Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Terörle mücadelede devletin ve güvenlik güçlerinin konumunu zayıflatmak, ruhen zaafa uğratmak amacı ile 1980’lerden itibaren terör örgütü bölücü terörist örgüt, örgütü destekleyen istihbarat servislerinin

 

 

 

Türk toplumunun değişik unsurları içindeki uzantıları ve yandaş unsurları tarafından bir dizi psikolojik savaş sloganı üretilmiştir.Bu süreçte üretilen psikolojik savaş araçlarından birisi de Güneydoğu Anadolu’da 17 bin insanın devletin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğünü ileri süren “17 bin faili meçhul” cinayet iddiasıdır.

 

Bu rakam 1990’larda TBMM’de bir komisyonda yapılan konuşma sırasında bir kişinin ortaya attığı ve bölücü terörist örgüt’nın kullandığı, geliştirdiği ve propagandalaştırdığı bir rakamdan başka bir nitelik taşımamaktadır. Sorumlu mevkilerde bulunan devlet adamlarından, bazı komutanlara, bilim adamlarından gazetecilere kadar geniş bir alana yayılan hepsinin ortak özelliği kamuoyu önderi olmak olan insanlarda televizyon konuşmalarında, bilimsel çalıştaylarda, hatta yazılarında bu bölücü terörist örgüt yalanını bilinçsizce tekrarlamaktadırlar.

 

Bir emekli koramiral televizyonda “1990’larda faili meçhuller devlet politikası idi” diyebilmekte, bir akademisyen “1990’larda öldürülen 17.000 faili meçhul”den bahsedebilmekte, 1990’lı yıllarda milletvekili, bakan gibi önemli görevlerde bulunmuş siyasetçiler ileri sürülen rakamları doğrularken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan “topraktan fışkıran kemiklerden” bahsetmektedir. Ölüm kuyuları diye adlandırılan kuyular açılmakta, televizyonlar canlı yayınlarda çıkmayan cesetlerden bahsetmektedir. Bütün bunlar olurken nedense İç İşleri Bakanı Beşir Atalay, kendisine bağlı olan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı kayıtlarındaki “faili meçhul” cinayetlerin sayısı ile ilgili bir rapor istememektedir.

 

17 bin faili meçhul olduğu iddiası büyük bir yalandır. 17 bin rakamı öyle ciddiyetsiz bir rakamdır ki, bu kitabın yazarı atv’de Nazlı Ilıcak tarafından yönetilen bir programda DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e “17 bin faili meçhul”den bahsetmesi üzerine “doğruyu söylemiyorsunuz. Türkiye’de 17 bin faili meçhul yoktur” demesi üzerine “14 bin olsun” diyecek kadar meseleyi gayri ciddileştirmiştir. S. Talu, faili meçhul cinayet iddialarının kapsadığı dönemin bölücü terörist örgüt terörünün doruğa ulaştığı, 1993, 1994, 1995 başı olduğunu özetle 1,5-2 yıl içerisinde, 17 bin cinayet işlendiğinin iddia edildiği söylemektedir. Yaklaşık 450-500 günde 17 bin faili meçhul cinayetin işlenmesini günde en az 34 faili meçhul cinayetin devlet güçleri tarafından işlendiği anlamına gelmektedir. Talu, bir devlet görevlisi, kaba bir hesapla beş kişi öldürmüş olsa, eder 4 bin katil diyerek bitirmektedir cümlesini.[1]

 

Görüldüğü gibi konuya biraz analitik yaklaşınca 17 bin faili meçhul iddialarının ne büyük bir saçmalık olduğu görülmektedir. Bu iddiaları ortaya atan ve savunanların ortaya koyabildikleri bir isim listesi, polise, jandarmaya veya savcılıklara yapılmış suçduyurusu/başvuru da görülmemektedir. Bulunmuş faili meçhul cinayet kurbanı cesetleri de yoktur. Üstelik bir gün faili bilinmeyen bazı cinayetlerde öldürülmüş insanların cesetleri dağlarda bulunur ise bu insanların bölücü terörist örgüt tarafından mı öldürüldüğü yoksa güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmalar sonucunda ölen bölücü terörist örgüt’lılar mı olduğunun ortaya çıkarılması için ayrı bir çalışma yapılmalıdır.

