarını hedef gösteriyorsunuz!

Oysa Mustafa Kemal'in ta kendisiydi kardeş kavgasının önüne geçen!

Ulusalcılığın ta kendisiydi emperyalizme karşı bu ülkeyi ve halkı tek yumruk hale getiren!

 

İşte bu yazının sahibinin sizden farkı bu;

Ben hala "yetmez ama evet"çiyim. Kör bir mürid, taklitçi, partici olamam.

Evet aynı zamanda Ak Parti'yi kendime yakın buluyorum. Ancak bu onların her iş ve işlemlerinin -yanlış da olsa- kabulümdür anlamına gelmez.

Sizin anlamak istemediğiniz bu; doğru, haklı bildiğime sonuna kadar doğru, yanlışa da sonuna kadar yanlış.

Hukuku baştan beri hukuku da Kemalist ideolojiye kurban eden sözüm ona hukukçular ayaklar altına aldı. Bu olayda da yine başrol bu hukukçu geçinenlerde...

saygılarla

Referandumda "yetmez ama evet" dediğiniz "olacak yapacaklar bunu" dediğiniz hangi şey yapıldı?

12 Eylülcülerin yargılanmasının önündeki engel (güya) kalktı Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasıyla...

Referandumdan bu yana 5 ay geçti yaprak kımıldamıyor hala neyi savunuyorsunuz!

 

Kadınlara ve çocuklara pozitif ayrımcılıkmış! Hani nerede TBMM? Yapsın da görelim bakalım alkışlayalım o zaman! Hala töre cinayetleri hala çocuk istismarı! 6 aylık çocuğunu ağladı diye biberonla döve döve öldüren ruh hastaları var hala bu ülkede! Hani nerede pozitif ayrımcılık? Referandumdaki en güçlü silahlarınız bunlar değil miydi evet diyebilmek için? Hani? Tek bir olumlu adım var mı bütün bunların önüne geçecek! Yoksa her zamanki gibi AKP diktasını pekiştirmeye mi gönüllü oldunuz!

 

Kemalist ideoloji diye bir şey yoktur. Mustafa Kemal arkasında bir miras bir ideoloji bırakmadan ebediyete intikal etmiştir. Atatürk'e ve Atatürkçülere saldırmanın yolu olarak onun eserlerine "-izm" ekleyip kategorize edemezsiniz!

 

Bu "çağdaşlaşma" dediğiniz şey ülkemizde ne zaman başlatıldı? HİÇ BİR ZAMAN...

Sadece çağdaş bir vitrin derdi vardı, o bile başarılmadı. Çünkü çağdaş ülke öncelikle kendi vatandaşlarını;

İnancı, siyasi görüşü, kültürü ne ve nasıl ise öyle kabul eden ülkedir. Bizim nasıldı? Dindarı düşman, Kürdü düşman, aleyvisi düşman,

Sosyalisti-komünisti düşman, solcusu-sağcısı düşman dini farklı olan düşman, islamcısı da düşman:

İŞTE ÇAĞDAŞ TÜRKİYE'NİN 80 YILLIK ÇAĞDAŞLAŞMA FOTOĞRAFI...

saygılarla

 

Çağdaşlaşma hareketinin başlangıç tarihi 23 Nisan 1920'dir! Daha o tarihten başlar ve 10 Kasım 1938'e kadar devam eder. içinde kılık kıyafet devrimi, harf devrimi medeni yasa devrimi, o zamana kadar dünyanın hiçbir yerinde olmayan kadınlara seçme ve seçilme hakkı devrimi, o dönem için erken de olsa Cumhuriyet rejiminin Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı niteliğinde totaliter bir rejim olmadığını halka ve tüm dünyaya ispatlama açısından düşünülen ve uygulamaya konulan ama başarılamayan çok partili yaşama geçiş dönemi mevcuttur. Ayrıca iktisadi yaşamı kalkındırmaya yönelik bir sürü atılım yapılmıştır. Ülkenin en azından bugünleri görebilmesini sağlayan ama bugün kıymeti bilinmeyen ve bazı güdümlü liboş kalemler tarafından her gün lanetlenen devlet teşebbüsleri de o dönemde kurulmuştur. Şimdi hepsi birer birer elden çıkarılıyor. (Elbette ki özel teşebbüs olacak. Mustafa Kemal tam anlamıyla kapalı ve tamamı devlet tarafından finanse edilen bir ekonomi zaten istemiyordu. Ama ülke zenginliklerinin birilerine yok pahasına haraç mezat satılması başka bir şeydir özel teşebbüsü teşvik etmek bambaşka bir şeydir.

