Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
vallahi bu kadercilik anlayışı öyle şeylere kadirdir ki anlatmakla, anlaşılmakla bitmez..

örneğin kızına yıllarca bodrumda tutup da tecavüz edip ondan çocuk sahibi olan sapığın da kaderinin bu şekilde yazılmış olabileceği söylenebilir..mesela ben veya birbaşkası yeterince inançlı olmadığından ötürü veya ibadet etmediğimizden dolayı cehennee gideceksek, kardeşim benim kaderim böyle yazılmış ne yapabilirim...madem böyle yaşayacağım belliydi daha önceden, o zaman benim suçum ne ??

mesela hitler'den bahsedelim...eğer inançlı bir hristiyan olduğu için cennete değil de katlettiği insanlar yüzünden cehenneme gidecekse (ki şüpheliyim bu durumdan) onun ne suçu var kardeşim, yazılmış o da katletmiş..

bırakın şu kaderciliği ve yapılan hatalar ve işlenen suçlardan ötürü Allah'ı suçlayarak kendinizi soyutlamaya çalışın...

Allah Muhsin Yazıcıoğlu'na rahmet eylesin...o da kadere kurban gitmiş demek...!!!!,

....

Bumu sizin kader anlayışınız..kimden öğrendiniz bunu?

  • Cevaplar 108
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Bumu sizin kader anlayışınız..kimden öğrendiniz bunu?

benm kadercilik anlayışım yok, çünkü ben insanların kendi kaderlerini kendilerinin çizdiklerine inanırım..

bizi yaratanın olacak bitecek herşeyi önceden yazdığına sonra da olacakları sadece seyre koyulduğuna inanmam..

ve ayrıca insanların yaptıkları hatalardan dolayı kaderden dem vurmasını da sorumluluğu onu yaratana atmaya çalıştılarına yorarırım..dediğim gibi benim bir kader anlayışım yok..buna anlayışsızlık da denilebilir :) ancak verdiğim örnekler birçok insanın kader anlayışı...Hitler vb. örnekler de çok uç örnekler olmakla beraber daha ileri gidince haklılık payı çıkarılabilecek örneklerdir..eğer bir kadercilik anlayışınız varsa onu tartışalım..çünkü benim kimseden öğrendiğim veya kafama zorla sokulan anlayışlarım, düşüncelerim, dogmalarım yok !!!

Gönderi tarihi:
benm kadercilik anlayışım yok, çünkü ben insanların kendi kaderlerini kendilerinin çizdiklerine inanırım..

bizi yaratanın olacak bitecek herşeyi önceden yazdığına sonra da olacakları sadece seyre koyulduğuna inanmam..

ve ayrıca insanların yaptıkları hatalardan dolayı kaderden dem vurmasını da sorumluluğu onu yaratana atmaya çalıştılarına yorarırım..dediğim gibi benim bir kader anlayışım yok..buna anlayışsızlık da denilebilir :) ancak verdiğim örnekler birçok insanın kader anlayışı...Hitler vb. örnekler de çok uç örnekler olmakla beraber daha ileri gidince haklılık payı çıkarılabilecek örneklerdir..eğer bir kadercilik anlayışınız varsa onu tartışalım..çünkü benim kimseden öğrendiğim veya kafama zorla sokulan anlayışlarım, düşüncelerim, dogmalarım yok !!!

******

Kadere inanan Hiç kimse senin verdiğin örneği kabul etmez.

İnanmaya bilirsin inanmasanda kaderin anlamını idrak etki bizim kader anlayışımızı gör.

Yoksa kendi kafanda verdiğin şekil bizim kader anlayışımız değildir bizlerin adına kader buymuş buna diyorlarmış diye söyleme.

Gönderi tarihi:
******

Kadere inanan Hiç kimse senin verdiğin örneği kabul etmez.

İnanmaya bilirsin inanmasanda kaderin anlamını idrak etki bizim kader anlayışımızı gör.

Yoksa kendi kafanda verdiğin şekil bizim kader anlayışımız değildir bizlerin adına kader buymuş buna diyorlarmış diye söyleme.

tamam o zaman ben de kader anlayışımın söz konusu olmadığından dolayı tartışalom diyorum..neymiş kadercilik, neymiş kadercilik anlayışı ?? ayrıca verdiğim örneklerde bahsetmek istediğim yaptıklarını sorumululuğundan kaçmaya çalışan insanların suçu kadere atması ki bu şekilde hareket edip kaderi bu şekilde algılayan insanların sayısı hiç de az değil..siz söyleyin kader anlayışınızı ben sizin kader anlayışınız budur demedim..kuşkusuz dinin her konusunda çok fazla tartışma, çok fazla görüş, çok fazla muğlak konu varken kader de bunun olması gayet normal...

Gönderi tarihi:

Rahmetli Muhsin Yazıoğlu sağlığında gerçekleştiremediği Büyük Birliği ölümünde gerçekleştirdi..

Türkiyede yaşanmış sayılı muazzam ve muhteşem bir cenaze töreniydi..

 

Her ne kadar onun acısını gazeteci İsmail Güneş'in acısı bastırdıysada yüreklerimizde..

Gönderi tarihi:
Rahmetli Muhsin Yazıoğlu sağlığında gerçekleştiremediği Büyük Birliği ölümünde gerçekleştirdi..

Türkiyede yaşanmış sayılı muazzam ve muhteşem bir cenaze töreniydi..

 

Her ne kadar onun acısını gazeteci İsmail Güneş'in acısı bastırdıysada yüreklerimizde..

Hangi birlikten bahsediyorsunuz? Cenaze törenine katilmak ile kendi hayallerimizdeki birlik düsüncesinin ne alakasi var? Türkiye bu tür cenaze törenlerini cok yasadi ve sonra o hayal ettigimiz birlik birden ortadan kalkmisti.

Cenaze törenlerinide artik siyasi amacli yapmaya basladik galib.

