Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SİZ DE UYUYANLARDANMISINIZ?...


gözlem

Önerilen İletiler

CIA’nın yaklaşık 50 yıldır uyguladığı en etkili toplumsal kontrol yöntemlerinden biri kamuoyunu değişik yapay uyarıcılarla ve şişme gündemlerle uyutmasıdır…

Uyutulucak toplum, öncelikle CIA uzmanlarınca siyasi, sosyal, kültürel ve psikolojik incelemelere tabi tutulur, daha sonra elde edilen veriler doğrultusunda o topluma uygun bir “uyutma paketi” hazırlanır ve bu uyutma paketi söz konusu toplumu istenilen yönde biçimlendirmek için yavaş yavaş uygulamaya konulur….

Uyutma paketi uygulamaya konulurken de çok dikkatle hareket edilir, söz konusu toplumdaki en güzide kişiler ve kurumlar seçilerek devreye sokulur… Zaman zaman bu kişi ve kurumlar bile “neye ve kime” hizmet ettiklerinden habersiz ABD ve CIA’nın gönüllü neferleri olarak toplumun uyutulması projeseinde yer alırlar. Uyutma Paketi daha çok medya iletişim araçlarıyla uygulanmaktadır.

CIA’nın, “uyutma paketi” uyguladığı ülkelerden biri de ABD’nin sözüm ona stratejik ortağı Türkiye Cumhuriyeti’dir…

 

Türkiye’deki “uyutma paketinin” belli başlı aktörleri şunlardır:

1. HABERTÜRK TV: Habertürk kanalı dikkatle takip edilecek olursa, “Gücü özgürlüğünde” sloganı doğrultusunda 24 saat yayın yapan bu haber kanalının “Sansürsüz”, “Söz Sende”, “Tarihin Arka Odası” gibi özenle hazırlanmış programlarına çağrılan konukların Türkiye’nin şekillendirilmesine paralel olarak belirlendiği, daha çok “Siyasal İslamcı” veya “Liberal” ya da “İkinci Cumhuriyetçi” konukların tercih edildiği, kamuoyundan gelecek tepkiyi önlemek amacıyla da arada bir birkaç “Ulusalcı” gazeteciye yer verildiği kolayca görülecektir. Dahası bu programlarda işlenen konuların, örneğin DARVİN ve EVRİM TEORİSİ veya saatlerce, hatta aylarca devam eden OSMANLI TARİHİ sohbetleri ya da defalarca tekrarlanan CÜBBELİ AHMET HOCA ŞOVLARI hep CIA’nın “uyutma paketinin” birer parçasıdır. Örneğin son MAVİ MARMARA OLAYI’nda Habertürk, aralıksız bir şekilde olayı “tek yönlü olarak vermiş”, canlı yayınına sürekli ABDURRAHMAN DİLİPAK gibi tescilli şeriatçıları çıkarmıştır. Kanalın özellikle TARİHİN ARKA ODASI gibi programlarında ABD’in Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde yayın yaptığı görülmektedir. Bu tarih programında ısrarla ve sadece Osmanlı ve İslam Tarihi’nin incelenmesi, eleştirel yaklaşımlardan çok “hamasi” bir bakışla bu tarihsel dönemlere yaklaşılması, buna karşın ÖN TÜRK TARİHİ VE CUMHURİYET TARİHİ söz konusu olunca alabildiğince eleştirel ve hatta “alaycı” bir üslupla konuların geçiştirilmesi, programın BOB’a hizmet ettiğinin en açık göstergelerindendir. Tarihin Arka Odası adlı programın nihai amacı OSMANLI VE SALTANAT SEVİCİLİĞİ yaparak, “ulus devleti” sorgulatmak, kamuoyunda yeniden OSMANLI ÖZLEMİ yaratmaktır… Bunda da başarılı olmuştur.Söz konusu tv, sadece tv ile de yetinmez gazete ile de toplumu etkilemeye çalışır…

(Not: Habertürk’ü gündeme getirmemin nedeni, beni “Atatürk konuşulması istenmiyor…” diyerek bir programlarına çıkartmaktan son anda vaz geçmeleri falan değildir…Tamamen görünen verilerdir…)

 

2.NTV: Daha çok liberal çizgide yayın yapan bu haber kanalı ise, yine “uyutma paketi” çerçevesinde güncel olaylara “liberal” bir bakışla yorumlar getirmekte, programlara çağrılan gazeteci ve akademisyenler, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini ve “ulus devleti” alabildiğince eleştiren isimler arasından seçilmektedir… Liberalizm yükseltilerek “ulus devlet” alabildiğince eleştirilmektedir… Ulus devlet eleştirisi, BOP’u ugulamak isteyen ABD’nin en çok önem verdiği noktalardan biridir. Söz konusu tv sadece tv ile de yetinmez, yayın evi kurup, dergiler çıkartarak da kamuoyunu etkilemeye çalışır…

