Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Madde var tamam,peki BİLİNCİ varmı...Madde; var tamam, peki Uzay'ın (Evren) genişlemesini nasıl izah eder ateist... Madde; var tamam, ve hiç'ten oluşmadıysa (doğru) nedeni nedir... Madde; var tamam, devinim ve hal değimi olabileceğini söyler ateist (doğru) Evrenin bir oluşumda, yaşı ne kadardır ve nasıl oluşmuştur... " Evrenin tahmini yaşı 14,15 milyar yıl" Madde; var tamam, ve "vardır ve var kalacaktır denirse" sozsuz olması gerekir, Madde sonsuzmudur, ispatı,delili nedir ve Evrenin bilimsel olarak yapılan ( 14,15 Milyar yıl) tahmini yaşı ne anlama gelir... Yaratıcı bir olgu ve vakıadır,yani gerçektir, eğer buna delil ne denirse tek bir örnek yeter "İNSAN" ve DNA ... Bir DNA'nın oluşması (yaratılması) gelmiş,geçmiş,geçecek bütün bilinçli varlıkların bir araya gelse dahi başaramıyacağı bir gerçek,üstelik tesadüfen oluşma ihtimali'de yok... Gerisi teferruat... "ALLAH c.c." vardır ve gerçektir, her bir nefs ona dönecektir, o zaman... "ALLAH c.c." Ezeldir.Ebeddir, "De ki, Allah tek ve benzersizdir. Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Doğmamış ve doğrulmamıştır. O'nun dengi, misli olmadığı gibi zıddı da mevcut değildir" Maddeyi'de "O" yaratmıştır ve madde'de "O"na dönecektir (sonu gelecektir)... Sayın Sarıgöl, İşi idealist felsefeye dökersen sor sorabildiğin kadar. Cevabı da yine felsefece uydurma olacaktır. Kaldıki senin din bilgilerin de bu sorulara hiç cevap yok. Kün ve yekün le, diğer yaşamla kimseyi tatmin edemezsin. Bilim de öyle. Henüz bilinemeyenler milyarlarca. Ama çözümleniyor mümkün olduğunca. Bin sene öncesine bak şimdiye bak. Fark görebiliyormusun? Çözümlenemeyenler bizi ne islamın, ne yahudiliğin, ne zerdüştlüğün, ne de mistizmin varoluş açıklamalarına götürmez.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Her şeyin kendi yeri vardır. Bilimde, ancak fiziki ve direkt hissedilen şeyler üzerine araştırma yapılır. Fiziki olmayan ve direkt şekilde hissedilmeyen şeyler bilim alanının dışındadır. Yer çekiminin varlığının isbatı bilimsel değil, aklidir. Yani yer çekimini isbatlamak bilimle hiç bir şekilde mümkün değildir. Çünkü yer çekimi, fiziki ve direkt hissedilen bir varlık değildir. Yer çekiminin varlığı duyu organlarıyla(2) hissedilebilir (yani akletilebilir), o yüzden bu rededilemez. Yerçekimi hissedilen bir varlık değilse nasıl olur da bilimin içinde oluyor ya da konusu hissedilenler olan bilim nasıl olur da hissedilen bir varlık olmayan yerçekimini inceleme konusu yapabiliyor ? Hiçliği ve x-faktörü akılla yargılamak – Hiçlik, hiç bir varlığın olmaması anlamına gelir. Hiçlikten, insan hayat ve kainaatın tesadüfen ve sebepsiz var olması tamamen imkansızdır. Çünkü hiçlik hiçliktir. Yani başlagıçta ne Allah veya başka tanrı var, ne de molekül, atom, mikrop, madde, tabiat kanunu, gezegen, ışık, renk veya bir alan! Hiçlik tasarlanamaz, çünkü tasarlanacak hiç bir şey yoktur!! Böyle bir hiçlikten, aşırı sistematik ve düzenli bir kainatın doğması, hayat ve insanın meydana gelmesi, akıla hakaret değilmidir!!! Ateistler maddenin ezeli ve ebedi olduğuna inanır. Hiçliğe değil. Madde de enerjinin bir görünümü olduğundan, enerjinin ezeli ve ebedi olduğuna inanırlar da denilebilir. Çünkü buna inanmak, hislere ve ön bilgilere tamamen zıttır!! Hiçlikten nasıl varlıklar oluşsun ki – hiçlik ebediyen hiçlik olarak devam eder!! Hiçlikten varlık olması için mutlaka bir sebep lazım – çünkü sebepsiz etki olmaz (bunu açıklamıştık)! Bu yüzden başlangıçta bir x-faktörün (sebep) var olması mecburdur! Bu x-faktör atom, molekül, ışık veya herhangi fiziki madde gibi sınırılı ve ihtiyaçlı olamaz. Çünkü sınırı ve ihtiyaçı varsa, herhangi bir madde gibi olur, yani onun başlangıçı olur. Yani mevcudiyeti başka bir ’şeye’ bağımlı olur. Aksine bu x-faktörin ebedi ve ezeli (yani sınırsız ve ihtiyaçsız) olması kaçınılmazdır. Yani bu x-faktör ilk varlık olup, başka hiç bir şeye bağımlı olmayan varlık olması lazımdır. Bu x-faktörü endirek şekilde hissedebiliriz. Akılla x-faktörün varlığına nihayet ulaştık. Bu x-faktör Allah mı yoksa bambaşka bir varlık mı, onu başlangıçta bilemeyiz. Sadece şüphe edilmeyecek şekilde kendisini tanıtırsa bilebiliriz. Şimdi x-faktörürün kim ve ne olduğu sorusu kaldı! O x faktörünün sonu var mı ? Onun da bir sebebi olan y faktörü olamaz mı ? Mesela 1. dünya şavaşının büyük bir kısmı nakledildi – tarih kitaplarında yazıyor ve hissetmenin dışında. Güvenli kaynaktan geldiyse, yani rivayet eden şahıslar güvenilir kişilerse kabul edilir, değilse ret edilir. İslamiyette, hislerin dışında olan meselelere gelince - mesela cehennem, cennet ve cin - bunlar nakli konulardır. Yani Kuran bunları rivayet eder. Cehennem ve cenneti kabul etme veya ret etme meselesi, Kuranın hakkikatına – yani doğru mu yoksa yanlış mı olduğuna bağlıdır. Bu iki örneği benzetmek mümkün değil. Akli ve Nakli[/b] – Akli meselesini açıkladık. Akli meseleler duyu organlarıyla(2) vakıayı/şeyleri(1) hissedebilen meseledir. Nakli meselesine gelince, bunlar duyu organların dışında olan şeylerdir. Yani hissetmekle alakası olmayan şeylerdir. Yani Kuranın hak olduğu hissediliyorsa (yani akledilebiliniyorsa), Kurandaki nakledilenler (mesela cehennem ve cennet) kabul edilir ve hiç şüphe edilmez. Hissetmek Akli mi nakli mi, hissetmek akletmek ile aynı mı ben bir şey anlamadım bu yazıdan.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Bahsettiğim gerçeklik, insanın önyargısız biçimde ( Tanrıyı aramak amacıyla ya da herhangi bir amaçla değil ) içine yöneldiğinde ulaşılabilen, insanın kendi somut gerçekliği. Bunun yöntemleri var. Emin misiniz ? Hayal olmadığından bahsetmiştim. O nedenle , '' hayalse '' ön koşulu ile soruya başlamak, yazılanın anlaşılmadığını gösterir. '' Hayal değilse '' diye soruya başlamak daha mantıklı olur. Hayal değilse, gerçek olduğundan, herbirimizi ayrı ayrı ilgilendirir ve birinin gerçekliği diğerini hiç ilgilendirmez ( Buna gerek kalmaz ). Neymiş bu içimizin derinliklerindeki hayal olmayan gerçekler(!) dostum. Söylesende biz de bilsek. Ağzından laf almak ne kadar zormuş meğer. Burada bahsedilenler yaratılış hayalleri.