Gönderi tarihi:
Ses kaydındaki KORKUNÇ ŞÜPHE!

 

Helikopter kazasında korkunç şüphe! Ses kaydında gözden kaçan bir nokta kafaları karıştırdı. İŞTE O SES KAYDI;

 

ANKARA- Muhisin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin öldüğü helikopter kazası sırasında İHA muhabiri İsmail Güneş ile 112 acil servisi arasında geçen konuşma metinlerinde inanılmaz bir çelişki var. Konuşma metninin basına yansıyan bölümünde yer alan çelişki kafaları karıştırdı. Çünkü,İsmail Güneş, helikopterde bulunanların sayısına ilişkin hiçbir bilgi vermeden 112 acil serviste telefonu yanıtlayan görevli bayan, tam sayıyı söylüyor. Peki bu nasıl olabilir?

 

İDDİALAR

İHA'nın ele geçirip servise koyduğu ve tüm basın kuruluşlarında 'aynen' yayınlanan konuşma bandı ve konuşma metinlerinde hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak bu çelişkinin nedeni olarak şu olasılıklar söz konusu

- Konuşmanın tamamı verilmedi.

- Konuşma metni İHA tarafından montajlandı.

- Basına dağıtılan metin kurmaca.

- Büyük bir suikast operasyonu yapıldı.

 

GÖREVLİ KİM?

 

112 acil serviste İsmail Güneş ile görüşmeyi yapan 112 servisindeki görevli bayanın kim olduğuna ilişkin hiçbir haber yayınlanmadı. Konuşma ile ilgili çok sayıda haber yapılırken, görevliyi bulup konuşmak kimsenin aklına gelmedi. Bu tür olaylarda olayın yaşayan tek tanığı olan, helikopterdekiler ile son konuşmayı yapan görevli neden gizli tutuldu? Basın neden bu görevliyi bulup röportaj yapmadı, bir tek fotoğrafı yayınlanmadı? Tüm bu sorular ve metnin montajlı olup olmadığı kulislerde tartışılıyor.

 

HANGİ BİRİM?

 

Bir başka iddia da, 112 görevlisinin irtibat kurduğu emniyet biriminin neresi olduğuna ilişkin. 'Emniyetle irtibat kurdum, yerinizi bulmaya çalışıyorlar" diyor ama konuşma kaydında bir başka hattan emniyetle konuştuğuna dair hiçbir ses yok . Diğer hattan polisle yaptığı konuşmanın da bant kaydına yansımamasının nedeni ne? İrtibat kurduğu emniyet birimi neresi ve oradaki görevli kim ve ne bir işlem yaptı? Bu soruların da karşılığı hiç konuşulmadı. O emniyet birimi ve oradaki görevlinin ne tür bir işlem yaptığı, yaptığı işlemin neden uzun sürdüğü soruları da hala yanıtsız.

 

İŞTE KONUŞMA METNİ

 

 

Basına servis edilen ve çelişkinin açıkça görüldüğü konuşma metnine göre;İsmail Güneş helikopterde bulunanların sayısına ilişkin hiçbir açıklama ya da işaret vermeden, görevli bayan; "Diğer beş kişi yanınızda değil mi?" diyerek tam sayıyı veriyor. Konuşma metni aynen şöyle:

 

112 görevlisi : 112.

 

İsmail Güneş (İ.G): Ben İHA Muhabiri İsmail Güneş, helikopter ile düştük.

 

112 : Nerede? Neredesiniz?

 

İ.G : Bilmiyorum nerede olduğumuzu. BBP Genel Başkanı Yazıcıoğlu ile birlikteydik.

 

112 : Neredesiniz?

İ.G : Hatırlamıyorum.

 

112 : Etrafınıza bakın, ne görüyorsunuz?

 

İ.G : Her taraf kar, sis. Her taraf sis.

 

112 : Helikopteri nereden kiraladınız?

İ.G: Bacağım kırık olduğu için konuşamıyorum. Erhan ağabey nereden çıkış yapmıştık. Çağlayancerit orada bir yerde düştük. Hangi yere düştüğümüzü hatırlamıyoruz, her taraf sis, göremiyorum. ... 35 00 benim numaram.

 

112 görevlisi: Telefonu kapatmayalım, yerinizi tespit etmeye çalışıyoruz.

 

İ.G : Kahramanmaraş'ın dağlarından, her taraf sis. Göremiyorum.

 

112 görevlisi: Parti merkezinden kiminle görüşebiliriz, sizinle ilgili?

 

İ.G : Bilmiyorum, şarjım bitmek üzere. Alo. Biz nereye gidiyorduk? Yozgat tarafında bir yere gidiyorduk hanımefendi.

 

112 görevlisi: Kapatmayın yerinizi tespit etmeye çalışıyorlar.

İ.G : Erhan ağabey, nereden geldik, nereye gidiyoruz. Şu an Çağlayancerit'ten gelip, nereye gidiyoruz. Yozgat-Yerköy mü? Çağlayancerit'ten, Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz. Burası çok soğuk. Alo. Yer tespit edemiyor musunuz?

 

112 görevlisi: Siz kapatmayın beyefendi telefonu.

İ.G : Hanımefendi şarjım bitecek.

 

112 görevlisi : Alo, Alo. İyi misiniz?

İ.G : Kötüyüm, ayağım kırık.

 

112 görevlisi: Şu anda siz helikopteri görebiliyor musunuz?

İ.G : Şu anda helikopterin içindeyim.

 

112 görevlisi: Alo. diğer beş kişi yanınızda değil mi şu anda? Size cevap verebiliyorlar mı?

 

İ.G : Diğerlerinden ses yok. Erhan ağabey, Erhan ağabey de ıhlayarak cevap veriyor. Alo, hanımefendi, yerimizi tespit edemediniz mi?

 

112 görevlisi: Şu anda emniyet bulmaya çalışıyor, sakin olun.

