Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi: (düzenlenmiş)

Yobazı İyi Tanıyın!..

 

Kara gömlekli 600 adam, bir pazar sabahı tanyeri ağarırken geldiler…

 

Bitişik düzende ve son derece kararlı geldiler… Dozerleriyle, kepçeleriyle, kamyonlarıyla geldiler… Ve minicik yaşında meleklere karışan bir kızın adını taşıyan okulu, benzeri görülmemiş bir hışımla, akıl almaz bir hırsla yıktılar…

 

Peki, nasıl yıktılar? Bir cuma günü saat tam 16.58’de, yani mesai bitimine iki dakika kala, yani hafta sonu tatiline girilmek üzereyken yıkım tebligatıyaptılar… Yıkım tarihi olarak da pazar sabahı 06.00’yı seçtiler… Öyle yaptılar, çünkü yargının işlerine karışmasını hiç mi hiç istemiyorlardı… Yıkmayı, yerle bir etmeyi öylesine büyük bir iştahla istiyorlardı ki, okulun sahibi olan vakfın süre isteğine hiç utanmadan, hiç sıkılmadan, hiç yüzleri kızarmadan şu yanıtı verebildiler:

 

- Süre verirsek, yürütmeyi durdurma kararı alırsınız!..

 

Aynen öyle oldu; bir gün sonra başvuru yapılan mahkeme oybirliği ile yıkımın durdurulmasına karar verdi, ama ne yazık ki iş işten geçmiş, okul kara gömlekliler tarafından yerle bir edilmişti bile…

 

Peki, niçin yıktılar? Çünkü yıllardır binlerce çocuğu okutan, mezun eden, arazisi devletin Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden satın alınan vakıf okulu kaçaktı da ondan… Mimarlar Odası yıkımın hemen ardından rakamları açıkladı; İstanbul’da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 1850 okuldan 1665’i kaçaktı!.. Bitmedi; İstanbul’daki 1 milyon 650 bin binanın yüzde 70’i de kaçaktı!.. Bitmedi; İstanbul’un iki koca semti, Sultanbeyli ve Samandıra, kamu binalarıyla, hastaneleriyle, konutlarıyla tamamen kaçaktı!..

 

- Kara gömlekliler, okulu büyük bir hazla yıktılar ve gittiler

 

***

Şaşırdınız mı?..

 

Ben, zerre kadar şaşırmadım!.. Bu kafa, bizlerin yıllardır bıkmadan, usanmadan anlatmaya çalıştığı yobaz kafadır… O okul, iktidara yanaşma olmayan, haysiyetli yazarların, her türlü baskıya karşın gerçekleri yazdığı bir gazetenin yöneticisiyle ilişkili olduğu için yıkılmıştır…

 

Bu kafa Türkiye’yi ortaçağ karanlığının eşiğine getiren kafadır. Daha üç gün önce bu kafanın, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin burs verdiği 15 bin kız öğrenciye terör incelemesi yaptırdığı ortaya çıkmadı mı?.. Bu kafa değil miydi, “Ayakta bevletmek günahtır” diye bir kentin tüm camilerindeki pisuvarları söktüren?.. Bu kafa, daha önceki gün, hayatını adadığı Lepra (cüzam) hastanesine Türkan Saylan adının verilmesini reddetmedi mi?.

 

Bu kafayı hâlâ tanıyamadın mı ey halkım? Bu kafa, “Barbie bebeklerin” erkeği tahrik ettiği fetvasını verebilecek kadar gözü dönmüş kafadır… Bu kafa, “Kız çocuğu 7 yaşından sonra babasına bile mesafeli durmalı, 9 yaşında evlendirilmesi caizdir” diyebilecek kadar sapıklaşmış kafadır… Bu kafa, ülkeyi topyekûn satışa çıkaran, toplumu inananlar-inanmayanlardiye bölen kafadır…

Uyan ey halkım:

 

____________ Ümit Zileli...

Tarih: Düzenleyen: DİPNOT
Gönderi tarihi:

Okul yıkmak bina yıkmak değildir.