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Sayın Sarıgöl, İşi idealist felsefeye dökersen sor sorabildiğin kadar. Cevabı da yine felsefece uydurma olacaktır. Kaldıki senin din bilgilerin de bu sorulara hiç cevap yok. Kün ve yekün le, diğer yaşamla kimseyi tatmin edemezsin. Bilim de öyle. Henüz bilinemeyenler milyarlarca. Ama çözümleniyor mümkün olduğunca. Bin sene öncesine bak şimdiye bak. Fark görebiliyormusun? Çözümlenemeyenler bizi ne islamın, ne yahudiliğin, ne zerdüştlüğün, ne de mistizmin varoluş açıklamalarına götürmez. Sayın 'bilimselci', Sorduklarım idealist felsefe değil somut bilimsel gerçekler... İster yanıtlarsın,ister idealist felsefe dersin... Olay bu.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Madde var tamam,peki BİLİNCİ varmı... Organik canlılar bir parça bilince ve bunlardan da İnsan tam bir bilince sahiptir... Bitkiler bilinç sahibi değildir... Madde; var tamam, peki Uzay'ın (Evren) genişlemesini nasıl izah eder ateist... Formüllerle izah eder... Madde; var tamam, ve hiç'ten oluşmadıysa (doğru) nedeni nedir... Maddenin var olmasının nedeni Enerjidir... E=mc2'dir... Madde; var tamam, devinim ve hal değimi olabileceğini söyler ateist (doğru) Evrenin bir oluşumda, yaşı ne kadardır ve nasıl oluşmuştur... Evrenin yaşı 13 ile 13.5 Milyar yıl arasındadır. Aslen bu Nesnel varlığın yaşıdır. Evren/Sonsuzluk hep vardır... "Evrenin tahmini yaşı 14,15 milyar yıl"Madde; var tamam, ve "vardır ve var kalacaktır denirse" sozsuz olması gerekir, Hayır, sonsuz olması gerekmez... Madde sonsuz da değildir... (Kaynak Kitap: Dünyanın En Ünlü Denkleminin Biyografisi: E=mc2) Madde sonsuzmudur, ispatı,delili nedir ve Evrenin bilimsel olarak yapılan ( 14,15 Milyar yıl) tahmini yaşı ne anlama gelir... Dedik ya madde/nesne sonsuz değildir diye... Ama "Sonsuz" olmaması "Yok olacağı" anlamına gelmiyor... Varlığın kendisi yani Enerji var... Madde'de Enerjiye dönüşüyor; Hiçbir şey yok olmuyor... Kaynak: Adı geçen bilimsel kitap... Yaratıcı bir olgu ve vakıadır,yani gerçektir, eğer buna delil ne denirse tek bir örnek yeter "İNSAN" ve DNA ... İnsan ve Dna, Evrim'in kanıtıdır... Asıl önemlisi ise; Atomların salt sıcaklık ve basınç etkisi ile nasıl birbirlerine dönüşebilip En sonunda uygun ortamda yaşamı oluşturabildiğinin Bilimsel kanıtıdır. Bir DNA'nın oluşması (yaratılması) gelmiş,geçmiş,geçecek bütün bilinçli varlıkların bir araya gelse dahi başaramıyacağı bir gerçek,üstelik tesadüfen oluşma ihtimali'de yok... Zaten kimse bunlara tesadüfen oluşmuştur demiyor; Bu sizin kuruntunuz... Bende Evrim konusunda ipe sürülür tek birşey bilmeseydim, Evrimin tesadüflere dayalı olduğunu sanırdım! Şunların hepsi ise laf: Gerisi teferruat..."ALLAH c.c." vardır ve gerçektir, her bir nefs ona dönecektir, o zaman... "ALLAH c.c." Ezeldir.Ebeddir, "De ki, Allah tek ve benzersizdir. Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Doğmamış ve doğrulmamıştır. O'nun dengi, misli olmadığı gibi zıddı da mevcut değildir" Maddeyi'de "O" yaratmıştır ve madde'de "O"na dönecektir (sonu gelecektir)...
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Evrenin yaşı 13 ile 13.5 Milyar yıl arasındadır. Aslen bu Nesnel varlığın yaşıdır. Evren/Sonsuzluk hep vardır.. Nesnel varlık; ne demektir! "MADDE" ve Evren/ sonsuzluk hep vardır... Kanıtı ne "LAKIRDI"... Hayır, sonsuz olması gerekmez... Madde sonsuz da değildir... Şimdi; "MADDE" sonsuz değildir ama "NESNEL VARLIK" olan "EVREN- MADDE" SONSUZDUR... Başka bir şey yazmaya gerek varmı...
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Neymiş bu içimizin derinliklerindeki hayal olmayan gerçekler(!) dostum. Söylesende biz de bilsek. Ağzından laf almak ne kadar zormuş meğer. Burada bahsedilenler yaratılış hayalleri. Bunun için ayrı başlık açacağım, o zaman ne demek istediğimi anlarsın.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Madde var tamam,peki BİLİNCİ varmı... Var. Madde; var tamam, peki Uzay'ın (Evren) genişlemesini nasıl izah eder ateist... Karanlık madde Allah mı oluyor yani ? Madde; var tamam, ve hiç'ten oluşmadıysa (doğru) nedeni nedir... Madde; var tamam, devinim ve hal değimi olabileceğini söyler ateist (doğru) Evrenin bir oluşumda, yaşı ne kadardır ve nasıl oluşmuştur..." Evrenin tahmini yaşı 14,15 milyar yıl" Madde; var tamam, ve "vardır ve var kalacaktır denirse" sozsuz olması gerekir, Madde sonsuzmudur, ispatı,delili nedir ve Evrenin bilimsel olarak yapılan ( 14,15 Milyar yıl) tahmini yaşı ne anlama gelir... Yaratıcı bir olgu ve vakıadır,yani gerçektir, eğer buna delil ne denirse tek bir örnek yeter "İNSAN" ve DNA ... Madde enerjinin bir görünümüdür. Bildiğimiz kadarıyla, enerji hep var. Bir DNA'nın oluşması (yaratılması) gelmiş,geçmiş,geçecek bütün bilinçli varlıkların bir araya gelse dahi başaramıyacağı bir gerçek,üstelik tesadüfen oluşma ihtimali'de yok... Kaotik süreçlerin sonuçları tesadüf diye adlandırılamaz Hakim olunamayan bir sürecin nedenselliklerinin sonucudur. Gerisi teferruat... Şeytan teferruatta gizlidir. Tefrruat diyip, analizden kaçınamazsınız. "ALLAH c.c." vardır ve gerçektir, her bir nefs ona dönecektir, o zaman..."ALLAH c.c." Ezeldir.Ebeddir, "De ki, Allah tek ve benzersizdir. Allah'ın hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Doğmamış ve doğrulmamıştır. O'nun dengi, misli olmadığı gibi zıddı da mevcut değildir" Maddeyi'de "O" yaratmıştır ve madde'de "O"na dönecektir (sonu gelecektir)... Bu inancınıza saygı duyuyorum.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Madde; var tamam, peki Uzay'ın (Evren) genişlemesini nasıl izah eder ateist... Uzay ve genişlemesi.. Ve verilen cevap. Karanlık madde Allah mı oluyor yani ? Sayın 'instantkarma', Olayları veya konu'yu kavrayamadınız galiba... Ben ne yazmışım siz ne yazıyorsunuz... Ve; Madde var tamam,peki BİLİNCİ varmı... Var. Nerde...
