Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Ülkenin bilim tarihine kara bir sayfa ile lekelendi. Karanlık ve yobazlık iktidarı sonunda bilime de müdahale etti. Üst yönetimi değiştirilen ve bilim düşmanlarının eline teslim edilen, bilime sırtını dönen, devletin gözbebeği konumunda bulunan en önemli bilim kurumu, Darwin ve evrim teorisini yayın organı olan bilim dergisinden çıkardı. Kurumun siyasallaştırıldığı alenen tescil edilmiş oldu. Bundan sonra ülkede her türlü yobazlık ve bağnazlığın, bilim dışılığın ve hurafenin cirit atmasını ibretle seyredebilirsiniz... Ülke tarihinde böylesi ağır bir utanç yaşanmamıştı... Alıntı
Φ jupi35 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Haklısın demirefe. Bu konu ile sabah ben de din felsefesi başlığı altında konu açmıştım. http://www.turkish-media.com/forum/index.p...howtopic=156185 maalesef liseden beri severek okuduğum bilim ve teknik dergisinin de işini bitirdiler. o dergi ki, astronomi ve astrofizik hakkında müthiş bilgiler edinmiş ve o gazla bir de teleskop satın almıştım. Dağ başında kapkaranlık bir ortamda teleskobunu kurup, gözle göremediğin bir galaksinin bulunduğu yere çevirince karşında belirivermesi gibi bir olayın insana verdiği hazzı anlatamam.. Atatürkün tüm mirasını yerle bir ettiler. Bilimin yerine hurafeyi, karanlığı koydular. Yazıklar olsun diyorum. Yazıklar olsun. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Açıkçası değerli kardeşim, ben bunlara karşıtlığımın ilk kez nefrete dönüştüğünü hissediyorum. Çünkü söylediğin gibi biz bu dergi ile büyüdük, ben bu derginin bağımlısıydım. Bir yere giderken en acil ihtiyaçlarım arasında yeniden okumak istediğim eski sayılarını yanıma alırdım. Bu idiyse amaçları, başardılar. Bu adamlardan tiksinesiye nefret ediyorum artık... Ellerimle yetiştirdiğim bir çocuğu kaybetmiş kadar üzgün ve öfkeliyim... Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 İlim ve bilim dilimlenmiş çay servisine eklenmiştir.Buyrunnnn Çok yakında tüm yayınlar yavaş yavaş eski Türkçe alt yazılara geçer. Fırça yerini misvak'a bırakır. Isparta Ülkemizin sanayi merkezi olur. (gülyağı fabrikaları ile) Turizm de şakır şakır rialler akar bize bizde şeytan taşlamada kullanılan taşları tarihi yerlerin taşlarından yapar ihraç ederiz. Bizde o kadar çok ki gavur tarihi Hem bu arada gavurlardan da intikamımızı almış oluruz. Kimse içki içmez sapkınlıklar olmaz Diazem en kıral baş tacımız olur. Biz erkekler için de süperrr Evde kral olacağız kralll dıt dedi mi boş ol silahını kullanacağız. Huzur gelecek huzur Size de birşey beğendiremiyoruzzz Alıntı
Φ gugukcuk Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Şimdi okudum konu ile çok alakalı olduğundan alıntılayıp bilgilerinize sunmak istedim.Kaynak BBC.com 'Yaratılış fen bilimleri derslerinde tartışılacak' Yaratılış düşüncesinin İngiltere'de fen bilimleri derslerinde tartışılacağını aktaran Daily Telegraph gazetesi, bu adımla, öğrencilerin yaşamın kökeni üzerine düşünmeye teşvik edilmek istendiklerini yazıyor. Yaratılış hikayesinin 11-14 yaş grubundaki öğrencilere okutulacak fen bilimi ve din dersleri için nasıl kullanılabileceğini ortaya koyan rehber kitaplar okullara gönderilmeye başladı. Yeni modüllerle Charles Darwin'in evrim teorisinin, karşıtı olan yaratılış düşüncesi veya onun son hali olan akıllı tasarım teorisiyle birlikte verilmesi planlanıyor. Okullara gönderilen rehber kitaplar, yaratılış düşüncesinin dini eğitimde öğretilmesini, ancak bilim derslerinin müfredatına girmemesi gerektiğini vurguluyor. Ancak, bu konunun fen