Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Vaaaayyyy Ahmet Türk..neymişsin sen be abi..


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

 

 

Ahmet Türk İzmir’in kaymak tabakasındandır!

 

 

Ahmet Türk diyor ki:

 

“Sivil faşistler İzmir’de saldırdı.”

 

*

 

Vay canına!

 

*

 

İzmir’den Çeşme Otoyolu’na gir, topukla, Çeşme’desin, Ilıca’ya sap, Ildırı levhasını takip et, Ildırı’ya gelince, şahane Gerence Koyu önünde, Günkent Sitesi’ni sor... Eski adı, 18’inci Dönem Parlamenterler Sitesi, helikopter pisti var, müstakil, bahçeli, tripleks, almaya kalk, 300 milyar lira.

 

*

 

Ahmet Türk’ün

yazlığı orda.

 

*

 

Dalyanköy’de çipuraları kalamarları götürürken, “fıstık”, işine gelmeyince “faşist” öyle mi?

 

*

 

Bitmedi...

 

*

 

Ahmet Türk’ün “Türkiye” isimli üvey annesi, kocasının kuma getirmesi üzerine, kaçmış, Necimoğlu Aşireti’ne sığınmıştı. Ahmet Türk’ün ağabeyi, gitti, annesini vurdu. Bu cinayet yüzünden, iki aşiret arasında kan davası başladı. Bi ondan, bi bundan, 34 sene devam etti, 40 kişi öldü. Baktılar ki, olacak gibi değil, Mardinli bu iki aşiret, barışmak için, bir “barış şehri” seçti... Restoran kapattılar, buluştular, sarıldılar, barış yemeği yeyip, kan davasını bitirdiler.

 

*

 

Neresi o seçilen barış şehri?

 

İzmir!

 

*

 

Milletvekili olduğun memleketin Mardin’in Derik İlçesi’ne 34 sene giremeyeceksin... Kan davalılarınla barışmak için, 81 vilayet içinde İzmir’i seçeceksin... Sonra “faşist” öyle mi?

 

*

 

Doğma büyüme İzmirliler bile, İzmir’in nimetlerinden Ahmet Türk kadar faydalanmamıştır.

 

*

 

Gözünü seveyim Ahmet Türk, şunun şurasında üç beş kişiyiz, birbirimizi biliriz... Bak, DTP Milano Milletvekili Sırrı Sakık’ın hiç sesi çıkıyor mu? Onun da yazlığı orda!

 

Yılmaz Özdil.. :alkis: :alkis: :alkis:

Gönderi tarihi:

 

 

Ahmet Türk İzmir’in kaymak tabakasındandır!

 

 

Ahmet Türk diyor ki:

.

.

.

Izmir'de yasananlar ile yukaridaki Ahmet Türk ve ailesi hakkinda yazilanlarin ne alakasi var?

 

Izmir'de yanilanin ismini siz koyarmisiniz?

Gönderi tarihi:

Her toplumda ''kaymak''tabaka olur..Türkündede..Kürdündede.. :D eee çok uzun zamandır birlikte yaşamanın neticesi..ya huyundan ya suyundan kaparmış.. :D kardeştirler..benzeşebilirler..helede bu konularda..ohhhhhhooooo :D

Milano Millet vekili..koptum abi.. :D

Gönderi tarihi:

Her toplumda ''kaymak''tabaka olur..Türkündede..Kürdündede.. :D eee çok uzun zamandır birlikte yaşamanın neticesi..ya huyundan ya suyundan kaparmış.. :D kardeştirler..benzeşebilirler..helede bu konularda..ohhhhhhooooo :D

Milano Millet vekili..koptum abi.. :D

 

O değil de abi, Ahmet Türk'ün tuzu kuruyken, temsil ettiğini söylediği halkı hem kişilik olarak hem de egemenlik olarak sömürmesi ve birde habire demokrasiden ve insan haklarından söz etmesi cabası...

Gönderi tarihi:

Izmir'de yasanan olay ülkemizde ilk degil. 1980 öncesi Türkiye'de CHP bazi sehirlerde DTP'nin Izmir'de yasadiklarini aynen yasiyordu. O dönemler CHP bazilari tarafindan aynen günümüzün DTP'si gibi vatanhaini ve bölücü olarak gösterilip güclerinin yettigi yerde tasliyorlardi, dövüyorlardi. O saldirilar Ahmet Türk'ün Izmir olayi hakkindaki acikladigi gibi kinaniyor ve "fasit saldiri" olarak görülüyordu. Her ne hikmetse 1980 öncesinin "vatanhainleri" ve "vatanperverleri" simdi ayni saflarda mücadele ediyorlar ve 1980 öncesi saldirilara benzerini günümüzde ortaklasa tekrarliyorlar. Ilginc olani, kendilerine yapilirken derhal "fasist saldiri" olarak niteleyenler simdi nedense ayni saldiri baskasina, hele hele o baskasi birde DTP ise, hicte "fasit saldiri" olmuyor. Halk tepkisiymis. 1980 de mesela Yozgat'ta CHP konvoyu taslanirken halk tepkisi olmuyor, "fasist saldiri" oluyor, ama 2009 Izmir'deki benzeri saldiri "halk tepkisi" oluyor. Insan biraz gecmisine bakarak yorum yapmali.

 

Beyler neydik ne olmusuz? Ben sahsen bu hale gelenlere aciyorum. Saldirganligi mesru göstermek icin her olanaklarimizi ve kinlerimizi seferber ediyoruz.

 

Izmir'de yasananlarin cezasini üzülerek söylüyorum tüm Türkiye cekecege benziyor. Demokratik yoldan protesto yerine yargisiz infaz ve linc girisimleri basliyor. Ahmet Türk'ün ailesi asiretmis, kan davasi gütmüs, yok efendim Izmir'de villasi varmis,.... Ve bunlar bizim insanlara tasla sopayla saldirmalari icin bir kilif oluyor. Halimize aciyorum, baska diyecek laf bulamiyorum.

Gönderi tarihi:

O değil de abi, Ahmet Türk'ün tuzu kuruyken, temsil ettiğini söylediği halkı hem kişilik olarak hem de egemenlik olarak sömürmesi ve birde habire demokrasiden ve insan haklarından söz etmesi cabası...

Madem tuzu kurulardan bahsediyorsunuz neden sadece Ahmet Türk'ü gürüyorsunuz? Yokmu baska tuzu kurular?

 

Daha yakin gecmise kadar onlarca yüzlerce insanin katlinden sorumlular günümüzde en vatanperver ve demokratlar. 1980 öncesi olanlari, dönemin aktörlerini ve yaptiklarini ve günümüzde hangi pozisyonlarda olduklarini ve insanhaklari konusunda, demokrasi konusunda bizlere nasil ders verdiklerini irdeleyin derim. Ahmet Türk'ten baska tuzu kurulari göremiyorsak kendi tuzumuz kuru derim.

Gönderi tarihi:

Bu nasıl bir sığ düşüncedir böyle?

 

Ne yani Ahmet Türk ya da bir başka Kürt siyasetçinin yazlığı ya da özel aracı olamaz mı?

 

Bunlar tuzu kuru öyle mi?

 

Peki ya değierleri? Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan, Devlet Bahçelinin tuzları?

 

İzmirde de ırkçılar DTP lileri görünce ''Bunlar cipe de mi biniyorlar?'' gibi absürtce bir soru soruyorlardı kendilerine..

 

Bu gazetecinin yazısı ve yapılan yorumlarda bu düşünceden farksız..

 

Kürtleri henüz insan yerine koyamadığımız için onların en doğal insani eylemlerine, yaşam tarzlarına şaşırıyoruz değil mi?

 

Sakın bu bilinç altlarımıza yerleştirilen ırkçı kodların dışa fışkışması olmasın?

 

Ne dersiniz?

Gönderi tarihi:

Her toplumda ''kaymak''tabaka olur..Türkündede..Kürdündede.. :D eee çok uzun zamandır birlikte yaşamanın neticesi..ya huyundan ya suyundan kaparmış.. :D kardeştirler..benzeşebilirler..helede bu konularda..ohhhhhhooooo :D

Milano Millet vekili..koptum abi.. :D

 

 

Renklendirdim..daha renkli oldu.. :D

Gönderi tarihi:

Renklendirdim..daha renkli oldu.. :D

 

Sorun her toplumda ''kaymağın'' olup olmaması değil..

 

Sorun buna şaşırmış olmanız..

 

Sorun nedense bu ''toplum'' Kürtler olduğunda her defasında şaşırmanız..

 

Pekala Ahmet Türkün yediği ''kaymaktan'' bahsediyorsanız, aynı adamın Diyarbakır cezaevinde halkı için döktüğü kandan da bahsetmelisiniz..

 

Sırrı Sakıkı benzer bir şekilde tehdit ederken aynı adamın devlet tarafından yakılan arazilerini, ekinlerini, roketlenen otellerini de yazmalısınız..

 

İşte asıl o zaman ''renginizi'', samimiyetinizi belli edersiniz sevgili dostlar..

Gönderi tarihi:

Bu nasıl bir sığ düşüncedir böyle?

.

.

.

Ne dersiniz?

 

Sorun birilerinin Kürtlerin bilinçlenmesi ve örgütlenmesinden korkması sorunu

Sorun Kürt halkının olan biteni Türk halkına doğru şekilde anlatabilecek konuma gelmesi halinde yıllardır yalan dolanlarla kandırılan Türk halkının uyanmasından korkanların sorunu ama artık kimseye boyun eymeye niyetimiz yok Türk halkı bizim kardeşimizdir,Türk'ünde Kürd'ünde arasından faşizan düşüncede insanlar çıkabilir ama biz bütün izmirlileri yada bütün Türk halkını asla suçlamadık suçlamayız....

Gönderi tarihi:

Ya hu konuyu hemen de yok efendim Diyarbakır Hapishanesi, yok efendim başka kaymak yiyenlere getirip demagoji yapmayın...

Kimsenin hangi Kürt Kökenli Türk'ün ne kazandığını ya da nerede yaşadığını sorguladığı yok...

İbrahim Tatlıses'i zengin eden de bu toplumdur, merak etmeyin...

Hemencecik, en ufak bir şeyde başlıyorsunuz "yoksa sen beni sevmiyur musun?" edebiyatına...

 

Bizim sorguladığımız şey;

Ahmet Türk'ün hem İzmir'in kaymağını yeyip,

Tepki gördüğü bir kesim için de hemen İzmir'i külliyen faşist ilan etmesi

Ve olayı bir "Kürt Düşmanlığı" kisvesine bürüyüp;

"Bu, Kürtlere yapılmıştır" demesidir...

 

Azıcık insaflı, azıcık vicdanlı olun...

 

O olaylar Kürtlere karşı mı yapılmıştır,

Yoksa DTP'ye karşı mı?

 

Oradaki şey Kürt Düşmanlığı mıdır,

Yoksa DTP/PKK karşıtlığı mı?

 

İzmir mi Faşisttir,

Yoksa DTP/PKK Kürt Irkçıs Faşist Parti mi?

 

İzmir mi Ezik edebiyatı yapıyor,

Yoksa daha kendi gerçekliklerini bile itiraf edemeyen Ezik Edebiyatı sahipleri mi?

 

Kimsenin hangi Kürt'ün ne kazandığı ile ilgilendiği yok...

Sizin kullanıp, sizin canlarınız üzerinden siyaset yapan erbabların kişiliğini sorguluyoruz...

Ya da kişiliksizliğini sorguluyoruz...

 

Her şeyde bu tavır:

"Yoksa siz beni sevmiyur musunuz?"

Gönderi tarihi:

Bizim sorguladığımız şey;

Ahmet Türk'ün hem İzmir'in kaymağını yeyip,

Tepki gördüğü bir kesim için de hemen İzmir'i külliyen faşist ilan etmesi

Ve olayı bir "Kürt Düşmanlığı" kisvesine bürüyüp;

"Bu, Kürtlere yapılmıştır" demesidir...

 

Bu cümleler sizin düşüncelerinizi ele veriyor.. Sorun sizin ''sorguladığınız şeyde..''

 

Sorun sizin DTP yi nasıl gördüğünüz değil nasıl görmek istediğinizidir..

