Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Önerilen İletiler

Gönderi tarihi:
Ermeni cetelerinden özür dileme kampanyasi acanlar ve onlari alkislayanlar oldugu kadar,en azindan dün bu ülke icin calismis olmalarinin hatirina Catli ve arkadaslarinida alkislayanlar olacaktir.

 

 

saygilarla

 

Özüre dileyerek,arada ki benzerliği ve sahip çıkılanları yazmanızı isteyebilir miyim?

  • Cevaplar 129
  • Tarih
  • Son Cevap

Bu Başlıkta En Çok Gönderenler

Gönderi tarihi:
Sn.Kaplan, Soner Yalçın’a inanmayacaksak, o dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın Başbakanlık müsteşarı Kutlu Savaş’a hazırlattığı ‘Susurluk Raporu’ na da mı inanmayalım ?

 

Ayrıca, Soner Yalçın o kitabında, vatan şairi Mehmet Akif Ersoy’un dindar olmadığını değil, Atatürk devrimlerine karşı olmadığını ifade ediyor. Çünkü, onun Mısır'a gidişini Atatürk'e karşı olduğu içinmiş gibi gösterenler var. Biz de onları çok iyi biliriz. Siz de Atatürk'ün medenileşme hedefini hayvan gibi beden açmak olarak anlıyorsanız size diyecek bir lafım yok.

Sn doğrucu davut kitabı okudum ve bakış açısı önemli olan.

 

Ayrıca Atatürkün medenileştirme hedefiyle ilgili birşey yazdımmı ben.Bu manayı nerden çıkardınız? Mehmet akifin Bakış açısını alatırken Almanları öven sözlerini yazmış diyorum.

 

Siz bu farkı görmeye bilirsiniz sizin bakışı açınız farkı çünkü.Bende Almanları öven sözler yerine,yada bunun yanına verdiğim medeniyet örneği gibi bir örnek gösterbilirdi.

 

Ayrıca Akp ile uzaktan yakından alakam yok fakat dikkatimi çeken konulardan biri ise, 8-10 akp li bakan ve vekil eşlerininin okuyop avukat,öğretmen olduktan sonra evlenip başlarını örterekmesleklerini yapmadığını evlerine kapandığını vurguluyor.

 

Oysa akp de sanırım 340 millet vekili var ve bir çoğunun eşinin başı açık ,kapalı olanlarında bir çoğununun mesleği var ve mesleğine devam ediyorlar.

Bu akp yanlız bu 10 kişidenmi ibarettir diye aklımdan geçiyor.

 

Bunun derdi Akp üzerinden başötüsüne vurmak...Bunu yaparkende o kadar tarflı yazıyorki,bunun üstünede objektif olduğunu söylüyor...bizde inandık !Bunun kitabında dikkatimi çekenlerden konulardan biriydi.

 

saygılar.

Gönderi tarihi:
Öncelikle rahatsız olduğum için cevabı geç yazdım malum grip mevsimi naneyi yuttuk bizde....Cevabını okuyuncada çok şaşırdım bu şekilde bir cevap beklemiyordum şahsen ...

Sayın CYRANO nikli arkadaşım...Sanırım sende hukukçusun...

 

Müşteki; şikayetçi, yakınan kişi anlamındadır ve ''ceza'' davalarında kullanılan bir kavramdır. ceza mahkemelerindeki (Sulh ceza mahk.- Asliye ceza mahk. - Ağır ceza mahk.) davalarda şikayetçilere yani mağdura ya da mağdurlara müşteki denir.Hukuk mahkemelerinde ise ki bunlar Sulh hukuk mahk. - Asliye hukuk mahk.- Aile mahk. - idare, iş, vergi mahkemeleri şikayetçiye davacı, aynı konumdaki kişiye ceza davasında ''müşteki'' denir.Sadece zarar gören kişi değil zarar görenin yakını da zarar gören ölürse müşteki olabilir.