 

İ.G: Erhan ağabey, ıhlıyor sadece. Bende üşümeye başladım. Ben sakin olmaya çalışıyorum.

 

112 görevlisi: Sakin olmaya çalışın, tespit etmeye gayret ediyorlar.

İ.G: Muhsin Bey'i göremiyorum.

 

112 görevlisi: Aynı helikopter ile mi havalandınız?

İ.G: Evet. Ayağım çok kötü kırıldı. Ölen de var herhalde. Bu arkadaş kim ya.

 

112 görevlisi: Ayağı kırık, yerinden kımıldayamıyorum. Emniyetle görüşüyorum.

İ.G: Alo, hanımefendi.

 

112 görevlisi: Açık kalsın telefon.

 

İ.G: Şarjım bitmek üzere. Benim numaramı görebiliyor musun?

 

112 görevlisi: Kapatmayalım, ulaşıyorlar, kapatmayalım numarayı. Sizin nereye gittiğinizi anladık. Yozgat-Yerköy'e gidiyoruz dediniz.

 

İ.G: Alo. Sakin olalım da şu anda donuyoruz burada, ayağım da kırık.

 

112 görevlisi: Kapatmayın, bir saniye.

İ.G: Alo. Erhan ağabey, Erhan ağabey. Sen kalkabiliyor musun yerinden? Hanımefendi.

 

112 görevlisi: Şarjınız bitinceye kadar açık kalsın, aramaya devam ediyorlar çünkü. Kapatmayın alo.

 

İ.G: Alo. Ayağım kırıldı.

 

112 görevlisi: Başka yerinizde kanama var mı?

 

İ.G: Gözükmüyor.

112 görevlisi: Kravatınız var mı? İp gibi kravat gibi bir şeye elinizi uzatabilir misiniz?

 

İ.G: Kravat yok. Şu anda gözükmüyor.

 

112 görevlisi: Polis ekipleri yerinizi bulmaya çalışıyor. Siz moralinizi yüksek tutun. Zaten sizin yerinizi tespit edecekler. Edemediler daha. Tespit etmeye devam ediyor.

 

İ.G: Herkes öldü herhalde.

 

112 görevlisi: Kanamadan dolayı sessiz kalmış olabilirler, endişe etmeyin, sizi kurtaracaklar.

 

İ.G: Erhan ağabey, Erhan ağabey. Kırık ayağımın altında, kaval kemiğinde. Kanama değil, kırıldı ya.

 

112 görevlisi: Alo, beyefendi. Şu anda bacağınızın durumu nasıl?

 

İ.G: Ağrıyor. Alo. Yeri tespit edemediniz mi? Donmaya başladım, üşümeye başladım. Üşüyorum. Tipi var. Helikopterin içine girdim. (İnleme sesleri) Buradakiler öldü herhalde ya. Erhan ağabey, Erhan ağabey.Yok. Kimseden ses gelmiyor, gelmiyor. Eyvah çok kötü.

 

112 görevlisi: Ayağınız sıkıştı mı?

 

İ.G: Evet. (inlemeler) Tespit edemediler mi ya. (inleme) Ayağımı oynatamıyorum.

 

112 görevlisi: Emniyet yerinizi tespit etmeye çalışıyor.

 

İ.G: Erhan ağabey. Ağabey bir kendine gelmeye çalış. Bak ben kendime gelmeye çalışıyorum. Yatıyor ıhlıyor.

 

112 görevlisi: Başka kimseden ses gelmiyor mu?

İ.G: Yok , yok. Çok kötü ayağım kırıldı. (İnleme) Hanımefendi hala bulamadınız mı yerimizi? Burada donacağız, diğer insanlar öldü herhalde. (İnleme sesleri) Ayağımı oynatamıyorum. Çok pis kırıldı ayağım. Yerimizi ne zaman tespit edeceksiniz hanımefendi..

Gönderi tarihi:

Neresinden bakarsanız bakın bu olay korkunç bir rezalet ve yüz karasıdır. Bu ülkede niye bir iktidar ve onun görevlileri, bürokratları var? Bu adamların akıllarında devleti ele geçirmekten başka hiç bir düşünce olmadığının, insanların ne acılarını, ne hayatlarını zerre kadar umursamadıklarının açık kanıtıdır bu. Uçak kazasında da aynı sorumsuzluğu sergilediler. Koca koca sorumlu makam işgal eden adamlar yalan yanlış açıklamalar yaptılar. Bu olay ise rezaletin daniskasının daniskasıdır.

 

Köylüler helikopteri görmüş, gürültüyü duymuş ve yanık kokusunu almışlar. Sinyal yayan en az bir adet cep telefonu var. Buna rağmen bu helikopterin yerinin belirlenememesi, açıklanması olası olmayan çok büyük bir yüz karasıdır. Bu ülkede görevli, sorumlu diye birileri YOK DEMEKTİR BU!

 

Bunların dertleri güçleri ergenekona daha kimi bulaştırıp tutuklayabiliriz? Bunun tasası! Bütün benlikleriyle buna kilitlenmişler. Başka hiç bir şey umurları değil.

 

Bu arada; olumsuz hava koşullarında yüksek dağların üzerinden helikoperle geçmek, ancak kadere tevekkül ile açıklanabilecek bir olaydır. Arabasına "Allah korusun, Allahın dediği olur" yazıp besmele ile hareket edip ne kemer takmak, ne lastiklere frene ön düzene baktırmak için servise dört senedir uğramamış olmak gibidir...

Gönderi tarihi:
Hangi birlikten bahsediyorsunuz? Cenaze törenine katilmak ile kendi hayallerimizdeki birlik düsüncesinin ne alakasi var? Türkiye bu tür cenaze törenlerini cok yasadi ve sonra o hayal ettigimiz birlik birden ortadan kalkmisti.

Cenaze törenlerinide artik siyasi amacli yapmaya basladik galib.

