Φ sardunyam Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 16 Nisan , 2007 Gecem, bidenem, nasılsın canım Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 Gecem, bidenem, nasılsın canım Ablacım Çok şükür İnşallah sende iyisindir Alıntı
Φ MINEU Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 KANKİTOM HEM İADEİ ZİYARET YAPAM HEM DE SENİ ÇOK SEVDİĞİMİ SÖYLEYEM DEDİM Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 KANKİTOM HEM İADEİ ZİYARET YAPAM HEM DE SENİ ÇOK SEVDİĞİMİ SÖYLEYEM DEDİM Çok iyi yapmışsın saol Kankim Kıs insan nesaketen bi kuru pasta falan alır gelirdi Bende SENİ SEVİYORUM KANKİM Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 17 Nisan , 2007 Açsam Rüzgara Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. Orhan Veli Kanık Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 19 Nisan , 2007 Açsam Rüzgara Ne hoş, ey güzel Tanrım, ne hoş Mavilerde sefer etmek! Bir sahilden çözülüp gitmek Düşünceler gibi başıboş. Açsam rüzgara yelkenimi; Dolaşsam ben de deniz deniz Ve bir sabah vakti, kimsesiz Bir limanda bulsam kendimi. Bir limanda, büyük ve beyaz... Mercan adalarda bir liman.. Beyaz bulutların ardından Gelse altın ışıklı bir yaz. Doldursa içimi orada Baygın kokusu iğdelerin. Bilmese tadını kederin Bu her alemden uzak ada. Konsa rüya dolu köşkümün Çiçekli dalına serçeler. Renklerle çözülse geceler, Nar bahçelerinde geçse gün. Her gün aheste mavnaların Görsem açıktan geçişini Ve her akşam dizilişini Ufukta mermer adaların. Ne hoş. ey Tanrım, ne hoş, İller, göller, kıtalar aşmak. Ne hoş deniz deniz dolaşmak Düşünceler gibi başıboş. Versem kendimi bütün bütün Bir yelkenli olup engine; Kansam bir an güzelliğine Kuşlar gibi serseri ömrün. Orhan Veli Kanık Süppersin ablacım ya Tşk ederim Seni çok seviyorum ben Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 24 Nisan , 2007 Süppersin ablacım ya Tşk ederim Seni çok seviyorum ben bende seni seviyorum şiirine şiirdir karşılık... Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış. Uzayan saçlar, alyında avuçlarımızın İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi. Yanmak mı o eski çağlarda yanmak Kül olup savrulmak rüzgara karşı İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı. İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne. Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın... Ümit Yaşar Oğuzcan Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 28 Nisan , 2007 Gece nasılsın bakalım bende gecelere karışıp kayboldum gittim. bu gün çıkabildim ancak ne yaparsın hazır gelmişken bi uğrayayım dedim . kendine iyi bak görüşmek üzere..........Sevgiler Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 Gönderi tarihi: 30 Nisan , 2007 bende seni seviyorum şiirine şiirdir karşılık... Bizi kandıran o şarkılar, o mavi gece O sıcaklığı beyaz ellerin, o ilk bakış Sebepsizliğin sebep olduğu şafak vakti O çok sevmek gecelerde o çaresiz aldanış. Uzayan saçlar, alyında avuçlarımızın İşte o, insanın bir yerde, aşka boyun eğmesi Kırılmak, bölünmek, o hep bütünlenmek O çok sevmek, tenin bir başka tene değmesi. Yanmak mı o eski çağlarda yanmak Kül olup savrulmak rüzgara karşı İlk kesilmişliği mağrur ellerimizin O çok sevmek, kanımızın o ilk akışı. İşte pınarlar, testiler, ırmaklar, çeşmeler Kanlı avuçlarla içmek aşkı kanmadan O kıyılarımızdaki denizin ilk coşkunluğu O çok sevmek büyütmek onu hep, orada o zaman Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne. Öyle delicesine, öyle korkunç, öyle çılgın O çok