Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Sağlıklı bir tartışma olması için, sağlıklı bilgier ortaya koymak gerekir. Deniz Gezmiş çok geniş bir öğrenci kitlesinin lideri idi. Deniz Gezmiş'lerin o zamanlar yapmaya çalıştıkları, karşı devrim ile durdurulan Atatürk devrimlerini (burjuva devrimi) tamamlamaktır. (bu arada kavramın anlamını bilmeyenler gelip bana vay efendim Atatürk burjuva mıydı gibi şeyler söylemesinler. Burjuva devrimi; feodalizmi, yapıları, kurumları ve sosyal etkileriyle ortadan kaldırıp, dini ve dini özneleri, siyasal, hukuki alandan temizleyip, demokratik bir siyasal rejim ile kapitalist bir ekonomi yaratmak için yapılan köklü değişiklere verilen isimdir sosyolojide) Zira Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının benimsediği aşamalı devrim teorisine göre, bir ülkede feodal yapı tamamen parçalanıp, kapitalist sistem tamamen gelişmeden o ülkede sosyalist devrim yapılamaz.

 

Eğer AKP bugün, durdurulan Atatürk devrimlerini tamamlamaya çalışıyorsa, feodalizmin kalıntılarını temizlemeye çalışıyorsa, dini ve dini özneleri siyasal, hukuki alandan temizlemeye çalışıyorsa o zaman Deniz'lerin yaptığını yapmaya çalışıyor diyebiliriz.

 

40 yıl önce Deniz Gezmiş ile aynı görüşleri paylaşan insanların bazılarının bugün farklı görüşleri paylaşıyor olması üzerinden Deniz Gezmiş'e ithamlarda bulunmak akıl karı değildir. Yani böyle bir mantık olmaz. Bakın dün Deniz Gezmiş'le birlikte mücadele eden şu kişiler, bugün şu partiye mensup, bu görüşe sahip vs... Atatürk'ün en yakın silah arkadaşları arasında yer alıp da, daha sonra ona suikast düzenlemeye çalıştıkları için idam edilen kimseler var. Şeyh Sait ayaklanmasından sorumlu tutulup kapatılan partiye mensup olan insanlar var. Hem de, en yakın silah arkadaşları diyebileceğimiz kimseler.

 

Ya da farklı bir örnek vereyim, Atatürk devrimlerinin durdurulduğu dönemin mimarı olan Demokrat Parti'nin kurucusu, başkanı Celal Bayar kimdi ?

 

Dolayısıyla sağlıklı bilgilerle sağlıklı mantık yürütelim.

 

Atatürk tabii ki burjuva degildi ve Deniz'de bölücü degildi.AKP'nin yaninda yer alan dünkü Deniz'ciler AKP'nin Atatürk'ün devrimlerini biraktigi yerden devam ettirdigi icin degil,dün savasini verdikleri davaya bugün inanmiyor olmalaridir.Yani dün Atatürk'cü kimlik tasiyip bugün o kimligi inkar edenlerdir bence.Elimizi vicdanimiza koyarak sormamiz gerekir:Gercekten AKP'nin Atatürk devrimlerini biraktigi yerden devam ettirdigine inaniyormuyuz?

 

Demokrasi diyerek birakin demokrasiyi,özgürlügü kisitlayan bir anlayis Atatürk'cü veya Deniz'ci olabilir mi?

 

Celal Bayar Atatürk'ün yanindayadi ama Atatürk ilkelerine karsi siyaset yapan bir partiye gecmeyi uygun gördü.Atatürk ilkelerine karsi siyaset yapildigini bile bile bu siyasete ortak oldu.Cumhurbaskani olarak görevini yanlis yönde yerine getiriyordu.

 

Feodalizmin kalintilari gercekten temizleniyor mu böyle bir izlenim varmi ortada veya dinci kesimler devlet kadrolarinda yerlestirilirken bunlarin hukuki ve siyasi alandan temizlendigine inaniliyor mu? Deniz Gezmis TAM BAGIMSIZ TÜRKIYE istemisti.Bugün AKP ve onun etrafini cevreleyen dünkü Deniz'ciler gercekten Türkiye'nin tam bagimsizligi icin mi AKP ile birlikteler.

 

Benim bu noktalarda süphelerim var.

 

 

saygilarla

  • Cevaplar 128
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Böyle düşündüysen kendin bilirsin, bence bu kadar hızlı vaz geçmemeliydin ama, karışmıyorum... Bu konuyu fazla kurcalamakta bir yarar görmediğimden ve daha önce görüşlerimi açıklamış olup, tekrar etmek istemediğimden...

 

DemirEfe;

"Çabuk Vazgeçmek"ten ziyade,

Şöyle birşey var...

 

Bu forumda çoğu kez "Kürt Sorunu"nda tartışırken,

Birçok insan Atatürk'ün söylemlerinden zorlama anlamlar çıkarıyorlar

Ya da çıkaranların söylemlerini dillendiriyorlar...

Yani Atatürk'ün söylediği şeyleri cımbızlayıp,

Kendi kafalarındaki anlamlara bürüyorlar...

 

Bunu "Ne mutlu Türk'üm diyene" ifadesinden tut "Damarlarındaki Asil Kan" ifadesine kadar

Her söyleminde yapıyorlar...

 

Şimdi bir an için düşündüm de,

"Acaba aynı haksızlığı, bende, Deniz Gezmişler için yapmış olabilir miyim?"

 

Açıkçası:

Atatürk'ün söylemlerini kendi kafalarınca şekilden şekile soktukları için eleştirdiğim insanların konumuna düşmekten

Ve böylelikle bir haksızlık yapmaktan çekindim.

 

Bu yüzden iki gündür konu üzerine düşünüyorum

Ve kesin bir yargı vermektense, konu ile ilgili derin bir tartışmaya girmemeyi tercih ederim şimdilik...

 

Tarih Bilimi'nin en sevdiğim yanı budur:

Bir bilgi/veri, yeni bir belge/veri ile yanlışlanana kadar doğru kabul edilir...

O yüzden tarihsel yargılar değişken olmak durumundadır...

Gönderi tarihi:

Peki ben sorayım ozaman;

Atatürk kurtuluş savaşı olup,ülke toprakları kurtuluncaya kadar neden ''Tek Dil,Tek Bayrak,Tek Millet'' dememiştir?

Atatürk neden ''Kuracağımız yeni ülke Laik olacak,kız çocuklarınız başörtülü olarak okullara alınmayacak dememiştir?

Atatürk neden yaşadığınız bölgenin ismini,şehir,kasaba ve köylerinizin ismini değiştireceğiz dememiştir?

 

Sayın Boşig size bu soruları sormuştum bu konular hakkında bilginiz varsa cevaplarını merak ediyorum bizi aydınlatırmısınız,şimdiden teşekkürler....

Gönderi tarihi:
Peki ben sorayım ozaman;

Atatürk kurtuluş savaşı olup,ülke toprakları kurtuluncaya kadar neden ''Tek Dil,Tek Bayrak,Tek Millet'' dememiştir?

