Misafir Evren. Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 Bırakın İran'ı Malezya'yı! Türkiye İspanya olacak mı? Selam. Dostlar. Şimdiki türkiyeyi Endülüs olarak değerlendirirsek,! Evet yanlış okumadınız. Şimdiki türkiyeyi, ispanyadan önceki endülüse benzetirsek, Doğru Türkiye ispanya oluyor. Endülüs varken, Hristiyan bir ispanya olacağı kimsenin aklının ucundan geçmezdi. Sonuc, Kutsal mekanları tahrip edilmiş, cami namına kültür namına bir şey bırakılmamış, bir hristiyan ülkesi olmuş. Türkiyenin gidişatıda o yönde, Bir ispanya gibi, Hristiyan bir ülke olma yönünde hızla ilerliyor, Müslümanlara dini veciybelerini yerine getirmenin yasak olduğu, dını veciybenin, sadece namaz hacc oruç seviyesine indirgendiği,, Bunun karşısında,Hristiyanlığa her türlü toleransın gösterildiği, bir ülkenin, sonunda Hristiyan bir ülke olmaktan, başka alternatifi yoktur, Modern ilahiyatçılar bile buna ortam hazırlamaktadır. söyleki, Her inanç sahibinin, buna, Yahudiler ve Hristiyanlar, ve diğer inanç sahipleride dahil,cennete gideceği vurgulanmaktadir. oysaki kuranda. İsa Allahın oğludur diyenlerin kafir oldukları belirtilmektedir. [005.017] [DI] «Allah ancak Meryem oğlu Mesih'tir» diyenler and olsun ki kafir olmuşlardır. De ki: «Allah Meryem oğlu Mesih'i, anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilerse kim O'na karşı koyabilir?» Göklerin, yerin ve arasındakilerin hükümranlığı Allah'ındır, dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadir'dir. Kafir olarak ölenlerinse cennete gitmeyeceği kesin, Konu nereden nereye geldi, Konu türkiye ispanya olurmu idi, Evet, biz görmesekte bunu çocuklarımız görür, Bu gidişle Türkiye, Hristiyan ispanya gibi. Hristiyan bir Türkiye olur. selam ve dua ile. Furkan Evren Nezir Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 .. . selam ve dua ile. Furkan Evren Nezir "Müslümanlara dini veciybelerini yerine getirmenin yasak olduğu, dını veciybenin, sadece namaz hacc oruç seviyesine indirgendiği,, Bunun karşısında,Hristiyanlığa her türlü toleransın gösterildiği, bir ülkenin, sonunda Hristiyan bir ülke olmaktan, başka alternatifi yoktur" Lütfen söylermisiniz Türkiye'de müslümanlar hangi veciybelerini yerine getiremiyorlar? Herhalde söylemek istediginiz ülkemizde seriat sisteminin uygulanamadigi. Eger buysa yerine getirilemeyen veciybeleri acik konusalim. Türkiye'de haangi müslüman camiye gidiyor diye veya islam propagandasi yapiliyor diye hainca öldürülüyor? Ama Hiristiyan'lar malesef bazi caniler tarafindan hunharca katlediliyorlar. Birde buna Alevileri eklersek, Türkiye'de kimlerin ne haklari oldugu cok acik ve net bir sekilde gözüküyor. *** Alıntı
Φ ecem_tc Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 islam dinini yaşamak derken ne anlaşıldığı önemli.. islam dini sadece ibadetten ibaret görülüyorsa öyle yada böyle yaşanıyor.. ama islam dininin öne sürdüğü ahlak sevgi saygı yaşantısı malesef yaşanmadığı için ülkemizde, sonumuz ispanya da olur başka bir hristiyan ülkede.. dünyahepimizin arkadaşın yanıtına gelince.. yüzde 90 nı müslüman olan bir ülkede.. diğer dinlerden insanlar bence rahatça yaşayabiliyor.. neden mi.. şu an islam dini devlet okullarında seçmeli ders olsun yada kaldırılsın diye uğraşılırken.. ermenilere 80 ihtilalinden sonra okullarında kendi din eğitimlerini verme hakkı tanınmıştır.. şuan devlet adı altında yada özel olarak işletilen kur an kursları kapatılmak istenirken.. Türkiye nin bir çok ilinde hiç bir izni olmadığı halde hristiyanlar apartman dairelerinde klise evler kurabiliyor ve birşey yapılmıyor.. alevi kardeşlerimize gelince evet cem evleri ibadet hane olrak gösterilsin isteniyor ve masrafları devlet tarafından karşılansın isteniyor camilerimiz gibi.. bu konuda şunu merak ediyorum.. camiler de cuma günleri ve mübarek günlerde toplanan paralar imza karşılığı müftülüklere teslim edilir. yani devlete ulaşır. bir geri dönüşüm gibi devlet te camilerin masraflarını karşılar.. cem evleride ibanethane sayıldığında acaba devlete katkı sağlayacaklarmı.. geri dönüşüm olsada bu devletin sırtından biraz yük almaktır ve bence işe yarayan bi yöntemdir.. bu konuda bi açıklama yapılmadığı için tam bir bilgim yok.. sadece benim fikrim bu.. vee şeriat düzen deniliyor. unutulmamalı biz tam hatırlayamıyorum 1044 yada 1045 te tuğrul bey adına hutbe okutulması ile islam dinini kabul ettik türkler olarak.. mevlana nın yunus evrenin anlatımları ile yaşayışları ile büyüdük ve dinimizi benimsedik.. yani şeriat anlayışı ( kii bu arapların din anlayışı olarak görülüyor ama onların dini yaşayışları bence yanlış ve şeriat değil.. ) bizim ülkemizde olmayacaktır.. batıya özenen bir gençlikle biz dinsizlikten korkarken, şeriat yaşayışının ülkemize etki yapacağını düşünmek , pencereden dışarıya bakmıyoruz demektir.. saygılar Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 28 Kasım , 2008 "Müslümanlara dini veciybelerini yerine getirmenin yasak olduğu,dını veciybenin, sadece namaz hacc oruç seviyesine indirgendiği,, Bunun karşısında,Hristiyanlığa her türlü toleransın gösterildiği, bir ülkenin, sonunda Hristiyan bir ülke olmaktan, başka alternatifi yoktur" Lütfen söylermisiniz Türkiye'de müslümanlar hangi veciybelerini yerine getiremiyorlar? Herhalde söylemek istediginiz ülkemizde seriat sisteminin uygulanamadigi. Eger buysa yerine getirilemeyen veciybeleri acik konusalim. Türkiye'de haangi müslüman camiye gidiyor diye veya islam propagandasi yapiliyor diye hainca öldürülüyor? Ama Hiristiyan'lar malesef bazi caniler tarafindan hunharca katlediliyorlar. Birde buna Alevileri eklersek, Türkiye'de kimlerin ne haklari oldugu cok acik ve net bir sekilde gözüküyor. *** Muslumanlara kuranin hukumlerini ozgurce uygulama ozgurlugu verilmelidir. Eger evrensel degerlerden ozgurluklerden soz edeceksek,hic kimseye inancindan dolayi baski yapimamali. Birinin hukunu bir baskasi baskasina dayatmamali. zaaten islam gonulden baglanmak demektir,gonulden baglanmayanlara dayatma ve zorlama yoktur. Musluman olmayanlar, kendi hukuklariyla yargilanma ozgurlugune sahiptir, Muslumanlarda kendi hukuklarina gore yargilama , ve yargilanma ozgurlugune sahip olmalidirlar. Bu olmadigi gibi, birde zorla baskasinin hukunu muslumanlara dayatmaya kimsenin hakki olmamali, islamin gonul isi oldugu gibi, diger sistemlerde gonul isi olmasi gerekir,oyle olmayinc, sistemin munafiklari olusmus demektir. Mecliste, laik evde musluman, alis veriste musluman,ekonomide, kapitalist, esit haklarin savunusunda kominist, ola ola, ulke insanini, iki yuz yuzlu olmak zorunda birakmasin sistem, Eger ozgurluklerden bahsedeceksek, yok bahsetmeyeceksek, burada baska soze gerek yok. saygilar. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 İslam Ülkesi adı altında, nice müslüman kardeşimize zulm edilirken, şeriat adı altında,olmayan mezhepler,olmayan dinler bu derece yaygınlaşmışken, insanlar Kitaplarından bu derece sapmışken, kimse boşu boşuna şeriattan şundan bundan bahsetmesin.. kimse de hristiyan gençlikten şundan bundan korkmasın. Onlar kadar kendi Kitabımıza sahip çıksaydık,onlar kadar hayatımıza aktarabilseydik Kitabımızdan anladığımızı, tüm dünya İslamda birleşirdi..