 

Eğer ki kanuna nizama aykırı bir durum var ise el koyarsınız, değiştirirsiniz, dönüştürürsünüz ve yine kamu yararına olacak şekilde değerlendirirsiniz. Ama burada yapılmak istenen iş "ertesi günkü yargı kararına bırakmadan" kişisel mülke zarar vermektir. Muhalif Zafer Mutlu'ya zarar verilsin de nasıl verilirse verilsin.

 

Demek sen Atatürkçüsün, al senin okulunun kolonuna!

Demek sen Ulusalcısın, al senin okulunun kirişine!

Demek sen Ergenekon'u siyasallaştırdılar sulandırdılar diyorsun, al senin okulunun çatısına!

 

Bu inen darbeler, bir sabah yataklarından uyandırılıp hapislere atılan aydınların da hayatlarına da indirildi. Malı olanın malına, canı olanın canına kastediyorlar.

Ve izliyoruz, hala izliyoruz.

Gönderi tarihi:

Cüppeli’nin ismini verin o hastaneye

 

*

 

Feribot var bu arada...

 

Tayyip Erdoğan Feribotu.

 

Pendik-Yalova arası çalışıyor.

 

Tayyip Erdoğan Mahallesi var.

 

Antakya’da, 2 bin nüfuslu.

 

Tayyip Erdoğan Stadı var.

 

8 bin 500 koltuklu.

 

Tayyip Erdoğan Caddesi...

 

Tayyip Erdoğan Bulvarı...

 

Tayyip Erdoğan Parkı...

 

Tayyip Erdoğan Orkidesi var abi!

*

 

 

Fazla detaya girmeyeyim ama...

 

Akif Gülle Ormanı var mesela.

 

AKP Amasya Milletvekili.

 

Hamdi Bayraktar İlkokulu var.

 

TOKİ Başkanı’nın babası.

 

Rahmi Mollaalioğlu Parkı var.

 

TOKİ Başkanı’nın dayısı.

 

*

 

Melih Gökçek Bulvarı.

 

Melih Gökçek Camisi.

 

Melih Gökçek Mahallesi.

 

Seyfi Saltoğlu Caddesi...

 

Gökçek’in vekiliydi kendisi.

*

 

Kemal Unakıtan Spor Kompleksi var bi de... Yanlış hatırlamıyorsam, altın madalya getirmişti güreşte, olimpiyattan!

 

*

 

Özetle... Hastalarımızı, kızlarımızı kurtaracağım diye uğraşacağına, keşke AKP’ye girseydi rahmetli Saylan.

Gönderi tarihi:

ülkenin içinde bulunduğu durumu içim kan ağlayarak izliyorum..

 

bir şeyler yapmak istiyorum.. tek başıma neler yapabilirim, ne kadar etkili olabilirim diye düşünüyorum..

 

korkuyorum yarınlarımızdan..

 

korkuyorum karanlığa gömüleceğimiz o lanet günlerin gelişinden..

 

aydınlık, çağdaş yüzler görmek istiyorum her yanda..

 

aydınlık, çağdaş bir ülkede yaşamak istiyorum.. insan haklarının üst seviyede olduğu, hukukun yok sayılmadığı, hukukun temel alındığı, sosyal bir devlet olsun istiyorum..

 

çok şey mi istiyorum..

 

azalıyoruz..

 

günden güne eriyoruz.. sindirildik..

 

susturuluyoruz..

 

haklarımız kolay elde edilmedi.. ne mücadeleler verildi.. kıymet bilmezlik etmeyelim lütfen..

 

susmayalım.. uyumayalım..

 

aydınlık güzel yarınlarımız için var gücümüzle karşı duralım bu lanet düzene.. bu çirkinliklere..