bilim derslerinde tartışılmasına izin verildiği belirtiliyor. Birşeyler mi değişiyor ? Sevgilerimle, Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 10 Mart , 2009 Yobazlık,körü körüne aşılacak değerin kendisidir. Kalkıp da "bilim üzerinden teorileri" bu veya şu şekilde yasaklamak yobazlıktır,komikliktir. Akıllı tasarım ile ilgili teorilerin ABD'de de ki yankıları hakkında az çok bilgim vardı ama,bunun ders kitaplarına kadar yansıması çok korkutucu. Darwin Teorisi,adı üstünde bir teori.Bilimsel.Haklılığı çürütülmeden ona cephe almak korku mudur yoksa işinize gelen midir bilmem ama ORTAÇAĞ KARANLIĞI İKTİRDA başlığı ile oturtulması gereken yerde. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 Açık bir yobazlık ve bilim düşmanlığı. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 "Akıllı tasarım"ın tartışılmasına bir itiraz olamaz. Teori ortaya atmak sonuna kadar serbesttir. Herkes araştırmasını yapar, kanıtlarını ortaya serer, teorisini savunur. Fakat bir teoriyi yasaklamak ve sansürlemek, ancak geri ülkelerde görülebilecek türden bir rezalet ve bir utançtır. Bu skandala imza atan kişi derhal görevinden istifa etmez ya da görevden alınmazsa, ki alınacağını hiç sanmıyorum, bu iktidar kara sayfalarına en karasını eklemiştir. Şiddetle protesto ediyor ve olabilecek en yüksek düzeyde kınıyorum... Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 11 Mart , 2009 Bilim ve Kültür?Köy Enstitülerini kapatanlar bugünkü zihniyetin dünkü temsilcileri degilmiydiler.Allahaskina birisi bana desin ki,Türkiye'de 1950 yilindan bugüne kadar gercek anlamda egitim verilmis,bilimsel calismalar cagdas bilime uygun birsekilde gelistirilmistir.Bilim adamlarimiz ne yapar,üniversitelerde hangi arastirmalar yapilir.Kac tane nobelli prof.ümüz,Kimyacimiz,Tipcimiz,Fizikcimiz var?Iyi ki Ermeniler varmisda nobel vermisler birisine. saygilarla Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Tubitak'ta olan olay eğer gerçek ise bende kınıyorum 21. yüzyılda yanlış olduğu adeta perçinlenmiş bir teori'yi dergiye kapak yapmamakla şeçim arefesinde çağdaş geçinen bilim ****** inanmayanlara koz verip Ülke İnsanına kotu sozu alışkanlık haline getirmişlere bak gördünmü dedirtmek haklı olduğun halde haksız görünmektir, dolayısı ile darwin ve hempaları nın yanlışını doğru olanı ortaya koydunmu zaten yanlis olan teorisini çürütmek varken sansürcü durumuna düşüp onlara haklılık kazandırmak (bir an) gerçek bilim İnsanına yakışmaz hülasa zaten bitmiş olan teori için sansür gerekmez alabildiğine,olabildiğine yayınlanmalıki yanlış daha çabuk farkedilsin... Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Tubitak'ta olan olay eğer gerçek ise bende kınıyorum 21. yüzyılda yanlış olduğu adeta perçinlenmiş bir teori'yi dergiye kapak yapmamakla şeçim arefesinde çağdaş geçinen bilim ****** inanmayanlara koz verip Ülke İnsanına kotu sozu alışkanlık haline getirmişlere bak gördünmü dedirtmek haklı olduğun halde haksız görünmektir, dolayısı ile darwin ve hempalarının yanlışını doğru olanı ortaya koydunmu zaten yanlis olan teorisini çürütmek varken sansürcü durumuna düşüp onlara haklılık kazandırmak (bir an) gerçek bilim İnsanına yakışmaz hülasa zaten bitmiş olan teori için sansür gerekmez alabildiğine,olabildiğine yayınlanmalıki yanlış daha çabuk farkedilsin... Doğrusunu şöyle yazsak ? Dünyada ki tüm üniversiteler ( el ezher de dahil ) ve bilim kurumları tarafından alanında kabul edilen tek teori olan evrim teorisi diye. Yazdıkları bugüne kadar herhangi bir üniversite tarafından ciddiye dahi