Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

EBEDİYETE İNANMAYAN BİR ADAMDA AHLAK KURULAMAZ


Renaultferrari

Önerilen İletiler

Ebediyete inanmayan.. cennet cehennem masaldır öldüğümde ben kimseye hesap vermiycem.. ahiret yok cennet yok

cehennem yok.. diyerekten yaşayan bir adam iylik yapabilir mi ?!!??!! Yaparsa.. Yapmasında bir mana varmıdır ?

niye yapsın.. niye yapayım demez mi ?

ben evrim geçirmiş her hangi bir canlıyım cennet cehennem eski zaman masallardır.. binaenlayh hayat yaşadığım bu andır

nefsimi tatmin edebilirsem işte cennet.. tatmin edemezsem zavallıyım.. ölüncede yok olucam hiç bir şey hatırlamıycam kimseye hesap vermeyceğim.. diyerekten bu inanç ile yaşayan bir adam da ahlak kurulur mu ?

kurduysan bu Akıl dışı değil mi ?

zavallı o kimseye ki hayat bu hayattı.. Ahlak için vazife için başkası için karınca gibi çalıştı

kendi hayatı için yaşayamadan gitti..

Dinsiz Ahlak Olmaz ebediyete inanmayan Bir adamda Ahlak olmaz?

Eğer bir kimse ebediyete inanmadığı halde iylik yapıyorsa..

demek ki o adam mevcut elinde ki o iylik hissini.. Dinin başlangıç terbiyesinin kendi üzerindeki tesirinden yapıyordur

dindar bir havayı teneffüs ederek yaşamış

yani o zavallı.. kendi vicdanını tahlil edememiş.. mevcut elindenki iylik yapma hissinin.. vicdanına hakim olan Din fikrine Ebediyet fikrine borçlu olduğunun farkına varamamıştır..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bence bmc.

 

dinin ahlaki degerleri bireylere asilama yolunun kisinin bencil durtulerini stimule etmekten gectiginin farkinda misin acep sen, aga? cehenneme gitme korkusu veya cennete girme arzusu senin egoist bir istegin degil mi? bunu yerine getirmek icin iyilik yapmak asil ne kadar ahlaki bunu sorgulamak gerek. altinda sifir (rakam ile: 0) altruist dusunce yatiyor. buna ne demeli?

 

kisinin kendi degerlerini yaratabilecegi kaldi ki musluman bir toplum icinde buyuyen birinin her ne kadar senin standartlarina gore 'dini butun' olmasa da az cok toplumun genelinin sahip oldugu ahlaki degerleri edineceginin farkinda degil misin?

 

bence din yoksa millet kendini kaybeder cosar demeden once gidip bir karsi tarafin fikirlerini ustune kurdugu felsefi akimlari incelemelisin. ne diyor bu adamlar diye bir dusunmelisin. *****. buyuklerimiz ne demis? soz gumus ise, sukut altindir. wink.gif

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bence bmc.

 

dinin ahlaki degerleri bireylere asilama yolunun kisinin bencil durtulerini stimule etmekten gectiginin farkinda misin acep sen, aga? cehenneme gitme korkusu veya cennete girme arzusu senin egoist bir istegin degil mi? bunu yerine getirmek icin iyilik yapmak asil ne kadar ahlaki bunu sorgulamak gerek. altinda sifir (rakam ile: 0) altruist dusunce yatiyor. buna ne demeli?

 

dinin bahsettiği Ahlakın ne cennet arzusu ne cehennem korkusu nede altruist bir düşünce mahsülü ile hiç bir alakası yoktur..

 

Dinin bahsettiği Ahlaka bir misal vereyim

ahlak mevzuunda ebediyete inanmak şarttır.

şimdi Ahlak terbiyesinde eriyen bir kimse.. bir insana iylik yaptığı vakit

onunla bir hukuk tedarik ettiği vakit.. bu hukuku ebediyete kadar götürmek ister

ahlak putesinde eriyen bir kimse: biz sizinle bu dünyada tanıştık buluştuk..

ben sizi daha evvel hiç bilmez tanımazdım..

acaba ben sizi ebediyette bir daha görebilecekmiyim.. sizinle daha görüşebilecekmiyiz... bir daha ben size bulabilicem mi.. bu sevgiyle samimiyet ile vazifesini iyliğini yapar..

 

yalnız şurasını da söylim bu sözler ahlak putesinde erimiş.. ebediyete acabasız inanmış insanlara aittir.. yoksa maddenin kesafetinde kalanlar.. hayat bu yaşadığın andır ben evrim geçirmiş herhangi bir canlıyım diyenler.. anasının babasının nafakasını vermeyenler.. ne anlayabilir bu cümlelerden

 

 

Dinin bahsettiği Ahlakın: bencillikle yahut altruizm ile hiç alakası yoktur

bunu daha iyi anlayabilmek için

iylik nedir ve kaç türlü yapılabilir ? bunu idrak etmek gerekir

 

bir defa iylik hakkın istediği bir şeydir

Dine manaya Ahlaka göre iylik kaç türlü yapılabilir

iylik ancak 4 türlü yapılabilir

 

1- rağbet ile (yani ben şu şu hallerimi ıslah edicem Kudret bana şunlar şunları verecek..

yani bir iki misal vereyim..

benim hasedim var.. kinim var bunlar varken.. ben huzurlu olamıyorum..

bir kimseye kinim var nasıl huzurum olabilir..

hasedim var.. yanıyorum.. yani Allahın taksimatına karışıyorum

nasıl huzurum olabilir.. nasıl ben iylik yapabilirim.. imkan var mıkı ben iylik yapabilicem ? olmaz

ben bu hallerimi ıslah edicem.. kudret bana şunları şunları ihsan edecek verecek diyerekten ancak iylik

yapılabilir.. buna rağbet ile denir.. bunun indi ilahide yeri vardır..

verdiğim bu iki misal üzerinden yürüsek

buna cennet arzusu iylik yapma denir

Ama buna :kişinin kendi cehenneminden kurtulmak için.. kullandığı cenneti arzusu denir.. anlatabildik mi ?

bunun indi ilahide yeri vardır.. Büyük kitapta biz ona hatıra hayale gelipte bozulmayan bilmediklerinide vericez diyerekten bir çok ayette bahsettiği cennet.. cenneti sıfat.. yani buyrun nimetlerim...

 

2- rehbet ile ( yani korku ile.. korku ama cehennem korkusu ile değil... rehbet demek (yılmaktan sonra meydana gelen korku demektir.. yani adam bakmış ki olmuyor yılmış çekiniyor.. korkuyorum nasıl iylik yapmam diyor)

bu mana ile ancak iylik yapabilir

 

3- haya ile ( şimdi rütbe yükseldi... başkasından utanmak şekline haya değil hile denir. haya demek kendinden utanmaktır

beni insan yapmış mesela renkli benekli bir bit yapmamış.. bana görmek işitmek sevmek sarılmak neler neler ihsan etmiş insan muamelesi görüyorum beni kendisine muhattap tutmuş konuşturmuş.. utanıyorum.. başkasından değil kendisine bakıyor kendinden utanıyor) bu mana ile iylik yapılabilir

 

4- Muhabbet ile ( rütbelerin en yükseği.. yani ben yokum sen varsın diyerekten iylik yapar

bunu altruizm ile karıştırma sakın

biraz daha açayım..ben yokum sevgilim var diyerekten iylik yapar yani kendi aslını bulmak aşkıyla donanmış

o aşktan doğan ahlak ile iylik yapar.. yani bu duyduğum.. dayanamayıp bana tempo tutturan bu müzikler bu gördüğüm tecelliler.. işitmek görmek sevmek içimde hissetiğim tecelliler vs.. mebdeini aslını bulmak aşkından doğan ahlak.)

aslını bulmuş iylik yapıyor.. ben yokum sen varsın diyor kendinde değil)

 

Demek oluyor ki dinin bahsettiği Ahlakın en ufak rütbesi: bencillikle yahut altruizm ile hiç alakası olmayıp

aksine hayatta onu rahatsız eden ne varsa.. onları atabilmek için tabi olmaya mecbur olduğu şeyin adına gelir

 

kisinin kendi degerlerini yaratabilecegi kaldi ki musluman bir toplum icinde buyuyen birinin her ne kadar senin standartlarina gore 'dini butun' olmasa da az cok toplumun genelinin sahip oldugu ahlaki degerleri edineceginin farkinda degil misin?

 

bu sorunuz Ahlakı Ahlak olarak değil.. bir değer bir kıymet olarak görüşünüzden geliyor

yukarıda pek azcık bahsettiğim gibi dinin bahsettiği Ahlak: bir DEĞER kıymet değildir

 

Ahlakı bir kıymet olarak görenlerin Ahlakı her en değişeblir

çünkü Ebediyete inamayan bir adamın nazarında Ahlak: Yaşadığı toplumun genelenin kendisine vermiş olduğu bir değerden ibarettir.. yaşadığı toplum bugün buna kıymet verirse yarın vermez onun için o kimsenin Ahlakı değerleri her an değişebilir..

yani yaşadığım toplum.. buna kıymet veriyor der.. ben yalancı değilim der namusluyum der..

böylelikle çevresindekiler için kendisinin bir değeri bir kıymeti oldu.. benim için namuslu dediler

iyi ama yaşadığı toplum, çevresi bu gün buna kıymet verirse yarın vermez onun için onun ahlakı her an değişebilir

işte o şey Ahlak değil.. kişin toplum genelinde kendisine vermiş olduğu bir DEĞER bir kıymetten ibarettir Ahlak değildir.. O Ahlak olur mu hiç

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bu sorunuz Ahlakı Ahlak olarak değil.. bir değer bir kıymet olarak görüşünüzden geliyor

yukarıda pek azcık bahsettiğim gibi dinin bahsettiği Ahlak: bir DEĞER kıymet değildir

 

Karşılığında bir armağan(RÜŞVET) olan iyilik iyilik midir? Ya da bunun üzerine kurulacak olan ilkelerin adına ahlak mı denir?

 

Edebiyete inananıpta toplum genelinde yaygın olan bunca ahlaksızlığın nedeni inançsızlar mıdır? Bizim toplumumuzun % 99 u müslümandır ya da inançlı diyelim. Geriye kalan % 1 midir ahlaksızlığın nedeni? Bu kadar etkisi büyük müdür bu %1 in?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahlaki ögeler insan yararına ise "iyi ahlak" denilir. "İşte bu ahlakı ögeleri ilahlar gönderdi, bunlara uyun, insanlığın refahı bunlardadır." şeklinde dayatılan ahlaki ögeler, sadece o topluma ait, veya tarihle gelen eski çağlara ait törelerdir. İnsanların yararına değil zararınadır.

 

Örnekler: "Sizden olmayanı dost edinmeyin, hatta öldürün, hiç hürle köle bir olurmu, bizim törelerimize göre hareket etmeyenler pisliktir, hayvandır, hatta daha aşağılıktır, kadınlar erkeklere tabi olmalıdır, babasına asi olacaktı dolayısıyla bu çocuğu öldürdüm, kan davası(kısas), kırbaç, falaka, dövmek, uzuv kesmek." vs gibi ahlaki dayatmalar insan aleyhinedir.

 

İyi ahlaklı olabilmek, ebediyyete, dolayısıyla bir dine inanarak, onun insan zararına olan dayatma ögelerini sorgulamasız kabullenmek değildir. İyi ahlaklı olabilmek, tüm insanlığın kabullendiği, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek onayladığı ahlaki ögelere uyumdur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karşılığında bir armağan(RÜŞVET) olan iyilik iyilik midir? Ya da bunun üzerine kurulacak olan ilkelerin adına ahlak mı denir?