 

Bu ülkede hiçbir zaman dindar vatandaşlar düşman olarak kabul edilmedi. Öyle olsaydı cami sayısı kütüphane sayısının 200 katı olmazdı. Ülkenin kuruluşundan 1970'lere kadar da hiçbir etnik kökenle de problem yaşanmıyordu. Bu da bazı kompradorların ve onların uşaklarının Batı'daki sahiplerine yaranmak için kaşıyıp, yara haline getirdiği bir durumdur. Bu ülkede GERÇEK ANLAMDA Atatürk'ün izinden giden hiçkimsenin kendisinden farklı bir etnik kökene dine mezhebe inanca yaşayışa v.b mensup kişilerle hiçbir sorunu OLMAMIŞTIR, OLAMAZ DA... Ama eğer derseniz Atatürk'ün arkasına sığınıp kendi ceplerini dolduranlar, faşizm yapanlar, Atatürk'ün açtığı çağdaşlaşma ve her türlü özgürlüğü gericiliği ümmetçiliği tebaacılığı köleliği hizipçiliği ve bölücülüğü hortlatmak amacıyla istismar edenler olmuştur, bakın ona katılırım o zaman. Bunların en başında da 12 Eylülcüler, bugün AKP'nin en yetkin koltuklarında oturanlar, PKK, ve PKK'yı meşru kılmaya çalışanlar gelmektedir.

 

Herkes aynaya bir baksın, özeleştiri yapsın

Gönderi tarihi:

 

Ama bu sistem diğer siyasi partiler için de geçerli. Halk yanlışlardan doğrulara yakın olan tercihler yapmak durumunda.

 

Yapmayın Allah Aşkına! Bu ülkede ana muhalefet partisi bile yeterli propagandayı yapamıyor. Hükümet tüm devlet olanaklarını kullanarak hatta siyasi rüşvet vererek diğer partilerden kat ve kat avantajlı yarışa başlıyor.

Yanlışlardan doğrulara yakını tercih etmeye demokrasi mi diyeceğiz? Diğer partiler de, iktidar da bu konuda niye hiç bir adım atmadıkları halde AB/D bu konularda hiç bir eleştiri, yaptırım vs. den söz etmezler de sivilleşme, ana dil, Kıbrıs, limanların açılması, Ermeni Sınırı vs. gibi konularda diretirler? Bence bu ülkenin ana sorunu siyasilerin hizmet için değil rant elde etmek için bu göreve soyunmaları. Siyaset yapan hiç bir Allahın kulu da çıkıp parti içi demokrasiyi getireceğini söylemiyor, siyasi partiler kanununu değişmeli falan demeye başlıyorlar. Mevcut yasada bile parti içi demokrasinin uygulanmasına bir engel olduğunu sanmıyorum, uygulayan oldu da uygulama mı dediler?

Gönderi tarihi:

Ben artık bu iktidar bu ülkeyi iyi bir yere mi götürüyor konusunun tartışılır bir konu olmasını bile abes buluyorum. Hiç bir tartışmaya ve tereddüte yer bırakmayacak bir olumsuzluk (diyeyim, aslında bu kelimenin yerine hangi kelime yakışır çok açık ama...) tablosu ile karşı karşıyayız. Tüm basın, en küçük birimlerine kadar, bırakın artık köşe yazarlarını filan geçtik, siyasetle alakası olmayan programlarda bile inanılmaz bir dejenere, cumhuriyet değerlerinden, Atatürk ilkelerinden koparma çabası var. Bu ortamda artık iyiye, demokrasiye, özgürlüğe gidiş gibi bir konunun söz konusu bile edilebilmesi imkansızdır.

 

Bir yarışma programında bile illüzyonistin çıkardığı rakamların 19 Mayıs 1919 tarihini gösterdiğinin gizlenmesi, bu kısmın makaslanmasının amacının ne olabileceğini bana bir insanoğlu açıklayabilir mi? Böyle bir sansürleme ne amaçla yapılmış olabilir?

