Misafir birce Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2009 Melekler & Şeytanlar Tom Hanks, bir kez daha Harvardlı simge bilimci Robert Langton rolünde... Sinemaya uyarlanan "Da Vinci Şifresi" adlı romanının ardından Dan Brown'un çok satan diğer romanının aynı adla beyaz perdeye uyarlaması "Angels & Demons / Melekler ve Şeytanlar" Türkiye'de 15 Mayıs'ta gösterime girecek. Konuya ilişkin yazılı açıklamaya göre, Ron Howard'ın tekrar yönetmenlik koltuğuna oturduğu filmde Tom Hanks, bir kez daha, antik köklere sahip güçlerin amaçlarına ulaşmak için cinayeti bile göze aldığını gören Harvardlı simge bilimci Robert Langdon rolünü üstleniyor. Filmin baş rollerinde...... Tom Hanks ile birlikte Ewan McGregor, Ayelet Zurer, Stellan Skarsgard, Pierfrancesco Favino, Nikolaj Lie Kaas ve Armin Mueller-Stahl yer alıyor. Yapımcılığını Biran Grazer, Ron Howard ve John Calley'in üstlendiği filmin senaryosu David Koepp ve Akiva Goldsman'a ait. Görüntü yönetmenliğini Salvatore Totino, ASC. Yapım Tasarımcısı Allan Cameron'ın üstlendiği filmin müziklerini...... Hans Zimmer hazırladı. Filmde, Tom Hanks'in canlandırdığı Robert Langdon, geri döner ve bu kez kendini Vatikan'ın kalbinde kiliseyi en eski düşmanlarından birinden kurtarmaya çalışırken bulur. Langdon, "Illuminati" olarak bilinen ve tarihteki en güçlü organizasyon olan, kadim ve gizli bir kardeşliğin tekrar ortaya çıktığına dair kanıtlar bulduğunda, bu gizli organizasyonun en büyük düşmanı olan Katolik Kilisesi'nin varlığına yönelik ölümcül bir tehditle yüz yüze gelir. Illuminati'nin geriye sayan, durdurulması olanaksız bir saatli bombaya benzediğini öğrenen Langdon, Roma'ya giderek orada güzel ve gizemli bir İtalyan bilim insanı olan Vittoria Vetra ile güçlerini birleştirir. Mühürlü lahitler, tehlikeli mezarlar, terk edilmiş katedraller ve hatta yeryüzündeki en gizli mahzenin kalbinde geçen durmak bilmez, aksiyon dolu bir ava çıkan Langdon ve Vetra, Vatikan'ın hayatta kalmak için sahip olduğu tek umudu gösteren 400 yıllık Aydınlanma Yolu'nu izlerler. Alıntı
Φ suheda_ Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2009 Ben bunun kitabını okudum oldukça sürükleyici ve ilginç bir kitaptı..Tam bir aksiyondu yani.. Biraz abartılı bulduğum finali olmasına rağmen beğenmiştim.. Umarım yine filme çevrilen kitablarda ki hayal kırıklığını bunda yaşamayız. İzlemeyi düşünüyorum Alıntı
Misafir gelincik Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 11 Nisan , 2009 Kitabı olan filmlerde , başarı biraz zor yakalanıyor. Ancak "davinci şifresi "ve "koku" filmi bana göre bu başarıyı yakalamıştı. Umarım "melekler ve şeytanlar " için de bu geçerli olur. Alıntı
Φ DİPNOT Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 16 Mayıs , 2009 Bilimle inancın çatışması.... ABD’de Mart 2003’te çıkan eski İngilizce profesörü Dan Brown’ın romanı Da Vinci Şifresi uzun süre listelerin ilk sırasından inmedi. Kırk milyon okura ulaşan romanın satışları Temmuz 2003’te tavana vurunca Sony Pictures şirketi kitabın film hakkını satın aldı. Eski oyuncu, yeni yönetmen Ron Howard (Appolo 13, Akıl Oyunları) Da Vinci Şifresi’ni 2006’da sinemaya uyarladı. Filmde simgebilim profesörü Robert Langdon (Tom Hanks) Leonardo Da Vinci’nin tablolarındaki bir dizi gizemi çözerek sonunda iki bin yıldır kendilerini bu eski gizemi korumaya adamış Opus Dei tarikatını buluyordu. Romanı kutsala küfür sayan Hıristiyan topluluklarından gelen uyarılara karşın film yine de büyük bir gizlilik içinde çekildi, ekipteki herkesle de gizlilik sözleşmesi yapıldı. Çekim süresince Katolik Birliği’nden, aşırı dindar Opus Dei’den karşı çıkışlar kesilmedi. Roman kurmaca olmasına karşın Dan Brown uzun araştırmalar sonunda öyküsünü gerçek tarihi olayların üstüne