3. TARAF GAZETESİ: Liberal görünen bu yayın organı, açıkça Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’e yönelik saldırgan bir yayın politikası takip etmektedir… “Özgürlük” ve “demokrasi” havariliği yapan bu gazete, siyasal islamcılarla kol kola, ulus devlete yönelik akla hayale gelmez saldırılarda bulunmaktadır…. Ulus devletin ve özellikle Atatürk, TSK imgelerinin yıpratılması Türkiye’nin ABD istekleri doğrultusunda şekillendirilmesinde çok önemli oldupu için TARAF, ABD “uyutma paketinin” en taze ve en etkili halkarından biri gibi durmaktadır… Gazetenin bazı yazarlarının eşleri doğrudan CIA’da görevlidir!…

4. ZAMAN TÜKETEN VE TÜKETİM TOPLUMU YARATAN PROGRAMLAR: Bu programlar CIA’nın aslında bütün “Turuncu Devrimler” yaşanan ülkelerde gösterime sokulmasını sağladığı PRİME TİME TV PROGRAMLARDIR. Bu programların özelliği, toplumun büyük bir kesimini aynı anda tv başına kilitlemesi ve bu büyük kitlenin adeta beynini yıkamasıdır… Bu programlarda üç temel amaç güdlür. 1. Kamuoyunu anlık zevklerle uyuşturmak, asıl sıcak gündemi unutturmak, 2. Akıl, bilim, çalışma gibi değerlerin yerine, şans, kadar, hurafeyi yerleştirmek; 3. Kapitalist ekonomiyi beslemek ve ayakta tutmak için tüketimi teşvik etmek…Ülkemizde bu amaçlara yönelik belli başlı programlar, VAR MISIN YOK MUSUN, KİM 500 MİLYAR İSTER, SURVİVER, YEMEKTEYİZ, YETENEK SİZSİNİZ, GELİNİM OLUR MUSUN, DİZİLER (Özellikle STV gibi kanallardaki Hurafe dizileri) vb…

 

(Lütfen Türkiye’deki tv’lerin tamamını bu çerçevede değerlendiriniz, bakalım hangileri uyutma projesinin birer parçası, hangileri değil!)

5. CEMAATÇİLİK: Atatürk 20 yüzyılın başında gerçekleştirdiği “ulusal ve çağdaş” devrimle “tekke” ve “tarikatları” ve onların beslediği “cemaat kültürünü” ortadan kaldırmış, insanları Padişahın kulları olmaktan, “özgür bireyler” haline getirmişti. Ancak 1950′lerden beri yaşanan ABD destekli KARŞI DEVRİM sürecinde Türk insanı yeniden BİRİLERİNİN KULU OLMAYA zorlanmaktadır. İşte bu nokta da yeniden tekkeler, tarikatlar ve CEMAAT KÜLTÜRÜ’nün önü açılmaktadır. Üstelik CIA, dinsel kaynaklı kişi otoritesine dayanan Cemaatçiliği, SİVİL TOPLUM adı altında, DEMOKRASİ adı altında topluma yaymaya çalışmaktadır… ABD’nin Türkiye’yi biçimlendirmede cemaatlere ne kadar büyük bir önem verdiğini ABD de ikamet eden FETHULLAH GÜLEN’e verdiği destekten anlamak mümkündür…

 

6. SINAV MANYAKLIĞI: ABD ve CIA’nın “uyutma paketinde” potansiyel tehlike olarak görülen gençlerin takip edilmesi ve gerekirse kıpırdayamaz hale getirilmesi çok önemlidir. Bu çerçevede ABD ve CIA 1949′dan beri Türkiye’de faaliyette bulunarak Türk gençlerini ABD çıkarlarına hizmet edecek biçimde eğitmek ve gerekirse hareketsiz kılmak için yoğun çaba harcamıştır. Öncelikle Türk Milli Eğitim Bakanlığı ABD’li uzamanların kontrolüne geçmiş ve Türk gençlerine “ulusal bilinç aşılayan” Atatürk’ün tarih kitapları kaldırılmış, daha sonra yine MEB’deki ABD’li uzmanların önerileri ve istekleri doğrultusunda Türk gençlerini hareketsiz kılacak bir SINAV SİSTEMİ uygulamaya konulmuştur. 1960′larda ÜSS, 12 Eylül’de ÖSS ve ÖYS, 2000′lerde LYS ve SBS olarak adlandırılan Orta Öğretim ve Üniveriste Giriş Sınavları Türk gençlerini en verimli çağlarında TEST BUDALASI haline getirmiş, gelecek ve iş kaygısıyla Üniveriste kapılarına yığılan gençlik, siyasi, sosyal ve kültürel konulara kafa yormak yerine daha ilk okuldan itibaren ezbere dayalı ve sonuca endeksli TEST TEKNİĞİ ile adeta düşünmeyen, üretmeyen, anlamayan, analiz edemeyen “a politik” bir genç kuşak halini almıştır. Günümüzde CIA’nın Türkiye’den sorumlu uzmanları bu a politik kuşaktaki kısmı kıpırtılardan rahatsız olmuş olmalı ki, Türkiye’de, ilk öğretimden Üniveriste sonrasına kadar bir dizi yeni sınav uygulanmasını istemişlerdir. Son olarak üniveriste mezunu, üretmeye ve düşünmeye hazır genç kuşağı da “etkisiz” ve “edilgen” hale getirmek için KPSS icad edilmiştir…