 

Türkiye’de hiç mi faili meçhul cinayet işlenmemiştir. 1984’de başlayıp 1998’e kadar devam eden, 1999-2003 arasında “0” noktasına doğru gerileyen ve 2004’den itibaren tekrar başlayan 1945 sonrasınd dünyada gerçekleşen en kapsamlı düşük yoğunluklu çatışmada hukuk dışında çıkmaların olmaması mümkün değildir. 1984-2009 arasında 4361 asker, 217 polis, 1378 köy korucusu, 116 öğretmen şehit olurken, 5669 yurttaşımız da bölücü terörist örgüt tarafından katledilmiştir. Aynı tarihte 29.359 bölücü terörist örgüt’lı ise çatışmalarda öldürülmüştür. Bu kadar kapsamlı, uzun süreli ve kanlı bir çalışmada sınırın aşılmaması mümkün değildir.

bölücü terörist örgüt eylemlerinin zirveye çıktığı 1993/95 sürecinde bazı devlet görevlilerinin bir devlet politikası olarak değil, bölgedeki yüksek gerilim ve çatışma ortamının getirdiği baskı altında kendi insiyatifleri ile bölücü terörist örgüt’nın kent yöneticilerine yönelik eylemleri olduğu, sınırın aşıldığı iddiası akla yakındır. Bu tür eylemler devletin bilgisi dışında gerçekleştirilmiş “suç niteliği” taşıyan eylemlerdir. İç İşleri Bakanlığının Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü aracılığı ile yapacağı bir araştırma bu sayının 100 ile 500 arasında bir rakam olduğunu ortaya çıkaracaktır. Bu tür eylemler için söylenebilecek şey: keşke olmasaydı.

 

Öte yandan örgütün ERNK kanadının çok dar olan bazı lider kadrolarının ise devlet kararı ile Türkiye içinde ve büyük bölümü Türkiye dışında infaz edildiği anlaşılmaktadır. Eğer böyle bir karar alındı ise bunun ancak en üst düzeyde ve en köşeli katılım ile alınabileceği açıktır. Bu şekilde alınan bir karar sonrasında öldürülen bölücü terörist örgüt’lı sayısının 50’nin üzerinde olmadığı tahmin edilebilir. Bu eliminasyon eylemleri kanaatimce suç değildir. Her devlet kendisini korumak için bu tür “rutin dışı” eylemler gerçekleştirir. Bu eylemlerin ispatlanması da mümkün değildir.

 

Özetle, bölücü terörist örgüt terörü ile mücadele sürecinde güvenlik güçlerinin kasap gibi 17 bin insanı katlettiği iddiası ne doğrudur ne de aklidir. Bu büyük yalan, Goebbels’in “yalan ne kadar büyük olursa, inanan o kadar çok olur” yaklaşımı ile tekrarlanmaktadır. Yapılması gereken derhal İç İşleri Bakanlığı’nın faili meçhullerin sayısı ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapması, isim, yer, tarih saptaması ile birlikte sonuçların kamuoyuna açıklanmasıdır. Yalanlara son verecek, gerçekleri ortaya çıkaracak olan budur. Tabii ki bu yeni bir tartışmayı başlatacaktır ancak hiç olmaz ise gerçekler üzerinde tartışılacaktır.

Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ - 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü

ALINTIDIR

Gönderi tarihi:

Terörle mücadelede devletin ve güvenlik güçlerinin konumunu zayıflatmak, ruhen zaafa uğratmak amacı ile 1980’lerden itibaren terör örgütü bölücü terörist örgüt, örgütü destekleyen istihbarat servislerinin

.

.

.

Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ - 21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü

ALINTIDIR

 

Sayın Ümit Özdağ bu konuda gerçeği bulma ihtimalinin hiç olmadığını bilmelidir. Çünkü siz devlet tarafından gerçekleştirilen eylemleri o da imkansız, ama oldu da başardınız ve ortaya koydunuz. Söz konusu örgütler de kendi içlerindeki insanları, halktan insanları çeşitli nedenlerle öldürürler ve bunlar da devletin üzerine kalır. Örgütte iç çekişme olur, cinayetler işlenir, üyeden şüphelenilir, sadece şüphe üzerine öldürülür, başarısızlıkta kimi zaman öldürülür, keyfi birtakım uygulamalarla üyeler öldürülür ve halktan istenilen şeyleri yapmayan öldürülür, muhbir olduğu bilinen ya da zannedilenler öldürülür, başka birtakım nedenlerle de halktan isimler öldürülür ve hemen hemen tüm örgütler bu tip eylemleri gerçekleştirirler. Sorun şu, örgütün işlediği cinayetleri kim, nasıl ortaya çıkaracak?