alınmayan, kitaplarını gönderdiği üniversitelerin kitaplarıyla ilgili tek söylediği "bunları gönderenler birinci sınıf kuşe kağıda basılmış bu kadar kitabı nasıl ücretsiz olarak dağıtıyor " olan Eski mankenler, zengin ailelerin çocuklarından kurduğu vakfa "bilim araştırma vakfı" adını veren. Lisede gördüğü biyoloji dersi dışında ne biyoloji ile ne tıpla ne genetikle ilgisi ve alakası dahi olmayan. Köşe başlarında bedava dağıttığı "kitap" larıyla, hayatında ne evrim teorisi, ne de o alanda yapılmış herhangi bir bilimsel çalışmanın a sını dahi okumamış kimselere hitap eden meczupun, dünyanın güneşin etrafından döndüğüne zor ikna olmuş, fanatik katolik okullarının yazdığı evrim teorisi karşıtı "yazı" ları türkçeye çevirmesiyle evrim teorisi çürümez ya da bitmez. Evrim Teorisi, dünyada alanında kabul edilen tek teoridir. Bilim dünyası bugün artık canlıların ortak ata ve atalardan türeyip türemediğini tartışmamaktadır bile. Bilim o tartışmayı geride bırakalı çok olmuştur. dünyanın güneşin etrafında döndüğü ne kadar yadsınamaz bir gerçek olarak kabul ediliyorsa bilim tarafından. Canlıların ortak ata ve atalardan türediğide aynı şekilde yadsınamaz bir gerçektir. "Evrim teorisi sadece bir teoridir, kanıtlanmamıştır" a sarılanlar. Zaten bilimsel bilgilerini ortaya koymaktadırlar. Zira dünyanın güneşin etrafında döndüğü de sadece bir teoridir ona bakarsak Bilimsel teorilerin nasıl kabul edildiği ve nasıl çürütüldüğü bellidir bilim dünyasında. Evrim teorisi çürütülmediği gibi. Alanında kabul edilen tek teoridir. Samanyolu Tv'nin yaptığı gibi. National Geographic belgesellerini alıp ,Fonda kısık gelen sesle ingilizce belgeseldeki canlıların nasıl evrim geçirdiğini anlatırken orjinal sunucu. Üstüne "bu canlıların evrim geçirdiği iddiası şöyle şöyle yalandır" diye türkçe dublaj yaparak "Evrim teorisinin yanlış olduğunu ispatlayan belgesel" ismiyle yayınlamak, şeklinde çürütülmez evrensel olarak kabul edilmiş bir bilimsel teori Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 "Akıllı tasarım"ın tartışılmasına bir itiraz olamaz. Teori ortaya atmak sonuna kadar serbesttir. Akıllı tasarım ile ilgili teorilerin Akıllı tasarım bir teori değildir. Bu isim genel olarak evrim teorisine yapılan bir haksızlıktır. Akıllı Tasarım ve Evrim Teorisi'ni iki rakip teori olarak ortaya koymak yani . Akıllı Tasarım felsefi bir görüştür ve felsefi bir reddediştir. Ancak bir teori değildir. Bilimsel sorulara , felsefi cevap vermeye çalışmaktır. Alıntı
Misafir semAzen Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Benim asıl merak ettiğim konu şu ; türbanı savunan bir çok insan şunu demektedir: Okumalarına , üniversiteye girmelerine izin vermiyorsunuz ki kendilerini geliştirsinler. Bunların okumuşlarının yaptıklarına ne diyecekler kafalarının içlerindeki karanlık okusalarda çözülmüyor. Bilim tarafsız olmalıdır. Bu tür şeyler ortaya konur , yayınlanır ister kabul edersiniz ister etmezsiniz. Ama verilecek cevabın da en az ortaya atılan teori ya da tez kadar ağırlığı olmalıdır. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Benim asıl merak ettiğim konu şu ; türbanı savunan bir çok insan şunu demektedir: Okumalarına , üniversiteye girmelerine izin vermiyorsunuz ki kendilerini geliştirsinler. Bunların okumuşlarının yaptıklarına ne diyecekler kafalarının içlerindeki karanlık okusalarda çözülmüyor. Bilim tarafsız olmalıdır. Bu tür şeyler ortaya konur , yayınlanır ister kabul edersiniz ister etmezsiniz. Ama verilecek cevabın da en az ortaya atılan teori ya da tez kadar ağırlığı olmalıdır. Dostum,özellikle altını çizdiğim düşüncelerinizi bir daha gözden geçirin. Çünkü,bu sansürü yapanların da düşünceleri aynı yoldan geçiyor. Alıntı
