Gönderi tarihi: 8 Mayıs , 2009 16 yıl "Saçlarımı örermisin" diye soruyor tv muhabiri kadına Mardin'deki katliamda annesini kaybeden küçük kız... Günlerdir gözümün önünde o görüntü ve o masum ses akşam yatağa girdiğimde ve sabah gözümün açar açamaz kulağımda "saçlarımı örermisin" Dile kolay 70 yetim çocuk 70 annesiz babasız kalan çocuk,kendi öz akrabaları tarafından adına töre denilen bir katliamla öldürüldüler. Töreniz *****,siz nasıl insanlarsınız diye haykırmak istiyorum nasıl...Nasıl bir vicdan barınıyor içinizde şayet barınıyorsa.. Ben o çocuklardan sonra yeğenlerimi severken suçluluk duygusu hissediyorum..Yok çünkü onların saçını okşayacak örecek bir anneleri yada akrabaları.. Sevmesin bir süre anneler çocuklarını şımartmasın,o çocuklar orada yapayalnız kimsesizken... Sakın ola kimse kalkıpta bana sosyal mesajlar vermeye çalışmasın yoksullukmuş cahillikmiş diye.. bu olayı adalandıracak kelime yok lugatta.. Cinnetse bir kişi geçirir top yekun onlarca kişi aynı anda cinnet geçirmez.. Nasıl bir töre bu biri çıkıp açıklasın bana şu 5.000 yıllık geçmişleri olduğunu iddia edenler nasıl bir yazılı olmayan kanun bu?üç yaşındaki bebeğe,karnı burnundaki hamile kadına namaza durmuş savunmasız insana kurşun yağdıran yetmeyip ayaklarıyla tekmeleyip kıpırdayanın kafasına sıkan,sonra bir daha bir daha sıkan.. Devletin kendi halkını terörden koruması için güvenip eline verdiği silahla.. Her fırsatta bu töreye sahip olup onunla övünenler konuşsun yalnız,başkaları yorum yapmasın.. Ben bunu birinci ağızlardan duymak istiyorum.. Nasıl bir ruhaniyettir bu,öz be öz akrabasının çoluk çocuk canına kıyan.. Yıllardır aynı yastığa baş koyduğu karısının annesini babasını kardeşlerini,yada öz kızının kocasını hepsini geçtim kendi kanından olanları çoluk çocuk demeden katleden.. Neyin davasıydı bu?Anlamaya çalışıyorum anlayamıyorum bir kız yüzünden bir köy kurşuna dizilirmi? Yada bir kaç metrekare toprak yüzünden..Yada bir tecavüz yüzünden.. Bir türlü anlayamıyorum ne yaptımsa çıkamadım işin içinden.. ...Ve beni asıl dehşete düşüren kendi öz akrabasına bunu yapan bize neler yapmaz fırsat geçse eline.. "Yok öyle üç-beş kişiyle herkesi yargılama" diyorlar bana yargılıyorum arkadaş çünkü bunun adına töre deniliyor.. Nasıl bir töreyse bu memesi bitmemiş kızı dedesi yaşındakine bilmem kaçıncı karı olarak veren.. Tecavüze uğrayan kızı öz kardeşleri öldürürken tecavüz edene dokunulmayan.. Yani kız çocuklarını meta olarak gören,getireceği başlık parası için barındıran.. Nasıl bir töreyse bu bir ağanın boyundurluğunda kendi toprağında maraba olmayı göze alan.. Yerin dibine batsın töreniz ve o töre kanunlarına tapanlarınız.. Anneler gününe annesiz girecek belkide değişime sebeb olacak olan 70 küçük çocuğun vebalini ödemekle bitiremeyesiniz.. Kendi içinize işleyen nefret tohumlarını o küçücük bendenlere ekerken törenizin devamını getirdiğiniz için binlerce ***** benden gelsin size..
Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2009 16 yıl Yazar Yazımın başlığı değişmiş gerçi böyle daha iyi olmuş çünkü öfke ve üzüntü bazen kontrolumu kaybettiriyor bana.. Tuhaf,nedense kimse sahiplenmemiş bu yazıyı işin ilginç yanı kınamamışta oysaki öldürülen bir dtp li için hepimizi topyekun kınamaya davet edenler vardı aramızda.. Benmi yanlış biliyorum yoksa orada o köyde ölenler kürt değilmiydi? E hani nerede kürdün töresini,dilini,kültürünü binlerce yıllık geçmişini fanatizm boyutunda savunanlar.. Oysa ben samimi olarak bugün kürtlüğüyle övünenlerden töreleri hakkında bilgi edinmek istiyordum. ...Ve çok merak ediyordum bu töre nasıl bir şeyki kendi öz akrabasından 70 çocuğu yetim bıraktırabiliyor. Yıllardır devletin kürtlere yaptığı söylenilen imhaların aslında bir balon olduğu bunların kendi kendilerini imha edişlerine şahit oluşumuzmu susturdu birilerini? Akılları sıra pkk terörüne çözüm arayanlara söylenecek en doğru şey siz önce kendi içinizdeki terörü bitirin demek olur.. *****
Gönderi tarihi: 11 Mayıs , 2009 16 yıl Bu hazin olayı bile siyaset malzemesi haline getiren bu bölgesel yozlaşmayı görmezden gelerek konuyu başka mecralara taşımak isteyen DTP'ye pirim verilmemeli... Burada bütün gözler korucular üzerine çevrilmek isteniyor bunu söyleyen adamlar bir terör örgütünün sözcülüğünü yapıyor, o terör örgütü ki katil, 30.000 canın katili, onlar o cinayetleri silahlarla işliyorlar, bu durumda köylerini ve canlarını korumak için devletin silahlandırdığı insanların silahsızlandırılmasını istemek hiçte iyi niyetli bir davranış olamaz... Asıl amaç DTP'nin sözcülerinin iddia ettikleri 29 Mart seçimlerinde kurduklarını söyledikleri sözde Kürdistan Devletine karşı bir halk ayaklanmasını önlemektir... Kürt oldukları halde devletine bağlı ve terörle mücadele eden insanları sorumlu göstermekteki asıl amaç budur... DTP eğer samimi ise hemen şimdi bölgenin gerçek anlamda kalkındırılması için, eğitim ve her türlü sosyal hakların o insanlara sağlanması için açlık eylemi yapmalıdır, o çok sevdikleini söyledikleri Kürt insanı için feodaliteden kurtarılmayı amaçlamalıdır ve seslendirmelidir... Toprak reformunu savunmalıdır, iş imkanı yaratmak için çalışmalıdır, bunu kendilerini her koşulda ve her türlü imkanla destekleyen batılı dostlarındanda talep etmelidirler, eğer batılılarda samimiyseler bu konuda Türkiye Cumhuriyeti devletine yardımcı olmalıdır... Tabiki bunları yapmayacaklar, çünkü amaçları bu değil... Amaç insanların insanca yaşaması değil amaç insanları kullanmak ve onları köleleştirerek ülkeyi parçalamaktır... Çünkü batı tarihi boyunca hiç bir millete barış istememiştir, barış getirmemiştir... bundan sonrada getirmeyecektir... Suheda arkadaşım çok haklı ve çok insani bir duygu ile haykırmış katılmamak elde değil, keşke onun gösterdiği gerçek duyarlılığı Mardin'de canlarını kaybedenlerle aynı etnik kökene sahip olanlarda gösterebilselerdi... Fakat onların böyle bir derdi yok, olmayacakta... İnsana herşeyden önce insan gözü ile bakmak işte budur, yetimin saçlarını örmek istemek kadar insani bir duygudur, bunu ancak insan olanlar hisseder... Sağol Suheda...
Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 16 yıl Yazımın başlığı değişmiş gerçi böyle daha iyi olmuş çünkü öfke ve üzüntü bazen kontrolumu kaybettiriyor bana.. Tuhaf,nedense kimse sahiplenmemiş bu yazıyı işin ilginç yanı kınamamışta oysaki öldürülen bir dtp li için hepimizi topyekun kınamaya davet edenler vardı aramızda.. Haklısın arkadaşım bu konu üzerinde tartışılması gerekn bir konu
Gönderi tarihi: 12 Mayıs , 2009 16 yıl ...........Suheda arkadaşım çok haklı ve çok insani bir duygu ile haykırmış katılmamak elde değil, keşke onun gösterdiği gerçek duyarlılığı Mardin'de canlarını kaybedenlerle aynı etnik kökene sahip olanlarda gösterebilselerdi... Fakat onların böyle bir derdi yok, olmayacakta... İnsana herşeyden önce insan gözü ile bakmak işte budur, yetimin saçlarını örmek istemek kadar insani bir duygudur, bunu ancak insan olanlar hisseder... Sağol Suheda... İnsan gözü ile bakarak hissettiğimiz duygular kadar, nedenlerine önem vermek te gereklice. Zira bu acıları sonlandırabilmek; nedenin teşhisi ve yokedilmesi ile mümkün. Bu olmadığı sürece haykırışlar, yakarışlar hiç bitmeyecek. Bitmez de... Sebep; Emperyalizmin bilinçli olarak oluşturduğu yoz yaşam, yoz kültür, yoz birikimlerdir. (yoz=kaba, adi, bayağı) Yapılacak olan; Yanlışın farkında olup, hep birlikte yapılan yanlışlara karşı çıkmak. Halkı ideolojik, etnik olarak onlarca farklılığa bölüp, peşinden de yoz kültürü enjekte eden emperyalizmin kötü niyetine dur demedikçe daha çok ağlar, çok yakınırız. Fikri ayrılıklarımız olan bizler, emperyalizmin amaçlarının farkında olamadığımız, onun oyununa gelerek yardımcı olduğumuz sürece timsah gözyaşları döküyoruz demektir. Fikri ayrılıklarımızı, tez elden, "tüm insanlığın yararına olan" görüş temel alınarak değiştirmedikçe, timsah gözyaşlarımız devam edegidecek. Mardin-Bilge'li çocuklar gibi her gün yüzlerce çocuk, dünyada öksüz ve yetim kalmakta. Böylece hergün'ün haykırış nedeni zaten var. Hemen, şimdi, şu andan tezi yok, emperyalizmi ve onu kullanım amaçlarını, araçlarını tanımaya başlamalıyız. Çok ta zor değil. Sardunyam dostumun söylediği gibi, bu konuda samimi olmalıyız. Samimiyet olmadan asla OLMAZ.
Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 16 yıl Kurşun adres sormaz! 1980’li yılların sonlarında PKK’nın, kadın ve çocuk ölümleri ile sonuçlanan kanlı köy baskınlarına tepkilerin yoğunlaşması üzerine, bu eylemleri savunanlar, “Kurşun adres sormaz!” diyorlardı. Sol hareketlerin ve ulusal kurtuluş hareketlerinin tarihlerinde benzeri olmayan bu eylemler, devrimcilikle ilgisi olmayan bir ideolojinin yansımalarıydı. Bölgenin feodal yapısından besleniyordu. Nitekim bu eylemler bütün insanlık dışı özelliklerine rağmen, yapan örgütü büyüttü. Bir yandan muhalif kitlede korku yarattı. Öte yandan eylemi gerçekleştiren örgütün, “muktedir” olduğu kanısını taraftarlarının bilincine yerleştirdi. Ama 4 Mayıs gecesi Mardin’in Derik ilçesinin Bilge Köyünde meydana gelen vahşet, PKK’nın söz konusu eylemleriyle de kıyaslanmayacak bir boyutta gerçekleşti. Bütün bir köyün, hamile kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere son bireye kadar yok edilme amacıyla hedef alınmasının örneğini en azından son 70 yıl içinde görmedik. Olay üzerinden daha bir gün daha geçmemişken, yayınlarında sürekli olarak “töre”yi yücelten dizilerden ve haberlerden geçilmeyen televizyon kanalları ve gazeteler, hükümlerini verdiler. Cinayet “Töre” işiydi. Gerçekte ise olayın nedenini ülkemizin 1950 sonrası yaşadığı gelişmeler içinde aramak gerekiyor. RESTORASYON 1950 sonrası tarihimiz, Cumhuriyet Devriminden adım adım uzaklaşma ve yıkılan feodalizmin yeniden diriltilmesinin tarihidir. Bu restorasyon, hayatın her alanında gerçekleşmiştir. Eğitim alanında Ortaçağ ideolojisi kendisine yeniden yaşam alanı açmıştır. Kur’an Kursları, İmam Hatipler ve İlahiyat Fakülteleri; Ortaçağ’ın yasal alanda sahip oldukları eğitim kurumları olmuştur. Öte yandan Cumhuriyetin ilk yıllarında yeraltına inen ve son derece kısıtlı koşullarda yaşamaya çalışan tarikatlar, giderek daha rahat çalışma koşulları elde etmiş ve kendi eğitim kurumlarını da inşa etmişlerdir. Son olarak yapılan bir kamuoyu araştırmasına göre Evrim Teorisini kabul eden ve etmeyen gençlerin neredeyse yarı yarıya olması, geldiğimiz yeri gösteren çarpıcı bir veridir. Eğitim alanındaki gelişme toplumsal hayatımızın her alanında gerçekleşmiştir. Aşiret ilişkileri, şeyhlik, ağalık ve benzeri Ortaçağ kurumları özellikle 1980 sonrası dönemde devlet desteği ile yeniden ayağa kaldırılmıştır. Feodalizmin ideolojide, siyasette ve toplumsal ilişkiler alanında yeniden canlanması; kendi değer yargılarını da yeniden diriltmiştir. Feodal düşmanlıklarda birey değil, bireyin mensup olduğu topluluk hedeftir. Hatta o topluluğa ait olan her şey hedeftir. Eskinin aşiret kavgalarında, sadece hasımlar değil, aynı zamanda birbirlerinin mal varlığı da hedeftir. “Tavuklarına varana kadar kimseyi sağ bırakmayın!” sözü, feodal düşmanlıkların niteliğini anlatır. Cumhuriyet Devrimine düşman olanlar işte bu anlayışı diriltmişlerdir. Mardin’in Bilge köyünde Cumhuriyet Devrimi’nin yıkılışının ne sonuçlar doğurduğuna tanık olduk. ÇÜRÜMÜŞ KAPİTALİST İDEOLOJİ Ama Bilge köyündeki vahşet sadece Feodal anlayışla açıklanamaz. Televizyonlarda ve gazetelerde sabah akşam bir yandan feodal ideolojiyi, diğer yandan insanı sadece bir nesne yerine