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Nesnel varlık; ne demektir! "MADDE" ve Evren/ sonsuzluk hep vardır...Kanıtı ne "LAKIRDI"... Şimdi; "MADDE" sonsuz değildir ama "NESNEL VARLIK" olan "EVREN- MADDE" SONSUZDUR... Başka bir şey yazmaya gerek varmı... Nesne; bildiğin madde... Ancak maddeden fazlası var: Enerji... Enerji değişik formlardadır; Hız olarak karşımıza çıkar, Madde olarak çıkar, Işık olarak çıkar, Dalga boyudur, parçacıktır... Herşeydedir... Ben buna Varlık diyorum... Ancak aslında Enerjidir... İnstant çok güzel açıklamış zaten... Madde enerjinin bir görünümüdür. Bildiğimiz kadarıyla, enerji hep var. Ayrıca sarıgöl: İnancı hakkında hiçbir bilimsel kanıt sunamayıp, bilimsel kanıt sunabilenlere "Lakırdı" demek
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Nesne; bildiğin madde...Ancak maddeden fazlası var: Enerji... Sayın tengeriin, Hadi senin yazdıklarından hareket edelim bakalım. Ne yazmışsın yukarıda; nesne; bildiğin madde,ancak maddeden fazlası var yazmışsın, O'da enerji... Peki. Enerji değişik formlardadır;Hız olarak karşımıza çıkar, Madde olarak çıkar, Işık olarak çıkar, Dalga boyudur, parçacıktır... Herşeydedir... Ben buna Varlık diyorum... Ancak aslında Enerjidir... İnstant çok güzel açıklamış zaten... Madde enerjinin bir görünümüdür. Bildiğimiz kadarıyla, enerji hep var. Şimdi; var olan enerji nasıl oluşmuştur! yani Evrenimiz nasıl meydana gelmiştir denilir veya denilebilinirki Enerji daima vardı ve oradan oluştu,peki Evren genişlediğine göre bir başlangıcı olması gerekir ve bu başlangıç anına'da Big Bang, devamında,planck dönemi, planck zamanı, planck sabiti denir... Ve planck zamanı'nın tarifi " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. (evren yasaları geçersizdir" Evren yasalarının geçersiz olduğu bir dönemin açıklaması nedir... Ve "NEDEN" i nedir.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Nesne; bildiğin madde... Ancak maddeden fazlası var: Enerji... Enerji değişik formlardadır; Hız olarak karşımıza çıkar, Madde olarak çıkar, Işık olarak çıkar, Dalga boyudur, parçacıktır... Herşeydedir... Ben buna Varlık diyorum... Ancak aslında Enerjidir... İnstant çok güzel açıklamış zaten... Ayrıca sarıgöl: İnancı hakkında hiçbir bilimsel kanıt sunamayıp, bilimsel kanıt sunabilenlere "Lakırdı" demek Big bang... planck zamanı; " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. "evren yasaları geçersizdir"... Varlık denilen (enerji) Bilinci varmıdır... Varsa ispatı delili nedir... Evren yasalarının geçersiz olduğu yer ne demektir... İnanç yanlız "DİN" olarak'mı vardır,yoksa Madde veya enerji'ye inanmakta bir inançmıdır... Evren genişliyormu, genişlemiyormu... Sorduklarım ve yanıtladıklarım apaçık gerçekler ve bilimsel alt yapıları var dolayısı ile bana yazılacak cevaplarında açık ve yalın olması gerek öyle alışılagelmiş nakarat olmaması lazım.
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Şimdi; var olan enerji nasıl oluşmuştur! Yanıtını verdik: Madde enerjinin bir görünümüdür. Bildiğimiz kadarıyla, enerji hep var. Dedik ya madde/nesne sonsuz değildir diye...Ama "Sonsuz" olmaması "Yok olacağı" anlamına gelmiyor... Varlığın kendisi yani Enerji var... Madde'de Enerjiye dönüşüyor; Hiçbir şey yok olmuyor... yani Evrenimiz nasıl meydana gelmiştir denilir veya denilebilinirki Enerji daima vardı ve oradan oluştu,peki Evren genişlediğine göre bir başlangıcı olması gerekir ve bu başlangıç anına'da Big Bang, devamında,planck dönemi, planck zamanı, planck sabiti denir...Ve planck zamanı'nın tarifi " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. (evren yasaları geçersizdir" Evren yasalarının geçersiz olduğu bir dönemin açıklaması nedir... Ve "NEDEN" i nedir. "Evren Yasalarının Geçersiz Olduğu" bir dönem yoktur. "Fizik Yasalarının Geçersiz Olduğu" bir dönem vardır; Çünkü Fizk yasalarının geçerli olabileceği bir fizik/nesne/madde yoktur Big-Bang'ten önce... Salt Enerji vardır ve salt enerji varken fizik yasaları yoktur... Fizik yoktur ki yasası olsun!.. Ama o salt Enerjinin elbette kendi yasaları vardı... Zaten yasaları olduğu için Big-Bang meydana geldi ve bumm! Nesne gerçekleşti... Enerjinin yasaları işledi... Enerji; maddeye dönüştü... Ancak salt enerjinin var olabildiği bir ortamı yaratamadığımız için Ve yaratmamız imkansız olduğu için Salt Enerjinin yasalarından "Madde/Nesne" ile ilintili tek bir yasasını biliyoruz: O da O salt enerjinin Maddeye dönüşümünü ortaya koyan E=mc2... Belki de bu yasa, o Salt Enerjinin tek yasasıdır... Önemli değil; Sonuçta bizi var eden yasası bu ve Nesne/Madde öncesinde Salt Enerji vardı... Fizik yasaları yoktu ama "yokluk" denilebilecek bir ortam da yoktu... Şimdi sen bana Caner Taslaman hikayeleri anlatacaksın ama alayı fıs! Ayrıca genişleyen, Enerjinin Big-Bang ile büründüğü "Madde/Nesne" formudur... Enerjinin kendisi zaten vardır; biçim değiştirir o kadar... Bir yerde yoğunlaşır, başka yerde yoğunlaşmaz... Ama sonsuzluğun her tarafı enerjinin kendisidir... Genişleyebileceği bir boşluk yoktur; Her yer o enerji ile dopdoludur... Daha neyi tanımlarken hangi kavramı kullanacağını bilmiyorsun! Ayrıca; Varlığını ispatlayamadığın "Tapını"nın "Sonsuzluğuna" akıl erdirebilirken; Varlığı ispatlanabilen "Enerji"nin "Sonsuzluğuna" nasıl akıl erdirilemez hep şaşarım! Komik...