 

''Ahmet Türk İzmirlilere Külliyen faşist'' demiş.. Bunun ''külliyen'' bir yalan olduğunu Ahmet Türkün konuşmalarından doğrulayalım..

 

Buyrun:

 

Türk, "Bugün İzmir’e gelirken bir grup faşist konvoyumuza saldırmış. Devletin valisini ve polisini görevlerini yapmaya davet ediyorum. Bizlerin başından beri mücadelemiz özgürlük için, halkların kardeşliği içindir. Bizim özgürlük mücadelemiz, aslında tüm Türk halkının özgürleşmesi demektir. Ancak birileri bu ülkenin halklarını, kardeşlerini karşı karşıya getirme uğraşları var ve biz halkların kardeşliğini, demokrasiyi esas alırız”

 

Bu sözleri saldırıya uğradıktan sonra söylüyorlar.. Uğradıkları saldırıdan sonra hala ''barış ve kardeşliği savunmaları'' bu ''peygamber sabrının'' nereden geldiği sizi bilmem ama benim için asıl sorgulanması gereken olandır..

 

O olaylar Kürtlere karşı mı yapılmıştır,

Yoksa DTP'ye karşı mı?

 

Oradaki şey Kürt Düşmanlığı mıdır,

Yoksa DTP/PKK karşıtlığı mı?

 

İzmir mi Faşisttir,

Yoksa DTP/PKK Kürt Irkçıs Faşist Parti mi?

 

 

Gelelim ortada olan faşisti kısaca aramaya..

 

Şovenizm ezen ulus milliyetçiliğinin abartılı halidir… Savunduğumdan söylemiyorum ama ezilen ulus milliyetçiliği ile ezen ulusun şoven milliyetçiliği arasındaki ayrım, bilinmeyerek görülmüyorsa ciddi eksikler, bilinerek görülmüyorsa ciddi sorunlar var demektir…

 

(Bunun üzerinde ayrıca durup düşünün.. Dilerseniz bu konuyu ayrıca tartışırız..)

 

Kürtler kimi ezdiki, kimliği mi oldu ki neyin şovenizmini, faşizmini yapacak.. Ne ile insanları gaza getirecek, tahrik edecek..? Ne yaptılar ki ne bulacaklar? Kürtlerin tek hatası bizimle birlikte yaşamayı 86 yıl öncesinden kabul etmeleri olmasın sakın?

 

Evet ettiklerini buluyorlar şimdi..!! Hemde fazlasıyla..

 

Taşlar, sopalarda ‘’birlikteliğin hediyesi..’’

 

Evet, şovenizmden güç aldığı doğrudur, ancak bu şovenizm yasaklı Kürt kimliğinin, devletsiz Kürtlerin üstünlük kompleksinden değil, - ki bana göre hiçbir halk bu kadar aşağılanmamış, bu kadar yerin dibine batırılmamıştır tarihte- saldıran, linç eden faşist rejimin şovenizminin kirliliğinin görülmesindendir…

 

Linç edenlerin, durdukları arabaların şöforlerine ''Kürt müsün'' sorusunu sormaları bile lincin kimlere yapıldığını rahatlıkla görmenizi sağlayabilir..

 

Tabi (nasılsız) görmek isterseniz.. !!

 

Saygı ve sevgiyle her şey...

Gönderi tarihi:
Bu cümleler sizin düşüncelerinizi ele veriyor.. Sorun sizin ''sorguladığınız şeyde..''

 

Sorun sizin DTP yi nasıl gördüğünüz değil nasıl görmek istediğinizidir..

 

Ben DTP'yi görmek istediğim gibi değil, oldukları gibi görüyorum...

 

Ben de Ahmet Türk'ün sözleri ile karşılık vereyim:

"Demokratik açılım sürecinde Sayın Öcalan ve PKK’nin rolü unutulursa sorun çözülemez."

 

PKK bir terör örgütü ve Apo'da onun elebaşıdır...

Hangi devlet, terör örgütü ile masa başına oturur?

PKK ve APo'nun da talepleri bellidir;

Ayrılıkçılık, bölücülük...

 

DTP'nın de yeri, PKK'nın yanıdır.

Bunu ben değil, kendileri ifade ediyorlar...

 

Şovenizm ezen ulus milliyetçiliğinin abartılı halidir… Savunduğumdan söylemiyorum ama ezilen ulus milliyetçiliği ile ezen ulusun şoven milliyetçiliği arasındaki ayrım, bilinmeyerek görülmüyorsa ciddi eksikler, bilinerek görülmüyorsa ciddi sorunlar var demektir…

 

(Bunun üzerinde ayrıca durup düşünün.. Dilerseniz bu konuyu ayrıca tartışırız..)

 

Olur, tartışalım elbette...

Fakat, öncelikle Ulusalcılığın ne olup olmadığı ve hala 100 yıl önceki anlamları mı taşıdığı ya da her Ulusal Birlikteliğin aynı öz niteliklere mi sahip olduğu;

Kürtlerin bir "Ulus" niteliğinde olup olamadıklarını tartışalım...

Bakalım Kürtlük, Türklük karşısında ezilebilecek konumda bir Ulus niteliğinde midir?

Ya da Türklük ile Kürtlük aynı nitelikte ve çatışabilecek yapılar mıdır?

 

Önce bunları bir düşünün, ortaya koyun ve ondan sonra Şovenizm'i tartışmaya geçelim olur mu?

 

Ayrıca Ezen-Ezilen karşıtlığı değildir Şovenizm...

Örneğin siz Kürtleri "Ezilen Ulus" olarak görüyorsunuz (ki Kürtler bir Ulus niteliğinde değildir)

İnsanların her tartışmada çıkıp da "Kürtler" üzerinden duygu sömürüsü yapmaları,

Kendi toplumsal yapılarının çarpıklıklarını bile eleştirememeleri,

Ne olursa olsun o yapıya olan her eğilimi "Saldırı" ve "Kültürü Yok Etmek" olarak algılamaları

Şovenizm değil midir?

Şovenizm, Ulusalcılık temelinde değil "Irkçılık" temelinde kendisini gerçekleştirebilen bir ifadedir.

Bir Ulusalcı da elbette ki Şovenist duygular besleyebilir, fakat Irkçılık kadar koyu bir ötekileştirici niteliğe sahip değildir.

Kürtçülüğe bakın;

Hem kendilerini, karşılarındakine ötekileştirir,

Hem de karşısındakini kendisine ötekileştirir...

Kürtler kimi ezdiki, kimliği mi oldu ki neyin şovenizmini, faşizmini yapacak.. Ne ile insanları gaza getirecek, tahrik edecek..? Ne yaptılar ki ne bulacaklar? Kürtlerin tek hatası bizimle birlikte yaşamayı 86 yıl öncesinden kabul etmeleri olmasın sakın?

 

Yine başlamışsınız "Yoksa siz beni sevmuyur musunuz?" edebiyatına...

"Ah Kürtler, vah Kürtler" edebiyatı...

 

Şovenist olmak için ezebiliyor olmak gerekmiyor...

Şovenist olmak, ait bulunduğunuz yapıya körü körüne bağlılığı ifade eder.

Kürt Toplum Yapısına bakın, Şovenizm doğasında vardır.

Aşiret Reisi'nin tek bir demesi ile oylar istediği partiye gider...

Aşiret Reisi'nin tek bir demesi ile isyan çıkar...

 

Artık Aşiret Reisi'nin demesine de gerek yok;

Demokrasi kılıfı ile Aşiret Kültürü öyle bir perdelenmiştir ki,

Aşiret Kültürü'nün o "öz eleştiriden yoksun" kafa yapısı, her zaman "ah! vah!" duygu sömürüsü ile birlikte sunulur ve anında demokratik olunur...

 

Kürtlerin tek hatası, şovenizmi doğasında bulunduran Aşiret Kültürü'nü bırakamamalarıdır...

Aşiretlere karşı olan Kürt kökenli insanların bile o kültüre her halükarda körü körüne sahip çıkabilecek bir bilince sahip olabilmeleridir...

 

Evet ettiklerini buluyorlar şimdi..!! Hemde fazlasıyla..

 

Taşlar, sopalarda ‘’birlikteliğin hediyesi..’’

 

Evet, şovenizmden güç aldığı doğrudur, ancak bu şovenizm yasaklı Kürt kimliğinin, devletsiz Kürtlerin üstünlük kompleksinden değil, - ki bana göre hiçbir halk bu kadar aşağılanmamış, bu kadar yerin dibine batırılmamıştır tarihte- saldıran, linç eden faşist rejimin şovenizminin kirliliğinin görülmesindendir…

 

Linç edenlerin, durdukları arabaların şöforlerine ''Kürt müsün'' sorusunu sormaları bile lincin kimlere yapıldığını rahatlıkla görmenizi sağlayabilir..

 

Tabi (nasılsız) görmek isterseniz.. !!

 

Saygı ve sevgiyle her şey...

 

Bakın, 1 saat kadar önce o olayların gerçekleştiği İzmir'de, babam ve kuzenim ile birlikte, yarın için kurbanlık almaya gittik.

(ki ben kurban kesilmesine karşıyım ama sonuçta onların inancı bu)

Kurbanlığı aldığımız adam Erzurumlu bir Kürt...

Ne babam, ne kuzenim ve ne de o adamın sattığı 40a yakın kurbanlığı satın alan hiç kimse "Sen Kürt müsün?" diye sormadı...

Ayrıca o adamın Kürt olup olmamasını da sorgulamadık...

Türkçe'yi tam bilmiyor olması ve iletişimimizi çocuğu aracılığı ile sağlıyor olmamız,

O adamdan alış-veriş yapmamıza engel olmadı hiç...

Paşa paşa sattı o 40 adet kurbanlığı ve kimse de

"Sen Kürt'sün, para kazanmamalısın!" demedi;

Deseydi, satamazdı o kadar kurbanlığı...

 

Kaldı ki burada, kurbanlık satan kesimin %80i hep Kürt kökenli vatandaşlardır.

Onlarca kurbanlık satan tezgah vardır İzmir'in hemen her yerinde.

 

DTP konvoyuna gerçekleştirilen saldırıların olduğu yerin çok da uzak olmayan çevresinde de

kurbanlık satanların çok büyük çoğunluğu Kürt'tür.

Ve eminim ki o saldırıyı gerçekleştirenler, kurbanlıklarını hep Kürtlerden aldılar...

Hatta İzmir'de çarşı-pazar sektörü büyük oranda Kürtlerdedir...

O saldırıyı gerçekleştirenler, pazar alış-verişlerini de hep Kürtlerden yapıyorlar, eminim...

"Pazarcı Kürt mü, değil mi?" diye seçecek olsa, alış-verişini yarım yapmaktan başka çaresi kalmaz sanırım...

 

Olay, DTP'nin edinmiş olduğu "PKK/Apo Yandaşlığı" kimliğinden ibarettir.

Ve o tepki gösterenler, buna tepki göstermiştir.

Eruh'ta PKK'nın ilk eylemini "Şenlik" olarak kutlayan kesime tepki göstermiştir.

Bu ülke insanına kurşun sıkanları bayraklarla, şenliklerle karşılayanlara tepki göstermiştir.

PKK ve Apo'suz bir çözüm düşünemeyenlere tepki göstermiştir.

Demokrasi kılıfı ile Kürt Irkçılığı ve Şovenizmi yapanlara tepki göstermiştir.

 

Hiç kendinizi kandırmayın...

"Şovenizm" eleştirisi getirecekken, "Kürt Karşıtlığı" eleştirisi getirecekken;

Önce kendi kültürünüzün ne kadar şovenist olup olmadığını,

Size ne kadar şoven bir bilinç sunup sunmadığını,

Ve sizin aslında ne kadar "Kendinizi Ötekileştirici" olup olmadığınızı bir eleştirin...

 

Ne o?

Yoksa sizde mi kendi kültürünüzü eleştiremiyorsunuz, toz konduramıyorsunuz?

Yoksa sizin de şovenist olabileceğiniz olasılığı mı belirdi aklınızda?

Yok yok, sanmıyorum;

O kadar da sorgulamamışsınızdır.

Gönderi tarihi:

Bu cümleler sizin düşüncelerinizi ele veriyor.. Sorun sizin ''sorguladığınız şeyde..''

