Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

önce tanrı terk etti, sonra sevgilim..


Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:

dayının ZAN,nı senin hakikatin..senin ZAN,ında dayının Hakikati olabilir.. :)

 

Allah NE değildir..buradan yola çıkarak buldu dayı Kendi Hakikati olan Allahı..başka Allah var ZAN,netmez artık.. :D

 

ZAN,nedene ZAN,dır elbette..buda bir İMAN şeklidir..kim karışabilir bir diğerine.. :D her şey Kendinden Kendine.. :D

 

:clover: teşekkür.. :)

Kim karışır ki kime,

Ancak düşünmeyi öğreniriz birlikte!

Sevgili bilimselcinin imzası geldi aklıma yinede.

"Zanla söylenenler yalandır" diye.

Bence doğrusu "Zanla söylenenler şüphelidir", ya sizce?

Ben teşekkür ederim size :clover: :clover: :clover:

  • Cevaplar 62
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:

 

Şüphe ve korkularımızdır ZAN,lar bir diğer yönüyle..ZANnediyoruz..zannımızca hüküm verip eylem yapıyoruz..sonrada bakıyoruz ki Zannettiğimiz gibi değilmiş..mahçup oluyoruz,pişman oluyoruz.. :D

 

 

ZAN bir çeşit Eksik bilgidir,de denebilir.. :)

 

 

Eksik bilgiyle ve aceleyle yapılan işlerde Şeytan işidir işte..şeytanda yalan ve zan,dan ibarettir neredeyse.. :D başka özellikleride vardır..ya.. konumuz değil..neyse.. :clover:

Gönderi tarihi:

 

Maymun gözünü açıp taklitçilikten kurtuldumu İNSAN olur..düşünerek yaşamaya başlar.. :D

 

Güzel..harikulade bu gelişmeler..inan mutluluk veriyor dayıya böyle haller.. :) yananları gördükçe oturup o ateşin başına ısınasım geliyor.. :D

 

Dayı taklitten kurtulmak tek başına çözüm değil sanırım. şu yaranma kaygımız var ya hani. hocalara, arkadaşlara vs vs vs. el gün ne der sonra :excl: bunlardan kurtulmak lazım önce. ondan sonra taklitten lkurtulmak başlıyor bence. hele de yaradana yaranma kaygısı. yaranmak için yapılanları sevgiyle kim açıklayabilir dayı. sevilmek ve sevmek daha başka şeyler. bir sır olmalı diyordum hep. bu değildir gerçek olan diyordum. bir sır olduğuna artık emimin. ama sırrı bulmak zaman alacak :D:D:D

Gönderi tarihi:
Dayı taklitten kurtulmak tek başına çözüm değil sanırım. şu yaranma kaygımız var ya hani. hocalara, arkadaşlara vs vs vs. el gün ne der sonra :excl: bunlardan kurtulmak lazım önce. ondan sonra taklitten lkurtulmak başlıyor bence. hele de yaradana yaranma kaygısı. yaranmak için yapılanları sevgiyle kim açıklayabilir dayı. sevilmek ve sevmek daha başka şeyler. bir sır olmalı diyordum hep. bu değildir gerçek olan diyordum. bir sır olduğuna artık emimin. ama sırrı bulmak zaman alacak :D:D:D

 

İçinde şevhet(yani maddi getiriler falan anlamında kullanırım bu şevhet sözünü..yanlış yorumlamayasın..)olmayan Sevgi AŞK,tır.. :)

 

Birde şöyle bakalım..bir saksıda bir çiçeğimiz var..biz onun suyunu verip güneşi görebileceği yere koyup toprağını eşeleyip havalandırıp gereken Sevgiyi ilgiyi ve bakımı gösterdikmi..o saksıdaki çiçekte bize İÇ,indeki var olan güzel renk şekil ve kokularını hiç cimrilik yapmadan verir..bu sevişmenin ZEVKİ en alt frekansta olanıdır.. :D burada bile bir alış ve veriş vardır.. :D ehhh karşımızdakide bizim gibi bir canlıysa..elbette isteklerimiz ve arzularımız olacaktır..karşılıklı ölçülendirebilirsek,tadından yenmez.. :D

 

Bu gezegen bir kişiye büyük gelir..illaki birileri daha olmalıdır..İÇ,imizdeki sevgimizi paylaşabilmek için.. :)

 

SIR sende..dışında bir yerlerde değil..sen ''O''nun ''O''da senin SIRRIN..bu sırla sırlanabildiysen.. :D

 

Sabah uyandığında aynadan sana bakan bir çift gözün, sana bakan Tanrı olduğunu kabullenebilmek ve bu kabul ile yaşayabilmek gerçekten oldukça zordur..zorlu bir öğretim ve eğitim gerektirir.. :)

Gönderi tarihi:

Hoş bir muhabbet.Aşık Veysel'i hatırlattı yazılanlar bana.

 

UZUN İNCE BİR YOLDAYIM

 

Uzun ince bir yoldayım

Gidiyorum gündüz gece

Bilmiyorum ne haldayım

Gidiyorum gündüz gece

 

 

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm aynı zamanda

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece

 

..........