sevmek o yanardağ, o ateş, o yangın... Ümit Yaşar Oğuzcan Canım ablacım Tşk ederim Gece nasılsın bakalım bende gecelere karışıp kayboldum gittim. bu gün çıkabildim ancak ne yaparsın hazır gelmişken bi uğrayayım dedim . kendine iyi bak görüşmek üzere..........Sevgiler Canım arkadaşım Çok şükür iyiyim ,sen nasılsın Sende kendine ii bak görüşürüz Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2007 ÇIPLAK UMUTLAR ben çığlık atarak ağlayan ilk nefesim bahtsız yaşamda belimi acı hayallere yaslıyorum derin düşüncelere dalıyorum ekşî bir ağırlık tüm bedenimi ve beynimi sarmış günler bir iskeletin gőlgesi gibi bakışlerımda yok olur her gece sinsi bir őlümün hissi ruhumu kamçılar ben ise virane yaşamın őnünde alay ediyor ve halay çekiyorum tüm yıldızlar hoş ve rengareng ışıldar gecelerde ben ruhumun derinliklerinde gizlenmiş gőkyüzünün coşkulu, keyifli yıldızını arıyorum yalnızlığımda insanlığı kantarda tartıyorum bir gram merhamet bulamıyorum baharlarda gonca gülümü soldurdular şafaklarda serçeler acı ve korkumun sırdaşı oldular bazen sabah rüzgarının yağmuru yüreğimdeki hüznü dağıtır ruhuma yaseminleri serpiştirir bazen kara bulutlar gőğsümün penceresine yaslanır nefesim kesilir, kelimeler yarım kalır cümleler buruşur şiir kalemin gırtlağında boğulur kalem ise şiirin acı bedeninde titrer kin ve nefret sigaramın dumanında mayalanır artık yosun tutmuş aşk ve sevgi rakı şişelerimde senelerdir beynimin ve őmrümün yorgunluğunda kendimi yaratıyorum ***** feleğin silesi yakama dolanmış huzur vermiyorki… nefretim mal ve mülke tapanlar... cimri ve açgőzlüler... sabırım fişek oldu namlunun ucunda yine haylaz günler beni virane gecelerin yalnızlığına sürgün ettiler bir karayel rüzgarının sesi kulağımda çınlanır serseri düşüncelerim zalimlerin pençeleri altında hırpalanır ve tırmalanır çaresiz dőrt duvar arasında yüreğimin tırnaklarıyla umutlar kazıyorum geleceğe güzelim baygın bakışlarının nehirlerinden bir yudum su ver kurumuş dudaklarıma ben acıların deryasında yőnünü kaybetmiş geminin kaptanıyım yüreğinin aynasında ve pusulasında kendimi buluyorum isyankar yüreğimi boş çabalarla susturuyorum deli divane olmuş hisslerim kendi sessizliği içinde gőçebedirler ruhumun toprağı üzerinde gel kirpiklerinle ruhumun terini sil güzelim damla damla alnımın emeğini emdiler soytarılar gençliğimi ve dürüstlüğümü esir aldılar kalleş mevsimler acı ve korku yüreğimde evcilleşti aşkın esirlik takkesini başımdan indirdim şahin ve kartallar gibi hazırım gőklerde uçmaya erdemli bir yolda yolculuk yapıyorum gecelerimin yalnızlığında karanfilleri bir dilberin gőzyaşlarıyla suluyorum kederli uçurumlarda Alıntı
Φ Murti_San Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2007 Gece canım arkadaşım şiir için çok teşekkürler Sağol ben iyiyim . sen Gece sin ama gündüzleri takılıyon bende aksine bu aralar gece takılıyom görüşmek üzere kendine çok iyi bak arkadaşım Dost öyle bir şiir yazmak istiyorum ki içten yar değil bütün sevenler duysun öyle uzaklara bakmak istiyorum ki gözden uzaklar bile dayanamayıp durmasın koşşun sonzuzluk kapımda dursun tüm sevenler buyursun dedim ya 3 günlük dünya bu ,kimse boşuna yanmasın değilmi mutluluk sevgi , dostluk ,kardeşlik neden kimse kırılsın ,birbirine darılsın isterim bende , herkez mutlu olsun kalpleriniz sevgiyle dolsun umutlarınız yarınlarınızdan büyük olsun bütün sıkıntılar , dertler unutulsun bırak benim gönlümde boş dursun sizler mutlu olun, bu bende sevinç diye dursun tüm sevenler sevilenler yaşamaşını bilenler bu şiir hepinize hediye olsun ağlamak yok ona göre ağlatmakta yok ...! Alıntı