 

Sorun sizin DTP yi nasıl gördüğünüz değil nasıl görmek istediğinizidir..

 

''Ahmet Türk İzmirlilere Külliyen faşist'' demiş.. Bunun ''külliyen'' bir yalan olduğunu Ahmet Türkün konuşmalarından doğrulayalım..

 

Buyrun:

 

Türk, "Bugün İzmir’e gelirken bir grup faşist konvoyumuza saldırmış. Devletin valisini ve polisini görevlerini yapmaya davet ediyorum. Bizlerin başından beri mücadelemiz özgürlük için, halkların kardeşliği içindir. Bizim özgürlük mücadelemiz, aslında tüm Türk halkının özgürleşmesi demektir. Ancak birileri bu ülkenin halklarını, kardeşlerini karşı karşıya getirme uğraşları var ve biz halkların kardeşliğini, demokrasiyi esas alırız”

 

Bu sözleri saldırıya uğradıktan sonra söylüyorlar.. Uğradıkları saldırıdan sonra hala ''barış ve kardeşliği savunmaları'' bu ''peygamber sabrının'' nereden geldiği sizi bilmem ama benim için asıl sorgulanması gereken olandır..

 

 

 

Gelelim ortada olan faşisti kısaca aramaya..

 

Şovenizm ezen ulus milliyetçiliğinin abartılı halidir… Savunduğumdan söylemiyorum ama ezilen ulus milliyetçiliği ile ezen ulusun şoven milliyetçiliği arasındaki ayrım, bilinmeyerek görülmüyorsa ciddi eksikler, bilinerek görülmüyorsa ciddi sorunlar var demektir…

 

(Bunun üzerinde ayrıca durup düşünün.. Dilerseniz bu konuyu ayrıca tartışırız..)

 

Kürtler kimi ezdiki, kimliği mi oldu ki neyin şovenizmini, faşizmini yapacak.. Ne ile insanları gaza getirecek, tahrik edecek..? Ne yaptılar ki ne bulacaklar? Kürtlerin tek hatası bizimle birlikte yaşamayı 86 yıl öncesinden kabul etmeleri olmasın sakın?

 

Evet ettiklerini buluyorlar şimdi..!! Hemde fazlasıyla..

 

Taşlar, sopalarda ‘’birlikteliğin hediyesi..’’

 

Evet, şovenizmden güç aldığı doğrudur, ancak bu şovenizm yasaklı Kürt kimliğinin, devletsiz Kürtlerin üstünlük kompleksinden değil, - ki bana göre hiçbir halk bu kadar aşağılanmamış, bu kadar yerin dibine batırılmamıştır tarihte- saldıran, linç eden faşist rejimin şovenizminin kirliliğinin görülmesindendir…

 

Linç edenlerin, durdukları arabaların şöforlerine ''Kürt müsün'' sorusunu sormaları bile lincin kimlere yapıldığını rahatlıkla görmenizi sağlayabilir..

 

Tabi (nasılsız) görmek isterseniz.. !!

 

Saygı ve sevgiyle her şey...

Çok belli oluyor kardeşlikleri,Yıllarca ülkede terör estirenler başkaları sanki.(Herkes için geçerli değil)

Her seferin de haklarımız yok diye ayaklananlar,.

Eğitim istiyoruz değip öğretmenleri kurşuna dizenler,

Şehirleri bombalayanlar,çocukları öldürenler de başkaları ya biz bilmiyoruz.

Şeyh Saitleri,Abdullah Öcalanları kahraman ilan ederler.

Tabi sorsanız masumlar hepsi,

Bunlara karşı savaşanları da hemen bölücü ilan edip terör örgütü kurmakla suçlarlar birde.Türk bayraklarıyla Atatürk pasterleriyle terörü protesto edenleri de aynı şekilde bölücülükle suçlarlar.Hatta abartıp soykırım yapıldığını iddaa edenleri de gördük.

Lafı fazla uzatmaya da gerek yok bunları daha önce defalarca yazıldı.

Başka bir dünyada yada başka bir ülkede yaşamıyoruz.TÜRKİYE'DE yaşıyoruz.

Uyuduğumuzu falan sanmayın her şeyin farkındayız.

Gönderi tarihi:

Olur, tartışalım elbette...

Fakat, öncelikle Ulusalcılığın ne olup olmadığı ve hala 100 yıl önceki anlamları mı taşıdığı ya da her Ulusal Birlikteliğin aynı öz niteliklere mi sahip olduğu;

Kürtlerin bir "Ulus" niteliğinde olup olamadıklarını tartışalım...

Bakalım Kürtlük, Türklük karşısında ezilebilecek konumda bir Ulus niteliğinde midir?

Ya da Türklük ile Kürtlük aynı nitelikte ve çatışabilecek yapılar mıdır?

 

Önce bunları bir düşünün, ortaya koyun ve ondan sonra Şovenizm'i tartışmaya geçelim olur mu?

 

 

Her yazdığınız cümlelere ton ton yazı çıkmakta.. En iyisi ben fazla uzatmadan tüm yadıklarınıza genel olarak cevap vermek istiyorum..

 

Önce bir konuda anlaşmak lazım.

 

Tarihte Kürdistan diye bir coğrafya var mıydı yokmuydu?

 

ULuslar ya da kavimler arasında Kürt diye bir kavim/Ulus/Halk varmıdır yokmudur?

 

Kürt varsa eğer bu halkın yaşadığı coğrafya neresidir.?

 

(Bunların cevaplarını istiyorum.. Klasik hamasiyet duygularıyla değil tarihsel anlamda sorulara ve sorunlara cevap vermenizi özellikle istiyorum..)

 

İnsana ve haklarına yaklaşımın temeli nedir?

 

Bir ulusun, bir topluluğun, Kızılderilinin, Yunanistandaki Türk azınlığın, Kıbrısta'ki Türk toplumunun, velhasıl bütün azınlık ya da çoğunluğun, etnik ya da başka bir şey olan bir topluluğun, anadili, kültürü, tarihi, edebiyatı, yazını, şiiri, yaşam hakkı varmıdır yokmudur?

 

Bir halkın 2000 yıldır yaşadığı toprakları sömürgeciler öyle uygun gördü diye, statükocu farklı ulus-devletlerin sınırları içine hapsetti, dört parçaya böldü diye farklı olanın bütün haklarını yok mu sayalım. Ya da sizin ''Mutlu Türk'' ''tezinizle'' mi yaklaşalım?

 

Türkiyedeki Kürt kendini Türk gibi, İran'daki Kürt kendini Fars gibi, Irak ve Suriye'deki Kürt kendini Arap gibi mi hissetmeli.. Çözüm bu mu?

 

Burdakinin Türk olması yeterli ise ordaki niye Arap'tır niye Fars'tır..

 

İzmirde koyun çadırında kurban olan davar mı yoksa ölü Kürt mü sn. boşig.. Kürdün çadırından Kürtçe nameler duysaydınız yine alışveriş edermiydiniz aceba merk konusu? Sahi sizin İzmirde Kürt esnaflardan alış veriş yapılmadığını tüm dünya söylüyor.. Peki buradaki Kürtlerin suçu ne? Ortada bir ''koyun'' mu yok yoksa?

 

 

Olay, DTP'nin edinmiş olduğu "PKK/Apo Yandaşlığı" kimliğinden ibarettir.

Ve o tepki gösterenler, buna tepki göstermiştir.

Eruh'ta PKK'nın ilk eylemini "Şenlik" olarak kutlayan kesime tepki göstermiştir.

Bu ülke insanına kurşun sıkanları bayraklarla, şenliklerle karşılayanlara tepki göstermiştir.

PKK ve Apo'suz bir çözüm düşünemeyenlere tepki göstermiştir.

Demokrasi kılıfı ile Kürt Irkçılığı ve Şovenizmi yapanlara tepki göstermiştir.

 

Neden Kürtlerle ilgili her yazıda sorunu PKK söyleminin arkasına saklanarak çözümsüzlüğe terketmektesiniz?

 

Yok mu başka bir liman? Ben önceki mesajlarımda PKK ile tek kelime ettim mi?

 

Kürt sorunu ile ilgili her tartışmada PKK ya da DTP bahanesi ardına sığınan arkadaşlar; bu fikirleri ile 28 tane Kürt isyanından sonra 29.ya gelmeden, PKK daha doğmadan neyi çözdüler tarihte, çözüm adına neyi önerdiler? Şimdi hangi çözümü önerecekler aceba..?

 

Evet, bu zihniyetler Kürt halkının demokratik taleplerinden bir Kürt milliyetçiliği doğmasından rahatsız değildirler. Kürtlerin ulus olup olması önemli değil.. Bakmayın öyle ağız dolusu Kürt milliyetçilerine, PKK'ye küfür ettiklerine.. PKK'sız bunların siyaset yapma olanağı yoktur... PKK olmasaydı verecekleri birşey de yoktu, tartışmaya bile gerek yoktu... Kara basınca Kart-Kurt diye yürüyenler vardı sadece...************...

Dün askerde nöbete gönderilen Kürt Mehmetti bugün kurban pazarında ''koyun koyun'' koyun satan Erzurumlu Kürt Mehmet.. Kendi hakkından bihaber Mehmetler tabiki birilerinin ''iyi'' Kürdü olacaklar..

 

Kürtlere PKK'dan başka seçenek bırakmayanlar şimdi kalkmış çözümsüzlüklerinin nedeni olarak bize Pkk dan bahsetmesinler lütfen..

 

Pekala, kendi etniğinin ulus-devlet yapılanmasını meşru görmek adına, başkalarına bana benzersen, benim dediğim olursan sorun yoktur diyen anlayış, kendisi için gördüğü meşruiyeti başkası için görmemesinin temelini neye borçludur aceba? (Cevap istiyorum)

 

Devletler, kızılderilileri, çoğunluk ta olsa zencileri katletmeli, farklı olmak isteyenleri yoketmeli.. Bunu hak görenlere kimse sesini bile çıkarmamalı..Köleliğe, sömürgeciliğe, zorbalığa, faşizme, Klu-Klux Klancılığa herkes boyun eğmeli, Kunta Kinte rolüne hiç kimse itiraz bile etmemeli.. Öyle mi?

 

Bütün şovenistlerin, ırkçıların, faşistlerin soykırımları, işkenceleri, çetecilikleri, yasakçılıkların sürmesi, iktidarlarını meşruiyeti için gereken düşmanlar yaratılmalı. Hergün 1500 kere bunlara küfür edilmeli ve bunları yaratanların siyasetlerine, güçlerine, güç katılmalı.. Değil mi?

 

Yalnız anlamadığım birşey var bu kadar işlerine yarayan PKK'ye neden küfreder bu arkadaşlar? Onu bana birisi bir açıklasın bakalım..

 

-PKK Kürtlerin taleplerini dile getirdi diye mi?

 

-PKK Kürtlerin demokratik istemlerinin önünde engel yarattı diye mi?

 

-PKK kendi siyasetlerini kolaylaştırdığı, zorbalığını, hırsızlığını, anti-demokratik, despot yüzleri meşrulaştırdı diye mi?

 

-PKK demokratik(!), laik(!), özgürlükçü(!), eşitlikçi(!), insan haklarına saygılı(!) bir devleti bu hallere düşürdü diye mi?

 

-PKK Kürtlerin seçimle, barajsız, baskısız, parlementer yoldan iktidara bile gelebilme olasılığını engelledi diye mi?

 

Sahi PKK'ye hangi nedenle küfredelim?

 

Oysa PKK düşmansız yaşayamayanlar için bulunmaz bir fırsat, eğer PKK'ye lanet edeceksek biz bence sırf bu yüzden lanet etmeliyiz.. Ancak ****** dediklerimiz de işte bu yüzden teşekkür etmeliler.. PKK'nın olmaması çözüm olsaydı keşke, faşist kafa düşmansız kalırmıydı sanıyorsunuz? Dün komünist, alevi, solcu, bugün Kürt, PKK, yarın da başka birşey olurdu...

 

Haksız mıyım?

 

Faşizm dersine kimse yine çalışmamış...!!

 

Herkese sıfır...........!!