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Big bang...planck zamanı; " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. "evren yasaları geçersizdir"... "Fizik Yasaları Geçersizdir..." Kavramlarla oynamayın ve çarpıtmayın; bu hiç etik değil... Bilmeyen birisi sizi ciddiye alacak! Salt Enerjinin olduğu ve Enerjinin henüz nesnel varlığını oluşturmadığı ortamda Nesne/Fizik yasaları geçerli değildir elbette... Ancak Enerji E=mc2'ye göre Nesne/Maddeye dönüşebildiğine göre Enerjinin en belirgin ve tespit edilebilen yasası E=mc2... Enerjinin de başlangıcı ve sonu yoktur... Hep vardır... Varlık denilen (enerji) Bilinci varmıdır...Varsa ispatı delili nedir... Yasaları vardır... İspatı; yasalarının kendisidir... Evren yasalarının geçersiz olduğu yer ne demektir... "Evren Yasalarının Geçersiz Olduğu Yer" yoktur... "Fizik Yasalarının Geçersiz Olduğu" Big-Bang öncesi Salt Enerjinin ortamı vardır... İnanç yanlız "DİN" olarak'mı vardır,yoksa Madde veya enerji'ye inanmakta bir inançmıdır... Nesne/Maddeye inanılmaz... Bu bir inanç değildir... Bilinirliktir... Bilirsiniz; o kadar... "Ben nesnenin var olduğuna inanıyorum" diyemezsiniz... Var olduğundan emin olursunuz, var olduğunu bilirsiniz... Evren genişliyormu, genişlemiyormu... "mu" soru eki her zaman ayrı yazılır Türkçede... Enerjiden oluşan Nesnel Varlık (ki siz sanırım buna 'Evren' diyorsunuz) genişlemektedir... Benim söylediğim Varlık (Enerji) hep vardır... Nesne/Madde'den önce de vardır... Başı ve sonu yoktur...
Gönderi tarihi: 5 Temmuz , 2009 16 yıl Şimdi sen bana Caner Taslaman hikayeleri anlatacaksın ama alayı fıs! Tengeriin, Caner Taslaman'dan alıntı yapıp sana yazmam çünkü o pırıl,pırıl bilim adamı ben buradayım yeterde artar bile... "Evren Yasalarının Geçersiz Olduğu" bir dönem yoktur."Fizik Yasalarının Geçersiz Olduğu" bir dönem vardır; Çünkü Fizk yasalarının geçerli olabileceği bir fizik/nesne/madde yoktur Big-Bang'ten önce... Böyle yazmışsınız... Şimdi;Big Bang'tan önce,Fizik yasalarının geçersiz olduğu bir dönem vardır deyip, "EVREN YASALARININ GEÇERSİZ OLDUĞU BİR DÖNEM YOKTUR" yazıp,yazdıklarınızla TEZAT teşkil ediyorsun çünkü Big Bang'tan önce EVREN'mi vardı'ki YASASI OLSUN üstelik sanki oradaymış gibi teori üretmek bilimsel görüşe uymaz... Salt Enerji vardır ve salt enerji varken fizik yasaları yoktur...Fizik yoktur ki yasası olsun!.. Ama o salt Enerjinin elbette kendi yasaları vardı... Mesela, en azından bir tahmininizi alabilirmiyiz... Ama o salt Enerjinin elbette kendi yasaları vardı...Zaten yasaları olduğu için Big-Bang meydana geldi ve bumm! Nesne gerçekleşti... Enerjinin yasaları işledi... Enerji; maddeye dönüştü... Sayın tengeriin, Big Bang'tan sonra Planck zamanı oluştu ve " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. "evren yasaları geçersizdir"... DİKKAT EVREN VAR VE YASALARI GEÇERSİZ... Bir yazıyorsun; ( "Evren Yasalarının Geçersiz Olduğu" bir dönem yoktur) fakat Big Bang'tan sonra bile Planck zamanında bile Evren yasaları geçersiz, şimdi sizemi inanalım yoksa bilimsel verilere'mi ne dersiniz bir karar verseniz diyorum... Ancak salt enerjinin var olabildiği bir ortamı yaratamadığımız içinVe yaratmamız imkansız olduğu için Salt Enerjinin yasalarından "Madde/Nesne" ile ilintili tek bir yasasını biliyoruz: O da O salt enerjinin Maddeye dönüşümünü ortaya koyan E=mc2... Belki de bu yasa, o Salt Enerjinin tek yasasıdır... Önemli değil; Neden önemli değil'ki, bak; Einsten’ın yaklaşımı zaman konusunda zihinlerde çok köklü bir devrim yaptı. Einstein’ın formüllerinin sonucu olan uzayın genişlemesi ise, zamanın başlangıcına doğru götürüldüğünde, uzayın yok olduğunu gösteriyordu. İzafiyet teorisinin formüllerine göre uzaya bağlı olan zaman, böylece, uzay ile ve madde ile aynı anda yaratılmış oluyor ve salt enerji onu meydana getiriyor, (sizin deyiminiz) peki Planck zamanında Evren yasalarını bilemiyoruz'da Big Bang'tan önceki durumu "KENDİ YASALARI VAR" deyip birde "BUM" eklemek neyin nesi... Oradamıyız yoksa... Şimdilik.
