Φ dominik Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2009 Bazi iletileri okuyorum ve 12 Eylül darbesi öncesi durumla o kadar büyük bir benzerlik varki.O dönemlerde de devrimci diye bazilari sloganlar atiyor,halklarin kardesligi adi altinda resmen bölücü ideolojilerle Milliyetci avina cikmisken karsi tarafta Komünistler diye solcu avina cikmislardi.12 Eylül Darbesini bugün elestirenler o darbenin planlanmis oldugunu ve kamuoyunun buna hazirlandigini iddia ederler hep.Darbe oldu darbe olana kadar günlük ölü sayisi 40'ti.Darbeden sonra kimse ölmedi.Darbe yapildiktan sonra,sagcisida solcusuda ayni akibete ugrayip hapislere tikildi,ne ülkücü kaldi ne devrimci.Bunca yil sonra bakiyorum simdi yine o günleri animsatan yaklasimlar sergileniyor.Yine birileri devrimden,halklardan bahsetmeye baslamis.Amac karsi tarafi kizistirip sokaklara tasimak ve aynen 1980 öncesi durumun tekrar yasanmasi. 1980 öncesi devrimci adi altinda Türkiye'nin bölünme projeleri gündemdeydi.O günlerde bunu basaramayanlar,darbe ile yer altina inenler simdi yine yer üstüne cikmaya basladilar.Amac dün neydiyse bugünde aynidir.Ülkede kan dökülmesi ve ülkenin bölünmesi.Birileri hala akillanmamis,hala ütopyalarla nefes aliyorlar.Dün halkla beraber olanlar bugün halka da karsi cünkü halk artik onlarin gercek yüzlerini gördü tanidi,Beyoglunda,Mersinde halkin DTP'li göstericilere karsi baltasiyla satiriyla,döner bicagiyla tepki koymasi herne kadar tehlikeli bir gelismeysede sonucta bu olaylarin dogal bir sonucudur.Halki ciddiye almayanlar,halki tanimayanlardir. saygilarla Gene birileri darbe yapsin diye ortami hazir tutuyorlar. Sorunlarimizi hali altina atarak devamli önümüze cikmasini saglayanlar bunlardan sorumludur. Ülkeyi bölmek siteyen falan yok. Bunlar 85 yildir dinledigimiz masal. Bu masal sayesinde ülkemiz cok darbeler yasadi, kan döktü ve bazilarinin cebi ve siyasi gücü her gecen gün artti. Yanlis adrese yöneliyorsunuz. Size tavsiyem önce sakince düsünüp hangi adrese gideceginizi dogru tesbit etmeniz. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 14 Aralık , 2009 Boşig, Ben DTP haklı demedim;PKK meşru demedim.PKK YADA DTP KÜRT SORUNUNUN EN BÜYÜK GERÇEĞİ dedim. DTP,çok büyük bir yanlış yaptı.Kendisini PKK ile eşdeğer gördü.PKK'nın bayrağını taşıdı.Emine Ayna kalkıp "dağa çıkarız" diye kendince resti çekti.Bu yanlışı sadece DTP mi yaptı;hayır. AKP,MHP,CHP...yahu hangisi çözümü üretti ki;tek yanlış DTP gibi yazıp çiziyoruz. Bugün Kürtler "siyasi irademiz yok sayıldı" diye alanlarda.Öcalan ve PKK yine tek çıkış yolu gibi o insanlara.İnsanlar PKK ile kendini anlatıyorsa,sormak lazım;"kardeşim neden bu insanlara devlet ile anlatmaz" "Kapattınız HADEP,DEHAP...DTP'yi!Kapatın yeni kurulacak olan diğer bir partiyi.Kabul!Bende MHP kapansın diyorum;çetelere ve **** tahammül edemiyorum.Birileri için DTP neyse,benim için MHP o!" Boşig, Silah taraf değil,tarafları konuşturur.Düşünce vicdanı.Buyrun vicdan adına çözüm için düşünce üretmeye.Beraber çözümlerimizi yazalım. Mavi, PKK elbette ki bir gerçeklik: 30.000 can kadar hem de; Türkmeninden Çerkezine... Kürdünden Lazına kadar... Büsbütün bir gerçeklik... Gerçeklik olduğu şüphesiz; Fakat muhatap mıdır? Sorunun çözüm önerilerini doğru olarak tespit edebilmiş midir? DTP tespit edebilmiş midir? Diğer siyasi partiler tespit edebilmiş midir? Kürtler ya da Kürt Olmayanlar tespit edebilmiş midir? Bunu tartışıyoruz... İster kabul edin ister etmeyin; Bu forumda, sanıyorum siz de dahil, hakkımdaki düşüncelerin/sanrıların Irkçı olduğum yönünde olduğunu biliyorum... Ki; değilim... Benim tek önemsediğim şey Bu toplumun bütünlüğü... Bir düşüncem, ilkem var ve ona ulaşmanın tek aşamasının bu bütünsellik olduğunu biliyorum... Farklılıkların değil de, ortak değerlerin ulaştırabileceği bir evrensellik... O insanlar için neden Apo ve Pkk tek çıkış yolu? Bunu da sorgulayalım hemen: Çünkü Kürtleri temsil ettiğini söyleyen her parti, PKK'nın dili ile dile geliyor da ondan... Kürtlerin kendisi, kendilerine bir alternatif yaratmıyorlar... Bakın, aslında satır aralarında gizli: "Kürtleri kim temsil ediyor?" Demokrasilerde etnik-unsurlar mı temsil edilir? Yoksa insanlar mı? "Kürtlerin temsili" gibi bir algı olduğu sürece, Kürtler, PKK'dan başka bir temsilci bulamayacaklar ki? Bakın size görünmüyor ya da siz görmek istemiyor olabilirsiniz... Ama bu ülkede "Çerkezlerin partisi" yok... "Lazların partisi" yok... "Türkmenlerin partisi" yok... "Arnavutların partisi" yok... Yani "onun" ya da "şunun" partisi yok... Ama "Kürtlerin partisi" var... MHP ile Ulusalcığı ya da Kemalizm'i tümleştirmeye çalışanlar MHP'de de var; Forumda bile var... İşlerine gelince aynı borudan üflerler... İşlerine gelince Türk-İslamcı tezler savunulur zıt kutuplarca; İşlerine gelince Türk-İslamcı tezler reddedilir: Forumda bir sürü örneğini verdim hep... Hala da veriyorum çelişkileri... Anlamamız gereken şu: "MHP, Ulus kaygısında olan bir parti değildir..." Ya da daha doğrusu: "MHP'nin önemsediği Ulus kavramı, benimsediklerine belki de en uzak benzer anlamı ile 100 yıl öncesinde kalmıştır." Bakın ülkücülerin ülkülerini zerre kadar sevmem... Onlardan gördüğüm düşünsel ve nesnel zararları, kimseden de görmedim ben... Ama şu var; MHP her ne kadar DTP ile sırt sırta ise de Ulus'a sığınması ve kullanması onu ayakta tutuyor... Kürtler nasıl ki PKK ve DTP'nin ayrılıkçı olduğunu Ve kendi toplum bilinçlerinin ayrıştırıcı olduğunu farkedemiyorlarsa; MHP'liler de aynen onlar gibi MHP'nin gerçek anlamı ile bir Ulus kaygısı içerisinde olmadığını Yine benzer nedenlerle göremiyorlar... Al birini, vur ötekine... MHP'nin tek başkalığı, terör örgütüne sığınmıyor oluşudur... Unutmamak lazım... Yani canım kardeşim; Bu ülkede herhangi bir etnik kökeni temsil eden herhangi parti ya da oluşum Doğrudan tepki çeker... Eğer demokrasi ise niyetimiz; Tüm etnisiteleri bütünsel olarak gerçekten önemseyen Ve onları gerçekten dile getiren bir parti lazım... Ne Mhp yapar bunu, ne Akp, ne Chp ve; ne de ve kesinlikle Dtp yapabilir... Fakat çözümü de yalnızca budur... Bunu sadece partilerden beklemek değildir çözüm elbette... Kürtlerin, artık, kendilerini ötekileştiren/ayrıştıran toplum bilincinden de sıyrılmaları gerek... Neyse... Ben düşüncelerimi ve çözümün nereden başlayacağını defalarca kere anlattım... Varsa özgü bir sorunuz, onun üzerinden hareket edeyim... 