 

Aşık Veysel ŞATIROĞLU

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:
Hoş bir muhabbet.Aşık Veysel'i hatırlattı yazılanlar bana.

 

UZUN İNCE BİR YOLDAYIM

 

Uzun ince bir yoldayım

Gidiyorum gündüz gece

Bilmiyorum ne haldayım

Gidiyorum gündüz gece

 

 

Dünyaya geldiğim anda

Yürüdüm aynı zamanda

İki kapılı bir handa

Gidiyorum gündüz gece

 

..........

 

Aşık Veysel ŞATIROĞLU

 

MUHABBETLE...

 

Sn.FUZULİ.. :)

 

Lise yıllarımda Rahmetliyi canlı dinleme imkanım olduydu.. :)

 

Hatırlattın o günleri..teşekkür ederim.. :clover:

Gönderi tarihi:

Selam Fuzuli, siz de dahil oun sohbete =)

 

dayıcım zorlu bir eğitim diyorsun. hırslardan arınmak, çıkar gözetmeden insanı insan diye sevmek hatta hepsinden önce kendinin farkına varıp (bencil olmadan) kendini sevme vb. gibi bir eğitimden mi bahsediyorsun, yoksa günün belli zamanları tekrar edilen şeyler mi? =) ya da doğrudan sorim ben.. nasıldır bu zor eğitim, nedir, ne değildir?

=)

Gönderi tarihi:
Selam Fuzuli, siz de dahil oun sohbete =)

 

dayıcım zorlu bir eğitim diyorsun. hırslardan arınmak, çıkar gözetmeden insanı insan diye sevmek hatta hepsinden önce kendinin farkına varıp (bencil olmadan) kendini sevme vb. gibi bir eğitimden mi bahsediyorsun, yoksa günün belli zamanları tekrar edilen şeyler mi? =) ya da doğrudan sorim ben.. nasıldır bu zor eğitim, nedir, ne değildir?

=)

 

Aleyküm selam Sayın la.kin.Daha önce Sayın Dayı'yla muhabbet etme imkanı bulmuştum.O kendi akıl ve gönül dünyasını kendi diliyle ben de kendiminkini dilim döndüğünce anlatmıştım.Ama Dayı'nın bahsettiği eğitimin ne olduğunu, nasıl olduğunu ben de sormamıştım sorunuzun cevabını ben de merak ediyorum.Dayı burdaysa yanıtsız bırakmayacaktır.

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

 

 

Günün belli saatlerinde yapılanlardan maksat ritüeller ise,o yapılanların hepsi ZİKİR için..namaz kılın oruç tutun mushaf okuyun..Allahı zikretmek için.. :)

 

Allahı zikretmek..yani AN,mak..yani HATIRLAMAK..ise..

 

Allah ile ANI ve HATIRA olması gerekir..

 

Kim nerede bulacakta, Allah ile ANI yada HATIR,ası olacak.. :)

 

''O''nu ''O''nun bilgisiyle(bazıları sadece İsmiyle tesbih eder..zikrettim ZANneder..)zikreden..yani NUR,un zikrini yapabilen..yani BİLGİ,yi unutmamak için güncelleyen ve O bilgiyi realize edip yaşama uygulayabilen.. :)

 

Bu gezegendeki ANI ve HATIRALARI güzel olan Güzel İNSAN,dır..bu anı ve hatıralarda yine en yakın halkamızdan başlayıp kademe kademe dışa doğru açılan çevremizdeki kişiler ile aramızdaki ilişkilerdir.. :)

 

En yakın halkamızdaki kişiler aynı evi paylaştıklarımızdır..sonra okul iş yol arkadaşları..vs..vs..dir.. :)

 

İNSAN ancak İNSAN ile Dost olur..Allah ile dostluğun başkada SOMUT bir biçimini tarif edemez kimse..Allah bile İnsanı,ı Dost seçtiyse.. :)

 

KENDİNİ BİLMEK için bir eğitim bu..bir otomobil kullanabilmek için bile eğitim alıyor isek,KENDİMİZİ kullanabilmeninde bir eğitimi olmalı..değilmi..her İnsanın bir içi ve bir dışı vardır..İÇ,imiz dışımızı kullanır.. :)

Gönderi tarihi:

hani derler ya dayı "bi de beş vakit namaz kılıyor ama şu yaptığına bak"

şimdi bu adam beş vakit kılmasa da kınandığı şey her ne ise onu yapmaktan vazgeçse daha evla bence.

70 küsür yaşında olupta çocukluğundan beri kuranı arapça harflerle okumayı hiç eksik etmemiş, ne dediğini bilmedği dualarla namazdan geri kalmamış ama kendi öz evladına bile sevgi vermemiş bir örnek var hayatımda.

anlıyorum dayı. şekille varılmıyor işte bir yere.

belki duymuşundur Taşkın tuna. "oku, ama neyi"

sırf ismi yüzünden aldığım kalın bir kitaptır. içeriği değl şu an konu etmek istediğim.

evet dayı herkes ikra ikra diyor ama

oku, ama neyi diyen ne az!

ikra daki ilk elif için bile sayfalarca yazı yazanlar var. evreni bir harfte görenler var.

dayı o ilim herkese nasp olmazmış he?

sence allah vergisi mi o ilim yoksa çok çalışsam ben de nasiplenir miyim?