Şimdilerde,kendi ülkemizde,inanılmaz biçimde bir Kurandan, Kuran okumaktan uzaklık var.Ama bunu yapmayanlar,keşke ellerine İncil alıp okusa.. Ama onu da yapamayacak nesiller yükseliyor.. Anlamıyor musunuz,kötü olan hristiyanlık şu bu değil, koca bir dinsel boşluk,yani koca bir dinsizlik yükseliyor. Ağızlarda "Elhamdülillah müslümanım", hareketlerde ve yaşamsal her alanda faiz, zina, yalan, ikiyüzlülük, anne-babaya saygısızlık, akraba bağlarının kopması, öfkeye çabuk kapılma ve öfkeyi yenmeye çalışmama, sabırla başlayıp sabırla biten Kitabımıza inat sabırsızlık, eldekinden doyumsuzluk,aşırı bir tüketicilik ve hızla büyüyen doyumsuzlukla büyüyen mutsuzluk...Bu dediklerimin hepsinde iyi olan karşıt her özelliği buradaki ateist arkadaşlarımızda olsun, insan gibi insan bir kısmımız yaşıyoruz belki,burda illa ve illa din demiyorum elbet, ama herkese soralım şimdi, hangi Kutsal Kitabımız, bu tarz saydığım yaşantıya geçit veriyor? Hangisi hırsızlığı ,yalanı vs tavsiye ediyor.. hangisinde dedikodu, iftira,verilen sözün bozulması falan tavsiye ediliyor.. hangisinde salatalık insanlara haram kılınıp yasaklanıyor?Burda, dünya üzerinde bu kadar İslam adına kötü örnek varken, üzgünüm ama,biz inanırlar değişmeliyiz. Sadece biz değişmeli ve biz etrafımıza bunun böyle olmadığını empoze etmeliyiz. Biz önce bi kendimiz günahlarımızı minimuma indirmeliyiz. Türkiye de din adına bu kadar hurafe dolaşırken etrafta, mescitteki kadın ayağımın parmak ucuna karışırken sözde müslümanlığıyla, namazımın kabul olup olmadığını söyleyecek kadar Allahlığa soyunan insanlar varken etrafımda, alsınlar şeriat sandıklarını ve gitsinler artık salatalık yemeyecekleri ülkelere.. Din sevgidir, din sabırdır, din çalmamaktır, din yalan söylememektir, harama bakmamaktır,aldatmamaktır, doğada etrafımızdaki her canlıya karşı bozguncu olmamak için çabalamaktır din, yokluğun en şiddetli zamanında,kıtlığın en şiddetli zamanında Allahın ayeti için ekmeği paylaşmaktır din, diğer Kitap ehline önce sevgi ile hükmedebilmek, sevgi ile Tanrımızın bir olduğunu kanıtlayabilmektir din.. Onlara tehdit değildir Kuran,Kitabını uygulayana tehdit değildir Kuran. Uymayana, bozguncuya tehdittir Kuran.. Durduk yere zulmedene tehdittir Kuran,bütün bir sabırlılıktan sonra,son çare,son haddede.. Hristiyanlığa karşı kışkırtıcı kelimeler kullanmamaktır benim dinim, Rabbim söylemiştir bana bir kere, sevgide bana en yakının kim olduğunu ve tabi düşmanlıkta da.. siz dinsizliğimizden konuşun yani, dinsizliğe sürüklenen bir nesilden konuşalım,ama işin içine olmayan korkularla olmayan hristiyansal bir tehdit karıştırmayalım.. Onlar sadece kafası bulandırılan bir gurup inanır ve hayatlarında rüyalarında onlarda bizler kadar Allahımızın desteğini yaşayıp mucilerine şahit olabiliyorlar. Onlar bile onlara dayatılan üçlü birliğe farklı bakıp, onlar bile İsa yı Tanrı kavramından, oğulluk kavramından ayırabiliyorlar. Yani biz gibi, bize yıllardır uydurulduğu gibi bir baba-oğul inançları olmayabiliyor içlerinden bazılarının.. O anlamda, sanki Tanrının öz be öz oğlu gibi haşa bir anlam yok çoğunda.. Olanlarda zaten bizdeki Kitapsız müslümanlara benziyor ... Geçenlerde bir yerde papazlar birbirine girdi,tüm dünya kavgalarını izledi.. Oysa İncil, düşmanını bile seveceksin dedi, düşmanın biri yanağına vurursa öteki yanağını uzat dedi Kitapları.. Şimdi noldu, kitabın suçu ne ki adlarına leke sürüp genelleme yapılıyor.. Din ayrıdır, insanların hareketleri ayrıdır.. Hlala bunu ayıramayacak mıyız? 1 Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Muslumanlara kuranin hukumlerini ozgurce uygulama ozgurlugu verilmelidir.Eger evrensel degerlerden ozgurluklerden soz edeceksek,hic kimseye inancindan dolayi baski yapimamali. Birinin hukunu bir baskasi baskasina dayatmamali. zaaten islam gonulden baglanmak demektir,gonulden baglanmayanlara dayatma ve zorlama yoktur. Musluman olmayanlar, kendi hukuklariyla yargilanma ozgurlugune sahiptir, Muslumanlarda kendi hukuklarina gore yargilama , ve yargilanma ozgurlugune sahip olmalidirlar. Bu olmadigi gibi, birde zorla baskasinin hukunu muslumanlara dayatmaya kimsenin hakki olmamali, islamin gonul isi oldugu gibi, diger sistemlerde gonul isi olmasi gerekir,oyle olmayinc, sistemin munafiklari olusmus demektir. Mecliste, laik evde musluman, alis veriste musluman,ekonomide, kapitalist, esit haklarin savunusunda kominist, ola ola, ulke insanini, iki yuz yuzlu olmak zorunda birakmasin sistem, Eger ozgurluklerden bahsedeceksek, yok bahsetmeyeceksek, burada baska soze gerek yok. saygilar. Tam ne demek istediginizi iraz acarmisin lütfen. Bu söyledikleriniz nasil herkes icin uygulanacak bunuda acarsaniz iyi olur. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 29 Kasım , 2008 Tam ne demek istediginizi iraz acarmisin lütfen. Bu söyledikleriniz nasil herkes icin uygulanacak bunuda acarsaniz iyi olur. Ben anlasildigimi saniyordum, Allahin indirdikleriyle hukmetmek isteyenler, ve hukmedilmek isteyenler, kendi hukuk sistemlerine gore, Beseri yasalarla, hukmetmek isteyenler, ve hukmedilmek isteyenler, kendi hukuklarina gore, hukmetsin. Hic birisi digerine baski yapmasin. iste o zaman ozgurlikten bahsedebiliriz. saygilar. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 İslam Ülkesi adı altında, nice müslüman kardeşimize zulm edilirken, şeriat adı altında,olmayan mezhepler,olmayan dinler bu derece yaygınlaşmışken, insanlar Kitaplarından bu derece sapmışken, kimse boşu boşuna şeriattan şundan bundan bahsetmesin.. kimse de hristiyan gençlikten şundan bundan korkmasın. Onlar kadar kendi Kitabımıza sahip çıksaydık,onlar kadar hayatımıza aktarabilseydik Kitabımızdan anladığımızı, tüm dünya İslamda birleşirdi..Şimdilerde,kendi ülkemizde,inanılmaz biçimde bir Kurandan, Kuran okumaktan uzaklık var.Ama bunu yapmayanlar,keşke ellerine İncil alıp okusa.. Ama onu da yapamayacak nesiller yükseliyor.. Anlamıyor musunuz,kötü olan hristiyanlık şu bu değil, koca bir dinsel boşluk,yani koca bir dinsizlik yükseliyor. Ağızlarda "Elhamdülillah müslümanım", hareketlerde ve yaşamsal her alanda faiz, zina, yalan, ikiyüzlülük, anne-babaya saygısızlık, akraba bağlarının kopması, öfkeye çabuk kapılma ve öfkeyi yenmeye çalışmama, sabırla başlayıp sabırla biten Kitabımıza inat sabırsızlık, eldekinden doyumsuzluk,aşırı bir tüketicilik ve hızla büyüyen doyumsuzlukla büyüyen mutsuzluk...Bu dediklerimin hepsinde iyi olan karşıt her özelliği buradaki ateist arkadaşlarımızda olsun, insan gibi insan bir kısmımız yaşıyoruz belki,burda illa ve illa din demiyorum elbet, ama herkese soralım şimdi, hangi Kutsal Kitabımız, bu tarz saydığım yaşantıya geçit veriyor? Hangisi hırsızlığı ,yalanı vs tavsiye ediyor.. hangisinde dedikodu, iftira,verilen sözün bozulması falan tavsiye ediliyor.. hangisinde salatalık insanlara haram kılınıp yasaklanıyor?Burda, dünya üzerinde bu kadar İslam adına kötü örnek varken, üzgünüm ama,biz inanırlar değişmeliyiz. Sadece biz değişmeli ve biz etrafımıza bunun böyle olmadığını empoze etmeliyiz. Biz önce bi kendimiz günahlarımızı minimuma indirmeliyiz. Türkiye de din adına bu kadar hurafe dolaşırken etrafta, mescitteki kadın ayağımın parmak ucuna karışırken sözde müslümanlığıyla, namazımın kabul olup olmadığını söyleyecek kadar Allahlığa soyunan insanlar varken etrafımda, alsınlar şeriat sandıklarını ve gitsinler artık salatalık yemeyecekleri ülkelere.. Din sevgidir, din sabırdır, din çalmamaktır, din yalan söylememektir, harama bakmamaktır,aldatmamaktır, doğada etrafımızdaki her canlıya karşı bozguncu olmamak için çabalamaktır din, yokluğun en şiddetli zamanında,kıtlığın en şiddetli zamanında Allahın ayeti için ekmeği paylaşmaktır din, diğer Kitap ehline önce sevgi ile hükmedebilmek, sevgi ile Tanrımızın bir olduğunu kanıtlayabilmektir din.. Onlara tehdit değildir Kuran,Kitabını uygulayana tehdit değildir Kuran. Uymayana, bozguncuya tehdittir Kuran.. Durduk yere zulmedene tehdittir Kuran,bütün bir sabırlılıktan sonra,son çare,son haddede.. Hristiyanlığa karşı kışkırtıcı kelimeler kullanmamaktır benim dinim, Rabbim söylemiştir bana bir kere, sevgide bana en yakının kim olduğunu ve tabi düşmanlıkta da.. siz dinsizliğimizden konuşun yani, dinsizliğe sürüklenen bir nesilden konuşalım,ama işin içine olmayan korkularla olmayan hristiyansal bir tehdit karıştırmayalım.. Onlar sadece kafası bulandırılan bir gurup inanır ve hayatlarında rüyalarında onlarda bizler kadar Allahımızın desteğini yaşayıp mucilerine şahit olabiliyorlar. Onlar bile onlara dayatılan üçlü birliğe farklı bakıp, onlar bile İsa yı Tanrı kavramından, oğulluk kavramından ayırabiliyorlar. Yani biz gibi, bize yıllardır uydurulduğu gibi bir baba-oğul inançları olmayabiliyor içlerinden bazılarının.. O anlamda, sanki Tanrının öz be öz oğlu gibi haşa bir anlam yok çoğunda.. Olanlarda zaten bizdeki Kitapsız müslümanlara benziyor ... Geçenlerde bir yerde papazlar birbirine girdi,tüm dünya kavgalarını izledi.. Oysa İncil, düşmanını bile seveceksin dedi, düşmanın biri yanağına vurursa öteki yanağını uzat dedi Kitapları.. Şimdi noldu, kitabın suçu ne ki adlarına leke sürüp genelleme yapılıyor.. Din ayrıdır, insanların hareketleri ayrıdır.. Hlala bunu ayıramayacak mıyız? Hangi hristiyandan bahsediyorsunuz, 'ftoyd' Kardes. Orta doguyu kan golune ceviren, Hristiyandanmi,? Filistinde bebekleri dahi katleden kitab ehli oldugunu soyleyen ulkedenmi,? Kuranda anlatilan kitab ehli yok gunumuzde, Bu gun kuranda kitab ehli ile ilgili ayetleri okudugumuz zaman , Gurup gurup olmus, parca parca olmus, Muslumanlar gelsin gozuyun onune, Bu parcalanmanin yegane sebebi kiskanclik, Tipki onceki kitab ehlinde oldugu gibi. Papazla yapmis oldugum meil yazismasini buraya asmadim, ama istersen ozelden gondere bilirim. Bu yazismami baska siteye astim. Dilersen oradanda okuya bilirsin. selam ve dua ile. Alıntı