kurduğunu önceden açıklamıştı. Çok sayıda okur Da Vinci Şifresi’ni gerçekçi bir roman olarak algılayıp olayların geçtiği Louvre Müzesi’ni, Villette Şatosu’nu, Saint Sulpice Kilisesi’ni, Westminister Manastırı’nı ziyaret ettiler. Vatikan, İsa karşıtı bir yalancı olarak tanımladığı Brown’ı aforoz etti. Sinema eleştirmenlerinin yere batırdığı, izleyicinin göklere çıkardığı Da Vinci Şifresi gişede 758 milyon dolar getiri sağlayınca Sony, yazarın 2000’de yayımlanan Melekler ve Şeytanlar romanını sinemaya aktarmaya karar verdi. GERÇEĞİN YAPILANDIRILMASI Melekler ve Şeytanlar’ın Da Vinci Şifresi kadar popüler olmadığını bilen yönetmen Ron Howard daha özgür bir ortamda çalıştığını, dilediği yerleri değiştirdiğini açıklar: “Çok bilinen ve sevilen bir romanı filmleştirdiğinizde hem beğenilerle hem de eleştirilerle karşılaşırsınız. Bunu öngörüp olacakları göğüslemelisiniz. İkon düşmanı Da Vinci Şifresi’ni hayranları beğenmeseydi Melekler ve Şeytanlar’ı çekmeyi düşünmezdim. Öykü daha geleneksel olmasına karşın çağdaş bir ritm gerektiriyordu, bu bir geriye sayım.” Bu kez yapımcı şirket Sony’nin iletisi açıktır: Dan Brown bir yazardır, Melekler ve Şeytanlar ise bir kurmacadır. Gerçek, çoğunluk sanatta yeniden yapılandırılır. Sony, Roma’da Bernini, Galileo, İsveç Ordusu, Kardinaller Meclisi üstüne konferanslar düzenler. Howard, romandaki Hıristiyan düşmanı Arap katili tümüyle değiştirir, bu önemli değişikliği de şöyle açıklar: “Roman 2000’de yayımlandı. O günden bugüne sinemada sürekli Orta Doğu’dan gelen kötüleri gördük, bu olgu artık klişeye dönüştü. Filme siyaset karıştırmak, bilimle inancın tartışması içine jeopolitik bir baskı sokmak istemedim.” Da Vinci Şifresi’yle Melekler ve Şeytanlar arasında benzerlik yok, tek ortak nokta Robert Langdon karakteri. Bu kez Vatikan tarihin en tartışmalı şifresini kıran Langdon’dan yardım ister. Katolik Kilisesi’nin yanlış bilimsel düşüncelerden, endişelerden ötürü kurulduğuna inanan dört yüz yıllık yeraltı örgütü Illuminati, yeni papa adayları olan dört kardinali kaçırır. Bu gizli örgüt Vatikan’ı ölümcül bir tehditle yüz yüze bırakır. Vatikan’ın çağrısı üstüne Roma’ya giden Robert Langdon’a (Tom Hanks) Cern’de (Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi) çalışan İtalyan bilimkadını Vittoria Vetra (Ayelet Zurer) eşlik eder. Illuminati’nin en büyük düşmanı Vatikan ve Katolik Kilisesi’dir. Doğanın dört elementi toprak, hava, ateş ve suya tapan örgütün ardındaki gizemi, beşinci elementin işlevini ancak Langdon çözecektir. Vatikan’a giren Langdon adeta kümesteki tilki gibidir, din adamları ondan nefret ederler o da onlardan ama bu kez birlikte çalışmak zorundadırlar. SÜRÜKLEYİCİ GERİLİM Illuminati dört yüz yıl öncesine dayanan bir öc için geri dönmüştür. Bu örgütte Galileo, Bernini gibi isimlerin yer aldığına, günümüzde örgütün varlığını sürdürdüğüne, gündelik yaşantıları, hükümet politikalarındaki kararları, şirket stratejilerini etkilediklerine dair söylentiler vardır. Hiç kimsenin göremediği bağlantıları kuran, bir simgenin çok sayıda anlam içerdiğini, insanoğlunun bu simgeleri nerede, ne zaman, nasıl bulduğunu çok iyi bilen Robert Langdon, bilimle kilise arasındaki ikilemde anahtar görevini üstlenir. Filmde Tom Hanks, Ayelet Zurer’le birlikte Ewan McGregor, Stellan Skarsgaard, Armin Mueller-Stahl’da oynuyorlar. Da Vinci Şifresi’nde yaptıkları gibi okurlar, meraklı turistler şimdi de Melekler ve Şeytanlar’ın çekim mekanlarını dolaşıyorlar: Santa Maria del Popolo, Piazza Navona, Castel Sant’Angelo, Pantheon, Piazza della Retunda, Santa Maria della Victoria, Brown hayranlarının, turistlerin akınına uğradı. Her filminde biçem değiştirdiğini, etiketlenmek istemediğini vurgulayan Ron Howard, özgür olmak için