 

=)

 

çok mu soruyorum ne?

Gönderi tarihi:
hani derler ya dayı "bi de beş vakit namaz kılıyor ama şu yaptığına bak"

şimdi bu adam beş vakit kılmasa da kınandığı şey her ne ise onu yapmaktan vazgeçse daha evla bence.

70 küsür yaşında olupta çocukluğundan beri kuranı arapça harflerle okumayı hiç eksik etmemiş, ne dediğini bilmedği dualarla namazdan geri kalmamış ama kendi öz evladına bile sevgi vermemiş bir örnek var hayatımda.

anlıyorum dayı. şekille varılmıyor işte bir yere.

belki duymuşundur Taşkın tuna. "oku, ama neyi"

sırf ismi yüzünden aldığım kalın bir kitaptır. içeriği değl şu an konu etmek istediğim.

evet dayı herkes ikra ikra diyor ama

oku, ama neyi diyen ne az!

ikra daki ilk elif için bile sayfalarca yazı yazanlar var. evreni bir harfte görenler var.

dayı o ilim herkese nasp olmazmış he?

sence allah vergisi mi o ilim yoksa çok çalışsam ben de nasiplenir miyim?

 

=)

 

çok mu soruyorum ne?

 

Birkaç soru da ben size sorabilir miyim Sayın la.kin?Sizin beş vakit namazını kılan adam örneğinden hareketle eleştiri getirdiğiniz, o adama beş vakit namaz kılmasını söyleyen ve kıldığında şu yaptığına bak dedirtecek davranışlara sevk ettiğini kabul ettiğiniz inanç mı?Yoksa doğruluğunu kabul ettiğniz, öğretisine uyulduğunda güzel olanı ortaya çıkaracak düsturunda inandığınız inancın o adamda şekil olarak algılanması, şekilde kalması ve o adamın bu meyandaki anlayışı mı?

 

Bir başka sorum da o adamda yaptığına bak dedirtmeyecek bir ruh kimliğinin yansımasını oluşturacak bildiğiniz, tavsiye edeceğiniz bir öğretiniz var mı?

Sayın Dayı bunu sağlayacak bir düşünce sistemini açık ve anlaşılır şekile söylemiyor ya da söylediği bir öğreti var, birinden öğrenebileceğimiz, bir kitapta bahsedilen ben anlamıyorum bunu.Nedir insanın kendi özüne dönmesinin yöntemi?Nedir gerçek olan aradığımız?Bırakalım namazı, isimli zikri, orucu niyazı ya da hiç yapmamış olalım bunları ya sonrası ya da sonrasında bulacağımız önce vazgeçtiğimizden farklı hangi cevabı sunacak bize?

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:
Birkaç soru da ben size sorabilir miyim Sayın la.kin?Sizin beş vakit namazını kılan adam örneğinden hareketle eleştiri getirdiğiniz, o adama beş vakit namaz kılmasını söyleyen ve kıldığında şu yaptığına bak dedirtecek davranışlara sevk ettiğini kabul ettiğiniz inanç mı?Yoksa doğruluğunu kabul ettiğniz, öğretisine uyulduğunda güzel olanı ortaya çıkaracak düsturunda inandığınız inancın o adamda şekil olarak algılanması, şekilde kalması ve o adamın bu meyandaki anlayışı mı?

 

Bir başka sorum da o adamda yaptığına bak dedirtmeyecek bir ruh kimliğinin yansımasını oluşturacak bildiğiniz, tavsiye edeceğiniz bir öğretiniz var mı?

Sayın Dayı bunu sağlayacak bir düşünce sistemini açık ve anlaşılır şekile söylemiyor ya da söylediği bir öğreti var, birinden öğrenebileceğimiz, bir kitapta bahsedilen ben anlamıyorum bunu.Nedir insanın kendi özüne dönmesinin yöntemi?Nedir gerçek olan aradığımız?Bırakalım namazı, isimli zikri, orucu niyazı ya da hiç yapmamış olalım bunları ya sonrası ya da sonrasında bulacağımız önce vazgeçtiğimizden farklı hangi cevabı sunacak bize?

 

MUHABBETLE...

 

Fuzuli;

çok güzel bir soru bana yönelttiğiniz ilk soru. aklımda olan cevabı da siz vermişsiniz zaten.

 

Yoksa doğruluğunu kabul ettiğniz, öğretisine uyulduğunda güzel olanı ortaya çıkaracak düsturunda inandığınız inancın o adamda şekil olarak algılanması, şekilde kalması ve o adamın bu meyandaki anlayışı mı?

 

ama biraz değiştirebilirim cümlenizi. benim kabul ettiğim değil de benim örneklendirdiğim şahsın doğrusu diyelim.