 

"Elin İranlısı bile biliyor Atatürk'ün, Kurtuluş savaşımızın değerini, biz burda hâla yutturmaca haplarla uyutuluyoruz" diye birileri uyanır mı acaba endişesinden başka bir açıklaması varsa bunun, varsa ben de baskı veya körü körüne yandaşlığın bu kadar da ileri gitmediğini düşünüp ben de "yok artık" diyebileyim. Ben de demokrasi, özgür düşünce tehlikede filan değil, diktaya miktaya gitmiyoruz diye eğlenmeme, rahatıma bakayım!

 

Ama aklıma başka en küçük bir bahane, bir açıklama gelmiyor.

 

Arena'daki protestoda stadyumdan gelen yuhalama sesini "eyvaaah" diye kesmeler, kraldan çok kralcılık yapıp sonra "allah kimseyi o durumlara düşürmesin" lafını yeyip oturmalar... Yani bu kadar mı kişilik erozyonu, onur yitimi ve değer dejenerasyonu yaşıyor insanlar, inanılır gibi değil. Çamur içinden çıkarılan iki el bombasını "ergenekon cephaneliği bulundu" diye gösteren sözde 68 kuşağı, dönmekten beyni bulanmış gazetecileri artık yadırgamamaya başlarken, iş yarışma ve eğlence programlarına kadar indi!

 

Hep söylediğim gibi, her "rezaletin son perdesi" diyeceğimizde, başka bir inanılmaz gelişme ile lafımız ağzımızda kalıyor.

 

Daha bir kısmı hiç imza vermemiş hizbullah sanıklarını yakalamak için polisin 11 gün beklediğini ve hepsinin yerinde yeller estiğini duyup "reza..." demeden başka bir rezalet...

 

Hayır bu imza karakola niye verilir ve niye her gün verilir? Akla zarar yani, daha ilk gün imza verilmediğinde polis derhal tutuklar, mahkemeye de yeniden tutuklama istemiyle sevkeder.

 

"Yok öyle olmaz o, 11 gün beklenir de öyle" desin biri de biz de cehaletimize verip susup oturalım.

 

Yargı da inanılmaz baskı altındadır. Kendini bile savunacak halde değil. Görevinin yasayı uygulamamak değil, uygulamak olduğunu, perşembenin gelişini çarşambadan bilmesi gerekenin ve önlem alması gerekenin hükümet olduğunu bile söyleyemiyor.

 

Bu iş başka dosyanın bir günde gelmesine benzemez. Özel yetkili savcılarına zırhlı araba vermesini biliyorlar. İşkenceci infazcı teröristleri, gözünü kırpmadan ölüm emri veren mafya liderlerini, yasa gereği olduğu halde salıvermeyen yargıçların nasıl korunacağını hiç düşündüler mi acaba?

Gönderi tarihi:

Arena'daki protestoda stadyumdan gelen yuhalama sesini

 

Nasıl olur da bu protestoları gündeme getiririm diyordum ki bu yazıyı okudum. Bu stadın açılışında bir şey bekliyordum o da oldu. Bu açılışın hükümet propagandasına döneceğini bekliyordum aynen öyle oldu. İhale nin Eren Talu dan alınıp verilen TOKİ Başkanı başbakan a minnetini bildirirken, ait olmakla övündüğüm G.Saray Camiası nın verdiği tepkiyi beklemiyordum. Niye beklemiyordum çünkü aynı diğer konularda olduğu gibi her seferinde bu stadın yapımında en büyük payın onun olduğunu söyleyen medya, bakanlar ve G.Saray yönetimine rağmen bu protestoların yapılacağını sanmıyordum ama Büyük G.Saray Taraftarı bunları yemedi. Ha bu protestonun bir yaptırımı olur mu, maçlar başlasın bakalım kara gömlekliler ne yapacaklar?