Gönderi tarihi:

Izmir'de yasanan fasist saldiriya kilif arayanlar ve mesru göstermeye calisanlar 1980 önceside benzeri provakasyonlari yapiyorlardi. Izmir'de sonra Canakkale'nin Bayramic ilcesinde Kürt vatandaslara karsi irkci söylemlerle eylem yapanlar evleri tasladilar. Bunlari yapanlarin tümü bizlere demokrasi dersi verenler, hak ve hukukutan bahseden ama kendi dostlari iceride oldugu icinde ülkemizde hukukun olmadigini ve insanlarin yargisiz infaz yapilarak sucsuz yere tutuklu olduklarini iddaa edenler. ne kadar demokrasiye saygili olduklari ve hukukun üstünlügünü kabul ettikleri yapmis olduklari eylemlerle göz ününde. Bu zihniyetin yakin bir zamanda baska sehir ve kasabalarda kendi görüslerine uygun insanlara karsi benzeri eylemler yapildiginda neler diyeceklerini merakla bekliyorum. Umarim misilleme olmaz ama malesef bu gidisle olacaga benziyor.

 

"Bayramiç'te gergin gece...

 

Fatih DALDAL/BAYRAMİÇ (Çanakkale), (DHA)

 

ÇANAKKALE'nin Bayramiç İlçesi'nde, kız meselesi yüzünden yaşanan kavgayı ayırmak üzere olay yerine gelen polislere, kavgaya karışan Kürt gençlerin direndiğini gören ilçe sakinleri galeyana gelip İlçe Emniyet Müdürlüğü önünde toplanmaya başladı. Gençlerin ağırlıkta olduğu 2 bin 500 kişilik grup, önce kavgaya karıştığı için gözaltına alınan Kürt gençlerinin kendilerine verilmesini istedi. Ardından da Kürtler'in yoğun yaşadığı mahalleye doğru yürüyüşe geçip, ‘Kürtler dışarı’ diye slogan atarak bazı evleri taşladı. Olaylar, polis ve jandarma tarafından güçlükle yatıştırıldı.

 

Bayramiç İlçesi'nde saat 21.00 sıralarında kapalı Pazar yerinde Taner Demir, Timur Özkan ve Mehmet Başaran isimli üç Kürt genci ile Bayramiçli Mehmet Kapıcıoğlu kız meselesi nedeniyle tartışmaya başladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine polis ekipleri olay yerine geldi. Kavgayı ayırmak isteyen polisler Taner Demir ve Timur Özkan’ın mukavemetiyle karşılaştı. Gençler, güçlükle polis otosuna bindirilirken, kavganın yaşandığı olay yerine yakın kahvelerin önünde oturan Bayramiçliler, olaya öfkelenerek tepki göstermeye başladı.

 

Emniyet Müdürülğüne götürülen kavgacı gençler, karakolda sorguya alındığı sırada, kısa sürede yüzlerce Bayramiçli de toplanıp, Emniyet Müdürlüğü önüne geldi. Polise zorluk çıkaran gençlere tepki gösteren Bayramiçliler, polis merkezinin kapılarını zorlayıp, kavga çıkaran Kürt kökenli kişileri protosta etti. ‘Kürtler dışarı’ şeklirnde salgon atıp, tekbir getiren grup, daha sonra da ‘Şehitler ölmez, vatan bölümez’ slagonu atmaya başladı.

 

Yüzlerce kişiyle başlayan protosto, ilerleyen dakikalarda Emniyet Müdürlüğü'nün önüne yürüyerek gelen başka guruplarla birlikte yaklaşık 2 bin 500 kişinin toplanmasına neden oldu.

 

Bayramiç Polisi, kalabalığı dağıtmakta yetersiz kalınca İlçe Jandarma Komutanlığı'ndan takviye geldi. İlçeye, Çanakkale Emniyet Müdürülğü'nden de takviye olarak, 50 kişilik Çevik Kuvvet Polisi çağrıldı.

 

Olayların büyümemesi için polis ve jandarnma büyük çaba gösterdi. Bayramiç Kaymakamı Şahin Arslan ve Belediye Başkan Yardımcısı Ergün Tüzgen, vatandaşları sağ duyuya davet zetti. Kalabalık, Kürt kökenli vatandaşlyarın oturduğu evlere taşlı saldırıda bulundu. Harmancık bölgesinde gerçekleşen bu saldırı sırasında, Kürt kökenli vatandayşların evlerinden taşlı sbaldırıya av tüfekleri ile cevap geldi. Bu da, protestocuları galeyana getirdi. Kaymakam ve belediye başkan yardımcısının yoğun çabası ile olaylar saat 00.30 saralarında yatıştı. Topluluk, polis ve jandarmanın da gayretiyle dağıldı."

Gönderi tarihi:

Bakalım kim dersine çalışmamış;

Ve bakalım kim yazdığında, bir öncekinden daha fazla kavram kargaşası yaratıyor:

 

Her yazdığınız cümlelere ton ton yazı çıkmakta.. En iyisi ben fazla uzatmadan tüm yadıklarınıza genel olarak cevap vermek istiyorum..

 

Önce bir konuda anlaşmak lazım.

 

Tarihte Kürdistan diye bir coğrafya var mıydı yokmuydu?

Önce Tarih ve Sosyoloji Bilimlerinin çok bilinen bir paradoksunu kavramak lazım:

"Kitleler mi coğrafyalara isim verir;

Coğrafya mı kitlelere ismini verir?"

 

"Kürdistan" dediğiniz bölge, her zaman için bir "Coğrafi Bölge" adı olarak kullanılmıştır.

Kürtler mi bu bölgeye bu adı verdiler, yoksa orada yaşadıkları için mi bu adı aldılar, kesin bir biçimde bilinemiyor;

Aynen Azerilere niçin "Azeri" ve Ermenilere/Hay niçin "Ermeni" denildiğini kesin bilinememesi gibi.

Kesin olarak bildiğimiz şey;

Türklerin, Kürdistan ve Ermenistan denilen COĞRAFİ bölgeleri, Tarihte siyasi ve toplumsal olarak kapsadığıdır.

"Kürdistan" adı, o coğrafya için hiçbir zaman "Siyasi" ve "Toplumsal" bir tanımlama olarak da kullanılmamıştır;

Bunu da net bir biçimde biliyoruz;

Çünkü o bölgede "Kürt" adı ile bir siyasi örgütlenme daha önce hiç olmamıştır.

 

ULuslar ya da kavimler arasında Kürt diye bir kavim/Ulus/Halk varmıdır yokmudur?

 

Yine bir kavram kargaşası:

 

Ulus = Kavim midir?

Sanırım siz, Fransız İhtilali'ni de Feodal Beylerin yaptığını düşünüyorsunuzdur;

Ne de olsa Ulus = Kavim!?

 

Kürtler bir kavim, bir etnik-kesimdirler.

Ulus değildirler.

Ulus örgütlenmesinin gerçekleşebilmesi için Aşiret/Kavim/Klan yapısının dağılması,

Feodal yapının çökmüş olması gerekiyor.

Bu yapıyı yaşatan bir kavmin Uluslaşabildiği görülmemiştir.

 

Kürt varsa eğer bu halkın yaşadığı coğrafya neresidir.?

 

(Bunların cevaplarını istiyorum.. Klasik hamasiyet duygularıyla değil tarihsel anlamda sorulara ve sorunlara cevap vermenizi özellikle istiyorum..)

 

Kürtler'in yaşadıkları bölge Irak'ın Kuzeyi ile Anadolu'nun Doğu ve Güney-Doğusudur.

Fakat buralarda yalnızca Kürtler yaşamaz ve oraya verilen Kürdistan adı tarihte hiçbir zaman Siyasi ve Toplumsal bir anlam ifade etmez.

Coğrafi bir terim olarak kullanıldığı bilinmektedir.

 

Umarım siz de hamasi duygular ile hareket etmiyorsunuzdur!

İnsana ve haklarına yaklaşımın temeli nedir?

 

Bir ulusun, bir topluluğun, Kızılderilinin, Yunanistandaki Türk azınlığın, Kıbrısta'ki Türk toplumunun, velhasıl bütün azınlık ya da çoğunluğun, etnik ya da başka bir şey olan bir topluluğun, anadili, kültürü, tarihi, edebiyatı, yazını, şiiri, yaşam hakkı varmıdır yokmudur?

 

Niye sinirlendiniz onu anlamadım ve şu anki konu ile alakası nedir bu sorunu anlamadım...

Elbette ki herkesin kendi dilini ve kültürünü öğrenme ve geliştirme hakkı vardır.

Fakat bu hakkın var olması, o kitleleri "Ulus" olarak adlandırmak için bir gerekçe sayılamaz.

 

Bir halkın 2000 yıldır yaşadığı toprakları sömürgeciler öyle uygun gördü diye, statükocu farklı ulus-devletlerin sınırları içine hapsetti, dört parçaya böldü diye farklı olanın bütün haklarını yok mu sayalım. Ya da sizin ''Mutlu Türk'' ''tezinizle'' mi yaklaşalım?

Siz "Mutlu Türk" Ulusal Kaygısını paylaşamıyor olabilirsiniz;

Ki bunun da temeli, dediğim gibi Etnik Kaygılarınız ve Komplekslerinizdendir.

O Ulusal birlikteliği paylaşabilen ve paylaştığı halde benliğini yitirmeyen ve hatta daha kolay geliştirebilen Etnik-Unsurlar Anadolu'da mevcuttur.

 

Ben de Aşiret yapısı ile beslenmiş bir kültür ve bu kültürün bana benimsettirdiği bilinç ve kişilik yapısına sahip olsaydım,

Ben de Ulus kavramının ne olup ne olmadığını kavrayamazdım...

Türkiyedeki Kürt kendini Türk gibi, İran'daki Kürt kendini Fars gibi, Irak ve Suriye'deki Kürt kendini Arap gibi mi hissetmeli.. Çözüm bu mu?

 

Burdakinin Türk olması yeterli ise ordaki niye Arap'tır niye Fars'tır..

Ulus Birliktelikleri'nde "Duygu/His" dediğimiz şey "Ortak Paydalardan" hareket eder.

Ve bu ortak değerlere verilir "Ulusal Kültür" adı...

Siz elbette ki bir Kürtsünüzdür, diğeri elbette ki bir Arap ya da Türkmen...

"Türk" olmak demek, Orta Asya'da yaşayan çekik gözlü, orta boylu, buğday tenli, çıkık elmacık kemikli ırka mensup olmak demek değildir.

Anadolu'da da o ırk temelinde bir toplumsallaşma biçimi göremezsiniz.

O yapı kırılmış ve yok edilmiştir...

Türk olmak demek Ulusal bir değerdir ve 1000 yıldır bu topraklarda ürettiğimiz ortak değerlere verilen addır, tarihi bir atamadır.

Sizin, Ulus yapısını "Arabistan'da Arap", "İran'da Fars" olarak algılamanızın nedeni,

O yapıların Irkçılığından değil,

Sizin ırkçılığınızdan kaynaklanıyor olmasın sakın?

 

İzmirde koyun çadırında kurban olan davar mı yoksa ölü Kürt mü sn. boşig.. Kürdün çadırından Kürtçe nameler duysaydınız yine alışveriş edermiydiniz aceba merk konusu? Sahi sizin İzmirde Kürt esnaflardan alış veriş yapılmadığını tüm dünya söylüyor.. Peki buradaki Kürtlerin suçu ne? Ortada bir ''koyun'' mu yok yoksa?

 

Ön yargılarınız pek bellidir Sayın Jan...

Yazımı okumadınız sanırım;

Alış-veriş yaptığım Kürt, Türkçe'yi konuşamıyordu bile, çocuğu vasıtası ile yaptık pazarlığı ama hiçte "Bu adam Kürt, aman almayalım" demedik!

Benim, askerdeyken kendi komutamda bulunan askerim Kürt'tü ve pazarcılık yapıyor tüm sülalesi Karabağlar'da.

İzmir'e geldiklerinde ellerinde hiçbir şeyleri yoktu;

Şimdi iki tane arabaları ve üç katlı evleri var.

 

ve diğer pazarcıların da farkı yok...

Kordon'a çıkın, en güzel kafeler Kürtlerin işletmeciliğindedir...

 

İzmir'de Kürtlerden alış-veriş yapılmıyormuş!

Peki neden hala bu adamlar pazar açabiliyorlar?