 

Edebiyete inananıpta toplum genelinde yaygın olan bunca ahlaksızlığın nedeni inançsızlar mıdır? Bizim toplumumuzun % 99 u müslümandır ya da inançlı diyelim. Geriye kalan % 1 midir ahlaksızlığın nedeni? Bu kadar etkisi büyük müdür bu %1 in?

 

Ebediyete acabasız inanmak.. öyle basit bir şey değildir..

 

bak Cenabı Hak ne buyuruyor Asr suresinde

zaman zaman diyorsunuz zamana yemin ederim ki

her insan hüsrandadır.. yalnız iman edenler müstesna

demek ki iman öyle inadım demek gibi bir şey değilmiş..

herkes hüsranda ben yemin ediyorum diyor Allah

iman edenler hariç ama diyor..

ve salih amel işleyenlerde hariç ve birbirine hakkı tavsiye edenlerde ve sabrı tavsiye edenlerde hariç..

iman demek ömrü hüsran içinde yaşamak demek değildir..

gönlünde bir neşe taşıyabilmektir.. karar son nefestenden yakındır.. son nefesten bir an evvel

o neşeyi taşımaktır.. aranılanda budur..

 

Allah bize tenezzül eder kim Allah Allah

tenezül ettikten sonra.. birde Allahlığıma yemin ederim ki der

ne kadar nazik Allah..

insan ufak bir şeye sahip olurda kendisine büyük bir şey zanneder.. selam vermez.. selam verseler selam almaz.. mahallesini değiştirir.. Bu Allah yaa.. ne kadar nazik..

 

Ahlaki ögeler insan yararına ise "iyi ahlak" denilir. "İşte bu ahlakı ögeleri ilahlar gönderdi, bunlara uyun, insanlığın refahı bunlardadır." şeklinde dayatılan ahlaki ögeler, sadece o topluma ait, veya tarihle gelen eski çağlara ait törelerdir. İnsanların yararına değil zararınadır.

 

Örnekler: "Sizden olmayanı dost edinmeyin, hatta öldürün, hiç hürle köle bir olurmu, bizim törelerimize göre hareket etmeyenler pisliktir, hayvandır, hatta daha aşağılıktır, kadınlar erkeklere tabi olmalıdır, babasına asi olacaktı dolayısıyla bu çocuğu öldürdüm, kan davası(kısas), kırbaç, falaka, dövmek, uzuv kesmek." vs gibi ahlaki dayatmalar insan aleyhinedir.

 

İyi ahlaklı olabilmek, ebediyyete, dolayısıyla bir dine inanarak, onun insan zararına olan dayatma ögelerini sorgulamasız kabullenmek değildir. İyi ahlaklı olabilmek, tüm insanlığın kabullendiği, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek onayladığı ahlaki ögelere uyumdur

 

Siz din dersini yanlış almısınız.. dinin emirleri öyle ulu orta konmamıştır...

Ahlak nedir Ahlakın o kadar çok tarifi vardır ki.. bunlarıda bilmiyorsunuz..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karşılığında bir armağan(RÜŞVET) olan iyilik iyilik midir? Ya da bunun üzerine kurulacak olan ilkelerin adına ahlak mı denir?

Bizim toplumumuzun % 99 u müslümandır ya da inançlı diyelim

Ebediyete inananıpta toplum genelinde yaygın olan bunca ahlaksızlığın nedeni inançsızlar mıdır?

 

Sorumun tam karşılığını alamadım da.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Karşılığında bir armağan(RÜŞVET) olan iyilik iyilik midir? Ya da bunun üzerine kurulacak olan ilkelerin adına ahlak mı denir?

Bizim toplumumuzun % 99 u müslümandır ya da inançlı diyelim

Ebediyete inananıpta toplum genelinde yaygın olan bunca ahlaksızlığın nedeni inançsızlar mıdır?

 

Sorumun tam karşılığını alamadım da.

 

demişsin ki: Karşılığında bir armağan(RÜŞVET) olan iyilik iyilik midir? Ya da bunun üzerine kurulacak olan ilkelerin adına ahlak mı denir?

 

bu sorduğunuzu yukarıda cevapladım.. o yüzden buna cevap vermedim.. 2. sorduğunuza cevap vermiştim

1. şıkkı dikkatli okuyun

Dinin bahsettiği Ahlakın en ufak rütbesi: bencillikle (rüşvet ile) yahut altruizm ile hiç alakası olmayıp

aksine insanı hayatta rahatsız eden ne varsa.. onları atabilmek için tabi olmaya mecbur olduğu şeyin adına geldiğini

belirttiğimi anlarsınız..

yani hasedi olan bir insanın huzur olabilir mi.. hasedi var nasıl huzuru olsun..

kini olan adamın huzur olabilir mi?.. kini olan bir adama çok acımalı.. kini var nasıl huzur olsun..

işte ahlakın en ufak derecesi.. hayatında seni rahatsız eden şeylerden hiç olmazsa rağbete girde kurtul der

sayılı nefesini zavallı bir şekilde bitirme.. zevk ile elini kolunu sallaya sallayaya gel.. yük taşıma der

ben seni kendi muhattap tuttum konuşturdum.. sen ne taşıyorsun.. yüklesene imana o taşısın der..

insan hiç olmazsa rağbete girip hayatında onu neler rahatsız ediyorsa bunlardan kurtulursa.. iylik yapabilir..

yoksa yapamaz.. anlatabildik mi ?

yapar efendim.. yaptığını 3 gün sonra 5 gün sonra yıkan iylik iylik değildir.. hatta belkide.. keşke yapmasaydı..

birden bire tersi oldu.. hatta kolu kanadı kırılabilir insanın..

 

ikinci sorduğunuza gelince

diyorsunuz ki: Bizim toplumumuzun % 99 u müslümandır ya da inançlı diyelim

Ebediyete inananıpta toplum genelinde yaygın olan bunca ahlaksızlığın nedeni inançsızlar mıdır?

 

bunun cevabını vermiştim..

sizin ölçülerinize göre toplumun geneli ebediyete inanıyor

Ama Cenabı Hak asr suresinde... ebediyete inanan insan hüsran içinde değildir bak ben yemin ettim diyor

şimdi bu ölçüye göre.. kendi kendine ölçülerini ver..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

forumlarda bir grup insan tipi vardır ki birbirinin nerdeyse aynıdır..

ortak özellikleri şunlar :

 

arapça ağırlıklı konuşurlar,islamın kutsal kitabından ikide bir türkçe

çevirisi tartışmalı alıntılar yaparlar..bu alıntılar yapıldığı için karşı

görüşten olabilecek insanlar adeta zapt-u rapt altına alacaklarını

düşünmektedirler..

ikinci bir baskı şekilleri de <ne yani siz inançsızmısınız?>

gibi bir soru demoklesin kılıcı gibi hazır bekletilmektedir.

dikkatli izlediğinizde amaçlarının bu <inanç> sisteminin propogandasını

yaparak taraftar toplamaya çalışmak olduğunu rahatlıkla görebilrsiniz.

forumun diğer bölümlerine pek ilgi göstermez bu insan tipi,

bir paylaşımda da pek bulunmazlar..

yani bir müzik bir video,bloglar için bir şiir öykü vb..üretimde bulunmazlar.

espri yaptıkları da nadiren görülür..genelde aldıkları eğitimde tarikatların

izi çok açık bellidir.demokrasi ve karşı görüşten pek hoşlanmazlar..

görüşümce bu insan tipi ülkemizde 1980 yılndan sonra bilinçli

bir şekilde <üretilmiş> tir. böylece ortaya bir kuşak çıkmıştır.

 

bu insanların haksızlıklara karşı ciddi bir karşı duruşları protestoları da

pek görülmez <turban> ve israil aleyhtarlığın dışında...yani bu insanların

çalışanların hakları,halkın soyularak hortumlanması,kişisel özgürlüklerin

yokedilmesi,işkence,kadın hakları,töre cinayetleri,çevre kirlenmesi,

küresel ısınma,dünya emperyalizmi vb vb bir çok sorunda

insan olmanın gereği olarak bir karşı duruş sergilediğini göremezsiniz.

 

++++

 

**************

 

++++

 

<ahlak> bir toplumsal norm dur..bir biçimdir..kuralları toplumdan topluma,

kişiden kişiye,tarihten tarihe değişir..kurallarının genel sınırları

çizilememekle beraber oluşmuş yerel, bölgesel kuralladan bahsedilebilir.

örnek verelim kız erkek flörtü izmir de normal karşılanır ama örneğin elazığ

da karşılanmayabilir..türkiyede misafirin eşi ile öpüşmesi hoş

karşılanmayabilir..ama bir batı toplumunda bu rahatsızlık uyandırmaz.

1950 lerde ülkemizde eşcinsellik hoş karşılanmazdı ama şimdilerde daha

hoşgörülü bakılmaktadır gibi..ama din ahlaktan ayrıdır..dinsel kurallar katıdır

ve pek değişmez..yani islamın şartları elazığda ne ise izmirde odur,

yada 1950 de ne ise şimdi o olduğu gibi..

ama bu arkdaşlar dediğim gibi herhangi bir dine mensup olmayan,

din sistemlerine yaşamında yer vermeyen kısaca ateist insanları

<ahlaksız> sıfatıyla taciz etmeye çalışmakta..

 

++++

 

<ebediyet>e inanmamak..neresinden başlayayım.?.ebediyet sonsuzluk

demek..aynı kelime oyunu <her nefis ölümü tadacaktır> cümlesi ile de

yapılıyor..bunun <her canlı zamanı gelince ölecektir>den farkı güya aman

inanın haa ölüm var mesajı verilmeye çalışılmaktadır..yeri geldiği için şu

konuyu da değineyim..

<nefis ve fıtrat >meselesine..insan nefsi demek yani insan egosu,benliği

demek.fıtrat da insan doğası anlamında..bu cemaate arapça fetişizmi

yaptığı için bu kelimeleri kullandıramazsınız.ancak belirteyim ki arapça

hayranlığnız durumu kurtarmaz..ben <ebediyete>yani sonsuzluğa inanırım..

ama bu sonsuzluk inancım sizinkine benzemeyebilir.arapça oyunları ile

eğer <hayatı din kurallarına göre yaşamak isteyenler>

demeye çalışıyorsanız bu farklı birşeydir.

 

++++

 

daha önce yazdıklarımızı okumadınız..tekrar yazalım..yaşamına dinsel

buyrukları almayan, bilimsel felsefeye inanan insanlar

en az sizin kadar ahlak ve erdem sahibidirler..ahlaklı ve erdemli olmak bir

insani değerdir,herhangi bir dinin tekelinde değildir..bu insanlar

günahlarının affedileceği bir kutsal gücün varlığına inanmadıkları için

<günah> işlemezler.bilirler ki bu günahları onların sadece insan

olmalarından kaynaklanan onurlarını ve vicdanlarını yaralar.

 

 

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

daha önce yazdıklarımızı okumadınız..tekrar yazalım..yaşamına dinsel

buyrukları almayan, bilimsel felsefeye inanan insanlar

en az sizin kadar ahlak ve erdem sahibidirler..ahlaklı ve erdemli olmak bir

insani değerdir,herhangi bir dinin tekelinde değildir..bu insanlar

günahlarının affedileceği bir kutsal gücün varlığına inanmadıkları için

<günah> işlemezler.bilirler ki bu günahları onların sadece insan

olmalarından kaynaklanan onurlarını ve vicdanlarını yaralar.

 

 

 

DİKKAT ! Bir ÖRFE göre Vicdan vardır.. birde AHLAKA göre Vicdan vardır..

şimdi siz dine manaya gönül vermediğinizi söylediğinize göre

Örfe göre Vicdanın anlamını kullanıyorsunuz..

