Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 11 Mart 1891 tarihinde İstanbul'da doğdu. Servet-i Fünun etkisi taşıyan ilk şiirleri 1912'de "Şehbal" dergisinde yayınlandı. Mülkiye Mektebi'ni 1913 yılında bitirdikten sonra Dışişleri Bakanlığı görevlisi olarak Bükreş ve Budapeşte'de çalıştı. Cumhuriyet döneminde çeşitli bakanlıklarda görev yaptı. Yaşamının son üç yılını, kendini dine ve tasavvufa vererek geçirdi. 1921'de Türkiye'ye döndükten sonra Kurtuluş Savaşı'nı destekleyen "Müdafaa-i Milliye" adlı gizli örgüte katıldı. Cumhuriyetten sonra Fransızca ve edebiyat öğretmenliği yaptı. Uzun yıllar Ticaret, İktisat ve Çalışma bakanlıklarında çalıştı. 1946 seçimlerinde Demokrat Parti'den milletvekili adayı oldu, seçilemedi. Yaşamının son dönemini zorluklar içinde geçirdi. Daha sonra Ziya Gökalp'in etisiyle hece veznini benimsedi ve Milli Edibiyat akımına katıldı. Ulusal duyguları ön plana çıkaran ve yiğitlik temalarını uç noktalara götüren şiiler yazdı. Bazı şiirlerinde biçim açısından hece kalıplarını kırma çabası da gösterdi. 1946'dan sonra mistik bir şiire yöneldi. Bir mevlevinin ruhuyla bağlantı kurduktan sonra yarattığını öne sürdüğü tasavvufi şiirler yazdı. 18 Ekim 1949'da Ankara'da yaşamını yitirdi BEŞ HECECİLER Hecenin beş şairi adıyla da anılan bu sanatçılar milli edebiyat akımından etkilenmiş ve şiirlerinde hece veznini kullanmışlardır. Şiirde sade ve özentisiz olmayı ve süsten uzak olmayı tercih etmişlerdir. Beş hececiler şiire birinci dünya savaşı ve milli mücadele döneminde başlamışlardır. Beş hececiler ilk şiirlerinde aruz veznini kullanmışlar daha sonra heceye geçmişlerdir. Şiirde memleket sevgisi, yurdun güzellikleri, kahramanlıklar ve yiğitlik gibi temaları işlemişlerdir. Hece vezni ile serbest müstezat yazmayı da denediler. Mısra kümelerinde dörtlük esasına bağlı kalmadılar yeni yeni biçimler aradılar. Nesir cümlesini şiire aktardılar ve düzyazıdaki söz dizimini şiirlerde de görülmesi beş hececiler de çok rastlanan bir özelliktir. Beş hececiler şu sanatçılardan oluşmuştur: Faruk Nafız Çamlıbel, Yusuf Ziya Ortaç, Enis Behiç Koryürek, Halit Fahri Ozansoy , Orhan Seyfi Orhon Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 GEMİCİLER Biz dalgalar, fırtınalar kahramanı yiğitleriz. Ufuklardan ufuklara haber sorar, gezeriz. Güneşlerde uyuklayan yamaçları, Kalbi durgun tarlaları bıraktık. Gölge veren ağaçları Sevmiyoruz biz artık. Sevgilimiz, Ey deniz! İşte biz; Nihayetsiz Mavilikler yolcusu! Ruhumuzun kardeşidir Güneşlerde parlayan bu yeşil su. Bayrağımız yeşil sular ateşidir. Biz bayrağın fedaisi sayısız Türk genciyiz. Biz hilale şan arayan korku bilmez gemiciyiz. Ey vatandan müjdelerle bize kadar gelen rüzgâr! O sarışın sahillerde kara gözlü genç kızlar, Yaz gecesi mehtap ile konuşurken, Doğru söyle, sordular mı bizleri?.. Nasıl cevap verdiği gökten Gemimizin rehberi, O vefakâr Yıldızlar?.. Poyraz var; Yelken dolar. Gemi sanki kanatlı! Enginlerde pembe güneş