Sn Fuzuli, namaz ya da diğer farzların ya da diğer dinlerdeki ibadet şekillerinin vs vs vs, bunların uygulayan kişinin inandığı yaratıcıya zaten zerre kadar faydası yoktur. he yapan insana ne faydası olur o tartışılır. ama benim vurgulamak istediğim de o değildi. E o ibadetlerin kişiye de etrafına da faydası yoksa neye faydası var?

 

ikinci sorunuza vecereğim cevabım yok. yani alternatif olarak size bir öğreti sunamam. ama naçizane düşüncem şudur; bir insana "şu yaptığına bak" dedirtmeyecek tek bir şey vardır. en kaba tabiriyle İNSAN olmak. ama ben demiyorum ki o adam insan değil ve bunun da sebebi namaz kılması.

 

Dayının gizlediği bir şey yok bence. insan diyor da başka bir şey demiyor. ya hu zaten konuşan düşünen ve yaptıklarını neden yaptığını bilen de sadece insan değil mi? yani yaratıcı bunları bilmeyi sadece insana bahşetmiş. dayı da diyor ki bence, madem bilmek bize bahşedildi bizde bilelim =) ama hangi ilimler sonucu bu yorumlar ortaya çıkmıştır, o da başka bir tartışma konusudur =)

dayı senin adına konuşmadım ama sana isnad ederek konuştum he =)

Gönderi tarihi:
Fuzuli;

çok güzel bir soru bana yönelttiğiniz ilk soru. aklımda olan cevabı da siz vermişsiniz zaten.

 

Yoksa doğruluğunu kabul ettiğniz, öğretisine uyulduğunda güzel olanı ortaya çıkaracak düsturunda inandığınız inancın o adamda şekil olarak algılanması, şekilde kalması ve o adamın bu meyandaki anlayışı mı?

 

ama biraz değiştirebilirim cümlenizi. benim kabul ettiğim değil de benim örneklendirdiğim şahsın doğrusu diyelim.

Sn Fuzuli, namaz ya da diğer farzların ya da diğer dinlerdeki ibadet şekillerinin vs vs vs, bunların uygulayan kişinin inandığı yaratıcıya zaten zerre kadar faydası yoktur. he yapan insana ne faydası olur o tartışılır. ama benim vurgulamak istediğim de o değildi. E o ibadetlerin kişiye de etrafına da faydası yoksa neye faydası var?

 

ikinci sorunuza vecereğim cevabım yok. yani alternatif olarak size bir öğreti sunamam. ama naçizane düşüncem şudur; bir insana "şu yaptığına bak" dedirtmeyecek tek bir şey vardır. en kaba tabiriyle İNSAN olmak. ama ben demiyorum ki o adam insan değil ve bunun da sebebi namaz kılması.

 

Dayının gizlediği bir şey yok bence. insan diyor da başka bir şey demiyor. ya hu zaten konuşan düşünen ve yaptıklarını neden yaptığını bilen de sadece insan değil mi? yani yaratıcı bunları bilmeyi sadece insana bahşetmiş. dayı da diyor ki bence, madem bilmek bize bahşedildi bizde bilelim =) ama hangi ilimler sonucu bu yorumlar ortaya çıkmıştır, o da başka bir tartışma konusudur =)

dayı senin adına konuşmadım ama sana isnad ederek konuştum he =)

 

Sayın La.kin Yunus Emre ne güzel söylemiş: İlim ilim bilmektir./İlim kendini bilmektir./Sen kendini bilmezsen/Ya nice okumaktır?

 

Adam emek sarfetmiş binlerce kitap devirmiş, makam sahibi olmuş.Ama adam ne hoşgürüyü biliyor, ne sevgiyi biliyor ne saygıyı biliyor bir de sahip olduğu bilgiyi insanların zararına kullanıyor böyle insanlar çok.Bundan hareketle şunu mu söylemek lazım: E okuduğu kitaplar, edindiği bilgiler, aldığı ünvan, makam bir işe yaramıyor o zaman okumanın,bilgilenmenin bir manası yok!Bunu söyleyemeyiz değil mi Sayın La.kin?Şunu da söyleyemeyiz değil mi?Okumak faydalı bir uğraştır, erdemli bir iştir ve bilgi sahibi olan insanların hepsi de iyidir,kültürlüdür,sevgi, hoşgörü sahibidir, kimseye onlardan zarar gelmez.Ama biliriz ki okumak özünde iyi olanı, güzel olanı, faydalı olanı hedefler ama her insanda yansıması ayrıdır.Bu basit bir mantıktır ve vakalarla, örneklerle sabittir yanılıyor muyum?İnsan namaz kılsa da, oruç tutsa da, bilumum ibadetini yapsa da o insan o ibadetlerin kendisine kazandırmak istediklerini kazanmıyorsa tabiatıyla yaptığı boş bir uğraştır ve bu çok basit çıkarımdır.Sizin bu noktada yanlış anlamadıysam bakışınız tam net değildir?Kişiden hareketle inancın yanlışlığı kanısına varıyor akabinde yukarda kurduğunuz ''... ben demiyorum ki bunun sebebi namaz kılması.'' cümlesiyle de tersi bir kanı dile getiriyorsunuz.