Şimdi bende sizin behsettiğiniz Vicdanın ne olduğunu Söyliim

 

Sizin Vicdan tanımınızda

Amirim Aklımdır Hakimim Vicdanımdır.. diyerek yaşayanlar.. hayatta çook aldanırlar.. smile.gif

mesela vicdanımı dinledim.. filana acıdım.. keşke acımasaydım.. şimdi inliyorum.. smile.gif

yook yook kardeşim..

vicdanın sözlükteki bir anlamı.. doğru ve yanlışın ne olduğu bildiren içsel ses değil mi ?

sendeki vicdan sesi olur mu ? senin ki yanılmış Yaa ? demek ki sendeki vicdan değilmiş sözlük anlamına göre

 

vicdanın bir tarifi var yaa.. aldanmaz.. yanılmaz.. vicdanı ne akıl yalanlar nede hisler

sen yanılmşım diyorsun.. ahh bugünkü aklım olsaydı diyorsun.. dinlermiydim Diyorsun...

vicdanını yalanlıyorsun..

şimdi fena inliyorsun.. bakalım bir daha.. içindeki sesi öyle çabuk çabuk dinliycen mi ?smile.gif

 

sen onu benim vicdanıma bırak..

yok yaa... bırakırmıyım senin vicdanına.. sen dersini almışsın..smile.gif

 

 

Mehmet Akif Ersoy bak benim sana anlatığım şeyi Nazım şekilde dizmiş

 

Ne irfandır Ahlaka ulviyet ne Vicdandır.

fazilet hissi İnsanlarda Allah korkusundandır..

yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı yezdanın..

ne irfanın kalır tesiri..ne Katiyen Vicdanın..

 

Gizlenmiş bir Allah korkusu .. yüreklerden çekildi mi diyor

ne irfanın kalır tesiri.. Ne Katiyen vicdanın.. iylik yapamaz diyor smile.gif

 

 

yani Amirim Aklımdır.. Hakimim Vicdanımdır.. diyenler.. Hayatta çoook aldanırlar

Vicdan Vicdan.. dediği zannettiği şeyin noktası dahi kalmaz artık onda

 

Vicdan büyük bir kelimedir.. karıştırma... bak lugata.. Vicdan yanılmaz..

 

Vicdan Milyarda bir adamda bile az bulunur,az... pek ender

 

şimdi örfün zannetiği Vicdan hadiselerin zamanın dalgaları.. ile böyle tepelenirse..

artık Vicdanının tesiri kalır mı ondan yaa.. içinde gizlenmiş bir Allah korkusu yoksa.. smile.gif

 

bilirler ki bu günahları onların sadece insan

olmalarından kaynaklanan ONURLARINI ve vicdanlarını YARALAR.

 

Onurdan bahsediyorsun...

herkesin onuru başkadır.. bunu bilmiyor musunuz ?!?! smile.gif

mesela onuruna dokunur yalan söylemez bir tüccar ama..

diplomalı biri.. çayır çayır yalan söyler.. onun.. onuru başkadır.. ONURU YARALANMAZ smile.gif

her bir mesleğin İnsanının onuru başkadır..

Onuru başka olunca.. Onur da Günahları önleyemez smile.gif

 

Şuraya kadar yazıklarımdan bir özet çıkarılırsa: Yukarıdaki sözlerinizin tatbiki mümkün değildir smile.gif

 

 

 

 

bu insanlar günahlarının affedileceği bir kutsal gücün varlığına inanmadıkları için

<günah> işlemezler

 

bu söyledikleriniz Demagojiden başka bir şey değildir

 

Bu Demagojiyide yapmanız sebebi aşağıdaki dinin emirlerini anlayamadığınızdan dolayıdır..

 

1-Allah günah işlemeyen bir sınıf olsaydı muhakkak günah işleyecek bir sınıf halk ederimdim buyurmaları

2-benim rahmetim gadabımı geçmiştir.. beyan etmeleri

3-benim affetme sıfatım kulumun günahı ile yarışa çıktı affetme sıfatım geçti buyurmaları

hep.. kulum beşeri gafletinin icabı günah işledin diye ümitsizliğe kapılma

benden ümitini kesme.. ben günahı geçtim.. ben affetme sıfatım günah işlemene engel olur..

bana kul ol.. paraya bula şuna buna hayaline kul olma..

bana kul olursan.. ben kulumun günahını geçerim demedim mi..

affettim mi seni bir daha günah işleyemezsin ki engellerim seni demektir..

demek oluyor ki

insan ümitsizliğe kağılamalı insan ümitsiz olduğunda.. İman yanına yaklaşmaz..

 

 

 

 

 

forumlarda bir grup insan tipi vardır ki birbirinin nerdeyse aynıdır..

ortak özellikleri şunlar :

 

arapça ağırlıklı konuşurlar,islamın kutsal kitabından ikide bir türkçe

çevirisi tartışmalı alıntılar yaparlar..bu alıntılar yapıldığı için karşı

görüşten olabilecek insanlar adeta zapt-u rapt altına alacaklarını

düşünmektedirler..

ikinci bir baskı şekilleri de <ne yani siz inançsızmısınız?>

gibi bir soru demoklesin kılıcı gibi hazır bekletilmektedir.

dikkatli izlediğinizde amaçlarının bu <inanç> sisteminin propogandasını

yaparak taraftar toplamaya çalışmak olduğunu rahatlıkla görebilrsiniz.

forumun diğer bölümlerine pek ilgi göstermez bu insan tipi,

bir paylaşımda da pek bulunmazlar..

yani bir müzik bir video,bloglar için bir şiir öykü vb..üretimde bulunmazlar.

espri yaptıkları da nadiren görülür..genelde aldıkları eğitimde tarikatların

izi çok açık bellidir.demokrasi ve karşı görüşten pek hoşlanmazlar..

görüşümce bu insan tipi ülkemizde 1980 yılndan sonra bilinçli

bir şekilde <üretilmiş> tir. böylece ortaya bir kuşak çıkmıştır.

 

bu insanların haksızlıklara karşı ciddi bir karşı duruşları protestoları da

pek görülmez <turban> ve israil aleyhtarlığın dışında...yani bu insanların

çalışanların hakları,halkın soyularak hortumlanması,kişisel özgürlüklerin

yokedilmesi,işkence,kadın hakları,töre cinayetleri,çevre kirlenmesi,

küresel ısınma,dünya emperyalizmi vb vb bir çok sorunda

insan olmanın gereği olarak bir karşı duruş sergilediğini göremezsiniz.

 

 

Bence siz benim hakkımdaki zanlarınız hemen giderin... nasıl mı ? elbette yazdıklarımı dikkatle özenle okuyarak

hakiki insan aldanmaz..

 

****

 

<ahlak> bir toplumsal norm dur..bir biçimdir..kuralları toplumdan topluma,

kişiden kişiye,tarihten tarihe değişir..kurallarının genel sınırları

çizilememekle beraber oluşmuş yerel, bölgesel kuralladan bahsedilebilir.

örnek verelim kız erkek flörtü izmir de normal karşılanır ama örneğin elazığ

da karşılanmayabilir..türkiyede misafirin eşi ile öpüşmesi hoş

karşılanmayabilir..ama bir batı toplumunda bu rahatsızlık uyandırmaz.

1950 lerde ülkemizde eşcinsellik hoş karşılanmazdı ama şimdilerde daha

hoşgörülü bakılmaktadır gibi..ama din ahlaktan ayrıdır..dinsel kurallar katıdır

ve pek değişmez..yani islamın şartları elazığda ne ise izmirde odur,

yada 1950 de ne ise şimdi o olduğu gibi..

ama bu arkdaşlar dediğim gibi herhangi bir dine mensup olmayan,

din sistemlerine yaşamında yer vermeyen kısaca ateist insanları

<ahlaksız> sıfatıyla taciz etmeye çalışmakta..

 

Hakiki müslüman Allahın kıymet verdiği kıymetlerden başka kıymetlere kıymet vermez..

onun için Onun namusu hiç değişmez.. ne yapalım elbette bu size katı geldi dimi ?

 

hakiki müslüman göz bebeği yavrusunu bir ecnebinin kucağını alıp oynatmasına asla müsade etmez

Bu size katı geldi dimi?

 

 

 

<ebediyet>e inanmamak..neresinden başlayayım.?.ebediyet sonsuzluk

demek..aynı kelime oyunu <her nefis ölümü tadacaktır> cümlesi ile de

yapılıyor..bunun <her canlı zamanı gelince ölecektir>den farkı güya aman

inanın haa ölüm var mesajı verilmeye çalışılmaktadır..yeri geldiği için şu

konuyu da değineyim..

<nefis ve fıtrat >meselesine..insan nefsi demek yani insan egosu,benliği

demek.fıtrat da insan doğası anlamında..bu cemaate arapça fetişizmi

yaptığı için bu kelimeleri kullandıramazsınız.ancak belirteyim ki arapça

hayranlığnız durumu kurtarmaz..ben <ebediyete>yani sonsuzluğa inanırım..

ama bu sonsuzluk inancım sizinkine benzemeyebilir.arapça oyunları ile

eğer <hayatı din kurallarına göre yaşamak isteyenler>

demeye çalışıyorsanız bu farklı birşeydir.

 

 

Ebediyeti: sonsuzluk demek yanlıştır

sonsuzluk.. sonu olmuyor demektir..

 

Ebediyet: sonsuzluk demek değildir.. daima aynı halde kalmak demektir..

yani bir misal vereyim..

daima genç ve dinç her zaman aynı şanda olmak.. her zaman genç ve güzel kalmak demektir..

devamlı.. bitmeyen.. sınırsız.. anlatabildik mi ?

 

Mesela Besmelesiz iş Sonsuz iştir denir..

yani başarılı olamazsın

besmele ile başlayan işte muaffakiyetle neticelenir

besmelesiz işte ise.. olmadı bir daha.. olmadı bir daha.. olmadı..olmadı bir daha bir daha.. sonsuz iş

besmelesiz işte bunalma var

 

hakiki aşık sevgilisine andığı vakit her şeyinden soyunur

ne filanın kası ne filanın masası ne alemin dedikodusu hiç bir pürüz kalmaz.

bir insan besmelenin yalnız sözlerini değil manasınıda hayatını uydurursa

kendinden geçer.. Cenabı Hakta bu kulum beni andı.. kendinden geçti..

ne alemin dedikodusu kaldı ne kendi kaldı..

o kulumun yapacağı işi benim yapmam lazım der.. işe vaziyet eder.. anlatamadık mı ?

mal onun dur.. sen aradan çekildin mi oratada mı bırakıcak.. bu saltanat devam edecek..

kendisi yapar..

 

bende bir sonsuzluğa inanıyorum diyorsun

sizin sonsuzluk inancınızda cennet cehennem hesap filan bu sistem yoksa..

yani ahiret yok kimseye hesap vermiycem..

cennet yok.. dövüneceğim bir şey yok

cehennem yok.. yaptıklarımın cezasını karşılığını görmiycem.. korkmama gerek yok..

böylyse elebtte bütün ahirete cennete cehenneme acabasız ağzıyla değil haliyle kati olarak inana arasında

ölçüye girmeyecek kadar fark olur..

 

sonra Cennet cehennemde ne imiş deme

çünkü Kainatta varmı bu iki kavramdam başka bir şey..

ya ferahtasın.. ya sıkıntıda.. ekseriyetle sıkıntıda

ya refahtasın.. ya bunalımda..

ya sefadasın ya azabta..

işte cennet işte cehennem.. evrende kainatta bu iki kavramdan başka bir kavram var mı ? yok

 

cennet cehennem gözle görülüp elle tuluması mümkün mümkün... yoktur deme

başka bir kavram yok kainatta

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

yani hep merak ederdim <takiyye> ne demekmiş..

bugün öğrenmiş durumdayım..

pes doğrusu,bu kadar da beklemiyordum..

