Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

GELECEĞİMİZ... Bugün halkımız ikibindörtyüz yıl önce içyüzü ortaya çıkarılmış yalanlarla yönetilmekte...


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

Gazetelerden iki haber: Üniversite giriş imtihanlarına katılan öğrencilerin yüzde ellibeşi fen sorularında sıfır puan almış. Diğeri de bir grup genç Topkapı Sarayı’nda yapılan İdil Biret konserine saldırı düzenlemiş. Bu iki haberi birbiriyle ilişkisiz sananlar yanılırlar. Bunlar aynı hastalığın ârâzındandır: Cehâlet.Birinci haber, çocuklarımızın yarısından fazlasının içinde yaşadıkları âlem ile hiçbir temaslarının olmadığını gösterir. Bunlar çevrelerinde olayların nasıl olup bittiği hakkında fikir sahibi olmadıkları için, kendilerine bu olup bitenler hakkında anlatılan masallara inanır. Bu masallar içerisindeki kavramlar, günün birinde İdil Biret Hanımefendi gibi bir dâhînin Topkapı Sarayı gibi bir mekânda vereceği bir konserle çakışırsa, konsere, sanatçıya ve onu dinlemeye gidenlere saldırırlar.

 

O kadar câhildirler ki, o mekân hakkında kendi yanlış inanışlarının bir an için doğru olduğunu kabul etsek bile, orada içki alışkanlığı denen hastalığın pençesine kendisini kaptırmış İslâm halifelerinin yaşadığını bilmezler. O mekânda eşcinselliğin gırla gittiğini, yeni doğmuş gayrimeşru bebeklerin öldürülerek Harem’e gömüldüklerini bilmezler. İslâm Halifesi olacak gençlere lâyık görülen «kafes» i tek bir tanesi görmüş müdür? (Kafes diye Topkapı Sarayı’nda turistlere gösterilen iki odanın gerçek kafesle ilgisi yoktur. Gerçek kafesi sevgili arkadaşım İlber Ortaylı bizlere gösterdiği zaman dehşetten nutkum tutulmuştu.)

 

Bu gençleri provoke eden sözümona gazete her gün yalanlar ve iftiralar yayınlamakta, okuyucularını sık sık suça teşvik etmektedir. Bu bir gazete değil, bir silâhtır. Ancak gel gör ki bu silâh yönetim himayesinde pervazısca kullanılmakta ve ülkenin adâleti buna müdahale edememektedir.

 

Bunun da nedeni Türkiye’de hüküm süren kavram karmaşasıdır. Demokrasi nedir, özgürlük nedir, hukuk nedir, faşizm nedir, totaliterlik nedir, gibi soruların cevabını gerçekten bilen insanlar artık seslerini duyuramaz hale geldiler. En basit bir politika kültürü, meselâ tâ Aristo’nun dikta rejimlerini sürdürmenin en etkili yollarından birinin dine dayanıp itidal propagandası yapmak olduğunu söylediğini bildirir insana. Bu bugün ülkemizdeki iktidarın yaptığı değil midir? Yani halkımız ikibindörtyüz yıl önce içyüzü ortaya çıkarılmış yalanlarla yönetilmekte, buna sözümona entellektüel geçinen bazı zevat alkış tutmakta, bu iktidarı kimisi iyi, kimisi de en azından ehveni şer gördüğünü yazabilecek kadar aymazlığın pençesine düşmüş bulunmaktadır.

 

Sevgili okurlarım, üniversite giriş imtihanlarının sonuçları ve İdil Biret konserine yapılan saldırı Türkiye için zillerin artık en yüksek perdeden çalarak kırmızı alarm noktasına gelindiğini bildirmekte. Ayşe Arman Hanımefendi’nin 12 Temmuz’da Hürriyet gazetesinde yayımlamaya başladığı «öteki mahalle» saha incelemesi en iyimser kişileri bile derinden tedirgin etmesi gereken bir çalışmadır. Türkiye Afganistan yolundadır; İran falan değil. Türkiye’nin genel entellektüel düzeyi İran seviyesinde değildir. Ben bunu yıllardır kendi bilim dalımın ülkemde ve İran’da başardıklarını karşılaştırarak biliyordum.