1 Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Benim tek önemsediğim şey Bu toplumun bütünlüğü... Bir düşüncem, ilkem var ve ona ulaşmanın tek aşamasının bu bütünsellik olduğunu biliyorum... Farklılıkların değil de, ortak değerlerin ulaştırabileceği bir evrensellik... Sayin Tengerin zannetmeyinki sadece siz toplumun bütünlügünü istiyorsunuz. Ben bunu Türkiye'de cogunlugun istedigi kaniisndayim, Kürdüyle, Laziyla, Türküyle ve diger buradan sayarak bitiremeyeceklerimle. Ama toplumun bütünlügü ancak ve ancak karsilikli saygi ve sevgiyle olur, yoksa bazilarimizin buradan sadece üst kimligi ön pilane cikartarak digerlerinin haklarini gaspla olmaz. Bakin kendinizde okudunuz Cerkes'ler dahi demokratik acilim istiyor ve nasil bir acilim istedikleride net sekilde gözüküyor. Ve onlarda farkliliklarimizin bizi bölmeyecegini, tam tersine bugünki uygulanan devlet siyasetinin ülkeyi bölecegini söylüyorlar ve haklilarda. Ülke bütünlügü her sabah okullarda cocuklara "Türküm, dogruyum, caliskanim,..." demekle veya her pazertesi sabahi ve cuma aksami okullarda ve her mac baslarken istiklal marsi söylemekle olmaz. Bunlarin birini dahi hic uygulamayan onlarca ve yüzlerce aynen bizimkisi gibi etniki kökeni cok olan ülkeler var ve bunlarin durumu bizimkisi gibi vahim degil. Ülke bütünlügü ve toplum barisi cogulculuktan gecer, korku ve inkar politikalariyla degil. 85 yildir toplumun bütünlügünü saglayamadiysak önce sapkamizi önümüze koyup nerede ve nasil hata yaptik diye düsünmemiz gerekli. Her defasinda kurtulus savasinin arkasina, Atatürk'n arkasina ve ulus kavramlarini siginarak isi gecistirmeye calisiyoruz. Cumhuriyet tarihi boyunca kendi vatandaslariyla devamli sorunlu olmus ve halada öyle. Basimizdan gecen olaylarla ilgili her defasinda en azindan iki versiyonumuz var, birisi devamli resmi ideolojinin versiyonu digeride olayla ilgili gurup veya toplumun versiyonu. Her defasinda da devletin versiyonuna dogru diyemeyizki canim. Madem devlet devamli hakli neden arsivleri serbest birakmiyorlar? Apo veya PKK gibileri sorunlari cözsin diyen kimse yok, en azindan akli basinda kimse bulamazsin. Ama sadece böyle düsünmek yetmiyor. Apo ve PKK gibi örgütlerin olusum kaynagini zenginlestirenlerden hesap sormuyoruz. Olay burada. Biz önümüze PKK'yi yaratanlari savunuyoruz ve kolluyoruz. Kürt tarafinda bir cok mücadele biciminin yanlis oldugunu, siyasetcilerinin ve adinlarinin üretgen olamadiklarini zaman zaman buada konustuk. Ama durumun böyle olmasi bzim hala bu inkarci ve redci siyasetimizi devammi ettirmemiz gerekli? MHP ve benzeri partilere primmi vermemiz gerekli? MHP yetiyormus gibi birde CHP ayni pazarda mal alip satmaya basladi. Yani CHP ilalda MHP'yi gecmeye calisiyor. Irkci olmadiginizi söylüyorsunuz, söylemekle olmuyor. insanlar yaptiklariyla ölcülür. Forum ortaminda yazdiklarinizla degerlendirilirsiniz. Davranisiniz irkcilik icermiyorsa tabiiki degilsinizdir. Ama onu ancak karsinizdaki degerlendirebilir. Burada ben dahil bir cok arkadas aciktan bölücü, vatanhaini,yetmiyormus gibi birde PKK'ci dahi ilan edildik. Demekki arkadaslar yzdiklarimizdan böyle bir anlam cikartmislar. O onlarin görüsü. DTP hakkindaki görüsümüzde kendimiz hakkindakine benziyor. Sayin Türk'ün bu haftaki 32. gün konusmasini snlarina dogru izleyebildim. Sunu söylüyor, DTP bagimsiz bir parti, ama tabiiki icerisinde kardesi, oglu veya arkadasi dagda olanlar var, ama hic bir sey yapmadiklari halde faili mechule kurban gidenlerin esi, dostu, cocugu var diyor. Tabiiki böyle bir parti üyelerinden ve secmeninden etkilenecektir. Gidin diger partilerimize bain ve kimler iclerinde var göreceksiniz. MHP ve BBP gibi artik ipi pazara cikmislari bir kenara birakiyorum, cünki onlarin iclerinde kimlerin oldugunu artik saar Sultan dahi biliyor. Onlara karsi hic bir elestiri ve yaptirim yok. Baska bir yorumumda söylemistim, PKK ve onun taraftari uzayli degiller. Onlarin ezici cogunlugu ülkemizde yasiyorlar. Bu insanlar herhangi bir sekilde kendi görüslerini anlatabilecek bir ortam arayacaklar. Bu anlamda kendilerine DTP icerisinde bir platform bulmus olabilirler ve bulmalarida gerekli diye düsünüyorum. Ülkeyi soyanlar, sömürenler, bankalari bosaltanlar, cete mensubu insanlar, mafya mensuplari kendi cikarlarini ön pilana cikartan ortami siyasi partilerimizde bulurken kimse rahatsiz olmuyorsa PKK'nin taraftarininda kendisini ifade edecek ortamin olusmasi kimseyi tahatsiz etmemesi gerekli diyorum. Böylece o insanlarla dialigta kalarak demokratik yoldan mücadele etmelerini saglayabilme olanagimiz doguyor. PKK illagel bir örgüt ve ne develtin ne de toplumun onlari etkileyecek bir atrami var. Ama en azindan legal calismak isteyen tabakaya kapilari kapatmamamiz gerekliki onlari kontrol altinda tutabilelim ve hatta kazanabilelim. ......... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Sayin Tengerin zannetmeyinki sadece siz toplumun bütünlügünü istiyorsunuz. Ben bunu Türkiye'de cogunlugun istedigi kaniisndayim, Kürdüyle, Laziyla, Türküyle ve diger buradan sayarak bitiremeyeceklerimle. Ama toplumun bütünlügü ancak ve ancak karsilikli saygi ve sevgiyle olur, yoksa bazilarimizin buradan sadece üst kimligi ön pilane cikartarak digerlerinin haklarini gaspla olmaz. Alt Kimlik, Üst Kimlik nedir arkadaşım? Ortak Değerlerin yüceltilmesi ve güçlendirilmesi demek, Etnik-Kültürün/Dilin yok edilmesi mi demek? Bu nasıl bir algıdır böyle? Ben Alt Kimli-Üst Kimlik anlamam; öyle tanımlamam... Ne Ortak Değerler, Etnik-Kültürden daha önemsizdir; Ne de Etnik-Kültür, Ortak Değerlerden daha önemsizdir. Farklı Etnisiteleri tümden ilgilendiren toplumsal bir olgu ve bütünlük söz konusu olduğunda Elbette ki Ortak Değerler daha önemli olacak ve Etnik-Kültür daha geri planda kalacak... Bir Etnik-Kültürün, bireyleri tarafından öğrenilmesi ve yaşatılması-geliştirilmesi söz konusu olunca da Elbette ki Ortak Değerlero kadar da etkili olmayacak, daha geri planca kalacak... Ortak Değerlerin geliştirilmesi ve sürdürülmesi görevini devlet eline alır... Etnik-Kültürün geliştirilmesi ve yaşatılmasının da güvencesini devlet verir; Fakat yaşatmayı ve geliştirmeyi, o kültüre karşı sorumluluk ve aidiyet hissedenler yaparlar. İdeali de budur... Üst Kimlik dediğiniz, eğer Ortak Değerler ise; Elbette ki ön planda olduğu durumlar olacaktır. Ne olmasını bekliyorsunuz; Bir etnik-değerin, diğerlerine üstün kılınmasını mı? Bakin kendinizde okudunuz Cerkes'ler dahi demokratik acilim istiyor ve nasil bir acilim istedikleride net sekilde gözüküyor. Ve onlarda farkliliklarimizin bizi bölmeyecegini, tam tersine bugünki uygulanan devlet siyasetinin ülkeyi bölecegini söylüyorlar ve haklilarda. Ülke bütünlügü her