Misafir semAzen Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Bu sözlerimi gözden geçirmeme gerek yok. Ben kimsenin türbanla , milletin şortuyla, pantalonu ile ilgilendiğini düşünmüyorum. Türbanla asıl vurgulanmak istenen karanlık zihniyetlerce kullanılan insanlar sayesinde bilim yuvası olması gereken üniversitelerin ele geçirilmesini önlemektir. Sonuçta ortadadır zaten.Yoksa kimsenin milletin kılık kıyafeti ile uğraştığını sanmıyorum. Üniversite kapılarındaki türbanlılar belli kesimler tarafından beyinleri yıkanmış insanlardır . Amaçları bilim yapmak değil kendi karanlık düşüncelerini eğitim yuvalarına yayıp yerleştirmektir. İnancının gereği olarak lanse edilen türban arkasından haremlik selamlık taleplerini vb şeyleri de beraberinde getirecektir. Dertleri dini kuralları toplumun her kesimine yaymaktır. Hiç şüpheniz olmasın. Her geçen gün bunu açık açık görüyoruz. Daha ne yapsınlar parmak sokup göz mü çıkarsınlar ? . Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Tabi tabi,mutlaka.Onlar birer örümcek kafalı,onlar birer şeriat tellalığı(!)Siz,kendi yaşamınıza ve düşüncelerinize dayanarak nasıl olur da başkalarını bu şekilde korkulara çanak tutabiliyorsunuz,anlamış değilim. Sizin dışınızda insanlar var,sizin gibi düşünmeyen ve yaşamayan...bunu kabul edin.Yazın,istemem ben şeriat.Buna hakkınız var.Ama "örtüyü takanın amacı...." şeklinde bir genelleme yapmaya hakkınız yok. Alıntı
Misafir semAzen Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Korku ? Çok komik başlıkta denildiği gibi ortaçağ karanlığına doğru gidişat. Bunları görmemek için görmez olmak gerekir. Herhalde etrafa pembe gözlüklerinizle bakıyorsunuz. Bu kadar örnek ortadayken. Kolay gelsin. Kimse kimsenin kıyafeti ile uğraşmıyor uğraşılan karanlık düşüncelerin din endeksli yaşamın toplumu ele geçirmesini önlemek. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Hayır,pembe gözlük takmıyorum.Sadece başkalarına da değerlerine de sahip çıkmam gerektiğini biliyorum.Korku,denildiği gibi gülünç bir ifade,ondan da gülünç olan,gülünçlüklerle ödettirilenler. Martin Luther,cenneti parayla satan zihniyete,o zihniyetin kandırdığı cehalete dur dediği zaman da işledi bu korkular. İslam peygamberi,putları yıktığı zaman da işledi bu korkular. Tüm kavramlar,tüm değerler o korkular ile basitleşti. Dostum,şunun farkındayım ki;korkular yersiz değil.Sizi anlıyorum. Geçenler de gecenin bir yarısı,zorbalığın çocuklar ile anlattığı bir filme gözüm takılı kaldı.Okumak isteyen bir çocuğa,zorbalık "bu dine uymaz" mantığı ile yanıtlar veriyordu. Ürktüm o zaman. Bugün,İran'da kadınlar başını açamıyor.Bu zorbalıktır.Türkiye'de kadınlar başını örtemiyor.Bu da zorbalıktır.Ben bir kadınım,hiçbir korku bana ve düşündüklerime,giydiklerime ambargo koyamaz. Bu hakkı kimseye vermem. Lütfen,düşüncelerimize insanı da ekleyelim,korkularımız yok sayma ile değil,el uzatma ile çözülür.Anlamakla,dinlemekle...herkes şeri bir yönetim,herkes federal bir devlet istemez...herkes sizin gibi düşünemez. Ayrıca,ipler kimin elindeyse ***** oynatan o olur.Bunun nedeni de korkuların ters tepmesi.Benimken olmayan,benim değilken olan korkular...yersiz olmayan,yok sayan. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Hayır,pembe gözlük takmıyorum.Sadece başkalarına da değerlerine de sahip çıkmam gerektiğini biliyorum.Korku,denildiği gibi gülünç bir ifade,ondan da gülünç olan,gülünçlüklerle ödettirilenler. Martin Luther,cenneti parayla satan zihniyete,o zihniyetin kandırdığı cehalete dur dediği zaman da işledi bu korkular. İslam peygamberi,putları yıktığı zaman da işledi bu korkular. Tüm kavramlar,tüm değerler o korkular ile basitleşti. Dostum,şunun farkındayım ki;korkular yersiz değil.Sizi anlıyorum. Geçenler de gecenin bir yarısı,zorbalığın çocuklar ile anlattığı bir filme gözüm takılı kaldı.Okumak isteyen bir çocuğa,zorbalık "bu dine uymaz" mantığı ile yanıtlar veriyordu. Ürktüm o zaman. Bugün,İran'da kadınlar başını açamıyor.Bu zorbalıktır.Türkiye'de kadınlar başını örtemiyor.Bu da zorbalıktır.Ben bir kadınım,hiçbir korku bana ve düşündüklerime,giydiklerime ambargo Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 FARKINDA MISINIZ ? Böl-Parçala-Yönet kimin oyunudur ? Bu oyuna gelmemek kimin sorumluluğudur ? Oyun, dini ve etnik farklılıklar üzerinden bölünmekle bitmeyecektir. Duyurulur !(*) Oyun, planlandığı gibi, toplumun çok çeşitli yönde görüş, duygu ve davranış böl(ün)mesiyle Ta ki.. Türkiye Cumhuriyet’inin siyasi intiharının gerçekleştirilmesine yani Yeni Osmanlıcılık(**) düzenine dönüştürülmesine kadar devam edecektir. O gün geldiğinde, kurtuluş savaşını ve kuruluşunu ortak vatan-eşit yurttaş-ulus kimlik paydasında yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti fiilen yok olmuş olacaktır. At suyun başına getirilmiştir Sırada atın suyu içmesini sağlamak vardır. Bunun için istetmek gerekir Atın suyu, içmesini istetmek ! Yöntemi reklam yapmak değildir ! Tank tüfek hiç değil ! Yöntemi promosyon yapmaktır ! “hak hukuk adalet, daha çok demokrasi ve daha çok insan hakları” promosyonuyla istetmek ! “azamet, ihtişam, görkem, değişim, yeni bir fırsat, büyük düşün, çözüm ” kelimeleriyle inşa etmek Öyle ki… Mümtazer Türköne’ler, Fehmi Koru’lar, Cengiz Candar’lar, Haber Türk’ler,Taraf’lar, İlter Türkmen’ler, M.Ali Birand’lar, Ruşen Çakır’lar Nazlı Ilıcak’lar ve bunlar gibiler… Sorozlar, sivil toplumlar, odalar, siadlar, vakıflar, cemaatler, televizyonlar, diziler, filmler, belgeseller, radyolar, gazeteler, internetler… Yazılar, haberler, yorumlar, raporlar, off the record’lar, VİP görüşmeler, ille de uluslararası çok önemli gözlemler, olmazsa olmaz pek mühim Amerikalı, Avrupalı gözlemciler… Davos’lar, AB-D ile danışıklı İsraille döğüşler, Gül’le Tahran’a gitmeler,”Yeni bir düzen(fırsat) kuruluyor hazırlıklı olun “demeler, Clinton’la haydi gel bizimle olmalar, Obama’lar ile Türkiye’ye gelip gitmeler, (2009 sonunda TRT 7-Ermenice’ler şimdiden hayırlı olsun) ve daha neler neler… eliyle Yeni Osmanlıcılığın piyasasını imal etmek zamanıdır ! Dikkat edin ! 29 Mart seçimlerinden sonra anayasa değişikliği, yerel yönetimlere özerklik, Kürt kimliğinin tanınması, korucu teşkilatının kaldırılması, Kürtçe eğitim, aflar gibi sırasıyla devam edilen-edilecek olan yola girmeyi isteyeceksiniz. Şiddetin ve dökülen kanın ne şekilde olursa olsun durması için- terörün başarılı olduğunu anlayacak-terörün siyasal dayatma aşamalarının neden kabul edilmesi gerektiğini eşe dosta anlatıyor olacaksınız. Dikkat edin ! 29 Mart seçimlerinden sonra AB-D’ den nefret etmiyor aksine AB-D diye diye Ortadoğu’ya varmayı, İslam dünyasına önderlik etmeyi, İslam ülkelerinin rol modeli, yol göstericisi olmayı istiyor olacaksınız. Ha bir de… dikkat edin, 29 Mart Seçimlerinden sonra Ortadoğu’da yanlışlıkla(!)