 

Bunun sebebi de açıktır: Türk toplumu tarihinin hiçbir döneminde bir Hayyam veya bir Firdevsî veya hattâ bir Gazzâli çıkartamamıştır. İşe bu yalın gerçeği kabul ederek başlarsak tedaviye de başlayabiliriz. Ama hamâsi nutuklarla gerçeği kapatarak, devekuşu gibi kafamızı kuma gömerek yaşamaya kalkarsak, sonumuzun pek fecî olacağı ortadadır.

 

Toplumumuzun 1919 yılında içinde bulunduğu ürkütücü durumu Ahmet Hâşim’in bir mektubundan sizlere bu sütunlarda nakletmiştim. Büyük şâir, Osmanlı medeniyeti yalanından bizi uyandırarak, Anadolu insanının taş devrinde yaşadığını anlatır o mektubunda. 1946’ya kadar o taş devrinden bizi çıkartmak için uğraşan, didinen, görgülü, bilgili yöneticilerimiz vardı. Elde ettikleri başarı âdeta bir mucizeydi. Bunun gerçekten böyle olduğunu bütün dünyada uygar toplumlarda duyabilir, okuyabilirsiniz.

 

1946’dan sonra bizi yönetenler insanlığa ihanet ettiler ve kendi menfaatlerini milletin cahilleştirilmesinde aradılar. Bu proje ne yazık ki başarılı oldu ve 2009 yılında liseyi bitirmiş Türk gençlerinin yarıdan çoğunun en basit bir fen bilgisinden mahrum olmakla kalmadığını, bunlar arasında bir klâsik Batı müziği konserine saldıracak kadar vahşîleşmiş olanlarının da bulunduğunu görmemize kadar geldi iş.

 

Şu andaki yönetim, bu gidişi körüklemektedir. Okullarımız ve üniversitelerimiz ehil olmayan ellerde, gençlerimizin istikbali, onları ateşe atmaya hazır kişilerin gözetimindedir. Bu gidişin durdurulamazsa, ülkemizin parçalanacağı, parçalanmakla da kalmayıp bize bırakılacak bölgesinde Afganistan havasının estirileceği kesindir. Artık uyanalım. Bir İdil Biret’in bir Hâfız Paşa’nın veya bir Üçüncü Selim’in âkıbetine uğrayabilmesinin artık hiç de hayâl olmadığını Madımak’ta gördük. Bunu düşünmek bile uygar bir insanın uykularının kaçması, endişe içinde titreyip ter dökmesi için yeter de artar bile.

 

1223268571rw1t2uy.jpg

Celal Şengör / Cubitek...

Gönderi tarihi:

Tarihiyle, dini inaciyla ve gecmisiyle aciktan yüzlesmeyen bir toplumdan fazla bir ilerleme beklemek cok hata olur.

 

Buradan defalarca bir cok yorumlarimda dile getirmisimdir. Bizlere devlet okullarinda Osmanli tarihini tüm gercekleriyle aktarmiyorlar. Osmanli denince bizlerin aklina gelen "fetihler". Bunun öz türkcesi "isgal ve sömürgecilik". Osmanli hanedanlarinin nasil yasadilarini dahi bizlere tüm acikligiyla anlatmiyorlar. Din konusuna bakinca geen ayni tabulara rastliyoruz ve sadece överek bahsediyoruz.

 

Osmanli'yi iyi tanimak icin aslinda Balkan ve Arap ülkeleri tarihina bakmamiz bize cok sey kazandirir. Onlarin tarihinden osmanli'nin bizlere anlatildigi gibi hicte seffah bir devlet olmadigini, aksina vahsi sömürgeci, korku sacan, öldüren ve katleden bir devlet yapisinda oldugunu cok net görebiliriz.

Din konusunda günümüzde yasanilanlari herkes net gördügü icin fazla bir aciklamaya gerek yok.

Gönderi tarihi:

Bu vakit gazetesiyle ilgili Erdoğan, Alman İçişleri Bakanı'ndan güzel bir ayar yemişti. O ayardan sonra, Vaki başyazarlarını her davette, her yolculukta yanıbaşından ayırmayıp, şen şakrak pozlar verme huyunu bıraktı.

 

Vakit gazetesinin basımı ve dağıtımı Almanya'da 2005 yılında yasaklandı. Irkçı ve şiddet yanlısı bir gazete olduğu için.