koyan emperyalizmin yoz kültürünü propaganda edenler, yaşanan katliamın asıl sorumlularıdır. Örneğin adına “Kurtlar Vadisi” denilen dizide, insanın yeri nedir? Tavuk boğazlanır gibi insanların katledildiği, bunu yapanların hiçbir yasal takibata uğramadığı dizilerin her gece televizyonlardan insanlarımızın beyinlerine şırınga edildiği bir ortamda, benzer sahnelerin gerçek hayatta yaşanmasında şaşılacak bir durum olamaz. İnsan, kapitalizmin yoz kültüründe bir metadır. Bilgisayar oyunlarında bir sayıdır. Yok edildiği zaman, “bonus” kazandığınız bir “şey”dir. Mardin’de yaşanan trajedi, işte bu çürümüş kapitalist ideolojinin, orada hala yaşayan ve son dönemdeki politikalarla daha da güçlendirilen feodalizmle evliliğinden doğmuştur. Amerika bu ideolojisinin gereklerini tam altı yıldır komşumuz olan Irak’ta uyguluyor. Orada her gün 50–60 kişinin öldürülmesi vakayı adiyedendir. Amerika’nın Irak’a yaşattıkları, artık Türkiye’de yaşanmaktadır. ÇÖZÜM Çözüm nedir? Türkiye emperyalizme karşı bir Kurtuluş Savaşı verdi ve ardından Ortaçağ’a karşı bir Cumhuriyet Devrimi gerçekleştirdi. Ve ondan sonra tam yarım yüzyıl bu tür manzaralar yaşamadık. Yarım bir Devrim yaşadık. Ardından iktidarı emperyalizm işbirlikçilerine ve Ortaçağ özlemcilerine teslim ettik. Sonucunda yüzyıllar öncesinde veya ancak sömürgelerde gerçekleşebilecek olayları yaşamaya başladık. Demek ki birinci olarak, emperyalizmi hayatımızın her alanından kovmamız gerekiyor. Ve onunla birlikte feodalizmi... Toprak ağalığının kökünü kazıyacak bir Toprak Devrimi. Bütün Ortaçağ kurum ve ilişkilerinin kökten temizlemek amacıyla Cumhuriyet Devrimi Kanunlarının tavizsiz, sonuna kadar uygulanması. Bu zeminde gerçekleştirilecek bir Aydınlanma seferberliği. İşte o zaman, Mardin’deki vahşet, ebediyen bir kez daha tekrarlanmamak üzere geçmişte kalacaktır. mehmet bedri gültekin .................................. .............................................................
Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 16 yıl ÇÜRÜMÜŞ KAPİTALİST İDEOLOJİ Ama Bilge köyündeki vahşet sadece Feodal anlayışla açıklanamaz. Televizyonlarda ve gazetelerde sabah akşam bir yandan feodal ideolojiyi, diğer yandan insanı sadece bir nesne yerine koyan emperyalizmin yoz kültürünü propaganda edenler, yaşanan katliamın asıl sorumlularıdır. ÇÖZÜM Çözüm nedir? birinci olarak, emperyalizmi hayatımızın her alanından kovmamız gerekiyor. İşte o zaman, Mardin’deki vahşet, ebediyen bir kez daha tekrarlanmamak üzere geçmişte kalacaktır. Amerika bu ideolojisinin gereklerini tam altı yıldır komşumuz olan Irak’ta uyguluyor. Orada her gün 50–60 kişinin öldürülmesi vakayı adiyedendir. mehmet bedri gültekin Sebep; Emperyalizmin bilinçli olarak oluşturduğu yoz yaşam, yoz kültür, yoz birikimlerdir. (yoz=kaba, adi, bayağı) Yapılacak olan; Yanlışın farkında olup, hep birlikte yapılan yanlışlara karşı çıkmak. Halkı ideolojik, etnik olarak onlarca farklılığa bölüp, peşinden de yoz kültürü enjekte eden emperyalizmin kötü niyetine dur demedikçe daha çok ağlar, çok yakınırız. Mardin-Bilge'li çocuklar gibi her gün yüzlerce çocuk, dünyada öksüz ve yetim kalmakta. Böylece hergün'ün haykırış nedeni zaten var. Aklın yolu birdir.