Atatürk neden ''Kuracağımız yeni ülke Laik olacak,kız çocuklarınız başörtülü olarak okullara alınmayacak dememiştir?

Atatürk neden yaşadığınız bölgenin ismini,şehir,kasaba ve köylerinizin ismini değiştireceğiz dememiştir?

 

Asıl sen bana söyle bunlarla ilgili ne düşündüğünü;

Ben sana diyeyim ne kadar yanlış düşünüp düşünmediğini...

 

Çünkü konu ile doğrudan bir bağlantısını kuramadığım gibi,

O kadar geniş çerçevede sormuşsun ki;

Nereden başlasam onu da bilemedim...

 

Ancak kısaca şöyle söyleyebilirim:

Mustafa Kemal'in Turancılıktan ayrı olduğu,

Fakat yine de Ulusçu ve Cumhuriyetçi bir anlayışta olduğu,

Yollarını İttihat ve Terakki'den ayırdığından, 1908den beri bilinmektedir.

22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi'ne

Ve ardından Erzurum ve Sivah Kongrelerinin kararlarına baktığında da

Ulusal Egemenlik/İrade-i Milliye ve Ulusal Güç/Kuvva-i Milliye'den bahsettiğini açık ve net olarak görebilirsin.

 

Laiklik konusunda ise;

O dönemin, bugünün 80 yıl gerisinde olduğunu hatırlamanı öneririm.

O dönemin kafa yapısını bir sorgulamalısın.

İstanbul, dine dayanarak, Mustafa Kemal hakkında idam fetvası verirken;

Mustafa Kemal'in çıkıp "Halifeliği kaldıracağız, laikliği ilan edeceğiz!" diyecek kadar çiğ olmasını ummuyorsundur umarım...

 

Ayrıca kızları başörtülü olarak okula almayan kişi Mustafa Kemal değildir.

Türkiye'de başörtüsünün okullara alınmaması ile ilgili ilk kadın eylemi 1980lerde gerçekleşmiştir.

Eğer 1980lere kadar böyle bir sorun olsaydı, heralde bu eylem 1980den önce, Atatürk yaşamdayken yapılırdı.

Atatürk kadınlar konusunda böyle katı bir yaptırıma gitmemiş,

Zamana ve sürece bırakmıştır kadınların giyim-kuşamını.

 

İsim değiştirme konusunda ise;

Bunu sadece Mustafa Kemal yapmamıştır.

Osmanlılar da sürekli olarak yerleşim yerlerinin adlarını değiştirmişler,

Yeni adlandırmalar getirmişlerdir.

Bunu döneme ait nizamnamelere, salnamelere bakarak da görebilirsiniz.

Bunu her devlet yapmaktadır.

Kendi devlet geleneği ve anlayışı çerçevesinde adlandırmalar yapmışlardır.

Bu sadece Doğu'da değil, Batı'da da olmuştur.

Sadece İzmir'de ya da Samsun'da değiştirilen köy, kasaba ve il adlarını saysam şaşar kalırsınız.

 

Çok basit bir örnek:

İzmir'de "Hilal" diye bir semt vardır, bilen bilir.

Burada Osmalı döneminde Alsancak'tan Aydın'a giden tren hattı ile Basmane'den Gediz'e giden tren hattı

Tam bu semtte birleşirler ve bir "Haç" meydana getirirler.

Bu yüzden İzmir'de bu bölgenin adı "Haç" anlamına gelen "Stavros" idi.

Bu ad daha sonra değiştirilip, İslam'ın simgesi olan "Hilal" yapıldı 1922'de...

Burada hemen düz mantığımızı kuruyoruz ve şöyle diyoruz size göre:

"Öyleyse Türkiye, bir İslam Devletidir!"

 

Sadece o değil:

Eski adı "Saruhan/Saruhanlı" olan şimdiki Manisa'nın adı da Yunanca'daki "Magneshia"dan gelmiştir.

Eskiden orası "Saruhan Sancağı" idi...

Yunanca bir ad konulduğuna göre,

Demek ki devletimiz bir "Yunan Devleti"...

Bunun yanında mesela Manisa'nın Gördes ilçesinin adı da "Gordias"tan gelir!

 

Doğu'da da bazı yerleşim yerlerinin adlarını Türkçe yaptığına göre;

O zaman da Türkiye, Irkçı bir devlettir!

Öyle mi?

 

Hayır yani, isim değiştirmeleri neye bağlayacağını çok merak ediyorum!

Kürtlüğü yok etmeye mi bağlayacaksın?

İyi de adamlar Arapça, Farsça, Rusça yerleşim adlarını değiştirdikleri kanısındalar?

Belki yanlış ya da eksik biliyorumdur!

Ama şundan eminim ki;

Bu tüm ülkede gerçekleştirilen bir uygulama!

Doğu'ya has değil yani...

 

Ayrıca her yerin de adı değiştirilmiyor;

Değiştirilmeyen bir sürü yerleşim adı var ve emin ol ki çoğunluktadır.

 

Şimdi de siz yanıtlayın bakalım:

Laiklikten, Ulusçuluktan anladığınız nedir?

Gönderi tarihi:

Atatürkçülük ilkeleri gökte, levhi mahfuzda yazılı, değişmez, dogmatik, geçmişi geleceği bir gören bir tanrının koyduğu kurallar değildir.

 

Atatürk ne bilsin ölümünden sonra ne olacağını? Yok, isterseniz "17 Ağustos 1999 da aman dikkatli olun" filan da deseydi ha, ne dersiniz?

 

Yani bazen dogmatik inançlar öyle yayılıyor ki, öyle beyinleri kaplıyor ki, Atatürk şöyle işler başarmıştır filan dediğinizde "ha yani peygamberdi, tanrıydı öyle mi?" türü eleştiri almakla kalmıyorsunuz, yani böyle eleştiri almakla kalsak iyi, iş zıvanadan çıkıyor.

 

Bakıyorsunuz birileri neden Atatürk'ün peygamber ve tanrı olamayacağını, çünkü bazı hataları olduğunu filan söylemeye başlıyorlar. Hatta bu hatalar onun ölümünden sonrasını da kapsıyor, "tanrı değil miydi hani efendim, kalksın düzeltsin" demeye kadar varıyor iş!

 

:lol: Yahu efendiler, Atatürk ne peygamber, ne de tanrı. Bakın bir kez daha deklere edelim. O bir lider, büyük ve eşsiz bir lider, bu ülkenin en büyük şansı.

 

Zaten öyle mucizevi kişilikler tarihte de hiç olmadı, olmayacak da. Dogmalar birer efsaneden ibaret.....

Gönderi tarihi:

Eğer yaşasalardı onlarda bunun farkında olacaklardı.

 

Şimdi yaşayanlara bakın, örneğin Deniz Gezmişlerle o dönemde Filistin kampında eğitim alanlardan;

 

Cengiz Çandar: ne yapıyor, şimdi dün sözde karşısına savaşmaya gitmişti İsrail in bugün dilinden ABD düşmüyor. Bu gün AKP döneminde Yeni şafak ta yazılar yazmaya başladı.