çıkarılacak ya da danışıklı döğüş olacak büyük-küçük herhangi bir savaşta kanı dökülenler olmayı da isteyeceksiniz. Elbette, senin için öldük AB-D diye diye ! At suyun başına getirilmiştir ! Zaman Fatihlerin Kanunilerin Yavuzların ihtişamıyla kandırılmanız, görkemi ile ruhunuzun özdeşleştirilme zamanıdır. Su başlarını tutmuş toplum mühendisleri Sultan Vahdettin döneminde yaşayacağınızı bile bile Osmanlı olmayı istetmenin tekstilini dokumaktadır. AB-D istetecek Medya (AKP, Fethullah ve her türden işbirlikçisiyle) Yeni Osmanlı Piyasasını imal edecektir !!! İmal ederken de önündeki engelleri, kafaları karıştırarak, yıldırarak, bıktırarak, korkutarak, sindirerek, susturarak yok edecektir ! Ergenekon bunun için vardır. Cumhuriyet ve Cumhuriyetçiler yok edilene kadar da olacaktır.(***) Sahi ! 29 Mart seçimlerinde neyi oylayacağız biz, farkında mısınız? İzmir CUMOK Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Doğrusunu şöyle yazsak ? "Evrim teorisi sadece bir teoridir, kanıtlanmamıştır" a sarılanlar. Zaten bilimsel bilgilerini ortaya koymaktadırlar. Zira dünyanın güneşin etrafında döndüğü de sadece bir teoridir ona bakarsak Bilimsel teorilerin nasıl kabul edildiği ve nasıl çürütüldüğü bellidir bilim dünyasında. Evrim teorisi çürütülmediği gibi. Alanında kabul edilen tek teoridir. Samanyolu Tv'nin yaptığı gibi. National Geographic belgesellerini alıp ,Fonda kısık gelen sesle ingilizce belgeseldeki canlıların nasıl evrim geçirdiğini anlatırken orjinal sunucu. Üstüne "bu canlıların evrim geçirdiği iddiası şöyle şöyle yalandır" diye türkçe dublaj yaparak "Evrim teorisinin yanlış olduğunu ispatlayan belgesel" ismiyle yayınlamak, şeklinde şarlatanlıklarla da çürütülmez evrensel olarak kabul edilmiş bir bilimsel teori Darwin teorisinin Dünya bile Güneş'in etrafında dönüyor buda bir teoridir yazıp evrimle, bağlantı kurup (teorisi) buradan HY polemiği sergilemek,bilimsel rahipliğin olmazsa,olmazlarındandır,üstelik olayı katolik bağlamında ele alıp,vatikanın darwine kıyakçılığının farkında olmamak iki esinlenme ürünü teorinin,protestanlaşmasının bilime Türkiyede sahip çıkmasının göz yaşartıcı bir versiyonu... VE;Ülkemizdeki demokratik açılımlara ayak uyduramayan, çığırtkan azınlığın vulger materyalizmleri ve sözde pozitivizmleri adına her zaman tepe tepe kullandıkları bir malzeme bir anda ellerinden çıkma durumuna gelince, böyle fırtınalar koparmalarına da çok şaşmamak gerekir. Bundan sonra ellerindeki bilim maskesi takılmış her türlü ideolojik argümanlarını Tübitak'a saldırmak için kullanacaklardır. Artık Tübitak'ın ne gericiliği, ne yobazlığı kalır! Geniş anlamda evrim teorisi veya Darwinizm (bütün versiyonlarıyla) ise bilimsellikten çok uzak sadece bir hipotez üzerinde hareket eden inançlar bütünüdür. İçinde bilimi ilgilendiren bazı hususlar (tabii seleksiyon, adaptasyon ve mutasyon gibi) ise kendi olmaları gereken bağlamlarından kopartılıp, aşırı yorumlanarak ideolojiye âlet edilmiştir. Canlılar âleminde bir değişme vardır, türlerin içinde çeşitlilik ve alt türlerin ortaya çıkışında bu mekanizmaların belli bir yeri ve önemi de vardır. Ancak biyolojinin laboratuvara girmeyen, hayat, ölüm, ilk canlı, ilk insan, yeryüzünün ilk hâline ait spekülatif tartışmalar müspet ilim sahasına ait değil, bilim felsefesi ve biyoloji felsefesi gibi sosyal dallarda ele alınması gereken konulardır. Bilim varlıklarda cereyan eden hâdiselerin nasıl'ını araştırmak için kontrollü ve tekrarlanabilen deneylerle ve gözlemlerle laboratuvarda faaliyetler yürütür. Ölçümler ve testler yapar ve bunları objektif olarak da yorumlar. Elbette bu faaliyetin laboratuvarda yürütülen bir pozitif yanı vardır, bunu kimse inkâr edip de bilim düşmanlığı yapmaz. Ancak bilimin söylemediklerini, kendi inançları