 

Bir kere bu konuda mutabik olalım.İkincisi gelelim kaçakçılık davasına.Kaçakçılık davaları Ceza Hukukunda görülür.Türk hukuku iki daldır. KAMU hukuku ve ÖZEL hukuk. Ceza hukuku ise kamu hukukunun içinde yer alır. yani kamu hukukuyla ceza hukuku farklı şeyler değildir. ceza hukuku-anayasa hukuku-idare hukuku-vergi hukuku KAMU HUKUKUNUN alt dallarıdır. Uyuşturucu kaçakçılığı Türk Ceza Kanununda sayılan suçlardan birisidir dolayısıyla ceza hukuku kapsamına girer.Ancak belirtmek gerekir ki inca bir nüans vardır.yargılama açısından ceza kapsam açısından ise kamudur.Çünkü her suçta kamu zarar görür.O yüzden kamu geneldir.İçinde ayrışma vardır.KOnunun o tarafları zaten Derya denizdir ....

 

Kamu- Şahsi dava ayrımı vardır.Şahsi davalarda müşteki olur kamu davasında müdavildir.şikayete baglı suclarda sahsı dava soz konusudur.uyusturucu kacakcılıgında suctan zarar goren kısı mudahıl olur müşteki kamu hukuku olur.

 

Ancak hukuk davasında ''davacının'' muhakkak olması gerekirken, ceza davalarında her zaman ''müşteki'' olmaz. Çünkü dediğim gibi müşteki şikayetçi olan kişidir. ama bazı ceza davalarında şikayetçi yoktur. gene de hakim isterse ve aklına uygun bulursa davaya kabul edebilir.Savunmada ona göre değişir.kısacası suçtan zarar gören herkes müşteki olabilir

 

Arkadaşım benim yazdıklarımı tekrar bana yazmak yerine, "müştekiden gelen iddianame" ne onu söyler misin kısaca ?

 

"müşteki kamu hukuku olur" gibi bir ifade tümden yanlıştır. Kamu müşteki olmaz. Bu ancak oda belki en ilkel hukuk sistemlerinde olabilir. Yüzlerce ya da binlerce yıl önceki hukuk sistemlerinde. Zira böyle bir ifade savcıyı ve mahkemeyi taraf yapar.

 

Türkiyenin herhangi bir şekilde iade talebide olmamıştır.Çünkü uyuşturucu kaçakçılığını yaparken fiil içinde Türkiyenin müteselsilen bir bağı yoktur.

 

Şimdi öncelikle iddia sahibi olduğumuz konular hakkında önce bilgi sahibi olucaz. Bu önemlidir. Zira Çatlı Fransa'da yakalandığında Türkiye iade talebinde bulunmuş. Ve Türkiye'de idam cezası olduğu gerekçesiyle Fransa Türkiye'nin iade talebini reddetmiştir.

 

Zaten daha sonraki yakalanan şahısların ifadelerinde Çatlının uyuşturucu kaçakçılığınde değil mecburiyetten ve Oral çeliğin vasıtası ile dahil olduğu iddiası vardır.Olayın gerçekliğini iddia eden farklı gruplardır.Fakat ortada bir suç var o zaman infaz gerçekleşir.Haliylende Çatlı hapis yatar.

 

Biz burada kimin ne iddia ettiğini değil. Abdullah Çatlı'nın suçüstü halde yakalandığı suç ve bu suçtan dolayı aldığı cezadan bahsediyoruz. Uyuşturucu kaçakçılığı yaparken yakalanan. bu suçtan dolayı yargılanan, ceza alan, hapis yatan bir adama "Uyuşturucu Kaçakçısı" demek, iddia ya da suçlama değildir. Burada kalkıp, yok şu şunu iddia ediyordu falan diyerek aklama çabası görüyorum boşuna.

 

Artı iddia edilenlerde, ne suçu hafifletmekte, ne aklamakta, ne de mazur göstermektedir. Hiç kimse uyuşturucu kaçakçılığı gibi çıkar elde etmek için işlenen organize bir suçu "mecburen" işlemez. Bir kişinin bir suçu başkasının aracılığıyla işlemeside önemli değildir.