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl "Fizik Yasaları Geçersizdir..."Kavramlarla oynamayın ve çarpıtmayın; bu hiç etik değil... Bilmeyen birisi sizi ciddiye alacak! planck zamanı; " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. "evren yasaları geçersizdir"... . Başlangıçtaki hv=kT denklemi dönemi (her şeyin ışık veya foton olduğu dönem) giderek madde oluşumuna izin verir hale gelir ve enerji maddeye dönüşür: hv=m•c2=E. Bu denklemlerde h Planck sabiti, v frekans, k Boltzmann sabiti, T sıcaklık K, c ışığın boşluktaki hızıdır... Evren yasaları denilen veya sizin öyle yazdığınız olay şimdi alıntılayacağım şeyi gerçekleştirirken " Şişme bu devrede kütleçekim kuvvetine göre inanılmaz derecede güçlüdür. Bir saniyenin yüz trilyon çarpı trilyon çarpı trilyonda biri kadar bir zamanda (10-34 saniye) evren iki kat genişler" ve; Bilinçli bir şüreç takip eder yani bu enerji (salt) bu dönüşümü kendi yasaları ile oluşturduğunu (bilinçli) nasıl kanıtlanır ve EVREN YASALARI NEREDEDİR... Enerjinin de başlangıcı ve sonu yoktur...Hep vardır... Yasaları vardır... İspatı; yasalarının kendisidir... Benim sorduğum "Varlık denilen enerjinin bilinci varmıdır, varsa ispatı delili nedir" yoksa senin yazdığını okula gitmeyenler bile biliyor... Salt Enerjinin olduğu ve Enerjinin henüz nesnel varlığını oluşturmadığı ortamda Nesne/Fizik yasaları geçerli değildir elbette...Ancak Enerji E=mc2'ye göre Nesne/Maddeye dönüşebildiğine göre Enerjinin en belirgin ve tespit edilebilen yasası E=mc2... Enerjinin en belirgin ve tespit edilebilen yasası E=mc2 olması onun bilinçli olduğunun DELİLİMİDİR... Yoksa enerjinin başlangıcı ve sonu olmaması demek ona bir şey atfediyorsun anlamına gelir,peki o zaman sen determinizme inanıyorsun demektir yahut şu anki Evrenimizin İnsanoğlunu bilinçli var ettiğine ve kendisinde'de bilinç olduğuna hükmediyorsun demektir ve Evrim teorisini bile çökerttin çünkü evrim evrim bilinçli olmayan bir süreçten şans,gereklilik,raslantısal bir evrilme ile bilinçli sürece geçer der... Nesne/Maddeye inanılmaz...Bu bir inanç değildir... Bilinirliktir... Bilirsiniz; o kadar... "Ben nesnenin var olduğuna inanıyorum" diyemezsiniz... Var olduğundan emin olursunuz, var olduğunu bilirsiniz... Siz neye inanıyorsunuz o vakit, bu kainat ve düzen bu kadar mükemmellikte ve bilinçli bir süreçten nasıl oluşmuş salt enerjinin abra kadabrası ilemi yoksa... Soru eki " MU" yu ayrı yazmadığım için kusura bakma,aklım mu uygarlığına takılmıştır... Şimdi; Enerjiden oluşan Nesnel Varlık (ki siz sanırım buna 'Evren' diyorsunuz) genişlemektedir... Benim söylediğim Varlık (Enerji) hep vardır... Nesne/Madde'den önce de vardır... Başı ve sonu yoktur... Başı ve sonu olmaması (enerjinin,varlık) kendisini niye madde yapıp yok olmaya karar vermiş yahut mahkum etmiş, genişleyen bir Evrenin bir başlangıcı olur ve nihayete erdiği zaman kendini nasıl toplayacak (yeniden oluşma) hep aynımı tekrar edecek, big bang,big bang, planck zamanı, planck zamanı... Yani aç kapa artema misali...
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Ayrıca;Varlığını ispatlayamadığın "Tapını"nın "Sonsuzluğuna" akıl erdirebilirken; Varlığı ispatlanabilen "Enerji"nin "Sonsuzluğuna" nasıl akıl erdirilemez hep şaşarım! Komik... [/b][/size][/font] Varlığı ispatlanan enerji'nin " BİLİNCİ" yani "İRADESİ" olmadığını biliyorumda ondan... Ama KÜLLİ İRADE'nin yanlız İnsanı yaratması bile varlığının delillerindendir... Ki o İnsan enerji'ye sonsuzluk verir kendini yaratanı görmez... Yetmezmi.
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Tengeriin,Caner Taslaman'dan alıntı yapıp sana yazmam çünkü o pırıl,pırıl bilim adamı ben buradayım yeterde artar bile... Referansın belli işte: Caner Taslaman... Etik sahibi olmayan birisi... Böyle yazmışsınız...Şimdi;Big Bang'tan önce,Fizik yasalarının geçersiz olduğu bir dönem vardır deyip, "EVREN YASALARININ GEÇERSİZ OLDUĞU BİR DÖNEM YOKTUR" yazıp,yazdıklarınızla TEZAT teşkil ediyorsun çünkü Big Bang'tan önce EVREN'mi vardı'ki YASASI OLSUN üstelik sanki oradaymış gibi teori üretmek bilimsel görüşe uymaz... Tezat değildir. Evren ya da kainat Big-Bang'den önce de vardır. Big-Bang'in nerede gerçekleştiğini sanıyorsun sen anlamıyorum! Evren dediğin yer sonsuzdur; Enerji ile doludur. Evren'de enerji bir noktada yoğunlaşmış ve Nesnel boyutunu kazanmıştır. Yani Big-Bang ile Nesnel varlık oluşmuştur; Evren değil... Evren zaten vardır; sonsuzdur... Ayrıca sen mi Bilimsel Görüş'ü öğrtiyorsun Sarıgöl; yapma; din kardeşiyiz! Sayın tengeriin,Big Bang'tan sonra Planck zamanı oluştu ve " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. "evren yasaları geçersizdir"... DİKKAT EVREN VAR VE YASALARI GEÇERSİZ... Bir yazıyorsun; ( "Evren Yasalarının Geçersiz Olduğu" bir dönem yoktur) fakat Big Bang'tan sonra bile Planck zamanında bile Evren yasaları geçersiz, şimdi sizemi inanalım yoksa bilimsel verilere'mi ne dersiniz bir karar verseniz diyorum... Big-Bang Nesnel varlığın başlangıcıdır; Enerji Nesnel formuna bürünmüştür. Big-Bang'den önce Enerjinin bulunduğu o sonsuz evren hep vardı... Takılmış plak gibi Planck deyip durmayın; ne olduğunu bilmiyorsunuz... Neden önemli değil'ki, bak; Einsten’ın yaklaşımı zaman konusunda zihinlerde çok köklü bir devrim yaptı. Einstein’ın formüllerinin sonucu olan uzayın genişlemesi ise, zamanın