Ve ben her çarşamba onlardan alış-veriş edebiliyorum?

Ben Pazar Hal'inde de çalıştım merak etmeyin;

Çoğunluğunun ve en varlıklılarının Kürtler olduğunu biliyorum ve bundan rahatsızlık duymuyorum;

Adamlar sonuçlar emek veriyorlar, çalışıyorlar...

Ve onların Kürt olup olmadıklarını önemsemiyorum;

Fakat siz önemsiyorsunuz...

Aramızdaki fark bu...

 

Neden Kürtlerle ilgili her yazıda sorunu PKK söyleminin arkasına saklanarak çözümsüzlüğe terketmektesiniz?

 

Yok mu başka bir liman? Ben önceki mesajlarımda PKK ile tek kelime ettim mi?

Bunu bana değil, PKK ve Apo olmadan bu sorunun çözülemeyeceğini söyleyen ve onlarla aynı klişe lafları söyleyip durduğunuz DTP ve Kürt Irkçısı kitleye söyleyin...

 

Kürt sorunu ile ilgili her tartışmada PKK ya da DTP bahanesi ardına sığınan arkadaşlar; bu fikirleri ile 28 tane Kürt isyanından sonra 29.ya gelmeden, PKK daha doğmadan neyi çözdüler tarihte, çözüm adına neyi önerdiler? Şimdi hangi çözümü önerecekler aceba..?

 

Ben her zaman söylüyorum;

Gelin, birlikte şu Aşiret yapısını ve onun size dikte ettiği kültürü, o koşullanmışlığı yok edelim;

Gelin, sizi savunmamız için gerekli olan ortak değerlerden hareket edin ve kendinizi ötekileştirmeyin;

Gelin, "Kürt Hakkı" diyerek ayrıştırmadan tüm hakları insanlık ve bütünlük adına soralım...

 

Siz ne diyorsunuz;

"Yok efendim; olmaz, biz Kürt'üz"

 

Ya hu anladık, Kürt'sün de;

Hak dediğin evrenseldir, ve insanlık adına talep edilir demokrasilerde,

Etnik-kökenler ve dini-kökenler için talep edilmez...

 

Siz ne diyorsunuz;

"Yok efendim; olmaz, biz Kürt'üz"

 

Sonra da diyorsunuz ki;

"Herkes bize karşı"

 

Temel'in bir fıkrası vardır;

Otoyolda, ters şeritte, ters istikamette gider ve şöyle der: "Bu yolda da herkes ters yöne gidiyor!"

 

Bu ülkede sadece Kürtler yok,

Fakat sadece onlarla bir sorun yaşanıyorsa, biraz da kendinizi sorgulamalısınız...

Evet, bu zihniyetler Kürt halkının demokratik taleplerinden bir Kürt milliyetçiliği doğmasından rahatsız değildirler. Kürtlerin ulus olup olması önemli değil.. Bakmayın öyle ağız dolusu Kürt milliyetçilerine, PKK'ye küfür ettiklerine.. PKK'sız bunların siyaset yapma olanağı yoktur... PKK olmasaydı verecekleri birşey de yoktu, tartışmaya bile gerek yoktu... Kara basınca Kart-Kurt diye yürüyenler vardı sadece...************...

Dün askerde nöbete gönderilen Kürt Mehmetti bugün kurban pazarında ''koyun koyun'' koyun satan Erzurumlu Kürt Mehmet.. Kendi hakkından bihaber Mehmetler tabiki birilerinin ''iyi'' Kürdü olacaklar..

 

Kürtlere PKK'dan başka seçenek bırakmayanlar şimdi kalkmış çözümsüzlüklerinin nedeni olarak bize Pkk dan bahsetmesinler lütfen..

Bunları söyleyebilecek bilinçte olup, sonra da sizi PKK ile eş değer tuttumuzda rahatsız oluyorsunuz ya hani!?

İşte o çok hoş oluyor... :lol:

Pekala, kendi etniğinin ulus-devlet yapılanmasını meşru görmek adına, başkalarına bana benzersen, benim dediğim olursan sorun yoktur diyen anlayış, kendisi için gördüğü meşruiyeti başkası için görmemesinin temelini neye borçludur aceba? (Cevap istiyorum)

 

Bana, Anadolu'da, Kürtlerin sahip bulunduğu Aşiret Yapısına yani Irka ve Kana Dayalı bir toplumsal yapıya benzer,

Siyasi ve Toplumsal örgütlenmesi bu temelde ırklaşmış bir Türk Irkı Kitlesi gösterir misiniz?

 

Ya da bana Anadolu Türk Irkı tipolojisine ait bir örnek verebilir misin?

Veya böyle bir tipoloji var mı?

 

Türk Irkı, bu topraklarda taa 1500lerden beridir sistemli olarak eritilmiştir.

Kana ve Irka dayalı toplumsal yapıları yok edilmiştir.

İşte bu yüzdendir ki "Türk" adı taa o zamanlardan beridir artık Anadolu'da yaşayanların ortak değeri haline gelmiştir.

Hep bu adla adlandırılmışlardır.

Bir tutulmuşlardır.

 

"Benim dediğimi de" demiyorum;

Demek istemiyorsan, demeyebilirsin...

Fakat söylediklerinizin, yukarıda da görüldüğü üzere;

Bir koşullanmaya dayalı klasik argümanlar ve ön yargı içerdiğini söylüyorum...

 

Ayrıca Orta Asya'daki Türk Irkı, "Türk Ulusal Kimliği"ni benimseyen çoğunluğun kendi ırkı bile değildir.

Benim bile Babaannem Laz'dır.

İsimlerini tek tek saymayayım;

Kürt Olmayan bütün Etnik-Unsurlar ve Kürt olanların da önemli kesimi kendisini "Türk Ortak Değeri"nde adlandırmaktan gocunmazlar...

Kültürlerini de 10 numara yaşatırlar...

Devletler, kızılderilileri, çoğunluk ta olsa zencileri katletmeli, farklı olmak isteyenleri yoketmeli.. Bunu hak görenlere kimse sesini bile çıkarmamalı..Köleliğe, sömürgeciliğe, zorbalığa, faşizme, Klu-Klux Klancılığa herkes boyun eğmeli, Kunta Kinte rolüne hiç kimse itiraz bile etmemeli.. Öyle mi?

 

Bütün şovenistlerin, ırkçıların, faşistlerin soykırımları, işkenceleri, çetecilikleri, yasakçılıkların sürmesi, iktidarlarını meşruiyeti için gereken düşmanlar yaratılmalı. Hergün 1500 kere bunlara küfür edilmeli ve bunları yaratanların siyasetlerine, güçlerine, güç katılmalı.. Değil mi?

Bunlara değinmiyorum bile...

Bu kadar provakatif olmayın lütfen;

Kavga yapmıyoruz burada...

Konu ile alakalı cümlelere başvursak daha iyi olur diye düşünüyorum...

Yalnız anlamadığım birşey var bu kadar işlerine yarayan PKK'ye neden küfreder bu arkadaşlar? Onu bana birisi bir açıklasın bakalım..

 

-PKK Kürtlerin taleplerini dile getirdi diye mi?

 

-PKK Kürtlerin demokratik istemlerinin önünde engel yarattı diye mi?

 

-PKK kendi siyasetlerini kolaylaştırdığı, zorbalığını, hırsızlığını, anti-demokratik, despot yüzleri meşrulaştırdı diye mi?

 

-PKK demokratik(!), laik(!), özgürlükçü(!), eşitlikçi(!), insan haklarına saygılı(!) bir devleti bu hallere düşürdü diye mi?

 

-PKK Kürtlerin seçimle, barajsız, baskısız, parlementer yoldan iktidara bile gelebilme olasılığını engelledi diye mi?

 

Sahi PKK'ye hangi nedenle küfredelim?

 

Oysa PKK düşmansız yaşayamayanlar için bulunmaz bir fırsat, eğer PKK'ye lanet edeceksek biz bence sırf bu yüzden lanet etmeliyiz.. Ancak ****** dediklerimiz de işte bu yüzden teşekkür etmeliler.. PKK'nın olmaması çözüm olsaydı keşke, faşist kafa düşmansız kalırmıydı sanıyorsunuz? Dün komünist, alevi, solcu, bugün Kürt, PKK, yarın da başka birşey olurdu...

 

Haksız mıyım?

 

Faşizm dersine kimse yine çalışmamış...!!

 

Herkese sıfır...........!!

O talepleri nasıl dile getirdi, onu sorgulayın isterseniz...

 

Kürtler'in bir kısmı (ki bölücü kesimdir), Çağdaşlaşma sürecine katılabilmiş mi, onu da sorgulayın...

 

Kendisi demokratik, laik, özgürlükçü, insan haklarına saygısız bir örgüt, bu taleplerde bulunabilir mi?

 

PKK benim işime yaramaz;

Nitekim 80 darbesi de işime yaramamıştır...

Kürtleri, bu Ulusa yabancılaştıran siyasi uygulamalardan tutun,

Yine Kürtleri bu Ulusa uyumsuz hale getiren kendi Aşiret Kültürleri de işe yaramamıştır...

 

Ben tek tarafı suçlu bulmuyorum hiçbir zaman;

Devletin de elbette ki hataları oldu ve bunu her fırsatta söylüyorum...

 

Fakat siz kendinizde ve kitlenizde hata göremiyorsunuz, kabul edemiyorsunuz, sindiremiyorsunuz...

Devletler yıkılır, yeniden kurulur;

Toplumsal değerler de değişir...

Fakat kendinizde hiçbir zaman sorun göremeyen ve aramayan bir kültüre sahipseniz,

Her zaman sütten çıkan ak kaşığın, kendiniz olduğunuzu sanırsınız...

 

Yukarıda yaptığınız gibi, kavramları bilmeden;

Bilgi sahibi olmadan,

Fikir sahibi olursunuz...

 

Bu öyle bir özgüvendir ki;

Şovenizm, işte budur...

Gönderi tarihi:

Sn. T. Boşig'e Cevap (1)

 

"Kürdistan" dediğiniz bölge, her zaman için bir "Coğrafi Bölge" adı olarak kullanılmıştır.

Kürtler mi bu bölgeye bu adı verdiler, yoksa orada yaşadıkları için mi bu adı aldılar, kesin bir biçimde bilinemiyor;

Çünkü o bölgede "Kürt" adı ile bir siyasi örgütlenme daha önce hiç olmamıştır.

 

Şimdi dilerseniz kısaca Kürt ve Kürdistan tarihine değinmek istiyorum..

(Tabii bu daha detaylı bir tartışma konusu.. İsterseniz ayrı bir topikte Kürdistan tarihi üzerine de tartışabiliriz..)

 

Öncelikle Kürdistan ismi Kürtlerin yaşamış oldukları dört parçada yasak olduğu için siyasi isim olarak lanse edilmesi tabiki beklenemez..

 

Batılı tarihçiler ve antropologlar Kürtlerin etimiyolojik kökeni üzerinde çeşitli varsayımlar ileri sürmüşlerdir. Örneğin Henrich L. Kaster, "Ortadoğu'nun Küçük Hikayesi" adlı kitabında, "M.Ö. ikinci bin yıl ortalarında Oxus ve Jaxarts'dan İndo-Avrupa halkından güneye gidenler oldu. Bunlar İran grubu Medler ve Perslerdi. Persler Güney İran'a, Medler ise kuzeybatı dağlık bölgeye yerleştiler" diye açıklamaktadır.

 

Fischer dünya tarihinin 4. cildinde Medler için, "Medler büyük bir ihtimalle Güneydoğu Avrupa'dan göç ederek ya Kafkas dağlarını aşarak veya hatta Hazar Denizi'nin kuzeyinden geçerek doğudan gelip Hazar Denizi'nin güneyi ve güneybatısındaki dağlık bölgeye yerleştiler. Bu göç uzun seneler sürmüştür" diye belirlemektedir. Walter Scheefuss, "Asya'nın Beşbin Senelik Hikayesi" adlı kitabında, "Babillilerden sonra önemli medeniyetler kuran, Arya, ya da İndogerman ırkından olan kavimler, Kuzey Almanya ve Rusya üzerinden geçip Türkmenistan'a kadar yerleştiler demektedir. Bu göç Kuzey Almanya'dan olan ilk göç değildir, Kuzey Arya'nın çiftçi halkı bu bölgede büyük devletler kurdular" diye belirlemektedir.