 

Ürktünüzmü? :)

Yok hiçte öyle bir hayalim yok görünen köy kılavuz istemez,size bir şey söyleyeyimmi aslında bu ülkede birlik ve beraberlik hep var olmuştur zaman zaman bu birliği ve beraberliği çekemeyip ortalığı karıştıranlar olmasa..Haksızmıyım?

Ayırca cenaze töreni deyip geçmeyin sosyalleşmede etkisi büyüktür..

Gönderi tarihi:

NTV 'de CANLI GAZETEDE......

Baskın Oran anlatıyor...

Muhsin Yazıcıoğlu 2006 da bana BBP yöneticisini göndererek özel görüşmek istediğini bildirdi.. Kabul Ettim

Ama o dönemde görüşemedik..

Ölmeden 12 gün önce aynı yönetici ile tekrar haber gönderdi listedeki 10 kişiyle oturup görüşmek istediğini iletti...

Liste deki kişiler : baskın oran,ahmet altan, kezban hatemi ,oral çalışlar,nuray mert ...

 

Kezban Hatemi bu toplantı listesini ve kendisinede gönderilen listeyı ve Muhsin

Yazıcıoğlunun isteğini kabul ettiğini onayladı...Ölümünden birkaç saat önce kendisiyle görüştüğünü onayladı...

 

Muhsin Yazıcıoğlu tarafından görevlendirilen yönetici Dr.Selçuk Özdağ bu toplantı girişimini ve toplantıya çağrılan bu listeyi doğruladı....

 

Hırant Dink' in ölümünün Türkiye için kayıp olduğunu ve Hırant için Muhsin Yazıcıoğlunun şiir yazdığını anlatan ve şiirini okuyan Dr. Selçuk Özdağ anlattı...

 

 

2006 da değişime yönelik bu girişimlerde bulunan Muhsin Yazıcıoğlu o tarihten itibaren 6 (Kezban Hatemiye görede 18 ) trafik kazası geçirdi......

Gönderi tarihi:
Delinin biri kuyuya taş attı, şimdi 40 akıllı çıkarmaya çalışır.

 

Yıkın Ergenekon'un üstüne olsun bitsin. Ne kıvırıyorsunuz, adresiniz hedefiniz belli.

:lol::clover: Taylan Abi, sinekten yağ çıkar mı çıkar. Bunlar sinekten kaç mikrogram yağ çıkar, kaç sinekten bir miligram yağ çıkarabiliriz, bu yağ ile ne iş çevirebilirizin hesabına düştüler.

 

Yani kalmadı ha, dünyada Türkiye Cumhuriyeti Devletini köşeye sıkıştırmak için yardıma çağırmadıkları bir güç kalmadı! Ellerinden gelse sineği böceği Türkiye üzerine doğru yönlendirecekler!

 

Hele Yazıcıoğlu'nun görüşme listesinde olduğu iddia edilen zevattan "Patrik Hazretleri" lafını ağzından eksik etmeyeni ömür yani! Bir başka Hazret! de taa Atlantik ötesinden işe karışmadan duramadı yine... :D

Gönderi tarihi:
Ürktünüzmü? :)

Yok hiçte öyle bir hayalim yok görünen köy kılavuz istemez,size bir şey söyleyeyimmi aslında bu ülkede birlik ve beraberlik hep var olmuştur zaman zaman bu birliği ve beraberliği çekemeyip ortalığı karıştıranlar olmasa..Haksızmıyım?

Ayırca cenaze töreni deyip geçmeyin sosyalleşmede etkisi büyüktür..

Neden ürkeyimki? Herkes her seyi kedisine göre öyle büyütürki sanki tüm dünya ona aittir. Ben gerceklere bakarim.

Gönderi tarihi:
Ürktünüzmü? :)

Yok hiçte öyle bir hayalim yok görünen köy kılavuz istemez,size bir şey söyleyeyimmi aslında bu ülkede birlik ve beraberlik hep var olmuştur zaman zaman bu birliği ve beraberliği çekemeyip ortalığı karıştıranlar olmasa..Haksızmıyım?

Ayırca cenaze töreni deyip geçmeyin sosyalleşmede etkisi büyüktür..

vallahi ben ürktüm sevgili dünyahepimizin'i bilmem ama..

neden ürktüm peki ??

cenaze töreninde cihada gider gibi açıklama yapan BBP'li yöneticiden ürktüm..

her cümleden sonra yine fetihe gider gibi tekbirler getirerek avazları çıktıkları kadar bağıran yığınlardan ürktüm..

gözlerinden kin ve nefret sezilen ve her an bir tarafa saldıracakmış izlenimi veren insanlardan ürktüm..

Hrant Dink'i katledenlerin işbirliği yaptıkları partinin mensuplarının, bu suça bulaşmış oldukları konusunda şüphe götürmeyecek tavır ve davranışlarda olmasından dolayı ürktüm..

ürktüm çünkü edilen yeminlerde yalnızca din ve ırk ön plana çıkarılmış, bu uğurdaki kişilerin övüldüğünü duydum..

ürkmemin sebebi birlik ve berberliğin var olmasından dolayı değil..

çünkü bu bir birlik ve beraberlik değil..

bu tek bir dinin hatta tek bir mezhebin ön plana çıkarılarak gayrimüslimlerin hedef gösterilmesi operasyonu,

tek bir ırkın yüceltilmesiyle diğerlerinin baskı altına alınmaya çalışılması,

eğer birlik ve beraberlikten bahsediyorsak buranın bu konudaki en büyük zıt örnek olduğunu söylememiz gerekir..

ortalığı karıştırdığı söylenenler ise bizzat bu kafalardaki arkadaşlardır, maalesef...