Gönderi tarihi:

Demogoji; başka bir şey değil.

Burada benim bildiğim "kaçak yapı" söz konusu; eğer idarenin ilgili eylem ve işlemlerinde sorun varsa gidilir mahkemeye. Gerçekten sakat bir tavır varsa hoş değildir tabi.

Ama bunun sonrasında gelen örneklerle ne kadar ilgisi vardır?

Şöyle anlatayım:

Öyle bir edebiyat oluşturuldu ki ülkemizde söyleyeceğiniz bir laf ya da yapacağınız bir işte birilerinin işine gelmeyen bir şeyler varsa ya da bizzat siz birileinin işine gelmiyorsanız hiç alakanız olmasa da o edebiyatla boğulabilirsiniz.

Gönderi tarihi:

ülkenin içinde bulunduğu durumu içim kan ağlayarak izliyorum..

.

.

.

aydınlık güzel yarınlarımız için var gücümüzle karşı duralım bu lanet düzene.. bu çirkinliklere..

 

 

Duracağız sevgili june..

Hiç şüphen olmasın...

Ve asla yanlız değilsin...

Sevgi ve saygılar...

 

DİPNOT...

Gönderi tarihi: (düzenlenmiş)

Demogoji; başka bir şey değil.

....

Şöyle anlatayım:

Öyle bir edebiyat oluşturuldu ki ülkemizde söyleyeceğiniz bir laf ya da yapacağınız bir işte birilerinin işine gelmeyen bir şeyler varsa ya da bizzat siz birileinin işine gelmiyorsanız hiç alakanız olmasa da o edebiyatla boğulabilirsiniz.

 

Bak bende bir şey anlatayım sevgili ali0-1...

(Asıl demegojiyi kimler yapıyormuş minik bir örnek ile anlatayım...)

Bu sadece bizim ülkemize özgü değil...

 

Bakın: Somalili kadınlara vaaz veren imamlar;

“Sakın çalışmayın.

Devlet size bakacak.

Bol çocuk doğurun.

İlerde İsveç’i de İslam yapacağız” diyerek beyin yıkadı...

Bunlar biliniyor değilmi...

Peki önlem alındı mı?...

Ne dersin...

Ne gezer...

Gidin Somaliye KAN PAZARI / KAN GÖLÜ...

 

Saygılar...

Tarih: Düzenleyen: DİPNOT
Gönderi tarihi:

Duracağız sevgili june..

Hiç şüphen olmasın...

Ve asla yanlız değilsin...

Sevgi ve saygılar...

 

DİPNOT...

umarım cogunluga ulasırız..sesimiz duyulur..etkin ve etkili olabiliriz..yeter ki degerlerimize sahip cıkalım.. Bilim ve aklın ısıgıyla.. Sevgi ve saygı ile..

Gönderi tarihi:

Demogoji; başka bir şey değil.

Burada benim bildiğim "kaçak yapı" söz konusu; eğer idarenin ilgili eylem ve işlemlerinde sorun varsa gidilir mahkemeye. Gerçekten sakat bir tavır varsa hoş değildir tabi.

Ama bunun sonrasında gelen örneklerle ne kadar ilgisi vardır?

Şöyle anlatayım:

Öyle bir edebiyat oluşturuldu ki ülkemizde söyleyeceğiniz bir laf ya da yapacağınız bir işte birilerinin işine gelmeyen bir şeyler varsa ya da bizzat siz birileinin işine gelmiyorsanız hiç alakanız olmasa da o edebiyatla boğulabilirsiniz.

 

Bencede bu demogoji olmuş. Burada gördüğümüz belediyenin tamamen siyasi bir tavır gösterdiği ve düşmanca davrandığıdır. Cuma günü mesai saatinin bitimine iki dakika kala tebligat yapıp, pazar günü yıkım yapmak. Pazartesi günü başvuruyu inceleyen mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdiğinde binanın zaten yerlebir edilmiş olması.