 

C. Burney, D.M. Lang'ın "Ön Asya’nın Dağ Halkı" adlı kitabında, "İndo-Avrupa halkı, M.Ö. 3000 yıllarında Güney Rusya ve Ukranya'dan Kuzey Almanya'ya kadarki alanda yaşıyorlardı" demekte, filolojik ve arkeolojik açıdan göç olgusu tam olarak ispatlanamamıştır" demektedir. Bu görüşler Kürtlerin atasının Avrupa’dan bu coğrafyaya göçettiğini iddia eder ki hiç inandırıcı değildir ve politik amaçlıdır. Dr. Wolf Tietze, "Westerman Coğrafi Ansiklopedisinde", "Kürtler Xsenefon'un Kardular olarak ve Strabo'nun Gordyear olarak anlattıkları halklardan gelirler" demekte, "Brokhaus Ansiklopedisinin 1970 baskısında ise, "Kürtler Xsenefon'un belirttiği Karduların özelliklerini taşımaları ile tanınırlar" diye belirtilmektedir.

 

Ertendur Haraldsson'un "Ayaklanma içinde Olan Ülke Kürdistan" adlı kitabında, "Kürtler hakkında bilgilere M.Ö. 2350 yıllarında yazılmış Sümer yazılı belgelerinde rastlanır demekte. Sümerler tarafından Guti veya Kuti olarak, sonraları Asur yazılı belgelerinde Gardu veya Kardu, ‘dağlarda yaşayan kavimler’ olarak adlandırılann Kürtler olduğuna işaret edilmektedir.

 

Kürtleri anlatan Şerefname 16. Yüzyılda yazılmıştır ve Hicretten 1234 yıl evvel Kürdistan'ın tamamına hükmeden zalim bir hükümdar olan Dehak’tan bahseder..

 

Yine Atatürk tahrife uğratılmamış nutkunda ‘’Kürdistan’’ kelimesini kullanır..

 

Sanırım şimdilik bunlar yeterlidir..

 

Siz "Mutlu Türk" Ulusal Kaygısını paylaşamıyor olabilirsiniz;

Ki bunun da temeli, dediğim gibi Etnik Kaygılarınız ve Komplekslerinizdendir.

O Ulusal birlikteliği paylaşabilen ve paylaştığı halde benliğini yitirmeyen ve hatta daha kolay geliştirebilen Etnik-Unsurlar Anadolu'da mevcuttur.

 

Ulus-devleti Türklerin kurmuş olması, sınırları içinde iki bin yıldır yaşayanların haklarını ve kendilerini yok saymanızı mı gerektiriyor. aceba sn boşig..?

 

Yahudilerin de bir devleti yoktu. Naziler milyonlarcasını gaz odalarında, insan yakma fırınlarında yokettiler. Yahudiler yok mu oldu, eninde sonunda devletleri olmadı mı? Olması gereken şey, bir halkın, bir kavmin kendi dilini, kültürünü, başkasının isteğine ya da keyfine bırakılması değildir… Başkalarına bırakılınca sonuç böyle oluyor işte, aynı coğrafya’da ekmeğin 3 adı oluyor… Türkçe Türk ulusunun konuştuğu dildir. Lehçe ise birbiriyle anlaşamayan birbirini anlamayanların konuştuğu aynı dil grubunda yer alan dildir. Yani Yakut Türkü ile Anadolu Türkü tek kelime dahi anlayamazlar konuşmalardan.. Bunca bölünmüşlük ve asimilasyondan sonra Kürtçe’de de izniniz olursa (herşey sizin yüksekizinlerinize bağlı ya, o bakımdan) birkaç Kürt lehçesi ve birkaç Kürt ağzı olsun..

 

Demokratik devletlerin görevi işte tam olarak budur; sınırları içinde yaşayan tüm vatandaşlarının dil, kültür ve kimliklerini geliştirmelerine yardımcı olmak, bunun için gereken koşulları yaratmak. Yalnız devlet demokratik değil üstelik zorbaların elindeyse, bırakınız bir azınlığın haklarını tanımayı, dilini, kültürünü geliştirmelerine yardımcı olmayı, asimile eder, yok eder, yok sayar, olmadı soykırım uygular… Kürtçe için fazla söze gerek yok sanırım. 84 Yıl gazete, TV, radyo, kitaplar, milli eğitim ile nihayet ortak bir Türkçe yaratanlara demem o ki, siz hiç merak etmeyin Kürtler de kendi dillerini, kültürlerini yaygınlaştıracak, ortak Kürtçeyi yaratacak bir araca sahip olursa 80 yıl değil 10 yıl da yeter buna… Siz o hakkı yok sayarsanız, kendi keyfinize bırakırsanız, Kürtlere de kendi hakkını hukukunu sağlayacak araçları bulmak kalır….

 

Haberiniz olsun..!!

 

Sizin, Ulus yapısını "Arabistan'da Arap", "İran'da Fars" olarak algılamanızın nedeni,

O yapıların Irkçılığından değil,

Sizin ırkçılığınızdan kaynaklanıyor olmasın sakın?

 

Eyvallah..!!

 

Şimdi de Kürtlerin yaşadıkları ülkelerdeki edlarndırmalarına, devletlerinin ‘’resmi’’ tezlerine bakalım..Belki ırkçılıkğın ne olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz..

 

Türk devletinin sınırlan içindeki Kürtlere ilişkin görüşleri inkar ve asimile etme amaçlıdır. Bu politikaların sonucu çıkan isyanlar da kanlı bir şekilde bastırılmıştır.

Dönemin başbakanı İsmet İnönü; Sivas demiryolunun açılış töreninde şunları söylüyordu: "Beş seneden beri doğu vilayetlerimizde vukua gelen ve kökü dışarıda entrikalarla körüklenen isyan, bugün gücünün yarısını kaybediyor. Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur. Bu demiryolu sınıra ulaştığı gün her türlü tereddüt ortadan kalkacak ve her türlü entrika o zaman mutlak bir şekilde yerleşmiş olacak, bu hakikatin önünde tesirsiz kala çaktır." (Milliyet No. 1636, 31 Ağustos 1930)

 

Adalet bakanı Mahmut Esat, Ödemiş'te aynı yıl seçmenlerine şunları söylüyordu:"Biz Türkiye denen, dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. Mebusunuz inançlarından samimiyetle bahsetmek için buradan daha da müsait bir ortam bulamazdı. Türk, bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek haklan vardır: Hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman ve hatta dağlar bu hakikati böyle bilsinler." (Milliyet Mo: 1655, 19 Eylül 1930)

 

Bazı Arap tarihçilerin Kürtleri inkar etme ve asimile etme çabaları daha saçma tezler öne sürmelerine neden olmuştur. Örneğin Mahmut Alusi, "Ruhulmani" adlı yorumunda, Kamusul Muhit'ten aktararak, "Kürtlerin aslının Arap olduğunu" yazar. Yine bazı Arap tarihçileri M.Ö. 4000 ve 3000 yıllan arasında Samilerin Kuzey Afrika'dan Mısıra, buradan da Filistin ve Suriye üzerinden kuzeye ilerleyip Kürdistan'ın dağlık bölgesine gelip yerleştiklerini ve sonradan Mezopotamya'ya kuzeyden ve doğudan saldırdıkları savunur ve bunu Babil ve Asur yazılı belgelerine dayandırmaya çalışır. Bazı islam tarihçileri de, Kürtlerin atasının Rabia-bini Nazar bini Mâd adında bir Arap olduğunu, bu kişinin Diyarbakır ve Diyarımudar (Rakka)'da egemenlik sürdürdüğünü ileri sürer, sonra bunların Gasanilerle birlikte Merep barajının yıkılmasından meydana gelen selden dağlara çekildiklerini, buralarda başka kavimlerle karışarak ana dilleri olan Arapçayı unuttuklarını belirtirler.

 

Durum İranda da farksızdır.. Kürtlerin aslının Süleyman peygamber tarafından meclisinden kovulan Cahil ya da Cesad adlı bir cinin soyundan geldiğini veya bu cinin tutsak ettiği bir topluluğun aslından geldiklerini ileri sürenler bile vardır. "Kürtler Allah'ın üzerlerinden perdeyi kaldırdığı bir cin topluluğu" olduğunu ya da bu cinlerin Havva'nın kızlarıyla evlendiklerini, onlardan da Kürtlerin doğduklarını söyleyenler de vardır. Yine iddiaya göre Kürtler asıl ana dilleri olan Farsçayı unutmuş, yeni bir dil türetip Kürtleri meydana getirmişler. Bu iddialar mantık ve bilimsellikten tamamen uzaktır.

 

İran'ın Müslüman haklarını savunan, emperyalizmin gizli uşağı Humeyni gericiliği son zamanlarda Irak'taki Müslüman Kürt halkının haklarından ve onların Irak Baas yönetimi tarafından baskı ve zulüm altında olduklarını yayarken sanki Irak yönetimi gerçekte gayri müslümmüş intibaını uyandırmaktaydı. Diğer tarafta İran'daki Kürtlerin kendilerine söz verilen otonomi haklarını almak için direndiklerinde onların gayri müslüm olduklarını söyleyerek onlara karşı savaşmayanların Allah'a karşı gelenlere karşı savaşmadıklan için onların yanında yer almakla suçlayıp yüzlerce İran aydın subayını kurşuna dizdirmişti.

 

Umarım ırkçıların kimler olduğunu daha iyi görmenize yardımcı olmuştur bu bilgiler..

 

(Devam edecek………..)

Gönderi tarihi:

Sn. T. Boşig'e Cevap (2)

 

Bana, Anadolu'da, Kürtlerin sahip bulunduğu Aşiret Yapısına yani Irka ve Kana Dayalı bir toplumsal yapıya benzer,

 

Öncelikle Türkiye Kürtlerinde aşiret ve feodal yapı bitme noktasına gelmişitir.. Yıllarca feodal yapıyı, aşiret liderlerini destekleyen partiler Güneydoğuda bugün birer tabela partisine dönmüştür.. Bu gerçeği sizin de bir an önce görmenizi diliyorum..

 

Devlet sınıflar arası çelişkinin önkabulu sonucu, çelişkinin çatışmaya dönmesini önlemek adına kurulan bir organizasyondur der Marks, Engels…. Bu organizasyonun silahlı kamu gücü ve hapishaneye gereksinimi vardır der Engels… Lakin kapitalist düşünürlerden farkımız, '....sınıfların devlet eliyle uzlaşacağını değil, üretim araçlarının mülkiyetine sahip olan (burjuva) egemenlerin, sahip olduğu ekonomik güçle, siyasi erki ele geçirip, eninde sonunda, adına devlet dediğiniz bu silahlı aygıtı, bodyguard olarak kiralayacağını da söyleriz biz…'. Sınıfın silahlanmasından rahatsız olan devlet, halkın silahlanmasına izin vermez, ancak işbirlikçi feodalı (bunlara iyi Kürtler de diyebilirsiniz siz) silahlandırır, kendi silahını halka yöneltir, cezaevini de feodal için kapatıp, halka açarsa sonuç ne olur dersiniz… Halkın suçu varmı şimdi bunda ?

 

Ulus Birliktelikleri'nde "Duygu/His" dediğimiz şey "Ortak Paydalardan" hareket eder.

Ve bu ortak değerlere verilir "Ulusal Kültür" adı... Türk olmak demek Ulusal bir değerdir ve 1000 yıldır bu topraklarda ürettiğimiz ortak değerlere verilen addır, tarihi bir atamadır.

 

Kürt Olmayan bütün Etnik-Unsurlar ve Kürt olanların da önemli kesimi kendisini "Türk Ortak Değeri"nde adlandırmaktan gocunmazlar...

Kültürlerini de 10 numara yaşatırlar...