Φ suheda Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Ne zaman içinde yağmur sözcüğü geçen bir yazı okusam aklıma sen geliyorsun gönüldaşım... Çiçekleri açtıran yağmur Hoşgeldin gönlüme Hangi mevsimin yağmurusun ki düştün tenime, Düştün de, Dönülmez sevdalara bağladın yüreğimi. Artık ölüm bile ayıramaz bizi, Biz ki, öğrenmişiz sevmeyi. Alıntı
Φ güzelyaz Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 25 Mayıs , 2007 Gecem canım arkadaşım... bana yapıştırdığın psiko etiketine rağmen çok seviyorum kız seni psikoluğu bile ne güzelde sevdirdin bana,sanki psiko deyince bi havaya giriyom kızz sanki prenses demişsin gibi görüşmek üzere kendine iyi bak canım Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana doğum günün kutlu olsun gece'm Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 ÇIPLAK UMUTLARben çığlık atarak ağlayan ilk nefesim bahtsız yaşamda belimi acı hayallere yaslıyorum derin düşüncelere dalıyorum ekşî bir ağırlık tüm bedenimi ve beynimi sarmış günler bir iskeletin gőlgesi gibi bakışlerımda yok olur her gece sinsi bir őlümün hissi ruhumu kamçılar ben ise virane yaşamın őnünde alay ediyor ve halay çekiyorum tüm yıldızlar hoş ve rengareng ışıldar gecelerde ben ruhumun derinliklerinde gizlenmiş gőkyüzünün coşkulu, keyifli yıldızını arıyorum yalnızlığımda insanlığı kantarda tartıyorum bir gram merhamet bulamıyorum baharlarda gonca gülümü soldurdular şafaklarda serçeler acı ve korkumun sırdaşı oldular bazen sabah rüzgarının yağmuru yüreğimdeki hüznü dağıtır ruhuma yaseminleri serpiştirir bazen kara bulutlar gőğsümün penceresine yaslanır nefesim kesilir, kelimeler yarım kalır cümleler buruşur şiir kalemin gırtlağında boğulur kalem ise şiirin acı bedeninde titrer kin ve nefret sigaramın dumanında mayalanır artık yosun tutmuş aşk ve sevgi rakı şişelerimde senelerdir beynimin ve őmrümün yorgunluğunda kendimi yaratıyorum ***** feleğin silesi yakama dolanmış huzur vermiyorki… nefretim mal ve mülke tapanlar... cimri ve açgőzlüler... sabırım fişek oldu namlunun ucunda yine haylaz günler beni virane gecelerin yalnızlığına sürgün ettiler bir karayel rüzgarının sesi kulağımda çınlanır serseri düşüncelerim zalimlerin pençeleri altında hırpalanır ve tırmalanır çaresiz dőrt duvar arasında yüreğimin tırnaklarıyla umutlar kazıyorum geleceğe güzelim baygın bakışlarının nehirlerinden bir yudum su ver kurumuş dudaklarıma ben acıların deryasında yőnünü kaybetmiş geminin kaptanıyım yüreğinin aynasında ve pusulasında kendimi buluyorum isyankar yüreğimi boş çabalarla susturuyorum deli divane olmuş hisslerim kendi sessizliği içinde gőçebedirler ruhumun toprağı üzerinde gel kirpiklerinle ruhumun terini sil güzelim damla damla alnımın emeğini emdiler soytarılar gençliğimi ve dürüstlüğümü esir aldılar kalleş mevsimler acı ve korku yüreğimde evcilleşti aşkın esirlik takkesini başımdan indirdim şahin ve kartallar gibi hazırım gőklerde uçmaya erdemli bir yolda yolculuk yapıyorum gecelerimin yalnızlığında karanfilleri bir dilberin gőzyaşlarıyla suluyorum kederli uçurumlarda Bir ablam olsaydı eğer şu hayatta,inan ablacım sana olan sevgimle eş değer olurdu... Seni çok seviyorum Gece canım arkadaşım şiir için çok teşekkürler Sağol ben iyiyim . sen Gece sin ama gündüzleri takılıyon bende aksine bu aralar gece takılıyom görüşmek üzere kendine çok iyi bak arkadaşım Dost öyle bir şiir yazmak istiyorum ki içten yar değil bütün sevenler duysun