Gülümserken bu yolculuk ne tatlı! Çal sazını kalenderce yiğit kardeş! Nağmelerin yorulmayan dalgalardan bahtiyar. Gönderelim bu ahengi o sevgili yurda kadar... Hatıra Geçsin günler, haftalar, Aylar, mevsimler, yıllar... Zaman sanki bir rüzgar Ve bir su gibi aksın... Sen gözlerimde bir renk Kulaklarımda bir ses Ve içimde bir nefes Olarak kalacaksın... Enis Behiç koryürek Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Mart , 2006 MILLI NESIDE Biz kimleriz? Biz Altay`dan gelen erleriz. Camlibel`de uguldariz; cosar, gürleriz. Biz öyle bir milletiz ki ezelden beri Hak yolunda, yalin kilic, hep sefer-beriz. Zafer bizim saha kalkmis küheylanimiz Atildi mi durduramaz ne dag, ne deniz... Felaketler pencemizde oyuncak olur Yanginlarla bütün cihan al sancak olur. Tan yerinden yildirimlar sacan sesimiz Gün batisi üzerine söyle duyulur: Firtinalar yoldasindir na`ra salan Türk! Hey koca Türk, Tanrisindan kuvvet alan Türk! *** Yürüyoruz, basimizda Ay-yildiz imiz, Genc, ihtiyar, kadin, erkek, ogul, kizimiz... Soyumuzda ne kahraman kardesler vardir: Türkmen, Oguz, Baskurt, Tatar ve Kirgizimiz... Demir daglar delmis, olan Bozkurt lariz ki Orhon`da var Gültekin`den kalma yazimiz... Hamlemizden yere gecer kanli saraylar. Bizce birdir gedalarla baylar, giraylar... Medeniyet simseginden gelir hizimiz: Sorma: Kimdir kanatlanmis bu genc alaylar? Bunlar bütün nura dogru akin eden Türk! Her koca Türk, uzaklari yakin eden Türk! SEVGİ Nasıl söylesem bilmem, Ve anlatsam ne ile? Bu öyle bir duygu ki Gelmez kaleme, dile... Sen varsın bakışımda, Her nefes alışımda, İçimde ve dışımda, Günahlarımda bile! Gözümde, hayalimde Hiç sorma ki neler var... Sendedir ufukları Ve ancak sana kadar... Dünyayı iki şeyden İbaret bilirim ben; Biri, herşey olan sen! Biri, sen olmayan Enis Behiç KORYÜREK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Nisan , 2006 SEHIDIN KALBI Bir köpüklü deniz gibi gök bembeyazdi Gün batarken ufka kizil bir destan yazdi Cöktü karli yamaclara hep karartilar Ucusuyor enginlere dogru martilar Firtinalar ugulduyor simdi derinde Macerali Canakkale sahillerinde Vücudlari bir kirmizi kana gömülü Gözlerini ufka dikmis binlerce ölü Her birinin birer kilic var avucunda Her kilicin bir damla kan donmus ucunda Ucuyor kara bulut gibi kargalar Ölüleri didikliyor demir gagalar Birden bir dalgalandi bir kar kümesi Yükseldi bir genc askerin titreyen sesi: Karga! Biraz dinle beni.. son vasiyetim: Bugün artik yuvam öksüz evladim yetim Simdi belki pencereden gözleri yasli Benden mektup bekliyordur o kumral basli Eyvah! Iste buz tutuyor yüregimde kan Karga! Oysun su gögsümü demirden gagan Benden haber sorarnlara götür kalbimi Rumum artik cennetinde buldum Rabbimi... Gece... hala yigin yigin yerde kargalar, Ölüleri didikliyor demir gagalar Karsi dagdan iniyor bir zafer mevkebi Nöbetciler sahilde tunc heykeller gibi. Enis Behic Koryürek Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ İNTERLOCK Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2006 Son Aşkıma Ey benim gül demetim, ey bir çile ipeğim! Seni çok seviyorum, daha çok seveceğim. Sen benim kuraklıktan solan gönül bahçemde, Sen benim şu yıldızsız kalan hulya gecemde Bir son bahar değilsin, sonuncu bir baharsın; Ufkumda fecri açan gül kanatlı rüzgarsın. Şiirimdeki heyecan bugün sendedir ancak, Bu şiirim bende artık son heyecan olacak, Şu gönlüm bilsen, nasıl çırpınarak yoruldu. Bir güzelden kurtuldu, bir güzele vuruldu. Her birinde bir parça daha yorgun düşerek, Kimine lanet edip kimiyle öpüşerek, Nihayet, işte bugün hepsinden ayrılmışım; O kadar bıkkınım ki, mazime darılmışım... Sen ki bir çocuk kadar şakraksın, neşelisin; .......... .......... Enis Behiç Koryürek Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 18 Ekim , 2006 Tuna Kıyısında Evimden uzakta, annemden uzak, Kimsesiz kalmışım yâd illerinde. Bir vefa ararım kalbe dolacak Gurbetin yabancı güzellerinde. Tuna'nın üstünde güneş batarken, Sevgili yurdumu andırır bana. Bir hayâl isterim Boğaziçi'nden; Bakarım "İstanbul!" diye her yana. İstanbul! Ey, sedef meh-tâblarından Hülya gözlerime ilk ışık veren! Buranın ufkunda yanıp tozlanan En munis renge de bigâneyim ben!.. Âh, orda renklerin - şark güneşiyle Nâz eden - sihir-bâz ahengi vardır. Bu akşam yurdumu andırsa bile Âh, orda akşamın bin rengi vardır. Enis Behiç Koryürek Ömür Şen günler, bir kırlangıç Gibi vuruyor kanat. Kederli günler, sanki Kurulmamış bir saat. Birinde, rüya tadı Biri, kan içen cadı İkisinin de adı: Ömürden bir gün...Heyhat! Enis Behiç Koryürek Enis Behiç Koryürek`i rahmetle aniyoruz... Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2008 Ey Genç Kadınlar Siz ki bir başkasının sevdiği kadınsınız, Siz ki benden çok uzak, ona pek yakınsınız, Kabul eder misiniz bu şâir, hasta kalbi, Pür şiir hüsnünüze bir kırık ayna gibi? Ben ki bir hülyası çok kafiye avcısıyım; Ben ki aşkın müçahhas, yaşayan açışıyım; Mâ-cerâ rüzgârına kaptırarak başımı Gelirim koncanıza takdîme gözyaşımı. Sanmayın, çiçeklere vurulmuş kelebeğim; Ben, güzel sînelerde kurumuş bir çiçeğim. Ne ipek eller beni okşadı, göğse taktı... Sonunda yere attı, yol üstünde bıraktı. Geçtiler mini mini ayaklar üzerimden... Ezdiler beni... Fakat, ben yine o şâir ben! Hem, o şûh ayakların altında çiğnenirdim; Hem de. o zâlimleri ne kadar beğenirdim! Şimdi ben, ağlayarak, sevgisiz kalan kalbi Veririm hüsnünüze bir kırık ayna gibi. Siz ki bir başkasının sevdiği kadınsınız, Siz ki benden çok uzak, ona pek yakınsınız. Bakınız kendinize bu kırık aynada siz; Sonra onu büsbütün parça parça ediniz! Bari sizden sonra hiç bir güzel bu kalbimin Talihsiz aynasında kendini seyr etmesin! Enis Behic Koryürek Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 ESKI BIR KORSAN HIKAYESI Yine doldu gemimizin arması. Bizim gemi martı gibi pek oynak Ne hoş olur şimdi ateş acarsak Ufukları dumanların sarması Akdeniz’ in dalğaları cilveli Akdeniz’ dir denizlerin