doğrultusunda yorumlayıp, "bundan başka yolu yok, ancak böyle yorumlanır" diye dayatmak antidemokratik rejimlerde olur (bir zamanlar Rusya'da ve Hitler Almanya'sında olduğu gibi). Türkiye ise bu dönemleri çoktan aşmıştır. Artık kimse Darwinizm'i bilimsel bir gerçek olarak dayatamaz. . Hayatın ve insanın menşei hususunda yapılan çalışmalara saygı duyarız. Bu çalışmalardan çıkan objektif ilmî tespitler varsa, onları da inceleme sahamıza alırız. Fakat tamamen ideolojik kaygılarla üretilmiş sahte fosillere, yapılmamış deneylere, çarpıtılmış zaman ölçümlerine ve aşırı yorumlanarak ateist bir inanca destek olmak üzere inşa edilmiş düşünceleri "bilim" olarak kabul edemeyiz. Tabii ki, herkes kendi inancı doğrultusunda istediği her şeye istediği gibi yorumlar yapar, ama sadece kendisini ve kendisi gibi düşünenleri bağlar. Ateist ve materyalist inançlarına delil olarak bilimi yorumlamaları da kendilerini bağlar, fakat bunu "kesin ve tartışılmaz bir bilim kanunu" gibi kimseye dayatmamaları gerekir. PROF. DR. İRFAN YILMAZ Alıntı
Φ sarıgöl Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Akıllı tasarım bir teori değildir. Bu isim genel olarak evrim teorisine yapılan bir haksızlıktır. Akıllı Tasarım ve Evrim Teorisi'ni iki rakip teori olarak ortaya koymak yani . Akıllı Tasarım felsefi bir görüştür ve felsefi bir reddediştir. Ancak bir teori değildir. Bilimsel sorulara , felsefi cevap vermeye çalışmaktır. Dört milyar yıl önceki koşullar, bir sürü basit molekülün yanı sıra büyük bir olasılıkla ilk olarak 16; daha sonra 20 amino asitle, sitozin (S), guanin (G), adenin (A) ve urasil (U) adı verilen bazların sentezlenmesini gerçekleştirmiş olabilir. Sonra yaşamın başlangıç dönemindeki çevre koşullarını belirlemeye olanak yoktur. Canlıların büyük bir olasılıkla ilkin suda oluştuğu söylenebilir. Ancak o sıradaki kimyasal nesnelerin ne olduğu, suyun sıcaklığı ve diğer etkileyici koşullar tahmin bile edilemez. Bu nedenle o ilk koşullara giderek canlı oluşturmaya olanak yoktur. Kaldı ki, canlının ilk oluşumunun ne kadar bir sürede gerçekleştiği de ayrı bir konudur. Darwin bu yazılanları bilmiyordu fakat takipçileride ondan aşağı değil yukarda alıntılayıp yazdığım yazı (evrim teori sitesi) dikkatli okunursa olay hep, olabilir,raslantısal,şans faktörü devrededir. Geniş anlamda evrim teorisi veya Darwinizm (bütün versiyonlarıyla) ise bilimsellikten çok uzak sadece bir hipotez üzerinde hareket eden inançlar bütünüdür. Bilim bu sürecin bir uzantısıdır. Bilimin iki temel hedefi vardır: neyin gözlenmiş olduğunun açıklanması ve neyin gözleneceğinin tahmini. Gerek açıklama, gerek tahmin, işin içine kanunları sokar. Çok basit biçimde ortaya koyacak olursak, bilimin işi veriler toplamak, sonra da bu veriler içerisinde sergilenmekte olan düzenlilikleri genellemektir. Bu genellemeler, sonradan kanunlar diye isimlendirilir. Bir genelleme bir kez kanun mevkiine çıktı mı, değişmez bir şekilde neyin olup bittiğini bildirme anlamında, zorunlu olarak mütalaa edilir. Bu şekilde formüle edilmiş bir kanun gerek olanı açıklayan, gerek olacak olanı öngören bir ilke haline gelir. evrim teorisi veya Darwinizm (bütün versiyonlarıyla) ise bilimsellikten çok uzak sadece bir hipotez üzerinde hareket eden inançlar bütünüdür. İçinde bilimi ilgilendiren bazı hususlar (tabii seleksiyon, adaptasyon ve mutasyon gibi) ise kendi olmaları gereken bağlamlarından kopartılıp, aşırı yorumlanarak ideolojiye âlet edilmiştir, "BİLİMSEL OLARAK KANUNLAŞMIŞMIDIR" darwin teorisi,hayır konu bilimsel değil bilimsel rahipliktir... Şimdilik bu kadar yeter. Alıntı