öyle uzaklara bakmak istiyorum ki gözden uzaklar bile dayanamayıp durmasın koşşun sonzuzluk kapımda dursun tüm sevenler buyursun dedim ya 3 günlük dünya bu ,kimse boşuna yanmasın değilmi mutluluk sevgi , dostluk ,kardeşlik neden kimse kırılsın ,birbirine darılsın isterim bende , herkez mutlu olsun kalpleriniz sevgiyle dolsun umutlarınız yarınlarınızdan büyük olsun bütün sıkıntılar , dertler unutulsun bırak benim gönlümde boş dursun sizler mutlu olun, bu bende sevinç diye dursun tüm sevenler sevilenler yaşamaşını bilenler bu şiir hepinize hediye olsun ağlamak yok ona göre ağlatmakta yok ...! Canım arkadaşım güsel dost...Şiirin için çok tşk ederim Gönüldaşım beni o kadar çok mutlu ediyorsun ki...İnan söyleyecek söz bulamıyor insan..İyi ki varsın Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 26 Mayıs , 2007 Ne zaman içinde yağmur sözcüğü geçen bir yazı okusam aklıma sen geliyorsun gönüldaşım... Çiçekleri açtıran yağmur Hoşgeldin gönlüme Hangi mevsimin yağmurusun ki düştün tenime, Düştün de, Dönülmez sevdalara bağladın yüreğimi. Artık ölüm bile ayıramaz bizi, Biz ki, öğrenmişiz sevmeyi. Biz ki öğrendik sevmeyi,hemde gönülden..Lakin öğretemedik karşımızdakine be gönüldaşım... Rabbim aklından hiç çıkarmasın o vakit beni,çünkü sende benim an gibi aklımdasın gönüldaşım... Gecem canım arkadaşım...bana yapıştırdığın psiko etiketine rağmen çok seviyorum kız seni psikoluğu bile ne güzelde sevdirdin bana,sanki psiko deyince bi havaya giriyom kızz sanki prenses demişsin gibi görüşmek üzere kendine iyi bak canım Kıs tabe psiko prenses gibim bişey Şimdi tam hatırlamıyorum ama ekvator ülkelerden birinde öyle deniliyor Seviyorum kıs seni psikom Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana doğum günün kutlu olsun gece'm Yaşadıklarımdan öğrendiğim birşey var...Ve bu öğrendiklerim arasında senin yerin daha bir ayrı Egso...Çok tşk ederim... Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Akşamlar yorgun hergün Yıldızlar bana dargın Düşer gözüm yollara Eletmez gületmez Senden haber getirmez Dargın oldum kuşlara Kar yağar üzerime Soğuk denizler Kaldı kara kışlara Karlar yere serilmiş Benim yavrum sürülmüş Buzdan sarkık kuşlar Gelir diyorlar gözlerim Yollarda dağlar tuzak olur Mayınlar pusudadır Aylar yıllar geçti Yavrum gelmez oldu Yokluğun inan cehennemin öbür adıdır Böyle gelmiş işte Böyle gelmiş gider Büyüdün sende büyüdün peşimden Tam herşeyi atsam Yerin dibine batsam Sana nasıl anlatsam Bilsem sana ne oldu Anladım bir bir tamam Yüce dağlar başında Kör kuyu içindeler Ağlama küçüğüm Ağlama artık yeter Ağlama gözyaşım Ağlama bana ölümden beter Böyle gelmiş işte Böyle gelmiş gider Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Bu bir veda bu bir ölüm uykusu Bu bir aşkın yarım kalan türküsü Gözlerimde bir intihar korkusu Ben bir deli ben bir gözü karayım Bu yarayı ateşlemi sarayım Bir geçmişi alnındanmı vurayım Başıma bir bela sardı geri dönmedi Ömrüme bir mühür vurdu geri dönmedi Hikayemiz ayrı ayrı yazılmış Üzerimiz bir kalemde çizilmiş Sayfalara benim kanım süzülmüş Fırtınayla devrilmişim dal gibi Ziyan oldum sonbaharda gül gibi Kalakaldım bu şehirde el gibi Unuttu mu hor mu gördü geri dönmedi Hatırımı tel tel kırdı geri dönmedi Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Ellerin buz Yüzün soğuk Sesin boğuk Rengin kaçmış Karmı yağdı sokaklara Üşüdünmü... Sen de mi sahipsiz yorgun Boynu bükük kaldın söyle Ben kaçarım kuralsızca Sen yanarsın... Ne olur bir sabahta silahsız süngüsüz uyansak Uzansak yağmurlara baharları ıslatsak Takılmasa peşimize adımlar Sıradan insanlar olsak... Tastaki su Gökteki kuş Paylayan mermi Gülen kız Hepsi yalanmış Yalan... Yar hayal meyal aklımda Yollar uzun Gelmez diyorlar Ciğerlerim paramparca Vakit tamam Tamam... Öldür, öldür beni, hergün senin derdindeyim Yüreğinden sök at beni hergün seni düşünmekteyim... Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Sevda gözünü gül korur Sağ yanımı dar ağacında, Bir yanıma ferman vurur Hilal yıldızlar kucağında... Şu sevdamı Allah bilir Sağ yanımı hal nazarında Asın beni kim ne bilir Çamlıbel'in Mal Pazarında... Çıkma benim bahtı karam GECE yarısı, Yağar YAĞMUR rüzgar söyler, Ölüm Şarkısı... Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Gönderi tarihi: 30 Mayıs , 2007 Ruhunmu ateş yoksa o gözlermi alevden Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu Pervane olan kendini gizlermi alevden Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu Gün senden ışık alsada bir renge bürünse Ay secde edip çehrene yerlerde sürünse Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan Yanlız o güzel gözlerinin nuru görünse Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince İçimdeki azgın devi rüzgarlara attım Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım Gözlerki birer parçasıdır sende ilahın Gözlerki senin en katı zulmün ve silahın Vur şanlı silahınla gönül mülküm düzelsin Sen öldürüyorkende vururkende güzelsin.. Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Ey benim uğruna vebal aldığım Müebbetin bu bedeni yıkar mı söyle ? Bir paslı ranzaya nikah kıydığım Taş duvarlar birgün benden bıkar mı söyle ? Sırma belik saçlarına güller taktığım Elim hala ellerini tanır mı söyle ? Ak göğsün üzerine başım koyup yattığım Bu haftada görüş günü gelir mi söyle ? Bir bardak demli çaya uyku sattığım Yarım sigaram sabahı eder mi söyle ? Boynuma hasretini ilmeğ yaptığım Acep ölüm ayrılıktan beter mi söyle ? Beni bilirsin ya gülüm yalnızsızım Hani beni tanırsın ya maralım kuralsızım Ben ki; senin için canımdan geçtim Ben ki; namusuma pranga seçtim Ben ki; bir laf için bir kefen biçtim Sana Dünya ahret nikah kıydım, ant içtim Bu müebbet senin için yeter mi söyle ? Üç beş sene senin için Bir kaç infaz benim için Bu voltada bizim için Yeter mi söyle ? Alıntı
Φ Gece Yağmuru Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gidişimde tıpkı gelişim gibi çok sessiz olacak Çıt bile çıkarmadan çekip gideceğim lanet olası hayatından İlk günlerde yokluğumun farkına bile varmayacaksın belki ama Sana yemin ediyorum, Sana yemin ediyorum öyle bir an gelecek ki Yokluğum boğazına düğümlenecek Bensiz nefes bile alamayacaksın Çaresizlik içinde kıvranarak Beni arayacaksın İşte, işte o an evlat acısı gibi Yüreğinin tam orta yerine oturacağım Aklın bende, fikrin bende kalacak Düşüneceksin Aklından geçen sorulara cevap bulamayacak Acaba şimdi nerde, kiminle diyeceksin Beni düşünmekten, Beni düşünmekten kafayı yiyeceksin Sensiz batan her güneş Ömrümden bir asır götürse de Sensizliğin acısı beni damla damla bitirse de Telefonumda kalan son bir mesajını silmeye kıyamadığımı Yerine kimseyi koyamadığımı Ve lanet olsun, lanet olsun ulan en acısı Sana, sana doyamadığımı bilmeyecek Bilemeyeceksin Beni düşünmekten kafayı yiyeceksin Ey benim yürek sızım Ey benim hayırsızım A benim kınalı kuzum A benim imkansızım Bu şiir sana, bu şarkı sana Ama sen bunu bilmeyeceksin Yaşadıkça ve nefes aldıkça Acaba, acaba bir gün döner mi diye Bekleyeceksin boşuna Boşuna, boşuna bekleyeceksin Ben sensiz öleceğim Sen, bensiz sürüneceksin Ve bir gün, çok gereksiz bir anda Çok gereksiz bir yerde Ve çok gereksiz birinden duyacaksın Bu yalan Dünya’dan Pılımı pırtımı toplayıp çekip gittiğimi İşte o an, İşte o an Belki hiç kimse hiçbir şey bilmeyecek ama Sadece sadece sen bil yeter Sebebim sensin, sebebim sensin Alıntı