Yine başka bir Yoldaş

Şahin Alpay :Fettulah gülen yakınlığı ile bilinen Hatta Fetuulah Hoca ile aynı madada ‘’Denizler bugün yaşamış olsaydı o da bu gün burada olurdu diye haberlere çıkan ve bu gün Zaman gazetesine olan biri.

 

Diğer yoldaş;

Faik bulut:PKK'ya terör örgütü demek yanlıştır” diyen ve bu gün kapatılan DTP nin Genel başkanı olarak düşünülen isim.

Muzaffer Oruçoğlu: o dönemin tkpml-tikko kurucularındandır, İbrahim Kaypakkaya nın arkadaşlarıdır ve Avusturya da yaşıyor.

 

Onların haricindekiler ya öldüler ya da tarihlerinden silindiler, Ölenlerden birini sembol yaparak her yıl mayıs ayında üzerinden siyaset yaparlar.

 

Bu insanlarla örnekleme olmaz fakat sonuçte aynı yolun yoldaşları bunlar….

 

:) Ben gerçekten bu mantığı ve anlamıyorum. Deniz Gezmiş'in 40 yıl önceki arkadaşlarının bazılarının, bugün ne yaptığı ve ne söylediği üzerinden Deniz Gezmiş ve mücadelesini mi yargılıyorsun dostum sen ? 40 yıl içerisinde bir insanın görüşleri değişebilir, tavrı değişebilir. Bundan bize ne. Bizi ilgilendiren 40 yıl önce ne yaptıkları , ne düşündükleri, ne söyledikleridir.

 

 

Ayrıca şu çokbilmişlikten vaz geçin karşınızdaki insanları sizin gibi görmeyin, kör bir saplantıyı kabul görmez her insan.

Yalnız kendi zihniyetinden okuduğunu mu doğru sanıyorsun sen.

 

Böyle şeyler yerine, bir ileti önce doğru diye ısrar ettiklerin için örnek ve dayanak istemiştim senden onları göstersen daha mantıklı olmaz mı :)

 

Bunu da anlamıyorum gerçekten. Deriz ki bu yazılanlar yalandır, aslı yoktur ve dayanağıyla gösteririz. Ve tabi iddia sahibine, iddiasını destekleyecek herhangi bir veri olup olmadığını sorarız. Aldığımız cevap bu şekilde olur. "çokbilmişlik" "kendi okuduğunu mu doğru sanıyorsun" vs.

 

Ben internette başka forumlarda vs gördüğüm şeyleri aslını astarını araştırmadan copy-paste yapıp sonra savunmaya çalışmıyorum ki. "Madem internette var o zaman kesin doğrudur" gibi bir düşünceyle de savunmuyorum.

 

Ne iddia ediyorsam dayanağıyla birlikte sunuyorum. "Çok bilmiş" vs söylemlere başvuracaksan şöyle yapalım ;

 

Deniz Gezmiş'in Rus silahıyla yakalandığını nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş'in Filistin'e giderken müebbet hapse mahkum olduğunu nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Orak Çekiçli bayraklarla yürüdüğünü nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk bayrağı asmadığını nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş'in Sovyetler Birliği'ne "laf söylemediği", protesto etmediğini nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Buyur. Bir insan hakkında ortaya atılan ithamların aslı varsa doğrudur. Yoksa yalan ve iftiradır. Bu da bu kadar basittir...

 

Filistin mücadelesini başlatan örgütlerin de marksistmiş nereden çıkarıyorsun bunları bilmiyorsanız öğrenin.

 

Filistin davasının ilk lideri ve hareketin kurucusu ve Kurtuluş Mücadelesini Başlatan Hacı Emin el-Hüseyni dir.

 

El Hüseyni hangi örgütün lideridir söyler misin ? FKÖ'ye kadar örgütlü bir mücadele mi vardı Filistin'de bizim bilmeyip de senin bildiğin ?

 

2 Haziran 1964 tarihinde Mısır devlet başkanı Cemal Abdülnasır'ın yoğun desteği Filistin Kurtuluş Örgütü kurulmuştur

 

Mısır'ın marksist lideri Cemal Abdülnasır'ın yoğun desteğiyle kurulan, Arap sosyalisti FKÖ! Deniz Gezmiş gibi bir sosyalist, Müslüman Filistin halkı için niye savaşmaya gitsinmiş!

 

Ayrıca Deniz Gezmiş kaç ay Filistin de kaldı ve kaç ay eğitim aldı..!

 

Dünyadaki tüm profesyonel orduların acemi er eğitiminden daha uzun süre :)

Gönderi tarihi:

Atatürkçülük ilkeleri gökte, levhi mahfuzda yazılı, değişmez, dogmatik, geçmişi geleceği bir gören bir tanrının koyduğu kurallar değildir.

 

Hımm. Peki. Şimdi mesela, Atatürk'ün ilkeleri, icraatları, fikirleri, konuşmaları, karaları bunların arasında eleştirdiğin, yanlış bulduğun, eksik yetersiz bulduğun, radikal bulduğun herhangi birşey var mı ?

 

Atatürk ilkeleri arasında, artık değişmesini, yenilenmesini ya da kaldırılmasını düşündüğün var mı ?

Gönderi tarihi:

"başka birşey yapamazdık. Şimdi bakın,anarşi meselesinde sıkıyönetimi yürütenler,ondan sonra yürütemezlerdi. Zaten hadiseye bakarsanız,artık orada meclis hür iradeli bir meclis değil.Biz Meclis'i askerlerden kurtaracağız. Yani ya Meclis'i kapatacak yahut biz bir yere kadar götüreceğiz..."(Demirel,AP)

 

AP lideri Süleyman Demirel, idam cezasının meclis görüşmelerinde, "rejimi yıkma eylemi siyasi suç değildir" deyip idamı savunur.Sonra ki yıllarda bunu yukarda alıntıladığım cümleler ile açıklamaya çalışır.

 

Deniz,Yusuf,Hüseyin...mitinge gider gibi giderler daraağacına. "Yaşasın Türk-Kürt halklarının bağımsızlık mücadalesi" ile biter yolculukları. Geçmişimiz,hakikaten acı. Kim bu vebali ödeyebilir ki!

 

*****

Gönderi tarihi:

"

"Yaşasın Türk-Kürt halklarının bağımsızlık mücadalesi" ile biter yolculukları.

"Yaşasın Türk-Kürt halklarının bağımsızlık mücadalesi"

 

Bu cümleyi biliyorum fakat bazı arkadaşlar yok öyle demedi "Yaşasın Türk-Kürt halklarının kardeşliği" diye günümüze yorumluyor...

 

Bu zihniyetleri üniter yapısına olan bakış açısıdır.

 

Bu gerçeği kabul etmek neden bu kadar zor anlamış değilim.

Gönderi tarihi:

:) Ben gerçekten bu mantığı ve anlamıyorum. Deniz Gezmiş'in 40 yıl önceki arkadaşlarının bazılarının, bugün ne yaptığı ve ne söylediği üzerinden Deniz Gezmiş ve mücadelesini mi yargılıyorsun dostum sen ? 40 yıl içerisinde bir insanın görüşleri değişebilir, tavrı değişebilir. Bundan bize ne. Bizi ilgilendiren 40 yıl önce ne yaptıkları , ne düşündükleri, ne söyledikleridir.