 

şu açılmış topiğe neden katıldığımı söyleyeyim :

ilk iletideki <dinsiz ahlak olmaz ebediyete inanmayanda ahlak olmaz>

düşüncesinin yayılmaya kalkılması..

bu aslında şu anda yaşayan yüze yakın dinlerin mensuplarına da,

herhangi bir dini yaşamına konu etmeyen, yani dinsel inanç sahibi olmayan,

milyonlarca insanın da ahlaksızlıkla suçlanması,dışlanması ve hatta hakarete

uğraması demek...

yoksa konuyu açan kişinin düşüncesi yaşam biçimi ona aittir,

istediği gibi ömrünü tüketebilir.

 

++++

 

bugün bir ilahiyat öğrencisi bile dinle ahlakın ayrımını biliyor..

ahlaklı olmak için herhangi bir dinin mensubu olmak gerekmediği gibi,

din mensuplarının da ahlaklı olamayabileceğini bilmek için akademik

kariyer şart değil..el insaf..

bir önceki mesajımda net olarak iki kavramın farkını anlatıyorum ses yok..

inançsız diye kelime arasında aşağılanan insanların düşünce felsefesini

yani üç bin yıllık koca diyalektik materyalist felsefe için link koyuyorum,

ki belki biraz okunurda verimli bir tartışma ortamı doğar diye, en ufak

bir tık yok..

ama kelimelerle oynamalar efendim ebediyet sonsuzluk değilmiş de,

vicdan, onur birkaç anlamdaymış da, m.akif ersoy şiirinde bundan

bahsetmişte vb vb..üstelik ebediyet onur,vicdan,örf gibi kavramların hepsi

birbirine karıştırılıyor.bilgisizlikten mi bilerek midir anlayabilmiş değilim.

yani bilgi çağında elinizde arama motorları var tıklarsınız iki saniye,

örneğin ebediyet sonsuzluk anlamına mı geliyor yoksa burada iddia

edildiğigibi sonu olmuyor demek midir öğrenirsiniz..ama tüm kavramlara

ilave ve farklı anlamlar yüklenmek isteniyorsa bunun adı çarpıtmaktır.

 

++++

 

ana konu olan din ve ahlak konusuna ait bir şey söylemeyip

konumuz dışında şu cümleleri bana verilen cevaba eklenmiştir:

 

<mesela Besmelesiz iş Sonsuz iştir denir..>

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

<hakiki aşık sevgilisine andığı vakit her şeyinden soyunur>

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

<hakiki müslüman Allahın kıymet verdiği kıymetlerden

başka kıymetlere kıymet vermez..

onun için Onun namusu hiç değişmez.. ne yapalım elbette bu

size katı geldi dimi ?

hakiki müslüman göz bebeği yavrusunu bir ecnebinin kucağını alıp

oynatmasına asla müsade etmez. Bu size katı geldi dimi?>

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

 

kısacası ya bu tartışma, konuyu açan tarafından açılan konunun dışına

başka bir yöne çekilmek isteniyor veya verecek cevap yok, <takiyye>

yapılıyor.bu tarzın değişmesi başka mecralarda ciddiye alınabilmek

adına şiddetle tavsiye olunur.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

kısacası ya bu tartışma, konuyu açan tarafından açılan konunun dışına

başka bir yöne çekilmek isteniyor veya verecek cevap yok, <takiyye>

yapılıyor.bu tarzın değişmesi başka mecralarda ciddiye alınabilmek

adına şiddetle tavsiye olunur.

 

Aynen katılıyorum. Zira sorduğumsoruyu iki kez tekrarlamama rağmen açık ve net bir cevap alabilmiş değlim. Bu nedenle arkadaşın verdiği cevaplara cevap vermek gereği duymadım. Çünkü değişen birşey olmayacak.

 

 

Bu arada inançlı arkadaşların bayramlarını kutlarım.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İÇinizdeki gizlenmiş Allah korkusunu yada ''KORKULARINIZI'' yenmeden Mutlu ve Huzurlu olamassınız.. :)

 

İÇinizdeki Sevginizi keşfedip ''Paylaşmayı'' beceremeden,de İNSAN olamazsınız.. :)

 

Reno.. :)

 

Kişi kendinde eksik olanın peşindedir..Ahlaksız ahlak arar..vicdansız vicdan arar..dinsiz din arar(inanç arar)..bu arama esnasında buldum ZANNETTİĞİNİ,de tepkileri ölçmek için, ne kadar doğrudur acaba diye ya yazarak burada olduğu gibi yada anlatarak kahvede camide olduğu gibi..kontrol eder..tam emin değildir çünki..hiç bir zamanda hah tamam buldum buymuş diyemez..çünki GERÇEK nana(68 kuşağının en popüler dansözü) gibidir durduğu yerde durmaz..kıvırır boyna.. :D bizlerinde kişiliği karekteri hep aynı vaziyettemi duruyor..elbette değişiyor..kimimizde olumlu güzel yönde kimimizdede olumsuz kötü yönde.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İÇinizdeki gizlenmiş Allah korkusunu yada ''KORKULARINIZI'' yenmeden Mutlu ve Huzurlu olamassınız.. :)

 

İÇinizdeki Sevginizi keşfedip ''Paylaşmayı'' beceremeden,de İNSAN olamazsınız.. :)

 

Reno.. :)

 

Kişi kendinde eksik olanın peşindedir..Ahlaksız ahlak arar..vicdansız vicdan arar..dinsiz din arar(inanç arar)..bu arama esnasında buldum ZANNETTİĞİNİ,de tepkileri ölçmek için, ne kadar doğrudur acaba diye ya yazarak burada olduğu gibi yada anlatarak kahvede camide olduğu gibi..kontrol eder..tam emin değildir çünki..hiç bir zamanda hah tamam buldum buymuş diyemez..çünki GERÇEK nana(68 kuşağının en popüler dansözü) gibidir durduğu yerde durmaz..kıvırır boyna.. :D bizlerinde kişiliği karekteri hep aynı vaziyettemi duruyor..elbette değişiyor..kimimizde olumlu güzel yönde kimimizdede olumsuz kötü yönde.. :D

10 numara yazı be Dayı'm...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İÇinizdeki gizlenmiş Allah korkusunu yada ''KORKULARINIZI'' yenmeden Mutlu ve Huzurlu olamassınız.. :)

 

İÇinizdeki Sevginizi keşfedip ''Paylaşmayı'' beceremeden,de İNSAN olamazsınız.. :)

 

Reno.. :)

 

Kişi kendinde eksik olanın peşindedir..Ahlaksız ahlak arar..vicdansız vicdan arar..dinsiz din arar(inanç arar)..bu arama esnasında buldum ZANNETTİĞİNİ,de tepkileri ölçmek için, ne kadar doğrudur acaba diye ya yazarak burada olduğu gibi yada anlatarak kahvede camide olduğu gibi..kontrol eder..tam emin değildir çünki..hiç bir zamanda hah tamam buldum buymuş diyemez..çünki GERÇEK nana(68 kuşağının en popüler dansözü) gibidir durduğu yerde durmaz..kıvırır boyna.. :D bizlerinde kişiliği karekteri hep aynı vaziyettemi duruyor..elbette değişiyor..kimimizde olumlu güzel yönde kimimizdede olumsuz kötü yönde.. :D

Dayı,

Şimdi reno da kalkıp; "yahu gerçekler 68 kuşağının NANA'sı gibi kıvırıyorsa, bizim ahlakımız, vicdanımız da ona bağımlı olarak kıvırıyorsa... sen de, ben de NANA misali kıvıran bir ahlaka ve vicdana sahibiz" derse ne cevap vereceğiz? Yani bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

"İçteki sevgi" diyorsun. Sevgi de NANA gibi değilmidir? Zira sevgi de vicdan ve ahlak gibi, NANA gibi olan gerçeklere bağımlı değilmidir? Kimi insan olumlu gerçeklerden, kimi insan olumsuz gerçeklerden etkilenerek sevgisinin niteliğini belirlemezmi? Yani senin sevgin başka yöne, benim sevgim başka yöne olamazmı (değilmidir)?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Ahlaki ögeler insan yararına ise "iyi ahlak" denilir. "İşte bu ahlakı ögeleri ilahlar gönderdi, bunlara uyun, insanlığın refahı bunlardadır." şeklinde dayatılan ahlaki ögeler, sadece o topluma ait, veya tarihle gelen eski çağlara ait törelerdir. İnsanların yararına değil zararınadır.

 

Örnekler: "Sizden olmayanı dost edinmeyin, hatta öldürün, hiç hürle köle bir olurmu, bizim törelerimize göre hareket etmeyenler pisliktir, hayvandır, hatta daha aşağılıktır, kadınlar erkeklere tabi olmalıdır, babasına asi olacaktı dolayısıyla bu çocuğu öldürdüm, kan davası(kısas), kırbaç, falaka, dövmek, uzuv kesmek." vs gibi ahlaki dayatmalar insan aleyhinedir.

 

İyi ahlaklı olabilmek, ebediyyete, dolayısıyla bir dine inanarak, onun insan zararına olan dayatma ögelerini sorgulamasız kabullenmek değildir. İyi ahlaklı olabilmek, tüm insanlığın kabullendiği, akıl ve mantık süzgecinden geçirerek onayladığı ahlaki ögelere uyumdur.

 

 

sevgili @mantık,

 

ahlak her zaman doğru bilgiye dayalı değil,o toplumun yada bireyin

oluşmuş kültürü üzerine kuruludur..ve kültürel değişimlere paralel

değişimler izler.

 

anladığım kadarı ile siz doğru davranış kalıbı ve evrensel ahlakı

sorguluyorsunuz..ve bu anlamda da arıyorsunuz..

o zaman görüşlerimizi sunalım bu konuda..

 

etik ölçüler ve kriterler, pozitif bilimin sonuçları gibi somut veriler değildir.

öyle olsalardı örneğin su <100 derecede

kaynar> örneği gibi değişmez ölçüler olurdu.oysa etik değerler

hep değişmektedir.

 

bir toplumsal grubun,sınıfın yada bireyin ahlak ölçütleri nasıl oluşur?

 

birey için, kendi almış olduğu kişisel eğitim ve toplumsal çevrenin

etkileşimi ile davranış kalıpları oluşur,etik seçimler artık o bireyde başlamıştır..

örneğin satanizm tanrıyı reddetme,şeytana tapma,tanrıya kedi kurban etme gibi

ritüellerine sahiptir ; istanbul ataköyde varlıklı aile çocukları arasında doğan

bir akımdır ve ordaki gençlerin hepsi bu akıma negatif bakmayabilir..

ama yine istanbul fatih çarşambada mekke hayatı yaşayan şeriatçı kesimler

için bir çeşit sapkınlıktır..veya sosyalist ahlak ta da küçük burjuvazi

bunalımının sonucu bir çeşit asosyal dışavurumdur.

 

bir sınıfın ahlakı nasıl oluşur?

o sınıfın toplumsal üretimdeki aldığı rol ve bulunduğu konum ile oluşur..

işçi ailesinin kültürel değerleri ile burjuva(kentsoylu) yani zengin sınıfın

kültürel ve etik değerleri farklıdır.zihinsel emeği ile geçinen

orta sınıf aydınlarında da ahlakı diğerlerinden küçük çizgilerle de

olsa ayrılır..çünki üretim ve bölüşümdeki rolleri farklıdır..