 

Bakan, Vakit'in Türkiye'de yaptığı yayınlara , Türk hükümetinin seyirci kalmasını eleştiren bir demeç vermişti basına. Yine AKP yanlısı medyadan "acar" bir muhabir "efendim, Almanya'da da ırkçı gazeteler var" diye bir soru sormuş, bakandan "Var. Ama onların başyazarları, başbakanımızla samimi pozlar veremiyorlar" şeklinde bir cevap gelmişti.

 

Birde bu gazetenin okur yorumlarına bakınca şunu görüyorum. Bu gazetenin hitap ettiği okur kitlesi, okuma yazmanın sınırında olan bir kitle. Haberlere yorum yapan okurlarının %90'ı iki cümle türkçe yazamıyorlar.

Gönderi tarihi:

doğan gurubu yazarları başbakanla nasıl görüşebiliyorsa vakit yazarlarıda görüşebilir...

almanya ile doğan gurubu arasındaki ilişki size nasıl geliyor???..

doğan medya gurubunun %25 alman springer gurubuna ait..doğan medya gurubunun yönetiminde sürekli bir alman yönetici var.bild in yayın yönetmeniyle ertuğrul özkök karşılıklı birbirlerinin yönetim kurullarında görev alabiliyorlar..gerekli paylaşımları yapabiliyorlar..omuz omuz güzel birliktelik..

gecenlerde aydın doğan alman liyakat nişanı aldı..helal olsun..

 

almanya sevdası yüzünden bizlerin başına gelenleri tarih yazıyor..okumak ısteyen okusun..

alman bakanları,alman savcıları,alman vakıfları,her taşın altında varlar zaten..onların hızmetcılerıyle bırlıkte ollursa problem olmaz..vakıtle olursa olur..

 

dünyanın her yerınde medya protestır..bu olması gerekendır..eleştirel olmalı bunları yaparken tarafsız ve adıl olmalı..haber vermeli.yorumlara yer vermeli..ama haberi yorumlayarak vermemeli..türkiyede medya en fazla sabıkası olan sektördür..malesef en taraflı sektördür..her gurup kendi çıkarları doğrsunda hareket etmektedir...(bknz mehmet emın karamehmet,dinç bilgin,cem uzan,aydın doğan vs vs)özgür ve bağımsız medya????

 

şimdi bir okur bir gzeteyi okuyor diye nasıl.nasıl olurda okuma yazma snınrında bır kıtle dıye aşağılanıyor..gerçi şaşmamak lazım..sizin gibi düşünmüyor diye yobaz da oluyorsun gericide. :) neyse bız açığımızı kapatmak için cumhuriyet okuyalımda çağdaşlaşalım,ilerleyelim,ülkemiz elden gitmesin..

Gönderi tarihi:
dünyanın her yerınde medya protestır..bu olması gerekendır..eleştirel olmalı bunları yaparken tarafsız ve adıl olmalı..haber vermeli.yorumlara yer vermeli..ama haberi yorumlayarak vermemeli..türkiyede medya en fazla sabıkası olan sektördür..malesef en taraflı sektördür..her gurup kendi çıkarları doğrsunda hareket etmektedir...(bknz mehmet emın karamehmet,dinç bilgin,cem uzan,aydın doğan vs vs)özgür ve bağımsız medya????

 

Protestlik= ırkçılık, şovenistlik, şiddet yanlılığı, küfür, hakaret, iftira değildir.

 

İnsanoğlu hertürlü siyasal, düşünsel farkın yanında ortak değerlere sahiptir. Birde kendilerini ne olarak adlandırırlarsa adlandırsınlar, insanlığın binlerce yılda ürettiği ortak insani değerlerin tam karşısında duranlar vardır. Bunların, ırkçılık, hedef gösterme, hakaret, iftira ve saldırı yüzünden sürekli tabela, şirket değiştiren "gazete" lerin altında toplanmış olması ne onları gazeteci, ne de bastıkları şeyi gazete yapar.

 

Onun için Vakit gibi ırkçı, şovenist bir gazeteyi "zaten medya şöyle, zaten medya böyle" tadında argümanlarla aklamaya çalışmak boşunadır. Belki vakit gazetesinin "okuyucu yorumları" nda ki kitleye hitap edebilir ama, genelde pek sökmez.

 

Goebbels'in gazeteleri ne kadar "gazete" ise vakitte o kadar "gazete" dir. Gazete, bir güruhun karşı olduğu insanlara ırkçı, şovenist argümanlarla saldırması, hedef göstermesi, karalaması, küfür etmesi için varolan bir araç değildir.