 

Bunu "kaça yapı" vakası olarak göstermeye çalışmak neyin nesi ? Hangi kaçak yapıda, hangi yıkımda bugüne kadar böyle bir usul duydun ? Bu adamlar oturmuşlar, biz nasıl yaparızda burayı yıkarız ve yasa bize engel olamaz diye düşünmüşler işi kitabına uydurmuşlar.

 

Eskiden gözaltına alınanların 3 gün içinde mahkemeye sevk edilmesi ya da serbest bırakılması zorunluluğu vardı. Ek süre alınmadan 3 günden fazla gözaltı yapılamazdı. Peki muhalifler gözaltına alınınca polis ne yaparmış ? Üç günün sonunda gözaltına alınan şahsın serbest bırakma işlemlerini yapar, serbest bırakır. Karakoldan çıkar çıkmaz sokakta yine gözaltına alırmış. 3 gün daha. 3 gün bitip serbest bırakılınca yine.

Gönderi tarihi:

Demogoji; başka bir şey değil.

Burada benim bildiğim "kaçak yapı" söz konusu; eğer idarenin ilgili eylem ve işlemlerinde sorun varsa gidilir mahkemeye. Gerçekten sakat bir tavır varsa hoş değildir tabi.

Ama bunun sonrasında gelen örneklerle ne kadar ilgisi vardır?

Şöyle anlatayım:

Öyle bir edebiyat oluşturuldu ki ülkemizde söyleyeceğiniz bir laf ya da yapacağınız bir işte birilerinin işine gelmeyen bir şeyler varsa ya da bizzat siz birileinin işine gelmiyorsanız hiç alakanız olmasa da o edebiyatla boğulabilirsiniz.

 

Bu iletiyle birlikte okuyun iletimi:

 

Ben söylediklerimin arkasındayım; tabii ki ortada hukuksuz bir iş olduğu iddiası varsa üzerine gidilmelidir. Ama bu kimseye oluşturulan bir edebiyat çerçevesinde insanları işine geldiği kavramla kalıplamak hakkını vermez. Bir şeyin üstüne giderken bambaşka konuda söylendiği iddia edilen ve iddialara cevap verilmiş sözlerle ya da "ona dokunmayın" istekleriyle gidilmez. Olmaz. Adalet arayışının ciddiyeti kalmaz o zaman.

 

Biz dedik mi "Oh ne de güzel yıkılmış" diye? Adalet tek bir yönde olmaz; doğası gereği her yönde olmalıdır. Bu bilinç yerleşmeden de "eleştiri" olmaz. Bugün A'ya kızan yarın B'nin işini destekler sonra.

Gönderi tarihi:

Sayin Alio,sanirim ki hep iyi niyetli olarak yaklasiyor olaylara.Cünkü ne suya ne sabuna dokunmama gibi geliyor bana.

Herkesin hemfikir oldugu bir nokta var,Bir bilim yuvasi insafsizca yikilmistir,halbuki yikilmasi gereken onlarca ve hatta binlerce kacak yapi oldugu halde sadece bir iki ufak hukuksal takin´ti nedeniyle buldozerleri gönderip karsi tarafin hicbir yasal önlem ve koruma alamiyacagi bir zaman diliminde bu yikimin gerceklestirilmis olmasi baslibasina bir art niyettir.Bogazda bilmem kimin otelinin yanibasinda kacak olarak calisan bir diskotek icin gazeteler basbar bagirirken okul yikan belediye nerededir.Fetulaha hangi yasa geregi onlarca dönüm arazi verilmistir.Simdi bütün bu carpikliklar ortada iken,adaletsizlik yapanlari degilde adaletsizlige kurban olanlari savunanlari "kimbilir bilmedigimiz neler var hemen pesin karar vermeyin "demek bence pekte hos olmasa gerek.

 

 

saygilarla

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.