 

Bütün ilahi kaynaklı dini öğretiler ve ilahi kaynaklı olmadığını vurgulayan öğretiler insan içindir, en azındn bu temellendirmeyle çıkar karşınıza.Müslümansınız,Hıristiyanınız,Budistsiniz, Ateistsiniz ne olursanız olun hepsinin inandığı bir değerler sistemi vardır ve bir yol haritası boyunca hayatlarını idame ettirirler, bu bağlamda inandıkları değerlerle yaşarlar.Yani demek istediğim siz insana bir yol çizecek, hedef, gösterecek, inanacağı, kendini içinde bulacağı bir değerler sistemi sunacaksanız buun adı i''nsandır'' başka hiçbir ilkeye, eğitime, öğretiye gerek yoktur derseniz çok da fazla bir şey söylemiş, diğerlerine eşdeğer ölçüde bir seçenek sunmuş olmazsınız.

 

Sayın Dayı'dan sizin onu desteklemenizden anladığım insanı şekillendiren bütün öğretilerden, felsefelerden önce kurtulmalıyız sonrasında istenilen insan olma yolunda kendi içimizde bilmediğimiz bir doğru var düşünüp onu bulmalıyız, onun dediğini yapmalıyız.İçiizdeki o sesi bulmanın yöntemi olmalı değil mi?İçimizdeki her ses iyiliği emretmiş, güzelliği vurgulamış olsaydı insanı eğitmek için bu kadar uğraşmazdık bu kadar da felsefe türemezdi, öğretiye gerek kalmazdı.İnsan salt iyilik, güzellikle,temizlikle kodlanmış bir canlı değil.Bir yanımız özünde iyiyi emreder bir yanımız kötüyü söyler.Bütün öğretiler o iyi yanımızın kötü söyleyen yanımıza galebe gelmesi için çaba verir özünde.Bir çarka girip eğitilmeye muhtaçtır insanoğlu çarklar farklı olsa da.

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Din ve aşkı benzetenlere hep hak vermişimdir. İkisinde de boş, temelsiz işleri vehmedip gerçek sanıp peşlerinde kendini boşa harap bitap edersin.

 

Bilimciler yıllar süren çalışmalarının sonuçlarını bir tebliğ halinde yayınladılar. Buna göre aşk tamamen hayali, insan zihninde yaratılmış bir insanlık kültürü mitidir. Aşk yoktur...

Gönderi tarihi:
Adam emek sarfetmiş binlerce kitap devirmiş, makam sahibi olmuş.Ama adam ne hoşgürüyü biliyor, ne sevgiyi biliyor ne saygıyı biliyor bir de sahip olduğu bilgiyi insanların zararına kullanıyor böyle insanlar çok.Bundan hareketle şunu mu söylemek lazım: E okuduğu kitaplar, edindiği bilgiler, aldığı ünvan, makam bir işe yaramıyor o zaman okumanın,bilgilenmenin bir manası yok

 

Sn FUzuli şu an çok zamanım yok devam edeceğim kısaca şunu söyleyeyim şimdilik;

ben sizin cümlenize göre "ne gerek var okumaya" demiyorum. o adama faydası olmamış diyorum. zaten onu yaratana faydası yok. etrafındakilere de faydası olmamış, kendine de olmamış.

yani sizin cümlenize göre ben "kimse okumasın faydası yok" demiyorum ki.

neyse daha sonra devam ederiz.

 

 

ayrıca Sn Demirefe,

bu bilimcileri de cürretlerinden dolayı kutlamak isterim doğrusu :D aşkı ölçüp değersiz mi bulmuşlar. merakımdan soruyorum mesela özlemek i de ölçebilirler mi? gerçekten bilmediğimden soruyorum çünkü aşk nedir ki varlığı ya da yokluğu bilimsel olarak kanıtlansın ya da reddedilsin? cidden bilmiyorum.. bilime güvenmediğimden değil ama her konuşan da blimsel konuşmuyor bence kaba etinden uyduran bilimciler de yok değil :D:D karışmasınlar aşkıma :D

Gönderi tarihi:
Sn FUzuli şu an çok zamanım yok devam edeceğim kısaca şunu söyleyeyim şimdilik;

ben sizin cümlenize göre "ne gerek var okumaya" demiyorum. o adama faydası olmamış diyorum. zaten onu yaratana faydası yok. etrafındakilere de faydası olmamış, kendine de olmamış.

yani sizin cümlenize göre ben "kimse okumasın faydası yok" demiyorum ki.

neyse daha sonra devam ederiz.

 

 

ayrıca Sn Demirefe,

bu bilimcileri de cürretlerinden dolayı kutlamak isterim doğrusu :D aşkı ölçüp değersiz mi bulmuşlar. merakımdan soruyorum mesela özlemek i de ölçebilirler mi? gerçekten bilmediğimden soruyorum çünkü aşk nedir ki varlığı ya da yokluğu bilimsel olarak kanıtlansın ya da reddedilsin? cidden bilmiyorum.. bilime güvenmediğimden değil ama her konuşan da blimsel konuşmuyor bence kaba etinden uyduran bilimciler de yok değil :D:D karışmasınlar aşkıma :D

 

Sayın La.kin affınıza sığınarak bir tavsiyede bulunabilir miyim?Üzerinde tartıştığımız fikirler hususunda düşüncenizi, katılıp katılmadığınız yeri net bir ifadeyle ortaya koyarsanız olası devam edecek muhabbetimiz daha sağlıklı ve daha güzel olur diye düşünüyorum.