 

Böyle şeyler yerine, bir ileti önce doğru diye ısrar ettiklerin için örnek ve dayanak istemiştim senden onları göstersen daha mantıklı olmaz mı :)

 

Bunu da anlamıyorum gerçekten. Deriz ki bu yazılanlar yalandır, aslı yoktur ve dayanağıyla gösteririz. Ve tabi iddia sahibine, iddiasını destekleyecek herhangi bir veri olup olmadığını sorarız. Aldığımız cevap bu şekilde olur. "çokbilmişlik" "kendi okuduğunu mu doğru sanıyorsun" vs.

 

Ben internette başka forumlarda vs gördüğüm şeyleri aslını astarını araştırmadan copy-paste yapıp sonra savunmaya çalışmıyorum ki. "Madem internette var o zaman kesin doğrudur" gibi bir düşünceyle de savunmuyorum.

 

Ne iddia ediyorsam dayanağıyla birlikte sunuyorum. "Çok bilmiş" vs söylemlere başvuracaksan şöyle yapalım ;

 

Deniz Gezmiş'in Rus silahıyla yakalandığını nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş'in Filistin'e giderken müebbet hapse mahkum olduğunu nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Orak Çekiçli bayraklarla yürüdüğünü nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk bayrağı asmadığını nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş'in Sovyetler Birliği'ne "laf söylemediği", protesto etmediğini nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Buyur. Bir insan hakkında ortaya atılan ithamların aslı varsa doğrudur. Yoksa yalan ve iftiradır. Bu da bu kadar basittir...

 

 

Sağır sultan duydu sevgili cyranao ..

 

 

16 Mart'ta Gezmiş ve Aslan Şarkışla'da yakalandı. Gezmişte STEN tabanca, Aslan'da el bombaları vardı ve Rus yapımı değillerdi. Oysa gazetelere, "Rus yapımı silahlarla yakalandılar" diye servis yapılmıştı.

 

Kim yapmış olabilirdi?

 

Balgat Amerikan tesislerine yapılan baskında senaryodan ibaretti. Gezmiş ve arkadaşlarının tel örgüyü keserek girdikleri iddia edilen bölgede her gece 9 silahlı Amerikan askeri nöbet tutuyordu. 9 asker geçilse bile hemen yollarının üzerindeki hizmet binası silahlı nöbetçilerle çevrilmiş durumdaydı. Bu tesislere içeriden yardım görmeden girmek imkansız. İçeri girsen bile, hizmet binası ve levazım deposunun önündeki silahlı nöbetçileri atlatmak imkansız. Aynı zamanda çelik konteynırların hangisinde silah, giyecek ve yiyecek olduğunu görevli dışında kimse bilmediği halde Deniz Gezmiş nereden öğrenmişti?

 

Kim söylemişti?

 

Gezmiş tüm bu engelleri aşarak! konteynırlara geldi, kilitleri kimse duymadan kırdı! Silahlarını, giyeceklerini aldı.

 

Bugün bahsi geçen ünlü parkasını o konteynırdan aldı.

 

Herkes Gezmiş'e yol verdi. Gezmiş'in Balgat Amerikan tesislerine gireceğini yetkililerden bilmeyen yoktu. Göz yumdular.

 

8 Şubat 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesi olayı biraz da olsa ifşa etti, ama gözlerden kaçtı.

 

Gezmiş, Çavuş Finley'i yanına aldı, kaçırmadı çünkü, çavuşun elinde telsiz vardı. Telsizin düğmesine basması yeterli olacaktı, ama basmadı ve onlarla gitti.

 

Üste çalışan çavuşun geri geleceğini biliyorlar, hiç endişe duymuyorlardı. Nitekim çavuş sözde serbest bırakıldıktan sonra sorulara cevap vermedi, apar topar ülkesine gönderildi.

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yakalandıklarında ellerindeki silahlar, sözde baskın sırasında görevlilerin bile bilmediği depodan çalınan silahlardı. Sadece silah değil, sırtında bulunan parka bile Amerikan askeri deposundan alınmış parkaydı.

 

4 Amerikalı'nın kaçırılması da senaryoydu.

 

Amerikalılar DET-18 adı verilen casusluk merkezinde çalışıyorlardı. Bunlar çok iyi eğitim görmüşlerdi, kaçırılmaları imkansızdı. Kaçırıldığı iddia edilen askerlarin aileleri Türkiye'ye getirildiklerinde eşlerinin sağ oldukları teminatı verilmişti, hatta kurtarılacakları gün bile söylenmişti.

 

Deniz Gezmiş GLADYO'nun kullandığı bir elemandır.

Kendini bilerek kullandırdı. 68 kuşağının bazıları kullanıldı o dönemde

 

 

Aldrich Ames- Bir Casusun İtirafları .

Gönderi tarihi:
"başka birşey yapamazdık. Şimdi bakın,anarşi meselesinde sıkıyönetimi yürütenler,ondan sonra yürütemezlerdi. Zaten hadiseye bakarsanız,artık orada meclis hür iradeli bir meclis değil.Biz Meclis'i askerlerden kurtaracağız. Yani ya Meclis'i kapatacak yahut biz bir yere kadar götüreceğiz..."(Demirel,AP)

 

AP lideri Süleyman Demirel, idam cezasının meclis görüşmelerinde, "rejimi yıkma eylemi siyasi suç değildir" deyip idamı savunur.Sonra ki yıllarda bunu yukarda alıntıladığım cümleler ile açıklamaya çalışır.

 

Deniz,Yusuf,Hüseyin...mitinge gider gibi giderler daraağacına. "Yaşasın Türk-Kürt halklarının bağımsızlık mücadalesi" ile biter yolculukları. Geçmişimiz,hakikaten acı. Kim bu vebali ödeyebilir ki!

 

******

Her toplumunki kadar temiz, her toplumunki kadar kirli bir tarihimiz var.

Başbakanını bile idam etmiş bir ülkeyiz;

Kendi Devrimine yabancılaştırılmış,

Kendi Devrimine sahip çıkmayan tek toplumuz belki de...

 

Verilecek çok hesap var...

Fakat hesap soruyor olmak,

Bizi bu yapılanların ya da yaşananların sorumluluğundan kurtarmaz...

 

Bu yaşananların bir parçası değilmişiz gibi sadece "Hesap verin" demek yetmez...

Kuram üretmek lazım;

Çıkış yolu aramak lazım...

 

Bir daha tekrarlanmasının önüne geçebilmek lazım...

 

"Hesap verin!" demekle, sorunların önüne geçilmez...

Geçilmiyor nihayetinde...

 

Darbecilerden, darbeye çanak tutanlardan nefret etmeyin sadece;

Kendi gerçekliklerinizden de nefret edin...

 

Çok basit bir örnek vereyim:

Bu ülkede 30 yıldır terör var...

Gerek terörle, gerek devlet müdahalesi ile yaşamını yitiren halkımız var...

Bunun yanında yaşamını kaybeden Askerler var...