sabah okullarda cocuklara "Türküm, dogruyum, caliskanim,..." demekle veya her pazertesi sabahi ve cuma aksami okullarda ve her mac baslarken istiklal marsi söylemekle olmaz. Bunlarin birini dahi hic uygulamayan onlarca ve yüzlerce aynen bizimkisi gibi etniki kökeni cok olan ülkeler var ve bunlarin durumu bizimkisi gibi vahim degil. Hocam, bak eleştiriye haklı bir noktadan başlayıp da Kendisini haksız hale düşüren örneğini ilk defa ve sıklıkla sende görüyorum ben. İstiklal Marşı, ortak bir değerdir. Çerkezler, İstiklal Marşı'ndan rahatsız olmazlar; Çerkezleri sizin gibi internette değil, gerçek hayatta çok yakından tanırım. Kimlerin rahatsız oldukları bellidir bu ortak değerden. Bakın, çok güzel bir örnek vardır forumda; Kendisini örnek verdiğim için umarım kızmaz ama mesela "Yam Yam" adlı forumdaşımız Ateisttir. Fakat blogunu bir okuyun, en sevdiği şiirin "Çanakkale Şehitleri" olduğunu görürsünüz. "Çanakkale Şehitleri" şiiri oldukça dini söylemler içerir. Fakat bu, bir Ateist'in, bu şiirin yazıldığı dönemin hissettirdiği ortak değerleri yadsımasına engel değildir; değil mi? İnsanlar neyin Ortak bir değer olup olmadığının bilincine varamadıkça, bir bütünlük sağlayamazsınız. Sizin derdiniz, bütünlük mü sağlamak; Yoksa Ortak Değerleri mi yadsımak? Ben size baktığımda; Bütünlüğü önemseyen Ama Ortak Değerleri yok sayan bir kişiyi görüyorum... Bu ne perhiz; Bu ne lahana turşusudur... Ülke bütünlügü ve toplum barisi cogulculuktan gecer, korku ve inkar politikalariyla degil. 85 yildir toplumun bütünlügünü saglayamadiysak önce sapkamizi önümüze koyup nerede ve nasil hata yaptik diye düsünmemiz gerekli. Her defasinda kurtulus savasinin arkasina, Atatürk'n arkasina ve ulus kavramlarini siginarak isi gecistirmeye calisiyoruz. Cumhuriyet tarihi boyunca kendi vatandaslariyla devamli sorunlu olmus ve halada öyle. Basimizdan gecen olaylarla ilgili her defasinda en azindan iki versiyonumuz var, birisi devamli resmi ideolojinin versiyonu digeride olayla ilgili gurup veya toplumun versiyonu. Her defasinda da devletin versiyonuna dogru diyemeyizki canim. Madem devlet devamli hakli neden arsivleri serbest birakmiyorlar? "Çoğulculuk" 2. Dünya Savaşı ile son bulmuştur Dominik. Fakat hala bunun farkına varılamamış, gördüğüm kadarı ile... Hitler'i de başa getiren, Çoğulcu Demokrasiydi hatırlarsan... Bugün AKP'yi başa getiren de Çoğulcu Demokrasi'dir... Çoğulculuk değildir çözüm; Azınlıkta kalanın da kendisini ifade edebilecek ve hak talep edebileceği bir ortamdır... Ben Atatürk'ün arkasına sığınmam. Ne Atatürk, ne da başka birisi benim için zerre kadar kutsal ve eleştirilemez değildir. Ben sadece ve sadece tarihsel ve toplumsal gerçekliklerden hareket ederim. İkincisi; Ne Devlet tanımlı kurumu, ne de Ulusallık tanımlı toplum modelini "Eleştirilemez" kılmam. Kaldı ki hep haklı göreyim! Fakat şu var ki: Halka sorun olan, Cumhuriyet değildir... Cumhuriyeti kavrayamayan, Ulusal Egemenliği kavrayamayan, Egemenliği kendi eline almak bilincinden yoksun kitlelerdir sorun yaratan... Egemenliğin halk eline aktarıldığı sürece Uyum gösteremeyenlerdedir... Bakın sorunları tek bir tarafa yıkıp durmayın artık. Toplumun gerçekliklerini istediğiniz gibi eğip bükemezsiniz. Apo veya PKK gibileri sorunlari cözsin diyen kimse yok, en azindan akli basinda kimse bulamazsin. Ama sadece böyle düsünmek yetmiyor. Apo ve PKK gibi örgütlerin olusum kaynagini zenginlestirenlerden hesap sormuyoruz. Olay burada. Biz önümüze PKK'yi yaratanlari savunuyoruz ve kolluyoruz. O hesabı soramayanlar kimler, bence iyi bir düşünmelisin... Tamam, Devlet özellikle 80 döneminde PKK'nın sivrilmesinin zeminin hazırladı; Fakat PKK'nın temsil ettiği kafa yapısı, ilke, toplum yapısı nedir? Onu destekleyenler kimlerdir ve hangi kültürdür bu? Nedir, ne değildir? Onu da bir eleştirin bir zahmet... Olur mu? Siz de PKK'yı eleştirme adına, PKK'yı eleştirmek amacını uzakta tutuyorsunuz, öteliyorsunuz... Kürt tarafinda bir cok mücadele biciminin yanlis oldugunu, siyasetcilerinin ve adinlarinin üretgen olamadiklarini zaman zaman buada konustuk. Ama durumun böyle olmasi bzim hala bu inkarci ve redci siyasetimizi devammi ettirmemiz gerekli? MHP ve benzeri partilere primmi vermemiz gerekli? MHP yetiyormus gibi birde CHP ayni pazarda mal alip satmaya basladi. Yani CHP ilalda MHP'yi gecmeye calisiyor. Irkci olmadiginizi söylüyorsunuz, söylemekle olmuyor. insanlar yaptiklariyla ölcülür. Forum ortaminda yazdiklarinizla degerlendirilirsiniz. Davranisiniz irkcilik icermiyorsa tabiiki degilsinizdir. Ama onu ancak karsinizdaki degerlendirebilir. Burada ben dahil bir cok arkadas aciktan bölücü, vatanhaini,yetmiyormus gibi birde PKK'ci dahi ilan edildik. Demekki arkadaslar yzdiklarimizdan böyle bir anlam cikartmislar. O onlarin görüsü. Adamlar meclise girdiler; girsinler, çok güzel ve olması gereken bu... Ama Toplumun İradesi'nin konuşması gereken yerde, Adamlar gittiler ve PKK'yı yani Silah'ı muhatap gösterdiler... Bunun neyini sindireceğiz, söyler misin? Bunun neyini reddetmeyeceğiz? Elbette ki Irkçı değilim... Irkçılığını yapabileceğim kana dayalı bir kitle toplumsalı yok Türkiye'de. Kürtçülük ise Irkçılık yapmaya birebir açık bir özelliktedir; Çünkü o yapısı hala var bulunmaktadır... Ve zaten Irkçı bir özelliktedir. Kürt Irkçılığı yapabilmek için de illa ki Kürt Doğmuş olmak gerekmiyor... Osmanlılarda "Abdullah Cevdet" diye birisi var; belki bilirsiniz. Kendisi Batı insan tipinin en ideal ve modern ırk tipi olduğunu savunur. Ve sonunda, Osmanlı'nın modernleşebilmesinin çaresini Batıdan getirilecek damızlık erkekler ile Osmanlı kızlarının çiftleştirilmesinde bulur. Irkçıdır nitekim... Bugün Kürt Irkçılığı yapmak için illa ki böyle bir sanrıya düşmek ya da Kürt doğmak gerekmiyor. Kürtçülerin ırkçı eylemlerini ve düşüncelerini destekliyor olmak da yeterlidir canım kardeşim... Siz "Bölücü" olarak nitelendiriliyorsanız; Bu açıdan bir eleştirin kendinizi isterseniz... DTP hakkindaki görüsümüzde kendimiz hakkindakine benziyor. Sayin Türk'ün bu haftaki 32. gün konusmasini snlarina dogru izleyebildim. Sunu söylüyor, DTP bagimsiz bir parti, ama tabiiki icerisinde kardesi, oglu veya arkadasi dagda olanlar var, ama hic bir sey yapmadiklari halde faili mechule kurban gidenlerin esi, dostu, cocugu var diyor. Tabiiki böyle bir parti üyelerinden ve secmeninden etkilenecektir. Gidin diger partilerimize bain ve kimler iclerinde var göreceksiniz. MHP ve BBP gibi artik ipi pazara cikmislari bir kenara birakiyorum, cünki onlarin iclerinde kimlerin