 

Anladığıma göre ibadeti siz insanın kendisi için yapması emredilen değil, Allah'ın ihtiyacı olduğu için emredilen bir fiil olarak temellendiriyorsunuz?İbadetin kişiye faydası yoksa yapılan boştur fikrinde hemfikiriz ben bunun tersini söylemedim yine söylüyorum.Ama yazılarınızda kurguladığınız mantıktan hareketle size ''okuma'' örneğini verdim sizden anladığım bakış açısıyla örnek nihayetinde çıkarılacak sonucun bakışınızla ilgili doğruluğunu sordum.

 

MUHABBTLE...

Gönderi tarihi:
Din ve aşkı benzetenlere hep hak vermişimdir. İkisinde de boş, temelsiz işleri vehmedip gerçek sanıp peşlerinde kendini boşa harap bitap edersin.

 

Bilimciler yıllar süren çalışmalarının sonuçlarını bir tebliğ halinde yayınladılar. Buna göre aşk tamamen hayali, insan zihninde yaratılmış bir insanlık kültürü mitidir. Aşk yoktur...

 

Sayın Demirefe bir başka başlıkta ''Bilim aşkı'' tabirini kullanmıştınız hatırladınız mı?Aşk kelimesini kullanış amacınızda insanı bilim yapmaya sevk eden kabullendiğiniz,yüceliğini vurguladığınız bir düstur şeklindeydi.Hiçbir felsefe, din bir bir bilim adamını bataklık kuşunun hayatını çekkmek için o bataklığa sokamaz tarzındaydı dolaylı bir ifadeyle.Bunu yaptıran bilim aşkı, diyordunuz.Yukarda söylediklerinize göre araştırmalar göstermiş ki aşk diye bir şey yok. O zaman bilim aşkından bahsetmek de olmaz.Örneğin biimsel bir kişilik şu durumda şunu mu yapmalı?Araştırmalar sonuçlanana kadar ''Aşk'' diye bir şeye inanıp bu duyguyu hissediyordu, araştırmalar sonuçlandı ve sonuç: ''Aşk yoktur!'' o zaman bu duyguları hemen bırakmalıyım yanlış hissediyormuşum, gereksiz yere aşk cümleleri kurup cümle ve zaman sarfediyor muşum mu, demeli?

 

Bugün size yanlış gelenler yarın bilim tarafından doğrulanırsa ne yapacaksınız?Bugün doğru bulduklarınızı yarın bilim yanlışlarsa ne yapacaksınız?

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:
bu bilimcileri de cürretlerinden dolayı kutlamak isterim doğrusu

Aşkı ölçüp değersiz filan bulmamışlar, "aşk yoktur, sanal bir kültür mitidir" demişler. Değersiz bulsalar, az çok iyi kötü bir varlığı olurdu. Yok ki bir değer ataması yapılsın?

 

Bilimciler hiç bir şeyi hiç bir yerlerinden atmazlar. Sözünü ettiğim araştırma yıllar sürmüş ve yüzlerce denek kullanılmış çaplı bir araştırmadır.

Gönderi tarihi:
Aşkı ölçüp değersiz filan bulmamışlar, "aşk yoktur, sanal bir kültür mitidir" demişler. Değersiz bulsalar, az çok iyi kötü bir varlığı olurdu. Yok ki bir değer ataması yapılsın?

 

Bilimciler hiç bir şeyi hiç bir yerlerinden atmazlar. Sözünü ettiğim araştırma yıllar sürmüş ve yüzlerce denek kullanılmış çaplı bir araştırmadır.

 

Yani şunu mu söylemişler:Aşk madde olarak bulunamamıştır,madde ötesidir o zaman yoktur.Mesala bu araştırmadan bizim anlayacağımız ne?Ne değişmeli hayatımzda?

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:
''Bilim aşkı'' tabirini kullanmıştınız hatırladınız mı?

Hatırlamaz olur muyum? Konuyu şöyle anlatayım:

 

Bir şeyin sanal olduğunu, gerçekte olmadığını söylemek, ondan bahsedilmeyecek, adı anılmak zorunda kalınınca "hani şu üç harfli, anlarsın ya!" diye bahsedilecek filan anlamına gelmez. Sanal olarak vardır, bizi etkiler. Gerçekte yoktur, sanaldır.