Gönderi tarihi:
vallahi ben ürktüm sevgili dünyahepimizin'i bilmem ama..

neden ürktüm peki ??

cenaze töreninde cihada gider gibi açıklama yapan BBP'li yöneticiden ürktüm..

her cümleden sonra yine fetihe gider gibi tekbirler getirerek avazları çıktıkları kadar bağıran yığınlardan ürktüm..

gözlerinden kin ve nefret sezilen ve her an bir tarafa saldıracakmış izlenimi veren insanlardan ürktüm..

Hrant Dink'i katledenlerin işbirliği yaptıkları partinin mensuplarının, bu suça bulaşmış oldukları konusunda şüphe götürmeyecek tavır ve davranışlarda olmasından dolayı ürktüm..

ürktüm çünkü edilen yeminlerde yalnızca din ve ırk ön plana çıkarılmış, bu uğurdaki kişilerin övüldüğünü duydum..

ürkmemin sebebi birlik ve berberliğin var olmasından dolayı değil..

çünkü bu bir birlik ve beraberlik değil..

bu tek bir dinin hatta tek bir mezhebin ön plana çıkarılarak gayrimüslimlerin hedef gösterilmesi operasyonu,

tek bir ırkın yüceltilmesiyle diğerlerinin baskı altına alınmaya çalışılması,

eğer birlik ve beraberlikten bahsediyorsak buranın bu konudaki en büyük zıt örnek olduğunu söylememiz gerekir..

ortalığı karıştırdığı söylenenler ise bizzat bu kafalardaki arkadaşlardır, maalesef...

Ben cenaze törenini seyretmedigim icin tabiiki detaylarini sizin gibi bilmiyorum. Anlattiginiz detaylar dogrultusunda zaten neden Türkiye'nin seriat tehlikesi altinda oldugu acikca görülüyor. Yani seriatin savunuculari ve besleyiciler sadece AKP ve SP degil, sözde milliyetci ve muhazafekar gecinen partiler.

Gönderi tarihi:
vallahi ben ürktüm sevgili dünyahepimizin'i bilmem ama..

neden ürktüm peki ??

cenaze töreninde cihada gider gibi açıklama yapan BBP'li yöneticiden ürktüm..

her cümleden sonra yine fetihe gider gibi tekbirler getirerek avazları çıktıkları kadar bağıran yığınlardan ürktüm..

gözlerinden kin ve nefret sezilen ve her an bir tarafa saldıracakmış izlenimi veren insanlardan ürktüm..

Hrant Dink'i katledenlerin işbirliği yaptıkları partinin mensuplarının, bu suça bulaşmış oldukları konusunda şüphe götürmeyecek tavır ve davranışlarda olmasından dolayı ürktüm..

ürktüm çünkü edilen yeminlerde yalnızca din ve ırk ön plana çıkarılmış, bu uğurdaki kişilerin övüldüğünü duydum..

ürkmemin sebebi birlik ve berberliğin var olmasından dolayı değil..

çünkü bu bir birlik ve beraberlik değil..

bu tek bir dinin hatta tek bir mezhebin ön plana çıkarılarak gayrimüslimlerin hedef gösterilmesi operasyonu,

tek bir ırkın yüceltilmesiyle diğerlerinin baskı altına alınmaya çalışılması,

eğer birlik ve beraberlikten bahsediyorsak buranın bu konudaki en büyük zıt örnek olduğunu söylememiz gerekir..

ortalığı karıştırdığı söylenenler ise bizzat bu kafalardaki arkadaşlardır, maalesef...

Rahmetli yazıcıoğlu nun yerine bir başkası olduğunu düşünebiliyormusunuz.....Örn..ahmet türk-emine ayna,dünya güzeli sebahat tuncel yada ufuk uras gibi.

Siz o zaman görsevektiniz cihadı!

Bunca haksızlıktan,yalandan dolandan göre göre ölüme terkedilen bu insanlara yapılana karşı ne yapacaklardı,ne yapmalarını bekliyordunuz ?

 

Ürkmeniz yerindedir ve doğrudur...

Zihniyeti belli, dünyayı sırf kendi gözüyle görenlerin ürkmesi gayet doğaldir.

 

Yazıcıoğlu ne büyük insansınki ,ne mutlu sanakı ülkenin bütünlüğünden birliğinden rahatsız olanlar cenazenden bile korkuyor ,ürkütüyor.

Gönderi tarihi:
Rahmetli yazıcıoğlu nun yerine bir başkası olduğunu düşünebiliyormusunuz.....Örn..ahmet türk-emine ayna,dünya güzeli sebahat tuncel yada ufuk uras gibi.

Siz o zaman görsevektiniz cihadı!

Bunca haksızlıktan,yalandan dolandan göre göre ölüme terkedilen bu insanlara yapılana karşı ne yapacaklardı,ne yapmalarını bekliyordunuz ?

 

Ürkmeniz yerindedir ve doğrudur...

Zihniyeti belli, dünyayı sırf kendi gözüyle görenlerin ürkmesi gayet doğaldir.

 

Yazıcıoğlu ne büyük insansınki ,ne mutlu sanakı ülkenin bütünlüğünden birliğinden rahatsız olanlar cenazenden bile korkuyor ,ürkütüyor.

boşuna söylediklerimi çarpıtmaya çalışmayın..ne demek istediğimi herkes çok iyi biliyor..

birlik beraberlikten bahsedip de örnek isimler verip hedef gösteriyorsunuz..

bu ülkenin insanlarının birliğinden bahsederken kastedilen din ve ırk birliğiyse ve yapılmaya çalışılan buysa bu birleştirici değil, ayrıştırıcı ve dışlayıcı bir unsurdur..bu ülke insanlarını bir arada tutan şey farklılıkların bir arada barışça birlikte yaşayabilme iradesidir..fazlası değil..

Gönderi tarihi:
Rahmetli yazıcıoğlu nun yerine bir başkası olduğunu düşünebiliyormusunuz.....Örn..ahmet türk-emine ayna,dünya güzeli sebahat tuncel yada ufuk uras gibi.

Siz o zaman görsevektiniz cihadı!