Bunun yanında yaşamını yitiren ve yine de bu ülkenin insanı olan Teröristler var...

Şimdi çıkıp sisteme;

"O teröristler de bu ülkenin insanı, bizim insanımız;

Beri tarafta ölen askerin ailesinin canı yanıyor da,

Öteki tarafta ölen teröristin ailesinin canı yanmıyor mu?

O gençleri dağa çıkaran sistem hesap versin!" diye hesap soruluyor...

 

Elbette ki sorulmalı.

Belli ki bu ülkede ters giden birşeyler var...

Ters giden birşeyler olmalı ki;

Bu ülkenin iki vatandaşından biri asker, diğer terörist olarak birbirlerine kurşun sıkıyorsa,

Mantıklı bir açıklaması olsun,

Ve giderilmesi gereken kusurlar ortaya çıkabilsin...

 

Fakat şimdi şöyle bir tezat ortaya çıkıyor:

Beri tarafta, bu ülkenin askerine kurşun sıkan teröristin öldürülmesi konusunda,

"Onlar da bu ülkenin insanı değil mi?" diye hesap soranlar;

Hırant Dink'i katleden 17 yaşındaki Ogün Samast için,

Rahip Santoro'nun 16 yaşındaki katili için,

21 yaşındayken İpekçi'yi katlederken Ağca için,

Yine sistemin suça ittiği, yaşamlarına sahip olduğu daha niceleri için çıkıpta;

"Ya hu bunlar da bu ülkenin gencecik evlatları,

Onlara bunu yaptıran sisteme lanet olsun,

O çocuklara da yazık!" demedi...

 

Diyemez...

Demez...

 

Onların da ailelerinin canı yandı oysa!

Onların da hayatları karardı aslında!

 

Ağca mesela;

Kendini "Mesih" ilan eden birisi ne kadar sağlıklıdır?

Bence acınasıdır;

O halde olmak istemezdim açıkçası...

Adamın hayatı karartılmış, o kurşun sıktırılarak!

21 yaşından sonrasını silin atın o adamın;

İşe yaramaz, boşa harcanmış...

Yazık değil mi?

 

İş terörizme kendini adayanlara gelince, onların gençliklerinin hesapları soruldu;

Terörist olmadıkları halde beyinleri yıkanıp, bu ülkenin en değerli insanlarını katledenlere gelince,

Henüz 16 yaşında da olsalar lanetlendiler...

 

Ahmet Türk'e yumruk atan kişi için;

"O da bu ülkenin evladıydı,

Hayatı karartıldı."

Denilmedi...

 

Onu yetiştiren sistem, onunla birlikte lanetlendi...

Fakat hiç teröristler, terörizm ile birlikte lanetlenmedi arkadaşlarımız tarafından!

Oysa o teröristler de bu sistemin bir parçası...

Aynı eşitliğin öteki tarafındalar...

 

Bu ülkede genç yaşta suça itilmişseniz,

Genç yaşta katil yapılmışsanız,

Genç yaşta hayatınız elinizden alınmışsa,

Size "Yazık" olabilmesi ve sizin hesabınızın başkalarına sorulabilmesi için

Terörist olmanız gerekiyor sanırıım!

 

Buradan ne Ağca'yı, ne Samast'ı,

Ne de Ahmet Türk'e yumruk atan elemanı onayladığım gibi bir yargıyı çıkartmayın sakın...

Hatta o yapılanları olabildiğince kınıyorum ve lanetliyorum...

Sistemle birlikte kınıyorum...

 

Fakat derdim şudur ki;

Değişimi gerçekten istiyorsak, yenilenmeyi gerçekten istiyorsak;

Hümanist ayaklarına yatacaksak eğer,

Azıcık samimi ve tutarlı olalım...

Azıcık taraf tutmaktan cayalım...

 

Deniz Gezmişleri sadece Demirel asmadı demek istiyorum;

Hem darbeye çanak tutanlar astı,

Hem de bugün darbe karşıtı olduğunu iddia edip de

Sadece olayları provake etmekten öte gidemeyen,

"Hesap verin" deyip, "Hesap verme" sorumluluğunu üzerine alamayanlar astı...

 

Evet bizim ülkemiz katletti bizim insanlarımızı...

"Sistem, sistem" diye eleştirdiğiniz,

Herhangi başka bir coğrafyada teşekkül etmiş başka bir devlet değil;

Sizsiniz, sizin devletiniz, sizin toplumunuz...

 

Gerçekten hesap soracaksanız eğer;

Dağdaki teröristi de vatandaşınız kabul edeceksiniz,

Ogün Samast'ı da,

"Benim ülkemin insanı birbirine kırdırılıyor!" diyerek içiniz yanacak,

Öyle hesap soracaksınız...

 

Tarafsız olacaksınız;

Taraf değil...

Gönderi tarihi:

"başka birşey yapamazdık. Şimdi bakın,anarşi meselesinde sıkıyönetimi yürütenler,ondan sonra yürütemezlerdi. Zaten hadiseye bakarsanız,artık orada meclis hür iradeli bir meclis değil.Biz Meclis'i askerlerden kurtaracağız. Yani ya Meclis'i kapatacak yahut biz bir yere kadar götüreceğiz..."(Demirel,AP)

 

AP lideri Süleyman Demirel, idam cezasının meclis görüşmelerinde, "rejimi yıkma eylemi siyasi suç değildir" deyip idamı savunur.Sonra ki yıllarda bunu yukarda alıntıladığım cümleler ile açıklamaya çalışır.

 

Deniz,Yusuf,Hüseyin...mitinge gider gibi giderler daraağacına. "Yaşasın Türk-Kürt halklarının bağımsızlık mücadalesi" ile biter yolculukları. Geçmişimiz,hakikaten acı. Kim bu vebali ödeyebilir ki!

 

******

 

clover.gifclover.gifclover.gif

Gönderi tarihi:

"rejimi yıkma eylemi siyasi suç değildir"

Bu sözü Demirel mi söyleyecek? Güldürmeyin insanı... Yok yani, bu sözü söylediğini, Demirel'in statükocu olduğunu söyleyen karşıtları bile, bu iddialarını çürüteceği için kabul etmezler. Yoksa statükocu Demirel oluverir bir devrimci! Yapmayın. Karşıtlarınızı böyle aklayıvermeyin. Statükocu olduğunu iddia etmeye devam etmeniz sizi daha tutarlı yapar...

Gönderi tarihi:

"Yaşasın Türk-Kürt halklarının bağımsızlık mücadalesi"

 

Bu cümleyi biliyorum fakat bazı arkadaşlar yok öyle demedi "Yaşasın Türk-Kürt halklarının kardeşliği" diye günümüze yorumluyor...

 

Bu zihniyetleri üniter yapısına olan bakış açısıdır.

 

Bu gerçeği kabul etmek neden bu kadar zor anlamış değilim.