 

şimdi işin özüne gelelim..

doğru bilgiye ulaşmak, doğru seçimler yapılmasına neden olur.

bu da aranılan doğru davranış kalıpları demektir zaten.

ama dikkat doğru ahlak değil.

neden değil çünki senin doğru bilgi sayesinde ulaştığın doğru

davranış kalıbı sadece senin ahlakını üretir ; ve diğer ahlaklar tarafından

doğru ve kabul edilebilir değildir..

 

örneğe geçelim..

zina örneği..sen doğru bilgiyi yakalamış olduğun düşünelim:

nedir o bilgi zina konusunda?

<zina oluşuyorsa eşler arasında bir kişilik ve cinsel uyumsuzluk vardır,

bu uyumsuzluk eşlerin karşılıklı konuşması ve uzman hekim yardımı

alınmasıyla giderilebilir.bunlar yapıldığı halde zina devam ediyorsa

evlilikte bazı şeyler bitmiştir ;ayrılmak dahil olmak üzere çözüm aranabilir>

 

işte bu bilgiye sahip olan sen zina yapan kişiye ceza uygulamadan önce

bu bilgi sayesinde hemen o insanları yargılamazsın..

hırsızlık da öyle..çalmak bir değeri haketmeden alıkoymak eylemidir..

bu anlamda herkes hemfikirdir.ama zengin sınıf tüm çalışanların emeğini

sömürerek (hakkını vermediği için çalarak) zengin olur ve çıkarttığı yasalarda

mülkiyeti kutsal hak gibi koyar sizde burjuva sınıfın bir ekmeğini alsanız haklı

olduğunuz halde haksız duruma düşersiniz.. burdaki doğru bilgi nedir?

işçi emeğinin profosyonelce çalınması..doğru davranış kalıbı?..

bunu yapan egemen sınıf burjuvazinin haksız zenginliğine karşı çıkmak,

ve mücadele etmek..

burdaki doğru ahlak ölçütü nedir? sınırsız zenginliğin kutsal olmadığını

söylemek..hatta çalıntı olduğunu belirtmek..

işte siz bir ahlak ürettiniz..ama ne oldu?

zengin ahlakı ile ayrıldınız..

onlar da sizi <servet düşmanı> ilan ettiler ve kendi ahlaklarını ürettiler.

doğru davranış kalıbı sizinki ..neden? çünki tarafsız doğru bilgi içeriyor..

burjuva ahlakı doğru bilgiye dayanmadı..

neye dayandı? kendi çıkarına..

 

bir başka örnek :

p.orno izlemek..

kimine göre ahlaksızlık kimine göre tercih zevk.alışkanlık vb..

doğru bilgi ne bu konuda:

birkaç yazımda var (cinselliğin felsefesi topiği :ahlak p.orno cinsellik)

ama kısaca :

cinselliğin baskılanıp tabu altına alınmasıyla, kadın bedenini metalaştırılıp

köleleştirildikten sonra ticari kar amacıyla p.orno ürünlere çevrilmesi..

bu bilgiyle donandıktan sonra p.orno filmlerini izlerken ordaki insanların

gerçek duyguları ile sevişmediğini biliyorsunuz..kameraman,

film yapımcısı ve oyuncuların aynı ekip olduğunu öğreniyorsunuz..

artık eğer kişisel bağımlılığınız oluşmamışsa doğru davranış kalıbı gelecektir.

nedir o kalıp ?

<p.orno filme konu sevişme, sevgisiz ve para amacıyla üretilmiş cinsellik

yeralır >deyip çok da izlemeyecekseniz..

buna rağmen tercih ediyorsanız buda

tedavi gerektiren bir bağımlılık içinde olduğunuzu gösterecektir.

 

şimdi ne oldu peki? P.orno ile ilgili tuu kaka diyenlerden ayrıldınız..

onlar belki gizli izliyecekler ama siz p.orno yerine sağlıklı cinsellik arayacak

ve tercih edeceksiniz..

 

özetlersek bilimle donanmak doğru bilgiyi getirir..

doğru bilgi size doğru seçimler yoluyla kendi ahlakınızı üretme yolunu açar..

bu ahlak eğer sınıflı toplumda yaşıyorsanız tek ahlak değildir belki..

doğru ahlak ölçüleri olarak yorumlanmayacaktır..

ama onların ahlakları,dinsel buyruk ve hurafelere,

yada kapitalist sınıf çıkarlarına dayanırken

sizinki bilimsel (doğru) bilgiye dayanır ve evrenseldir.

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili @mantık,

 

ahlak her zaman doğru bilgiye dayalı değil,o toplumun yada bireyin

oluşmuş kültürü üzerine kuruludur..ve kültürel değişimlere paralel

değişimler izler.

 

anladığım kadarı ile siz doğru davranış kalıbı ve evrensel ahlakı

sorguluyorsunuz..ve bu anlamda da arıyorsunuz..

o zaman görüşlerimizi sunalım bu konuda..

 

etik ölçüler ve kriterler, pozitif bilimin sonuçları gibi somut veriler değildir.

öyle olsalardı örneğin su <100 derecede

kaynar> örneği gibi değişmez ölçüler olurdu.oysa etik değerler

hep değişmektedir.

............................

 

şimdi işin özüne gelelim..

doğru bilgiye ulaşmak, doğru seçimler yapılmasına neden olur.

bu da aranılan doğru davranış kalıpları demektir zaten.

ama dikkat doğru ahlak değil.

neden değil çünki senin doğru bilgi sayesinde ulaştığın doğru

davranış kalıbı sadece senin ahlakını üretir ; ve diğer ahlaklar tarafından

doğru ve kabul edilebilir değildir..

............................

 

özetlersek bilimle donanmak doğru bilgiyi getirir..

doğru bilgi size doğru seçimler yoluyla kendi ahlakınızı üretme yolunu açar..

bu ahlak eğer sınıflı toplumda yaşıyorsanız tek ahlak değildir belki..

doğru ahlak ölçüleri olarak yorumlanmayacaktır..

ama onların ahlakları,dinsel buyruk ve hurafelere,

yada kapitalist sınıf çıkarlarına dayanırken

sizinki bilimsel (doğru) bilgiye dayanır ve evrenseldir.

 

Sayın AED,

 

Yukarıya yazınızın özetini, irdelenip örnek alınması gereken kısmı alıntıladım.

 

Dikkatimi çeken şu kısım oldu.

 

"doğru bilgiye ulaşmak, doğru seçimler yapılmasına neden olur.

bu da aranılan doğru davranış kalıpları demektir zaten.

ama dikkat doğru ahlak değil."

 

Doğru bilgi doğru davranış kalıpları üretirse, neden doğru ahlak değildir? Doğru ahlak olmadığı fikri bize ait değil heralde. Zira doğru olduğunu biliyoruz.

 

Doğru ahlak olmadığı görüşü 'diğerlerine' ait ise, yanlış görüşleri olanların "doğru ahlak değil" nitelemesi ne derece kabul edilirdir?

 

Kaldıki son cümlelerinizde bunu daha da açıkça belirtmişsiniz.

 

Şimdi sizden şunu açıklamanızı isteyeceğim...

 

Doğru bilgilerle üretilen ahlak, neden doğru ahlak değildir, veya doğru ahlakmıdır?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayın AED,

 

 

Şimdi sizden şunu açıklamanızı isteyeceğim...

 

Doğru bilgilerle üretilen ahlak, neden doğru ahlak değildir, veya doğru ahlakmıdır?

 

 

aynı bilgiyi,aynı olguyu farklı yorumlayarak

insanlar ve/veyaya toplumsal sınıflar,zümreler farklı ahlaklar üretirler..

bunun nedeni çıkar farklılığıdır.

bu çıkar ekonomik çıkar,siyasi çıkar veya başka bir çıkar olabilir.

anlaşıldığını düşünüyor örnek vermiyorum..

 

++++

 

ayrıca aynı farklılaşma sürecini,

tarihsel olayların nasıl farklı yorumlandıklarını,

daha da acısı tarihlerin nasıl farklı yazıldığını,

hatta çarpıtılması aşamasına getirildiklerini yakın tarihte

çok net görebilirsiniz.

 

buna örnek gerekir;

osmanlı tarihini <viyana kapılarına kadar dayandık> diye yazar.

ama avusturya-macaristan imparatorluğu aynı tarihi <osmanlı

viyanaya kadar geldi bir temiz dayak yeyip gitti> şeklinde yazabilir.

veya <yunanlılar izmiri aldık >diyebilir bizde <denize döktük> diyebiliriz

kendi yazdığımız ve kuşaklarımıza okuttuğumuz tarihimizde.

yada güncel siyasi olaylar 1915 olayları ermeni ler ve bizim için farklıdır.

onu bırakın 1938 dersim olaylarının yorumu,ölenlerin sayısı,kimin

başlattığı vs vs.taraflar için tamamıyla farklıdır.yada istiklal mahkemeleri

olayının özü <dinsel devlet>isteyenle <cumhuriyet isteyen> için farklıdır.

bilim insanının görevi <olan>ı ,yani <objektifi> bulmaktır..subjektifi değil..

.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dİkkat ! Aşağıdaki diyoloğu AKLIN süzgeçinden geçirin

 

RENAULTFERRARİ diyor ki : Dinsiz Ahlak Olmaz ebediyete inanmayan Bir adamda Ahlak olmaz? Eğer bir kimse ebediyete inanmadığı halde iylik yapıyorsa..

demek ki o adam mevcut elinde ki o iylik hissini.. Dinin başlangıç terbiyesinin kendi üzerindeki tesirinden yapıyordur dindar bir havayı teneffüs ederek yaşamış

yani o zavallı.. kendi vicdanını tahlil edememiş.. mevcut elindenki iylik yapma hissinin.. vicdanına hakim olan Din fikrine Ebediyet fikrine borçlu olduğunun farkına varamamıştır..

 

AED diyor ki: <ahlak> bir toplumsal norm dur..bir biçimdir..kuralları -toplumdan topluma, kişiden kişiye,TARİHTEN TARİHE DEĞİŞİR-....

DİNSEL KURALLAR KATIDIR ve PEK EĞİŞMEZ yani islamın şartları elazığda ne ise izmirde odur,

yada 1950 de ne ise şimdi o olduğu gibi.. Ama bu arkadaşr din sistemlerine yaşamında yer vermeyen kısaca ateist insanları <ahlaksız> sıfatıyla taciz etmeye çalışmakta..

 

RENAULTFERRARİ diyor ki: Hakiki müslüman Allahın kıymet verdiği kıymetlerden başka kıymetlere kıymet vermez..

onun için Onun namusu HİÇ DEĞİŞMEZ. ne yapalım elbette bu size katı geldi dimi ?

Hakiki müslüman göz bebeği yavrusunu bir ecnebinin kucağını alıp oynatmasına asla müsade etmez Bu size katı geldi dimi?

 

AED diyor ki: (DİNSİZLER ) bilirler ki bu günahları onların sadece insan

olmalarından kaynaklanan onurlarını ve vicdanlarını yaralar

 

RENAULTFERRARİ diyor ki : Amirim aklımdır hakimim Vicdanımdır diyenler Haytatta Çook adanırlar.. Vicdanının sesini dinleyip.. yanılan insannın.. Ahh keşke acımazsaydım diyen İnsanın. İçindeki ses.. Vicdanın sesi değilmiş o başka bir şeymiş.. insan dersini aldıktan sonra.. keskin bir yara açıltıkdan sonra.. Vicdanımın sesi zannettip dinlediği sesi bir daha dinler mi ? Vicdanın sözlükteki manası: yanılmaz.. Vicdan Milyarda bir adamda bile az bulunur.