başlangıcına doğru götürüldüğünde, uzayın yok olduğunu gösteriyordu. İzafiyet teorisinin formüllerine göre uzaya bağlı olan zaman, böylece, uzay ile ve madde ile aynı anda yaratılmış oluyor ve salt enerji onu meydana getiriyor, (sizin deyiminiz) peki Planck zamanında Evren yasalarını bilemiyoruz'da Big Bang'tan önceki durumu "KENDİ YASALARI VAR" deyip birde "BUM" eklemek neyin nesi...Oradamıyız yoksa... Şimdilik. Sarıgöl; bunlar oldukça düzgün ve kurallı tümceler? Hayırdır, nereden koplayıp yapıştırdın!? planck zamanı; " 10^-43 sn. bu zaman'ın altı bilinemez. "evren yasaları geçersizdir"... Hiç birşey yoktan var edilemez sarıgöl; boşuna çabalama... Başlangıçtaki hv=kT denklemi dönemi (her şeyin ışık veya foton olduğu dönem) giderek madde oluşumuna izin verir hale gelir ve enerji maddeye dönüşür: hv=m•c2=E. Bu denklemlerde h Planck sabiti, v frekans, k Boltzmann sabiti, T sıcaklık K, c ışığın boşluktaki hızıdır... Kendinin bile anlamadığın şeyleri kopyalayıp yapıştırma... Evren yasaları denilen veya sizin öyle yazdığınız olay şimdi alıntılayacağım şeyi gerçekleştirirken " Şişme bu devrede kütleçekim kuvvetine göre inanılmaz derecede güçlüdür. Bir saniyenin yüz trilyon çarpı trilyon çarpı trilyonda biri kadar bir zamanda (10-34 saniye) evren iki kat genişler" ve; Bilinçli bir şüreç takip eder yani bu enerji (salt) bu dönüşümü kendi yasaları ile oluşturduğunu (bilinçli) nasıl kanıtlanır ve EVREN YASALARI NEREDEDİR... Ben şimdiye kadar hayatımda hiçbir Fizikçiden "Evren Yasaları" diye bir yasa çeşidi duymadım... "Fizik" yasaları vardır ve Nesne/Madde/Fizik ile ilgilidir... Evrende bilinçli bir süreç yoktur; Herşey Fiziğin ya da Enerjinin yasaları ile mümkündür ve onları yaratan birisi yoktur. Enerji hep vardır ve işler durur... Benim sorduğum "Varlık denilen enerjinin bilinci varmıdır, varsa ispatı delili nedir" yoksa senin yazdığını okula gitmeyenler bile biliyor... Bilemiyorum; benimle oturup iki çay içip sohbet etmişliği yoktur... Evrenin yasaları vardır; işler... Bilincin olması gerekmez... Mıknatıs demir tozlarını çekerken bunu bilinçli mi yapıyor? Hayır... Onun doğası öyle... Enerjinin en belirgin ve tespit edilebilen yasası E=mc2 olması onun bilinçli olduğunun DELİLİMİDİR...Yoksa enerjinin başlangıcı ve sonu olmaması demek ona bir şey atfediyorsun anlamına gelir,peki o zaman sen determinizme inanıyorsun demektir yahut şu anki Evrenimizin İnsanoğlunu bilinçli var ettiğine ve kendisinde'de bilinç olduğuna hükmediyorsun demektir ve Evrim teorisini bile çökerttin çünkü evrim evrim bilinçli olmayan bir süreçten şans,gereklilik,raslantısal bir evrilme ile bilinçli sürece geçer der... Determinizmin katı kuralları var mıdır; nelerdir bilemem... Ama herşeyin Amaçsız Nedenleri vardır. Kuşların uçabilmeleri, kanatlarının amacı değildir... Kuşların kanatları, onların uçmalarının nedenidir... İnancın iki saplantısı vardır: 1- Amaçlı Nedenlilik (olması gerektiği uydurması) 2- Herşeyin önceden bilinçli birşey tarafından planlanmış olduğu (saçmalığı) Bilincin olmaması demek "Tesadüfler vardır" demek değildir. Evrende hiçbir şey tesadüf eseri değildir. Demirefe'nin imzasındaki gibi: "Tesadüflerin bile nedeni vardır..." Siz neye inanıyorsunuz o vakit, bu kainat ve düzen bu kadar mükemmellikte ve bilinçli bir süreçten nasıl oluşmuş salt enerjinin abra kadabrası ilemi yoksa... Benim söylemediğim şeyleri kendi mantığınıza uydurmaya çalışıp söylemişim gibi bir izlenim yaratmayın. Evrenin yasaları vardır bilinci değil. O yasaları yaratan da yoktur. Onlar zaten vardır... Soru eki " MU" yu ayrı yazmadığım için kusura bakma,aklım mu uygarlığına takılmıştır... Bari espri yapma! Başı ve sonu olmaması (enerjinin,varlık) kendisini niye madde yapıp yok olmaya karar vermiş yahut mahkum etmiş, genişleyen bir Evrenin bir başlangıcı olur ve nihayete erdiği zaman kendini nasıl toplayacak (yeniden oluşma) hep aynımı tekrar edecek, big bang,big bang, planck zamanı, planck zamanı...Yani aç kapa artema misali... Enerji yok olmamış ki? Hala var... Kim dedi yok oldu diye? Form değiştirdi ve o da tümü değil... Tübitak "Bilim ve Teknik" dergisinin bir sayısında, uzayın hala enerji ile dopdolu olduğunu anlatmıştı daha önce. Varlığı ispatlanan enerji'nin " BİLİNCİ" yani "İRADESİ" olmadığını biliyorumda ondan...Ama KÜLLİ İRADE'nin yanlız İnsanı yaratması bile varlığının delillerindendir... Ki o İnsan enerji'ye sonsuzluk verir kendini yaratanı görmez... Yetmezmi. Ya hu bi git yaa! Külli İrade dediğin şeyin varlığını bana ispatlar mısın? Hanidir, nerededir, nasıldır, işlevi nedir, içeriği nedir, kaynağı nedir? Ortaya koyar mısın?
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Yer çekiminin varlığının isbatı bilimsel değil, aklidir. Yani yer çekimini isbatlamak bilimle hiç bir şekilde mümkün değildir. Çünkü yer çekimi, fiziki ve direkt hissedilen bir varlık değildir. Yer çekiminin varlığı duyu organlarıyla(2) hissedilebilir (yani akletilebilir), o yüzden bu rededilemez. Yalnız yer çekimini hissetmek direkt değil, endirekt şekilde olur. Mesela masadan bir bardağın yere düştüğünü direkt hissettiğimiz zaman, yer çekimini endirekt şekilde hissedebiliriz. Yer çekimi fiziki bir varlık olmadığı için onu direkt hissetmek mümkün değildir. bende hiçbirşey anlamadım arkadaşımızın yazdıklarından. Altını çizdiğim cümlelerin ise dizimini bile anlayamadım.