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının alanlarda olduğu süreçe bakarsak;sağ-sol çatışması ve bağımsız Türkiye sevdası ile politize olmuş bir bakış karşımıza çıkar(hatta Öcalan'ın Kürt siyaseti ile ilgilenmesi de bu sürecin coşkusu ile ilgilidir)

 

Dolayısla Deniz'in bağımsızlık anlayışı;emperyalizmin karşısında yer alan bir bakıştır."Kahrolsun emperyalizm,kahrolsun faşizm" ile de faşizm!

 

Diyelim ki üniter yapıya olan bir bakışın özeti olsun bu cümleler...

 

Sizi niye bu kadar rahatsız ediyor ki Kürt halkının devlet isteği?

 

Bu sözü Demirel mi söyleyecek? Güldürmeyin insanı... Yok yani, bu sözü söylediğini, Demirel'in statükocu olduğunu söyleyen karşıtları bile, bu iddialarını çürüteceği için kabul etmezler. Yoksa statükocu Demirel oluverir bir devrimci! Yapmayın. Karşıtlarınızı böyle aklayıvermeyin. Statükocu olduğunu iddia etmeye devam etmeniz sizi daha tutarlı yapar...

 

Güldürmek için yazmadım bunu;birilerini aklamak yada karalamak için de yazamadım! Ben sizin yerinizde olsam "tutarsızlık" ile suçlama yerine dayanak isterdim.

 

Kaldı ki "tutarsız" olan ben değilim.

 

Tutarsız olan Deniz ve arkadaşlarının affı ile ilgili mecliste yapılan görüşmelerde;İnönü'nün "siyasi suçlular idam edilmemelidir"(İnönü'ün sarfettiği sözler tam olarak bu değil;ancak söylemek istediği bu...aklımda kalanlar ile yazdım) şeklinde ki düşüncesine "rejimi yıkma eylemi siyasi suç değildir"

ile "idama evet" oyu veren Demirel'in kendisidir.

 

Ve sonra gülünç olarak açıkladığınız cümleler ile Demirel'in kendince yaptığı açıklamadır tutarsız olan(Mehmet Ali Biran-Can Dündar-Bülent Çaplı...12 Mart kitabında Demirel'in bu cümlelerine kendinizde ulaşabilirsiniz)

 

Demirel ve daha nicelerinin kim olduğunu çok iyi biliyorum!

Gönderi tarihi:

Hımm. Peki. Şimdi mesela, Atatürk'ün ilkeleri, icraatları, fikirleri, konuşmaları, karaları bunların arasında eleştirdiğin, yanlış bulduğun, eksik yetersiz bulduğun, radikal bulduğun herhangi birşey var mı ?

 

Atatürk ilkeleri arasında, artık değişmesini, yenilenmesini ya da kaldırılmasını düşündüğün var mı ?

 

benim var...

Gönderi tarihi:

İnönü'nün "siyasi suçlular idam edilmemelidir"(İnönü'ün sarfettiği sözler

Tamam, şimdi oldu. Ben tersini anlamışım.

 

O halde Demirel son derece doğru söylemiş...

Gönderi tarihi:
Sizi niye bu kadar rahatsız ediyor ki Kürt halkının devlet isteği?

 

Kürtçü kesimin kurmak istedikleri Üniter Devlet, bu ülkenin topraklarından toprak alarak kurulacaksa;

Ee müsaade edin de rahatsız olalım değil mi?

 

Eğer kastettiğiniz bu ise tabi...

 

Fakat şu vardır, ki her zaman söylerim:

Irak artık belirli bir sürece girmiştir ve orada bir Kürt Devleti örgütlenmesi, ABD'nin boyunduruğunda da olsa vardır.

Türkiye'de, o ülkede yaşayanlardan çok daha fazla Kürt Etnik Kökenli Türk bulunmaktadır.

Dolayısı ile Türkiye, eskiden yapması gereken şeyi en azından şimdi yapıp,

Orta Asya'daki Türklere, Balkanlardaki Boşnaklara/Arnavutlara/Makedonlara, Kafkasyadaki Çerkezlere/Çeçenlere "Kardeş" gözü ile

Ya da "Soydaş" gözü ile bakıyorduysa,

Artık Irak'taki Kürtlere de o gözle bakmalıdır...

Ha oradaki Kürtler buna nasıl karşılık verirler bilemem;

Olumsuz olursa eğer yine de, "Denemedik" demeyiz...

Fakat yararsız olacağı kanısında değilim ben bu politikanın ve algının...

 

Ama dediğim gibi bir Kürt Devleti, Üniter olmak pahasına bu ülkenin topraklarından almak isterse;

O almakta gördüğü haklılığı, karşı taraf vermemekte görecektir...

Ve pek kaçınılmazdır ki kıyamet kopacaktır...

 

benim var...

 

Ee alalım öyleyse eleştirilerinizi?

Fakat şimdiden hatırlatayım:

Eleştiri dediğimiz şey "Yargılayıcı" değil "Yapıcı" olmak zorundadır.

Yani eleştirdiğiniz şeyin yerine yenisini koymak zorundasınızdır.

 

Örneğin:

Laikliği eleştirirken, yerine "nasıl olması gerektiğini" ve "neyin nasıl olabileceğini" tanımlamak zorundasınız.

Yoksa "Laiklik kötüdür" demek, eleştirmek olmuyor.

 

Şimdi:

Atatürk'ün hangi ilkesi sizi rahatsız ediyor?

Ve yerine ne olmalıydı?

Gönderi tarihi:

Sağır sultan duydu sevgili cyranao ..

 

Şimdi ;

 

Deniz Gezmiş'in Rus silahıyla yakalandığını nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş'in Filistin'e giderken müebbet hapse mahkum olduğunu nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, Orak Çekiçli bayraklarla yürüdüğünü nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Türk bayrağı asmadığını nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Deniz Gezmiş'in Sovyetler Birliği'ne "laf söylemediği", protesto etmediğini nereden duydun, nereden çıkardın ?

 

Şimdi dostum sana bu soruları sordum. Yani, daha önceki iletilerinde iddia ettiğin, yanlış olduğunu söylediğim de "çokbilmişlik" dediğin ithamları sordum. Öyle ya insan iddia ettiği şeyler hakkında dayanak gösterebilmeli.

 

Ben beklerdim ki bu ithamlara bir kaynak gösteresin. Fakat ateşli bir şekilde savunduğun ithamlara herhangi bir kaynak gösteremediğin gibi, ithamlarla alakasız bir yazıyı buraya copy-paste ederek altına alakasız bir "kaynak" yazarak bir ileti yazmışsın :)

 

Copy-paste ettiğin yazı da yukarıdaki ithamlar gibi, uydurma ve yalanlardan ibaret bir yazı;

 

16 Mart'ta Gezmiş ve Aslan Şarkışla'da yakalandı. Gezmişte STEN tabanca, Aslan'da el bombaları vardı ve Rus yapımı değillerdi. Oysa gazetelere, "Rus yapımı silahlarla yakalandılar" diye servis yapılmıştı.

 

Kim yapmış olabilirdi?