Bunca haksızlıktan,yalandan dolandan göre göre ölüme terkedilen bu insanlara yapılana karşı ne yapacaklardı,ne yapmalarını bekliyordunuz ?

 

Ürkmeniz yerindedir ve doğrudur...

Zihniyeti belli, dünyayı sırf kendi gözüyle görenlerin ürkmesi gayet doğaldir.

 

Yazıcıoğlu ne büyük insansınki ,ne mutlu sanakı ülkenin bütünlüğünden birliğinden rahatsız olanlar cenazenden bile korkuyor ,ürkütüyor.

 

Sözlerinize katiliyorum ve diyorum ki,eger o bahsettiginiz isimlerden birisi olsaydi inanin ki Avrupadan birileri cikip gelir ve arastirin bunda bir suikast kokusu var derdi.Aynen Hrant Dink cinayetinde yasadigimiz gibi,ortalik slogandan gecilmez en basta Baskin Oran ve Altan kardesler piyasaya dökülürdü.

 

saygilarla

Gönderi tarihi:
Sözlerinize katiliyorum ve diyorum ki,eger o bahsettiginiz isimlerden birisi olsaydi inanin ki Avrupadan birileri cikip gelir ve arastirin bunda bir suikast kokusu var derdi.Aynen Hrant Dink cinayetinde yasadigimiz gibi,ortalik slogandan gecilmez en basta Baskin Oran ve Altan kardesler piyasaya dökülürdü.

 

saygilarla

 

Hrant Dink katliamıyla bunu nasıl bir tutuyorsunuz bir türlü anlayamıyorum..

Ülkenin birlik ve beraberliğinden bahsedenler bazı isimler sayıp hedef gösteriyorlar..

Herhalde kendi bakış açılarından olan, din ve ırk üzerinden siyaset yapanların birlik ve beraberliğini kastediyorlar..

Geriye kalanlar ise, "öteki", "vatan haini" , "din düşmanı" vs..

Eğer gerçekten iddia edildiği gibi bir suikast söz konusuysa sonuna kadar gidilsin ve bir an önce çözüme kavuşturulsun..

Ancak ülkemizin faili meçhul cinayetler cenneti olması, bu dileğin hayalden öteye geçmesine el vermez..

Ayrıca gerçekten bu bir suikastse, hayatında pek de parlak olmayan sicili dolayısıyla Muhsin Yazıcıoğlu'nun da böyle bir sonla karşılaşması, sadece bu tip karanlık işlere bulaşmış insanların sonlarından biri olarak karşımıza çıkacaktır..Bu nedenle de başkasına yaptıklarının kendisine geri dönmesi konusunda, ülkenin yaşadıı sayısız travmadan sadece bir tanesi olmuş olacaktır, o kadar...

...

Gönderi tarihi:
Sözlerinize katiliyorum ve diyorum ki,eger o bahsettiginiz isimlerden birisi olsaydi inanin ki Avrupadan birileri cikip gelir ve arastirin bunda bir suikast kokusu var derdi.Aynen Hrant Dink cinayetinde yasadigimiz gibi,ortalik slogandan gecilmez en basta Baskin Oran ve Altan kardesler piyasaya dökülürdü.

 

saygilarla

Ne yani Hirant Dik'temi yoksa kazaya öldü?

Gönderi tarihi:
Ayrıca gerçekten bu bir suikastse, hayatında pek de parlak olmayan sicili dolayısıyla Muhsin Yazıcıoğlu'nun da böyle bir sonla karşılaşması, sadece bu tip karanlık işlere bulaşmış insanların sonlarından biri olarak karşımıza çıkacaktır..Bu nedenle de başkasına yaptıklarının kendisine geri dönmesi konusunda, ülkenin yaşadıı sayısız travmadan sadece bir tanesi olmuş olacaktır, o kadar...

...

Eger Yazicioglu gercekten suikaste kurban gittiyse bunun türkcesine "su testisi su yolunda kirilir" derler. Ama umarim kaza sonucu yasmini yitirmistir. Cünki insanlarin siyasi düsüncesi ve calismalari dolaysisiyla öldürülmeleri son bulmalidir. Bu ister Yazicioglu olsun ister onun karsi görüsünden olsun ister daha degisik insanlr olsun, kimse öldürülmemeli.

Gönderi tarihi:

12945.jpg

 

 

BTK'dan SKANDAL açıklama: Kazadan 55 dakika sonra enkazın bulunduğu koordinatları Kriz Merkezi, Jandarma ve

 

Emniyet'e bildirdik

 

BTK, kazadan 55 dakika sonra enkazın bulunduğu koordinatları Kriz Merkezi, Jandarma ve Emniyet'e bildirdi.

 

Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu'nun kazadan 55 dakika sonra enkazın bulunduğu koordinatları Kriz Merkezi, Jandarma

 

ve Emniyet'e bildirdiğinin ortaya çıkması Türkiye'de şok etkisi yarattı...

 

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası tam anlamıyla skandal olma yolunda.

 

Bu kez de Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu'nun (BTK) ilgili birimlere kazadan 1 saat sonra cep telefonu sinyalleri üzerinden kaza yerinin tam koordinatlarını gönderdiği ortaya çıktı.

 

Yer tespiti doğruydu

 

Ankara'yı karıştıran iddia BTK'nın 3 GSM operatöründen aldığı sinyallerle kazanın 1 saat sonrasında Başbakanlık Kriz

 

Masası'na enkazın birebir nokta olarak yer tespitini gönderdiği, ancak bu bilginin değerlendirmeye alınmadığı yönünde

 

oldu.

 

İddialara göre BTK enkaz bulunduktan sonra 27 Mart tarihinde kriz merkezine gönderdiği üzerinde Basın bülteni yazan bir

notta "Helikopterin bulunduğu bildirilen yer kaza meydana geldikten sonra 25.03.2009 tarihinde saat 16.25'te

 

kurumumuzca yapılan yer tespiti sonucunda ilgili mercilere bildirilen yer tespitiyle örtüşmektedir" denilmişti.