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Ben şimdiye kadar hayatımda hiçbir Fizikçiden "Evren Yasaları" diye bir yasa çeşidi duymadım..."Fizik" yasaları vardır ve Nesne/Madde/Fizik ile ilgilidir... Tengeriin bak yine olayı yanlış yere çekmissin... Ve nedeni; "Evren Yasalarının Geçersiz Olduğu[/i]" bir dönem yoktur. Referansın belli işte: Caner Taslaman...Etik sahibi olmayan birisi... Caner Taslaman'ın etik olmayan herhangi bir yazısı varmı... Sonra Taslaman'a gerek yok ben yeterim sana. Evren ya da kainat Big-Bang'den önce de vardır.Big-Bang'in nerede gerçekleştiğini sanıyorsun sen anlamıyorum! Evren dediğin yer sonsuzdur; Enerji ile doludur. Evren'de enerji bir noktada yoğunlaşmış ve Nesnel boyutunu kazanmıştır. Yani Big-Bang ile Nesnel varlık oluşmuştur; Evren değil... Evren zaten vardır; sonsuzdur... Büyük Patlama ya da Big Bang, evrenin yaklaşık 13,7 milyar yıl önce aşırı yoğun ve sıcak bir noktadan meydana geldiğini savunan evrenin evrimi kuramı ve geniş şekilde kabul gören kozmolojik model. İlk kez 1920’lerde Rus kozmolog ve matematikçi Alexander Friedmann ve Belçikalı fizikçi papaz Georges Lemaître tarafından ortaya atılan, evrenin bir başlangıcı olduğunu varsayan bu teori, çeşitli kanıtlarla desteklendiğinden bilim insanları arasında, özellikle fizikçiler arasında geniş ölçüde kabul görmüştür. Teorinin temel fikri, halen genişlemeye devam eden evrenin geçmişteki belirli bir zamanda sıcak ve yoğun bir başlangıç durumundan itibaren genişlemiş olduğudur. Georges Lemaître’in önceleri “ilk atom hipotezi” olarak adlandırdığı bu varsayım günümüzde “büyük patlama teorisi” adıyla yerleşmiş durumdadır. Modelin iskeleti Einstein’ın genel görelilik kuramına dayanmakta olup, ilk Big Bang modeli Alexander Friedmann tarafından hazırlanmıştır. Model daha sonra George Gamow ve çalışma arkadaşları tarafından savunulmuş ve ilk nükleosentez olayı eklenmek suretiyle geliştirilerek sunulmuştur... Vikipedi, özgür ansiklopedi Kısaca... Bak Big Bang'tan önce "SENİN EVRENİN YOK"... Evrende bilinçli bir süreç yoktur;Herşey Fiziğin ya da Enerjinin yasaları ile mümkündür ve onları yaratan birisi yoktur. Enerji hep vardır ve işler durur... Stephen Hawking de, her ne kadar evrenin kökenini rastlantılarla açıklamaya çalışsa da, Zamanın Kısa Tarihi isimli kitabında evrenin genişleme hızındaki bu olağanüstü dengeyi şöyle kabul eder: Evrenin genişleme hızı o kadar kritik bir noktadadır ki, Big Bang'ten sonraki birinci saniyede bu oran eğer yüz bin milyon kere milyonda bir daha küçük olsaydı evren şimdiki durumuna gelmeden içine çökerdi. Ne yasa imiş... Big Bang'tan öncesini ve Planck zamanı'nı tarif edemiyor yanlız NAKARAT gibi aynı şeyi tekrar ediyor... Enerji hep vardır ve işler durur... Bu işleme ve fişleme Big Bang'tan önceki "EVRENDE'DE" varmış... mış,mış... Big Bang'tan önceki Evren... Evrenin yasaları vardır; işler...Bilincin olması gerekmez... Mıknatıs demir tozlarını çekerken bunu bilinçli mi yapıyor? Hayır... Onun doğası öyle... Mıknatıs doğası gereği demir tozlarını çeker tamam ve bilinci yoktur o'da tamam, fakat bazı İnsanlarada Madeni bir şey yapıştırdınmı üzerlerinde durur ve İnsanın bilinci vardır... BİLİNCİ OLMAYAN YASALAR?... Bak bilinçle yapılan mıknatıs çeşitleri; Suni mıknatıslar: Bu mıknatıslar suni vasıtalarla manyetik özelliği kazanırlar. Ya devamlı veya geçici bir zaman içinde mıknatıs haline gelirler. Elektromıknatıslar: Ham demir çubuk etrafına sarılmış geçirgen bir sargı (selenoit) dan elektrik akımı geçmesi halinde meydana gelirler. Ve TASARLANIP MEYDANA ÇIKAN; Tabii mıknatıslar: Çekme ve itme kuvveti mıknatısın kendinde mevcuttur. Ve ne tesadüf nede yasa ile izah edilebilir mıknatısa bu görevi verene BAK... Ama herşeyin Amaçsız Nedenleri vardır.Kuşların uçabilmeleri, kanatlarının amacı değildir... Kuşların kanatları, onların uçmalarının nedenidir... Sanki kuşların "AYAKLARI" uçmalarının nedeni... Ve "AMAÇSIZ NEDEN"... Ve kuşların uçmaları kanatların nedeni değilde, uçmaları kanatın nedeni imiş... İyi uçmalar... Arasındaki fark nedir,neyi anlatmaya çalışıyorsun... Sen hiç DEVE KUŞU GÖRMEDİNMİ... Kanadı var uçamaz, Deve derler yük taşımaz. İnancın iki saplantısı vardır:1- Amaçlı Nedenlilik olması gerektiği uydurması 2- Herşeyin önceden bilinçli birşey tarafından planlanmış olduğu saçmalığı Bilincin olmaması demek "Tesadüfler vardır" demek değildir. Evrende hiçbir şey tesadüf eseri değildir. Amaçsız " NEDENLİLİK" varmıdır... Her şeyin planlanmamış olması zırvası nedir... Ve "TESADÜFÜN" olmadığı yerde ne vardır... Sakın yasa deme çünkü yasayı'da ne tesadüf nede bilinçsiz bir şey tasarlayabilir ... Tesadüflerin bile nedeni vardır. Bak şimdide tesadüflerin nedeni'ne sarıldın... Hani Evrende hiç bir şey tesadüf değildi... Ve tesadüf'te neden aranmaz çünkü EVRENDE TESADÜFE TESADÜF EDİLMEZ (Sokrat) yaratma ve tevafuk herşeyi belirler... Külli İrade dediğin şeyin varlığını bana ispatlar mısın?Hanidir, nerededir, nasıldır, işlevi nedir, içeriği nedir, kaynağı nedir? Ortaya koyar mısın? Kaynağı "CÜZİ İRADE" O'nu aklediyor, hissediyor,yaşıyor, ve BİLİNÇ li... Ve DNA; Bugüne kadar yaşamış, gelmiş geçmiş her canlı türünün bütün özellikleri bilgi olarak DNA'ya yüklense toplam DNA hacmi bir çay kaşığının ancak küçük bir kısmını doldururdu. Dahası geriye şu ana kadar yazılmış bütün kitapları saklayabilecek kadar boşluk kalırdı. Michael Denton. Evolution: A Theory in Crisis. London: Burnett Books, 1985, s. 334. Kim tasarlayabilir bu muhteşemliği... YASAMI... Gerisi teferruat.
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Şimdi ben sadece bir soru soracağım. Konuyu dağıtmadan, çarpıtmadan sorularıma yanıt isterim. Ha yanıtlamak istemezsiniz, o sizin bileceğiniz iştir... A ve B isimli iki şahıs düşünelim. Bunlardan A kişisi, oldukça güçlü, her konuda yetkin, çalışkan ve üretken birisi olsun. B kişisi de, tam tersi bir kişilik... B kişisi, A'nın yaptıklarından, ürettiklerinden sadece işine gelenleri alıp işine gelmeyenleri safsata diye değerlendiriyorsa, onun gücünden sadece ve sadece kendi işine geldiği gibi yararlanıyorsa bunun adı nedir? Kabul ettiği de etmediği de A'nın ürünleri iken bu neyi gösterir? B'nin acizliğini ve A'ya muhtaç olduğunu değil de başka neyi?