oldugunu artik saar Sultan dahi biliyor. Onlara karsi hic bir elestiri ve yaptirim yok. Baska bir yorumumda söylemistim, PKK ve onun taraftari uzayli degiller. Onlarin ezici cogunlugu ülkemizde yasiyorlar. Bu insanlar herhangi bir sekilde kendi görüslerini anlatabilecek bir ortam arayacaklar. Bu anlamda kendilerine DTP icerisinde bir platform bulmus olabilirler ve bulmalarida gerekli diye düsünüyorum. Ülkeyi soyanlar, sömürenler, bankalari bosaltanlar, cete mensubu insanlar, mafya mensuplari kendi cikarlarini ön pilana cikartan ortami siyasi partilerimizde bulurken kimse rahatsiz olmuyorsa PKK'nin taraftarininda kendisini ifade edecek ortamin olusmasi kimseyi tahatsiz etmemesi gerekli diyorum. Böylece o insanlarla dialigta kalarak demokratik yoldan mücadele etmelerini saglayabilme olanagimiz doguyor.PKK illagel bir örgüt ve ne develtin ne de toplumun onlari etkileyecek bir atrami var. Ama en azindan legal calismak isteyen tabakaya kapilari kapatmamamiz gerekliki onlari kontrol altinda tutabilelim ve hatta kazanabilelim. ......... Arkadaşım, Bana habire o parti, şu parti demeyin lütfen... Ben olayın toplumsal yönüne bakarım; Asıl gerçekliklerine bakarım... Olayı sırf siyasetten ibaret görürseniz, zaten yanılgıdan kurtulamazsınız. 1 Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Siahı elinde bulunduran Kimdir? Pkk Pkk Kimin emri altındadır? Öcalan Dtp nedir? Legal bir Siyasi Parti Kürt Sorunu Nedir? Devlet eliyle Türkleştirilmeye çalışılan bir halkın buna karşı duruşu,bu halkın karşı durduğu için fakir bırakılarak,aç bırakılarak,sürgünlere yollanarak,köylerinin yakılarak,dilinin yasaklanarak vs.vs.. şekilde cezalandırılması sorunudur.... Şimdi silah kimin elindeydi? Pkk'nin,Pkk kimin emrindeydi? Öcalan'ın,ozaman silahlı örgütün hemen silah bırakması için muhattap kimdir? Kürt Sorunun çözümüne gelince,devletin illegal bir örgüt olan Pkk ile yada Öcalan'la görüşmesini beklemek veya istemek zaten çözümsüzlüğün adıdır çünkü Türkiyede resmi rakamlara göre 5000'in üzerinde askerimiz şehit olmuş bu savaşta,halkta doğan bu tepkiyi devletin görmezden gelip böyle birşeye kalkışması mümkün değildir. Bu durumda üzerine büyük görev düşen Dtp ne dedi hatırlayalım ''Silah bizim elimizde değil,silahın bırakılmaını bizimle görüşemezsiniz'' Öcalan ne dedi bide onu hatırlayalım ''İlla benim muhattap alınmam şart değil,muhattap,Dtp'de olabilir,Sivil toplum örgütleride,yada Akil adamlar toplanıp bu soruna çözüm arayabilirler'' Dtp ne yaptı,ısrarla Öcalan vurgusu yaptı,sorumluluk almaktan kaçtı,Dtp'ye elbette Kürt halkı soracaktır,sizi meclise gönderdik neden çözüm için taraf olmaktan çekindiniz diye,ancak devlet kendi vatandaşı olan Kürt halkına Haklarını iade etmek için illahi birileri ile görüşmek zorunda değildir,Köy isimlerinin iadesi için Dtp yada bir başkası ile muhattap olmak gerekmez,valiliklere yazılacak bir yazı ile bu sorun çözülebilir,zaten bu sorundaki bir çok neden kanun değil yönetmelik bazında alınan kararlardan kaynaklanmaktadır,örneğin bir Başçavuşun emri ile bölgede dağa taşa ''Ne Mutlu Türk'üm diyene,Önce Vatan'' gibi yazılar yazılmıştır,bu yazılar yine bir başçavuşun emri ile silinebilir,parklara,bahçelere,sokak ve mahallelere kürt aydınlarının isimlerinin verilmesini,kaymakamlıklar ve valilikler engellemektedirler bunlarda içişleri bakanlığının emri ile düzeltilebilecek sorunlarıdır ancak,Pkk'nin ateşkes sürecine girdiği 4 ayı aşkın bir süredir hiçbir adımın atılmadığınıda görmek gerekmezmi?aksine birde legal siyaset yapan bir partinin kapatılması insanları illegal yapılanmalar içerisine itmezmi? Gelelim Fransaya yada isterseniz ispanya'ya,her fırsatta demokrasimizi aldığımız ülkedeki demokrasiyle bir karşılaştırmak lazım demokrasimizi ve insan haklarımızı onun için önce fransada halklara hangi haklar tanınmıştır buna bakmanızı tavsiye edrim,Dtp'nin kapatılmasında örnek gösterilen bask bölgesi partisi olurken,çözüm için neden bask bölgesi örnek alınmamaktadır oda ayrı bir muammadır tabi..... 1 Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Türkiye bir hukuk devleti ve öyle kalacak, Dtp kapatılmalıydı nihayet kapatıldı ancak bunu yapanların çok iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum Ab ve Abd destekli Dtp'nin kapatılmasını batı istedi... Çünkü böylelikle Türkiye yeni zanlar altında bırakılacak... Oluşacak olaylardan kapatılma davası ve karar sorumlu tutulacak. fakat bütün bunlardan korkmamak lazım aşiret ve ağalık partisi Dtp'nin aslında hiç Kürtlerin sorunları ileilgilenmek gibi bir niyeti yok zaten, onların amacı Kürtleri kullanarak ağalıklarını ve liderliklerini sürdürmek paralarına para katmak... Bakınız Barzani Iraktaki Kürtlere liderlik ediyor ıraklı kürt halkının durumu ortada Barzani'nin serveti ortada... Zavallı halk hiçbirşeyin farkında değil... Dtp'li provakatörleri liderleri ve hak arayıcıları sanıyorlar... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Siahı elinde bulunduran Kimdir? Pkk Pkk Kimin emri altındadır? Öcalan Dtp nedir? Legal bir Siyasi Parti Kürt Sorunu Nedir? Devlet eliyle Türkleştirilmeye çalışılan bir halkın buna karşı duruşu,bu halkın karşı durduğu için fakir bırakılarak,aç bırakılarak,sürgünlere yollanarak,köylerinin yakılarak,dilinin yasaklanarak vs.vs.. şekilde cezalandırılması sorunudur.... Şimdi silah kimin elindeydi? Pkk'nin,Pkk kimin emrindeydi? Öcalan'ın,ozaman silahlı örgütün hemen silah bırakması için muhattap kimdir? Kürt Sorunun çözümüne gelince,devletin illegal bir örgüt olan Pkk ile yada Öcalan'la görüşmesini beklemek veya istemek zaten çözümsüzlüğün adıdır çünkü Türkiyede resmi rakamlara göre 5000'in üzerinde askerimiz şehit olmuş bu savaşta,halkta doğan bu tepkiyi devletin görmezden gelip böyle birşeye kalkışması mümkün değildir. Bu durumda üzerine büyük görev düşen Dtp ne dedi hatırlayalım ''Silah bizim elimizde değil,silahın bırakılmaını bizimle görüşemezsiniz'' Öcalan ne dedi bide onu hatırlayalım ''İlla benim muhattap alınmam şart değil,muhattap,Dtp'de olabilir,Sivil toplum örgütleride,yada Akil adamlar toplanıp bu soruna çözüm arayabilirler'' Dtp ne yaptı,ısrarla Öcalan vurgusu yaptı,sorumluluk almaktan kaçtı,Dtp'ye elbette Kürt halkı soracaktır,sizi meclise gönderdik neden çözüm için taraf olmaktan çekindiniz diye,ancak devlet kendi vatandaşı olan Kürt halkına Haklarını iade etmek için illahi birileri ile görüşmek zorunda değildir,Köy isimlerinin iadesi için Dtp yada bir başkası ile muhattap olmak gerekmez,valiliklere yazılacak bir yazı ile bu sorun çözülebilir,zaten