Gönderi tarihi: 13 Mayıs , 2009 16 yıl Boyle kisilere ne diye bilirimki ? Beyinleri nasil calistini anlamak bana cok zor geliyor. Cocuklari bile gozune bakmadan oldurenlere ne diye desem az .
Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 16 yıl Yazar Sakın ola kimse kalkıpta bana sosyal mesajlar vermeye çalışmasın yoksullukmuş cahillikmiş diye.. bu olayı adalandıracak kelime yok lugatta.. Demiştim, Hala ısrarla ben insanları birer canavara dönüştüren Töre'yi merak etmekteyim. Burada yazılan hiç bir şey benim merak ettiklerime cevap değil ayrıca birinci ağızlardan duymak istediğimide en başında belirtmiştim.Yani Töre'lerini kültürleri olarak adlandıran kişilerden.. Attıkmı suçu emperyalizmin ve tv nin üzerine oh ne ala arındırdık katilleri,zaten bütün bu olayların sorumlusu Polat Alemdar ve adamları.. Ya Allah aşkına çok merak ediyorum şu dizi çekilmeseydi son beş yıldır bu ülkede işlenen suçlara kime isnat edilecekti? Sahi doğruya 5 yıl öncesinden kan davası yoktu,gasp yoktu,katliam yapılmıyordu,tecavüzse hiç yoktu.. Televizyonun insan üzerindeki etkisi tabiki inkar edilemez bir gerçek ama izlediği filmdekilere özenip suç işleyecek bir kişini yaşı taş çatlasın 14-16 dır. Tecavüze uğrayan öz ablasını diğer akrabalarının yanında kurşuna dizen çok hangi filmden etkilenmiştir acaba? Ve ona tecavüz edenin masum olduğu fikri kim tarafından empoze edilmiştir.. 1950 den sonasına dem vurmuş adam ondan önce hiç isyan ayaklanma ve kan davası adı altında cinayetler işlenmiyordu değilmi bahsi edilen bölgede? Feodalite denilmiş,feodaliteyi besleyip büyüten zihniyetler kim?Ağasına şıhına tapınanlar kimlerdir? Bölgede oy potansiyeli en yüksek parti hangi partidir? Ve bu parti kimlerin haklarını savunduğunu söylemektedir? Bana bu partiye ve vekillerine saygı duymamı söyleyen kimlerdir? Ayırca şu olayı kendi çapında analiz edip suçu ona buna yıkıp katili masum gösterme çabasındaki mehmet bedri gültekin denilen şahsa olayın Mardin'in Derik ilçesinde değil Mazıdağı ilçesi Bilge köyünde gerçekleştiği söyleyerek olay hakkında ki geniş bilgisini yerleyeksan etmem umarım Neymiş efendim ucuz sosyal mesajlardan öteye daha ciddi bir sorun var karşımızda,bu yüzden benim aklımın yolu sizinkiyle aynı noktada kesişmiyor...
Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 16 yıl Yazılanlar her ne kadar ucuz mesaj kabul edilse de yazılmaya devam edilecek, herkes fikrini burada söyleyecektir. Kaldıki ucuz mesaj vurgusu özneldir. Her kişi tarafından, alternatif olacak fikirler için söylenilebilir. Benim için ucuz mesajlar ise benim bakış açıma uymayanlardır. Bundan doğal bir şey göremiyorum. Ama, mesajlardan hangisinin ucuz mesaj olduğunun tesbiti yapılması gerekiyorsa; bunun mutlaka o kişiler dışında, o konuda tesbit edilmiş bilimsel kabuller referans alınıp, kıyası yapılmalıdır. Bunun başka yolu yoktur. Öznel teşhisler, sadece o kişinin görüşüdür. Yani tekildir. Gelelim konuya: Burada teşhis edilmesi gereken şu iki soru var. Bu insanların, bu vahşeti işlemesine sebep olan o insanların iç güdülerimidir, yoksa kültürlerinin içerdiği ahlak, bilinç yada törelermi dir? Cevabımız birinci ise, yani güdüler ise, hepimizin durumu çok vahim. Zira hepimiz insanız ve hepimizde bu güdüler mevcut olabilir. Hepimiz bu vahşeti işleyebiliriz. Yok eğer cevabımız ikinci soru ise, yani kültürlerimiz ise, işte burada durup düşünülmesi gerek. Vahşeti tetikleyen kültürlerle, vahşeti önleyen kültürleri ayrı ayrı irdelemek gerek. Ben irdelediğimi sanıyorum. Sebebi, tarihle birlikte gelen, emperyalist, sömürücü, imtiyazcı, benci, yoz kültürler. Bu yoz kültür; zaman olmuş arenalarda eğlencemiz olsun diye vahşi hayvanlara insanlar parçalattırılmış, zaman olmuş atom bombası denemesi için milyonlarca insan öldürülmüş, zaman olmuş "bunun kafatası yapısı bizimkine uymuyor" diyerek insanlar fırınlarda sabun yapılmış. İnanç farklılıklarının getirdiği vahşete hiç değinmeyeyim. Bu sebeplerle yüzyıllarca süren katliamlar yapılmış. Hangi birisini anlatayım? Bunların hangisinin sebebi yoz kültür dışında başka bir kavramla izah edilebilir? Bunlardan hangisi, emperyalist kültürün içerdiği imtiyazcı, sömürücü, benci zihniyetin oluşturduğu kültürel bilincin getirileri değildir? Nedir? Kendi doğrusunun "en doğru" olduğunu iddia eden sosyologlar(!) buyursun teşhisini söylesin... Ha birşey daha var! Yapılan vahşetlerin sebebinin teşhisini, yoz kültür dışında aramanın diğer yolllarından birisi kadercilik, diğeri ise falcılıktır.
Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 16 yıl Toplam cinayet sayısı 44 olan ve aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu tek suçları orada bulunmaları olan insanlarımızın vahşi katliyamından kimsenin acı duymayacağını sanmıyorum, fakat bizler eğer böyle bir olayda dahi polemik yapmaya gideceksek, yine aslında sorunların temeli olan birbirimizin fikrini küçümseyecek, görmezden geleceksek, yaşanan acılardan aslında hiç ders almıyoruz demektir... Bu gibi olayların tek br nedeni yoktur, pek çok nedeni vardır fakat ana neden ve diğerlerini tetikleyen neden bilimselci dostumunda söylediği gibi emperyalizmin desteklediği yoz kültürdür... Zaten emperyalimin amacı budur, buna kızacak şaşıracak kabullenmeyecek bir durum yok... Bu ülkenin insanları doğusu batısı kuzeyi güneyi tüm coğrafyasıda sömürülen diğer milletler gibi geri bırakılmış, kendi içine terk edilmiş, çağdaşlaşması, sorgulaması, değiştirmesi için gerekli olan eğitimi almaması sağlanmıştır... Bu cahilliğe terk edişi yapanlar bütün cinayetlerin asıl katilleridir, bir töreyi, bir yanlışı, bir yaşamı değiştirmek için sorunun asıl kaynağını görmezsek asla polemiklerle çözemeyiz... O insanlar törelerini neden vazgeçilmez sayıyorlar, neden değişmekten korkuyorlar? Nasıl kan davaları ile övünüyorlar ve neden bunlara en çok isyan edenler bizler oluyoruzda, onların içinden gelenler sanatçı olanlar, siyasetçi olanlar bunlara işaret etmiyor, değiştirmek için bir çaba harcamıyorlar? Cevap basit: bu sistem yani sömürü düzeni bilincsizlikle beslenir bilincsizliğin yapamayacağı şey yoktur yanlışı doğru görür... Fakat bu düzeni değiştirmeye kalkanlar o bilincsiz insanları kullanan, onların sırtından geçinen siyasetçi, sanatçı, ağa, şeyh v.s. lerce mutlaka yok edilir, öyle ya da böyle... Acı gerçek bu, ezilenler ve ezenler... Ezenler, ezilenlerce baş tacı ediliyor... Farkına varılmasın diye her türlü oyun oynanıyor! Sonra ölmüş kalmış işte böyle kimse umursamıyor, umursuyor görünen ve bundan rant elde etmek isteyen emperyalist kuklalar en başta...