 

Ulus-devletin 'tekçi-türkçü-şoven' söylemi ve demokratikleşmeye direncidir, eğer bölünme olacaksa bunu sağlayacak en önemli etken… Bir insan; insan olmaktan kaynaklı olan haklarını, ulus olmaktan kaynaklı anadili ile eğitim hakkını, ulusal kültürünü yaşama hakkı istiyorsa bunun neresi bölücülüktür. Maden 80 yıldır Ne Mutlu Türküm Diyene demek, kendini Türk olarak saydırmak herşeyin çözümü ise eşit ve demokratik bir ülkede 8 yıl da siz Ne Mutlu Kürdüm Diyene deseniz, kendinizi Kürt gibi hissedip, et-tırnak edebiyatı yaptıklarınızı biraz anlasanız ne olur?

 

Örneğin babaanneniz kendi anadilini yaşatmak istese ne olur? Bu yaştan sonra kalkıp, ‘’ben Lazca öğrenmek istiyorum, kendi anadilimde Kuran okumak, camilerde vaaz dinlemek istiyorum derse ne diyebilirsiniz?

 

Irkçılık aynı olmayana, farklı olana karşı yapılır. Hadi dağa taşa ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmak ırkçılık değilse, neden bir Kürt ‘Ne Mutlu Kürdüm Diyene’ ya da ‘Bir Laz Dünyaya Bedeldir’ diye yırtınmaz hiç merak ettiniz mi? Kürdün kendisiyle gurur duyacağı bir şey yok diyorsanız, bunu iddia etmek te ırkçılık, kendini üstün görme değil mi sn. boşig?

 

Hakkari'de bir ilkokul çocuğu 'Varlığım Türk varlığına armağan olsun' derken, ne düşünür acaba? Okuduğu andın; 'Benim varlığım önemli değil, ben yok olayım, yani Kürt yok olsun ama Türk varlığı yaşasın' anlamına geldiğini düşünmez mi? Çocuk Kürt olduğunu bilmiyormu?

 

Ne MUtlu Türküm Diyene gibi sözlerin kendini Türk hisseden birisi için bile yanlış yanı şudur: bunları söyleyen bazı insanları psikolojik olarak; üstün ırk, şoven milliyetçiliğe, ırkçılığa hazırlar...Haklarından vazgeçerek, kendine sunulana razı olup, itaat edip mutlu olmasını sağlar. Elbette bunu iisteyenler vardır, herşeyin üstüne oturup, kimseye birşey koklatmadan gazla idare etmemizi isteyenler vardır. Bence bunu diyenlerden çok dedirtenler daha mutludur.. Amaçlanan eğer herkesin ne olduğunu unutturup bir kalıba dökmekse eğer o da aynı kapıya çıkar..

 

Kültür birliği birisinin adı bile yokken, kültürü ve tarihi inkar edilirken olmaz. Kültür birliği iiçin önce bütün kültürlerin kendini ifade etmesinin koşullarını yaratacaksın, sonra birisini diğerine tercih etmeden, birisini üstün görüp, diğeri aşağılamadan kültürlerin karşılıklı birbirlerini etkileyebileceği, çatışmadan paylaşımdan herkesin mutlu olacağı demokratik bir zemin yaratacaksın. Sonra bu mozaikten bir zenginlik elde edeceksin... Tek tipçi-türkçü dayatmayla bu olur mu? Dünyanın despotik babar krallıkları dışında hangi demokratik ‘’ulus’’ ülkesinde bu görülmüş?

 

Gelin, "Kürt Hakkı" diyerek ayrıştırmadan tüm hakları insanlık ve bütünlük adına soralım...

 

Siz ne diyorsunuz;

"Yok efendim; olmaz, biz Kürt'üz"

 

Ya hu anladık, Kürt'sün de;

Hak dediğin evrenseldir, ve insanlık adına talep edilir demokrasilerde,

Etnik-kökenler ve dini-kökenler için talep edilmez...

 

Bir kere ben Kürt değilim, Kürt olmadığım için de Kürtlerin kendi kaderini nasıl tayin edeceği kendi sorunlarıdır, benim haddime düşmez. Ben sadece bütün ezilenlerin özgürlük mücadelesinin gerçekbir eşitlik ve özgürlüğe ulaşmasını dilerim. Bana göre sosyalizm dışındaki kapitalist bir sistem insana eşitlik ve özgürlük adına hiçbir şey vermez. Kapitalist düzen; tüketim ve tükeniş toplumu ister. Milyonlarca insanın artı-değerini çalar, üretene verdiği ücret üretenin kendi ürettiğini tüketmesine yetmez. BU olmazsa sermaye büyümez, kar etmez… Sınıflı toplumlarda Türk ya da Kürt olmak çok da önemli değildir.. İçişleri Bakanı bir Kürttür ve onun valiliği sırasında, Türk ırkçıları; Maraş katliamı gerçekleştirmişlerdi.. Bütün baskı yasaları onun bakanlığı dönemlerinde çıkarılmıştır. Özal hükümetinde bakan iken terörle mücadele yasalarını çıkartarak, demokrasi adına var olan kırıntıları da yok etmiştir.

 

Kürtlerle Türklerin eşit olduğu tek koşul mevcut düzene hizmet etme koşuludur. Düzenin kendisi insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağıdır. Kürtler ayrı devlet istediği ya da bazı insanlar Kürt olduğu için değil, sistemin demokratikleşmesi halinde mümkün olan talepleri olduğu için baskı görmektedir. Yoksa demokratik talebi olan kim olursa olsun, bölücüdür, teröristtir, anarşisttir.

Bu yüzden biz, idda ettiğinizin aksine evrensel normları tüm halklara eşit bir şekilde istiyoruz..

 

Osmanlı çökerken Anadolu'da ya da Misak-ı-Milli sınırlarında kaç halk/ulus vardı? Ermeniler, Kürtler, Türkmenler, Rumlar, Çerkezler vardı doğru mu? Arnavutlar, Selanik Yahudileri gibi daha başka azınlıklar da vardı...

 

Neden Türk milliyetçiliğinin sözcüleri kazandı ihaleyi? Çünkü İttihat ve Terakki, -bugünkü askeri vesaayet rejiminin ilk halleri- Anasır-ı İslam ile savaşa başladı, Musulu ve Misak-ı Millinin içindeki başka toprakları da terketmek kaydıyla, tapuyu ırkçılığını yaptığı, kendisine hedef koyduğu ulus adına çıkardı... Lakin yanıldıkları bir nokta vardı? Artık ulus devlet çağı bitmişti, Avrupa'da burjuvazinin av sahası larak seçtiği aynı dili konuşan, benzer tarih, üretim birliği ve kültürü yaşayan halk(lar)ı bir sınır içinde ulus diye topladı... İç pazarıydı ulus devletin sınırları...

 

‘’Ulusçuluk’’ adı altında öteki ulusları yok eden, sömüren, egemen ırk etnisitesi altında eriten çağrılara Kürt olarakta, Türk olarakta yokuz..!!

 

Demokratik bir gönül birlikteliğine sonuna kadar varız..!!

 

Saygı ve sevgiyle kalın………..

Gönderi tarihi:

Jan;

Zahmet edip YazıYaz'dan özetlemeye çalışarak aktarmışsın bu yazıyı

-http://www.yaziyaz.com/forum/153199-post276.html-

 

Şimdi dilerseniz kısaca Kürt ve Kürdistan tarihine değinmek istiyorum..

(Tabii bu daha detaylı bir tartışma konusu.. İsterseniz ayrı bir topikte Kürdistan tarihi üzerine de tartışabiliriz..)

 

Öncelikle Kürdistan ismi Kürtlerin yaşamış oldukları dört parçada yasak olduğu için siyasi isim olarak lanse edilmesi tabiki beklenemez..

 

Fakat biz daha önce bu konular hakkında çok şey söyledik:

Örneğin Sayın Gelincik'in de bu konuda çok güzel bir karşı yazısı vardı,

Bulup okumanızı tavsiye ederim...

 

Şunu söylemek gerekir ki;

Toplumlar, binlerce yıl önce büyük bir medeniyet kurup, daha sonra ortadan kalktıklarında;

Binlerce yıl sonra yeniden çıkıp "Ahanda biz buradayız" diyemezler...

 

Bugün, Çanakkalelilerin çıkıp;

"Biz Truvalıyız" demeleri gibi birşey olur bu!

 

Kürtlerin yaşadıkları coğrafyalardaki ve sizin sözde kökeninizi dayandırdığınız devletler ve topluluklar,

Varlıklarını sonlandırmışlar ve hakimyetlerine girdikleri toplumlar arasında erimiş gitmişlerdir.

 

Ha ama Kürtler, gökten zembille mi düşmüşlerdir?

Hayır elbette...

Elbette ki geçmişte devletler ya da örgütlenmeler kurmuş olmalıdırlar...

Belki de kuramadılar...

 

Bir toplumun kökenleri incelenirken, "Şu şunu söyler ama inandırıcı değildir; benimki daha bir inandırıcı!" tarzı söylemlere rastlanır;

Ki yazınızda bu oldukça görülüyor...

 

Fakat şu var;

Ben size "Kürtler'in tarihini anlatın" demedim!

Kürtlerin kökeni beni ilgilendirmiyor...

Oğuzlar Anadolu'ya gelmeden önce çelik-çomak mı oynuyorlardı, yoksa sek sek mi sekiyorlardı hiç umrumda değil...

 

Oğuzların buraya gelmelerinden ve bir Türk Kimliğinin oluşmasından beridir,

Kürtler bir siyasi örgütlenme oluşturamamıştırlar.

Ve "Kürdistan" adı bir coğrafi bölge adı olmaktan daha öte bir durumda kullanılmamıştır;

Çünkü bir Siyasi örgütlenmeleri yoktur...

Aşiret yapısından kurtulamamışlardır...

 

Ulus-devleti Türklerin kurmuş olması, sınırları içinde iki bin yıldır yaşayanların haklarını ve kendilerini yok saymanızı mı gerektiriyor. aceba sn boşig..?

"Hak" dediğiniz şey evrenseldir...

Kürtlerin, diğer etnik-unsurlardan ayrıcalıklı bir hakları yoktur...

Ve bir Ulusalcı olarak, "Kürtler yok sayılmalıdır, kendi dillerini konuşmamalıdırlar, kültürlerini geliştirmemelidirler" demedim hiç bir zaman...

 

Aksine, Kürtler o aşiret sistemini yıksınlar ki Kültürleri daha kalıcı, uyumlu olsun diyorum...

Türkçe Türk ulusunun konuştuğu dildir. Lehçe ise birbiriyle anlaşamayan birbirini anlamayanların konuştuğu aynı dil grubunda yer alan dildir. Yani Yakut Türkü ile Anadolu Türkü tek kelime dahi anlayamazlar konuşmalardan.. Bunca bölünmüşlük ve asimilasyondan sonra Kürtçe’de de izniniz olursa (herşey sizin yüksekizinlerinize bağlı ya, o bakımdan) birkaç Kürt lehçesi ve birkaç Kürt ağzı olsun..

 

Gören de sanır ki;

Henüz 85 yıldır farklı farklı lehçeleri konuşuyor bu Kürtler...

 

Kürtlerin, aynı coğrafya da farklı lehçeler ile konuşuyor olmasının nedeni,

Yine Aşiret yapısıdır arkadaşım...

 

Aşiret dediğin şey, kapalı bir toplumsallaşma örneğidir.

Kendi hukuki kuralları, iç dinamikleri, yaşam anlayışları ve üretim şekilleri vardır.

Aynı kökenden gelen kitleleri, aile/soy bazında bile birbirine yabancılaştırır...

 

"Anadolu Türkü" diye bir "Türk Çeşidi" de yoktur ayrıca.

Siz gidip, elmalar ile armutları toplamaya çalışıyorsunuz.

"Yakut Türkleri" "Gagauz Türkleri" "Sabir Türkleri" vs...

Bunlar birer Türk ırkının etnik kitleleridir...

Fakat "Anadolu Türkü" diye bir etnik kitle yoktur...

Bu, bir Toplumsal söylemdir, Irk Sınıflandırması değildir.

Kimlerle neyi tartışıyoruz?

 

 

Bugüne kadar ve bugünden sonra hala korumakta ısrar ettiğiniz

Ve hala sorgulayamadığınız o ilkel toplum yapısını sorgulayın bence...

 

 

Türkler, Anadolu'da 500 yıl boyunca katledilip, asimile edilip, hakir görüldüler...

Yine de başkalaşmadılar birbirlerine...