 

 

AED diyor ki : RENO vicdan,örf gibi kavramların hepsi

birbirine karıştırılıyor.bilgisizlikten mi bilerek midir anlayabilmiş değilim.

yani bilgi çağında elinizde arama motorları var tıklarsınız iki saniye,...ama tüm kavramlara ilave ve farklı anlamlar yüklenmek isteniyorsa bunun adı çarpıtmaktır

 

RENAULTFERRARİ: Vicdan arama motorlarındaki sözlükte manası: doğru ve yanlışın ne olduğu bildiren içsel ses.. o bir şey karar verirse Onu nakıl yalanlar nede Hisler NOKTA

 

 

 

Bir iki diyoloğu geçiyorum.. yoksa çok uzaycak bu

 

 

DAYI diyor ki : GERÇEK nana(68 kuşağının en popüler dansözü) gibidir durduğu yerde durmaz..kıvırır Boyna bizlerinde kişiliği karekteri hep aynı vaziyettemi duruyor..elbette Değişiyor..kimimizde olumlu güzel yönde kimimizdede olumsuz kötü yönde..

 

MANTIK diyor ki : Reno kalkıp gerçekler 68 kuşağının NANA'sı gibi kıvırıyorsa, bizim ahlakımız, vicdanımız da ona bağımlı olarak kıvırıyorsa... sen de, ben de NANA misali kıvıran bir ahlaka ve vicdana sahibiz" derse ne cevap vereceğiz? Yani bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

 

AED diyor ki : etik ölçüler ve kriterler, pozitif bilimin sonuçları gibi somut veriler değildir. öyle olsalardı

örneğin su <100 derecede kaynar> örneği gibi değişmez ölçüler olurdu.oysa etik değerlerhep değişmektedir.

 

MANTIK demek istemişti ki : Reno kalkıp.. Etik değerler hep değikmekte ise 68 kuşağının NANA'sı gibi kıvırıyorsa, bizim ahlakımız, vicdanımız da ona bağımlı olarak kıvırıyorsa... sen de, ben de NANA misali kıvıran bir ahlaka ve vicdana sahibiz" derse ne cevap vereceğiz? Yani bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

 

 

AED nin buna verdiği veya verebileceği bir cevaba rastlamadım

AED- MANTIĞA bir bireyin ahlakı nasıl oluşuur onu anlatıyor

AED diyor ki: bir toplumsal grubun,sınıfın yada bireyin ahlak ölçütleri nasıl oluşur?

birey için, kendi almış olduğu kişisel eğitim ve toplumsal çevrenin

etkileşimi ile davranış kalıpları oluşur,etik seçimler artık o bireyde başlamıştır..

 

RENAULTFERRARİ demişti ki : Eğer bir kimse ebediyete inanmadığı halde iylik yapıyorsa.. demek ki o adam MEVCUT (AHLAKINI) elinde ki o iylik hissini.. Dinin başlangıç terbiyesinin kendi üzerindeki tesirinden yapıyordur Dindar bir havayı teneffüs ederek yaşamış yani o zavallı.. kendi vicdanını tahlil edememiş.. MEVCUT (AHLAKINI) elindenki iylik yapma hissinin.. vicdanına hakim olan (ETKİLEŞİM İÇİNDE OLDUĞU TOPLUMDAKİ)Din fikrine Ebediyet fikrine borçlu olduğunun farkına varamamıştır..

 

 

AED, MANTIK arasındaki diyoloğa devam edelim:

 

AED diyor ki: anladığım kadarı ile siz doğru davranış kalıbı ve evrensel ahlakı

sorguluyorsunuz..ve bu anlamda da arıyorsunuz..

o zaman görüşlerimizi sunalım bu konuda..

etik ölçüler ve kriterler, pozitif bilimin sonuçları gibi somut veriler değildir.

öyle olsalardı örneğin su <100 derecede

kaynar> örneği gibi değişmez ölçüler olurdu.oysa etik değerler

hep değişmektedir.

 

MANTIK'IN sözü yerinde hal duruyor : Reno kalkıp.. Etik değerler hep değişkmekte ise 68 kuşağının NANA'sı gibi kıvırıyorsa, bizim ahlakımız, vicdanımız da ona bağımlı olarak kıvırıyorsa... sen de, ben de NANA misali kıvıran bir ahlaka ve vicdana sahibiz" derse ne cevap vereceğiz? Yani bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

 

AED devam ediyor: örneğin satanizm tanrıyı reddetme,şeytana tapma,tanrıya kedi kurban etme gibi ritüellerine sahiptir ; istanbul ataköyde varlıklı aile çocukları arasında doğan

bir akımdır ve ordaki gençlerin hepsi bu akıma negatif bakmayabilir..

ama yine istanbul fatih çarşambada mekke hayatı yaşayan şeriatçı kesimler

için bir çeşit sapkınlıktır..veya sosyalist ahlak ta da küçük burjuvazi

bunalımının sonucu bir çeşit asosyal dışavurumdur.

 

RENAULTFERRARİ diyor ki: Bir dakka burada dur AED.. Ebediyete İnanmayan bir adam satanistlere nasıl bakar nagatif mi pozitif mi ? Dinslziğin Temeli. Öldükten sonra hayat yok.. ahiret yok yaptıklarının karşılı yok.. Ölünce Kimseye hesap vermek yok Cennet: Mükafat Cehennem: Mahrumiyet bunlar masaldır.. DİNSİZLİK BU ANA TEMEL ÜZERİNE KURULUDUR.. bir dinsiz öldükten sonra yaptıklarının karşılığını ceza veya mükafat olarak göreceğine inanırsa.. bu dinszilik değildir.. Şimdi Bir dinsizsin mantıki olarak satanistlere nasıl bakacağını düşünelim: Şeytana tapıyorlarmış.. tapsınlar.. kedi kurban ediyorlarmış.. etsinler.. ama benim kendimi ilişmesinler.. bana ve sevdiklerime dokunmasınlar işime engele olmasınlar ben BU ENDİŞE ile yaşamıyımda ne yaparlarsa yapsınlar. bir önemi yok.. DİNSİZ BİR ADAMDA BÖYLE BAKAR..

örneği incelersen böyle temel üzerinde yürüyen adamda Ahlak olabilir mi ?

 

HAKİKİ ebediyete inanan bir insan sanataistlere nasıl baktığı AEDin idda ettiği gibi değildir

Çünkü ebediyete inanmak gönlünü vermek öyle inandım demek gibi bir şeydir

 

AED diyor ki: bir sınıfın ahlakı nasıl oluşur?

o sınıfın toplumsal üretimdeki aldığı rol ve bulunduğu konum ile oluşur..

işçi ailesinin kültürel değerleri ile burjuva(kentsoylu) yani zengin sınıfın

kültürel ve etik değerleri farklıdır.zihinsel emeği ile geçinen

orta sınıf aydınlarında da ahlakı diğerlerinden küçük çizgilerle de

olsa ayrılır..çünki üretim ve bölüşümdeki rolleri farklıdır..

 

MANTIK'IN sözü hala yerinde sarsılmaz bir şekilde duruyor : Reno kalkıp.. insanın toplumsal üretimdeki aldığı rolü.. ve toplumsal üretimdeki bulunduğu konumü değişirse 68 kuşağının NANA'sı gibi kıvırırsa, bizim ahlakımız, vicdanımız da ona bağımlı olarak kıvırırsa... sen de, ben de NANA misali kıvıran bir ahlaka ve vicdana sahibiz" derse ne cevap vereceğiz? Yani bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

 

AED diyor ki: şimdi işin ÖZÜNE gelelim..

doğru bilgiye ulaşmak, doğru seçimler yapılmasına neden olur.

bu da aranılan doğru davranış kalıpları demektir zaten.

ama dikkat doğru ahlak değil.

neden değil çünki senin doğru bilgi sayesinde ulaştığın doğru

davranış kalıbı sadece senin ahlakını üretir ; ve diğer ahlaklar tarafından

doğru ve kabul edilebilir değildir..

örneğe geçelim..

zina örneği..sen doğru bilgiyi yakalamış olduğun düşünelim:

nedir o bilgi zina konusunda?

<zina oluşuyorsa eşler arasında bir kişilik ve cinsel uyumsuzluk vardır,

bu uyumsuzluk eşlerin karşılıklı konuşması ve uzman hekim yardımı

alınmasıyla giderilebilir.bunlar yapıldığı halde zina devam ediyorsa

evlilikte bazı şeyler bitmiştir ;ayrılmak dahil olmak üzere çözüm aranabilir>

 

işte bu bilgiye sahip olan sen zina yapan kişiye ceza uygulamadan önce

bu bilgi sayesinde hemen o insanları yargılamazsın..

 

RENAULTFERRARİ diyor ki: DİNSİZLİK TEMELİ ÜZERİNDE Yaşayan bir adam İŞİN ÖZÜNÜ Çıkarıp ONA Göre DOĞRU BİLGİYİ SORGULAYIP.. Yani Hayat bu yaşadığım sayılı anlardandır.. Zinada o anlardan biridir.... ben buna bir tekme atarsam.. herhalde Budllk etmiş olurum demesi pek tabii ve mantıki değil mi ?

Dinli bir Kadın İŞİN ÖZÜNÜ ÇIKARIP DOĞRU BİLGİYİ SORGULAYIP : Zinada 4 şahitin ..olayı kılıç kınına girer gibi görmesi şarttır.. 4 kişin ifadesi incelenip kopmlo olmaması şarttır.. en büyük evliya gelse ben gördüm dese. Allah biz kabul etmeyiz diyorda 4 şahit istiyor.. demek ki ben filanın gördüm demesiyle bu işe karar verdim.. dur biraz düşüneyim... Kocam kendi nefsi için yapmıştır.. evin düzenine kocam sadıktır.. namussuz değildir.. namus: Allahın koyduğu düzene denir.. Kocam evin düzenine sadıktır.. eğer Kocam namussuz olsaydı.. ben kocama bu kadar sadık olamaz altadırtım zira mümin (erkek inanan demek) Allah kitabında: ben mümin olmayana zina edici bir kadın vermem diyor.. demek ki Kocam Mümin namuzsuz değil.. Kocam yakışıklıdır çekiçidir el üstünde tutulur.. nefsinin galeyanına kapılmış yapmıştır.. hemen kara vermiyim

Dinli bir adamda.. karım beni aldatmışsa.. Ben namussuzmuşum Allah ben mümine(erkek inanana) zina edici bir kadın vermem diyor.. demek Mümin değilmişim.der. efaliini amelini sözlerini ahlakını kontrolden geçirir. acaba ben kimim düzenini bozdum der..

zinada 4 kişin olayı kılıç kınına girer gibi görmesi şart ve ifadelerinin alınması şarttır

o kimse bu işi 4 kişin önünde yapıyorsa.. bundan Ahlak namına birşey kalmamıştır der

4 kişin önünde bu işi yapan evli bir kadınsa cezası ölünceye kadar veya yapar Allah onlara bir yol.. kadar.. eve hapsedin der.. ya kocasının evi ya annesin evi babasının evi vs.

 

 

AED diyor ki: hırsızlık da öyle..çalmak bir değeri haketmeden alıkoymak eylemidir..

bu anlamda herkes hemfikirdir.ama zengin sınıf tüm çalışanların emeğini

sömürerek (hakkını vermediği için çalarak) zengin olur ve çıkarttığı yasalarda

mülkiyeti kutsal hak gibi koyar sizde burjuva sınıfın bir ekmeğini alsanız haklı

olduğunuz halde haksız duruma düşersiniz.. burdaki doğru bilgi nedir?

işçi emeğinin profosyonelce çalınması..doğru davranış kalıbı?..

bunu yapan egemen sınıf burjuvazinin haksız zenginliğine karşı çıkmak,

ve mücadele etmek..

burdaki doğru ahlak ölçütü nedir? sınırsız zenginliğin kutsal olmadığını

söylemek..hatta çalıntı olduğunu belirtmek..

işte siz bir ahlak ürettiniz..ama ne oldu?

zengin ahlakı ile ayrıldınız..

onlar da sizi <servet düşmanı> ilan ettiler ve kendi ahlaklarını ürettiler.

doğru davranış kalıbı sizinki ..neden? çünki tarafsız doğru bilgi içeriyor..

burjuva ahlakı doğru bilgiye dayanmadı..

neye dayandı? kendi çıkarına..