bu sorundaki bir çok neden kanun değil yönetmelik bazında alınan kararlardan kaynaklanmaktadır,örneğin bir Başçavuşun emri ile bölgede dağa taşa ''Ne Mutlu Türk'üm diyene,Önce Vatan'' gibi yazılar yazılmıştır,bu yazılar yine bir başçavuşun emri ile silinebilir,parklara,bahçelere,sokak ve mahallelere kürt aydınlarının isimlerinin verilmesini,kaymakamlıklar ve valilikler engellemektedirler bunlarda içişleri bakanlığının emri ile düzeltilebilecek sorunlarıdır ancak,Pkk'nin ateşkes sürecine girdiği 4 ayı aşkın bir süredir hiçbir adımın atılmadığınıda görmek gerekmezmi?aksine birde legal siyaset yapan bir partinin kapatılması insanları illegal yapılanmalar içerisine itmezmi? Gelelim Fransaya yada isterseniz ispanya'ya,her fırsatta demokrasimizi aldığımız ülkedeki demokrasiyle bir karşılaştırmak lazım demokrasimizi ve insan haklarımızı onun için önce fransada halklara hangi haklar tanınmıştır buna bakmanızı tavsiye edrim,Dtp'nin kapatılmasında örnek gösterilen bask bölgesi partisi olurken,çözüm için neden bask bölgesi örnek alınmamaktadır oda ayrı bir muammadır tabi..... Silahı elinde bulunduran Kimdir? PKK Pkk Kimin emri altındadır? Öcalan Dtp nedir? Terör örgütünün Legalleştirilmiş bir Siyasi Partisi Kürt Sorunu Nedir? Egemenliği, halka teslim etme çabasında devrim gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı, Bu sürece ayak uyduramayan bir kitle kültürünün, O feodal kültüre canları pahasına sahip çıkarak karşı-devrim'e oynayanların, Ayrıcalık isteyen Kürt Ağalarının yarattığı Egemenlik hakkının kimse teslim edileceği temelinde bir mülkiyet sorunudur... Peki şimdi silah kimi elindeydi? PKK'nın... PKK'da Öcalan'ın emrindeydi değil mi? PKK ve Öcalan, silahlı bir terör örgütüdür yani... Dünyanın neresine giderseniz gidin ve hangi tarihsel sürece bakarsanız bakın; Hiçbir toplumsal örgütlenme, silahı muhatap almaz. Silahı, silah muhatap alır... Bir toplumsal yapılanma, silahlı bir örgütlenmeyi muhatap aldığında; Bu "muhatap almak"tan çıkar; "boyunduruğuna girmek"e varır... Sen siyasetin karşısına, silahı muhatap çıkarırsan O silah, o siyasilere baskı unsuru yaratır... Sen toplumun karşısına, silahı muhatap çıkarırsan O silah, o topluma baskı unsuru yaratır... Aynen Ordu'nun siyasete ve topluma müdahalesinin Darbecilik olduğu gibi; Yasal olmayan bir silahlı orgütün de siyasete ve topluma müdahalesi Terörizmdir... Ve gerek burada, gerek siyasada, gerek toplumda PKK'yı Kürt Sorunu'nun temsilcisi olarak görmek Hiç tereddüt etmeden söylerim ki: "Terörizm"dir... Bunu savunanlar da, kimse kusura bakmasın: "Terörist" bir bilince sahiptir... Aynen Ordu'nun siyasete ve topluma müdahalesini savunmanın "Darbecilik" olduğu gibi... Silahlı bir Terör Örgütünün muhatabı; Silahlı ve yasal bir başka kurumdur... Toplumsal ve Siyasi bir sorunun muhatabı da O toplumun ve siyasanın kendisidir... DTP'nin silah bırakma konusunda PKK'nın muhatap alınacağını söyledi; Fakat çok ince bir ayrıntı var görmezden geldiğiniz... PKK'yı silah bırakma konusunda, siyasilerin/devletin/hükümetin muhatap almasını istedi... Yani siyasetin, toplumu temsil eden silahsız bir örgütlenmenin muhatabını Silahlı bir terör örgütü olarak gösterdi. Bu talep, kesinlikle "Uzlaşmacı" ve "Demokratik" bir talep değildir sevgili Biji... Bu konuda "DTP, silah bırakma konusunda Ordu ile anlaşsın" ya da "Sivil Toplum Örgütleri Ordu ile anlaşsın" denilebilir mi? Silahlı bir örgütlenme, silahsız bir yapılanma ile uzlaşabilir mi? Yoksa boyunduruğuna mı girer? DTP, PKK'yı silah bırakma konusunda, meclis'e muhatap gösteriyor... İşte tam olarak da bu yüzden zaten sorunun çözümsüzlüğünün merkezi durumunda ya! Zaten bu yüzden terörizmin odağı haline geldiğine karar verilip kapatıldı ya! DTP'nin yapması gereken şey; PKK'nın taşeronluğunu yapmak yerine, Meclis'in, silah bırakma konusunda PKK'yı muhatap almasını istemek yerine, Ne PKK'yı diline dolayacaktı ne de kanla/sokaklara çıkmakla/terörle tehdit edecekti... Gayet güzel bir biçimde mecliste seslerini yükseltebilirken Tüm etnik-unsurları kapsayacak biçimde, sadece Kürtlere odaklanmadan, Demokratik bir biçimde ifade edeceklerdi taleplerini... AKP'nin ve diğer partilerin eksiklerini dile getirecekti... Ama şimdiye kadarki Kürt/Etnik-Milliyetçi partilerin devamı olarak en iyi bildiği şeyi yaptı Ve aynı kafa yapısı ile Aynı kültürel gelenek ile "Dağlar ve Silahlar Bizimdir" dedi... Ve bunu "demokrasi" kılıfına bürüdü... Söyler misin bana: "Kürtçe Yasaklanmasın" demektense, "Hiçbir etnik dil yasaklanmasın" demek daha iyi, insani ve demokratik değil midir? "Dağa çıkarız" demektense, "Ne Ordu, ne terör örgütleri bu sorunumuza karışmasın" demek daha iyi, insani ve demokratik değil midir? "Kürtler Anayasada tanınsın" demektense, "Tüm etnik-unsurların kültürel hakları anayasada tanımlansın" demek daha iyi, insani ve demokratik değil midir? "Kürt halkının hakları" demektensen, "Tüm toplum kesimlerinin, tüm etnik-unsurların evrensel hakları" demek daha iyi, insani ve demokratik değil midir? "Kürt aydını" demektense (ki Aydın'ın etnik-kimliği, dini-kimliği olmaz; Aydın, kendisini bunlarla nitelemez; etnik ve dini kaygıları/kompleksleri aşmıştır) "Aydın" demek daha iyi, insani ve demokratik değil midir? Biji, Bilincimizdeki ideaları güçlendiren ya da pekiştiren şey; Söylemlerimiz ve sözcüklerimizdir... Öncelikle söylemlerinizi ve DTP'nin söylemlerini bir eleştirmelisiniz... O zaman DTP'nin ne kadar demokratik olduğunu, Kendinizin aslında ne kadar demokratik olduğunuzu görebileceksinizdir (umarım). Örnek vereyim: DTP'y neden sadece Kürt halkı hesap sorsun? Ben Türkmen kökenli bir Türk'üm/Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. O meclisteki herhangi bir partice temsil edilen birisi olarak DTP'ye EN AZ Kürtler kadar hesap sorma hakkım var: "Neden Kürt Sorununa illa ki Öcalan'ı ve PKK'yı dahil etmek istediniz; Sorumluluk almaktan kaçtınız" demeye... Demek istediğim; Sizin de bilinçaltınızda Kürt Olanların ve Kürt Olmayanların ayrı ayrı temsili, ayrışması kabulü... Ortak bir değerde buluşabildiklerini siz de kabul edemiyorsunuz... İşte bunu daha bilinçaltınızda aşmadığınız sürece bu sorun hallolmaz canım kardeşim... Fransa'yı hiç örnek gösterme istersen; Fransa'da demokrasinin yerleşebilmesi için akan kanın onda biri akmamıştır Türkiye'de... Ayrıca Cezayir'e yaptıklarından ve Sözde Ermeni Sorunu'nda kabul ettikleri kararlardan dolayı, onların demokrasi anlayışına da olan güven sarsılmıştır... 