 

7.FUTBOL VE YAN ÜRÜNLERİ: Futbol yaklaşık 150 yıllık bir spor… İngilizlerin keşfettiği bu ilginç oyun, uzun yıllar boyunca diktatörlerin toplumu uyutmak için kullandıkları bir araç olarak politik bir işlev gördü… İspanya Diktatörü Franco, “Yüzbin kişilik bir uyku tulumu yapın” dediğinde Bernabeu Satadı inşa edilmişti. Latin Amerika ülkelerinden Arjantin’de Videla ve Portekiz de Diktatör Salazar da aynı taktiği uygulayınca tüm dünya da 3f’den söz edilmeye başlanmıştır. Futbol, fiesta ve fado… Özetle futbol, uzun yıllar boyunca demokrasi geleneği oturmamış ülkelerde diktatörlerin oyuncağı olmuş, dikkatörler, futbolla toplumu uyutarak uzun yıllar ayakta kalmayı başarabilmişlerdir. Avrupa ülkelerinin tam demokratikleşmelerinin ardından futbol Avrupa’da kısmen politik işlevini yitirmiş (kısmen diyoruz çünkü, hala Avrupa da bazı büyük kuluplerin başkanları aynı zamanda başbakandırlar) sportif boyutu ön plana çıkmıştır. Ama Laitn Amerika ve Türkiye gibi ” gelişmekte olan ülkelerde” futbol hala çok önemli bir uyutma aracıdır. Ve bu gerçeğin farkında olan ABD ve CIA bu durumdan alabildiğince yararlanmaktadır… Bu yıl (2010) Fenerbahçe Futbol Kulubu’nun şampiyon olmaması için oluşturulan toplumsal atmosveri düşünün, bütün kamuoyunun aylarca işini gücünü bırakarak FB’nin şampiyon olmaması için nasıl bir psikoljik savaş içine girdiğini düşünün, bu sırada gazetelerde ve tvlerde saatlerce, Türkiye’nin başka derdi yokmuş gibi, yapılan tartışmaları hatırlayın…

 

Koca bir sanayi kenti BURSA’nın nasıl bir yıl boyunca nerdeyse üretimi bile unutacak şekilde ŞAMPİYONLUK HAYALLERİYLE yatıp kalktığını hatırlayın…. İddia ediyorum önümüzdeki yılarda Anadolu’nun pek çok ili, ESKİŞEHİR, KAYSERİ, ANKARA’dan da şampiyonlar çıkacak ve bir çok Anadolu insanı işi gücü unutup statları dolduracak, aç perişan insanlar İLLERİNİN ŞAMPİYON TAKIMLARIYLA AVUNACAK… ABD’nin uyutma paketi çerçevesinde futbol hiç bir zaman sadece futbol değildir. Futbol gazeteleri, futbol tvleri, futbol internet siteleri ile futbol, aynı zamanda Diktatör Franco’nun dediği gibi , “Büyük Bir Uyku Tulumudur”….

8.SANAL RAKAMLAR: ABD ve CIA, uyutma paketi çerçevesinde, somut verilerden çok, reel ekonomiden çok, rakamlara ve sanal ekonomiye önem verir. Borsa denilen “yalan dünyayı” parlatır…. Gayri Safi Milli Hasıla, Enflasyon Oranları, Kalkınmışlık Düzeyi gibi kavrmalarla toplumu uyutur. “Enflasyon rakamları tek haneye indi.”, “Büyüme ornı arttı…”, “Borsa tavan yaptı…” biçimindeki açıklamalar, İşsizliğin yüzde yirmelere yaklaştığı, insanların açlık sınırında yaşadığı bir ülkede hiçbir anlam ifade etmese de “uyutma paketini” hazırlayanların yarattıkları sanal dünya insanları öylesine kuşatmıştır ki, cebinde beş parası olmayan insanlar bile neredeyse bütün tvlerin alt yazı olarak akıttıkları Borsa rakamlarını takip etmekten kendilerini alamazlar, cebinde beş parası olmayan insanlar, cüzdanlarındaki, asgari ödemesi bile yapılmamış kredi kartlarına güvenerek alış veriş merkezlerinin yolunu tutmaktan kendilerini alamazlar…..

 

Çünkü “uyutma paketi” bu insanları çoktan etkisi altına almıştır….

 

Kaynak... Haberler, Sinan Meydan

-www.ilk-kursun.com/2010/06/siz-de-uyuyanlardan-misiniz-

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.