 

RENAULTFERRARİ diyor ki: DİNSİZLİĞİ TEMELİ ÜZERİNDEN yaşayan bir adam

ÖZÜNÜ yakalayıp: Madem ki insalar bu hayata bir defa geliyorlar.. sınırsız zenginlik zaten olamaz.. 40 seneye taksitle arza veriyorlar.. sanki mecburi olarak konuşalım

ben 70 ine kadar yaşasam bir arza kadar değerim yok onun 20 senesi kalmış ne kadar servet yapsa bir sınırı var.. adam becermiş yolunu bulmuş helal olsun bu dünya bir defa gelinir başka hayat yoktur.. dolu doldu yaşıyor patronuma yapabileceğim şey hiç mesafesindedir ne söylesem havadan ucan tozdur.. bana düşen ilk vazife.. patronun gözüne nasıl girsem diye düşünmektir... hayatımı ona karşı mücadeleyle geçirmem..budllk olur... Patronun adamları yok mu..

 

p.ono izlemek örneğini hiç girmiycem. DİNSİZLİĞİN TEMELLERİ üzerine yaşayan adam için DOĞRU bilgiyi yakalıp p.orno izlemek ne ifade edebilir bunlar dursun

 

Özetle MANTIK diyor ki : Reno kalkıp gerçekler 68 kuşağının NANA'sı gibi kıvırıyorsa, bizim ahlakımız, vicdanımız da ona bağımlı olarak kıvırıyorsa... sen de, ben de NANA misali kıvıran bir ahlaka ve vicdana sahibiz" derse ne cevap vereceğiz? Yani bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

bu sorunun cevaıbı AED vermedi..

MANTIK diyor ki bunun bir ilkesi, ölçüsü yokmu?

 

RENAULTFERARRİ diyor ki : DİNDİR Dinsiz Ahlak olmaz İnsandaki ahlakın kaynağı DİNİN üründür.. Dinin başlangıç terbiyesinin TESİRLERİNİN NETİCESİDİR

DİN nimetinden daha büyük bir nimet yoktur.. hukuk din ile kaimdir

din genel merkezdir.. medeniyet onun subesidir..

Onun için Allah insanlığı hiç bir asır din nimetinden mahrum bırakmamıştır

yüzbinlerce peygamber yolladım diyor.. YANİ yüzbinlerce Musalar isalar.. yolladım diyor

Musa isada ne imiş deme

bugün Hazreti Musa Hazreti isa PEYGAMBERLERİN . Hazreti Muhammedin peşinden milyalar Gittiği de değil görenin gözü ile Amanın gözü ile bile temaşa ediliyor..

yani yüzbinlerce peygamber ne demek sen biliyormusun..

Yüzbinlerce hazreti ibrahim Musa İsa.. bu günkü dine cephe alanlar ne yapsalar.. İnsanların gönüllerinden PEYGAMBERLERİ kaldıramaışlardır..

birde yüzbinlerce musa OLURSA NE OLUR

bu gün Hazreti Musayı kim Hazreti İsayı Hazreti Muhammedi kim yıkabildi..

vahy kuvveti bambaşka bir kuvvettir.. bu kuvvet.. tarihte ancak vahyin indiği zatlarda peygamberlerde vardır.. hiç bir şahısta yoktur.. insanları çeker...

hukukun kaynağı: semavi cazibeye kapılan Milyarca insanın ürünüdür.. DİNSLİĞİN TEMELİ yada bireyin değil..

Dünyada bir Allah tanımamış olsun bir millet var mıdır ?

 

özetle: ben evrim geçirmir herhangi bir canlıyım.. cennet cehennem masaldır nefsimi tatmin edebilirsem

ne mutlu edemezsem işte zavallı yaşıyorum.. ölüncede yok mok olucam.. kimseyede hesap vermiycem

diyen bir adamda AHLAK KURULUR MU ?

İmkan varmı ki kurulsun..

şurada burada görülen DİNSİZ AHLAKLI adamalar var isede bunlar halleri tercüme edilirse

gençlikleri zamanında ya akrabalarının tesiri ile ya dindar bir terbiyecenin etkisyle. yada Dindar bir toplumun ÇENBERİN tesiri ile Ahlaklı ADMAM olmuşlardır..

yani o kimse VİCDANIN TAHLİL EDEMEMİŞ... MEVCUT AHLAKINI vicdanına hakim olan.. yaşadığı Toplumun Din fikrine borçlu olduğunun farkına varmamıştır..

EBEDİYETE inanmayan bir adamda hiç bir vakir KUDSİ bir vazife beklenemez..

vazife Kutsaldır.. iyi ama

Dİnsizlik Temeli üzerinde yaşayan adam derseki

benim hayatım canımın rahatlığı daha kutsaldır. doğru bilgiye ulaşırsak ne diycem

 

 

yazdığım yazıyı iyi kontrol etmeden yine yolluyorum.. harf düşmüş cümle düşmüş.. gözümü alıyor iyi okuyamıyorum diyerekten okunmaması rica olunur

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

(3 yıl önce yazdığım bir mesajın tekrarıdır)

 

Ben buraya her gelen teiste ahlak dersi vermekten bıktım. Zannediyorlar ki, ahlak yalnızca dinlere, özellikle İslam'a özgüdür, tanrıya inanmayan herkes ahlaksızdır, onlardan her şey beklenir... Bahse girerim ki, cezaevlerinde yatan insanlar arasındaki ateistlerin sayısı, toplumdaki ateist oranına göre çok daha küçüktür.

Ama bunu teistlere anlatamazsın. Zira onlarda, hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da şartlanmışlık vardır. Ne olursa olsun ateistler tanrılarının söylediği gibi olmalıdırlar... Ahlaksızlar, zalimler.. Vay Allahsızlar..

 

Sonra da bunlardan birisi, "peki neden kanunlara uyuyorsunuz neden insanlara kötülük etmiyorsunuz?" gibi zeka düzeyi erişkinlik çağına gelmemiş bir çocuğun sorabileceği türden bir soruyla karşımıza çıkabiliyor. İşin kötüsü, ne dediğinin de farkında değil ve ciddiye alınamayacak bir soru olduğunun söylenmesine rağmen, dediklerini akıl süzgezinden geçiremiyor ve karşısındakini cevap verememekle suçlayabiliyor.

 

Şimdi gel de sen bu vatandaşa anlat bakalım, insanın sosyal bir varlık olduğunu, bir toplum içeresinde yaşamak zorunda olduğunu, her toplumun dirliği için belli kuralların olduğunu, bu kuralların zamana ve mekana göre değişiklik gösterebildiğini ve daha iyi bir yaşam sürebilmek için bu kurallara uyulması gerektiğini... Bre aymaz, ne diye durup dururken bir başkasına kötülük yapayım? İnsan temelli bir ahlak anlayışına ne zaman ulaşabilecekler bilemiyorum...

 

Trajikomik olan, aynı anda 4 kadın ve pek çok cariye ile birlikte olmayı normal karşılayan zat-ı muhteremlerin bizi ahlaksızlıkla suçluyor olabilmeleri. Demek ki ahlak, 1400 yıl önceki bedevilerin çöl zihniyetinden ibaretmiş.

 

İyi bir yemek tarifleri kitabı tadı tuzu yerinde bir yemek hazırlamak için gereken tüm durum ve koşulları belirt(e)mez. Yaşam da öyle... Sonlu sayıda bir takım kuralı bir araya getirip "işte ahlakın kesin temel taşları bunlar" demek bir yerde imkansız. Çünkü insan doğası sabit değil, toplumsal olarak koşullanıyor. Peki bu gerçeği ne zaman kavrayabilecekler? Ahlak denen kavramın ve kurallarının 1400 yıl önce yazılmış, konuları kopuk kopuk, bir yığın tekrarlarla dolu bir kitapta olduğunu ve bu kuralların değişmeyeceğini düşünmek en büyük gaflet değil midir? Buna inanmak insanlığın gelişimini inkar ve buna ayak direme değil midir?

 

Değildir kardeşim...1400 yıl önceki kurallarla yaşasınlar da, varsın çamur içinde yaşasınlar... Yoksa toplumsal gelişim, çağdaş yaşam, insan ve insanlık olgusu onların umurunda değil. Onların insana saygısı cennet rezervasyanu için... İnsana insan olduğu için değer vermek onların kitabında yok...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Dİkkat ! Aşağıdaki diyoloğu AKLIN süzgeçinden geçirin

 

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

 

 

RENAULTFERRARİ diyor ki: DİNSİZLİĞİ TEMELİ ÜZERİNDEN yaşayan bir adam

ÖZÜNÜ yakalayıp: Madem ki insalar bu hayata bir defa geliyorlar.. sınırsız zenginlik zaten olamaz.. 40 seneye taksitle arza veriyorlar.. sanki mecburi olarak konuşalım

ben 70 ine kadar yaşasam bir arza kadar değerim yok onun 20 senesi kalmış ne kadar servet yapsa bir sınırı var.. adam becermiş yolunu bulmuş helal olsun bu dünya bir defa gelinir başka hayat yoktur.. dolu doldu yaşıyor patronuma yapabileceğim şey hiç mesafesindedir ne söylesem havadan ucan tozdur.. bana düşen ilk vazife.. patronun gözüne nasıl girsem diye düşünmektir... hayatımı ona karşı mücadeleyle geçirmem..budllk olur... Patronun adamları yok mu..

 

p.ono izlemek örneğini hiç girmiycem. DİNSİZLİĞİN TEMELLERİ üzerine yaşayan adam için DOĞRU bilgiyi yakalıp p.orno izlemek ne ifade edebilir bunlar dursun

 

 

RENAULTFERARRİ diyor ki : DİNDİR Dinsiz Ahlak olmaz İnsandaki ahlakın kaynağı DİNİN üründür.. Dinin başlangıç terbiyesinin TESİRLERİNİN NETİCESİDİR

DİN nimetinden daha büyük bir nimet yoktur.. hukuk din ile kaimdir

din genel merkezdir.. medeniyet onun subesidir..

Onun için Allah insanlığı hiç bir asır din nimetinden mahrum bırakmamıştır

yüzbinlerce peygamber yolladım diyor.. YANİ yüzbinlerce Musalar isalar.. yolladım diyor

Musa isada ne imiş deme

bugün Hazreti Musa Hazreti isa PEYGAMBERLERİN . Hazreti Muhammedin peşinden milyalar Gittiği de değil görenin gözü ile Amanın gözü ile bile temaşa ediliyor..

yani yüzbinlerce peygamber ne demek sen biliyormusun..

Yüzbinlerce hazreti ibrahim Musa İsa.. bu günkü dine cephe alanlar ne yapsalar.. İnsanların gönüllerinden PEYGAMBERLERİ kaldıramaışlardır..

birde yüzbinlerce musa OLURSA NE OLUR

bu gün Hazreti Musayı kim Hazreti İsayı Hazreti Muhammedi kim yıkabildi..

vahy kuvveti bambaşka bir kuvvettir.. bu kuvvet.. tarihte ancak vahyin indiği zatlarda peygamberlerde vardır.. hiç bir şahısta yoktur.. insanları çeker...

hukukun kaynağı: semavi cazibeye kapılan Milyarca insanın ürünüdür.. DİNSLİĞİN TEMELİ yada bireyin değil..