Φ ftoyd Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Hangi hristiyandan bahsediyorsunuz, 'ftoyd' Kardes. Orta doguyu kan golune ceviren, Hristiyandanmi,? Filistinde bebekleri dahi katleden kitab ehli oldugunu soyleyen ulkedenmi,? Kuranda anlatilan kitab ehli yok gunumuzde, Bu gun kuranda kitab ehli ile ilgili ayetleri okudugumuz zaman , Gurup gurup olmus, parca parca olmus, Muslumanlar gelsin gozuyun onune, Bu parcalanmanin yegane sebebi kiskanclik, Tipki onceki kitab ehlinde oldugu gibi. Papazla yapmis oldugum meil yazismasini buraya asmadim, ama istersen ozelden gondere bilirim. Bu yazismami baska siteye astim. Dilersen oradanda okuya bilirsin. selam ve dua ile. Papaz bana göre haklı çıktı ve biz hakkı söylemekle yükümlüyüz.. Çok üzgünüm ama Filistin olayları yüzünden büyük bir önyargı ile genelleme yapılıyor. Onlar müslüman diye,onlar zulm görüyor diye, bütün hristiyanlar aynı kefeye konuluyor. Halbu ki onlar bile onaylamaz bu olayları eğer kanallarına bakarsanız.. Ne yani şimdi, sözde bir İslam adı altında terörist gurup, yakın zamanda orayı burayı bombaladı diye, batı gurubuda biz müslümanlara mı cihad ilan etsin.. Yapılan şey sadece bu .. Geçenlerde bi haber programında filistinli, arkadan şöyle beyaz eşarplı bir müslüman kadına kafa atan asker vardı medyada.. Ya da hapishanelerde çirkin görüntüler epey skandal olmuştu.. Hiç o kadın döndüğünde yüzüne ve konuşma tarzına baktınız mı acaba? ya da ölen ve onların çırpınan dövünen ailelerinin ,aşırı duygulu tepkisel hallerine.. Ya da hiç merak ettiniz mi o skandalı yaratan askerlere neler oldu? bu askerler ceza alıyor mu almıyor mu? elinde silah çeşit çeşit insan karşı karşıya bir güç savaşı.. ne yapsanız dünyada kötü olan savaştır işte,savaş anlarında her zaman çok korkunç hatalar yapılması, korkunç suçlar işlenmesi kaçınılmaz işte insan elinde. Neden o savaşın kışkırtıcısı olalım.. Her kesim,her insan gurubu , ancak kendi içiyle düzelebilir. Yani şöyle söyleyim, nice insan size öğüt verebilir,ama bir kulağınızdan girip diğerinden çıkar çoğunlukla, ama siz artık dinlemeniz gerektiğine kara verdiğinizde,ya da kendi kendinizi artık gerçekten değiştirmeye karar verdiğinizde,işte o anda gerçek değişim başlar. Bu yüzden de , eğer bir hristiyanla tartışacaksan,onu inandığı incil ile yanlış anlamlarına ikna etmeliyiz. Eğer bir müslümanın hataları varsa gözümüzde, onu inandığı Kuran ile hatasının varlığına ikna etmeliyiz. İnandığı değerde idrakine varamayan her kesim,her gurup, kendini dayatma ve zorlama altında hisseder. Bu da tepki doğurur sadece..Ve o tepki de her zaman zararla sonuçlanır. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Papaz bana göre haklı çıktı ve biz hakkı söylemekle yükümlüyüz.. Çok üzgünüm ama Filistin olayları yüzünden büyük bir önyargı ile genelleme yapılıyor. Onlar müslüman diye,onlar zulm görüyor diye, bütün hristiyanlar aynı kefeye konuluyor. Halbu ki onlar bile onaylamaz bu olayları eğer kanallarına bakarsanız.. Ne yani şimdi, sözde bir İslam adı altında terörist gurup, yakın zamanda orayı burayı bombaladı diye, batı gurubuda biz müslümanlara mı cihad ilan etsin.. Yapılan şey sadece bu .. Geçenlerde bi haber programında filistinli, arkadan şöyle beyaz eşarplı bir müslüman kadına kafa atan asker vardı medyada.. Ya da hapishanelerde çirkin görüntüler epey skandal olmuştu.. Hiç o kadın döndüğünde yüzüne ve konuşma tarzına baktınız mı acaba? ya da ölen ve onların çırpınan dövünen ailelerinin ,aşırı duygulu tepkisel hallerine.. Ya da hiç merak ettiniz mi o skandalı yaratan askerlere neler oldu? bu askerler ceza alıyor mu almıyor mu? elinde silah çeşit çeşit insan karşı karşıya bir güç savaşı.. ne yapsanız dünyada kötü olan savaştır işte,savaş anlarında her zaman çok korkunç hatalar yapılması, korkunç suçlar işlenmesi kaçınılmaz işte insan elinde. Neden o savaşın kışkırtıcısı olalım.. Her kesim,her insan gurubu , ancak kendi içiyle düzelebilir. Yani şöyle söyleyim, nice insan size öğüt verebilir,ama bir kulağınızdan girip diğerinden çıkar çoğunlukla, ama siz artık dinlemeniz gerektiğine kara verdiğinizde,ya da kendi kendinizi artık gerçekten değiştirmeye karar verdiğinizde,işte o anda gerçek değişim başlar. Bu yüzden de , eğer bir hristiyanla tartışacaksan,onu inandığı incil ile yanlış anlamlarına ikna etmeliyiz. Eğer bir müslümanın hataları varsa gözümüzde, onu inandığı Kuran ile hatasının varlığına ikna etmeliyiz. İnandığı değerde idrakine varamayan her kesim,her gurup, kendini dayatma ve zorlama altında hisseder. Bu da tepki doğurur sadece..Ve o tepki de her zaman zararla sonuçlanır. Bunu sen bari deme, Hacli savaslarini baslatanlar, bunlarin dedeleri, ayni gelenek devam ediyor. iyi, sen bir suru insani katlet. sonrada yaptigimiz hataaydi, muslumanlardan ozur diliyoruz de, Bugun ap acik ortaya cikti, ikiz kuleleri vuranlarin, muslumanlar olmadigi, Ben muslumalar hataasiz demiyorum,hatalari cok, ama su an mazlum ve magdur durumda olan muslumanlar, Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Papaz bana göre haklı çıktı ve biz hakkı söylemekle yükümlüyüz.. Çok üzgünüm ama Filistin olayları yüzünden büyük bir önyargı ile genelleme yapılıyor. Onlar müslüman diye,onlar zulm görüyor diye, bütün hristiyanlar aynı kefeye konuluyor. Halbu ki onlar bile onaylamaz bu olayları eğer kanallarına bakarsanız.. Ne yani şimdi, sözde bir İslam adı altında terörist gurup, yakın zamanda orayı burayı bombaladı diye, batı gurubuda biz müslümanlara mı cihad ilan etsin.. Yapılan şey sadece bu .. Geçenlerde bi haber programında filistinli, arkadan şöyle beyaz eşarplı bir müslüman kadına kafa atan asker vardı medyada.. Ya da hapishanelerde çirkin görüntüler epey skandal olmuştu.. Hiç o kadın döndüğünde yüzüne ve konuşma tarzına baktınız mı acaba? ya da ölen ve onların çırpınan dövünen ailelerinin ,aşırı duygulu tepkisel hallerine.. Ya da hiç merak ettiniz mi o skandalı yaratan askerlere neler oldu? bu askerler ceza alıyor mu almıyor mu? elinde silah çeşit çeşit insan karşı karşıya bir güç savaşı.. ne yapsanız dünyada kötü olan savaştır işte,savaş anlarında her zaman çok korkunç hatalar yapılması, korkunç suçlar işlenmesi kaçınılmaz işte insan elinde. Neden o savaşın kışkırtıcısı olalım.. Her kesim,her insan gurubu , ancak kendi içiyle düzelebilir. Yani şöyle söyleyim, nice insan size öğüt verebilir,ama bir kulağınızdan girip diğerinden çıkar çoğunlukla, ama siz artık dinlemeniz gerektiğine kara verdiğinizde,ya da kendi kendinizi artık gerçekten değiştirmeye karar verdiğinizde,işte o anda gerçek değişim başlar. Bu yüzden de , eğer bir hristiyanla tartışacaksan,onu inandığı incil ile yanlış anlamlarına ikna etmeliyiz. Eğer bir müslümanın hataları varsa gözümüzde, onu inandığı Kuran ile hatasının varlığına ikna etmeliyiz. İnandığı değerde idrakine varamayan her kesim,her gurup, kendini dayatma ve zorlama altında hisseder. Bu da tepki doğurur sadece..Ve o tepki de her zaman zararla sonuçlanır. Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Papaz bana göre haklı çıktı ve biz hakkı söylemekle yükümlüyüz.. Çok üzgünüm ama Filistin olayları yüzünden büyük bir önyargı ile genelleme yapılıyor. Onlar müslüman diye,onlar zulm görüyor diye, bütün hristiyanlar aynı kefeye konuluyor. Halbu ki onlar bile onaylamaz bu olayları eğer kanallarına bakarsanız.. Ne yani şimdi, sözde bir İslam adı altında terörist gurup, yakın zamanda orayı burayı bombaladı diye, batı gurubuda biz müslümanlara mı cihad ilan etsin.. Yapılan şey sadece bu .. Geçenlerde bi haber programında filistinli, arkadan şöyle beyaz eşarplı bir müslüman kadına kafa atan asker vardı medyada.. Ya da hapishanelerde çirkin görüntüler epey skandal olmuştu.. Hiç o kadın döndüğünde yüzüne ve konuşma tarzına baktınız mı acaba? ya da ölen ve onların çırpınan dövünen ailelerinin ,aşırı duygulu tepkisel hallerine.. Ya da hiç merak ettiniz mi o skandalı yaratan askerlere neler oldu? bu askerler ceza alıyor mu almıyor mu? elinde silah çeşit çeşit insan karşı karşıya bir güç savaşı.. ne yapsanız dünyada kötü olan savaştır işte,savaş anlarında her zaman çok korkunç hatalar yapılması, korkunç suçlar işlenmesi kaçınılmaz işte insan elinde. Neden o savaşın kışkırtıcısı olalım.. Her kesim,her insan gurubu , ancak kendi içiyle düzelebilir. Yani şöyle söyleyim, nice insan size öğüt verebilir,ama bir kulağınızdan girip diğerinden çıkar çoğunlukla, ama siz artık dinlemeniz gerektiğine kara verdiğinizde,ya da kendi kendinizi artık gerçekten değiştirmeye karar verdiğinizde,işte o anda gerçek değişim başlar. Bu yüzden de , eğer bir hristiyanla tartışacaksan,onu inandığı incil ile yanlış anlamlarına ikna etmeliyiz. Eğer bir müslümanın hataları varsa gözümüzde, onu inandığı Kuran ile hatasının varlığına ikna etmeliyiz. İnandığı değerde idrakine varamayan her kesim,her gurup, kendini dayatma ve zorlama altında hisseder. Bu da tepki doğurur sadece..Ve o tepki de her zaman zararla sonuçlanır. papaz size gore haklimi cikti.? Okuyucularda karar versin, saklanacak bir sey yok, gonerdigim yaziti buraya alintiliyorum. ---------------------------------------------------------- Selam. Papazla Yapmis oldugum Yazismanin iyice iyice anlasilmadigi kanatindeyim. Ondan dolayi benim papaza gonderdigim ilk yazi asagidadir.sonra papazin cevaabini sonra benim yazimi en sonda papazin gonderdigi yaziyi bulacaksiniz. asker66. Ben bir muslumanim. kutsal kitablarin hepsine inanirim. kurandan baska kitab okumadim baska kitablara kuranin onayladigi sekilde inaniyorum. su anda evimde kutsal kitab yani tevrat zebur ve incil var. Hristiyan forumu okuyordum iznik konseyine ne oldu diye yazilan yaziyi okumaya basladim. Sizden ogrenmek istedigim, sudur. HZ.Meryemi yuceltmek icin,ona tanrinin annesi unvani verildi Bakiniz maide 5. 116 diye yaziyi okudum. maide kuranin 5. suuresi 116. aayettede aynen soyle yaziyor. 005.116] [005.116] [DV] Allah: Ey Meryem oğlu İsa! İnsanlara, «Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı bilin» diye sen mi dedin, buyurduğu zaman o, «Hâşâ! Seni tenzih ederim; hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen benim içimdekini bilirsin, halbuki ben senin zâtında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin. keske sizin hristiyan forumdan o yazilari kopyalayip size uzun bir yazi yaza bilme imkaanim olabilsedi. size tavsiyem kuranda Meryem suuresi suure 19 ve Maide suresi. ve aali imran 3. suure. okumanizi tavsiye ederim. [003.042] [DI] Melekler şöyle demişti: «Ey Meryem! Allah seni seçip temizledi. Dünyaların kadınlarından seni üstün tuttu.» eger kuran muhammedin kendisinin yazdigi bir kitab olsaydi bu aayeti yazmaz kendi annesinin adini yazardi. Ama bakin kurana kendi annesinin adini bulamazsiniz. bu yazimi okudugunuzdan dolayi tesekur ederim mumkunse bu yazima cevap beklerim. [057.027] [DI] Onların izleri üzerinden peygamberlerimizi ard arda gönderdik; Meryem oğlu İsa'yı da ardlarından gönderdik ve ona İncil'i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet duyguları koyduk; üzerlerine bizim gerekli kılmadığımız fakat kendilerinin güya Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya attıkları ruhbaniyete bile gereği gibi riayet etmediler; içlerinde inanmış olan kimselere ecirlerini verdik; ama çoğu yoldan çıkmışlardır. [033.007] [DI] Peygamberlerden söz almıştık. Senden, Nuh'dan, İbrahim'den, Musa'dan, Meryem oğlu İsa'dan sağlam bir söz almışızdır. [061.006] [DI] Meryem oğlu İsa: «Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı doğrulayan, benden sonra gelecek ve adı Ahmet olacak bir peygamberi müjdeleyen, Allah'ın size gönderilmiş bir peygamberiyim» demişti. Ama o elçi, kendilerine belgelerle geldiği zaman: «Bu, apaçık bir sihirdir» demişlerdi. [066.012] [DV] İffetini korumuş olan, İmran kızı Meryem'i de (Allah örnek gösterdi). Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O gönülden itaat edenlerdendi. size kurandan sectigim bu sozler sizide benide yaratan rabbimiz olan cocugu olmayan kullarda olan sifatlardan beri olan. Yegane yaraticimiz olan Allahin cebrail vasitasiyla kulu muhammede vahyettigi sozlerdir. yazima cevap yazarsaniz sevirim. Papazin verdigi cevap. bu email soru sormak icin degildir, sorularinizi foruma sormaniz gerekir. ancak forumda da sadece hristiyanlikla ilgili sorular kabul edilmektedir. eger bir iddiada bulunup buna dair kanit göstermezseniz iddianiz dikkate alinmaz. ayrica hristiyanlar kuran a inanmazlar, bir hristiyana kurandan bir sey göstermenin hic bir anlami ve de etkisi yoktur. ayrica bir soru yokki yazinizda. hem ben de kisisel olarak kuran, muhammed, islam, müslümanlik konularina vakit ayirmiyorum. ayrica hristiyanlar "allah"a inanmazlar. allah dediklerinde kast ettikleri sey Islamiyetteki allah degildir. Bu yuzden gönderdiklerinizin bir anlami yoktur. Tekrar belirteyim bu email soru sormak icin degildir. Rab sizi bereketlesin. Benim verdigim cevap.Ben size soruyuda sordum, cevabinida aldim sorularim yazinin ve ayetlerin icerisindeydi, sizde zaaten cevaabini verdiniz. Bu yuzden size tesekur ediyorum. Yalniz sunu hic bir zaman unutma,yahudilerin Allahi ayri hristiyanlarin Allahi ayri ,Muslumanlarin Allahi Ayri, diye 3 taane Allah olamaz,Allah tektir, fakat aramizdaki O Tek olan Allah inancina verdigimiz anlam Farkli, ve algilayisimiz farkli. Allah seni beni ve tum kendisine inananlari hidayete erdirir insallah. PAPAZIN VERDIGI SON CEVAP. biz Tevrat'taki Israil'in Tanrı'sı YHVH'ye inanıyoruz. Allah bizim icin tipki ateistlerin söyledigi gibi bir put ismidir. Allah, Muhammed, Kuran, Islam >> Bunlarin bizim icin anlami, etkisi, yetkisi, önemi, degeri, baglantisi, özelligi yoktur. Ayrica 3 tane allah var demedik, Yahudilerin Tanrısı'na inandigimizi ifade ettik, müslümanliktaki tanrinin ise bizim icin bir tanri olmadigini, o ismi ve ilgili herseyi reddettigimizi söyledik. Sizin icin halen daha verdigimiz anlam ve algilayis farki ise, öyle görüyorsaniz öyle olsun, bizim icin ne oldugunu cok acikca ifade ettik. Bizim icin önemli olan zaten sizin düsünceleriniz degildir. Ayrica "Allah seni beni ve tum kendisine inananlari hidayete erdirir insallah." gibi dileklerinizi ne yazikki kabul edemeyecegim, her halde aciklamama gerek yoktur, anlayabileceginizi umuyor, tekrar ayni konularda görüsmemek dilegiyle size iyi günler diliyorum. EVET YAZISMA ISTER ISTEMEZ BURADA NOKTALANMAK ZORUNDA KALDI. SIMDI DINLER ARASI DIYOLOGLARDAN BAHSEDENLER GORSUNLER ONLARIN INANDIGI ALLAHIN BIZIM INANDIGIMIZ VE IYMAN ETTIGIMIZ ALLAH OLMADIGINI, BU KONUDA YAZILARINIZI BEKLIYORUM KARDESLER. SELAM VE DUA ILE. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Bırakın İran'ı Malezya'yı! Türkiye İspanya olacak mı?Selam. Dostlar. Şimdiki türkiyeyi Endülüs olarak değerlendirirsek,! Evet yanlış okumadınız. Şimdiki türkiyeyi, ispanyadan önceki endülüse benzetirsek, Doğru Türkiye ispanya oluyor. Endülüs varken, Hristiyan bir ispanya olacağı kimsenin aklının ucundan geçmezdi. Sonuc, Kutsal mekanları tahrip edilmiş, cami namına kültür namına bir şey bırakılmamış, bir hristiyan ülkesi olmuş. Türkiyenin gidişatıda o yönde, Bir ispanya gibi, Hristiyan bir ülke olma yönünde hızla ilerliyor, Müslümanlara dini veciybelerini yerine getirmenin yasak olduğu, dını veciybenin, sadece namaz hacc oruç seviyesine indirgendiği,, Bunun karşısında,Hristiyanlığa her türlü toleransın gösterildiği, bir ülkenin, sonunda Hristiyan bir ülke olmaktan, başka alternatifi yoktur, Modern ilahiyatçılar bile buna ortam hazırlamaktadır. söyleki, Her inanç sahibinin, buna, Yahudiler ve Hristiyanlar, ve diğer inanç sahipleride dahil,cennete gideceği vurgulanmaktadir. oysaki kuranda. İsa Allahın oğludur diyenlerin kafir oldukları belirtilmektedir. [005.017] [DI] «Allah ancak Meryem oğlu Mesih'tir» diyenler and olsun ki kafir olmuşlardır. De ki: «Allah Meryem oğlu Mesih'i, anasını ve yeryüzünde olanların hepsini yok etmeyi dilerse kim O'na karşı koyabilir?» Göklerin, yerin ve arasındakilerin hükümranlığı Allah'ındır, dilediğini yaratır. Allah her şeye Kadir'dir. Kafir olarak ölenlerinse cennete gitmeyeceği kesin, Konu nereden nereye geldi, Konu türkiye ispanya olurmu idi, Evet, biz görmesekte bunu çocuklarımız görür, Bu gidişle Türkiye, Hristiyan ispanya gibi. Hristiyan bir Türkiye olur. selam ve dua ile. Furkan Evren Nezir Öncelikle Sevgili Evren, tekrar hoşgeldiniz.Seven ve sayan dostları burada tekrar görmek güzel. Papaz'ın size verdiği yanıt;sadece yok saymaya varan bir yaklaşımdır;dinlerarası diyalog buysa,vay halimize. Hristiyanlar,inançları ile bizim için saygı duyulması gerekendir. sayın ''ftoyd'' izninizle eleştiri geldiğiniz bir kaç noktaya değinmek istiyorum. Ben de !!