Gönderi tarihi:

Günlerden beri,Lig tv'de olsun diger kanallarda olsun AKP'nin tellallari gibi calisanlar hep ayni propagandayi yapiyordular; "Sayin Basbakanimizin büyük katkilariyla GALATASARAY yeni sahasina kavustu.Istabul Büyük sehir Belediye Baskani Sayin Kadir Topbas'a hizmetlerinden dolayi saygilarimizi ve minnetlerimizi sunuyoruz"

 

Bunlar günlerden beri AKP icin yapilan secim propagandalaridir.Sanki Basbakan ve Kadir Topbas ceplerinden para ödeyerek Galatasaraya stad yapmislar gibi bir kampanya baslatildi.Tabii ki bunu Galatasaray taraftarlari yemedi. Sonucta onlarin ödedikleri bilet paralari ve vatandasin alinteri kazanclarindan alinan vergilerle o stad yapildi. Bunu AKP'ye dolayisiyla Erdogan'a ve Topbas'a mal eder gibi reklam etmek herseyden önce etik degildir. Avrupada yasayanlarin bilmesi gerekir. Bizdeki gibi hic bir partinin propgandasi bu kadar etik disi yapilmaz. Basbakan acilis yapsa bile bu reklam haline getirilmez. Türkiye'de genellikle AKP iktidari ile baslayan bu sürec tamamen kamuoyunu aldatmaya yöneliktir.

 

Türkiye'de hep rastlariz, herhangi bir yerde bakarsiniz bir pankart asilidir. Pankartta aynen söyle yazar. "Filan tarihte,Sayin Basbakanimiz Recep Tayyib Erdogan'in yapacagi acilisa tüm yurttaslarimizi davet ederiz."

 

Acilislar öncedende yapilirdi ama bu acilislari böyle bayraklastirarak parti propgandasi haline getirmek son 8 yilin ürünüdür.

 

Taraftara bir yaptirim olur mu sorusuna gelince;

Eger TFF veya Galatasaray yönetimi taraftara karsi herhangi bir olumsuz yaptirim uygulama karari alirsalar ben bunun Galatasarayin aleyhine calisacagini iddia ediyorum. Ve taraftarin buna asla izin vermeyecegi kanaatindeyim. Bir spor klübünün baskani iktidarin yandasi olursa bunun altinda cok seyler aranir. Umuyoruz ki bu olanlardan hem Galatasaray yönetimi özellikle Adnan Polat, medyadaki AKP yandaslari gereken dersi almis olarak bir daha spora siyaseti karistirmazlar.

 

Millete uyuyor diyoruz ama bu milletin uyumayan kesimleride vardir ki bunlar basbakanin veya onun sürüsünde bulunan bakanlarin dedigi gibi örgüt mensubu degillerdir. Herkesi örgüt mensubu yapanlar gün gelecek kendileride hangi örgütün üyesi olduklari sorusunun muhatabi olacaklardir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Yaptırım kararını Sayın Başkan Adnan Polat açıkladı, statta 200 kamera bulunduğunu, protesto edenlerin tespit edilerek statlara sokulmayacağını söyledi. Demokrasiyle yönetiliyorsak Başbakanın övülmesi ne kadar doğalsa protesto edilmesi de o kadar doğal karşılanmalı ama rejim değişip başka bir şey olduysa onu bilemem.

Eğer G.Saray yönetimi böyle bir karar alırsa 52000 kişilik statta Başbakan, bakanlar ve bütün AKP lilerle birlikte Yönetimi alır maçları birlikte seyrederler zaten takım kötü.

  • 2 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Ha bu protestonun bir yaptırımı olur mu, maçlar başlasın bakalım kara gömlekliler ne yapacaklar?

 

Maçlar başladı ve kara gömlekliler kara kararlara imza atmaya başladılar. Bu akşam Bursa Maçında resmen hakem kararı maçın neticesine etki etmiştir. Pozisyon ofsayt, devamında elle alınan bir top ve ilk gol. İkinci gol, olmayan bir faül sonrası geliyor ve kötü bir G.saray, çok kötü hakem kararlarıyla kötü bir mağlubiyet alıyor. İzlemeye devam ediyoruz...

Gönderi tarihi:

Maci izlemedim ama bugünkü gerek federasyondan gerekse spordan sorulu devlet bakanindan ve de iktidarin basindan hersey beklenebilir.Bunlar herseyi yapmaya muktedirdirler ve yapilari bunlara müsaittir.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.