Dünyada bir Allah tanımamış olsun bir millet var mıdır ?

 

özetle: ben evrim geçirmir herhangi bir canlıyım.. cennet cehennem masaldır nefsimi tatmin edebilirsem

ne mutlu edemezsem işte zavallı yaşıyorum.. ölüncede yok mok olucam.. kimseyede hesap vermiycem

diyen bir adamda AHLAK KURULUR MU ?

İmkan varmı ki kurulsun..

şurada burada görülen DİNSİZ AHLAKLI adamalar var isede bunlar halleri tercüme edilirse

gençlikleri zamanında ya akrabalarının tesiri ile ya dindar bir terbiyecenin etkisyle. yada Dindar bir toplumun ÇENBERİN tesiri ile Ahlaklı ADMAM olmuşlardır..

yani o kimse VİCDANIN TAHLİL EDEMEMİŞ... MEVCUT AHLAKINI vicdanına hakim olan.. yaşadığı Toplumun Din fikrine borçlu olduğunun farkına varmamıştır..

EBEDİYETE inanmayan bir adamda hiç bir vakir KUDSİ bir vazife beklenemez..

vazife Kutsaldır.. iyi ama

Dİnsizlik Temeli üzerinde yaşayan adam derseki

benim hayatım canımın rahatlığı daha kutsaldır. doğru bilgiye ulaşırsak ne diycem

 

 

yazdığım yazıyı iyi kontrol etmeden yine yolluyorum.. harf düşmüş cümle düşmüş.. gözümü alıyor iyi okuyamıyorum diyerekten okunmaması rica olunur

 

 

değerli bu topiği izleyen dostlar,

 

@renaultferrari arkadaşımız alıntı yaptığım iletisi bu kadardır aslında..

yaklaşık sekiz de bire düşmesinin nedeni

eski diyalogları birbirine eklemesidir..

halbuki okuyucu zaten bunları peşi sıra okumuştu..

arkadaşımızın gayesi yorumunuza kalmış..

eski tekrarları çok dikkat ederek kaldırdım..

kalan kısmı yeni yazdığıdır.

 

++++

 

tekrar ediyorum ki bilimsel olarak,

din ve ahlak farklı olgulardır.

arkadaşımız inancını kendine göre bayrak yaptığı için,

yani toplum içinde bir yer edinme aracı olarak dini kullandığı için

bilimden,sosyolojiden,antropolojiden,tarihten,felsefeden konuyu kopartarak

kendi inancını ahlaklı olmanın şartı olarak koyuyor..

oysa dünyanın tüm kültürel mirasında,

yani sosyal bilimlerde böyle bir bilmsel eşleşme yok..olamazda..

hiç ama hiç bir bilimsel çalışmada ahlakın dinden geldiği yönünde

bir genel kabul görmüş bilimsel doğru yoktur..

tabi kendi görüşüne paralel şahsi matbuat değerlendirmemiz dışında..

 

++++

 

<hukuk din ile kaimdir>

bir başka hurafedir..

hukuk en basit tanımıyla

<toplum yasamini duzenlemek icin, uygulanmasi devlet tarafindan

yaptirima baglanmis kurallar bicimidir...

daha geniş tanımları da aktarabiliriz..ama hukuk ile din arasında arkadaşın

kurduğu gibi bir ilişki yoktur..

demek isityor ki arkadaşımız din olmazsa hukuk da işlemez ahlak da..

ama dünyada her ikisi de dinlerin tamamen insanların özelinde bir

tercih olarak bulunduğu yani, toplum yaşamından elini çektiği

bugünki modern dünyada ahlak da hukuk da işliyor.

hem de daha sağlıklı..

arkadaşın bu tarzı, benim,

daha doğrusu inandığım bilimin

dinler hakkında genel doğrusunu bir kez daha ortaya koyuyor:

dinler kendi inananlarını kaybetmemek için kurallarını (cezası da içinde)

kendi koyar.. kenidni yüceltmesi de ceza ve ödül sisteminin ulviliği de sadece

inanca bağlıdır..bilime değil..

eğer inanırsanız varolurlar inanmazsanız yokolurlar..

 

++++

 

bir başka tezi @renault ferrarinin,

dinler merkez..medeniyet şube..

artık ne diyeceğimi bilemiyorum sevgili okurlar..

uygarlık yani medeniyetler geliştikçe,

dünyaya sekülarizm( dünya işlerinin dinsel buyruklara dayatılmaması,)

ve laisizm (din ve devlet işlerinin ayrılması) dünyaya hakim olmuştur.

çağdaş dünya ve toplumlar bu yola çoktan girmişlerdir..

azgelişmiş toplumuz ise emekleyerek devam etmektedir bu yolda..

artık hangisi merkez hangisi şube karar sizindir.

bu peygamberlerin sayıları felan..girmeye değer bulmuyorum.

<kudsi vazife> gibi kavramlar tamamen <kendin çal kendin oyna >

tarzında ciddiyetsiz kavramlardır.

bazı cümlelerinde anlam kopukluğu ve anlatım ilişkilendirmesi bile

olmadığı için aynı tarz cevap vermeye

olanak yok gördüğünüz üzere..

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

bir başka tezi @renault ferrarinin,

dinler merkez..medeniyet şube..

artık ne diyeceğimi bilemiyorum sevgili okurlar..

uygarlık yani medeniyetler geliştikçe,

dünyaya sekülarizm( dünya işlerinin dinsel buyruklara dayatılmaması,)

ve laisizm (din ve devlet işlerinin ayrılması) dünyaya hakim olmuştur.

çağdaş dünya ve toplumlar bu yola çoktan girmişlerdir..

azgelişmiş toplumuz ise emekleyerek devam etmektedir bu yolda..

artım hangisi merkez hangisi şube karar sizindir.

bu peygamberlerin sayıları felan..girmeye değer bulmuyorum.

<kudsi vazife> gibi kavramlar tamamen <kendin çal kendin oyna >

tarzında ciddiyetsiz kavramlardır.

bazı cümlelerinde anlam kopukluğu ve anlatım ilişkilendirmesi bile

olmadığı için aynı tarz cevap vermeye

olanak yok gördüğünüz üzere..

 

 

Din ve ahlakın birbirinden farklı kavramlar olduğu doğru.Ancak bu kavramlar farklı olsa da birbirinden bağımsız değildir.Bakınız TDK'da ki "ahlak" tanımlaması.

 

"Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları, aktöre,"

 

Yine TDK'dan "din" tanımı;

 

" Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet."

 

"Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen"

Ahlak da dinde kendi kuralları ile vardır.İkisinin de sınırları bellidir.Toplumun kuralalrını yansıtırlar;yaşadıkları topluma benzerler.

 

Ahlak da kuralları toplum belirler;din de ise İlah!

 

Din öğretilerinde ahlakı öğütler,ahlak ise kurallarını belirken dini gözetler.

 

vs vs...

 

Yani tek başına Din yada tek başına ahlak denilemez söz konusu insan olunca.

 

Sayın AED,

 

"<kudsi vazife> gibi kavramlar tamamen <kendin çal kendin oyna >

tarzında ciddiyetsiz kavramlardır."

diyorsunuz.Sizin gibi düşünmüyorum.

 

Dinlerin çıkış noktası insanlığın varlığıdır.İnsanlık tarihinde en büyük gerçek "din" dir.Sadece tarih mi;bakınız günümüz dünyasına...

 

İnsanlar sizin "ciddiyetsiz kavramlar" olarak nitelediğiniz kudsi vazifeler için hala bedel ödemekte,hala bu kudsi vazifeler üzerinden insanlar,devletler yönetilmekte.

 

....

 

"Ahlaklı insan dindar insandır" yada "Din olmadan ahlak olmaz" şeklinde ki genellemeleri doğru bulmuyorum.Din olmadan da ahlak olabilir.

 

Ama bu birbirinden beslenen iki kavramdan herhangi birisinin kurallarının gereksiz yada ciddiyetsiz olmasıyla açıklanamaz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili@mavi...

 

birbirinden <insan ve toplum> merkezine

uzaklığı anlamında bağımsız olamazlar zaten...

ve hatta her olgu kendi kümesindeki her komşu küme ile

ilgili ve diyelektik olarak ilşiki içindedir.

 

eğer tartışmanın bütününü izleyebildiyseniz

tartışmacı arkadaşımız ahlakı dinin şartı olarak

sunmaktadır bu anlamda ilşkisiz olduğunu savunurum..

zaten yaptığınız TDK anlamlarında ilişkisi kurulmamış..

ayrıca bu noktada da hemfikiriz..

 

ayrıldığımız nokta için de şunu söyleyebilirim ki,

kudsi vazife veya kutsal görev her toplum,birey ve din için farklılıklar

arzeder..eğer a dinine inanıyorsa bir insan,bu dinin kutsal görevini

şiar edinir.

 

ben tartışmanın bu noktasında ciddiye almadığım husus burasıdır..

herkesin kutsalı kendisindedir anlamında..ayrıca evet doğrudur

bu kutsal vazifeler uğruna milyonlarca insan katledilmiştir.

bir çok dinin yayılması kılıç zoruyla olduğu gibi, ortaçağda dinler

inananlarını birbirlerinden şiddet yolu ile <çalmışlar>zoraki

inanca zorlamışlardır..bugün sanayi devrimini tamamlamasıyla

engizisyon dönemininin işkence ve katliamcısı hıristiyan şeriatı,

şimdi toplum içindeki katı etkisini, sekülerizme ve laizsizme

bırakmışsada o dönemin en kanlı katliamlarına sahiptir.

 

insanlık tarihindeki en büyük gerçek <din>midir yoksa

toplumların tarihini de belirleyen ve toplumsal gelişmenin

nedeni ve sonucu olan <üretim ilişkileri> midir bunu başka

bir tartışmaya bırakalım isterseniz..yorgunum bugün ve

çok uzun ve derin bir konudur.

 

ayrıca dostane,nazik,ve çok ihtiyaç duyduğum tartışma adabı

ile konuya katıldığınız için çok teşekkür ederim.

 

 

 

 

 

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

 

 

 

Din nedir..Nasihat..yani Tavsiye..o da isteyene..sokaktan geçene,gel sana tavsiyelerim var denmez.. :)

 

Bu günkü Din içerisindeki nasihatleri bulabilene aşk olsun..öyle bir hale gelmişki Din..her yerde her ortamda tartışılıyor,anlaşılması için neler neler yapılıyor..aynı zamanda anlayamasın kimse..rant kalsın sadece bize..diyenlerde tam gaz üretimde..hikaye,efsane,mit ne bulursan din diye yedir.. direk verse tavsiyeleri üç günde.. tamam diyecek tavsiye için gelen kimse..çekip gidecek gideceği yere..fakat gel görki yapıştılarmı asla bırakmıyor tacir zihniyetli baronlar.. :D

 

Din inanç şu bu hepsi birer araç..amaç.. :)

 

İNSAN olmak.. :)

 

İNSAN..İnsan kim.. :D

 

Allah,Tanrı yada MUTLAK VARLIK..ismini ne diye söylediğimiz önemli değil..işte ''O''nun bu gezegendeki adı..İNSAN.. :) yada..dayı sapıtmış demeyesiniz diye şöyle diyelim.. :D beş fonksyonlu(beş duyu) bir kamera,kayıt cihazı ile soyut yani latif olan ilmini(düşünce),üç boyutlu(somut) hale getirdiği bu alemde İNSAN,dan inceliyor seyrediyor zevkini çıkarıyor.. :D her İnsandan o İnsandaki BİLİNÇ kadar.. :D BİLİM var yani işin içinde.. :D

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.