İNCİL!! kitabını okudum.Dediğiniz gibi hiçbir din;kötü eylemleri kendi içinde barındırmaz.Herşey insan için vardır.Buraya kadar sorun yok(her ne kadar bizler dinler de ki bazı esasları dayatma mı olması gereken olarak mı tartışsak da)Asıl sorun,o dini sahiplenen bireyler. Tabi ki bir dini,yaşayan bireylerle değerlendiremeyiz.Bunun gerekçesi de yazdıklarınız da saklı.Kaç kişi sahiplendiği dini doğru anlayıp,yaşıyor ki? Yalnız şunun farkında olmalıyız;bugün dünya üzerinde yaşanan hiçbirşey din anlayışından soyuıtlanamaz.Salt din olmayan,ama dini de içinde barındıran hesaplar var. Filistin de yaşananlar,size neyi ifade ediyor? Bugün dünya üzerinde en büyük zulmü gören müslüman ülkeleridir.Bu müslüman oldukları için değil sadece ama inançları da hedef haline getirilen değil mi? Din savaşları gerçekten de çok bedel ödettirdi insanlara. Bu arada tartışmanın seyri değişmiş,ama ben Sevgili Evren'in ne demek istediğini çok iyi anladım.Saygılar!! Alıntı
Φ Dogrucudavut Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Ben anlasildigimi saniyordum,Allahin indirdikleriyle hukmetmek isteyenler, ve hukmedilmek isteyenler, kendi hukuk sistemlerine gore, Beseri yasalarla, hukmetmek isteyenler, ve hukmedilmek isteyenler, kendi hukuklarina gore, hukmetsin. Hic birisi digerine baski yapmasin. iste o zaman ozgurlikten bahsedebiliriz. saygilar. Sn.Evren, bu konuyla ilgili bir yazıyı paylaşmak istiyorum. "Bugün İslâm dünyasındaki düşünce hayatında birbirinden ayrı üç Kur’ân tasavvuru bulunmaktadır. Aşağıda bu üç tasavvuru yer yer meteforlara da başvurarak izah etmeye çalışacağım. I – Birinci tasavvur,tarih boyu İslâm dünyasında egemen olmuş Sünni tasavvurdur. Bu tasavvura göre Kur’ân kutsal bir kitaptır. Mutlak olan Allah’ın mutlak kelâmıdır. O’nun zatı ile kaim ezeli sıfatları olan ilim, irade ve kelâm sıfatlarının bir tecellisidir. Bundan dolayı “Kelâm-ı Kadîm”dir. Yaratılmamıştır. “Kelâm-ı Nefî” olarak yani mana olarak Allah ile birlikte ezelidir. “Kelâm-ı Lafzi” olarak yani Arapça olarak Hz. Muhammed’e 7. yüzyılda indirilmiştir. Hitabı ve hükümleri evrenseldir. Yani bütün insanlaradır. Hükümleri itibariyle tarih üstü, toplum dışı sabit ve mutlaktır. Tanrı nihaî hakikati söylemiştir. Bu inanç giderek bütün hakikati söylemiştir kanaatine dönüşmüştür. Teşbihde hata olmaz. Onun taşı toprağı (harekesi-harfi cerri) altındır. İbarelerin, ifadelerin, cümlelerin altında binlerce anlam gizlidir. Her çağa göre manalar çıkarılabilir. O evrensel bir akide ve evrensel bir şeriattır. Vahiy, aklın alternatifidir (akıl-nakil). Aralarında derece farkı değil; mahiyet farkı vardır. Vahiy (Kur’ân), tabir yerindeyse Allah’ın aklının bir ürünüdür. Kur’ân’ın içerdiği dini ruh, şeriatı da beden metaforlarıyla karşılayacak olursak; onun ruhu da bedeni de kıyamete kadar bakidir, değişmez ve evrenseldir. Bu Kur’ân anlayışını ‘Ay’ meteforuyla da izah edebiliriz. Ayın sınırları bellidir. Sönmüştür, ancak sürekli ışık verir. Ayın ışık kaynağı Güneştir. Kur’ân da sabittir. (Mevrid-i nassda içtihata mesağ yoktur). Ancak, Ayetlerden her zaman yeni manalar çıkarılabilir. O manaları ayetin altına Allah depolamıştır. Böylesine mutlak-kutsal-sabit bir Kur’ân anlayışı doğal olarak Hz. Muhammet ve onun hadislerine de sirayet etmiştir. ‘Sahih-i Buhari’nin veya ‘Kütüb-i Sitte’nin neredeyse Kur’ân’a denk epistemolojik otoritesi buradan gelir. Mutlaklık veya kutsallık anlayışı mıknatıs gibi yakınında duran şeyleri kendine çeker ve onları ‘yerden’ kaldırır. Hz. Muhammed’in “Nur-i Muhammedi” kavramıyla varlığın ontolojik kaynağı haline gelmesi veya “levlake levlâk, Lema halaktu’l-Eflâk = sen olmasaydın evreni yaratmazdım” anlayışı buradan çıkar. Artık Hz. Muhammed “Arpa ekmeği yiyen Arap bir kadının oğlu, içimizden birisi değil, “fahr-i kainat”tır. Bu kutsallık ve mutlaklık Hz. Muhammed ve hadislerden geçerek Sahabeye, tabiun’a ve mezhep imamlarına sirayet etmiştir. Özetle, mutlak, kutsal ve sabit olan “merkez” etrafını, çevresini de kendine benzetmiştir. II- İkinci Kur’ân tasavvuru, İslâm dünyasının ve düşüncesinin çöküşüyle beraber pozitivist bilim felsefesinin etkisinde kalan laik Müslüman aydınlarda oluşan tasavvurdur. Onlara göre Kur’ân, sönmüş bir yıldız gibidir. Zayıf bir parlaması vardır o kadar. Aklın ‘aydınlama’sından sonra ona bir ihtiyacımız yoktur. Biz ilhamımızı gökten değil akıldan almalıyız. Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. Bilim ve akıl sadece “Nasıl?” sorusunun cevabını vermez. “Niçin?” sorusunun cevabını da verir. Kur’ânın ruhu da bedeni de tarihseldir. Ortaçağın mistik aklının ürünüdür. Onun şeriatı “çöl kanunu”dur. Kur’ân kendi döneminde fevkalade ileri-devrimci adımlar atmıştır, fakat o adımların bugün için bir örnekliği veya kılavuzluğu söz konusu değildir. Halkın dini inancının kaynağı olması hasebiyle dolaylı bir saygınlığı vardır. III – Üçüncü tasavvur yeni oluşmaktadır. M.İkbal, Fazlurrahman, H. Hanefi, M. Abid el-Cabiri, R.Garaudy, Ali Şeriatî, Abdulkerim Suruş, Mehmed S.Aydın, Mehmet Hatiboğlu gibi Müslüman entelektüeller tarafından savunulmaktadır. Bu tasavvurun ortak paydasını şöyle özetleyebiliriz: Mu’tezile’nin savunduğu gibi Kur’ân Allah’ın fiil sıfatlarından olan irade ve kelâm sıfatının ürünüdür. Yani ezeli değildir, yaratılmıştır. Mutlak olan Allah rölatif olan varlıkla ilişkiye girdiği zaman, çıkan ürün rölatiftir, mutlak değildir. Çünkü, Kur’ân’ı oluşturan dil (Arapça), Hz. Muhammed (insan) ve Arap toplumu rölatiftir. Vahiy ilişkisi bir zamanda (7.yüzyıl) ve bir mekanda (Arap yarımadası) vuku bulmuştur. Kur’ân, Lahûtî (ilahi) olduğu kadar nasûtîdir(insanidir). Allah insan aklı ve insan diliyle insana hitap etmiştir. Vahiy ile insan aklı arasında mahiyet farkı değil, derece farkı vardır. Vahyin fikri muhtevası Arap kültürünün ve Arap zihin dünyasının içindedir. Tevrattan, İncilden dini fikirler içerdiği gibi, Arap cahiliye döneminin doğru fikir ve fillerini de içerir. Başta Hz. Ömer olmak üzere Hz. Muhammed ve arkadaşlarının doğru görüp uyguladıkları fikir ve fiiller vahiy tarafından onanır. (Muvafakat-ı Ömer). Bundan dolayı Musa Carullah, bazı farzların temelinin sünnet olduğunu savunur. Bu bakış açısına göre vahyin bir dudağı gökte, bir dudağı da yerdedir. Yukarı aşağıyı belirler, aşağı da yukarıyı. Kur’ân sadece gökten inmemiştir, aynı zamanda yerden bitmiştir. Yerle gök arasında diyalektik bir ilişki söz konusudur. Tanrı’nın hakkı Tanrı’ya insanın hakkı insana verilmiştir.(Esbab-ı Nuzul, Nesih-Mensuh, Mekki-Medeni.) Allah, Araplara hitap etmiştir. Arapça ile bütün insanlığa hitap etmemiştir. O günkü iletişim imkânlarını ve yabancı dil bilme oranını göz önünde tutarsak bu son derece doğaldır. Aksi, abes olurdu. Allah dini Arap olmayanlara yayma sorumluluğunu (şahidlik.2/143) Araplara yüklemiştir. Kur’ânda tekrar hatırlatılan (tezkire) ‘ed-Din’ Hz. Ademden beri peygamberlerin tebliğ ettikleri dindir. Yani İslâmdır. Ruh –beden metaforuna tekrar başvurursak, bu tasavvura göre Kur’ânın ruhu Hz. Ademden kıyamete kadar sabittir. Bunlar da Tevhid, MEAD (ahiret), ibadet (tapınma) ve Adalettir (salih amel/ahlak). Kur’ânın bedeni ise (şeriat) tarihseldir. Yani Kur’ândaki sosyal ve siyasi hükümler (muamelât) Arap toplumunun maslahatları göz önünde tutularak oluşturulmuştur. Çünkü, sabit olan ed-Din, indiği toplumun yapısına göre ‘tedeyyûn’ eder. Etini ve elbisesini tarihten ve toplumdan giyer. Vahyi ve ilahî (semavî) anlamda din tektir. Şeriatler ise muhteliftir. Son şeriatın (Kur’ân ve Sünnet) ismi de ‘Şeriat-i Muhammedi’dir. Ortaçağda ‘islâmi İlimler’i tedvin eden Müslüman alimler, Arapların ihtiyacını karşılayan ‘Şeriat-ı Muhammedi’ (Kur’ân-Sünnet) den ümmetin bütününün ihtiyaçlarını karşılayacak ‘islâm şeriatı’nı (İslâm medeniyetini) inşa ettiler. Geleneğin katılığı ve taklidin yaygınlığı nedeniyle yeniçağa geçerken bu ortaçağ şeriatı aşılamadı. İslâm dünyasının her alanda yaşadığı krizin anlamı budur. Bugün ‘şeriat’ denince herkesin şuuruna üşüşenler