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Gönderi tarihi: 1 Haziran , 2007 Çok sevdiğim bir üstad olan Nurullah GENÇ'in bu güzel şiirini sana armağan ediyim dedim yağmur teyzecim... biraz uzun ama her kıtada ayrı bir anlam var üstad döktürmüş Yağmur Vareden'in adıyla insanlığa inen Nur Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından Rahmet vadilerinden boşanır ab-ı hayat En müstesna doğuşa hamiledir kainat Yıllardır bozu bulanık suları yudumladım Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Hasretin alev alev içime bir an düştü Değişti hayel köşküm, gözümde viran düştü Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü İhtiyar cübbesinden kan süzülür Nebi'nin Gökyüzü dalgalanır ipekten kanatlarla Mehtabını düşlerken o mühür sahibinin Sarsılır Ebu Kubeys kovulmuş feryatlarla Evlerin arasına dikilir yesil bayrak Yeryüzü avaredir, yapayalnız ve kurak Zaman, ayaklarımda tükendi adım adım Heyûla, bir ağ gibi ördü rüyalarımı Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydim Yağmur, gülsenimize sensiz, baldiran düştü Düşmanlik içimizde; dostluklar yaban düştü Yenilgi, ilmek ilmek düğümlendi tarihe Her sayfaya talihsiz binlerce kurban düştü Bir güzide mektuptur, çağlarin ötesinden Ulaşır intizarın yaldızlı sabahına Yayılır o en büyük mustu, pazartesinden Beyazlik dokunmuştur gecenin siyahina Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin Sükutu yar, sevinci dualar kadar derin Çaresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım Bir cezir yaşadım ki, yaşanmamiş, mazide Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydim Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü Yarılan göğsümüzden umutlar bican düştü Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü Melekler sağnak sağnak gülümser maveradan Gümüş ibrik taşıyan zümrüt gagalı kuşlar Mutluluk nağmeleri işitirler Hiradan Bir devrim korkusuyla halkalanır yokuşlar Bir bebeğin secdeye uzanırken elleri Paramparça, ateşler sahinin hayalleri Keşke bir gölge kadar yakınında dursaydım O mücella çehreni izleseydim ebedi Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Sarardı yeşil yaprak; dal koptu; fidan düştü Baykuşa çifte yalı; bülbüle zindan düştü Katil sinekler deldi hicabın perdesini İstiklal boşluğunda arılar nadan düştü Dolaşan ben olsaydım Save'nin damarında Tablosunu yapardim yıkılan her kulenin Ebedi aşka giden esrarlı yollarında Senden bir kıvılcımın, süreyya bir şulenin Tarasaydım bengisu fışkıran kakülünü On asırlık ocağın savururdum külünü Bazen kendine aşık deli bir fırtınaydım Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü Mazluma sürgün evi; zalime cihan düştü Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara Bir bela tünelinde ağır imtihan düştü Badiye yaylasında koklasaydım izini Kefenimi biçseydi Ebva'da esen rüzgar Seninle yıkasaydım acılar dehlizini Ne kaderi suçlamak kalırdı ne intihar Üstüne pırıl pırıl damladığın bir kaya Bir hurma çekirdeği tercihimdir dünyaya Suskunluğa dönüştü sokaklarda feryadım Tereddüt oymak oymak kemirdi gururumu Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Haritanın en beyaz noktasına kan