Gönderi tarihi: 14 Mayıs , 2009 16 yıl Bunun adina tore cinayeti deyip kendimizi aklayip bir kenara cekilmek en buyuk hatadir cunku bu tore cinayeti degildir bu sadece cehaletin isledigi bir cinayettir.. Bosuna dememisler atalarimiz bilincsizden kork, aslandan korkma diye.. Bugun Ulkemin insanlari cehaletle bogusmaktadir ve malesef cehaletin faturasini yine yurdum insani cekmektedir.. Mardinde yasanan bu olayda bunun en guzel orneklerinden birisidir.... Bunun kurtlukle yada turklukle uzaktan yakindan bir alakasi yoktur... Yok efendim kurtler halen tore cinayetleri isliyor bahaneleri sadece vijdanimizi kendi kendimize rahatlatmaya calismaktan baska birsey degildir... Bugun istanbulda adam gozunu kirpmadan karisini cocuklarini oldurmuyormu peki bunun adi ne ozaman .. yada trabzonda adam sevgilisini kursuna dizmiyor yokmu boyle olaylar... Eee peki oradakiler kulturluler okumuslar murekkep yalamislar ne diye cinayet islemekteler... Bugun karadenizde dugunlerde insanlar keyfiyetten havaya kursun atmiyorlarmi ?! eee madem dogudakiler torelerle besleniyorlar ozaman karadenizdekide aynisini yapmakta akdeniz egedekide.. Bugun Turkiyenin hangi bolgesi ileri seviyede birini bana soylermisiniz... 7 bolgenin 7sininde birbirinden hic bir farki yok ... Saygilar
Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 16 yıl Bunun adina tore cinayeti deyip kendimizi aklayip bir kenara cekilmek en buyuk hatadir cunku bu tore cinayeti degildir bu sadece cehaletin isledigi bir cinayettir.. Bosuna dememisler atalarimiz bilincsizden kork, aslandan korkma diye..Bunun kurtlukle yada turklukle uzaktan yakindan bir alakasi yoktur... Yok efendim kurtler halen tore cinayetleri isliyor bahaneleri sadece vijdanimizi kendi kendimize rahatlatmaya calismaktan baska birsey degildir... Yazdıkların, yukarda yazılanlara cevapsa eğer, vahşeti yalnızca her hangi bir bölgesel guruba mal etmedik. Yoz kültürün, bölgesel olarak istatistiki oran farklılığı içerdiğinin bilincindeyiz. Yoz kültürü, Sardunyam dostum; Bu ülkenin insanları doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi, tüm coğrafyasıda sömürülen diğer milletler gibi geri bırakılmış, olarak tüm cehalete, ....... Ben ise, tüm tarihe mal etmişim; Sebebi, tarihle birlikte gelen, emperyalist, sömürücü, imtiyazcı, benci, yoz kültürlerdir. Töre; bir toplulukta benimsenmiş, yerleşmiş davranış ve yaşama biçimlerinin, kuralların, görenek ve geleneklerin, ortaklaşa alışkanlıkların, tutulan yolların bütünüdür. Ahlak; 1-Toplu olarak yaşayan bireylerin, uymak zorunda bulundukları eylem ve davranış kurallarına verilen ad. 2. Bir kimsenin içinde yaşadığı toplumsal çevrenin törelerine uyma yetisi. Gelelim kendimizi aklayıp bir kenara çekilmemize; Yukarda da değindiğimiz gibi; Bilinç, ahlak, töre, hukuk bunlar birbirlerini direkt etkileyen, içeren değerlerdir. Bu değerler, senin cehalet dediğin, bizim ise bilinçsizliklik dediğimiz olgudan da direkt etkilenmektedirler. Şimdi yakışıklı beyimize soruyorum; işlenen vahşetin sebebini, yozlaştırılmış kültüre, ahlaka, töreye dayandırmıyorsa neye dayandırıyor bize söylermi? Çözüm olarak bulduğu; "cehaletlik" kavramı, bu toplumsal değerleri direkt olarak etkiliyormu, etkilemiyormu? Bize söylermi? Not: Şahsi kanaatim olarak, bu konuyu, tartışılması gereken en önemli konu olarak değerlendiriyorum.
Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 16 yıl Bunun adina tore cinayeti deyip kendimizi aklayip bir kenara cekilmek en buyuk hatadir cunku bu tore cinayeti degildir bu sadece cehaletin isledigi bir cinayettir.. Bosuna dememisler atalarimiz bilincsizden kork, aslandan korkma diye.. Bugun Ulkemin insanlari cehaletle bogusmaktadir ve malesef cehaletin faturasini yine yurdum insani cekmektedir.. Mardinde yasanan bu olayda bunun en guzel orneklerinden birisidir.... Bunun kurtlukle yada turklukle uzaktan yakindan bir alakasi yoktur... Yok efendim kurtler halen tore cinayetleri isliyor bahaneleri sadece vijdanimizi kendi kendimize rahatlatmaya calismaktan baska birsey degildir... Bugun istanbulda adam gozunu kirpmadan karisini cocuklarini oldurmuyormu peki bunun adi ne ozaman .. yada trabzonda adam sevgilisini kursuna dizmiyor yokmu boyle olaylar... Eee peki oradakiler kulturluler okumuslar murekkep yalamislar ne diye cinayet islemekteler... Bugun karadenizde dugunlerde insanlar keyfiyetten havaya kursun atmiyorlarmi ?! eee madem dogudakiler torelerle besleniyorlar ozaman karadenizdekide aynisini yapmakta akdeniz egedekide.. Bugun Turkiyenin hangi bolgesi ileri seviyede birini bana soylermisiniz... 7 bolgenin 7sininde birbirinden hic bir farki yok ...Saygilar Sizin verdiğiniz örneklerle mardin deki olayın her hangi bir ilgisi olduğunu düşünmüyorum sosyolojik açıdan. Çünkü töre cinayetlerinde , bir grup karar alır, birinin öldürülmesi için. Bu kararları, sorgulama şansınız yoktur. Bu karar alınır ve uygulayacak kişiler seçilir. Gerisi bu kararı yerine getirmek için seçilenlere kalır. Töre geleneklerinde mal, kadın ve silah namus ve şeref meselesidir. Bunlara gelecek her türlü saldırı, namusa şerefe yapılmış kabul edilir. Bunun intikamını almayanlar da onursuz addedilir, toplumdan dışlanır, kimse görüşmez. Mardin olaylarında bir küçük erkek çocuğuna soruluyordu annesi öldürülen ; -Ne hissediyorsun? Çocuğun verdiği cevap, tam anlamıyla o yörelerde yetiştirilmiş çocuklara göre bir cevaptı aslında. -Annemin acısı ve annemin öcü Ben bunları , Türk-Kürt-Arap ayrımı yaparak söylemiyorum. O coğrafya da hüküm süren sistem, bunu gerektiriyor. Kardeşi kardeşe, akrabayı akrabaya vurduran kölelik sisteminden kurtulamamanın dışa yansıyan yüzü sadece. Yani anlayacağınız cinnet geçirip sevgilisini kurşunlamakla, magandalıktan havaya ateş açmak farklı şeylerdir. Bunun temel nedenlerini bazı arkadaşlar açıklamış zaten onları yeniden yazmak istemiyorum.
Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 16 yıl Bu konuya ışık tutacağını düşündüğüm bir fikir söylemek istiyorum, Güneydoğu'nun kendine özgü tabuları var mı, var doğuya gittikçe tabular artıyor mu artıyor, kendi ülke sınırlarımızın dışına çıkalım İran'da, Irak'ta, Afganistan'da, son günlerde Pakistan'da hızla artmakta olan şiddetin, tabuların, yasakçı anlayışın, zorbalığın, evrensel değerlerle, medeniyetle, insani değerlerle asla bağdaşmayan ve gücünü tamamen silahtan alan kültürün kaynağı ne? Bence tek yanıt var oda : DİN ve dinin algılanış biçimi, bu anlayış kadın odaklı yasakçılığı kendince kanunlaştırıyor... Adına töre, gelenek bilmem ne, ne dersek diyelim aslında söz konusu olan bu durumdan kimlerin yararlandığını görmektir asıl gerçekçilik... Ortaçağ Avrupasında din odaklı şiddet, zulüm, kanun, yasak nerden ve kimlerden kaynaklandıysa bugünde Ortadoğu'da olanlar ondan kaynaklanıyor, Türkiye'nin doğusuda o bu durumdan en çok yara alan bölgemiz oluyor! Dinci eğitimi, evrensel eğitime tercih edenler ve onları finanse edenler tek bir amaç güdüyor, insanları ve toprakları sömürmek! Bugün Türkiye'de insanlarımıza önce köylerden başlayarak Köy Enstitülerini yeniden canlandırarak eğitim verebilinseydi bu ülkede ne töre kalırdı, ne çatışma, ne açlık! Şiddete kimler başvurur, eğitimsiz, şiddet kültürü ile yetişmiş, bunu doğru kabul etmiş insanlar... Eğitimin çok yönlü ve kesinlikle insan odaklı olması gerekirdi, fakat ne yazık ki öyle değil... Mardin'in okur yazar oranı Güneydoğunun okur yazar oranı ile bütün bu çatışmaların orantısı birbirini bu yüzden tutuyor.
Gönderi tarihi: 15 Mayıs , 2009 16 yıl Siradan islenen cinayetlere bakarak Türkiye'nin 7 bölgeside böyle Güneydogu gibi diyemeyiz.Cinayet ve cinnet dünyanin her kösesinde nasil varsa bizde de var.Insanlarin genlerinde kötülükde vardir.Dolayisiyle cinayetler önlenemez. Trabzon,Edirne veya A veya B ilimizde de yasanan cinayetler Mardin'de yasanan o insanlik disi katliamla ayni kategoride degildir,bunlari töre diye adlandirmak ise vicdanimizi rahatlatmakla uzaktan yakindan ilgisi olmayan bir yaklasim.Türkiye'nin hangi bölgesinde Mardin'deki katliamin benzerini yasadik.47 can gitti bunu esini cocuklarini öldürmekle bir tutmak yanlistir.Bu tam bir gözü dönmüslük,bir intikam,bir soykirimidir."Hic kimse sag kalmadi"diyerek misyonun tamamlandigini belirten birisinin insanlikla veya esini cocuklarini öldüren bir babayla ilgisi yoktur.Tabiiki ölüm ölümdür,birkisinin öldürülmesi bile bir zulümdür,ama lütfen asil Mardin'de yasanan bu vahseti siradan cinayetlerle bir tutarak vicdanini rahatlatanlardan olmayalim. saygilarla
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.