bunun kanıtıdır. Bu tasavvura göre Kur’ân güneşe benzer. Güneş sıcaktır, dinamiktir varlık olarak sınırları belli olsa da ışıma yoluyla görülmez. Işıma yoluyla kendinden bir şeyler kaybeder. Kur’ân’ın ışıması Müslüman entelektüelin kalbi (aklı ve sezgisi) vasıtasıyla olur. Kur’ân’ı okuyan mümin entelektüel, ondan kimliğini, kişiliğini, benliğini, karakterini ve bilincini oluşturur ve dünyevi olgular, olaylar, fenomenler dünyasına dalar ve sorun çözer. Kur’ân’ı tefsir etmez. Olayları tevîl eder (aslına, hakikatine icra eder, çözer). Bundan dolayı peygamber “Ma raahu’l-muminune hasenen fehuva intallahi hesanun= müminlerin iyi gördüğü, Allah indinde de iyidir” demiştir. Bu durumda hata da yapılsa bir sevap alınır. Hz. Ömer böyle bir şahsiyet idi. Bu tasavvura ‘fenomenolojik’ tasavvur ismi verilebilir. Olguların özüne bakar. Kur’ân bütünüyle ‘ölçü’ değildir. Örnektir. Örneği kavrayan, Allah’ın karakterini ve insanlardan ne istediğini anlayan mümin, Allah gibi sorun çözer, kitap yazar, hüküm koyar. Çünkü ‘her dönemin ayrı bir hükmü vardır’(13/98). Kitabı şerh etmez. Bulunduğu epistemolojik zemin yorumsamacıdır. hermenötiktir. Rölativizm ile mutlak hakikat iddiasının arasında, dinlemeyi bilen, hakikatin bulunabileceğine inanan, delile dayanan, iknai bir yoldur bu. Bu tasavvuru bir başka metaforla da açıklayabiliriz. Bu tasavvurun Kur’an kavrayışı ‘yağmur’a benzer. Yağmur rahmettir. Yağmuru oluşturan su yeryüzünden gökyüzüne çıkar ‘bulut’ olur yoğunlaşır ve yere ‘yağar’. Vahyin, Kur’ân’ın fikri malzemesi de yerden alınır. Vahyin bütün verileri yeryüzüne aittir. Olgular, niyetler, duruşlar, fiiller Allah tarafından Semadan dinlenir ve Vahiy pasajları (ayetler) olarak ‘inzal’ edilir. Vahiy, Kur’ân’da rahmettir(7/203).Yağmur humuslu topraklarda berekete dönüşür. Vahiy de kalbi ‘yumuşak’ olan insanlarda hidayete dönüşür. Bu bakış açısında merkez dinamik olduğu için çevre ve etraf da dinamiktir. Hz. Muhammed ve Sünneti de ölçü değil, örnektir (usce). Kur’ân ile sünnet arasındaki fark Allah ile Hz. Muhammed (halik-mahluk) arasındaki fark kadar büyük değildir. Hz. Muhammed’in yanılabilirliği oranında azdır. İnsanların en hayırlıları Sahabe, sonra tabiun, sonra etba-ı tebiun değildir. İnsanlar bir tarağın dişleri gibi eşittir. En hayırlıları en muttaki olanlarıdır. Üçüncü tasavvura göre din, salt bir takım kutsal kişiler (peygamber, sahabe, veli, şeyh, imam, ilahiyatçı,vs.) kutsal mekanlar (Kâbe, Mescid-i aksa, cami,vs.), kutsal zamanlar (Ramazan, Cuma, Kadir gecesi vs.), kutsal nesneler (Kur’ân, zemzem, tesbih, seccade, sarık, cübbe, vs.) değildir. Din salt ahiret için (köşk, şarap, huri) yapılan bir takım özel ibadetler (hacc, oruç, namaz, Kur’ân okuma vs.) de değildir. Din, Tevhid inancı ile birlikte (iman) bunun zorunlu yansıması olan adalettir (salih amel). Din, dünya içindir, dünya da ahiret içindir. Din, gün boyu iyiliği, adaleti hakkaniyeti ayakta tutmaktır, bunları ikâme etmektir. Kötülüğü, haksızlığı, zulmü engellemektir (emr-ibil ma’ruf ve nahye ani’l-munker). Sosyal ve siyasal günah işlememektir. Çünkü bunlar büyük günahlardır. İnsan hakları ihlalleri büyük günahlardır. Ahlâki her davranış, gün boyu işlenen daimi sevaptır, ibadettir. Bir öneriyi, çözümü, fikri ve fiili ‘dini’ kılan şey, başına bir ayet veya hadis yerleştirmek değildir. Muttaki bir bilinç, temiz bir vicdandan gelen her öneri, çözüm, fikir ve fiil, dinîdir. " ( İlhami Güler ) Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Ben anlasildigimi saniyordum,Allahin indirdikleriyle hukmetmek isteyenler, ve hukmedilmek isteyenler, kendi hukuk sistemlerine gore, Beseri yasalarla, hukmetmek isteyenler, ve hukmedilmek isteyenler, kendi hukuklarina gore, hukmetsin. Hic birisi digerine baski yapmasin. iste o zaman ozgurlikten bahsedebiliriz. saygilar. Okey ama siz bunu mesela Türkiye gibi bir ülkede nasil uygulayacaksiniz? Yani seriati isteyenler kuranin kanuna göre, ateistler baska kurala göre, Aleviler baska kanuna göre, islami yönetim görmeyenler baska kanuna göre, baska dinlerden olanlar kendi kanunlarina göre. Bu örnekleri cogaltabiliriz. Etopyadan baska bir sey degil söyledikleriniz. Öyle olmus olsa bile herkes baskasinin üzerinde baski kurmaya calisir, basta seriatcilar mesela. Olmayacak ve mantik disi istekleri kimse ciddiye almaz. Hayalciliktan baska bir sey degil. Neden sunu kavramak istemiyoruz, din herkesin özel hayatina mahsustur ve özel hayatinda inancinin geregini yapabilir ve öylede. Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Okey ama siz bunu mesela Türkiye gibi bir ülkede nasil uygulayacaksiniz? Yani seriati isteyenler kuranin kanuna göre, ateistler baska kurala göre, Aleviler baska kanuna göre, islami yönetim görmeyenler baska kanuna göre, baska dinlerden olanlar kendi kanunlarina göre. Bu örnekleri cogaltabiliriz. Etopyadan baska bir sey degil söyledikleriniz. Öyle olmus olsa bile herkes baskasinin üzerinde baski kurmaya calisir, basta seriatcilar mesela. Olmayacak ve mantik disi istekleri kimse ciddiye almaz. Hayalciliktan baska bir sey degil. Neden sunu kavramak istemiyoruz, din herkesin özel hayatina mahsustur ve özel hayatinda inancinin geregini yapabilir ve öylede. Demokrasi,demokrasi,demokrasi...farklı çıkarları ulusal çıkarlarda buluşturacak tek anahtar.İnsani haklar için Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2008 Okey ama siz bunu mesela Türkiye gibi bir ülkede nasil uygulayacaksiniz? Yani seriati isteyenler kuranin kanuna göre, ateistler baska kurala göre, Aleviler baska kanuna göre, islami yönetim görmeyenler baska kanuna göre, baska dinlerden olanlar kendi kanunlarina göre. Bu örnekleri cogaltabiliriz. Etopyadan baska bir sey degil söyledikleriniz. Öyle olmus olsa bile herkes baskasinin üzerinde baski kurmaya calisir, basta seriatcilar mesela. Olmayacak ve mantik disi istekleri kimse ciddiye almaz. Hayalciliktan baska bir sey degil. Neden sunu kavramak istemiyoruz, din herkesin özel hayatina mahsustur ve özel hayatinda inancinin geregini yapabilir ve öylede. Mediyne devletinde bu oldu, tarihte, bu kuran ayetleriyle sabit, maide, suresinde ilgili ayetlere baka bilirsiniz. Dis dusmana karsi ortak mucadele edilir. Icerde her inananin ayri hukuku olur, ortak bir resmi dil kullanilir, diger diller,yasak kilinmaz, egitimine, kendi lisaninda egitimine engel olunmaz, destek olunur. Bu konuda, Ali bulacin Mediyne vesiykasi, adli kitabini okuya bilirsiniz, gerci ben okumadim, ama cok tartisildi bu kitab, entellektueller arasinda. sonra sizin Aleviler diye ayridiginiz, kesimin kitabida kuran, secme ozgurlugu olmali, isteyen istedigi hukukla yargilanmali, Laik sistem, veya bir baska sistem, nasil bir hukuk oneriyorsa, Allahta gerek birey olsun gerek toplumsal inananlari olsun,onlara bir hukuk sistemi onerir. Simdi ben size desemki, biz kuran hukumleriyle size hukmedecegiz, siz laikligi, birey olarak, ozel yasantinizda, uygulaya biirsiniz desem, bu sizlere zulum olur, cunku siz kuran hukumleriyle hukmolunmak, istemiyorsunuz, bunun boyle oldugu gibi. Laik hukuk sistemiyle yargilanmak istemeyenleri,hangi hukuk sistemiyle yargilanmak istiyorsa, O hukuk sistemiyle yarginlanmali, ya degilse, baska hukuk sistemini dayatmak, istemeyen, insana , zulum olur. saygilarimla. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Çok hukukluluk, bölücü ve ayrımcıların ortaya attığı en büyük tuzaklardan birisidir. Tüm dert tasa, "anayasal vatandaşlık" bilincinin oluşmasına meydan vermemek. Anayasal vatandaşlık bilinci oluştuğu anda bölmenin, parçalamanın ve parçaları kolayca yönetmenin, istediği gibi sömürmenin önü kapanır, emperyalizmin yolu kesilir. Hukuk evrenseldir. Hiç kimseden deklere alınıp "sen nesin kardeşim, beyan et" denip "ben x'im" dekleresi alınıp da "al sana x hukuku, sen buna uyacaksın" veya: "sen nesin kardeşim?" diye sorulup "ben y'yim" dekleresi alınıp "sen de y hukukuna tabisin" diye bir absürdlük olamaz! Bu öneri akıl dışı, çağ dışı ve insanlık dışıdır. İnsanları böl parçala yönet sistematiği üzerinde sömürmek isteyen emperyalist taktikler ve empozelerdir. Din oltasını atıp balıkları bu yeme çekiyorlar. Bunlar X ler ve Y lerin gökten hazır indiği dogmalarıdır. Böyle bir şey yok. X de Y de insanlar tarafından yapılmışlardır. Z de öyle... Gökten indikleri inançtır, kimseyi bağlamaz. Sadece inananları bağlar. İnançlar yasa haline getirilemez. Bilimsel veriler yasa haline getirilir. İnançlar kişiseldir, kişisel olarak inananlar laiklik güvencesi altındadırlar. Bunlar yıllardır insanlarımızın zihinlerine ekile ekile meyvelerini vermeye başladı. Bunlar nifak tohumları, dogma tohumları ve zihin afyonu tohumlarıdır. Ne yazık ki aydınlanma hamlesinin bir kaç dogmatik bayraklaştırılarak önü kesildi. Dogmatik düşüncenin bilime üstün gelmesi için gösterilmedik çaba kalmadı. Kimisi şeriat çığırtkanlığı, kimisi inanca saygı, kimisi ılımlı din, kimisi dinde reform yutturmacaları ile ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Dogmadan kurtulmadan zihin özgürleşmez... İlk şart dogmadan kurtuluş... Hazır gerçek yoktur, gökten inmemiştir. Gerçeklere ulaştıracak tek çaba, bizim gayretimiz, çabamız, çalışmamızdır... "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. Başka mürşit aramak gaflettir, dalalettir..." Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 [004.119] [DV] «Onları mutlaka saptıracağım, muhakkak onları boş kuruntulara boğacağım, kesinlikle onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar (putlar için nişanlayacaklar), şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler» (dedi). Kim Allah'ı bırakır da şeytanı dost edinirse elbette apaçık bir ziyana düşmüştür. [004.120] [DI] Şeytan onlara vadediyor, onları kuruntulara düşürüyor, ancak aldatmak için vaadde bulunuyor. Heva hevesinden yasalar yapanlar, bilerek yada bilmeyerek, seytana kulluk etmektedirler. Bizlerin kendisine kullugundan hic bir cikari olmayan rabbime hamdolsun,ki, bizlere vahyi gonderdi, insan urunu olan yasalar, ister istemez cikar iliskisine dayanir, Ama Allahin yasalarinda her hangi bir cikar yoktur,insanligin cikarina gonderilmis yasalardir. Haksiz yere cana kiymayi reddeder.tum insanligi oldurmus gibi suc sayar, Dolayisiyla haksiz yere olduren kisiye kisas uygulanir, bu tamamen insanligin yararinadir. Kuran katili affedip affetmeme isini, hakimin insiyatifine birakmaz, maktulun yakinlarinin insiyatifine birakir, [002.178] [DI] Ey İnananlar! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: Hür ile hür insan, köle ile köle ve kadın ile kadın. Öldüren, ölenin kardeşi tarafından bağışlanmışsa, kendisine örfe uymak ve bağışlayana güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbiniz'den bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem verici azab vardır. Katilin oldurme aleti ne ise, ayni aciyi tadarak oldurulmesi gerekir, Fakat, merhametli olan rabbimiz yine, affetmelerini ogutlemektedir. [016.126] [DI] Eğer ceza vermek isterseniz size yapılanın aynıyla mukabele edin. Sabrederseniz and olsun ki bu, sabredenler için daha iyidir. Yukardaki ayetleri gorduk, Tum bunlara ragmen, kisi, ben Allahin indirdigi ile hukmolunmak istemiyorum deme ozgurlugune sahipmidir? Evet sahiptir. islam hukukunda sahiptir, Ama modern dedikleri laik hukukta, sahip degildir, Modern dedikleri hukuklar, bir birleri arasindada celiskiler arzederler. Amerikan hukuku baska, ingiliz hukuku baska, ola bilmektedir, bunlara bir sey demezlerde, Hanefi hukunu, veya, safii, hukunu, veya, baska ekolun hukunu elesririler, Elestirmelerinin nedeni, O hukukun, ilahi kaynakli olmasidir. Islam ekollerinin gelistirdikleri hukuk, bir ictihaddir, gorus beyanidir. Bu hukuka alternatif, kuran dairesi icerisinde, baska hukuk sistemi yapila bilir, Yani islam hukuku, kendi icerisinde kendisini yeniler, Kesin hukumler beyan eden ayetler, degistirilemez, degistirlimesi teklif dahi edilemez. Laik hukuktada vardir, bu. degistirilmesi teklif dahi edilemeyen yasalar. Tum bunlari yazmama ragmen, ben hukuk okumadim, Ne islam hukukunu, nede laik hukunu biliyorum, Ama, su okumuslugumla, gozlemliyorumki, Rabbimin gonderdigi, hukuk sistemi, en adil hukuk sistemidir. Ve tum insanligin yararinadir. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Bizlerin kendisine kullugundan hic bir cikari olmayan rabbim Rabbin çıkarı tabii yok. Rabbin adına hareket edenlerin, onu kalkan edinenlerin var... Ey İnananlar! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı: Hür ile hür insan, köle ile köle ve kadın ile kadın. Sana bir tek tavsiyem olacak. Bu ayette "hüre hür, köleye köle, kadına kadın" kaydı niye konmuş? "İnsana insan kısas edilir" demekle niye yetinmemiş? Bunu iyi düşün, başka bir şey istemiyorum... Başka hiç bir şey istemiyorum... Sadece bunu önyargılarından sıyrılarak düşün... Alıntı
Φ dünyahepimizin Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Mediyne devletinde bu oldu, tarihte, bu kuran ayetleriyle sabit,maide, suresinde ilgili ayetlere baka bilirsiniz. Dis dusmana karsi ortak mucadele edilir. Icerde her inananin ayri hukuku olur, ortak bir resmi dil kullanilir, diger diller,yasak kilinmaz, egitimine, kendi lisaninda egitimine engel olunmaz, destek olunur. Bu konuda, Ali bulacin Mediyne vesiykasi, adli kitabini okuya bilirsiniz, gerci ben okumadim, ama cok tartisildi bu kitab, entellektueller arasinda. sonra sizin Aleviler diye ayridiginiz, kesimin kitabida kuran, secme ozgurlugu olmali, isteyen istedigi hukukla yargilanmali, Laik sistem, veya bir baska sistem, nasil bir hukuk oneriyorsa, Allahta gerek birey olsun gerek toplumsal inananlari olsun,onlara bir hukuk sistemi onerir. Simdi ben size desemki, biz kuran hukumleriyle size hukmedecegiz, siz laikligi, birey olarak, ozel yasantinizda, uygulaya biirsiniz desem, bu sizlere zulum olur, cunku siz kuran hukumleriyle hukmolunmak, istemiyorsunuz, bunun boyle oldugu gibi. Laik hukuk sistemiyle yargilanmak istemeyenleri,hangi hukuk sistemiyle yargilanmak istiyorsa, O hukuk sistemiyle yarginlanmali, ya degilse, baska hukuk sistemini dayatmak, istemeyen, insana , zulum olur. saygilarimla. Sn yorumcu, söyledikleriniz malesef sadece hayalde olabilecek bir istek. diger taraftan Mdiyene devletib´nde de böyle biri durumun olduguna inanmiyorum. Din bir inanctir ve dine göre yargilanmak zaten herkesdin kendi inancina göre ahrette olacak. Biz bu dünyadan bahsediyoruz diger dünyadan degil. Bu dünyada herkes kendi inancini özel hayatinda uygulayabilir, ama dinleri ceza kanunda veya ekenomide veya daha degisik durumlarda uygulayamayiz ve birde üstüne üstelik her dine göre ayri uygulamak. Bizler önce kendi etrafimizdaki bizden olmayan dinlere veya mezheplere ait olan insanlara saygimizi gösterelim ve haklarini verelim gerisi kolay. kac yüz yildan beri beraber yasadigimiz Alevilere kendi dinlerini özel hayatlarinda yasamalarini bile kabul edememisiz, onlari sunnilestirmek icin elimizden geleni yapmisiz ve hala da yapiyoruz. Onlari gecmiste yakacagimiza gül ile karsilasaydik bügünki yazdiklarimiz daha inandirici olurdu. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Sayın Dünya, bırakın Alevileri, bir insan çıksa, "ben yeni bir dinin ilk mensubu ve peygamberiyim" dese, onun özel inancına en küçük laf etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur. Bunu ortaya çıkıp topluma söylediğinde en büyük yaptırım, kınanması ve hoş görülmemesi, eleştiri oklarını üzerine çekmesi olabilir. Yasal bir yaptırım düşünülemez. Ya da ne bileyim, "benim dinimde onbeş yaşında evlenilebilir" derse, yürürlükteki yasalara en küçük aykırılık yaparsa, derhal yasal yaptırım uygulanır. Bu ölçülerin haricinde inancında serbesttir. Kimse ona "son peygamber gelmiştir, başka peygamber yoktur" deyip ne hakaret edebilir, ne bu varsayıma dayalı yasak işletebilir. Aleviliğe gelince, İslam sadece ehli kitap olarak tanımladığı kitaplarını onadığı dinlere bir statü vermiştir. Kökende bir mezhep farklılığı ise hiç öngörmemiştir. İslam'ı herkesin aynen Kurân'da bildirildiği şekliyle anlamasını zorunlu tutmuştur. Bu da demokrasiyle kesinlikle bağdaşmaz. Herkes her şeyi istediği gibi anlar ve yorumlar, inanır. Namaz kılmaz, semah yapabilir. Kimse karışamaz. O yüzden çözüm devletin Alevilere de ibadethane açması, dedelerine maaş bağlaması değil, bunu hiç bir din, hiç bir mezhep için yapmamasıdır. İktidarın girişimleri devleti laiklikten daha da uzaklaştırma yönündedir. Aşamalı olarak diyanet önce küçültülüp sonra kaldırılmalı, din dersleri kaldırılmalıdır. Tarih içinde din tarihi diye bir bölüm açılmalı, din kültürü orada verilmelidir. Dini kontrol altında tutma bahanesi artık geçerliğini yitirdi. Böyle diye diye, bir devlet koruması altında din propaganda aygıtı oluşturuldu. Diyanet hızla küçültülüp hızlı bir süreçte lağvedilmelidir... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Sn yorumcu, söyledikleriniz malesef sadece hayalde olabilecek bir istek. diger taraftan Mdiyene devletib´nde de böyle biri durumun olduguna inanmiyorum. Din bir inanctir ve dine göre yargilanmak zaten herkesdin kendi inancina göre ahrette olacak. Biz bu dünyadan bahsediyoruz diger dünyadan degil. Bu dünyada herkes kendi inancini özel hayatinda uygulayabilir, ama dinleri ceza kanunda veya ekenomide veya daha degisik durumlarda uygulayamayiz ve birde üstüne üstelik her dine göre ayri uygulamak. Bizler önce kendi etrafimizdaki bizden olmayan dinlere veya mezheplere ait olan insanlara saygimizi gösterelim ve haklarini verelim gerisi kolay. kac yüz yildan beri beraber yasadigimiz Alevilere kendi dinlerini özel hayatlarinda yasamalarini bile kabul edememisiz, onlari sunnilestirmek icin elimizden geleni yapmisiz ve hala da yapiyoruz. Onlari gecmiste yakacagimiza gül ile karsilasaydik bügünki yazdiklarimiz daha inandirici olurdu. Alevi dediklerinizin, kitabi nedir,? sayin,dunya hepimizin, Eger kurandir diyorsaniz, ve onlar kuranla hukmolunmak istiyorlarsa, buna hic kimse engel olmamali, diyorum. Yok olmak istemiyorsa, onada kimse engel olmamali. Medinede boyle bir sey olmadi diyorsunuz. Musluman olmayan yahudilerin, kendi hukuklarina gore, muhakeme olmasina izin verildi, bu ayetle sabit. [005.043] [DI] Allah'ın hükmünün bulunduğu Tevrat yanlarında iken, ne yüzle seni hakem tayin ediyorlar da sonra bundan yüz çeviriyorlar? İşte onlar inanmış değillerdir. Ellerinde tevrat var, peygamberi hakem seciyorlarki icerisindekiyle onlara hukmetsin, sonrada o tevratin icerisindeki, hukumlerden yuz ceviriyorlar. Demekki, Kendi kitablariyla, hukmolunma ve hukmetme yetkisi verilmis. ama ondan bile yuz cevirmisler. Gunumuze gelecek olursak, Ben sunniy yada baska ekole mensub birisi degilim, eger sunniler dedigin gibi yaptilarsa, bu , Allahin hukmu degildir, Turkiye sunni devletimiki, laik cumhuriyet, Allahin kitabina gore, hukmeden bir ulke yoktur yer yuzunde su an. Ama, Iranda Imam caferin kitabiyla, Hukmediyorlar, Yine Allahin kitabi degil,Allahin kitabindanda esinlenmis, ola bilirler, ama ben anayasalarini, okumadim, Uygulamaya bakilrsa, Kuranla degil tevratla hukmediyorlar, zina konusunda, cunku kurana gore zinanin cezaasi yuz sopa, ama tevrata gore, taslayarak oldurmek, sahi aklima geldi, bileniniz varmi, israilde, zinaya Nasil bir cezaa uygulaniyor,? israil din devleti derler hepte, ondan merak ettim, Eger din devleti ise. zinanin cezaasi belli tevratta, hemde ap acik. saygilarimla. Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 israilde, zinaya Nasil bir cezaa uygulaniyor,?israil din devleti derler hepte, ondan merak ettim, Eger din devleti ise. zinanin cezaasi belli tevratta, hemde ap acik. Evrensel hukukta zinanın yaptırımı, eşin boşanma davası açarak tazminatını çatır çatır alıp boşanmasıdır. İsrail'de farklı bir uygulama olacağını sanmam. Dinin çok güçlü oluşuna karşın İsrail laik bir devlettir diyebiliriz. Yahudiler Tevrat'ta yazan her şeyi uygulamaya kalksalar, kara kara günlere kalırlar. Daha doğrusu onlar dinlerini bir tür ırkçılığa dönüştürmüşler. Zaten Tevrat da buna müsait. Ama genel çizgide laikler hep az farkla iktidara gelmeyi başarıyorlar. Ama din baskısını hep hissediyorlar. İsrail de dünyada benzeri olmayan bir devlet, Türkiye gibi... Hep söylerim, İsrail nasıl Orta Doğu'nun jandarması ise, Türkiye de Orta Asya'nın jandarması olmaya aday, veya ABD nin bu rolü yüklemek istediği bir devlettir. Bana inanın, dönen tüm dolaplar bunun üzerine... Türkiye'nin dinin baskısını hep hisseden, fakat radikalizme de kaymayan (ılımlıdan kasıt bu) bir İslam devleti olması bunun için isteniyor... Türkiye'de laiklik zayıflamalı, din güçlenmeli, öyle olmamalı ama, Türkiye neredeyse bir din devleti gibi görünmeli, emperyalistler böyle istiyor... Tıpkı İsrail gibi... Niye liberaliyle, solcusuyla neredeyse tüm aydınlar birden İslamcı kesildi, Atatürk'ü (aslında laikliği) yıpratma kampanyaları niye aldı yürüdü sanıyorsunuz? İplerinin uçları öyle çekiliyor... Alıntı
Misafir Evren. Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Gönderi tarihi: 1 Aralık , 2008 Rabbin çıkarı tabii yok. Rabbin adına hareket edenlerin, onu kalkan edinenlerin var... Sana bir tek tavsiyem olacak. Bu ayette "hüre hür, köleye köle, kadına kadın" kaydı niye konmuş? "İnsana insan kısas edilir" demekle niye yetinmemiş? Bunu iyi düşün, başka bir şey istemiyorum... Başka hiç bir şey istemiyorum... Sadece bunu önyargılarından sıyrılarak düşün... Bizim savasimiz ne demirefe,?Insanlarin kuran bilinciyle bilinclenerek, Allahi kalkan olarak kullanmalarina engel olmak, Dini cikar dini olmaktan cikarmak, Diger sorunun cevabi. Kuran vahyi geldiginde, zaaten kolelik, muessesesi vardi, son vahyin inis sureci icerisinde, kuran kolelegi kaldirmaya yonelik, tavsiyelerde bulundu, Yemin kefareti, karsiligi olarak kole azad etmek gibi. [005.089] [DI] Allah size rasgele yeminlerinizden dolayı değil, bile bile ettiğiniz yeminlerden ötürü hesap sorar. Yeminin keffareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on düşkünü yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azad etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yeminlerinizin keffareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allah size böylece ayetlerini açıklıyor. Yanlislikla, veya kazaen bir mumini olduren, karsilignda kole azad etmelidir. [004.092] [DI] Bir müminin diğer mümini yanlışlık dışında öldürmesi asla caiz değildir. Bir mümini yanlışlıkla öldürenin, bir mümin köleyi azad etmesi ve öldürülenin ailesi bağışlamadıkça, ona diyet ödemesi gerekir. Eğer o mümin, size düşman bir topluluktan ise mümin bir köleyi azad etmek gerekir. Şayet aranızda anlaşma olan bir millettense, ailesine diyet ödemek ve mümin bir köleyi azat etmek gerekir. Bulamayana, Allah tarafından tevbesinin kabulü için, ard arda iki ay oruç tutmak gerekir. Allah bilendir. Hakim'dir. Ayriyeten yukardaki ayette dunya yasantisindan komsu ulkelerle iliskilerden, toplumsal bir yasantidan bahsetmektedir. Muslumanin ahiret sadeti, bu dunyadan gecer, Bu dunyada, iyilige barisa yonelik eylemler, sarfedenler. Ahirette mutlu sona erisecekler. Sizinde bahsettiginiz gibi, Allahla insani kullanan insanlar, Birak kole azad etmeyi, Tarihte kole sektoru olusturmuslardir, Emeviler, Osmanlilar, bunun canli ornegidir. Gectigimiz yuz yil kolelik resmen kaldirala bilmistir, yasal olarak, Aslinda kaldirilan hic bir sey yok, Su anda yer yuzunde kuresel kolelik devam etmekte, Ben Batida yasiyorum, sayin demir efe, Ikiyuz yuzlu bati bu iste. Ayni suctan hukumlu bir batiliya verilen cezaa, ile, batida yasayan bir Muslumana verilen cezaalar farklilik arzederken, Bu cezaalar tum muslumanin aleyhine uygulanirken, Ve ulkedeki savcilar bunu acikca beyan ederken, sen kalkmis bana, neden, insana karsilik insan kisas edilir diye yetinmemis diyorsun, Daha gectigimiz asir, siyah insan, insan yerine bile konmuyordu, gemilere doldurulup, ozgurlukler ulkesi diye nitelendirilen, ulkeye, kole olarak gitmedimi. Batinin kolelik sistemi haalen devam ederken, Simdi 1400 yil once gelen vahye bakarak, olumsuz fikirler beyan etmek,kafayi kuma gommektir, Hic olmazsa, kuran, 1400 yil onceden koleligi ortadan kaldirma gayreti gostermis, hure verilen cezanin yarisinin, koleye verilmesini, emretmistir. [004.025] [DI] Sizden, hür mümin kadınlarla evlenmeye güç yetiremiyen kimse, ellerinizdeki mümin cariyelerinizden alsın. Allah sizin imanınızı çok iyi bilir. Birbirinizdensiniz, aynı soydansınız. Onlarla, zinadan kaçınmaları, iffetli olmaları ve gizli dost tutmamış olmaları halinde, velilerinin izniyle evlenin ve örfe uygun bir şekilde mehirlerini verin. Evlendiklerinde zina edecek olurlarsa, onlara, hür kadınlara edilen azabın yarısı edilir. Cariye ile evlenmedeki bu izin içinizden, günaha girme korkusu olanlaradır. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah bağışlar ve merhamet eder. Kurandaki din, Ateistin hukukunu bile gozetir, sen merak etme, demirefe, yeterki halk o bilince varsin. saygilarimla. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.