 

Balgat Amerikan tesislerine yapılan baskında senaryodan ibaretti. Gezmiş ve arkadaşlarının tel örgüyü keserek girdikleri iddia edilen bölgede her gece 9 silahlı Amerikan askeri nöbet tutuyordu. 9 asker geçilse bile hemen yollarının üzerindeki hizmet binası silahlı nöbetçilerle çevrilmiş durumdaydı. Bu tesislere içeriden yardım görmeden girmek imkansız. İçeri girsen bile, hizmet binası ve levazım deposunun önündeki silahlı nöbetçileri atlatmak imkansız. Aynı zamanda çelik konteynırların hangisinde silah, giyecek ve yiyecek olduğunu görevli dışında kimse bilmediği halde Deniz Gezmiş nereden öğrenmişti?

 

Kim söylemişti?

 

Gezmiş tüm bu engelleri aşarak! konteynırlara geldi, kilitleri kimse duymadan kırdı! Silahlarını, giyeceklerini aldı.

 

Bugün bahsi geçen ünlü parkasını o konteynırdan aldı.

 

Herkes Gezmiş'e yol verdi. Gezmiş'in Balgat Amerikan tesislerine gireceğini yetkililerden bilmeyen yoktu. Göz yumdular.

 

8 Şubat 1971 tarihli Cumhuriyet gazetesi olayı biraz da olsa ifşa etti, ama gözlerden kaçtı.

 

Gezmiş, Çavuş Finley'i yanına aldı, kaçırmadı çünkü, çavuşun elinde telsiz vardı. Telsizin düğmesine basması yeterli olacaktı, ama basmadı ve onlarla gitti.

 

Üste çalışan çavuşun geri geleceğini biliyorlar, hiç endişe duymuyorlardı. Nitekim çavuş sözde serbest bırakıldıktan sonra sorulara cevap vermedi, apar topar ülkesine gönderildi.

 

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yakalandıklarında ellerindeki silahlar, sözde baskın sırasında görevlilerin bile bilmediği depodan çalınan silahlardı. Sadece silah değil, sırtında bulunan parka bile Amerikan askeri deposundan alınmış parkaydı.

 

4 Amerikalı'nın kaçırılması da senaryoydu.

 

Amerikalılar DET-18 adı verilen casusluk merkezinde çalışıyorlardı. Bunlar çok iyi eğitim görmüşlerdi, kaçırılmaları imkansızdı. Kaçırıldığı iddia edilen askerlarin aileleri Türkiye'ye getirildiklerinde eşlerinin sağ oldukları teminatı verilmişti, hatta kurtarılacakları gün bile söylenmişti.

 

Deniz Gezmiş GLADYO'nun kullandığı bir elemandır.

 

 

Evet Deniz Gezmiş, Sovyet ajanlığından alınmış ve bu sefer Amerikan ajanı olarak karşımızda :) Dostum daha önce sana tavsiye etmiştim, internette her gördüğün yazıyı copy paste etmek yerine, kendin o döneme ilişkin bir şeyler okuyarak tartışamaz mısın ?

 

Aldrich Ames- Bir Casusun İtirafları .

 

Tümüyle yalan ve uydurmadan ibaret bir yazı, altına da kaynak diye olmayan bir kitabın ismini yazmışlar :) Aldrich Ames'in ne böyle bir kitabı vardır, ne de yukarıda iddia edilenlerle bir ilgisi. Dolayısıyla Aldrich Ames'in kitabı diye kaynak gösterilmesi sadece komiktir.

 

Aldrich Ames anılarında Deniz Gezmiş hakkında sadece, 1969 yılında Ankara'da görev yaptığı sırada, Gezmiş'in oda arkadaşı olan bir öğrenciye para vererek, Gezmiş ve Dev-Genç hakkında istihbarat topladığını anlatmaktadır. Ames'in anılarında Deniz Gezmiş hakkında bahsettiği bu kadardır. Fakat bu copy-paste edilen yazıyı kim yazmışsa, kendi uydurduklarının altına Aldrich Ames'in olmayan bir kitabını kaynak gösterip, sanki orada iddia ediliyormuş gibi bir izlenim yaratmaya çalışmış.

 

E tabi herkes hedef okuyucu kitlesine göre yazar :) Bu tür şeyleri yazıp "fw mail" olarak yayanlar, hedef kitelelerinin okuduklarını sorgulamak, başka kaynaklardan asgari derecede konu hakkında araştırma yapmak gibi şeylerle uğraşmak yerine, copy-paste yapacaklarını bildiği için...

Gönderi tarihi:

Atatürk'ü eleştirmek mi? Bu çok komik...

 

Benim orada söylediğim şudur:

 

Bir şeyin gerçeğinin ve sahtesinin olması için, bir yerlerde aslının olması gerekir. Mesela 100 Türk Lirasının Merkez Bankasında aslı vardır. Bunu taklit etmek için bir matbaada basılan bir kağıt, sahte para olacaktır.

 

Atatürkçünün ise gerçeği sahtesi olmaz. Bizim toplumumuz bir bunun ayrıdına varamadı. Atatürk'ün kendisi de Atatürkçülüğün timsali olamaz. Çünkü Atatürkçülük önce gökte levhi mahfuzda filan yazılıp belirlenip, sonra Atatürk görevlendirilip yeryüzüne inip bunu uygulamaya başlamamıştır. Atatürkçülük Atatürk'ün zihninde de belli bir süreçte, belli koşullarda şekillenmiş, olgunlaşmıştır.

 

Aynı şekilde gerçek olan ve olmayan müslüman diye bir şey yoktur. Müslümanlık, kendilerini müslüman diye adlandıranların davranışlarıdır. Bu ilk “ben müslümanım” diyenden, bunu son diyene kadar herkesi kapsar. Müslümanlığın timsali Muhammed de değildir. O da Tevrat ve İncil'i yeniden düzenleme ve yeni bir din oluşturma sürecinde, karşılaştığı olaylara göre bazı kurallar koymuş ve İslam dini ortaya çıkmıştır. Gökyüzünde levhi mahfuza yazılı hazır bir dini insanlara getirmemiştir.

 

Benim söylediğim budur. Atatürk'ü eleştirmek, beğenmemek mi dediniz? O bana düşmez. Ben ne olduğumu, haddimi bilirim...

Gönderi tarihi:

Şimdi ;

Şimdi dostum sana bu soruları sordum. Yani, daha önceki iletilerinde iddia ettiğin, yanlış olduğunu söylediğim de "çokbilmişlik" dediğin ithamları sordum. Öyle ya insan iddia ettiği şeyler hakkında dayanak gösterebilmeli.

.

.

.

E tabi herkes hedef okuyucu kitlesine göre yazar smile.gif Bu tür şeyleri yazıp "fw mail" olarak yayanlar, hedef kitelelerinin okuduklarını sorgulamak, başka kaynaklardan asgari derecede konu hakkında araştırma yapmak gibi şeylerle uğraşmak yerine, copy-paste yapacaklarını bildiği için...

 

Ya arkadaş Şimdi işi gücü bırakıp senin için belgemi arayayım nasıl bir dayanak istiyorsun,o yıllarda o dönemi yaşayan insanlara sorun çok eski bir zaman değil .