 

İlgililere gönderildi

 

Başbakanlık Kriz Merkezi, Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü'ne gönderildiği vurgulanan

 

ve şok etkisi yaratan belgenin ortaya çıkmasının ardından, BTK yetkilileri dün yaptıkları açıklamada basın

 

bildirisi şeklinde bir yazı hazırlamadıklarını belirtirken, şu bilgileri verdi:

 

"Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından, söz konusu helikopter kazasıyla

 

ilgili olarak bildirilen telefonların hizmet aldığı baz istasyonu ve hedef numaranın bulunabileceği 1 km eninde 30 km

 

boyunda aralık ile ilgili başlangıç ve bitiş açıları,

 

baz istasyonuna olan uzaklıkları ile koordinatlar aynı tarihte saat 16.25 itibariyle tespit edilerek ilgili kurumlara

 

bildirilmiş, nitekim enkaz, olumsuz coğrafi ve iklim koşullarına rağmen bildirilen bu bölgede yapılan aramalarda

 

bulunmuştur.

 

İlgili makamlara verilen bu bilgiler dışında, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından sözlü veya yazılı hiçbir açıklama

yapılmamış ve haber ajanslarına da herhangi bir basın bildirisi gönderilmemiştir."

 

BBP HAREKETE GEÇTİ

 

BTK'nın kriz masasına gönderdiği iddia edilen yazıda enkazın nokta olarak yer tespitinin kazadan bir saat sonra tespit

 

edildiği belirtilirken, BTK dün yaptığı açıklamada "Yer tespiti çalışmalarında varılan/varılacak sonuç telefonun ya da

 

telefonu kullanan kişinin birebir bulunduğu yeri göstermeyip o yerdeki baz istasyonlarının sıklık durumuna göre

 

bulunabilecekleri muhtemel alanı ifade etmektedir" dedi.

 

Ortalığı karıştıran bu iddiaların üzerine Büyük Birlik Partisi de harekete geçti.

 

Belgenin peşine düşen partililer iddiaların araştırılması için çalışmaya başladı.

 

30 km denmişti

Helikopter kazasının ardından koordinatlar konusunda yapılan açıklamalarda hep 30 kilometre çapında bir alandan

 

bahsedilirken, dün BTK tarafından yapılan açıklamada bu konuda ilk kez "baz istasyonu çevresinde

 

1 km eninde 30 km boyunda bir aralık çizildiği" belirtildi.

 

Bu da aranan alanın tahmin edilenden daha küçük olduğu yorumlarını beraberinde getirdi.

 

BUGÜN

Gönderi tarihi:

Ben Yazıcıoğlu'nun siyasi geçmişini, siyasi kimliğini ve gelecekte üstlenmesi olası siyasi misyonları değerlendirdiğimde bir komplo teorisi çıkarımı yapamıyorum.

 

O yüzden hani "cinayet gibi kaza" denir ya, bu olaya da "suikast gibi kaza" demekle yetiniyorum. Yazıcıoğlu'ndan da geçtim, orada bir insan telefonla yardım istemiş, canını dişine takıp kırık ayağıyla yaşama tutunmaya çabalamış.

 

Fakat başaramamış! Bu son derece trajik bir yüz karasıdır. Bu devletin teknik olanakları elbette vardır. Fakat bunları harekete geçirecek ve verimli, hızlı kullanacak olan siyasi sorumlulardır. Uçan bir araçla telsiz bağlantısı kesildiği anda derhal harekete geçecek olan bu mekanizma, en hızlı şekilde hareket eder ve sonuca ulaşır.

 

Tek bir baz istasyonu telefonun sadece kendisine ne kadar uzaklıkta olduğunu söyleyebilir. Bu da belli çapta bir çember anlamına gelir. Bu çemberin kalınlığı önemli değil. Zaten aramayı çemberin çeperinde yapacaksınız. Yani çember 1 km. kalınlığındaymış, 5 km. kalınlığındaymış, muhabbeti yok. Eğer ikinci bir baz istasyonu olsa, iki nokta belirlerdiniz. Üç baz istasyonu, hedefin yerini nokta olarak belirler.

 

Fakat buna gerek yok. Elektronik sinyal yayan cihazları izleyen ve yerini bulan seyyar cihazlar vardır. Bunları dünyada soyu tehdit altında olan vahşi hayvanları izlemek için kullanıyorlar. Hayvana takılan küçücük bir verici ile yönünü ve uzaklığını belirliyorlar. Çünkü bu cihazların antenleri TV anteni gibi yönlü çubuk antendir. Arka yönden sinyal almadığı için, basitçe sağa sola çevirdiğinizde, hedefin olduğu tarafta sinyal kuvvetlenir. Emniyet de bu cihazla bir sinyal yayımının hangi yönden, hangi mesafeden yapıldığını tespit edebilir. Askeri birimlerde de bu cihazlar vardır. Bir cep telefonu ise, açık olduğu sürece görüşme yapmasa bile düzenli aralıklarla sinyal yayınlar. Muhabirin konuşturularak şarjının bitirilmesi inanılmaz bir hata! Konuşmasına hiç gerek yok. Şarjı bitirilmese, telefon zaten sürekli sinyal yayacak.

 

Fakat iş, bu olanakları devreye sokacak siyasi iradede. Bu coğrafi ve iklim koşullarında yardımı ulaştırabilecek tek güç, askeriyedir. Yetkili komutanın telefonu çalar ve "şu noktada arama yapmak için birlik sevkedin" talimatı gelir, o da emrini verir, birliğini bildirilen noktaya sevkeder. Demez ki "bu beceriksizler kesin yanlış yer tespiti yapmışlardır, dur yine ben bir kontrol ettireyim bakayım!" Sana yetkili, sorumlu yerlerden talimat gelmiş, herhalde "ya şurdadır ya burda, olsa olsa şu tepenin baaaşııınnndaaa..." diye harita üzerinde o piti piti karamela sepeti oynamamışlardır diye düşünmen çok doğal!