 

 

 

şimdi bir okur bir gzeteyi okuyor diye nasıl.nasıl olurda okuma yazma snınrında bır kıtle dıye aşağılanıyor..gerçi şaşmamak lazım..sizin gibi düşünmüyor diye yobaz da oluyorsun gericide. :) neyse bız açığımızı kapatmak için cumhuriyet okuyalımda çağdaşlaşalım,ilerleyelim,ülkemiz elden gitmesin..

 

Gidip bakarsın internet sitelerinde ki kullanıcı yorumlarına dediğimin doğru olup olmadığını anlarsın.

Gönderi tarihi:
Gidip bakarsın internet sitelerinde ki kullanıcı yorumlarına dediğimin doğru olup olmadığını anlarsın.

Aynı fikirdeyim, yazdıklarının çoğunu anlamak mümkün değil okuyunca. Zaten eğitim seviyesi olan, kendisini geliştiren insanların, olaylara tek bir bakış açısıyla bakabilen, dini her şekilde kullanan, sömürmeyi amaç edinmiş bir gazeteyi okuyup, fikirlerini benimseyebileceğini sanmıyorum.

Gönderi tarihi:
Protestlik= ırkçılık, şovenistlik, şiddet yanlılığı, küfür, hakaret, iftira değildir.

 

İnsanoğlu hertürlü siyasal, düşünsel farkın yanında ortak değerlere sahiptir. Birde kendilerini ne olarak adlandırırlarsa adlandırsınlar, insanlığın binlerce yılda ürettiği ortak insani değerlerin tam karşısında duranlar vardır. Bunların, ırkçılık, hedef gösterme, hakaret, iftira ve saldırı yüzünden sürekli tabela, şirket değiştiren "gazete" lerin altında toplanmış olması ne onları gazeteci, ne de bastıkları şeyi gazete yapar.

 

 

 

 

Onun için Vakit gibi ırkçı, şovenist bir gazeteyi "zaten medya şöyle, zaten medya böyle" tadında argümanlarla aklamaya çalışmak boşunadır. Belki vakit gazetesinin "okuyucu yorumları" nda ki kitleye hitap edebilir ama, genelde pek sökmez.

 

 

buda bana sökmüyor cyrano..vakite vur..diğerleri tık yok...güvenilir bir medya örneğiniz varsa paylaşın tartışalım....süngü

 

 

Goebbels'in gazeteleri ne kadar "gazete" ise vakitte o kadar "gazete" dir. Gazete, bir güruhun karşı olduğu insanlara ırkçı, şovenist argümanlarla saldırması, hedef göstermesi, karalaması, küfür etmesi için varolan bir araç değildir.

 

irkazın ayağı hıc de oyle değil....cyrano..uzun yıllardır güçlü olmanın kib ve sarhoşluğuyla yerinde saymış medyanız ,fosilleşmiş hegomenya sahiplerinin perde arkası iktidarlarını kaybetme kokusundaki kin ve haset dolu çırpınışlarının ürünüdür bu tür yaftalar... süngü

 

 

 

 

Gidip bakarsın internet sitelerinde ki kullanıcı yorumlarına dediğimin doğru olup olmadığını anlarsın.

 

siz..tüme varımı tek taraflı uyguluyorsunuz...bu gun her gazetenın her medyanın okuyucu yorumlarında benzer sacmalıklar bulabılırsınız..ama daha somut ve reel gerceklerı gormeye davet ediyorum seni...bırak okuyucuları..yazarlara bak????

o yazarların evlerınden cıkan belgelre gunluklere bak...??

 

****

Gönderi tarihi:
Aynı fikirdeyim, yazdıklarının çoğunu anlamak mümkün değil okuyunca. Zaten eğitim seviyesi olan, kendisini geliştiren insanların, olaylara tek bir bakış açısıyla bakabilen, dini her şekilde kullanan, sömürmeyi amaç edinmiş bir gazeteyi okuyup, fikirlerini benimseyebileceğini sanmıyorum.

 

 

sayın denız kızı sız cumhuriyetle anka haberleri takip etmeye devam edın...

Gönderi tarihi:
Üslubunuz hoş değil...

 

Eee? ne bekliyordunuz?

 

Bu gazetenin hitap ettiği okur kitlesi, okuma yazmanın sınırında olan bir kitle. Haberlere yorum yapan okurlarının %90'ı iki cümle türkçe yazamıyorlar.

