Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Öcalan'ın Ateşkesi ve Cem Ersever'in Soruları


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

MART 93'DE ÖCALAN ATEŞKES İLAN ETTİ. BU BİR TUZAKTI; ZAMAN KAZANDI, ÖRGÜTÜ TOPARLADI VE MAYIS 93'TE 33 ASKERİMİZİ KATLETTİ.

Yıl 2010’dur. 93’ten bu yana 17 yıl geçmiştir. ÖCALAN YİNE ATEŞKESTEN BAHSEDİYOR.

 

Bunun bir tuzak olduğunu hala görmüyor musunuz?

 

Bu sözde ateşkes masalı için Cem Ersever’in haykırışlarını duymuyor musunuz?

 

“Farz edelim ki basının bahsettiği gibi A. Öcalan, kayıtsız şartsız silahlı mücadeleden vazgeçti. Ellerinde bulunan yüzlerce havan topu ve uçaksavarı, binlerce roketatarı, on binlerce tüfeği ve el bombasını kime teslim edecek?

 

Her biri onlarca kişinin katili olan ve sayısız katliamlar gerçekleştiren on bine yakın militanını ne yapacak?

 

Bunlar, döktükleri Mehmetçik, polis, öğretmen, genç-ihtiyar-kadın-çocuk kanlarının hesabını vermeyecek mi?

 

Ya da bu kanların hesabı kimden sorulacak? Halkın dişinden tırnağından arttırarak ödediği vergilerle bir araya getirilen yüzlerce araç, gereç, bina-tesis yakılıp yıkılmıştır. Bunların hesabı kimsen sorulacak?“

 

Ersever öfkeleniyor bu ateşkes olayına, bunun bir tuzak olduğunu ısrarla vurguluyor ve peş peşe sorularını bize sıralıyor:

 

“Ya da bir takım tavizler verilerek Apo’nun ateşkes çağrısı kabul edilirse, on yıldır yağmur-kar demeden canlarını dişine takarak eşkıya ile mücadele eden ve bu uğurda şehit olan yüzlerce vatan evlatlarının geride bıraktıkları demeyecekler mi; madem bu toprak parçalarını Apo’ya peşkeş çektiniz, neden çocuklarımızı öldürttünüz?

 

Halen hayatta olanlar sormayacaklar mı; madem bu noktada Apo ile birleşecektiniz, neden Doğu ve Güneydoğu’da yıllarımızı heba ettik? Neden bizi piyon olarak kullandınız?

 

Kürdüyle Türküyle bu topraklarda yaşayan insanların bir sürü olmadıkları, içlerinden bazılarının çıkıp bu rezaletin hesabını sormayacağını kim garanti edebilir?

 

Apo’nun okulundan, işinden, aşından, yerinden, yurdundan ettiği, sorgusuz sualsiz kurşuna dizdiği, ölüme gönderdiği insanlar ve yakınları, TC’den olmasa bile Apo’dan hesap sormayacak mı?

 

Onlar da demeyecekler mi; madem TC ile birleşecektin, neden bizi bu kan deryasının içine ittin?

 

Kürdüyle Türküyle, askeriyle militanıyla, korucusuyla, sade vatandaşıyla, binlerce kişinin kanına giren bu Apo’ya bu insanların yakınları hesap sormayacaklar mı?

Salt bu yüzden de olsa, Apo, cesaret edip elindeki silahı bırakabilir mi?”

Erdal Sarızeybek

Gönderi tarihi:

Bu insanları anlamak çok güç, yakınları şehit olduğu halde Habur u yaratanları hala destekleyenler var. Yani inanılır gibi değil yapılan hiçbir yanlış görülmüyor, bir bahane bulunuyor ve tam destek devam ediyor. Dün el sıkmayız diyenler bugün hükümet olarak görüşüyorlar, yahu bir sorgula ne değişti de böyle oldu diye. Ama yok o müstesna kişi hata yapmaz, onun bir bildiği vardır.

Gönderi tarihi:

Plan iki aşamalıya çıkarıldı: Doğrudan bölünmenin olmayacağı görüldü. Önce özerklik, anadilde eğitim filan... Yani Çekoslavakya modeli. Çek - Slovak ayrışması modeli daha sonra. Çok açık yani, Kürtçe eğitim alan bir çocuk diğer vatandaşlarla aynı üniversite sınavına girip aynı üniversitede nasıl okuyacak? Ayrışmanın ayrı dilde eğitimle başlayacağını çocuk bile anlar. Zaten acele de yok, daha Basra körfezinden petrol çıkıyor. Afganistan işgali sürdükçe ve petrol tamamen Çin'e akmadıkça aciliyet yok. Öyle bir şey olursa öncelikli hedef İran! Türkiye'nin çok aciliyeti yok. Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra. Yozlaştıra yozlaştıra, duyarsızlaştıra duyarsızlaştıra.

 

Önce Habur tepki alır, Eruh festivali düzenlersin, insanlar biraz alışır, yatışır. Ne festivali, cinayetin yıldönümünün nasıl festivali demeye kalkan olursa "barış festivali" diye yutturursun. Cinayetin yıldönümü nasıl barış festivali diye soran sesleri araya kaynatır, ortaya bir fare atarsın, kediler oynar.

 

Sonra bir Habur daha olduğunda daha az tepki olacaktır. Önce "görüştüğümü ispat edemeyen şöyle böyle olsun mu?" filan diye bir toz dumanla eser gürlersin, toz yatışınca sırıttığını pek kimse görmez.

 

Ustaca damara takılan bir sonda ile kanı çekilen bir insan nasıl öldüğünü anlayamaz bile. Kan bağışlayanlar bilir. Bir torba kan hiç farkına varmadan gider. Devam edilse uyku basardı, ardından bilinç giderdi, sonra elveda, ruhu bile duymazdı...

 

Yalnız şunu önemle not düşeyim: ABD nin illa Kürt devleti kurulacak diye bir vazgeçilmezi kesinlikle yok. Belli koşullarda Kürtleri anında satabilir. Bunu belirtmeliyim... Hangi koşullar? Üç aktörün davranışları: Ermenistan, İran, Türkiye bunu belirleyici olur...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.