 

Ayrıca yanlış yazdığım bir konu var o da deniz gezmişin tutklama kararı çıkmışken yazacağıma acele yazmamdan olsa gerek gezmişin cezası mübbet olarak yazmışım.

Yanlız bu cümlemi düzeltiyorum..

 

Şimdi her söylenen bu günü yaşayan insanlrın olmasına rağmen her şey yalan,iftira demek kolaya kaçmaktır.

 

Bende sizin her söylediğinize yalan,iftira diye bilirim,gösterdiğin kaynaklara fotomontaj,sahte vs diye bilirim eğer gerçekten öğrenmek istiyorsan sizi o yılları yaşayan kişiler ile tanıştıra bilirim..

gerçi o zamanda bunlar yalan söylüyor diyeceksin..Çünkü yanlız senin okuduğun kaynak doğru !

Gönderi tarihi:

benim var...

Senin var olduğunu biliyorduk zaten bunu tahmin etmek o kadar zor değildir.

 

Asıl var olan, başka zihneyet farkıdır.

 

Sizin gibi var olan çoğunluk bdp nin aldığı oy kadardır !

Gönderi tarihi:
Senin var olduğunu biliyorduk zaten bunu tahmin etmek o kadar zor değildir.

Asıl var olan, başka zihneyet farkıdır.

Sizin gibi var olan çoğunluk bdp nin aldığı oy kadardır !

Kaplan, önce bir dinleseydik kendisini...

Belki bizde yeni fikirler uyandırır, neden olmasın...

Gönderi tarihi:

Atatürk'ün elestirilmesini isteyenler veya onun yaptiklarindan degistirilmesi gereken var diyenler,nedense acik olamiyorlar.

Devlet derken zaten amaclarinida ülkemize son 8 yilda getirilen demokrasi geregi söyleyebiliyorlar artik.Demokrasi Türk milletine degil Kürtcülere geldi.

Atatürk ne demis;"NE MUTLU TÜRK'ÜM DIYENE"e artik bugünkü demokratik ortamda bu sözün kalkmasi lazim degilmi?Hem demokrasi hemde Türk olmak uymuyor biribirine.Buna baska bir ad bulmak gerekir.Veyahutta Türkleri ayirmak lazim Türk olmayanlardan ki Türk olanlar rahatca Türk'üm diyebilsinler.Türkiye Türklerindir,demekte yasaklanmali.Böyle demokrasi olurmuymus.Türkler neden Türkiye'nin sahibi oluyorlarmis ki,Kürtler Lazlar,Cerkezler varken koca Türkiye Türklere birakilirmiymis hic.Churchill'de öyle dememismiydi."Sürün Türkleri Anadoludan diye"

 

Bugün Ergenekon adi altinda Atatürk'cülere karsi verilen savas Türklere karsi verilen bir savastir.Bu savasta Türk'ün varligi sorgulanmaktadir.Bu savasta yerli yabanci isbirlikciler son mücadelelerini vermektedirler.Ya Türk'lügü yok edecekler ya da kendileri yok olacaklardir.

 

 

saygilarla

Gönderi tarihi:

Ya arkadaş Şimdi işi gücü bırakıp senin için belgemi arayayım nasıl bir dayanak istiyorsun,o yıllarda o dönemi yaşayan insanlara sorun çok eski bir zaman değil .

 

Ayrıca yanlış yazdığım bir konu var o da deniz gezmişin tutklama kararı çıkmışken yazacağıma acele yazmamdan olsa gerek gezmişin cezası mübbet olarak yazmışım.

Yanlız bu cümlemi düzeltiyorum..

 

Şimdi her söylenen bu günü yaşayan insanlrın olmasına rağmen her şey yalan,iftira demek kolaya kaçmaktır.

 

Bende sizin her söylediğinize yalan,iftira diye bilirim,gösterdiğin kaynaklara fotomontaj,sahte vs diye bilirim eğer gerçekten öğrenmek istiyorsan sizi o yılları yaşayan kişiler ile tanıştıra bilirim..

gerçi o zamanda bunlar yalan söylüyor diyeceksin..Çünkü yanlız senin okuduğun kaynak doğru !

 

 

Bak dostum tavsiyeme kulak ver. İnternette okuduğun herşeyi copy-paste yapmadan önce biraz konu hakkında okuma yap.

 

Yoksa görüldüğü gibi bir süre iddia ve itham yazarsın Türkiye'nin yakın tarihinde gerçekleşmiş olaylar ve yaşamış kimselerle ilgili. Ve sana iddia ettiklerine herhangi bir dayanak gösterip gösteremeyeceğin sorulunca "gidin o dönem yaşayanlara sorun" gibi argümanlar kullanmak durumunda kalırsın :)

 

Buradan çıkan sonuç iki ihtimallidir. Ya arkadaşımızın copy paste ettiği yazılarda öne sürülen iddialar ve ithamlar tamamen yalan ve uydurmadır.

 

Veyahut, o döneme ilişkin onbinlerce görsel döküman, onbinlerce yazılı kaynak, belgesel, araştırma, gazete haberi, rapor vs arasından bir tanesinde bile bahsedilmiyor olmasına rağmen Kaplan arkadaşımız "o dönem yaşayan insanlar"ın hiç kimseye anlatmadığı gizli bilgilere sahiptir :)

 

Hayır bir de sanki kaynak sunmuşsun da ben beğenmemişim. Yahu olmayan bir kitabı sen bana kaynak diye sunarsan ben tabi bunu ciddiye almam :)

 

....

 

Arkadaşlar internet herkesin bir şeyler yazıp başkalarıyla paylaşabildiği bir ortamdır. Bir metnin fw mail olarak size gönderilmiş olması, facebook sayfalarında birisi tarafından yayınlanmış olması, x forumunda yayınlanmış olması okuduğunuzun doğru olduğu anlamına gelmez.

 

İlgilendiğiniz, bilgi sahibi olduğunuz bir konuda yazılanları okurken, ilk önce kendi bilgi ve birikiminizle değerlendirirsiniz okuduğunuzu. Fakat hiç bilgi sahibi olmadığınız bir konuda okuma yapıyorsanız, ilk bakmanız gereken yer okuduğunuz yazının kaynakları olmalıdır. Safsata ile bilgi arasındaki temel farklardan birisi, çıktığı kaynaktır.

 

Ve eğer internette yayınlanan yazıları, copy paste etmek için değil de, anlamak, sorgulamak için okursanız , kendiliğinden gerçek bigi ile safsatayı birbirinden ayırabilirsiniz.

Gönderi tarihi:

 

Sizi niye bu kadar rahatsız ediyor ki Kürt halkının devlet isteği?

 

 

 

Ne demek sizi niye bu kadar rahatsız ediyor demek,rahtasız edecek tabiki Türkiye Cumhuriyeti o kadar ucuz değildir..

 

Eğer başka devlet istiyorlarsa gitsinler işte kuzey ırak, kuzey ırakda onları bekliyor zaten.

 

Bu vatan topraklarında kan dökerek nifak sokarak küürt-türk ayrımı yaparak ,vatan sever kürtleri karşı karşıya kimse getiremez !Onların hesabını vatan sever kürtler sorar soruyorda zaten.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.