düştü Kırıldı adaletin kılıcı; kalkan düştü Mahkumlar yargılıyor; hakimler mahkum şimdi Hakların temeline sanki bir volkan düştü Firakınla kavrulur çölde kum taneleri Ahuların içinde sevdan akkor gibidir Erdemin, bereketin doldurur haneleri Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir Şemsiyesi altında yürürsün bulutların Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların Devlerin esrarını aynalara sorsaydım Çözülürdü zihnimde buzlanmış düşünceler Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü Güvenilen dağlara kar yağdi birer birer Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü Yağmur, duysam içimin göklerinden sesini Yağarsın; taşlar bile yemyeşil filizlenir Yıldırımlar parçalar çirkefin gövdesini Sel gider ve zulmetin çöplüğü temizlenir Yağmur, bir gün kurtulup çağın kundaklarından Alsam, ölümsüzlüğü billur dudaklarından Madeni arzuların ardında seyre daldım Küflü bir manzaranın çürüyen güllerini Senin için görülen bir düş de ben olsaydim Şehirler kabus dolu; köylere duman düştü Tersine döndü her şey sanki; asuman düştü Kırık bir kayık kaldı elimizde, hayali Hazindir ki; dertleri asmaya umman düştü Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır Sesini duymayanlar girdabında boğulur Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenin Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin Saatlerin ardında hep kendimi aradim Bir melal zincirine takıldı parmaklarım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü Sensiz kıtalar boyu uzayan vatan düştü Bir kölelik ruhuna mahkum olunca gönül Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin Mekanın fırçasında solmayan resim senin Yağmur, birgün elimi ellerinde bulsaydım Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Tavanı çöktü aşkın; duvarlar üryan düştü Toplumun gündemine koyu bir isyan düştü İniltiler geliyor doğudan ve batıdan Sensizlikten bozulan dengeye ziyan düştü Islaklığı sanadır ahımın, efgahımın İçimde hicranınla tutuşuyor nağmeler Sendendir eskimeyen cevheri efkarımın Nazarın ok misali karanlıkları deler Bu değirmen seninle dönüyor; ahenk senin Renkleri birbirinden ayıran mihenk senin Bir hüzün ülkesine gömülüp kaldı adım Kapanıyor yüzüme aralanan kapılar Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Yağmur, sayrılığıma seninle derman düştü Beynimin merkezine ölümsüz ferman düştü Silindi hayalimden bütün efsunu ömrün Bir dönüm noktasında aklıma Rahman düştü Nefsinle yeniden çizilecek desenler Çehreler yepyeni bir degişim geçirecek Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler Anneler çocuklara hep seni içirecek Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin Sana mü'mindir sema; sana muhtaçtır zemin Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım Kardeşler arasında heyhat, su-i zan düştü Zedelendi sağduyu; körleşen iz'an düştü Şarrkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın İnsanlık bahçemize sensizlik hazan düştü Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakiş da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakiş da ben olsaydım Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım Bahira'dan süzülen bir yaş da ben olsaydım Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım Senin için görülen bir düş de ben olsaydım Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım Batılı yıkmak için kuşandığın kılıcın Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım... Nurullah Genç Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.