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Evet A tanrı ise: B'nin acizliğini ve A'ya muhtaç olduğunu değil de başka neyi? Yoksa piyasalist düşünceyse bu... Bence ikiside yanlış yapıyor...
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Caner Taslaman'ın etik olmayan herhangi bir yazısı varmı...Sonra Taslaman'a gerek yok ben yeterim sana. Caner Taslaman, HY'nın güya Fizik'teki versiyonu. Bilimin verilerini alır, hurafeleri açıklamaya çalışır... Sen yetemezsin: sadece nefes alıp veriyorsun... Bak Big Bang'tan önce "SENİN EVRENİN YOK"... Big-Bang'den önce ve sonra hep var... Ne yasa imiş...Big Bang'tan öncesini ve Planck zamanı'nı tarif edemiyor yanlız NAKARAT gibi aynı şeyi tekrar ediyor... Enerji hep vardır ve işler durur... Bu işleme ve fişleme Big Bang'tan önceki "EVRENDE'DE" varmış... mış,mış... Big Bang'tan önceki Evren... Enerji hep vardır ve işler durur... Mıknatıs doğası gereği demir tozlarını çeker tamam ve bilinci yoktur o'da tamam, fakat bazı İnsanlarada Madeni bir şey yapıştırdınmı üzerlerinde durur ve İnsanın bilinci vardır... İnsan bilinci ile mi çekiyor mıknatısı? Tabi tabi; bende zaten dün magneto'yu gördüm; X-man'den çıkıp gelmiş! Kurduğun mantığa bakar mısın? BİLİNCİ OLMAYAN YASALAR?...Bak bilinçle yapılan mıknatıs çeşitleri; Suni mıknatıslar: Bu mıknatıslar suni vasıtalarla manyetik özelliği kazanırlar. Ya devamlı veya geçici bir zaman içinde mıknatıs haline gelirler. Elektromıknatıslar: Ham demir çubuk etrafına sarılmış geçirgen bir sargı (selenoit) dan elektrik akımı geçmesi halinde meydana gelirler. Ve TASARLANIP MEYDANA ÇIKAN; Tabii mıknatıslar: Çekme ve itme kuvveti mıknatısın kendinde mevcuttur. Ve ne tesadüf nede yasa ile izah edilebilir mıknatısa bu görevi verene BAK... Bilinçle yapılan mıknatıslar, doğanın var olan yasaları kullanılarak yapılır. Onlar yapılmadan önce o yasalar vardır. Bir bilincin ürünü değillerdir ve doğanın kendisindedirler... Sanki kuşların "AYAKLARI" uçmalarının nedeni...Ve "AMAÇSIZ NEDEN"... Ve kuşların uçmaları kanatların nedeni değilde, uçmaları kanatın nedeni imiş... İyi uçmalar... Arasındaki fark nedir,neyi anlatmaya çalışıyorsun... Sen hiç DEVE KUŞU GÖRMEDİNMİ... Kanadı var uçamaz, Deve derler yük taşımaz. "Aman yaleppim, şu guşların ganadına bak! Yaleppim bunları uçsunlar deyü onlara virmiş!" diye birşey yok demek istiyorum! Şu var: "Kuşlar uçarlar, çünkü uçmaya yarayan kanatları vardır. Evrim, kuşların atalarının kanatları yokken 'şunlara kanat evrilteyim de uçsunlar' dememiştir. Kanatların genleri onlar nesilden nesile türedikçe gelişmiştir ve sonunda uçmaya yaramıştır. 'Yaleppim uçsun deyü virdi!' gibi bir saçmalık yoktur!" Kanatları bir "Amaç" için yaratılmamıştır/tasarlanmamıştır ama var olmalarının salt bir nedeni vardır. Yeterince açık ve net sanırım... Amaçsız " NEDENLİLİK" varmıdır...Her şeyin planlanmamış olması zırvası nedir... Ve "TESADÜFÜN" olmadığı yerde ne vardır... Sakın yasa deme çünkü yasayı'da ne tesadüf nede bilinçsiz bir şey tasarlayabilir ... Bak şimdide tesadüflerin nedeni'ne sarıldın... Hani Evrende hiç bir şey tesadüf değildi... Ve tesadüf'te neden aranmaz çünkü EVRENDE TESADÜFE TESADÜF EDİLMEZ (Sokrat) yaratma ve tevafuk herşeyi belirler... O söz bir ironidir arkadaşım. Tesadüf sanılan şeylerin aslında bir nedensellik ürünü olduklarını düşündürür; anlayabilenlere... Amaçlı Neden: "Rabbim bu gözleri görelim deyü virdi bize!" Amaçsız Neden: "Görüyoruz çünkü gözlerimiz vardır. Atalarımızın ilkel görme organları, bugünkü formuna evrilmeyi amaçlamamışlardır ve bir kimse de böyle bir amaçla onlara bahşetmiş değildir. Atalarımızdan evrimsel süreçte daha iyi görenler genlerini aktarabildikçe gelişmişler ve bugünkü formuna evrilmişlerdir. Amaçları yoktur ama işe yaramışlardır" Amaçlı Neden: Adamın birisinin paraya çok ihtiyacı vardır ve dua eder. Yolda bir para bulur ve şöyle düşünür "Yaleppim duamı kabul ettin, yoluma para çıkardın!" Amaçsız Neden: Adamın birisinin paraya çok ihtiyacı vardır ve yolda karşısına bir miktar para çıkar. Şöyle düşünür "Acaba bu parayı kim düşürdü? Beklesem de aramaya gelirse versem mi?" İlki paranın orada bulunmasının bir amacı olduğunu düşünür; onun o parayı bulması... İkincisi paranın orada olmasının bir amacı değil, amaçtan bağımsız bir nedeni olduğunu bilir... Sen ilk kişiye örneksin... Kaynağı "CÜZİ İRADE" O'nu aklediyor, hissediyor,yaşıyor, ve BİLİNÇ li...Ve DNA; Bugüne kadar yaşamış, gelmiş geçmiş her canlı türünün bütün özellikleri bilgi olarak DNA'ya yüklense toplam DNA hacmi bir çay kaşığının ancak küçük bir kısmını doldururdu. Dahası geriye şu ana kadar yazılmış bütün kitapları saklayabilecek kadar boşluk kalırdı. Michael Denton. Evolution: A Theory in Crisis. London: Burnett Books, 1985, s. 334. Kim tasarlayabilir bu muhteşemliği... YASAMI... Kimse tasarlamıyor... Evrim ortaya koyuyor...
Gönderi tarihi: 6 Temmuz , 2009 16 yıl Kimse tasarlamıyor...Evrim ortaya koyuyor... Evrim kuramı, evrim bilimini yakından bilen bilim adamlarında artık "kuram" olarak değil, "kanun" olarak kabul görüyor. Bu kanun, HY ve benzeri kaynakları okuyanlar tarafından ise "safsata" gözü ile bakılıyor Aradaki farkı anlatmaya gerek var mı? Sayelerinde 100 yıl öteden takip etmek ve anlamak durumundayız toplumca...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.