Φ sedat sencan Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Evrim teorisini algılamaktaki en büyük sorun zaman sürecidir. Bazı kişiler yaşadıkları süre içinde evrimleşmeyi gözlemlemediklerini ileri sürerler. Oysa evrimleşme süreci geçmiş zamanın aklımızı zorlayacak kadar uzun olması ile ilgilidir. 757 milyon yıl öncesinden başlayarak dünyamızın her yıl tek bir resim olmak üzere devamlı fotoğraflarının çekildiğini varsayalım. Bu fotoğrafları yan yana getirip bir sinema filmi oluşturduğumuzu, 757 milyon film karesini seyretmenin bir yıl sürdüğünü düşünelim. Film gösteriminin 1 ocakta başladığını kabul edersek ocak,şubat ve mart ayları boyunca hiçbir canlı görülmeyecektir. Nisan ayının başlarından itibaren tek hücreliler,ay sonunda ise çok hücreliler ortaya çıkar. Mayıs ayının sonlarında ilk omurgalıların sularda yaşamaya başladığını görürüz. Ağustos sonlarında ilk amfibiler sulardan karalara çıkacaklardır. Sürüngenleri izleyebilmek için eylül ortalarına kadar beklemek gerekir. Ekim ayında ve kısmen kasım ayında dinozorları izleyebiliriz. İlk memelilerin ortaya çıkışı aralık ayına denk gelir. Yılın son günü,yani 31 aralıkta öğlene doğru ilk insanlar görülmeye başlar. Gece yarısına bir saat kala atalarımız mağara duvarlarına resimler yapmaktadır. Saat 23.55 te ilk uygarlıklar kurulmuştur. Yılın tamamlanmasına 1 dakika 17 saniye kala İsa doğar. Filmin bitmesine yarım saniye kala insanoğlu Ay’a ayak basacaktır. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Sorun geçmiş zamanın uzunluğu değil deney-gözleme tabi tutulamamasında. Evrim teorisine karşı gelen en önemli tepkilerin de altyapısını söylediğim gerçeklik oluşturur. Evrim teorisi üzerine yazdığım daha önceki yazılarda da belirttiğim gibi ortada bir sorun varsa bu da "bilimsel bilgi" adı altında çeşitli veri ve bilgilerin işlendiği düşünsel faaliyet(felsefe) ürünlerinin dayatılmasıdır. Geçmiş zaman bu iletideki gibi film sahnesiymişçesine ortaya konulamamaktadır. Elimizdeki imkanlar bunu doğrulamaktadır, biz "varsaysak" ne değişir. Sonuç olarak sunduğunuz tablo da nihayetinde salt bilim sınırları içinde çizilmiş değildir. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ YARASA Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Sorun geçmiş zamanın uzunluğu değil deney-gözleme tabi tutulamamasında. Zamanın uzunluğunu anlayabilen deney-gözleme neden tabi tutulamadığını da anlar Uzun zaman gerektiği için deney-gözleme tabi tutulamaz arkadaşım... 1 Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir ali0_1 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Zamanın uzunluğunu anlayabilen deney-gözleme neden tabi tutulamadığını da anlar Uzun zaman gerektiği için deney-gözleme tabi tutulamaz arkadaşım... Biz de onu demişiz zaten, bu yüzden de noksanlıkların olması zorunludur hem de diğer bilimsel disiplinlere göre daha çok. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.