 

Bunun ispatı işte :)

Gönderi tarihi:
buda bana sökmüyor cyrano..vakite vur..diğerleri tık yok...güvenilir bir medya örneğiniz varsa paylaşın tartışalım....süngü

 

Irkçılık, şovenizm, düşmanlık yaratma, hedef gösterme, şiddet çığırtkanlığı yapma. Bunların "güvenilir" "güvenilmez" medya konusuyla alakası yoktur.

 

irkazın ayağı hıc de oyle değil....cyrano..uzun yıllardır güçlü olmanın kib ve sarhoşluğuyla yerinde saymış medyanız ,fosilleşmiş hegomenya sahiplerinin perde arkası iktidarlarını kaybetme kokusundaki kin ve haset dolu çırpınışlarının ürünüdür bu tür yaftalar

 

"Hitler yahudileri yoketmekle iyi yaptı" diyen kaç tane başka gazete biliyorsun ?

 

7 gencin can verdiği doğalgaz faciasını "İsrail'in Gazze'ye yönelik katliamına rağmen yılbaşını kutlayan duyarsız çevreler, çeşitli rezaletlerin yanı sıra facialara da sebep oldular." diye yorumlayan kaç tane gazete biliyorsun ?

 

Yazarları küçük bir kızı taciz edince, kızı suçlamaya kalkan kaç tane gazete biliyorsun ?

 

Baş yazarının köşesinden ana avrat küfürler savurduğu kaç tane gazete biliyorsun ?

 

İnsanların etnik kökenlerini, aile ilişkilerini, dini kökenlerini öne sürerek tartışmaya çalışan kaç tane gazete biliyorsun ?

 

Ettiği küfürler, attığı iftiralar yüzünden, yediği tazminat cezalarından yırtmak için sürekli şirket değiştiren kaç tane gazete biliyorsun ?

 

İnsanları terör örgütlerine, katillere açık hedef olarak gösteren kaç tane gazete biliyorsun ?

 

6-7 yaşında ki kızların bacaklarını sansürleyen, 6-7 yaşında ki kızların bacaklarını sansürlenmesi gereken cinsel obje olarak gören kaç tane gazete biliyorsun ?

 

Bir papazın öldürülmesini "misyonerlik faaliyetleri yüzünden bir gencin (cinayeti işleyen kişi) başı belaya girdi" diye yorumlayan kaç tane gazete biliyorsun ?

 

1 yıl önce Tayyip Erdoğan'a ve Bülent Arınç'a ödül veren kuruluş, Abdullatif Şener'e bir yıl sonra ödül verince "bakın misyoner bu adam" diyen kaç tane gazete biliyorsun ?

 

 

 

siz..tüme varımı tek taraflı uyguluyorsunuz...bu gun her gazetenın her medyanın okuyucu yorumlarında benzer sacmalıklar bulabılırsınız..ama daha somut ve reel gerceklerı gormeye davet ediyorum seni...bırak okuyucuları..yazarlara bak????

o yazarların evlerınden cıkan belgelre gunluklere bak...??

 

 

Hangi yazarına bakayım?

 

Köşesinden kendisini eleştirenlere ana avrat küfürler savurana mı ?

 

Tecavüzden hapiste olana mı ?

 

Tecavüzden hapse gireni , tecavüze uğrayan kıza saldırarak korumaya çalışana mı ?

 

"Hitler yahudileri yokederek iyi yaptı" dediği için kendisini eleştirenlere "......." diyene mi ?

 

Deniz Feneri yolsuzluğunu eleştirenlere "......" diyene mi ?

 

"Atatürk haham okuluna gitti" diye iftira atana mı ?