Çerkezler 150 yıl önceden beridir sürüldüler vatanlarından,

Ama başkalaşmadılar...

Arnavutlar, Boşnaklar veya diğerleri...

Başkalaşmadılar...

 

Çünkü o ilkel bağları kopartabildiler...

Uyum sağlayabildiler...

 

Kürtlerin birbirlerine bile yabancılaşmalarının nedeni,

Yine kendi kültürleridir...

 

Hala kendinizi sorgulayamıyorsunuz...

...

Umarım ırkçıların kimler olduğunu daha iyi görmenize yardımcı olmuştur bu bilgiler..

 

Bunlar daha önce konuşulmamış, tartışılmamış şeyler değil Jan...

 

Kürtçe ne kadar özgün,

Kürt Kültürü ne kadar uyumlu ona bakarım ben...

 

Bana bundan söz edin;

Örneğin Kürtçe'de sayılar hangi dilden alınmıştır, eğer Farsça'dan değilse...

 

Grameri Arapça ve Farsça'dan ne kadar farklıdır?

Kelime haznesi hangi dilden ne kadar almıştır?

 

Öz Kürtçe nasıl bir dildir?

Dil Yapısı özellikleri nedir?

 

Kürtçe dediğiniz dil, kendi içinden ne kadar parçalanmıştır ve ne kadar bütünsellik arzeder?

 

Dünya Medeniyetine, söz ettiğiniz kadar şey katabilmiş bir medeniyet,

Nasıl olur da yüzlerce ve daha fazlasınca süre boyunca bir örgütlenme ve toplumsallaşma,

Bir ortak duygu oluşturamazken,

Bugün çıkıp da "Biz Ulus'uz" diyebilir?

 

Eğer söyledikleriniz gerçek ise,

Barındırdığı çelişkiler ile birlikte,

Muazzam ve türünün tek örneği bir tarih anlayışı demektir... wink.gif

Ayrıca şu Kürtler'in kökeni konusunda Copy/Paste'den vazgeçin;

Ya da yapacaksanız bari "Birinci Bölüm" "İkinci Bölüm" diyerek, Tıpkı Basım yapmayın!

Gönderi tarihi:
Öncelikle Türkiye Kürtlerinde aşiret ve feodal yapı bitme noktasına gelmişitir.. Yıllarca feodal yapıyı, aşiret liderlerini destekleyen partiler Güneydoğuda bugün birer tabela partisine dönmüştür.. Bu gerçeği sizin de bir an önce görmenizi diliyorum..

 

Benim gördüğüm şey, Aşiret Yapısı'nın dayattığı kültürün hala devam ettirildiğidir...

Hala kan davalarının olduğu,

Hala kızların okutulmasına karşı çıkıldığı,

Hala çok çocuklu ve erkek egemen aile yapısının sürdürüldüğü,

Hala kadınların ikinci planda olduğu,

Hala başlık parası ve berdel gibi uygulamaların sürdüğü,

Hala siyasi arenada bile Aşriet Reislerinin önderlik ettiği,

Hala oy verileceği zaman Aşriet Reisinin ağızına bakıldığı,

Hala iki Kürt'ün bir araya gelir gelmez, aşiretlerinin ne olduğu sorguladıkları,

Hala kendi kanından olanlara büyük bir kayırıcılık ile yaklaştıkları, iltimas uyguladıkları, memleketçiliğin en koyu olduğu,

Hala sürü toplumsal psikolojisinden kurtulunamamış,

Hala Aşiret yapısının verdiği dışlanmışlık ve ötelenmişlik, dışlamacı ve ötelemeci

Hala büyük şehirlere yerleşildiğinde bile aynı etnik-kökenden ve mümkünse aşiretten, değilse memleketten olmayı ön gören mahalleleşme kafa yapısının olduğu bir kültür var...

Bu mudur sizin tükenmeye yüz tutmuş Aşiret yapınız?

 

Ağaların yok olması değildir Aşiret Yapısının yok olması...

Onun dayattığı o kültürün ötelenmesi, geliştirilmesidir...

Ulus-devletin 'tekçi-türkçü-şoven' söylemi ve demokratikleşmeye direncidir, eğer bölünme olacaksa bunu sağlayacak en önemli etken… Bir insan; insan olmaktan kaynaklı olan haklarını, ulus olmaktan kaynaklı anadili ile eğitim hakkını, ulusal kültürünü yaşama hakkı istiyorsa bunun neresi bölücülüktür. Maden 80 yıldır Ne Mutlu Türküm Diyene demek, kendini Türk olarak saydırmak herşeyin çözümü ise eşit ve demokratik bir ülkede 8 yıl da siz Ne Mutlu Kürdüm Diyene deseniz, kendinizi Kürt gibi hissedip, et-tırnak edebiyatı yaptıklarınızı biraz anlasanız ne olur?

 

Kürtçe, bu ülkede beni Çerkezler, Makedonlar, Rumlar, Zazalar, Araplar, Farslar, Pomaklar, Türkmenler, Lazlar, Ermeniler ile ortak bir paydada buluşturabilecek ve onlar ile iletişim kurmamı sağlayabilecek ise amenna...

Siz, salt Kürtçe konuşarak, bu ülkenin diğer etnik-kitleleri ile anlaşabiliyor musunuz?

Örneğin babaanneniz kendi anadilini yaşatmak istese ne olur? Bu yaştan sonra kalkıp, ‘’ben Lazca öğrenmek istiyorum, kendi anadilimde Kuran okumak, camilerde vaaz dinlemek istiyorum derse ne diyebilirsiniz?

 

Kendi Anadilinden kuran okumak dini bir eğilimdir, okuması beni zerre kadar ilgilendirmez...

Fakat kendisi Lazca da, Türkçe de biliyordu...

 

Kaldı ki hep söylüyorum ve hala görmezden geliyorsunuz;

Kendi dilinde ne yapıp yapmadığı ilgilendirmez beni, bir başka etnik-kökenin...

 

Herkes kendi dilini geliştirme hakkına sahiptir...

Bunu on bin kere mi söylemem lazım?

 

Ben, sizin ile beni ortak paydada buluşturan dili önemserim...

Benim babaannemin konuştuğu dil, beni ya da onu ilgilendirir;

Siz değil...

 

Sizin etnik-diliniz de beni ilgilendirmez...

 

Siz, sizin kökeninizden olmayanlar ile bir iletişim ve ortak payda üretebilme kaygısında değilseniz,

Hala burada niçin Türkçe yazıp duruyorsunuz?

Yazmayın efendim!

Tutarlı olun değil mi ya?

 

Irkçılık aynı olmayana, farklı olana karşı yapılır. Hadi dağa taşa ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmak ırkçılık değilse, neden bir Kürt ‘Ne Mutlu Kürdüm Diyene’ ya da ‘Bir Laz Dünyaya Bedeldir’ diye yırtınmaz hiç merak ettiniz mi? Kürdün kendisiyle gurur duyacağı bir şey yok diyorsanız, bunu iddia etmek te ırkçılık, kendini üstün görme değil mi sn. boşig?

 

.......

 

Hala aynı laflar...

Kusura bakmayın;

Hakikaten laf...

 

Türklük bir Ulus Bilincidir...

Kürtlerden yani Aşiret Kültürünü hala yaşatanlardan başka hiçbir kesim,

"Ben Türk'üm" derken kendi etnik-kökeninin ne olduğunu sorun haline getirmiyor...

Bir kere ben Kürt değilim, Kürt olmadığım için de Kürtlerin kendi kaderini nasıl tayin edeceği kendi sorunlarıdır, benim haddime düşmez. Ben sadece bütün ezilenlerin özgürlük mücadelesinin gerçekbir eşitlik ve özgürlüğe ulaşmasını dilerim. Bana göre sosyalizm dışındaki kapitalist bir sistem insana eşitlik ve özgürlük adına hiçbir şey vermez. Kapitalist düzen; tüketim ve tükeniş toplumu ister. Milyonlarca insanın artı-değerini çalar, üretene verdiği ücret üretenin kendi ürettiğini tüketmesine yetmez. BU olmazsa sermaye büyümez, kar etmez… Sınıflı toplumlarda Türk ya da Kürt olmak çok da önemli değildir.. İçişleri Bakanı bir Kürttür ve onun valiliği sırasında, Türk ırkçıları; Maraş katliamı gerçekleştirmişlerdi.. Bütün baskı yasaları onun bakanlığı dönemlerinde çıkarılmıştır. Özal hükümetinde bakan iken terörle mücadele yasalarını çıkartarak, demokrasi adına var olan kırıntıları da yok etmiştir.

 

Kürtlerle Türklerin eşit olduğu tek koşul mevcut düzene hizmet etme koşuludur. Düzenin kendisi insanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağıdır. Kürtler ayrı devlet istediği ya da bazı insanlar Kürt olduğu için değil, sistemin demokratikleşmesi halinde mümkün olan talepleri olduğu için baskı görmektedir. Yoksa demokratik talebi olan kim olursa olsun, bölücüdür, teröristtir, anarşisttir.

Bu yüzden biz, idda ettiğinizin aksine evrensel normları tüm halklara eşit bir şekilde istiyoruz..

 

Siz kimsiniz ya da ne değilsiniz önemsemiyorum...

Dediğim gibi etnik-kökeniniz de beni zerre kadar ilgilendirmiyor, neyin propagandasını yaptığınız da...

Ben de Sosyalizm'in normlarını benimsemiş birisiyim;

Fakat sizden çok daha gerçekçiyim...

 

Ben çağcılın koşullarına bakarım;

Geleceğe dair ise bir çok ütopya türetilebilir...

Osmanlı çökerken Anadolu'da ya da Misak-ı-Milli sınırlarında kaç halk/ulus vardı? Ermeniler, Kürtler, Türkmenler, Rumlar, Çerkezler vardı doğru mu? Arnavutlar, Selanik Yahudileri gibi daha başka azınlıklar da vardı...

 

Neden Türk milliyetçiliğinin sözcüleri kazandı ihaleyi? Çünkü İttihat ve Terakki, -bugünkü askeri vesaayet rejiminin ilk halleri- Anasır-ı İslam ile savaşa başladı, Musulu ve Misak-ı Millinin içindeki başka toprakları da terketmek kaydıyla, tapuyu ırkçılığını yaptığı, kendisine hedef koyduğu ulus adına çıkardı... Lakin yanıldıkları bir nokta vardı? Artık ulus devlet çağı bitmişti, Avrupa'da burjuvazinin av sahası larak seçtiği aynı dili konuşan, benzer tarih, üretim birliği ve kültürü yaşayan halk(lar)ı bir sınır içinde ulus diye topladı... İç pazarıydı ulus devletin sınırları...

Anadolu İhtilali, İttihat ve Terakki önderliğinde verilmemiştir...

Bunun sonrasını tartışmıyorum bile...

‘’Ulusçuluk’’ adı altında öteki ulusları yok eden, sömüren, egemen ırk etnisitesi altında eriten çağrılara Kürt olarakta, Türk olarakta yokuz..!!

 

Demokratik bir gönül birlikteliğine sonuna kadar varız..!!

 

"Ulus" dediğiniz yapı, bu çağın gerçekliğidir...

Dediğim gibi:

Daha modern bir toplumsallaşma biçimi varsa, ortaya çıkmışsa, çıkıyorsa;

Onu kabullenmekte zerre tereddüt göstermem...

 

Fakat yok şu an...

 

Ha 50 yıl sonra gerçekleşir mi?

Ulus-Üstü bir birliktelik meydana gelir mi?

Gelirse seve seve...

 

Ayrıca şu kavram kargaşasından bir vazgeçin...

Bakın, "Sosyalist"im diyorsunuz;

Bir Sosyalist'in öncelikli olarak bilmesi gerekendir kavramlar, toplumsal süreçler, örgütlenmeler...

Hala Ulus ile Kavim'i karıştırıyorsunuz, daha ne diyeyim?

 

Hem Marx'a Engels'e takılıp kalmayı artık bırakın derim ben...

Ne Marx ve ne de Engels, bugünün gerçeklikleri ile yaşamadılar...

Geçmiş için söyledikleri başka ama gelecek için ne kadar yol gösterici olurlar; oldukça şüpheli...

Bugünün dinamiklerini bilmiyorlar...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.