Φ politika Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Önce Semazen arkadasi yapmis oldugu tespit icin kutluyorum,türban kavgasi demokrasi kavgasi degildir,özgürlük kavgasi hic degildir,türban savasi üniversiteleri ele gecirme ve ortacag karanligini bilim yuvalarina yayma savasidir. Atatürk'ün devrimlerini ortadan kaldirmayi amaclayan zihniyet,1950 yili itibariyle müthis bir calisma icersindedir.Devrimleri bir dikta olarak görenler,bir gecede halk cahil oldu diyenler Atatürk'ün devrimlerini yikmayi hedef almis olanlardir.Menderes,Özal,Erbakan ve Erdogan dörtlüsü eger iyi incelenirse görülürki ayni siyasete öncülük eden isimlerdir. Bilimin söylesi veya böylesi olmaz bilim bilimdir,bilim herkesin keyfine göre degil,insanlik icindir. saygilarla Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 13 Mart , 2009 Akıllı tasarım bir teori değildir. Bu isim genel olarak evrim teorisine yapılan bir haksızlıktır. Akıllı Tasarım ve Evrim Teorisi'ni iki rakip teori olarak ortaya koymak yani . Tabii, elbette. Zaten akıllı tasarım diye kabul edilmiş bir teori yoktur. Benim söylediğim şuydu: Akıllı tasarım veya herhangi bir teoriyi ortaya atmak serbesttir. Getirirler eğer varsa kanıtlarını, tartışılır. Kabul görür ya da görmez. İki rakip teori olarak koymak zaten hiç düşünülemez. Tabii böyle bir şey söz konusu değil. Şimdi Nobel bilim ödüllerinin yanında verilen bir de ig-Nobel ödülleri vardır. Hiç bir işe yaramayan ve tamamen fos çıkan araştırmalara verilir bu ödüller. Fakat bu ödülü alan kişiler ig-Nobel almak için değil, gerçekten bir şeyler kanıtlamak için, hatta Nobel almak için çalışmışlardır. Bu da gösteriyor ki, teori atmak ve kanıtlamaya çalışmak sonuna kadar serbest... Ama sonuç önemli, o ayrı... Hiç bir araştırma gereksiz değildir. İg-Nobel almak da bir iştir, adın geçer, reklamın kötüsü olmaz... Fakat bu iktidarın yaptığı hiç bir şey bu kadar ağrıma gitmemişti, gerçekten... Ne demek, kendimi bildim bileli aldığım ve her sayısını iple çektiğim dergimi artık almayacağım! Bunun bende, içimde yaptığı yıkımı anlatamam. Tepkim olabilecek en yüksek düzeyde diyeyim, başka bir şey demeyeyim... Alıntı
Misafir semAzen Gönderi tarihi: 14 Mart , 2009 Gönderi tarihi: 14 Mart , 2009 . Tüm kavramlar,tüm değerler o korkular ile basitleşti. Dostum,şunun farkındayım ki;korkular yersiz değil.Sizi anlıyorum. Tüm değerler korkularla basitleşmiyor .Gerçekler su götürmüyor. Tüm değerler belli çıkar çevrelerinin oyuncağı oluyor. Toplumda diğer partilere güvensizlikten dolayı "aman canım ne olacak dinden zarar gelmez" diye karanlığa verilen oylarla geldiğimiz nokta bellidir. Bu artık korkuyu geçmiş gün gibi gerçektir. Bu gerçekleri insani haklar , değerler gibi evrensel etiketler yapıştırarak ajite etmek ve yumuşatmak doğru bir davranış değildir. Kimsenin samimi müslümanların baş örtüsü giyimi ve inancı ile ilgili bir sorunu olmaz bu ülkede amaç bellidir ve buna bağlı olarak gelinen nokta da. Dün akşam 5N 1K programında Darwin tartışılıyordu. Bir kısım bilimadamı üzerlerinde uygulanan baskıdan ötürü programa katılmak istememiş. Şimdi bu gelinen noktaya bakılıp halen korku olduğunu söyleyebilir misiniz bir önceki iletinizde dediğiniz gibi ; "tabi tabi size göre herkes şeriatçı" Bilim teknik dergisi hem benim bilim çocuk da çocuklarımın düzenli olarak takip ettiği bir dergiydi. Şimdi bu dergiyi almaya devam etsem mi etmesem mi diye düşünmek zorunda kalıyorum ve bu da bu ülke ve benim için çok acı veren bir durum. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.