 

Diyelim ki bu adam için bir suç duyurusunda bulunuldu.Savcı tarafından ki bir savcı bu durumda dava açmaz.Çünkü suç yurt dışında işlenmiştir.Diyelim ki budurumdan zarar gören müşteki biri suç duyursunda bulunur o zaman gene savcının cevabı red olur çünkü suç yurt dışındadır bizi bağlamaz der.Bizim le müteselsilen bir bağı yok der.Şahsın Türk olması dışında.

BU neyi değiştirir.EĞer şahsın Türkiyedede süren bir davası var ise mesela darbe döneminde işlenen suçlardan dolayı ...Savcı yakalndığı ülke ile irtibata geçer ve yakaldığınız şahıs bende de bu davalardan yargılanmaktadır der ve kamu adına müşteki olur.

 

Arkadaşım iddia ettiğin tümden yanlış. Kusura bakma, benim bu söylediklerinden vardığım sonuç. Senin bu konular hakkında hiçbir bilgin yok.

 

Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı yurtdışında suç işlerse. Türkiye mahkemeleri ya da savcılığı "bizi bağlamaz suç yurtdışındadır" demez. Dava açar, suçun işlendiği ülkenin emniyeti ve savcılığından dışişleri ya da adalet bakanlığı aracılığıyla delilleri ister. yargılar ve suç işlendiğine kanaat getirirse ceza verir. Bu kadar basit. Ancak, şahıs, suçun işlendiği ülkede bu suçtan dolayı ceza aldıysa, o zaman bir kimsenin aynı suçtan dolayı iki kere cezalandırılamayacağı ilkesi gereği ceza verilmez.

 

İkincisi, hiçbir ülkenin savcısı ya da savcılığı, başka bir ülke ya da o ülkenin kurumuyla irtibata GEÇEMEZ. Adalet Bakanlığı'na iade talebi istemiyle dosyayı gönderir. Ve adalet bakanlığı gerekli görürse o ülkenin bakanlığına iade talebinde bulunur.

 

Burada da müştekilik falan söz konusu değildir. Tekrar söylüyorum, savcılık makamı müşteki (şikayet eden) değil. Şikayet kabul eden makamdır. Hiçbir durumda, hiçbir koşulda savcı veya savcılık müşteki olmaz. Uyuşturucu Kaçakçılığı gibi suçtan yapılan yargılama da hiçkimse müşteki olmaz.

 

Abdullah Çatlı, Fransa'da uyuşturcu satarken yakalandığında. Türk Dışişleri iade talebinde bulunmuştur. Eğer Fransa Türkiye'nin iade talebini kabul etseydi. Çatlı'nın gıyabisi vicahiye çevrilerek tutuklanacak. Türkiye'de işlediği suçlardan dolayı yargılanırken. Fransa'da işlediği uyutşurcu kaçakçılığı suçundan da yargılanacaktı.

 

Yeni bir hukuk terimi icat edip. bunun altını doldurmaya çalışmak ta anlamsız.

Gönderi tarihi:

Savcının kamu adına müşteki olması gibi bir ifade. Modern Türk Hukuk sisteminde asla olamayacak bir ifadedir. Ancak ilkel hukuk sistemlerinde görülebilir. Zaten savcının müşteki gibi davranması. Sanık veya vekilinin savcıyı reddetme gerekçelerinden birisidir. Müşteki veya vekili, sadece kendi lehine sanığın aleyhine olan delilleri ibra edebilirken. Savcı hem sanığın lehine, hem de aleyhine olan delilleri toplamak ve ibra etmek zorundadır.

 

Müştekilik asla ve asla savcının veya savcılığın olabileceği bir konum değildir. Müşteki olan ceza davalarında, müşteki, savcı, sanık üç ayrı taraftır.

Gönderi tarihi:
bak şimdi eğer Deniz Gezmiş yapınca vatan için millet için oluyor Abdullah Çatlı yapınca mı suç oluyor....arkadaşım birazdaha objektif ve tam bir bilgi ile yaklaş istersen.

Siz önce asagidaki Catli ve kendisi gibi ajan ve arkadaslari icin yapilan haberi okuyun ve sonra yaptiklarini savunun.

 

-http://www.youtube.com/watch?v=3mdk5BV75Q4&playnext_from=PL&feature=PlayList&p=D6C739161572FEC5&playnext=1&index=6-

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.