güzeli Biz bu güzel kızı sevdik seveli Elde degil göz koyana catmamak.. Kol sıvanmış, el palada bekleriz Bıyık buran, göğüs geren erleriz Nerde korkak Venedikli, ey deniz ? Kim demiş ki elimizden kacacak ? Gemimizin adı: Deniz Ceylani Gamsız Reis korku bilmez kapandı Biz Levendler, Serden- gecti korsanı Bu canlar’ in yapacağı cenge bak ! Vardiyandan bağirdılar: Üc direkli bir gemi Kaptan sordu gür sesiyle: Bandırası belli mi ? Venedikli ! Bu söz bütün göğüsleri dolasti Venedikli ! Venedikli ! Son saatin yaklaştı Canlar! Dedi Gamsız Reis, acık olsun bahtımız ! Bir ağızdan cevap verdik: Baht acıktır, hazırız ! Karşılaştık.. Kara Hasan na’ ra attı: Alaga! Hey Yaradan, ne keyifli başlıyordu bu kavga Düsman, …….., ölümüne saldırdı. Onlar Hurra ! Bizimkiler Allah, Allah bağırdı. Ve hep birden uğuldadı lobarların topları Parcalandı Venedikli gemisinin lombarı Kanatlanmış bir arslandı bizim Deniz Ceylani Sağdan, soldan atılarak şaşırtırdı düşmanı, Tam vaktinde rampa edip güverteye atladık Tanrı bilir, yaman vurduk, iyi kilic salladık On altı can şehir verdi bizim kabadayılar Venedikli ? Onu sorma, kac kişidir kim sayar ! Doğrusu çok alınteri döktük ama değerdi Nes’ e veren kısmetimiz yorgunluğu giderdi Araştırdık gemideki bütün köse bucağı Kimi aldı gümüş kılıc, kimi Malta bıcagı Torba, torba altın bulduk baş anbarın icinde Fagfuriler… inciler ki ne Hint’ te var ne Cin’ de Ben de kaptan köprüsüne bir bakayım demiştim Ne göreyim ? Şaskınlığın son demine eriştim Hic düşünme, bilemezsin: Ben söyleyim, sen de şaş Bir güzel kız ! ama nasıl ? Kiraz dudak , samur kaş Gür sacları bulduğumuz altınlardan güzeldi Hey Yaradan, bu kız bütün kadınlardan güzeldi Ela gözlü, mini mini bir Venedik gelini Polat gibi kollarımla sardım ince belini Gözlerimiz derin, derin bakışarak tanıştı Bir lahzada iki yürek birbirine alisti. Ben de, kuzum, yakışıklı , boylu boslu civandım O sevimli gencliğimle sevgisini kazandım Venedikli korsan kızı ! Ey Akdeniz yıldızı ! Varım, yoğum senin olsun, ey gönlümün hırsızı Herkes alır hissesini bu kazanclı savatsan: Kimi elmas, inci buldu, kimi gümüş yatağan Bu kısmetler ayrılırken benim hakkım kalmasın Venedikli korsan kızi, sen de benim payımsın ! ENIS BEHIÇ KORYÜREK Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 17 Ekim , 2009 ÇANAKKALE ŞEHIDLIĞINE Ey şimdi köyünden pek çok uzakta Ey şimdi bir yığın kara toprakta Uyanmaz uykuya dalan yiğitler Şehidlik şanını alan yiğitler Yan yana dizilen mezarlarınız Zemine semavi iftihar olmuş Dünyaya kapanan nazarlarınız Tanrının mağfiret nuruyla dolmuş Ne ..... görünür su fani hayat Baktıkça samimi uzletinize Bir anda coşarak ağlarım, heyhat Günah-kar gözyaşım layik mi size Lanet gözlerimde duran gölgeye Ağlarım bu gölge silinsin diye Ah o gölgedir ki hayata tapar Gözümün nurunu sizlere kapar Beni bir vefasız riya- kar yapar ENIS BEHIÇ KORYÜREK 11 Mart 1891 - 18 Ekim 1949 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.