 

Şimdi Tactical ops oyununda WinterRansom diye bir kent var mı? Var. Caddeleri, arka sokakları var. Karla kaplı, soğuk bir kenttir. Yürürken karlar kart kart eder. Teröristler her yeri sarmıştır, fena kapışırsınız onlarla. Üstelik ellerinde rehineler de vardır. Yanlışlıkla rehine vurdun mu, yandın. Adam gibi silah alman zora girer. Riske girmek istemiyorsan, yeterli para kazandın mı (kelle başı para alırsın) hemen bir SR-90 sniper tüfeği kap, doğru istasyon binasının tepesine konuşlan. Gelen teröristi küt indir. Parker Hale de iyi tüfektir. Kafadan tek atış yeter Parker'la. Yalnız otomatik değildir, mermi sürerken iyi saklanmalısın. Ama bence en iyisi bir M 16 kucaklayıp adamakıllı direk dalmak. Daha heyecanlı olur. Yalnız bazen sürü gibi gelirler, ortalarına düşersen hiç şansın yok. Teröristin birinden Commando dürbünlü, M 60 şeritli kapamadıysan, bomba atabilen M4 A1 alacaksın. Sürü halinde gelirlerse, bombaları sallayacağın yeri ve anı bilirsen bir daha bellerini doğrultamazlar.

 

Şimdi böyle bir yer var mı, sanalda var. Heyecanlanlıdır, bazen teröristlere nezaket sınırlarını aşan laflar edebilirim. Kendi tim mensuplarıma da. bazen aptalca tuzağa düşüp beni de zor durumda bırakıyorlar. Fakat hepsi "bot"turlar. Öyle bir kimseler yokturlar. Ne ben özel tim üyesiyim, ne oradayım, ne terörist indiriyorum.

 

Buna rağmen SWAT mensubu Nikita ile aramda duygusal bağ bile gelişmiştir. Bazen ona telsizden "Hold this position" deyip riskli olmayan bir yerde beklemesini söyler ve ona doğru giden teröristleri indiririm. Bazen arkası sağlam bir yer tutup telsizden Nikita'ya "cover me" çekerim, hemen koşar gelir. Öbür polis timleri gibi "you go it" demez! :D

 

Anlatabildim mi?

Gönderi tarihi:
Hatırlamaz olur muyum? Konuyu şöyle anlatayım:

 

Bir şeyin sanal olduğunu, gerçekte olmadığını söylemek, ondan bahsedilmeyecek, adı anılmak zorunda kalınınca "hani şu üç harfli, anlarsın ya!" diye bahsedilecek filan anlamına gelmez. Sanal olarak vardır, bizi etkiler. Gerçekte yoktur, sanaldır.

 

Şimdi Tactical ops oyununda WinterRansom diye bir kent var mı? Var. Caddeleri, arka sokakları var. Karla kaplı, soğuk bir kenttir. Yürürken karlar kart kart eder. Teröristler her yeri sarmıştır, fena kapışırsınız onlarla. Üstelik ellerinde rehineler de vardır. Yanlışlıkla rehine vurdun mu, yandın. Adam gibi silah alman zora girer. Riske girmek istemiyorsan, yeterli para kazandın mı (kelle başı para alırsın) hemen bir SR-90 sniper tüfeği kap, doğru istasyon binasının tepesine konuşlan. Gelen teröristi küt indir. Parker Hale de iyi tüfektir. Kafadan tek atış yeter Parker'la. Yalnız otomatik değildir, mermi sürerken iyi saklanmalısın. Ama bence en iyisi bir M 16 kucaklayıp adamakıllı direk dalmak. Daha heyecanlı olur. Yalnız bazen sürü gibi gelirler, ortalarına düşersen hiç şansın yok. Teröristin birinden Commando dürbünlü, M 60 şeritli kapamadıysan, bomba atabilen M4 A1 alacaksın. Sürü halinde gelirlerse, bombaları sallayacağın yeri ve anı bilirsen bir daha bellerini doğrultamazlar.

 

Şimdi böyle bir yer var mı, sanalda var. Heyecanlanlıdır, bazen teröristlere nezaket sınırlarını aşan laflar edebilirim. Kendi tim mensuplarıma da. bazen aptalca tuzağa düşüp beni de zor durumda bırakıyorlar. Fakat hepsi "bot"turlar. Öyle bir kimseler yokturlar. Ne ben özel tim üyesiyim, ne oradayım, ne terörist indiriyorum.

 

Buna rağmen SWAT mensubu Nikita ile aramda duygusal bağ bile gelişmiştir. Bazen ona telsizden "Hold this position" deyip riskli olmayan bir yerde beklemesini söyler ve ona doğru giden teröristleri indiririm. Bazen arkası sağlam bir yer tutup telsizden Nikita'ya "cover me" çekerim, hemen koşar gelir. Öbür polis timleri gibi "you go it" demez! :D

 

Anlatabildim mi?