Gönderi tarihi:

arkadaşım türkiye cumhuriyetini atatürke kurduran derin dünya devleti insanların ölmesine yolaçıp şiddet uygulayarak türkiyeciliği haklı konuma getirecek olan pkkyı kurmuştur burada temel amaç ayrımcı pkk nın insan öldürüp canilik yaparak kötü olarak gösterilmesi ve bu busayede türkiyeliğin haklı olarak finanse edilmesidir aslında ister kürtçülük olsun ister türkçülük olsun ırkçılık yapmak insan haklarına aykırıdır adalet hiç bir şekilde ayrımcılığı kabuletmez her kesin eşit hakkı olması gerekir ama dünya ırkçılık yapılarak bir kısmının bir millete başka bir kısmının başka bir millete ait olamasıyla eşit bir şekilde yararlanılmadığı adil olmayan bir şekilde paylaştırılmış durumda işte bu yüzden bazıları dünyanın niğmetlerinden yaralanırken bazıları yararlanamamakta oysaki adalet eşitliktir ve buna göre dünya üzerinde yaşayan herkesin dünya üzerinde eşit hakka sahip olması gerekir oysaki dünyada herkesin eşit hakkı yoktur işte bu hale getiren derin dünya devletidir biz bu ırkçı oyunlara kanmayıp tüm dünya halkı olarak birleşmeli ve dünyadan herkesin eşit bir şekilde yararlanmasını yada dünya toprakları üzerinde herkesin eşit hakka sahip olmasını sağlamamız gerekmektedir.

Gönderi tarihi:

arkadaşım türkiye cumhuriyetini atatürke kurduran derin dünya devleti insanların ölmesine yolaçıp şiddet uygulayarak türkiyeciliği haklı konuma getirecek olan pkkyı kurmuştur burada temel amaç ayrımcı pkk nın insan öldürüp canilik yaparak kötü olarak gösterilmesi ve bu busayede türkiyeliğin haklı olarak finanse edilmesidir aslında ister kürtçülük olsun ister türkçülük olsun ırkçılık yapmak insan haklarına aykırıdır adalet hiç bir şekilde ayrımcılığı kabuletmez her kesin eşit hakkı olması gerekir ama dünya ırkçılık yapılarak bir kısmının bir millete başka bir kısmının başka bir millete ait olamasıyla eşit bir şekilde yararlanılmadığı adil olmayan bir şekilde paylaştırılmış durumda işte bu yüzden bazıları dünyanın niğmetlerinden yaralanırken bazıları yararlanamamakta oysaki adalet eşitliktir ve buna göre dünya üzerinde yaşayan herkesin dünya üzerinde eşit hakka sahip olması gerekir oysaki dünyada herkesin eşit hakkı yoktur işte bu hale getiren derin dünya devletidir biz bu ırkçı oyunlara kanmayıp tüm dünya halkı olarak birleşmeli ve dünyadan herkesin eşit bir şekilde yararlanmasını yada dünya toprakları üzerinde herkesin eşit hakka sahip olmasını sağlamamız gerekmektedir.

 

Ya kardeşim niye anlamıyorsun? Biz kendi ülkemizde hakkımızı arayamıyoruz dünyadan hangi hakkı alacaksın? Terörist Irak a serbestçe girip çıkıyor, biz sınır ötesine geçip meşru takip hakkımızı bile kullanamıyoruz.

Gönderi tarihi:

kardeşim bu türkiye pkk hollanda,almanya gibi ırkçı tüm dünya ülkeleri derin dünya devleti tarafından kurulmuş ve bu şekilde dünyayı parçalamıştır biz bu parçalanmaya karşı çıkıp dünyayı birleştirmeli ve dünyadan herkesin eşit pay sahibi olmasını sağlamamız lazımdır adalet ancak bu şekilde cerayan eder.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.