 

8 Mart Dünya emekçi kadınlar günü için düzenlenen etkinlikler için "Azgın Kadınlar Festivali" diyene mi ?

 

İnsanların dini inançları, etnik kökenleri, ibadet edip etmemeleri, özel aile yaşantılarını tartışması konusu yapmadan, küfür etmeden, iftira atmadan tartışmayan hangi yazarlarından hangisine bakayım ;

 

Aşağıda Vakit "gazete" sinden Abdurrahim Karakoç isimli "yazar!" ın eleştirisini görüyorsunuz ;

 

“Yahudilerin Hanuka-manuka, Tuzsuz Peynir bayramları ile insan kanından imal edilmiş çörek bayramı da sizin olsun...O gayrimüslim bayramlarını biz de mi kutlamalıyız? ........ Durmadan çam kesmeye devam eyleyin. Durmadan hindi kesmeye gayret gösterin...Mezeleriniz bol olsun ki tıka-basa içesiniz, sonra da yola-bele kusmuğunuzu dökesiniz... Nasıl olsa devlet baba, polis ve itfaiyeci kullarını hazır vaziyette bekletiyor sizler için... Hayvan leşi gibi kıpırdamadan yatanlarınızı dört ayaklarından tutarak evlerine kadar taşıyacak görevliler mevcut... He ya, büyük ikramiye hangi ilimize çıkmıştır? Ve dahi: “Yılbaşı kutlamaları Hıristiyanlık âdeti değilmiştir... Takvim yılının icadıyla başlamış mış mış... Tu utanmaz yüzlerinize..."

 

Böyle bir selüloz imalatına "gazete" demek. Herşeyden önce Gutenberg'lerin kemiklerini sızlatır.

 

Kendileri gibi olmayan, kendileri gibi inanmayan, kendileri gibi yaşamayan insanlara, küfür etmek, onları hedef göstermek, karalamak, iftira atmak için bir "gazete" nin altında toplanmış güruha gazete mi diyeceğiz ?

Gönderi tarihi:
Böyle bir selüloz imalatına "

 

Selüloz, aynı zamanda duyma ve anlama özelliği olmayan bir maddedir...

Gönderi tarihi:
sayın denız kızı sız cumhuriyetle anka haberleri takip etmeye devam edın...

 

Evet edilecektir SÜNGÜ..

Çünkü...

İslamı kullanıp Türklüğün köküne kibrit suyu ekmek isteyen bir güruhun Türkiye’yi parçalamak isteyen dış kökenli tezgâhına düşmemek ve mücadele etmek için kavgamız sürecektir...

Çünkü biliyoruz ki...

Tarihimize kara çalarak,

destanlarımızı kirleterek,

hırsızlık,

dolandırıcılık,

üçkâğıtçılık,

sahtekârlık üzerine yükseltilen deniz feneri rejiminin iktidar tezgâhı Türkiye’yi hiçbir yere taşımaz/taşıyamaz,

çukura gömer de ondan...

 

Bugün artık deniz_kızı ve diğer aydın kadınlarımız, kızlarımız, analarımız bacılarımız, kız kardeşlerimiz, ablalarımız bütün bu safsata, kara, geri ve 2400 yıllık düşüncenin ortaya çıkartılmış yalanlarını doğruymuş gibi kullanarak bugünlere bilinçli olarak getirerek toplumumuzu uyutanların önünde dimdik duracak ve sonuna kadar mücadele edebilecek bilgiye, birikime, inanca ve kararlılığa sahiptir...

 

Buna yürekten inanıyorum... :clover:

 

DİPNOT...

Gönderi tarihi:
Evet edilecektir SÜNGÜ..

Çünkü...

İslamı kullanıp Türklüğün köküne kibrit suyu ekmek isteyen bir güruhun Türkiye’yi parçalamak isteyen dış kökenli tezgâhına düşmemek ve mücadele etmek için kavgamız sürecektir...

Çünkü biliyoruz ki...

Tarihimize kara çalarak,

destanlarımızı kirleterek,

hırsızlık,

dolandırıcılık,

üçkâğıtçılık,

sahtekârlık üzerine yükseltilen deniz feneri rejiminin iktidar tezgâhı Türkiye’yi hiçbir yere taşımaz/taşıyamaz,

çukura gömer de ondan...

 

Bugün artık deniz_kızı ve diğer aydın kadınlarımız, kızlarımız, analarımız bacılarımız, kız kardeşlerimiz, ablalarımız bütün bu safsata, kara, geri ve 2400 yıllık düşüncenin ortaya çıkartılmış yalanlarını doğruymuş gibi kullanarak bugünlere bilinçli olarak getirerek toplumumuzu uyutanların önünde dimdik duracak ve sonuna kadar mücadele edebilecek bilgiye, birikime, inanca ve kararlılığa sahiptir...

 

Buna yürekten inanıyorum... :clover:

 

DİPNOT...

Sizin desteklerinizle DİPNOT, her zaman dimdik duracağız.

:clover:

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.