1 Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Pkk'yı kim kurdu? Öcalan! Öcala'nı kim savunuyor Dtp! peki, Dtp ezilmiş Kürt halkının haklarını kime teslim ediyor Öcalan'a! Öcalan'ın amacı ne? ??? Ya da bir amacı var mı? en azından Güneydoğu halkını bölgenin ağalarına karşı savunmuşmudur? Hayır! Peki ne yapmışlardır, bölge insanını korkutmuşlar, özgürlüklerini ellerinden almışlar, öğretmenleri, askerleri, doktorları katletmişler... Okulları basmışlar, karakolları yakmışlar, köyleri yıkmışlar... Bunları kim savunuyor Dtp! Dtp'ye kim oy veriyor bölge halkı! Bazı şeyleri görmek çok mu zor? Güneydoğu kaçak elektirik kullanımında birinci, kaçakçılığın her türlüsünde birinci, ağaları çok zengin ama gelirleri nereden belli değil... Bölgede tarım bile yapılamıyor, devlet üç kuruş yardım yapıyor insanlar birbirini yiyor, o bölgeden çıkan sanatçılar, aydınlar, politikacılar, sanayiciler bölgeye karşı kör sağır, ama dillerinde bir Kürt edebiyatıdır gidiyor... Savunacaklarsa bunu savunsunlar bütün Türkiye'nin ezilen ve yoksullaştırılan halkı kardeştir, Kürtte benim, Türkte, Türkmende, Çeçende... Açlık açlıktır, yoksulluk yoksulluktur, dini dili olmaz... Kürtçe karınlarını doyurmayacak, Öcalan gibi birini lider olarak benimseyen halk ezilmeye ve yoksulluğa mahkumdur kendi kaderlerini kendileri belirleyecektir... 1 Alıntı
Φ MonDieu Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Aslinda biraz mantikli dusunurseniz istekler ve talepler ayni etnik kokeni ne olursa olsun. Nedir bu talepler IS, AS, HUZUR,REFAH, IYI BIR EGITIM Bunu Turkiyede kime sorarsaniz sorun istekler aynidir Dogu guneydogusundan tut marmara bolgesine kadar aynidir. Ama arkasina sigindiklari ve savunma bicimleri yanlistir. Bugun Terorle ne bir ististamli is ortami kurula bilir ne eve yemek getirilir nede iyi bir egitim saglanabilinir. Bugun Turkiyede yasayan tum brey el ele verip boyle bir ortam saglayacagi yerde ayrisima gitmekte istekler ayni olsada farkli yone cekilmekte. Bugun Turkiyede en rahat kim ocalan . Adam dagda hergun olumu beklerken bugun hergun huzur icinde basini yastiga koymakta. Ama halkimiz kalkmis onun hakkini savunmakta peki sizin hakkinizi kim savunuyor DTPmi PKKmi eger huzur ve refah icinde yasamak istiyorsaniz cozum ne DTPdir nede PKK nede herhangi bir siyasi partidir. Partilerin tek derdi bulunduklari siyaset koltuklaridir tek dusundukleri nasil fazla koltuga sahip olurumdur secimden secime gelirsiniz akillarina ama doguda birinin eline diken battigi zaman batidaki hemen yardimina kosar ayni sekilde batidaki birinin basi agridiginda dogudaki kosar basinda bekler bunu kimse inkar etmez etmemelidir. ama gelin gorunki hepiniz siyasetcilerin emrindesiniz . Soyle bir sorun kendinize Mecliste bulunan vekiller olsun DTP olsun halkin iyiligini dusunuyor oylemi peki bir acilim yapilacakti evet Turkiyenin bir acilima ihtiyaci var halende var peki buna neden Dogudaki topraklari dagitmaktan baslamadilar ? Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 İki şeye hakkım olduğuna karar verdim: Özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim çünkü hiç kimse beni canlı tutsak edemez. Harriet Tubman 1 Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 İki şeye hakkım olduğuna karar verdim: Özgürlük ve ölüm. Birine sahip olamazsam ötekini isterim çünkü hiç kimse beni canlı tutsak edemez. Harriet Tubman "Ya istiklal, Ya Ölüm" de diyebiliriz buna... 1 Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Hocam, bak eleştiriye haklı bir noktadan başlayıp da Kendisini haksız hale düşüren örneğini ilk defa ve sıklıkla sende görüyorum ben. İstiklal Marşı, ortak bir değerdir. Çerkezler, İstiklal Marşı'ndan rahatsız olmazlar; Çerkezleri sizin gibi internette değil, gerçek hayatta çok yakından tanırım. Bilincli veya bilincsiz bir sekilde yazilanlari C A R P I T I Y O R S U N U Z!!!!! Ben asla Cerkes'lerin istiklal marsindan rahatsiz oldugunu falan söylemedim. Tekrar okuyun ve anlayacaksiniz ne denilmek istendigini. Anlatmak istenenin sadece Istikll marsi söylemkle toplum bütünlügüün yakalanamayacagi. Diger söylemleriize deginmeyecegim cünki malesef konuyu arkasindan anlamaya calismissiniz. Iyi niyet göremiyorum. PKK'yi muhattap almayalim diyenler aslinda yillardan beri muhattap aldiklarini utanmadan inkar ediyorlar. En basit örnegi Apo'nun yakalanisinin arifesinde derhal idam cezasinin kaldirilmasi, ona özel tv'li, avukatli,.... yillik masrafi devlete milyon dolrlari bulan bir özel hemde bekcili bir otelin Imrali'da yapilisi. Hani Apo'yu ciddiye almiyorduk. Neden 30 bin insanin lüm sorumlusu, "******" birisine böyle özel bir muamele? Cevabi cok net: Cünki devlet onu C I D D I Y E A L I Y O R !!!!! Kalkmissiniz hala bizleri buradan PK'yi adres gösteriyorsunuz diye gercek disi ithamlarda bulunuyorsunz. Apo zaten muhatap. Olayi iyi kavramk gerek. Sunun bunun adina siyaset yapacagimiza, konusacagimiza yasananlar üzerine yazmak ve konusmak gerek. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Provakatör ETÖ yine sahnede.... İstanbul Dolapderedeki olaylar hepimizi ürkütmüştü,bugün Muş bulanıkta benzer bir olay yaşandı ve iki kişi hayatını kaybetti,İstanbul Dolapdere'de çıkan olayların provokasyon olduğuna ilişkin bir iddia da silah çeken T.G. ile başka bir sokak sakini tarafından ortaya atıldı. Vatan gazetesinin haberine göre olaylara tanık olan bir sokak sakini, "Çatışmalardan bir gün önce akşam saatlerinde buraya siyah renkli bir cip geldi. İçinden inen biri, DTP'li gruba silah çekenlere para ile silah verip gitti" dedi. 2 Alıntı
Φ Misakçı42 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Dtp'nin,Pkk'yle hiçbir bağlantısı ''aynı tabandan gelmeleri haricinde'' bulunamamıştır,parti mensupları ve yöneticilerinin söylemleride düşünce özgürlüğü olarak nitelenecek sözlerdir. demişsiniz.. “Öcalan irademizdir”. “Tabanımız PKK’dır”. “Çözüm yeri İmralı’dır” bu sözü söyleyen ben değilim, bu sözü söyleyen PKK dan bağımsız düşünemeyen,özgür iradesini tamamen yitirmiş,yol haritası kürt halkının menfaatlerinden sapıp,imralı ve kandilin mahmurun rotasına çevrilmiş bir siyasi partinin yani DTP nin lideri Ahmet Türk'ten çıkmıştır. bu sözlere binayen hala DTP nin hala PKKyla hiç bir ilgisi olmadığını söyleyebilir misiniz?? anayasamızda suçu ve suçluyu övmek suçsa ,aynı tabandan olmalarının dışında çok büyük bağlarının olduğu aşikardır. ve yukarıda verdiğim söz özgür düşüncenin çok dışında ülkemizce terör örgütü olarak yıllardır tescilli olan,30.000 kişinin katiline binayen söylenmişse nasıl bir özgürlük anlayışıdır??? neden barış ve demokrasi istediğini söyleyenler,barışa ve demokrasiye en büyük sekteyi vuran,adı anıldığında akla sadece KAN gelen, böyle bir terör örgütünü kendilerine İRADE ve ÇÖZÜM YERİ olarak görürler??? tabanımız pkk dır demek,bize oy verenler pkklılardır demek mi oluyor??? Alıntı