her türü denediğini belirtiyor: “Sinemaya oyuncu olarak girdim. Yirmi yıl süresince komedilerde (The Andy Griffith Show/1960-68, Happy Days/1973-80) oynadım. Yönetmen olunca da komedi çekmem istendi. Meryl Streep, Daniel Day-Lewis, Russel Crowe gibi kendilerini kesintisiz yenileyen oyunculara hayranım. Kendimi onlara benzetiyorum. Onlar yorum oyuncularıysa bende yorum ve yeni düzenlemelerin yönetmeniyim” diyen Howard, Da Vinci Şifresi’nin devamı Salomon’un Anahtarı’nı bugünlerde çekmeye hazırlanıyor. Sürükleyici, gerilim yüklü Melekler ve Şeytanlar 15 Mayıs’ta gösterime girdi ve bugun seyretme fırsatı buldum.... Kısaca.. Tavsiye ederim... 'MELEKLER ve ŞEYTANLAR' filminin başrol oyuncusu Tom Hanks... Kitabı Mükemmel bence 2000 yılında yayınlanarak okuma fırsatı bulduğum ve kataptan da büyük keyif aldığım bir film... Katolik klisesinin içyüzünü ve çıkarlarını çok güzel ortaya koymuş... Vatikan'ın Hıristiyan halemi üzerindeki etkisini görebilmek için İzleyin derim... Çekim mekanları turu için: www.angelsanddemons.it Alıntı
Admin ™ Admin Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Admin Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Listeme aldım en yakın zamanda izleyeceğim... Güzel tanıtım için teşekkürler. Bende kitabını okumuştum bakalım ne olacak Saygılar Alıntı
Misafir S.e.t.h Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 17 Mayıs , 2009 Aslında filmde ne illuminatiye ne de kiliseye değil, fatura bir adamın hırslarına kesiliyor. Sürekli adventure tarzı oyun hissi veren filmde en başta CERN deneyinde öldürülen profesör, ölmeden önce konuştuğu kara madde önünde otururken, asistan kız odasında aynı yerde ölü buluyor. Ancak odaya girerken bulduğu göz dışarda. Katil odaya girmek için profesörün gözünü oyması gerekiyor ki retina tarayıcıdan geçip odaya girebilsin. Ama profesör ölmeden önce sapasağlam içeride. Bu iş nasıl oluyor ve odanın giriş kapısı dışında göz duruyor ve katil nasıl girdi içeri, zaten içerdeyse çıkarken göze ihtiyacı yok niye oyup aldı anlamadım doğrusu. Bana mantık hatası var gibi geldi. Alıntı
Φ nyx-fallen angel Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Ben kitabi daha cok beyendim. Film guzeldi ama kitabtaki heycani filmde bulamadim . Alıntı
Φ APHRODITES Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 18 Mayıs , 2009 Bilimle inancın çatışması..... . . Flimi beğendim.İllüminati tarikatı, kilise ile anlaşmazlık söz konusu olduğunda bilimin dinin dogmalarından kurtulması gerektiği inancını savunan bir topluluk olarak Galileo döneminde ortaya çıkıyor.Illuminati’nin durdurulması olanaksız bir saatli bombaya benzediğini öğrenen Langdon, Roma’ya giderek orada İtalyan bilim insanı olan Vittoria Vetra ile güçlerini birleştirir. Nedir bilim?Sorandır,kuşku duyandır,kanıt arayandır...Bilimin sorusu vardır,yanıtı yoktur.Yanıtı siz bulacaksınız.Yanıt kanıtlanmaya göre değişir.Ama dogma değişmez.Dogmanın sorusu yoktur,yanıtı vardır.Fark değil ,zıtlıktır.Bir şeyin yanıtları var ve soruları yoksa dogmadır.Soruları var,yanıtını sizin bulmanız isteniyorsa,o bilimdir.Flimden de anlaşılacağı gibi yine güçlü ve kazanan bilim oluyor. Saygılarımla... Alıntı
Φ harent Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 31 Mayıs , 2009 Dan Brown'un butun kitaplarini okudum, gercegi katayim derken bence fazla gercek ustu oluyor, pek etkileyici yani da kalmiyor. Yani kisacasi, Tom Hanks'i cok severim, bayagi yaslanmis, kiloda almis, ama onun disinda bana cok ozelligi olan harika bir film gibi geldi diyemem... Da Vinci Kodu da filmin yarisinda birakmistim ve bir daha izlemedim. Fazla komplo teorileri kurulan seyler sanirim ilgi cekici gelmiyor, kisisel gorusum... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.