 

Ama bundan sonra, başta böyle vurdumduymaz ve gözü devleti nasıl ele geçiririmden başka bir şey görmeyenler, bu uğurda kilit noktalara imam atayanlar da varken, demek güvenmemek ve kontrol etmek lazım. Askeriye ne de olsa bürokratik bir yapıdır. Bir birimi harekete geçirmek için kişisel insiyatif kullanmak öyle aklına estiği gibi olmaz. Kendi insiyatifinle teknik donanımlı bir ekibi harekete geçirirsin, bir kaza olur, bu sefer kime sordun da bu ekibi gönderdin?" diye başını yakarlar. Bu ülke, bir amirin "Y" harfini kullanmadan imza attığı için "evrakta sahtecilik" suçlamasıyla sekiz yıl hapis istemiyle yargılandığı bir ülke! Kendisine ateş edip silahı tutukluk yaptığı için kaçan banka soyguncusunu vurduğu için cezaevinde yatan güvenlik görevlilerinin olduğu bir ülke! Mecburen "sivilde her türlü teknik donanım var, bana birlik göndermem istenilen yer şüphesiz doğru yerdir, bunu ya GSM şirketlerinden, olmadıysa emniyetten kesin doğru istihbar etmişlerdir" diye düşünürsün. Hatta belki de GSM in oturduğu yerden çok daha kesin yer belirlemesi yapmış olduğunu düşünürsün. Senin ekibinin dağlarda anteni o tarafa bu tarafa yönlendirip gezmesine gerek bile olmadığını, doğrudan söylenen bölgeye intikal etmenin çok daha gerekli olduğunu düşünürsün. Yani senin derdin yer belirleme değil, söylenen yere ulaşmaktır. Yer belirlemenin mantıken yapılmış olduğunu varsayarsın.

 

Fakat işte... Mantığın durduğu, hatta pek olmadığı, varsa da çalıştırılmasının pek doğru bulunmadığı yer, Türkiye...

Gönderi tarihi:
Rahmetli yazıcıoğlu nun yerine bir başkası olduğunu düşünebiliyormusunuz.....Örn..ahmet türk-emine ayna,dünya güzeli sebahat tuncel yada ufuk uras gibi.

Siz o zaman görsevektiniz cihadı!

Bunca haksızlıktan,yalandan dolandan göre göre ölüme terkedilen bu insanlara yapılana karşı ne yapacaklardı,ne yapmalarını bekliyordunuz ?

 

Ürkmeniz yerindedir ve doğrudur...

Zihniyeti belli, dünyayı sırf kendi gözüyle görenlerin ürkmesi gayet doğaldir.

 

Yazıcıoğlu ne büyük insansınki ,ne mutlu sanakı ülkenin bütünlüğünden birliğinden rahatsız olanlar cenazenden bile korkuyor ,ürkütüyor.

 

:D hahaa vallahi kahkaha attım süpersin kafkas..

 

Eğer onlardan biri olsaydı...Şöyle bir manzara çıkardı ortaya,yakılan arabalar,kırılan işyeri camları taşlı sopalı polislere ve basına saldırı göndere tırmanıp bayrağı koparmaya çalışmalar,linç etmeye kalkmalar,değneklerle çiçekleri dövmeler,terörist başını örgütünü öven dovizlerle yürüyüşler..

Koşar adım AHİM gidip türlü iftiralarla ülkeyi şikayetler v.s v.s ne kadar tanıdık şeyler değilmi?

Ama ne hikmetse bunlardan ürkmeyenler iki tekbir sesinden ürkmüş...

Bizede burda ne demek düşer madem Türk'sün göster ürksün :w00t:

Gönderi tarihi:
:D hahaa vallahi kahkaha attım süpersin kafkas..

 

Eğer onlardan biri olsaydı...Şöyle bir manzara çıkardı ortaya,yakılan arabalar,kırılan işyeri camları taşlı sopalı polislere ve basına saldırı göndere tırmanıp bayrağı koparmaya çalışmalar,linç etmeye kalkmalar,değneklerle çiçekleri dövmeler,terörist başını örgütünü öven dovizlerle yürüyüşler..

Koşar adım AHİM gidip türlü iftiralarla ülkeyi şikayetler v.s v.s ne kadar tanıdık şeyler değilmi?

Ama ne hikmetse bunlardan ürkmeyenler iki tekbir sesinden ürkmüş...

Bizede burda ne demek düşer madem Türk'sün göster ürksün :w00t:

ne kadar basitçe özetlenmiş olay..

bir kaza ile bir katliam karılaştırılıyor..

eğer bir can öldürülmüşse insanlar buna olan tepkilerine tabi ki haykıracaklar meydanlarda..

sinip oturacak, tepkisizce kabullenecek değiller..

ve eğer bu anmalarda olaylar çıkıyor, taşlar sopalar havada uçuşuyor, pazerler insanları eziyor, polis coplarla saldırıyorsa bunun sorumlusu o anmayı gerçekleştirenler değil, buna engel olmaya kalkan, her fırsatta kalabalıktan, kendisine yönelik bir eleştiriden korkan ve bunu önlemek için de orantısız güç kullanan iktidarındır..

miting hakkı bir insanın yurttaşlık hakkıdır..bunu suçmuş gibi göstermeye çalışmak da ayrı bir tartışma konusudur..

biz bu ülkenin birliğinden bahsedenlerin ne kadar ayrılıkçı ve baskıcı olduklarından,bunun ülke barışına ne kadar büyük zarar verdiğinden bahsederek bundan çekindiğimizi,bundan korktuğumuzu dillendirdik..

ancak herkes anlamak istediği gibi anlıyor..

...

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.