Φ JAN Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 tabanımız pkk dır demek,bize oy verenler pkklılardır demek mi oluyor??? Aynen öyle sayın Misakçı.. Kendini kandırmak yerine gerçeği söylemek erdemdir, hiç kimsenin söyleyemeyeceği bir gerçeği dillendirmek ise cesarettir.. Ahmet Türk' ün de yaptığı bundan başka bir şey değil.. Bu yüzden, bunu da bu adamı da bu kadar büyütmeye hiç gerek yok.. Daha önceki iletimde dinledikçe ruhumu tınlanlandıran, 30 bin insanın çığlığını kulağımı delercesine duyar gibi olduğum bir şarkı sözünü paylaşmıştım.. ''Özgür doğacak günlerin bedelini ödüyoruz'' diye.... Bende bir cesaret örneği göstererek anlatmak istediğimi biraz daha açayım.. Eninde sonunda, yaşamda ölümde, kıyamda kıyamette bu işin noktalanacağı tek platform MASA' dan başka bir yer değildir.. Tüm dünya medyasının Ankara Dikmen kapısı önünde birbirini ezdiği, haber ajansalarının dünyaya gelişmeleri an be an aktarmak için bir biriyle yarıştığı o dakikaları düşünmek sizi bilmem ama benim için en büyük mutluluk sebebi.. Demiştim ya Tanrı keşke insanoğluna bir iyilik yapsa da zamanı biraz ileriye alsa.. Uğur Dündar o günleri görür mü bilmiyorum ama Grup Yorum aynen böyle söylüyor..: ''ÖZGÜR DOĞACAK GÜNLERİN BEDELİNİ ÖDÜYORUZ..'' İşte aynen böyle.. Yazın bu sözü tarihin bir köşesine....!! 1 Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 tabanımız pkk dır demek,bize oy verenler pkklılardır demek mi oluyor??? PKK uzaydanmi aliyor gücünü sayin Misakci42? Herhalde ülkede o kadar destekcisi varki 30 yili askin ayakta kalabildi. Bunlari söylemek PKK'yi destek anlamina gelmiyor bilakis gercekleri görme adina söylüyoruz. DTP'nin icerisinde ve secmeninde tabiiki PKK sempatizanlari vardi. Ama baskalarida vardi. Normal Kürt vatandaslarindan tutun, demokrat, dinci, Kürt milliyetcisi, asiret adamlari, Türk aydini, sade Türk vatandasi,..... yani aradiginiz her insandan bulabilirsiniz. Benzerlerini diger partilerimizde de bulabilirsiniz. Ülke gercegini görebilmek ve bu gercekler üzerinden konusmak bir edemliktir. Parti kapatmakla sadece karsi görüsün insanlarini radikallestiriyoruz ve bu radikallestirmekte bize ileriki zamanda büyük bir balyoz gibi kafamiza düsüyor. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Bakınız Barzani Iraktaki Kürtlere liderlik ediyor ıraklı kürt halkının durumu ortada Barzani'nin serveti ortada... Zavallı halk hiçbirşeyin farkında değil... Dtp'li provakatörleri liderleri ve hak arayıcıları sanıyorlar... Vallahi hüzünlendim okuyunca. Kürt'leri cok seviyoruzya, onlarin ezilmesid bizi cok üzüyor. Ya insan bir kendisine döner bakar. Biz Türk'lerin liderleri cok u iyide baskasina dil uzatiyoruz? Türkiye'yi soyup soyup bitirenleri simdi burada saymaya kalkissak aylar sürer. "Devletin mali deniz yemiyen domuz" herhalde bize degilde Kürt'lere ait. Bosaltilmadik banka lakmadi, devlet kasasi kalmadi kalkiyoruz Barzani'nin cebindekileriyle ugrasiyoruz. Bu aynen yilanin kendi haline bakmadan deveye boynun egri dmesine benziyor. Alıntı
Φ Ufuk_efe Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 DTP'liler; Türkiye Cumhuriyeti Devletine bugüne kadar ne verdi de ne istiyor? Kürtcülük yaparak gercek kürtlere vermiş olduğu zarar faydasından daha çoktur. nasıl ki her Türk CHP'li , MHP 'li veya AKP'li degilise her Kürt de DTP'li ve PKK'lı değildir. Kürtlerin tümünü bölücülerle aynı kefeye koymak sadece mide bulandırır. Devlet malına zarar vermek masum insanlara saldırmak, bombalama dehşetini yaşatmak molotof kokteyli atmak, otobüs yakmak, herkeste korku panik yaratmak .. kadınları ve ufacık küçük çocukları kullanarak kaldırım taşları ile milli servete zarar vermek hangi geri kalmışlığın köhne düşüncenin barbarlığın anlayışıdır. Bu yapılan vahşetin çağdaşlık da yanıtı yoktur. Saygılar Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 DTP'liler; Türkiye Cumhuriyeti Devletine bugüne kadar ne verdi de ne istiyor? Böyle ciddiyet disi bir soru olamaz. Her Türk vatandasi yasami süresince devlete gücü kadar birseyler verir. Ama devlet vatandasina karsi sorumlulugu vardir ve gerekeni verir. Kusura bakmayin, devlet bir padisak veya kiral degilki, tüm mal, mülk, ... ona ait olsun. Devlet sadece halki temsil eder ve kimseyede cebinden bir seyler vermez. Verdigi sadece gene halkin kendi öz haklaridir. Sizin devlet anlayisiniz herhalde hala 1900 ve önceki zamanlarda kalmis. 1 Alıntı
Φ JAN Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2009 DTP'liler; Türkiye Cumhuriyeti Devletine bugüne kadar ne verdi de ne istiyor? İnanın DTP bu ülkeye hayal edemeyeceğiniz kadar çok şey verdi sn. ufuk.. Hiç düşündünüz mü güneydoğuda DTP liler polise, askere, üzerlerine kurşun yağdıran korucuya yalnızca taş atmak yerine neden silah sıkmazlar? Güneydoğuda neredeyse her 3 evin birinde bir keleş vardır.. Neden DTP liler gösterilerinde polise molotof atmak yerine molotoftan daha etkili olacak tıpkı Filistinliler gibi her gencin eline bir silah vermezler? İzmirde, İstanbulda DTP li aileler yok mu? Neden DTP kendilerine satırla, sallamalarla, hatta silahlarla saldıran ''vatandaşlara'' aynı şekilde karşılık vermezler? DTP lilerin eli armut mu topluyor sizce? Pekala, bugüne kadar güneydoğuda bir Türkün DTP liler tarafından linç edildiğini duydunuz mu hiç? DTP ya da Kürt siyasi geleneği hiç düşünemeyeceğiniz kadar bu ülkeye çok şey verdi.. Eğer bu ülke hala bölünmemişse ve hala iç savaş yaşanmamışsa bunu yalnızca DTP ye ve sağduyusuna borçluyuz.. Açın bakın Nasname sitesine, Kemal Burkaycıların ekibine.. PKK ve DTP ye bir küfür etmedikleri kalmıştır.. Siz nasıl DTP yi ''hain'' görüyorsanız Burkaycılarda ''Xain'' olarak görmekteler.. DTP ve PKK nin ayrılıklı bir talebi olmadığı için onlarda bunları Kürtlerin haini olarak görmekteler.. Bu yüzden ekranlarımızda her gördüğümüzde sövüp, fütursüzce küfür ettiğimiz kadarda teşekkür etmeliyiz kendilerine... DTP yerine Kemal Burkaylar, Elçiler, HAK-PAR' lar söz sahibi olsaydı güneydoğuda nice olurdu halimiz, bir düşünün.. Pir düşünün............. Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Sayın Jan,Son yazdıklarınızı okuyunca eklemek istedim ki daha öncede yazmıştım,KÜRT HALKININ SORUNU,TÜRK HALKIYLA DEĞİL,SİSTEMLEDİR '' bunu sanki Türk halkına karşıymış gibi gösterip,Kandırdıkları Türk insanlarını bu gösterilerin tarafı haline getirenlerde,her fırsatta,bu sorunun çözüm yerinin meclis olduğu söylenmesine rağmen ''Türk halkının Öfkesi'' nden bahs edenlerdir,bunlar ''birkaç şehit olursa,birkaç yerde halk kavga ederse'' diye başlayan ve sonu elde kalemle oy hesaplamaya varan işler yapanlardırlar.... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Sayın Jan,Son yazdıklarınızı okuyunca eklemek istedim ki daha öncede yazmıştım,KÜRT HALKININ SORUNU,TÜRK HALKIYLA DEĞİL,SİSTEMLEDİR '' bunu sanki Türk halkına karşıymış gibi gösterip,Kandırdıkları Türk insanlarını bu gösterilerin tarafı haline getirenlerde,her fırsatta,bu sorunun çözüm yerinin meclis olduğu söylenmesine rağmen ''Türk halkının Öfkesi'' nden bahs edenlerdir,bunlar ''birkaç şehit olursa,birkaç yerde halk kavga ederse'' diye başlayan ve sonu elde kalemle oy hesaplamaya varan işler yapanlardırlar.... Kürt Halkı ve Türk Halkı diye bir ayrım yaptığınızda; Daha doğrusu: Kürt Halkı ve Kürt Olmayan Halk (çünkü diğerlerinin tümünün etnik-kökeni farklıdır ve kimlikleri Türk'tür) ayrımı yaptığında Zaten bu farklılaşmayı, çatışmayı ve sorunu siz yaratıyorsunuz... Kürtler zaten "Türk Halkı" dediğin ve farklı etnisitelerden meydana gelen toplumun bünyesinde yer alıyor. Birisi diğerinin eşdeğeriymiş gibi karşılaştırılamaz. Bunu anlamak o kadar zor değil... Alıntı
Φ ''biji tirkiye'' Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Silahla ne Türkler Kürtlere bir şeyi kabul ettirebilir, ne de Kürtler Türklere. Bakın savaş, barışmak için yapılır, bir barışa ulaşmayan savaşın bir anlamı olmaz, Avrupa tarihi çok savaşkan, çok gözükara kabilelerle doluydu, barışı gerçekleştirebilenler kaldı, barışamayanlar yok oldu. Napolyon’un lafını unutmayın, “kılıçla her şeyi yapabilirsiniz ama üstüne oturamazsınız.” O kılıcı ne zaman kınına sokacağını bilmek gerekir. Bir barış ümidi var bu ülkede, barışı tartışmak, eksiğini söylemek, düzeltmek mümkün. Barışı tümden reddedersek bu sokak çatışmaları çoğalır, yayılır ve sonunda “sıkıyönetim” ilanları başlar. Asker geldiğinde daha mutlu olacağına inanan var mı? Askerî bir yönetimde kim daha mutlu yaşadı? Türkler de Kürtler de büyük bir baskının altına girerler. İstenilen bu mu? Artık AKP hükümetinin de bir şeyler yapması, küçük de olsa somut adımlar atması, Kürtlere güven vermesi, Türkleri yatıştırması gerekiyor. Barışın gelebileceğine insanların inanmasını ve barışın herkesin yararına olduğunu anlamasını sağlamalı. CHP’nin ve MHP’nin kışkırtıcı politikalarından korkarak yavaşlamak tehlikeyi büyütmekten başka işe yaramıyor. Hükümet durabileceği noktayı çoktan geçti, ilerlemesi, güven vermesi, sükûneti sağlaması, nefreti dindirmesi bekleniyor artık. Türkiye, sadece Türkiye değil. Diğer bütün ülkeler gibi Türkiye de aynı zamanda “bütünleşen” bir dünyanın parçası, bu dünyada Türkiye’nin önemli bir yeri var ve bu yeri doldurabilmesi için barışa kavuşması gerekir. Eğer bu barışı biz Türkler ve Kürtler başaramazsak, bize bunu “başartırlar” ama o arada çok kan dökülür, çok insan ölür, çok acı çekilir. Bu ülke, Türklerle Kürtlerin eşit yaşayacağı, eşit haklara sahip olacağı bir ülke olacak, bu kaçınılmaz, o “kaçınılmaz” noktaya kanlı ve dolambaçlı yollardan varmak yerine güvenli ve düz yollardan ulaşmak hepimiz için daha iyi olur bence. Mustafa Kemal diğer zevatlar için bu söylemleri kullanmışmıdır? Kullanmamıştır, nedeni ise o döneme kadar diğerlerinden farklı kazanımları olan kürtlerin kazanılmasıdır,zaten Kürtlerden başkada kazanımı olupta,ortak vatan için bu kazanımlardan vazgeçen yoktur,yani Atatürkte Türk ve Kürtler demektedir you are The Stand? 1921'de ilk Meclis konuşmalarında Atatürk, 'TBMM Kürtlerle Türklerin ortak Meclisi'dir. İki halkın kaderleri de ortaktır' diyordu. Atatürk, Kürtlerin haklarının olduğunu ve konuşacaklarını söylüyordu. İzmit Basın Konferansı'nda da gazetecileri cevaplandırırken 'muhtariyet' olabileceğini belirtiyordu. Alıntı
Φ dominik Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Kürt Halkı ve Türk Halkı diye bir ayrım yaptığınızda; Bu ayrim degil somut bir gercektir. Siz istiyorsunuz diye herkes Türk olamaz. Türkiye'de Kürt hakida var, Laz, Cerkes halki da var digerleride var, aynen Türk halkinin oldugu gibi. Herkesi razisi olamdan zorla Türk yapmaktan vazgecin artik. Isteyen zaten kendisi oluyor ve söylüyorda. Baskalarinin adina onlarin kimligini belirlemekten vaz gectigimiz andan itibaren güzel günler ülkemi ve tüm icinde yasayan toplumlari bekliyor. Vatandaslik bazinda tümümüz Türkiye cumhuriyeti vatandasiyiz ve burada zaten kimsenin bir itirazida yok. Ama Türk vatandasi olmak Türk halki olmak anlamina da gelmez. 85 yildir diretme ve baskalarinin adina onlarin kimligini tayin etme politikasi bize bu günleri yasatiyor. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 Gönderi tarihi: 16 Aralık , 2009 1921'de ilk Meclis konuşmalarında Atatürk, 'TBMM Kürtlerle Türklerin ortak Meclisi'dir. İki halkın kaderleri de ortaktır' diyordu. Atatürk, Kürtlerin haklarının olduğunu ve konuşacaklarını söylüyordu. İzmit Basın Konferansı'nda da gazetecileri cevaplandırırken 'muhtariyet' olabileceğini belirtiyordu. Ya hu şu bilgiyi esnetip durmayın... Atatürk kimseye hiçbir zaman muhtariyet ya da özerklik verileceğini söylememiştir. Yerel yönetimlerin güçlendirileceğini ve yerel yönetimlerin belirli ölçüde özerkleştirileceğini söylemiştir; Her yerel yönetimin, kendi il temsilini oluşturacağını söylemiştir; Ve bunlar da yapılmıştır zaten... Bugün İl Genel Meclisi'ni halk kendisi seçmiyor mu? İl Genel Meclisi, Vali, Kaymakam, Belediye belirli ölçülerde özerk değil mi? Halk, kendi seçtiği İl Meclisi'nden kendini temsil etmiyor mu? Atatürk'ün kastettiği ve uyguladığı da budur. Kimseye etnik-unsur özelliğine dayalı bir özerklik umudu vermemiştir. Atatürk tüm savaşımlarını, Ulus Birliği amacında yapmıştır; Bunu bağıra çağıra söyleyip de, Diğer taraftan kimseye de özerklik vereceğini dile getirmemiştir. Tarih'i olay ve olguları, kavramları ve yönetim ilişkilerini değerlendirmek bilinmiyorsa; Çok biliyormuş gibi; yok efendim muhtariyetti, yok efendim özerklikti, yok efendim otonomiydi diye sallanmamalı... Alın getirin o söylediğiniz belgenin tam ve orjinal metnini... O dönem yerel yönetimler nasıl ele alınıp değerlendiriliyormuş, onu inceleyelim; örnekleri nelermiş... Anayasaya konulacağı söylenen neymiş ve Anayasaya konulan neymiş; onu da inceleyelim... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.