Üstelik tactical ops, cs'nin bile taklidi sayılır :)

Gönderi tarihi:

 

AŞK var..gerisi Sanal.. :D

 

İşime aşığım..eşime aşığım..futbola aşığım..bilime aşığım :D ..ya hu her tarafımız Aşk olmuş haberimiz yok.. :unsure:

 

Aşkında çeşitleri var..sanalda olsa..karşılıklı olanı var..hamiline çek gibi karşılıksız olanı var.. :D haberlisi habersizi var..yıldırım olanı yavaş yavaş olanı var..var oğlu var bu Aşk hayatımızda..sanalda olsa reelde olsa var işte Sn.Demirefe.. :D sanki sen hiç Aşık olmadın..ne dersin dostum.. :D ilk okuldayken olmuşsundur yinede aşık olmuşsundur..olmadım dayı deme.. :D

 

Bir gecelik aşklar..yaz tatili aşkları.. manken aşkları..artiz aşkları.. birde bunlar var.. :D

 

Bütün maddelerin bir ismi var ise duygularımızı ifade etmek içinde bazı isimler kullanmak zorundayız..yüksek frekanstaki yoğun duygularada Aşk demiş bizden öncekiler..biz değiştirelimmi adını..yoksa ifade etmek için yeterlimi Aşk kelimesi.. :D

Gönderi tarihi:

Aşk diye bir şey yooook, benimkisi tamamen kültürel sanal bir miiit! Koca bilim yalan söyleyecek değil ya! :lol:

Gönderi tarihi:
Hatırlamaz olur muyum? Konuyu şöyle anlatayım:

 

Bir şeyin sanal olduğunu, gerçekte olmadığını söylemek, ondan bahsedilmeyecek, adı anılmak zorunda kalınınca "hani şu üç harfli, anlarsın ya!" diye bahsedilecek filan anlamına gelmez. Sanal olarak vardır, bizi etkiler. Gerçekte yoktur, sanaldır.

 

Şimdi Tactical ops oyununda WinterRansom diye bir kent var mı? Var. Caddeleri, arka sokakları var. Karla kaplı, soğuk bir kenttir. Yürürken karlar kart kart eder. Teröristler her yeri sarmıştır, fena kapışırsınız onlarla. Üstelik ellerinde rehineler de vardır. Yanlışlıkla rehine vurdun mu, yandın. Adam gibi silah alman zora girer. Riske girmek istemiyorsan, yeterli para kazandın mı (kelle başı para alırsın) hemen bir SR-90 sniper tüfeği kap, doğru istasyon binasının tepesine konuşlan. Gelen teröristi küt indir. Parker Hale de iyi tüfektir. Kafadan tek atış yeter Parker'la. Yalnız otomatik değildir, mermi sürerken iyi saklanmalısın. Ama bence en iyisi bir M 16 kucaklayıp adamakıllı direk dalmak. Daha heyecanlı olur. Yalnız bazen sürü gibi gelirler, ortalarına düşersen hiç şansın yok. Teröristin birinden Commando dürbünlü, M 60 şeritli kapamadıysan, bomba atabilen M4 A1 alacaksın. Sürü halinde gelirlerse, bombaları sallayacağın yeri ve anı bilirsen bir daha bellerini doğrultamazlar.

 

Şimdi böyle bir yer var mı, sanalda var. Heyecanlanlıdır, bazen teröristlere nezaket sınırlarını aşan laflar edebilirim. Kendi tim mensuplarıma da. bazen aptalca tuzağa düşüp beni de zor durumda bırakıyorlar. Fakat hepsi "bot"turlar. Öyle bir kimseler yokturlar. Ne ben özel tim üyesiyim, ne oradayım, ne terörist indiriyorum.

 

Buna rağmen SWAT mensubu Nikita ile aramda duygusal bağ bile gelişmiştir. Bazen ona telsizden "Hold this position" deyip riskli olmayan bir yerde beklemesini söyler ve ona doğru giden teröristleri indiririm. Bazen arkası sağlam bir yer tutup telsizden Nikita'ya "cover me" çekerim, hemen koşar gelir. Öbür polis timleri gibi "you go it" demez! :D

 

Anlatabildim mi?

 

Ben play station oynuyorum, bu aralar sevk kolunda(joistik) te problem var yönlendirmelerimi geç yansıtıyor oyuna bu da sinirlerimi bozuyor bazen kopuyorum.Sanal manal ama insan müptelası oluyor nihayetinde önemli olan duygular.Gerçek maçı izlerken, gerçekte maç yaparken ne hissediyorsan aynı duyguları da ziyadesiyle taşıyorsun sanal oyunda da.Biliyorsun karşındakinin yalan olduğunu ama gerçekte olanın verdiği duyguyu yaşatıyor size.Bazı oyun aşıkları kontrolünü kaybetmiş bir şekilde gecesini gündüzünü bu şekil bir faaliyette geçirebiliyor acınası bir durum.

 

Benimkinde de anlaşılmayacak bir şey yok sanırım...

 

MUHABBETLE...

Gönderi tarihi:

Bence de aşk diye bir şey yok, kuru laf.Bu yaşıma kadar hiç çıkmadı karşıma, görünmedi gözüme,duyulmadı kulağımda, tadılmadı dilimde,hissedilmedi tenimde.Beş duyumun hiçbiri algılayamadı bu mereti.Olsa bu duyulardan birine takılırdı herhalde canım!Bilimin yok demesi boşa mı?Onun da duyularına takılmamış o kadar araştırma sonucunda. :D

 

MUHABBETLE...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.